Fatma Aksu

Görüşmede, kadınlar ile gençlerin güçlendirilmesi için hayata geçirilen projeler ve bu projelerde yapılabilecek işbirliği imkânları ele alındı. Nijerya’nın Türkiye için önemli bir dost ülke olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, Tinubu’nun döneminde ilişkilerin güçlenerek artacağına inandığını söyledi. Afrika ülkelerindeki kadınların el emeği ürünlerinin satışa sunulduğu ve gelirinin Afrikalı kadınlara ulaştırıldığı “Afrika El Sanatları ve Kültür Evi” hakkında Tinubu’ya bilgi verdi. Emine Erdoğan’ın kıta ülkelerinden birinde doğmasa da yürekten Afrikalı olduğunu vurgulayan Oluremi Tinubu da, Afrika’nın zengin kültürüne karşı özel ilgisinden dolayı memnuniyetini ve teşekkürlerini iletti.

Çocukları Saraçhane’deki ‘Meclis Salonu’nda kabul eden İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, sevgi ve arkadaşlığın, miniklerin çok iyi bildiği, büyüklerin unuttuğu bir dil olduğunu vurguladı ve kürsüden yaptığı konuşmada, “Atatürk’ün dediği gibi, yurtta ve dünyada barışın egemen olması için, çocuklardan öğreneceğimiz çok şey var. Dilerim, dünyanın tüm büyükleri de çocukların savaşla ilgili duygu ve düşüncelerinden gerekli dersi bir an önce alırlar” dedi.

‘BİRLİKTE OYNAYACAKLAR’

Büyüklere de “Dilerim, Filistinli ve Ukraynalı çocuklar, en kısa zamanda barış ve huzur dolu bir hayata kavuşurlar” çağrısında bulunan İmamoğlu, festival boyunca İstanbul’un 19 noktasında çocukların eğleneceklerini, kendi ülkeleri ve yörelerinin danslarını sergileyip, birbirlerinin kültürünü tanıma fırsatı bulacaklarını, birlikte konserler izleyip şarkılar söyleyip oyunlar oynayacaklarını söyledi.

BOĞAZ TURU YAPTILAR

- Esenler Belediyesi de 23 Nisan etkinlikleri kapsamında 14’üncüsünü düzenlediği “Uluslararası Barış Ekmeği Festivali”nde 10-14 yaş arası 22 Filistinli çocuğa Boğaz turu düzenledi. 7 Ekim’den bu yana devam eden İsrail saldırılarından kaçarak Türkiye’ye gelmeyi başaran çocuklar, İstanbul Boğazı’nı “Filistin” sesleriyle inletti. Gazzeli çocuklar çıktıkları Boğaz turunda, yanlarından geçen diğer teknedeki yolcular ve sahildeki vatandaşların dikkatini çekebilmek için ellerinde Filistin ve Türk bayraklarını sallayıp boğazları yırtılırcasına “Filistin” diye bağırarak seslerini duyurmaya çalıştı. Boğaz’da seyreden şehir hatları vapurları ve özel teknedeki yolcular, Filistinli çocukların sevgi gösterilerini karşılıksız bırakmadı. Coşkuyla onlara el sallayıp kalp işaretleri yaparak yanlarında oldukları mesajını verdi. Gazzeli çocuklar, çıktıkları Boğaz turunda bir nebze de olsa tanık oldukları savaş ortamını unutup müzik eşliğinde oyunlar oynadılar ve asla unutamayacakları bir gün geçirdiler.

Toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, birçok hastalığın tedavisinde bitkilerden elde edilen ilaçlar kullanıldığını belirterek “Şifanın arandığı en kadim kaynaklardan biri hâlâ keşfedilmemiş sayısız türü bünyesinde barındıran bitkiler âlemi” dedi.

DSÖ Avrupa Direktörü Hans Kluge ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın da katılımıyla düzenlenen etkinlikte konuşan Emine Erdoğan, bugün birçok hastalığın tedavisinde bitkilerden elde edilen ilaçlar kullanıldığına ve Anadolu topraklarının sahip olduğu 3 bini endemik, toplam 12 bin bitki türü ile bitkilerle tedavi alanında müstesna bir yere sahip olduğuna dikkat çekti.  Emine Erdoğan, özetle şunları söyledi:

“Sadece bitki çeşitliliği açısından değil, üzerinde birçok önemli hekim ve bilim insanının yaşamış olması hasebiyle de Anadolu toprakları kadim tıp kaynakları açısından önemli bir konumdadır. Tarihi öğretilerin gün yüzüne çıkarılarak, modern uygulamalara entegrasyonunda üzerimize düşeni yerine getirmek için 2012’de Sağlık Bakanlığımız bünyesinde Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Daire Başkanlığı kuruldu. Gerekli mevzuat düzenlemesi yapıldı. 2014’te yürürlüğe giren Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği bu çerçevede önemli bir adımdı. Bu sayede Sağlık Bakanlığı öncülüğünde, birçok üniversitede GETAT eğitim ve uygulama merkezleri açıldı. Ancak GETAT uygulamalarının bilimsel ve akademik bir zeminde yürütülmesi son derece önemli.

Emine Erdoğan, Anadolu’nun yetiştirdiği bilim adamları ve şifalı bitkilerin tanıtıldığı sergiyi gezdi. Erdoğan’a, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından hayat ağacı hediye edildi.

TÜBİTAK’TAN PROJE ÇAĞRISI

Bu minvalde geçen aylarda ülkemizin saygın araştırma kuruluşlarından biri olan TÜBİTAK Başkanlığımız tarafından geleneksel ve tamamlayıcı tıbbın araştırılmasına yönelik proje çağrısına çıkıldı. Akademik çalışmaların ve bilim insanlarının GETAT uygulamalarına gösterdiği ilginin son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Bu sayede Türkiye’nin GETAT uygulamalarında önde gelen ülkelerden biri ve tüm dünya için bir cazibe merkezi olacağına eminim.

ANADOLU TIBBI MARKA OLDU

Ayrıca, topraklarımızın bu zengin şifa birikiminin, Sağlık Bakanlığımızca patenti alınan ‘Anadolu Tıbbı’ markası altında daha da geliştirilerek, insanlığın istifadesine sunulacak olması, ümit verici bir gelişme."

İstanbul Gayretepe’deki Masquerade Club’de 2 Nisan 2024’de tadilat sırasında yangın çıkmıştı. Kulübün bulunduğu 13 katlı binanın eksi 2’nci bodrum katında başlayan yangında 29 kişi hayatını kaybetmişti. 

HER ŞEY SALONDA BAŞLAMIŞ

Yangına ilişkin itfaiye raporu tamamlandı.

Rapora göre, yangın, Masquerade Club’ın salonundaki loca bölümünde yapılan kaynak çalışması sırasında makineden çıkan kıvılcımların kolay yanıcı nitelikteki ses yalıtım, izolasyon ve döşeme malzemelerini tutuşturmasıyla çıktı. Alevlerin bina dış cephesi ve üst katlarının PVC pencerelerine sirayet etmesi yangının büyümesine neden oldu. Yangın sırasında gece kulübünde bulunan elektrik panoları da patladı. Yangının hızla büyümesi ve yayılması esnasında yoğun duman oluştu ve elektrikler kesildi.

Gece kulübü çalışanları, kuru kimyevi tozdan oluşan portatif yangın söndürme cihazları ile alevlere müdahale etse de başarılı olamadı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı itfaiye ekipleri, saat 12.47’de aldığı ihbarın ardından olay yerine 12.54’te ulaştı. Yangına eşzamanlı müdahale eden itfaiye ekipleri, 36 numaralı binanın otopark girişi üst bölümünde bulunan ofis penceresinden ve binanın yan kısmındaki muhasebe ofisi alanından içeri girdi. Otomatik kurtarma aracıyla üst katlarda bulunan bina sakinleri kontrol edilerek güvenli bölgede kalmaları sağlandı.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul’da bakanlık olarak yapımı tamamlanan metro hatlarının uzunluğunun 147.7 kilometreye, İstanbul’un toplam raylı sistem ağının ise 348 kilometreye ulaştığını açıkladı.

3 AYDA 4 HAT DEVREYE GİRDİ

Yılın ilk çeyreğinde Bakırköy Sahil- Bahçelievler-Güngören-Bağcılar Kirazlı Hattı’nı, Gayrettepe-İstanbul Havalimanı Metro Hattı’nın Gayrettepe-Kâğıthane Kesimi’ni, Arnavutköy-İstanbul Havalimanı Metro Hattı’nı ve Sirkeci- Kazlıçeşme Raylı Sistem ve Yaya Odaklı Yeni Nesil Ulaşım Projesi’ni hizmete açtıklarını belirten Uraloğlu, İstanbul’da hayata geçirdikleri en önemli metro projelerinden birinin Başakşehir-Çam ve Sakura Şehir Hastanesi-Kayaşehir Metro Hattı olduğunu söyledi.

HEDEF 372 KİLOMETRE

Bakan Uraloğlu “İstanbul’un ulaşımı için yapacak çok daha işimiz var” diyerek, ülke genelinde de toplamda da 372.2 kilometre daha raylı sistem hattı yapmayı planladıklarını belirtti.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul’da yapımı bakanlık tarafından gerçekleştirilen mevcut Altunizade - Çamlıca Camii - Bosna Bulvarı Metro Hattı projesinin, İstanbul’un yoğun yerleşim yerleri olan Kazımkarabekir ile Bahçelievler mahallelerine uzatılacağını açıkladı.

Metro hattının uzatılması projesi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasının ardından 6 Nisan 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. Toplam 6 kilometre uzunluğundaki “Bosna Bulvarı- Bahçelievler- Kazım Karabekir Metro Hattı” yapım işini Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı üstlendi. Proje için etüt ve fizibilite güncelleme çalışmalarının tamamlanmasının hemen ardından yatırım programına alınarak çalışmalara başlanacak.

TOPLAM 6.3 MİLYAR LİRAYA MÂL OLACAK

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun verdiği bilgiye göre, proje bedeli yaklaşık 6.3 milyar lira olan, 6 kilometre uzunluğunda ve 4 istasyondan oluşan hat, saatte 80 kilometre hız yapacak.  Söz konusu hat tamamlandığında, Altunizade İstasyonu’nda Üsküdar - Çekmeköy hattıyla Marmaray’a, Kazımkarabekir İstasyonu’nda da Ümraniye- Ataşehir- Göztepe Metrosu ile  entegre olacak. Altunizade İstasyonu’ndan başlayan hat, Ferah Mahallesi, Çamlıca  ve Bosna Bulvarı istasyonlarından, Yavuztürk İstasyonu’nda ulaşıp, buradan iki kola ayrılacak. Hattın bir kolu Güzeltepe ve Bahçelievler istasyonları ile Rasathane’ye, bir kolu da Kazımkarabekir İstasyonu’na ulaşacak. Böylelikle Üsküdar ve Ümraniye’nin yoğun nüfusu olduğu mahallelerinde metro yürüme mesafesine kadar gelmiş olacak.

Beyoğlu’nda İsrail protestosu sırasında polis ekiplerinin ‘dağılın’ uyarısına karşı gelen 43 kişi gözaltına alındı. Polisin sert müdahalesiyle ilgili görüntülerin sosyal medyadan paylaşılmasının ardından İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya açıklama yaptı: “Olayla ilgili 43 şahıs yakalanmış, 38’i kimlik kontrolü yapılarak serbest bırakılmış, 5 şahsın ise ifadeleri alınarak adli işlem yapılmıştır. 2 emniyet görevlisi açığa alınmış ve derhal mülkiye müfettişi görevlendirilmiştir.” ◊ Fatma AKSU/ İSTANBUL

ÖZEL: HEYET GÖREVLENDİRDİM

- CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Filistin İçin Bin Genç Hareketi üyelerinin eylemde gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Süreci yakından takip edeceklerini belirten Özel, konuyla ilgili İstanbul milletvekilleri Yunus Emre ve Ali Gökçek’i görevlendirdi. Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Özel, “İstanbul’daki bu görüntüleri büyük üzüntüyle takip ettim” dedi. ◊ ANKARA

İsrail saldırısı ve ambargosu altında hemen her gün katliam yaşanan Gazze’ye Türkiye’den özgürlük filosu gidecek. Çok sayıda gıda ve yardım malzemesini Gazze’ye ulaştırmaya çalışacak olan filonun bu ayın 15 veya 16’sında Akdeniz’den açılması bekleniyor. İftarda gazetecilerle buluşan İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, filoyla ilgili şu bilgileri verdi:

“Gemilerden birin 500 tonluk Anadolu, diğeri ise Mavi Marmara’dan daha büyük olan 1500 kişi kapasiteli Vicdan gemisi. Biz çocuklara yardım götürme niyetindeyiz. Asıl hedefimiz ateşkes. Dünya barışı için bunu yapmak zorundayız.

GAZZE’YE GİDİYORLAR

Orada gündem oluşturup Akdeniz’in ortasında ateşkes çağrısında bulunacağız. Katılımcıların hepsine şiddetsizlik eylemi adı altında eğitim vereceğiz. Akdeniz’e açılacak gemilerdeki yolcular arasında Nelson Mandela’nın torunu Nkosi Zwelivelile Mandela, Che Guevara’nın kızı Aleida Guevara gibi isimler de olacak.”

Törene İmamoğlu’nun eşi Dilek, büyük oğlu Selim, annesi Havva ve babası Hasan İmamoğlu ile kız kardeşi Neslihan Yakupçebioğlu ile yeğenleri Hasan Mert ve Hakan da katıldı. Ekrem İmamoğlu, kendisine oy versin vermesin tüm İstanbullulara teşekkür ederken özetle şunları söyledi:

İKTİDARIN YARISI BİZDE

“İstanbul, sürdürülebilir projeleri, bostanları, tarlaları, mandıraları ile İstanbul iklim kriziyle güçlü bir şekilde mücadele eden bir şehir olacak. Ve en önemlisi, şehrimizi, bizi bekleyen deprem tehlikesi karşısında daha hızlanacağız. İstanbul’da tam bir kentsel devrim gerçekleştireceğiz. Yurttaşlarımız İstanbul ve Türkiye’de CHP’yi birinci parti haline getirdi. Bize yerel iktidarı teslim etti. Omzumuza da çok büyük bir sorumluluk yükledi. Önümüzdeki beş yıl boyunca ülke nüfusumuzun yüzde 70’e yakını CHP’li belediyeler tarafından yönetilecek. Türkiye ekonomisinin yüzde 85’i de CHP’li belediyelerin yönettiği şehirlere yayılmış durumda. Özetle bugün Türkiye’de artık iktidarın yarısı bizde. Bizim iktidarımız yerelden ulusala doğru gelişecek.

ERDOĞAN’A İMZA ÇAĞRISI

Buradan Sayın Cumhurbaşkanına açık çağrıda bulunuyorum. Projesini tamamladığımız, bütçesini bulduğumuz ve ihaleye çıkmak üzere uzun zamandır sizden imza beklediğimiz Sefaköy-Beylikdüzü Tüyap Raylı Sistem Hattı’na, metrobüs aracı alımı talebimize, Kömürcüoda Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisi’ne bir an önce onay verin.”

ANNE İMAMOĞLU: İÇİM RAHATLADI

İmamoğlu dualarla yeniden göreve başlarken baba Hasan İmamoğlu, “Onun başarısı beni duygulandırıyor” diye konuştu. İmamoğlu’nun annesi Havva İmamoğlu ise duygularını Hürriyet’e “Çok memnun oldum. İçim rahatladı” diye anlattı.

İÇİŞLERİ Bakanı Ali Yerlikaya, İstanbul Gayrettepe’deki ‘Masquerade’ gece kulübünde yaşanan facianın hemen ardından yaptığı açıklamada, 2 mülkiye başmüfettişinin konuyla ilgili çalışmalara başladığını açıklamıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da yangınla ilgili soruşturma başlatmış, görevlendirilen savcılar polis ve itfaiye ekipleriyle birlikte mekâna girerek incelemelerde bulunmuştu. Mülkiye müfettişleri ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, hem mekânın ruhsatını veren Beşiktaş Belediyesi hem de diğer tüm kurumlardan belge ve bilgiler talep etti.

RUHSATTAKİ BİLGİLER YANLIŞ

Soruşturma dosyasına giren evraklara göre, eğlence mekânının ilk ruhsatı 1987 yılında Beşiktaş Belediyesi tarafından diskotek olarak verilmiş-ti. Binanın yapılışında o alan sinema salonu olarak görünüyor. Binanın yöneticisi Şule Şakat’ın açıkladığı gibi, ruhsatta üst pasajın olduğu yer fuaye, giriş kapısı olan yer çıkış, alttaki yer de tahliye yeri olarak gösterilmişti. Oysa ki ruhsattaki bilgiler hatalıydı. Binanın giriş ve çıkışı arkadaki bir kapıdan sağlanıyordu. Eksi 2’nci katta ise hiçbir çıkış kapısı yoktu.

SON İTFAİYE RAPORU 2006’DA

İşletmeyle ilgili son itfaiye raporu 2006 yılında alındı. Mekân sahipleri ruhsatlarını değiştirmek istiyorlardı. İBB İtfaiyesi’ne başvuruldu. İtfaiye ekipleri inceleme yaptıkları mekânda olumsuzluklar tespit etti. Mekân sahipleri bunun üzerine ruhsatı yenilemedi. Diskotek olarak görünen eski ruhsatla çalışmaya devam ettiler. 2018’de mekân sahipleri ruhsatı diskotekten çıkartıp eğlence mekânına çevirmek için Beşiktaş Belediyesi’ne müracaat etti. Ruhsat aynı yıl yenilendi. Ancak ortada bir gariplik vardı. Beşiktaş Belediyesi ruhsat yenilerken İBB İtfaiyesi’nden mutlaka istenmesi gereken itfaiye raporunu istememişti. Ruhsattaki bilgiler de eski ruhsattaki gibi düzenlenmişti. Mülkiye müfettişlerine gönderilen belgeler arasında, 2018 yılına ait bir itfaiye raporu da bulunamadı. O rapor alınsaydı, itfaiyeciler bir kez daha eksiklikleri tespit edecek, belki de bu facia yaşanmayacaktı.

ÖLÜM KORİDORU GEÇİT VERMEDİ

İSTANBUL Gayrettepe’deki Yıldız Posta Caddesi Gündoğdu Sokak’taki Masquarade Club, kentin en eski eğlence mekânlarından biri. 60 daireli, 12 katlı binanın eksi 1 ve eksi 2. katlarında yer alıyordu. Girişi de adeta labirenti andırıyordu. Gece kulübü ramazan ayının başında tadilata alındı. Her iki katına da yeni localar eklenip, duvarları yenileniyor ve ses izolasyonu yapılıyordu. İddiaya göre, Beşiktaş Belediyesi’nden tadilatla ilgili izin de alınmamıştı.

OKSİJEN TÜPÜ PATLADI

Dün saat 12.47’de içerideki çalışmalar sürüyordu. Bayrama kadar bitirilecekti. Loca yapımında çalışan işçilerin kaynak yapmak için kullandığı oksijen tüplerinden biri patladı. Alevler yalıtım malzemelerine de sıçradı. Uzmanlara göre, gece kulübünün kapısı adeta baca görevi yaparak alevleri körükledi ve tek çıkışı da kapattı. İtfaiye birkaç dakika içerisinde müdahale etti ve alevleri söndürdü. Ancak içeri girdiklerinde tam bir facia ile karşılaştı. İtfaiye erleri kendi canlarını hiçe sayarak işçileri dışarı çıkartmaya çalıştı. Ancak 29 işçiden kimi yanarak, kimi dumandan zehirlenerek hayatını kaybetmişti. İki kişi ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Kimliği belirlenen 24 çalışanın DJ Gökay Tevlek, tadilat işçisi Kadir Orhanoğlu, Emrah Demiroğlu, Alparslan Salih Derelioğlu, Ahmet Sever, asansör ustaları Fahrettin Korkut ve Musa Korkut, Özkan Baş, Gökhan Yıldırım, Sinan Yılmaz, Barış Güngör, Mehmet Okumuş, aşçı Atanur Aladağ, kaynak ustaları Yılmaz Kıhrı, Akın Kıhrı ve Rıdvan Özyer, Muhammet Ali Yıldırım, Binali Çayır, Sinan Yılmaz, Mehmet Okumuş, Muhammet Ali Yıldırım, Adem Özçelik, Rıdvan Özyer, Şivan Bolu olduğu açıklandı.

8 GÖZALTI

İstanbul Emniyeti, gece kulübünün işletmecileri ‘kasten yaralama’dan kaydı olan Şahzade Ş., (50) Mehmet Menduh C. (45) ve ‘kasten yaralama’dan suç kaydı olan mesul müdür İsmet Ş., (65) ‘uyuşturucu kullanmak, 6136 sayılı ateşli silahlar kanununa muhalefet ve kasten yaralama’dan suç kaydı olan işletme müdürü Arda Arman P. (26), ‘cinsel taciz’den suç kaydı olan muhasebeci Salim A. (39) ve tadilatla ilgili metal işleri sorumlusu Kahraman E. ile 2 kişiyi gözaltına aldı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “3 Cumhuriyet savcısı görevlendirilmiştir. İş güvenliği ve yangın konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi ekibi de çalışmalarını sürdürmektedir” dedi.

İstanbul Valisi Davut Gül, “Gece kulübünün 1987 yılında aldığı bir ruhsat var. Bu ruhsat 2018 yılında yenilenmiş” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da, İçişleri Bakanı Yerlikaya’yı telefonla arayarak bilgi aldı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “Yangınla ilgili 2 mülkiye müfettişimiz görevlendirilmiştir” açıklaması yaptı.

“Büyük bir olgunlukla süreci yürüttüğümüz seçimlerimiz milletimize, ülkemize, İstanbullu hemşehrilerimize hayırlı olsun. Tercihini hangi partiden yapa yaparsa yapsın, iradesini sandığa yansıtan her vatandaşımıza teşekkür ediyorum. İstanbullu kardeşlerimiz bilsinler ki, İstanbul’un Muradı İstanbullular için çalışmaya devam edecek. Biz yine milletimizin yanında olacağız. Milletimiz bizi nerede görmek istiyorsa yine orada olacağız ve İstanbullu hemşehrilerimiz için gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz.

ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPACAĞIZ

Elbette biz de milletimizin verdiği mesajları değerlendirecek ve üzerimize düşeni yapacağız. Biz daima milletimizin huzuru, refahı için çalışan kadrolarız. Aynı anlayışla çalışacağız. Ülkemizin geleceğe daha iyi hazırlanması adına milletimiz için çalışmaya devam edeceğiz. Biz bugünü bir milat olarak kabul edip, eksiğimiz neyse onu gidermek için tüm teşkilatlarımızla birlikte sahada olacağız. Ben bu süreçte yine seçilen belediye başkanlarımızı, meclis üyelerimizi, muhtarlarımızı tebrik ediyorum.”

İSTANBUL İL BİNASINDA İZLEDİLER

Murat Kurum oy verme işlemi sürerken sosyal medya hesabından “Sevgili İstanbullular Sandıkların kapanmasına az bir zaman kaldı. 17.00’de oy verme işlemi bitecek ve oy sayımına geçilecek. Sizlerden ricam; bir oyla ne değişir demeyin ve mutlaka oyunuzu kullanın. Vereceğiniz oylar sizin ve sevdiklerinizin geleceği demektir. Demokrasimize, İstanbul’umuzun geleceğine sahip çıkalım. Sandıklarda görev yapan tüm teşkilat üyelerimize ve sandık sorumlulularına tekrar teşekkür ediyorum” mesajını paylaştı.

Kurum daha sonra sonuçları ekibiyle birlikte AK Parti İstanbul il binasında takip etti. İstanbul milletvekilleri de ilçelerdeki sandıkları gezip daha sonra il başkanlığına geldi. 

Sandıkların kapanarak sayıma geçildiği dakikalarda heyecan hâkimdi. Saatler ilerledikçe ve sandıklar açıldıkça Ekrem İmamoğlu’nun farkı açmasıyla heyecan yerini hüzne bıraktı.

31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimleri’nde şüphesiz en merak edilen yerlerin başında megakent İstanbul geliyordu. İstanbul’da 33 bin 327 sandıkta 11 milyon 314 bin 534 seçmen oy kullanacaktı. 22’si siyasi parti 27’si bağımsız olmak üzere 44 erkek, 5 kadın aday mücadeleye girişmişti. Yeniden CHP’nin adayı olan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 31 Mart 2019 seçimlerini çok az farkla kazanmış, AK Parti’nin yaptığı itiraz üzerine 23 Haziran’da tekrarlanan seçimi de oy farkını 806 bine çıkararak kazanmıştı. 31 Mart 2024 seçimlerine de Ekrem İmamoğlu iddialı bir kampanya ile hazırlanırken, en büyük rakibi Cumhur İttifakı’nın adayı Murat Kurum da başta kentsel dönüşüm projeleri olmak üzere etkili bir kampanya yürütmüştü. Dün akşam saat 22.30’da resmi olmayan sonuçlara göre, sandıkların yüzde 73.41’i açıldı. 6.417.896 oy sayıldı. Bu oyların 6.282.989’u geçerli sayıldı. Ekrem İmamoğlu, yüzde 50.4’le oyların 3.201.430’unu alarak seçimin galibi oldu. En yakın rakibi Murat Kurum ise yüzde 40.87’le 2.596.094 oy aldı. YRP adayı Mehmet Altınöz yüzde 2.01’le 127.868 oy topladı. DEM Parti adayı Meral Danış Beştaş yüzde 1.92 ile 122.270 oy aldı. Zafer Partisi adayı Azmi Karamahmutoğlu yüzde 1.04’le 66.202 oy alırken, İYİ Parti adayı Mehmet Satuk Buğra Kavuncu yüzde 0.62’yle 40.356 oy aldı. Saadet Partisi adayı Birol Aydın yüzde 0.36’lık oy oranıyla 23.624 oy aldı.

MECLİS’TE ÜSTÜNLÜK CHP’YE GEÇTİ

İl Genel Meclisi’nde de CHP üstünlüğü ele geçirdi. 2019 seçimlerinde yüzde 38.53 oy alan CHP, bu seçimde bu oranı yüzde 45.32’ye çıkartarak meclisteki üstünlüğü AK Parti’den geri aldı. AK Parti 2019 seçimlerinde yüzde 45.57 oy alırken bu seçimde ise yüzde 41.15’te kaldı.

CHP’DE SEVİNÇ

Saat 17.00’da sandıkların kapanarak sayımın başlamasının ardından CHP İstanbul İl Binası’nda coşkulu bir hava hakim oldu. Ekrem İmamoğlu, seçim sonuçlarını il binasında takip etti. Sonuçları il binası önünde kurulan çadırda 100’den fazla gazeteci takip etti. İstanbul’da oyların yaklaşık yüzde 40’ı açıldığında İmamoğlu kameraların karşısına geçerek çıkan sonuçlardan memnuniyet duyduklarını ancak seçimin hala sonuçlanmadığını dile getirdi. Saatler ilerledikçe CHP’nin zaferi kesinleşti ve CHP İl Başkanlığı’nda alkışlar yükselmeye başladı. Bina önüne gelen vatandaşlar ellerinde CHP bayrakları ve meşalelerle İmamoğlu için destek sloganları attı.

İMAMOĞLU’NDAN TEŞEKKÜR KONUŞMASI

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu,  “Bir milyonun biraz daha üzerindeki bir farkla birinci durumdayız” dedi. İBB Başkanı ve CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu, seçim sonuçlarıyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “1 milyonun biraz daha üzerinde bir farkla birinci durumdayız. İBB seçimleri bu an itibarıyla artık yeni dönemdeki yetkiyi İstanbul halkı 16 milyon insanımızla birlikte bize vermiştir diyebiliriz.

İmamoğlu mitinge dönüşen Eyüpsultan turunda özetle şunları söyledi: “Ekrem İmamoğlu kardeşiniz, arkadaşınız, evladınız bütün vatandaşlarımıza eşit hizmet etti; bundan sonra yine eşit hizmet etmeye devam edecek. Ekrem İmamoğlu’nun arkasında kabine yok, Ekrem İmamoğlu’nun arkasında 16 milyon İstanbullu var. Ekrem İmamoğlu’na talimat veren yok. Ekrem İmamoğlu’na talimat veren, fikrini söyleyen 16 milyon İstanbullu var. İstanbullu ne derse, İstanbul’u ne isterse onu yapar.

METRO ŞANTİYESİNDE İFTAR

Bu seçimde yine bir avuç insan değil, kocaman İstanbullular seçimi kazanacak. İstanbul’a çok güzel günler yaşatacağız. Çok emek verdik. Hep birlikte çalıştık. Milletin hakkını, kimseye yedirmeyeceğiz. Milletin hakkını millete, yani sizin paranızı size dağıtacağız.”

Ekrem İmamoğlu iftarını da Göztepe-Ataşehir-Ümraniye Metro hattının şantayesinde çalışan işçilerle birlikte yerin 30 metre altında açtı. İmamoğlu, 5 yılda 65 kilometre metro hattı açtıklarını, yapımı devam eden 8 metro hattını ise 2025 yılında açmayı tasarladıklarını söyledi.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Esenyurt’ta yaşanan sel ve su baskınlarına son verecek olan Haramidere’nin ıslah çalışmalarının ilk etabı ile Yaşar Kemal Meydanı’nı törenle açtı.

OYLARINIZI BÖLMEYİN

Yaşar Kemal’in sözlerini yazdığı, “Merhaba” şarkısına atıf yapan İmamoğlu, “Yaşar Kemal, en sarp kayasına bile bu memleketin ‘merhaba’ demiş. Ben de canım ciğerim, komşum, hemşerim, sevgili Esenyurtlulara ‘merhaba’ diyorum” dedi.

İmamoğlu konuşmasında özetle şunları söyledi: “Bir avuç insana asla oy verilmesine müsaade etmeyin. Oylarınızı bölmeyin. Oylarımızı ve güçlerimizi birleştireceğiz. Birlikte hareket edeceğiz. Particilik yapma zamanı değil. Biz, halkçı İstanbul’un büyük ittifakıyız.

BİZ HALK İTTİFAKIYIZ

Biz halkını düşünen, partiler ötesi düşünen, şehrini, insanını düşünen, bu şehrin emekçisini, işverenini, kadınını, gencini, çocuğunu düşünen büyük bir halk ittifakıyız. Bazıları pireye kızıp yorganı yakmak isteyebilir. Sakın buna fırsat vermeyin. Her zaman birleşe birleşe kazanacağız. Birlikte kazanacağız. Bugün karşımızda olan güç hiç değişmedi. 2019’da bize ne yaşattı iseler, aynı kişiler. Hiçbir zaman dürüst ve adil olmadılar. Bugün de değiller. Biz, sizin için çalışacağız. Biz, milletimiz için çalışacağız. Ben, İstanbul için çalışacağım.”

İmamoğlu, Silivri mitinginde ise bakanların İstanbul’da seçim çalışması yapmasını eleştirdi.

Cendere Vadisi’nde Kağıthane Deresi çevresinin kesintisiz bir şekilde yürünüp, bisikletle gezilebileceğini söyleyen İmamoğlu, İstanbulluları kenti yürüyerek tanımaya davet etti. İmamoğlu, “Dere yataklarını işgalden kurtardık ve olası sel baskınlarının da önüne geçtik” dedi.

-ELİMDE SİHİRLİ DEĞNEK VAR: Ekrem İmamoğlu incelemeleri sırasında gazetecilerin sorularını da yanıtladı. İstanbul’un depreme hazır olmadığı eleştirileri de hatırlatılan İmamoğlu, “Evet, İstanbul depreme hazır değil. Yani İstanbul’da Ekrem’in elinde bir sihirli değnek var... Siz 1999 depreminde bu yana şehri yönetiyorsunuz. Bunun 17 senesinde Türkiye’de iktidardasınız” dedi.

-ÇİLLER’E İMAR İPTALİ DAVASI: Eski Başbakan Tansu Çiller’in Sarıyer’deki arazisiyle ilgili imar iptali kararı da hatırlatılan İmamoğlu, “Geçenlerde desteğini açıklayan Sayın Başbakan’ın (Tansu Çiller) tekrar imar düzenlemesi yapılan Sarıyer’deki arsasında yine bir hukuki iptal çıktı. Bugün kararı geldi. Biz mücadele ediyoruz. Onlar ‘Verelim, verelim...’ Kimin malını kimin, havasını, kimin suyunu, kimin ormanını, kimin vadisini kime veriyorsunuz?” diye konuştu.

‘KÖFTECİLİĞE’ LAF ETTİRMEM

-EKREM İmamoğlu, sosyal medyada kendisine yönelik “Ne yaptı? İstanbul’a bir çivi bile çakmadı” iddiasına da şöyle yanıt verdi: “Çivi çakmadı lafı malum TV kanallarının sloganı. Ben inşaatlarda çalıştım. Bayağı çivi çakmıştım çocukluğumda. Çivi de sattım ben nalbur dükkanında. (Murat Kurum’un ‘Git  köfteci dükkânı yönet’ sözleri) Bu esnaflık meselesini de söyleyeyim. Köfteciliğe laf ettirmem. Ben sabah beşte dükkân açar, gece saat birde, ikide Bolu’dan et taşırdım. Hem de 21 yaşındaydım. Öyle laf ettirmem. Hayatımın en önemli deneyimleridir.”

İmamoğlu dün sporcuların da katılımıyla düzenlenen Olimpik Kent İstanbul başlıklı bir sunum yaptı. İBB’nin spordaki projelerini 10 başlıkta sıralayan İmamoğlu, 2027’deki Avrupa Oyunları’nı İstanbul’a getirip, 2036 yılında da İstanbul Olimpik ve Paralimpik Oyunları’nı düzenleyeceklerini söyledi. Konuşmasında sporda şiddete de dikkat çeken İmamoğlu, “Spor tüm dünyada barış demek, kardeşlik ve dostluk demektir. Sporda, ülkeler birbiri ile aralarında olan savaşlara bile ara vermiştir” dedi. İmamoğlu sunumun ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Rakibi Murat Kurum’un, “Muhalefet sürekli ekonomik gündemle siyaset yapmaya çalışıyor. Biz yerel seçimde ekonomiyi oylamayacağız” açıklamasına İmamoğlu, “Ben tabii ki kentin yoksulluğunu konuşacağım. Ben konuşmuyorum ki toplum konuşuyor” diye yanıt verdi. İmamoğlu, Kurum’un “İstanbul’u benimle konuşamaz. İstanbul’un sorunlarından haberi yok” sözlerinin hatırlatılması üzerine ise “İstanbul’un ilçelerini bilmeyen benimle ne konuşuyor? Gelsin konuşalım. Mesela kanalı konuşalım. Neyine karşı, nasıl karşı? Gelsin konuşalım. Buyursun” dedi.

İmamoğlu açılışta yaptığı konuşmada, son günlerde katıldığı televizyon programlarında 2019 yılındaki bazı seçim vaatlerine yönelik ‘hatırlamıyorum’ sözlerine de açıklık getirdi. İmamoğlu, şunları söyledi: “Benim 2019 seçiminde kocaman bir vaat setim vardı. Kitapçık demek de doğru değil, 200 sayfalık sağlam bir ansiklopedi gibi bir vaatler dizini. Allah’a şükür diyeyim. Yüzde 87’sini bu 5 yıla sığdırmanın gururunu yaşıyorum.

‘O ANDA HATIRLAYAMAYABİLİRİM’

Canlı yayınlarda bana soruyorlar. Birileri gibi ‘Yaptım’ deyip geçiştirecek bir ruh halim yok. Yapıp yapmadığımı o anda hatırlamayabilirim. Rakiplerime benzemem. Emin olmak isterim. ‘Hatırlamıyorum, kontrol edip size bilgi vereyim’ diyorum. Doğru bir cevap olduğunu düşünüyorum. ‘Vay efendim, İmamoğlu hatırlamıyor.’ Yüzlerce vaatten birini hatırlamıyor.”

MEGA PROJELERİ HATIRLATTI

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, yeniden tasarlanarak açılışını yaptığı Maltepe Cumhuriyet Meydanı’nda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a, hayat pahalığı, atanamayan öğretmenler ve bazı vaatleri üzerinden yüklendi. İmamoğlu konuşmasında özetle şunları söyledi:

“Mega Proje, Avrupa Yakası’ndan Bakırköy İncirli’den, Söğütlüçeşme’ye bitecek metro sistemi vardı. Boğazı üç katlı tünelle geçeceklerdi. Orta tünelde metro ve üstünde arabalar. Aradan 10 yıl geçti. Ortada ne metro var, ne üç katlı tünel, ne de İncirli’den başlayıp Söğütlüçeşme’de biten metro.

Fatih’in, aralarında kara surları çevresinin ıslah edilmesiyle ortaya çıkan Millet Bahçesi’nin de olduğu Yeşil Vizyon projeleri görücüye çıktı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, projenin tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, “İstanbul’daki tarihi tescilli eserlerimizin yarısı Fatih’te. Hükümet olarak önem verdiğimiz en büyük projelerden biri depreme hazırlık. Yerinde evini yapmak isteyen, yenilemek isteyen, imar planına uygun şekilde sağlamlaştırmak isteyen herkese destek sağlıyoruz” dedi.

SUR DİBİNDE 70 BİN METREKARE YEŞİL ALAN

Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan da, “Tarihi surların çevresindeki karmaşayı, kötü yapılaşmayı, kötü görüntüyü ortadan kaldırmak, bunun yerine bölgeyi, sosyal, kültürel, ekonomik anlamda değer üreten bir mekân haline dönüştürmek en büyük hayallerimden biriydi. Kara surlarının dibindeki 70 bin metrekarelik alanı yeşil alana çevirdik. Yedikule ve Ayvansaray bahçelerinin dahil edilmesiyle Suriçi’nde yüzde 41 oranında yeşil alan artışı gerçekleştirdik. Göreve geldiğimizde 875 bin metrekare olan yeşil alan miktarı 1.2 milyon metrekareye çıktı” diye konuştu.

Kurum anketlerdeki son durumun sorulması üzerine, “1.5-2 puan öndeyiz. Bazı araştırmacılar bu farkın seçim günü artacağını söylüyor. Kararsız seçmenin iradesini hizmetten yana kullanacağını belirtiyorlar” dedi. Kurum, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 2019’da verdiği vaatler için ‘hatırlamıyorum’ demesine tepki gösterdi: “Bu başkan 30 yıl önceki köfteyi hatırlıyor, 5 sene önceki sözlerini hatırlamıyor.” 

PARA NEREDE O ZAMAN

İBB yönetiminin ‘Engelleniyoruz’ açıklamalarına da “Madem iş yaptırmadık, metro yaptırmadık, kentsel dönüşüm yaptırmadık kasada para olması lazım. Sen borcu artırmışsın. Ve devletten gelen bütçen de artmış. Para nerede o zaman?” diye tepki gösterdi. Kurum, dün Kapalıçarşı esnafını ziyaret etti, turistlerle fotoğraf çektirdi.

Vatandaşların Akşener’e en çok ileterek yardım istediği konular hayat pahalılığı ve emekli maaşları oldu. En çok esnaf ziyaret eden ve en çok emeklilerin sesini dile getiren lider olduğunu söyleyen Akşener “Seçime kadar konuşup emeklilerin sorunu çözülsün istiyorum. Çözülmezse ceza kesin” tavsiyesinde bulundu.

BÜYÜKŞEHİR İÇİN İKNA EDEMEDİ 

Girdiği bir dükkanda esnaftan da oy isteyen Akşener, “Adaylarımızı destekleyin” diye konuştu. “Benim de bir tercihim var” diyen esnaf “İlçede oy veririm ama Buğra Başkanım kusura bakmayın” diyerek büyükşehirde oy veremeyeceğini söyledi.

Hattın inşaatının 2017 yılında yüzde 4 seviyelerinden durdurulduğunu söyleyen İmamoğlu,  “Göreve geldikten sonra 3- 4 ay içinde Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası’ndan 75 milyon Euro kaynak bulup, kredi iznini alarak inşaatına yeniden başladık. 11 istasyonun tamamında kazı ve betonarme imalatlarında son aşamaya gelindi. 2025 yılında hizmete alınacak. Bu hat aynı zamanda Çekmeköy- Ümraniye- Üsküdar Hattı, Kadıköy- Sabiha Gökçen Hattı ve Marmaray’la birleşiyor. Yani İstanbul’un her yerinden Finans Merkezi’ne kolaylıkla ulaşım sağlanacak” dedi.  

CHP Lideri Özgür Özel, dün İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte Küçükçekmece Ayamama Kaynarca ve Gürpınar Yağmur Suyu Tünelleri Kazı Başlatma Töreni’ne katıldı. Küçükçekmece, Başakşehir ve Beylikdüzü’nde yaşanan su taşkınlarına son vermek için planlanan projenin töreninde Özgür Özel özetle şunları söyledi:

İSRAİL İLE TİCARETİ BİTİRİN

“Siz bir yandan Filistin’de yaşananlara gözyaşı dökeceksiniz. Bir yandan yakınlarınızın, arkadaşlarınızın, yakın çevrenizin, siyaset arkadaşlarınızın, destekçilerinizin gemileri İsrail ile Türkiye limanları arasında mekik dokuyacak. Daha dün akşam saatlerinde Türkiye’den çimento, gübre taşıyan gemiler ayrıldı ki, gübre dediğinizin aslında patlayıcı yapımında da kullanılabilen bir madde olduğunu hiç kimsenin unutmaması gerekiyor. İğneden ipliğe kargo gemileri ayrıldı. 

EMEKLİYE PARA YOK TAYYİP BEY’E OY YOK

Özgür Özel, Çatalca ve Silivri mitinglerinde de vatandaşlara hitap etti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a emekliler üzerinden yüklenen Özel, “Yandaş müteahhide para var, emekliye para yok. Uçan saraya, yüzen saraya, kışlık saraya, yazlık saraya, bin odalı saraya para var, emekliye para yok. O zaman madem emekliye para yok, 31 Mart’ta da Tayyip beye oy yok” dedi.

Silivri Mitingi’nde de CHP’nin reklamlarını yayınlamayan TRT’yi hedef alan Özel “Günü gelecek, o genel müdür de, bu talimatı veren de AKP’nin televizyonuymuş gibi devletin televizyonunu kullanan da, kullandırtan da bunun hesabını verecek.” diye konuştu.

İŞSİZLİK DEMEK UMUTSUZLUK DEMEK

Özel dün açıklanan işsizlik rakamları ile ilgili olarak da “Rakamlar pandemiden beri en yüksek rakam. Geniş tabanlı işsizlik yüzde 25’e yakın. Gençlerde rakam yüzde 35’e yaklaşıyor. Genç işsizliği demek umutsuzluk demek. Dünyanın en güzel ülkesinde yaşayan gençlerin, dünyanın başka ülkelerinde hayal kurması demek. Gerçek beka sorunu 4 gençten 3’ünün zihninde bavulları toplamış olması demek” dedi.

İmamoğlu, konuşmasında geçmiş yönetimin İstanbul’a 25 yılda 125 kilometre, kendilerinin ise 5 yıllık dönemde 65 kilometre metro hattı inşa ettiklerini ifade ederek, önümüzdeki 5 yıl için de 63 kilometre uzunluğunda yeni metro hattı sözü verdi.

EMEĞE SAYGISI YOK

İmamoğlu, AK Parti İBB adayı Murat Kurum’un, kendisiyle ilgili İstanbul’a 5 yılda sadece 8 kilometre metro hattı yaptığı yolundaki sözlerine “Bu işin içinde emek hırsızlığı var. Böyle saygısız siyaset olmaz. Kameralar önünde 8 atım atarak 65 kilometreyi 8 kilometre gibi gösteren anlayışa şaşıyorum. Emeğe saygısı yok. 5 yıl boyunca biz onlara belediyecilik dersi verdik. İcraat, hizmet, yatırım nedir gösterdik” diyerek tepki gösterdi. 

6 İLÇEYİ BAĞLAYACAK

Tamamı 15 istasyondan oluşacak yaklaşık 25 kilometre uzunluğundaki hat Kadıköy, Üsküdar, Ümraniye, Ataşehir, Sancaktepe, Çekmeköy ilçelerini kesintisiz olarak birbirine bağlayacak.

Ekrem İmamoğlu dün programını Pendik’e ayırdı. İlk olarak kanaat önderleriyle toplantı yapan, daha sonra da miting düzenleyen İmamoğlu, özetle şunları söyledi: “Aynı anda 10 metroyu yapabilmek ciğer ister. İyi bir planlama ister. ‘Biz başladık’ dediğiniz metroların 6 tanesine başlamamıştınız bile. Sadece ihalesini yaptınız, şantiyeyi kurdunuz. İhale edilen metro projelerinin çoğunun projesi yok, kaynağı yok. Metro işini öz kaynağınızla yapabilmek kolay değil. Uzun vadeli borçlanmalar bulursanız, kaynaklar bulursanız mümkün. Biz, tam 1.6 milyar euro bu işlere kaynak bulduk. 10 metro hattını birden yönetmek kabiliyettir.”

İmamoğlu, Sultanbeyli’de de pazar esnafı ve halkla buluştu.

KURUM’A: DALGA GEÇME

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan İmamoğlu, Murat Kurum’un Kent Lokantaları’yla ilgili “Biz iki gecede yaparız. Çay bardağıyla su, süt vermekle olmuyor işler” açıklamasının hatırlatılması üzerine, “Yapılan iyi hizmetleri al da kopyala. Onlarla dalga geçme. Milletin ihtiyaçlarıyla dalga geçme. Kent Lokantaları’nda 2.5-3 milyon insan yemek yedi. Zaman daraldıkça yapamayacağını anlıyor. Kendini ispat çabasında” yanıtını verdi.

ŞİŞLİ’de vatandaşlarla bir araya gelen Ekrem İmamoğlu ve Tunç Soyer daha sonra Gaziosmanpaşa’da, içinde pazaryeri, otopark, yüzme havuzu, spor ve oyun alanları ile kütüphanenin bulunduğu yaşam merkezini açtı. İmamoğlu akşam da Üsküdar’da miting yaptı. Tunç Soyer’e kampanyasına verdiği destek için teşekkür eden Ekrem İmamoğlu, “5 yıl boyunca Tunç Bey gibi 11 büyükşehir belediye başkanı arkadaşımızla kader birliği yaptık. Omuz omuza olduk. Güzel işler yaptık. Eksiklerimiz olabilir. Ama biz, birikimlerimizle yan yana olmaya, omuz omuza olmaya devam edeceğiz. Bizim birliğimizi, bizim dostluğumuzu, bizim kardeşliğimizi kimse bozamaz” diye konuştu.

SOYER: ŞİMDİ SIRA BİZDE

Tunç Soyer de İmamoğlu’na desteğini açıklayarak, “Ekrem Başkan Türk milletinin gözbebeğine 5 yıldır sevgiyle, tutkuyla, aşkla baktı. Şimdi ona sahip çıkma sırası bizde. İstanbul’un ve Türkiye’nin kaderi ortak. İstanbul bir kez daha bir nefes alacak” dedi.

BEŞİKTAŞ’I ZİYARET ETTİ

- Fenerbahçe ve Galatasaray’ın ardından dün de Beşiktaş’ı ziyaret eden İmamoğlu, İstanbul’un gelecekte olimpiyatlara ev sahipliği yapacak bir şehir olduğunu, öncesinde de Avrupa Oyunları’nı hedeflediklerini söyledi.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya önceki gün İstanbul Üniversitesi öğrencisi olduğu dönemde ikamet ettiği Fatih’teydi. Kapalıçarşı, Mısır Çarşısı ve Mahmutpaşa esnafını ziyaret eden ve sonrasında ‘Güvenli Fatih’ başlıklı toplantıya katılan Yerlikaya, özetle şu bilgileri verdi: “Fatih’te yasal kalış hakkı olan toplam yabancı sayısı 39 bin 799. Geçici koruma altındaki Suriyelilerin sayısı 20 bin 922, ikamet izni ile kalanların sayısı 18 bin 642, uluslararası koruma kapsamında kalanların sayısı ise 235 kişi. 2019’da Fatih ilçesindeki toplam yabancı sayısı 103 bin 660 iken, bugün itibarıyla bu sayı 39 bin 799’a düşmüş.

YABANCILARA KAPALI

15 Ocak 2021’den itibaren de Fatih’teki tüm mahalleler yabancılara kapalı. İstanbul’da göçmen kaçakçılığı organizatörlerine yönelik toplam 499 operasyon yapıldı. Bu operasyonlarda gözaltına alınan 806 kişinin 202’si tutuklandı, 105’ine adli kontrol kararı alındı. 29 Şubat 2024 tarihi itibarıyla İstanbul’da bulunan 103 mobil göç noktasında 197 bin 555 kişi sorgulandı, 57 bin 745 kişinin düzensiz göçmen olduğu tespit edildi. 1 Haziran 2023 - 29 Şubat 2024 tarihleri arasında vizesi, ikamet izni biten veya kendiliğinden İstanbul’dan ayrılan yabancı sayısı 255 bin 92, gönüllü olarak 9 ay içinde İstanbul’dan ayrılan Suriyeli sayısı 26 bin 519.”

ŞEKİL YAPANA ŞEKİL YAPIYORUZ

İstanbul’da personel sayısını 50 bin 44’ten, 56 bin 391’e çıkarttık. 112 operasyonla 90 organize suç örgütünü çökertip adalete teslim ettik. 27 milyar 181 milyon TL’lik maddi mal varlıklarına el konuldu. Bu organize suç örgütlerinin tek bir amacı var; para. Paraya erişimle ilgili aziz milletimizin, çalışanın helal kazancıyla ilgili geliyor oraya çöküyor, şekil yapıyor. Milletimize hiç kimse şekil yapamaz. Eğer şekil yapmaya kalkarsa fazla değil biz savcılarımızla beraber öyle bir organize oluyoruz ki 3 ay bilemediniz 4 ay içerisinde, bazıları 1-1.5 ay içerisinde öyle bir şekil yapıyoruz ki kafesliyoruz mahzene alıyoruz.

VATAN EMNİYET HASDAL’A TAŞINIYOR

Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Hasdal’da 253 dönüm üzerinde inşa edilecek 300 bin metrekarelik külliyeye taşınacak. İstanbul Emniyetimiz 2.5 yıl sonra mükemmel bir binaya sahip olacak.

Törene Kurum ve Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’in yanı sıra TOKİ Başkanı Ömer Bulut, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Vedat Demiröz ve Fatma Betül Sayan, İstanbul milletvekilleri Hasan Turan, Nurettin Alan, Üsküdar Kaymakamı Adem Yazıcı da katıldı.

AŞKLA ÇALIŞTIK

Açılışta konuşan Murat Kurum, projenin bakanlığı döneminde kendisine geldiğinde heyecanlandığını ve hemen yapım sürecini başlattıklarını belirtip, “Böyle bir hizmeti yapmış olmak şereflerin en büyüğü” dedi. Kurum konuşmasında özetle şunları söyledi:  “Okulda bize koro halinde bir şarkı söyletirlerdi. Orada bir köy var uzakta. Gitmesek de, görmesek de o köy bizim köyümüzdür. Artık Üsküdar’da da bir köyümüz var. Biz hep eserden, hizmetten yana olduk. İstanbul için aşkla çalıştık. Emin olun Üsküdar’da yaptığımız çocuk köyümüz, bu Cumhuriyet Halk Partili İBB yönetiminin ilgisiz yarı zamanlı belediye başkanının 5 yıl içinde İstanbul’da yaptığı kreşlerden daha büyük bir projedir.

5 BİN KONUTU DÖNÜŞTÜREMEDİLER

1 Nisan gelecek dertlerimiz bitecek. 1 Nisan gelecek yüzler gülecek. İstanbul için eser yapmaya, İstanbul için 650 bin konutu dönüştürmeye devam edeceğiz. Metro hattını 5 yılda 2 katına çıkararak İstanbul’daki ulaşım çilesini bitiren tarafta olacağız. Diğer tarafa baktığınızda koca 5 yılda 5 bin konutu dönüştüremeyenler var. Biz sadece Üsküdar’da 5 bin konutu dönüştürdük.” 

İmamoğlu dün bir grup gazeteciyle sohbetinde özetle şunları söyledi:

- “Parti içinde, başarısız olup, yenilip başka bir parti kurma iddiasını dile getiren olmadığını umut ederim. Bunu söyleyen kendi ruh halini ifade ediyordur. Ben öyle değilim. Başarısızlık üzerinden bir kariyer planlaması yapmam, böyle bir anlayışta olmam.

- Erdoğan potansiyeli nedir, anlamadım. İkinci Erdoğan derken neyi kastediyorlar anlamıyorum. Cumhurbaşkanı henüz sahaya inmedi. Muhtemeldir ki haftaya gelir.   

- (Murat Kurum’un dans ve türkü performansı) Çok kötü. Hiç denememiş hayatında, bari deneme. Türkü söylemesine de ona da tahammül edemedim. Bence çalışmamış, hiç oynamamış.

AKŞENER’İN BIRAKTIĞI YERDEYİM

- Sayın Akşener ile ilişkimiz, Sayın Akşener’in bıraktığı yerde duruyor. Benim için farklı bir durum yok, ben de o noktada duruyor, izliyorum sadece. 

- (Özgür Özel ile ilişkisi) Çok çağdaş, medeni, sevgi, saygı çerçevesinde çok özel bir ilişkiye sahibiz. O benim genel başkanım ben de onun değerli bir büyükşehir belediye başkanıyım. İyi bir yol arkadaşıyız.

- Sayın Kılıçdaroğlu’nun sahada olması tabii ki istenir, eski genel başkanımız.”

Üsküdar Küçüksu’daki çocuk köyü kapılarını pazartesi günü açacak. Ziyaretçilere köy restoranında köy yemekleri ve taze pişmiş köy ekmeği ikram edilecek. Köy çarşısındaki dükkânlar, köy kahvesi  ve köy meydanı çeşitli etkinliklere sahne olacak.  Çocuklar çanak çömlek yapımından fırında ekmek yapımına birçok deneyimi yaşayabilecek.

EKİP BİÇECEKLER

Çocukların ekip biçebileceği tarım alanları ve at, eşek, inek, koyun, kuzu, tavuk gibi çiftlik hayvanlarını gözlemleyebilecekleri ortamlar da oluşturulmuş.

Köy, Eğitim Teması ve Orman Teması olarak iki alandan oluşuyor. Eğitim teması kısmında köy meydanı, köy çeşmesi, çocuk oyun alanları, yürüyüş parkuru, amfi, gölet, bostan, su değirmeni, serender, köy konağı, çarşı, restoran, köy camisi, şadırvan, wc, çocuk atölyeleri, köy kahvehanesi, idari bina, at çiftliği, ahır, ağıl, kümesler ve otopark yer alıyor. Orman teması kısmı ise çocuk oyun alanları, piknik alanları, manzara seyir terası, meyve bahçesi, şelale, yeşil köprü ve arkatlı yol, WC, macera parkı, bilyeli araba parkuru olarak fonksiyonlandırılmış.

BAŞKAN HİLMİ TÜRKMEN: TÜM ÇOCUKLAR DAVETLİ

NG Kütahya Seramik, 1948 yılında Ali Güral’la başlayan yolculuğunda bugün önemli bir sanayi kuruluşu oldu. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açtığı NG Kütahya Seramik 100. Yıl Fabrikaları 5 kıtada 79 ülkeye ihraç edilecek.

Fabrikayı açtıkları ilk gün 400 bin metrekarelik sipariş alarak siftah yaptıklarını anlatan NG Kütahya Seramik Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral, İtalya ve İspanya gibi dünyanın önde gelen seramik üreticisi ülkelerinde bile bulunmayan en gelişmiş teknolojiyle donatılan tesiste, 160 X 320 ebadında, dünyanın en büyük ebatlı seramik plakalarını üretebildiklerini söyledi.

ÖNCELİK İÇ PİYASA

Yeni açılan fabrikaları ve ürünleri hakkında bilgi veren Güral, “Yeni fabrika teknolojide dünyada gelinen en üst seviyede. Bunun daha ötesini şu an parayla almak mümkün değil. Burada ürettiğimiz her bir plakanın büyüklüğü 5.12 metrekare ve 150 kilogram. Çok özel bir ürün. En büyük pazarı da Amerika. Ciddi bir mermer tüketimi var. Doğal taşa muadil olacak, mermere alternatif bir ürün. Maliyetler arttığı için 5’te 1 fiyatına. Görünüm olarak aynı fakat fonksiyon olarak daha sağlam, daha kalıcı, daha uzun ömürlü. Banyo tezgahlarında, mutfak tezgahlarında, mutfaklarda tezgah arasında, binaların dış cephesinde, mobilya sektöründe masa üstlerinde, sehpalarda, banyo mobilyalarının kapaklarında, her yerde kullanılabiliyor. Geniş bir kullanım ağı var.

Erkan Güral

Türkiye’de şu anda üretilmediği için, talep ithalat yöntemiyle karşılanıyor. Tabi bu da cari açığa sebebiyet veriyor. Cari açığın bu zaafını ortadan kaldırmak için öncelikli hedefimiz iç piyasa. Çok sipariş aldık. Tüm Türkiye bağlantılarımızı yaptık. Amacım buradaki cari açığın azalmasına vesile olmak. Öncelikle ithalatı azaltmak istiyorum. Ondan sonraki etap ihracat olacak. Zaten mevcut müşterilerimizle görüşmeleri, çalışmaları yapıyoruz” diye konuştu.

HEDEF ŞAMPİYONLAR LİGİ

Güral, gelecek planlarını da şöyle anlattı: “Sektördeki hedefimiz dünya şampiyonlar ligi. Yakın zamanda halka arz olabilir. 1 yıl içinde düşünüyoruz. Yurtdışında, ABD’de Teksas, Suudi Arabistan’da Cidde ya da Riyad’a yönelik yatırım çalışmamız, görüşmelerimiz var. Suudi Arabistan Yatırım Bakanı ile görüştük. Bana ‘Thing Big’ (Büyük düşün) dedi. Çok çok büyük bir pazar. Ciddi bir niyet var. Şampiyonlar Ligi burası, bunun daha ötesi yok.”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel dün İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Ümraniye Belediye Başkan adayı Aykut Erdoğdu ve CHP Beykoz İlçe Belediye Başkan adayı Alaattin Köseler ile birlikte Beykoz ve Ümraniye’de tur attı. Özel daha sonra Ümraniye Kazım Karabekir Cemevi’ni ziyaret etti. Burada vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği Özgür Özel özetle şunları söyledi:

CUMHURİYET EŞİT DAVRANMIYOR

“Bir Cumhuriyet kurduk. Ve Cumhuriyeti eşit vatandaşlık temeli üzerine kurduk. Ancak uygulama sırasında, hakim yöneticilerin kötü uygulamaları ve son anayasa deneyimleri sonucunda, maalesef bugün Cumhuriyet, bugün devlet, bütün yurttaşlarına eşit davranmıyor. Herkes eşit olması gerekirken, Alevilere daha az eşit davranıyor. Elbette bütün mezhepler eşit olmalı, eşittir. Onlara sağlanan hizmet eşit olacak. Cemevleri ibadethane olacak. Cemevlerindeki görevliler, nasıl camideki imam, müezzin devletin imkanlarından yararlanıyorsa, herkesin vergileriyle caminin her ihtiyacı karşılanıyorsa, imamın, müezzinin maaşı ödeniyorsa, bu konuda bir ayrım olmayacak.”

Ekrem İmamoğlu da, “Cemevlerimize yapılan, yapacağımız hizmetlerin hiçbiri, Alevi yurttaşlarımıza bir lütuf değildir. Bunu unutmayın. Sizin kamudan alacağınızdır. Cemevleri ibadethanedir. Nokta” dedi.

TÜRKİYE İTTİFAKI’NA DAVET EDİYORUZ

Özgür Özel, Beykoz’da vatandaşlara hitaben de şöyle konuştu: “Türkiye İttifakı’nın içinde elbette sosyal demokratlar var. Ancak yetmez. Ayrıca milliyetçi demokratlar, iyi insanlar var. Muhafazakar demokratlar var. Hepimiz gibi inançlı insanlar var. Hiç ayrım yapmadan, Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkes’i, göçmeni hep beraber bütün demokratları İstanbul’da İstanbul İttifakı’na, Türkiye’de Türkiye İttifakı’na davet ediyoruz.”

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu dün Eyüpsultan’ın Akşemsettin ve Çırçır mahallelerinde yapılacak kentsel dönüşüm için temel atma törenine katıldı. İmamoğlu, İBB mülkiyetinde bulunan parsellerde rezerv konutlar üreterek, bölgedeki çarpık yapılarda oturan vatandaşları buraya taşımayı planladıklarını ve gerçek kentsel dönüşüm sürecini başlattıklarını açıkladı.

‘SAHTE DÖNÜŞÜM’

“Kentsel dönüşümün sahtesini de yapıyorlar” diyen İmamoğlu özetle şunları söyledi: “Her ne kadar birazcık esprili gibi olsa da, ne yazık ki, kısmen bu sahte meselesini vatandaşlarımıza yaşatıyorlar. Gerçek kentsel dönüşüm insanları güvende hissettirir. Huzurlu ve mutlu eder. Sahte kentsel dönüşüm ise insanları mağdur eder. Kentsel dönüşüm diye sadece İstanbul’un özellikle göz önünde bulunan Marmara kıyılarını, deniz kıyılarını, lüks konutlarla yığın haline getirirseniz, Fikirtepe gibi çok kötü bir talihsizliği yaşatırsınız. İstanbul bir rant mücadelesi, bir rant kavgası, bir rant müzakeresine dönüştü. Bina bazlı dönüşümde vatandaşla müteahhidi baş başa bıraktılar.” 

Bugün takvimler 4 yılda bir yaşanan 29 Şubat’ı gösteriyor. Evlilik yıldönümü bu tarihe denk gelenler, kutlamayı 4 yılda bir yapmak zorunda kalıyor. Bu nedenle hayatlarının en mutlu gününü 29 Şubat’a denk getirmek istemeyen çiftler başka tarihleri tercih ediyor. Evlendirme daireleri boş kalıyor. Bu durumun en çarpıcı örneği Bağcılar Belediyesi Kadir Topbaş Halk Sarayı’nda yaşandı.

Her gün en az 10 nikâhın kıyıldığı tesiste 29 Şubat için hiç kimse evlilik için kayıt yaptırmadı. Önceki yıllara bakıldığında 2020’de 3 kişinin bu tarihte nikâh işlemi yaptırdığı bildirildi. Ümraniye Evlendirme Dairesi’ne de 29 Şubat için müracaat yapılmadı. Kadıköy Evlendirme Dairesi’nde 28 Şubat günü 5 çiftin nikâhı kıyılırken, bugün sadece bir çift nikâh için gün aldı.  

CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, Sirkeci-Kazlıçeşme Raylı Sistem ve Yaya Odaklı Yeni Nesil Ulaşım Projesi’nin açılışına katıldı. Erdoğan, açılışın olduğu alana Sirkeci İstasyonu’ndan hareket etti. Erdoğan, konuşmasında özetle şunları söyledi: “Kazlıçeşme-Sirkeci Raylı Sistemi, ülkemizin en eski demiryollarından biridir. Bir kısmı bundan 153 yıl önce hizmete giren hat özellikle Bakırköy ve Yeşilköy’ün gelişmesine, büyümesine, önemli katkılar sağlamıştır. Yaklaşık 141 yıl boyunca İstanbul ulaşımının omurgalarından biri olan hattımız, Marmaray’ın açılışıyla birlikte hizmetini tamamlamıştır.

MODERNİZE ETTİK

İstanbul’un ihtiyaçlarını da gözeterek Sirkeci-Kazlıçeşme arasında atıl vaziyette duran 8.3 kilometrelik bu hattı modernize etmeye karar verdik. Hattın üzerindeki gerekli iyileştirme ve değişimleri yaparak yepyeni bir tasarımla tekrar İstanbul’a kazandırmayı amaçladık. Böylece hem demiryolu hem de yaya odaklı çevreci bir projeyi İstanbullu kardeşlerimizin istifadesine sunmayı istedik.

Gelirken, Murat kardeşime onu söyledim. İnşallah Sirkeci Garı’ndan tüm bu istikamette, istasyonlar başta olmak üzere tarihi eserler başta olmak üzere buraları sıfır kilometre yenilemeye ve buralardan inşallah sadece İstanbul’a değil tüm dünyaya mesajımızı vermeye kararlı mıyız? İşte 5 yıl boşa geçti. Niye bir şey yapılmadı? Yapamazlar, yapmazlar. Bunların böyle bir derdi yok.

BİNALAR YIKIK DÖKÜK

Sirkeci’den şu geldiğimiz noktaya kadar bütün binalar yıkık, dökük. Surlar, yıkık dökük. Bunları da yine inşallah biz yapacağız. Projemiz kapsamında 7.3 kilometre yaya yolu, 7.3 kilometre bisiklet yolu, 122 bin 550 metrekare meydan ve rekreasyon alanları, 6 bin metrekare kapalı sosyal kültürel alan, 74 bin metrekare yeni yeşil alan ile 14 adet yaya geçidi ve 13 adet karayolu geçidi yer alıyor. Yani, şehrimize raylı sistem hattından öte sosyokültürel turizm, spor, gezinti, bisiklet ve diğer imkânların da olduğu son derece modern bir oluşum projesini inşallah kazandırmış olacağız. Bu hattımızın da hizmete alınmasıyla birlikte İstanbul’da tamamlanan raylı sistem ağlarının toplam uzunluğu 340 kilometreye çıkmaktadır.

RESTORE ETTİK

Üsküdar ile Harem arasındaki sahil bandını tamamen değiştirecek projede, gidiş ve geliş olarak düzenlenen araç yolu ile kıyı boyunca devam edecek sürekli bisiklet yolu, tramvay yolu, kafeterya, oturma-dinlenme alanları, açık hava çalışma alanları, çocuk oyun elemanları, sanat yerleştirmeleri ve yeşil alanlar, kitapçı gibi servis birimleri tasarlandı.

NOSTALJİK TRAMVAY

Toplam 6 duraktan oluşacak Üsküdar-Harem Nostaljik Tramvay Hattı’nın uzunluğu 1.5 kilometre olacak. Tramvay hattı Şemsi Paşa Camisi’nin önünden başlayarak Rumi Mehmet Paşa, Kız Kulesi, Salacak ve İhsaniye duraklarını geçecek, Harem girişindeki Sahil Yolu Durağı’nda son bulacak. Toplam 3 araçtan oluşan 52 yolcu kapasiteli, saatte 12 kilometre hız yapacak tramvay yerli üretim olacak ve şarjlı batarya ile çalışacak. Toplam seyahat süresi 10 dakika olan hat, tek yönde saatle 281 yolcu taşıyacak.

30 BİN M2 YEŞİL ALAN

- Projede yaya yoluna 292, kıyı tarafına ise 486 adet ağaç dikilmesi planlandı. Kıyı boyunca oturma dinlenme alanlarına entegre şekilde 2 bin 400 metrekare yeni yeşil alan oluşturuldu. Böylece, kara ve kıyı boyunca toplam yeşil alan miktarı 30 bin metrekareye ulaşacak.

ÖNÜMÜZDEKİ AY AÇILIYOR

Banliyö trenlerinin seferden kaldırılmasıyla Sirkeci ile Kazlıçeşme arasındaki raylar atıl durumda kalmıştı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bu bölgede hem sosyal hayatı zenginleştirecek bir düzenlemeye gitti hem de nostaljik tren seferleri koydu. Sirkeci-Kazlıçeşme arasındaki raylı sistemin pazartesi günü yapılacak açılışına Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da katılacak.

EV SAHİBİ BAKANLIK

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, üzerinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da fotoğrafının bulunduğu bir davetiye hazırladı. Davetiyede, Bakan Abdulkadir Uraloğlu’nun imzasıyla “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle gerçekleştireceğimiz ‘Sirkeci-Kazlıçeşme Raylı Sistem Hattı’ açılış törenine katılımızdan onur duyarız” ifadeleri yer aldı. Fatih Belediye Başkanlığı’ndan kendi ilçelerinde gerçekleştirilecek olan törenin davetiyesi, bilgilendirme amaçlı olarak protokol listesine gönderildi. Davetiyeler isme özel yazılmamıştı, bilgilendirme amacıyla gönderilmişti. Listede İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da bulunuyordu.

İMAMOĞLU: DAVET EDİLDİM

İmamoğlu önceki gün Sancaktepe’de vatandaşlara hitabı sırasında törene davet edildiğini açıkladı. İmamoğlu, “İlk kez, Sirkeci-Kazlıçeşme raylı sistemler açılışına Ulaştırma Bakanı tarafından davet edildim. Vallahi teşekkür ediyorum kendisine. Pazartesi oraya gideceğim” dedi.

KURUM: HAYALİ DAVETLER

Kurum dün İmamoğlu’nun açıklama yaptığı Sancaktepe’deydi. Kurum’a, İmamoğlu’nun törene davet edilmesi soruldu. O da böyle bir davet olmadığını belirterek, ‘Başkan İstanbul’da yaşamadığı için kendi kendine hayali davetler yapıyor. Ben dün Bakanımızla beraberdim, kendisine davet yapılmamış. Yine bir polemik ve plan, gündemi değiştirme peşinde. Polemiklerin cevabını 31 Mart’ta başkan alacak” dedi.

GÖRDÜĞÜM DAVETİYEYİ BİLİYORUM

Dün Sancaktepe’de  vatandaşlara hitap eden İmamoğlu, görev süresi içinde açılış törenlerine hiç davet edilmediğini ileri sürüp, şunları söyledi: “Hiç davet edilmedim biliyor musunuz İstanbul’daki törenlerine. Hatta parasını İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ödediği metro açılışlarına bile davet edilmedim. Ben bu şikayeti sıklıkla yaptım ya, bu sefer ilk kez, Sirkeci – Kazlıçeşme raylı sistemler açılışına, Ulaştırma Bakanı tarafından davet edildim.

BAKAN’A TEŞEKKÜR

Vallahi teşekkür ediyorum kendisine. Pazartesi oraya gideceğim. Bu ülkede bazı alışkanlıkları böyle yapa yapa değiştireceğiz. Şunun için gideceğim o açılışa. O bakanlık, o makamlar, onlar kadar benim kardeşim. Benim makamım, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, benim kadar onların. Bunu onlara öğretene kadar, her yerde anlatacağım”

İstanbul’un hafızasında yer eden emektar banliyö tren hattı artık yeşil ve sosyal alan olarak hizmet verecek. Turizme de hizmet edecek proje, 2053 yılına kadar ekonomiye 785 milyon Euro girdi sağlayacak. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu tarafından yapılan açıklamada, tarihi, çevreyi, teknolojiyi ve sosyal yaşamı buluşturacak, Sirkeci-Kazlıçeşme Raylı Sistem ve Yaya Odaklı Yeni Nesil Ulaşım Projesi’nin ulaşım ihtiyacının yanı sıra sosyokültürel, turizm, ekolojik, rekreasyon, spor, gezinti ve bisiklet alanlarıyla İstanbullulara hizmet edeceği belirtildi.

İSTASYONLAR YENİLENDİ

Uraloğlu, yaya ve karayolu alt geçitlerini de rehabilite ettiklerini söylediği projeye ilişkin yaptığı açıklamada, şu bilgileri aktardı: “Sirkeci liman bölgesindeki yeni demiryolu hattı sayesinde, Sirkeci ve Haydarpaşa limanları arasında ulaşım ve koordinasyon sağlanacak. Toplamda 26 sanat yapısının da bulunduğu projede tüm altyapı imalatlarını tamamladık. Sirkeci-Kazlıçeşme hattı tek yönlü sefer süresi 20 dakika olacak.

BİSİKLET VE YAYA YOLU

Bu proje, bir raylı sistem projesi olması yanında, 7 bin 300 metre bisiklet yolu, 7 bin 300 metre yaya yolu, 10 bin 120 metrekare meydan ve rekreasyon alanları, 6 bin metrekare kapalı sosyokültürel,  74 bin metrekare yeni yeşil alan. Projede, 3 yaya üstgeçidi, 22 karayolu ve yaya altgeçidi, Yedikule, Kocamustafapaşa, Yenikapı, Kumkapı olmak üzere 4 tescilli istasyonu, yenilenen Sirkeci, Cankurtaran, Kazlıçeşme ile Cerrahpaşa istasyonlarıyla İstanbul halkına ulaşım ihtiyacının yanı sıra sosyokültürel ve turizm alanında da hizmet verecek.

Kendisine yöneltilen ‘kimin parasını kime veriyorsun’ eleştirilerine, “Halkın parasını halka dağıtıyorum ve dağıtmaya devam edeceğim” diyerek yanıt veren İmamoğlu’nun projeleri özetle şöyle:

KIZ ANNELERİNE 3 BİN TL: “30 bin kız çocuğunun annelerine 3 bin lira eğitime başlangıç desteği. 100 bin engelli, şehit çocuğu ve yoksul öğrenciye 3 bin lira eğitim desteği. 40 yaş ve üzeri kadınlar için yılda bir kez ücretsiz mamografi çekimi, 18 yaş ve üzeri kadınlar için yılda bir kez ücretsiz ultrason çekimi hizmeti. 100 bin anneye gıda destek paketi.

ÜNİVERSİTELİYE 15 BİN TL: 2024-2025 eğitim öğretim yılında 100 bin üniversiteliye kişi başına 15 bin lira destek. Eğitim eğitim bursundan yararlanamayan 100 bin öğrenciye ücretsiz ulaşım desteği. Engelli çocuk sahibi 50 bin kadına 5 bin lira tutarında destek.”

Sahilde vatandaşlarla sohbet eden ve mart ayında İstanbul’un her iki yakasında birer metro daha açacaklarını söyleyen İmamoğlu, “Avrupa yakasındaki Ataköy-İkitelli hattı, Anadolu yakasındaki Çekmeköy-Sancaktepe-Samandıra hattı. Ve toplamda 65 kilometre metroyu, bu beş yılda bitirmiş olacağız” dedi.

UKOME Toplantısı, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Akgün başkanlığında Çırpıcı Sosyal Tesisleri’nde düzenlendi. Toplantıda, taksi dolmuş ve minibüsten 8+1 taksiye dönüşen bin 755 aracın dönüşüm taahhüt maddesinde değişiklik öneren gündem maddesi görüşüldü. Gündem maddesinde, bin 755 araçtan bin 38’ine, normal taksi olan 4+1’e geçme hakkı tanınırken, 717 aracın ise aynı şekilde 8+1 olarak faaliyet göstermeye devam etmesi teklif edildi. Teklife İstanbul Taksiciler Esnaf Odası Başkanı Eyüp Aksu itiraz etti. Teklif oy çokluğuyla kabul edildi.

SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK

Segment serbestliği hakkı alabilecek 716 araç için 17 Mart 2024 itibarıyla bir aylık başvurucu süreci başlatılacak. Başvuru sayısının 716’nın üzeri olması durumunda noter huzurunda kura çekilişi yapılacak. Başvurularda öncelik, araç temin edenlere verilecek. Eğer araç temin edenler arasından gelen başvuru sayısı 716’dan fazlaysa diğer hak sahipleri kuraya dahil edilmeyecek.

Kurum, Afetlere Dirençli Risksiz İstanbul başlıklı toplantıda özetle şunları söyledi:

- BAHANESİZ BİR YÖNETİM: “Bahanesiz bir yönetim olacağız. Riskli yapılarımızı dönüştüreceğiz. Yeni sosyal konutlar inşa edeceğiz. Kent meydanlarımızı ve tarihi değerlerimizi ihya edeceğiz. Sanayi alanlarımızı dönüştürecek, iklim değişikliğiyle en etkili mücadeleyi yapacağız. İstanbullulara vaadimiz,  risksiz, çilesiz ve stressiz bir İstanbul.

- OLASI İSTANBUL DEPREMİ MİLLİ GÜVENLİK SORUNU: İstanbul’da 7.5 milyon ev ve işyeri var. Bunlardan 1.5 milyon konut sağlıksız durumda. 600 bin konut ise acilen dönüşmeli.

- NÜFUSU ARTTIRMADAN YENİ KONUT: 5 yılda 39 ilçemizde, yatay mimari ekseninde, nüfusu artırmayan 650 bin yeni konut inşa edeceğiz. Yeni güvenli yuvalarımızın 300 binini Kiptaş eliyle yapacağız. Yarısı Büyükşehir’den diyerek evini Kiptaş’la dönüştürenlere 700 bin lira hibe destek vereceğiz. 700 bin lira da kredi desteği vereceğiz. Ödemeler konutun bitiş tarihinde başlayacak. İlk yıl faizsiz sabit taksitle, 5 bin 833 liradan başlayan taksitlerle ödenecek. 100 bin lira taşınma yardımı vereceğiz. 15 Nisan’da başvuruları almaya başlayacağız.”

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, dün CHP Beykoz Belediye Başkan adayı Alaattin Köseler ile Beykoz turu yaptı, yenilenen İBB Beykoz Kır Bahçesi Sosyal Tesislerinin açılışına katıldı. Sosyal tesis içinde konumlandırılan bir alanda, İBB yurtlarında kalan öğrenciler ve Beykoz mahalle muhtarlarıyla bir araya gelen İmamoğlu, “Öğrenci yurtlarımızda şu anda 5 bin 200’e yakın kapasitemiz var. İnşallah 6000’i bu yaz sonu itibarıyla, eylülde bulmayı planlıyoruz. Biz, o kadar çok şeyi sıfırdan aldık ki... Yani tabiri caizse; kreş sıfır. Öğrenciye burs verme sıfır. Öğrenci yurdu sıfır yatak. O kadar çok şey sıralayabilirim ki. Mesela, ‘Anne Kart’ diye bir uygulama yoktu; sıfırdı. Birçok konuda böyle bir durum vardı. Birçok birimimizi açtık” dedi.  

17 MİLYON KİŞİ FAYDALANDI’

İmamoğlu geçen yıl sosyal tesislerden 17 milyon vatandaşın yararlandığını söyledi.

İmamoğlu, dün ayrıca Beykoz Çubuklu’daki silolaların dönüşümü, tadilatı ve restorasyonunu inceledi. Şantiye sahasını gezen İmamoğlu, “Yıllarca metruk duran, geçmişte sadece petrol tankerlerine tahsis edilmiş bu alanlar, şimdi Beykoz halkı için  kültür-sanat bölgesi olacak” diye konuştu.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İBB’nin itirazını zımnen reddetti. İBB, bu işlem üzerine konuyu yargıya taşıyıp iptalini istedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın işlemiyle ilgili kararını veren İstanbul 11. İdare Mahkemesi, İBB’nin itirazını haklı bularak imar planını iptal etti. 

ÇED DAVASI DA SÜRÜYOR

Kararda dava konusu planın payına düşen nüfusun nasıl tespit edildiğinin bilinmediği, bu durumun dava konusu plan değişiklikleri için nüfus denetimi yönünden belirsizlik yarattığı kaydedildi. Değişen yol güzergâhına bağlı olarak genişleyen ve yeni önerilen donatı alanları hakkında yatırımcı kurum ve kuruluşlarının görüşlerine dair bilginin bulunmadığı, mezarlık alanlarının ağaçlandırılacak alan olarak gösterilmesinin mevzuata uygun olmadığı belirtildi. İBB’nin, Kanal İstanbul’a ilişkin yargıya taşıdığı plan süreçlerine dair diğer davalar için yargı süreci devam ediyor.  ÇED davası da Danıştay’da görülüyor.

İMAMOĞLU DUYURDU

Mahkeme kararını İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen ‘Yeşil İstanbul Proje Tanıtım Toplantısı’nda yaptığı açıklamayla duyurdu. İmamoğlu, “Kanalistanbul’u yaptırmadık, yaptırmayacağız” dedi.

İmamoğlu, İstanbul 11. İdare Mahkemesi’nin kararının kesin olmadığını ve yargı sürecinin devam ettiğini söyledi.

İstanbul’un sürdürülebilir yeşil geleceği için attıkları ve atacakları adımları paylaşan İmamoğlu, konuşmasına Erzincan İliç’teki altın madeninde meydana gelen göçükte toprak altında kalan işçilerin bir an önce kurtarılmasını dileyerek başladı.

İLİÇ’TE ‘İMZA’ SORUSU

Kapasite artırım izninin ardından madenle ilgili şikâyetlerin yoğun biçimde arttığını ifade eden İmamoğlu, isim vermeden dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı İstanbul AK Parti İBB adayı Murat Kurum’u eleştirdi.

Gezi Parkı’yla meydan projesini kendilerinin hayata geçireceklerini kaydeden İmamoğlu, 14 meydan projesinin hazır olduğunu, önümüzdeki dönemde 24 meydanı tamamlayıp toplam 46 meydan kazandıracaklarını söyledi.

CHP İstanbul ilçe adayları, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen programda tanıtıldı. Aday tanıtım toplantısına CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, ilçe başkanları ve çok sayıda partili katıldı. Genel Başkan Özel ise toplantıda yoktu. Avcılar ve Sarıyer başta olmak üzere 9 ilçede mevcut başkanlar aday gösterilmedi. Salondaki bazı partililer pankartlar açarak tekrar aday gösterilmeyen belediye başkanlarına sahip çıktı ve il yönetimini protesto etti.

‘OTURUN BENİ DİNLEYİN’

Açılış konuşmasını yapan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun konuşması da bu protestolar nedeniyle zaman zaman kesildi. İmamoğlu, partililerden konuşmasını başından sonuna kadar dinlemelerini istedi. Konuşması bir süre sonra sloganlarla kesilen İmamoğlu, “Orada attığınız sloganlarla başkana ayıp ediyorsunuz. Oturun beni dinleyin, ondan sonra tabelaları kaldırın” diye tepki gösterdi.

İL BAŞKANLIĞINDA DA PROTESTO

Avcılar ve Sarıyer’de aday olan mevcut belediye başkanlarının aday gösterilmemesi üzerine CHP İstanbul İl Başkanlığı önünde toplanan partililer, eylem yaptı. Belediye başkanlarına destek veren partililer, ithal aday istemediklerini belirterek genel merkeze çağrıda bulundu.

4 İLÇEYE KADIN ADAY

CHP’nin belediye başkan adayları arasında dört kadın yer aldı. İşte 39 ilçenin adayları:

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Atatürk Havalimanı arazisiyle ilgili çevre düzeni ve plan değişikliğine itiraz etmiş, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile TOKİ aleyhine açılan davada yürütmenin durdurulması ve iptalini talep etmişti.

Ankara 16. İdare Mahkemesi, 7 Eylül 2023’te davayı karara bağladı. İdare Mahkemesi, ihalede hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetti. İBB, Ankara 16. İdare Mahkemesi’nin bu kararını temyize götürdü. İBB’nin temyiz başvurusuyla ilgili kararını veren Danıştay 13. Dairesi, davanın idare mahkemesi tarafından reddedilmesinde hukuki isabet bulunmadığını kaydetti.  Ankara 16. İdare Mahkemesi’nin kararını bozan Danıştay 13. Dairesi, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere kesin olarak ihalenin iptaline oybirliği ile karar verdi.  ◊ Fatma AKSU / İSTANBUL

Özlem Çarşısı’nı ziyaret eden İmamoğlu ile vatandaşlar arasında renkli diyaloglar yaşandı. Çarşıda ekler satan bir dükkâna giren İmamoğlu, bir anısını çevresindekilere şöyle anlattı: “Doktorum dün bana mesaj atmış. Diyor ki, çocuklar okulda bir espri bulmuşlar, seni çok tatlı buluyorlar; artık senin adın ‘Ekler İmamoğlu’”. Dükkân sahibi de “Reklamda kullanabiliyor muyuz?” diye esprili bir karşılık verdi. Bir grup kız öğrenci ise İmamoğlu’ndan okullarındaki tuvaletleri için temizlik görevlisi istedi. İmamoğlu, öğrencilere, “Ben bir görevli yollayayım okula. Eğer okul yönetimi derse ki, ‘Yapılsın’ hızlıca orayı yaparız. Çünkü, onlar izin verirse biz girebiliyoruz” yanıtını verdi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atakent Mahallesi’nde atıl durumdaki 2 bin 368 seyirci kapasiteli stadı yenileyerek 39 amatör futbol takımının antreman yapabileceği modern bir tesis haline getirdi. 100. Yıl Stadı ismi verilen sahayı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu törenle açtı. Eski bir sporcu ve spor yöneticisi olarak sporun dinamizmini, ahlakını ve kültürünü çok önemsediğini belirten İmamoğlu, “Sporun özünde yatan iyi değerleri yaygınlaştırmak ve yüceltmek gerektiğine inanıyorum. Örneğin; mertçe ve centilmence yarışma kültürünün sporda olduğu kadar siyasette de hâkim olmasını sağlamalıyız. Bir maç ya da seçim kazanılacaksa mertlikle kazanılmalı, kaybedilecekse mertlikle kaybedilmelidir. Sportmenliğin, sportif ahlakın, başta siyaset olmak üzere, hayatın her alanında hâkim olmasını diliyorum” diye konuştu.

OLİMPİYATLARI GETİRECEĞİZ

Ekrem İmamoğlu, İstanbul’un ulusal ve uluslararası anlamda sporda hak ettiği yere henüz ulaşamadığı belirterek, “Avrupa Oyunları’nı 2027’de ve 2036 Olimpiyat Oyunları’nı da İstanbul’a getirerek İstanbul’un spor tarihini şahlandıracağımızı ve taçlandıracağımızı buradan bütün İstanbul’a duyuruyorum” dedi.

Emine Erdoğan İstanbul’da düzenlenen projenin tanıtım toplantısından önce kadın istihdamı alanında hibe alan firmalar ve kadın kooperatiflerinin stantlarını gezdi.

Erdoğan proje tanıtım toplantısındaki konuşmasında özetle şunları söyledi:

GÜÇLÜ AİLE, GÜÇLÜ TOPLUM

“Güçlü bir Türkiye güçlü kadın, güçlü aile, güçlü toplum temelleri üzerinde yükselecek. Kadınların hak ettiği ölçüde kendisine yer bulamadığı, bireylerin aile sıcaklığından uzaklaşarak yalnızlaştığı bir toplum her türlü tehlikeye açık hale gelir. Kadınların güçlenmesi, üretim dünyasına adil ve hakkaniyetli bir sistemle dahil edilmesi sürdürülebilir kalkınmayı hedefleyen her ülke için mecburiyettir. Biliyoruz ki, kadın ruhunun, hayatın hamuruna katılmadığı bir gelecek, eksiktir, yarımdır. Toplumu yükseğe çıkaran kanatlardan, birisi erkekse, diğeri kadındır. Kadınlar karar verici mekanizmalarda artan sayılarla yer aldıkça, dünya daha iyi ve yaşanabilir bir hal alacaktır.”

İstanbul’da dün DİSK’in 17. Genel Kurul toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel özetle şunları söyledi: “Bu ülkenin menfaatleri için, çıkarları için, işçi sınıfının menfaatleri için, çıkarları için, ülkenin yarınları için, bu büyük tehlikeye karşı siyasiler bir araya gelebilirlerse ne âlâ. Ancak liderlerin, yöneticilerin anlaşamadığı yerde umut halktadır. Ben halka inanıyorum. Ben Türkiye’de yaşayan insanların emeklerine sahip çıkacaklarına, Türkiye’de yaşayan insanların geleceklerine sahip çıkacaklarına, demokrasiye sahip çıkacaklarına inanıyorum.

DİYANET’İN FİTRE HESABI

TÜİK’in rakamlarına göre bugün enflasyon yüzde 64. Oysa ki bağımsız ENAG’ın yaptığı çalışmalara göre yüzde 129. Diyanet İşleri Başkanlığı bir kişinin karnını doyurması için gerekli bir günlük ihtiyaç olan fitreyi, geçen sene 70 lira olarak hesaplamıştı, dün 130 lira olarak ilan etti. Bir yandan TÜİK kurumu orada duruyor, bir yandan da Diyanet İşleri Başkanlığı.

Bir yanda Tayyip Erdoğan’ı dinleyip üç çocuk sahibi olan beş kişilik bir ailenin 130 liradan bir aylık ihtiyacını 19 bin 500 lira olduğu gerçeği var. ‘19 bin 500 lirayla sadece beş kişilik bir ailenin karnı doyabilir’ diyor Diyanet İşleri Başkanlığı. Diğer tarafta 17 bin 2 lira vererek, ‘sen aileni geçindirebilirsin’ diye asgari ücreti belirleyen bir iktidar ve en düşük emekli maaşını da 10 bin lira yapıp, o 10 bin lirayla emekliler geçinebilir diye onlara bu fiyatı, bu ücreti, bu maaşı dayatan bir iktidar var.

KİM DUR DİYECEKSE

Emekliler, çalışanlar, işsizler, yoksullar. Eğer bu iktidara, ‘Sana bu sandıkta dur diyorum. Ben toplumsal muhalefeti birleşemiyorlarsa, ittifaklarla ben birleştiriyorum. Sahada, sandıkta kim dur diyecekse bu iktidara onun adaylarına destek veriyorum. Ben Cumhur İttifakı’nın karşısında kazanacak ve bir mesajla da bu iktidara artık dur diyebilecek bir yerel seçim başarısını yüreklendiriyorum. Bunun arkasından da toplumsal muhalefetin güç kazanacağına inanıyorum’ diyen herkesi, öyle ittifak isimlerle değil, ittifak kelimesi yoruldu. Ama illa ki kullanacaksak, Türkiye İttifakı’na davet ediyorum.”

DİJİTAL DEMOKRATİK KATILIM

Açılış töreninde konuşan Ekrem İmamoğlu, görevde oldukları 4.5 yılda 61 bin araç kapasiteli otoparkları İstanbulluların hizmetine açtıklarını belirterek, 6 Şubat depreminin birinci yıldönümünü de hatırlattı. İmamoğlu kentsel dönüşüm çalışmalarıyla ilgili şunları söyledi:

“Türkiye’de depremle ilgili atılacak adımlar, yapılacak işler eşgüdümlü, aynı masada tartışarak, konuşarak yapılmalıdır. Aksi takdirde gerçekten bu süreci başka türlü mesele ve zeminlerin malzemesi haline getirdiğimizde, onbinlerce canımızı yitirdiğimiz acı travmalara dönüşür. Bu yönüyle her zaman yaptığımız çağrıyı tekrar yineliyorum. Yani Ankara’dan, bir ilçe belediyesini ya da özellikle büyükşehir belediyesini yok sayarak süreci merkezden yönetmek anlayışının yürümeyeceği ortadadır. Bütün sivil toplum kuruluşları, meslek odalarının da içinde olduğu bir kurul olmadığı takdirde, kentsel dönüşüm ve depremle mücadele işi ne yazık ki başarıya erişemeyecektir.”

Deprem bölgesine yaklaşık 12 milyon lira yardım yapan Kadın ve Demokrasi Vakfı’nın (KADEM) Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu ile birlikte deprem bölgesini ziyaret ettik. Konteynerkentlerde yaşam normale dönmeye başlasa da kayıpların acısının hâlâ yüreklerde olduğunu gördük. Deprem bölgesindeki ilk durağımız Kahramanmaraş’ta, Baykar Holding’in kurduğu konteynerkent oldu. Konteylerlerin arasında ilerlerken bizi karşılayan, içi yarıya kadar portakal suyu dolu bidonla dolaşan 4’ncü sınıf öğrencisi Ahmet Efe ve arkadaşları oldu. Ahmet Efe’nin yanağını okşayıp, “Ne yapıyorsun bu bidonla” diye soruyorum. Bidondaki portakal suyunu bardağı 5 TL’den satıyorlarmış. Depremi soruyorum sonra. “Yola çok yakın apartmandaydık. Hatırlamıyorum. Başım çok dönüyordu” diye cevap veriyor.

Hemen ileride, depreme sömestr tatilinde yakalanan Ankara TED Üniversitesi öğrencisi Candan ve kardeşi bir sokak kedisini besliyor. Anneleri konteynere almadığı için kediye kapının önünde bakıyorlarmış. 6 Şubat’taki ilk depremin hâlâ etkisinde olduğunu anlatıp, o geceyle ilgili, “Annem pazar günü kardeşimin okulu için sarma ve pasta yapmıştı. O gece deprem oldu. Patlama sesiyle uyandım. Deprem olduğunu anlayınca kardeşime bir şey olmasın diye üzerine kapandım. Dedemin bizi dışarı çıkarttığını hatırlıyorum. Dev bir moloz yığınının ortasından çıkmıştık” sözleri dökülüyor ağzından. 

DEPREMZEDELERİN ÖRGÜ BEBEKLERİ

- KADEM’in kurduğu Kadın Destek Merkezi’nde depremzede kadınlar buradaki kurslarda öğrendikleriyle örgü oyuncak bebekler yapmışlar. Onlardan biri de kucağında 1.5 yaşındaki kızı Elif’le kursa devam eden Dilek Göktaş. “Beşiğinden zor aldık kızımı. Allah bir daha göstermesin” diye dua eden Göktaş, “Şimdi 6 kişi konteynerde yaşıyoruz. Sığmaya çalışıyoruz ama Allah’ım bu günleri aratmasın” diyor. KADEM’in bölgede görev yapan öğretmenlerinden Şerife Kazancı ise, kadınların el emeği ürünlerini satmaları için bir fırsat yaratılmasını istiyor.  KADEM Vakfı Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu kadınları dikkatle dinliyor. Bir yandan da depremde ölenler için helva kavruluyor. Saliha Okur Gümrükçüoğlu helvayı kadınlara ikram ediyor. Yanındaki oğlu Ethem de annesine yardım ediyor bu sırada. Depremzede kadınlar Saliha Okur Gümrükçoğlu’nu görmekten oldukça memnun, “Bizi hiç yalnız bırakmadınız, eliniz hep buradaydı” diyerek teşekkür ediyorlar.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan Siirt Vakfı tarafından Neslişah Sultan Kültür Merkezi’nde düzenlenen Siirtli Kadınlarla Buluşma programına katıldı.

Emine Erdoğan konuşmasında kendisinin de Siirtli olduğunu belirterek, bu şehirle bağının çocukluğundan bu yana hiç kopmadığını, aksine giderek güçlendiğini söyledi. Siirt’in kültürel zenginliğini muhafaza ederek geleceğe taşımanın bir vazife olarak görülmesi gerektiğini aktaran Erdoğan, “Siirt’te tanıdığım kadınlar el becerisi, işteki mahareti ile zihnime güzel örnekler olarak yerleşti. Çocukluğumdan bu yana memleketime dair edindiğim tüm izlenimleri, yaşadığım tecrübeleri, gezip gördüklerimi çok kıymetli hazineler gibi kalbimde ve hafızamda taşıyorum” diye konuştu.

TÜRKİYE’NİN DEĞİL DÜNYANIN KÜLTÜR MİRASI

Tarihi dokusu, yapılarıyla Siirt’in sadece Türkiye’nin değil, dünyanın kültürel bir mirası olduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Siirt gibi sayısız değere sahip tüm Anadolu şehirlerimizin yerel mirasına sahip çıktığımız ve gelecek nesillere aktarmayı başardığımız ölçüde, küresel değerler üreten bir ülke olacağımıza inanıyorum. Türkiye Dokuma Atlası Projesi’nde kayıt altına aldığımız ve uluslararası tanıtımını yaptığımız şal şepik kumaşının üretiminde son dönemde yakalanan ivme, bu çerçevede ayrıca kıymetlidir. Pervari balını, tiftik battaniyesini, Tillo’nun sanat eseri değerindeki kapılarını, perde pilavını, kiteli, cokatı ve burada sayamayacağım nice kıymetli yerel ürünümüzü, dünya standartlarında bir kaliteye çıkartmak için hep birlikte çalışmalıyız.”

İmamoğlu, “Biz bu işi ciddiye alıyoruz. O bakımdan biz hava atmıyoruz, metro yapıyoruz. Bir de biz, bize fazla oy verene değil İstanbul halkına metro yapıyoruz” dedi.

İNCE’YE YANIT VERDİ

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’nin seçime ayrı olarak girme kararı ve “Özgür Özel ve İmamoğlu, 1991 seçimlerini bilmezler” ifadelerinin sorulması üzerine İmamoğlu şunları söyledi: “Sayın İnce ile birkaç kez görüştüm. Ve görüşmelerimiz bu söylemlerinin tam tersi bir durumdu. Açıkçası niçin bu duruma geldi ben bilmiyorum. Çünkü benimle söylemleri ve konuşmaları veya şahsıma dönük şu cümleleri söylemişse bu cümlelerin muhatabı değilim. Ama şu kadarını söyleyebilirim. Sayın İnce’yle biz bu tonda, bu dilde ve bu kavramlarla konuşmadık. Onun bana olan saygısını, hürmetini, sevgisini biliyorum. Benim de ona olan sevgimi, saygımı, hürmetimi o biliyor. O bakımdan bu cümleleri söylemişse niçin söyledi, bir gözden geçireceğim. 91’i bilmemek suç değil. 2019’u bilmek marifet. Daha sonrasını da marifet olarak hayatımıza eklemek istiyoruz. Milletin kazanmasını istiyoruz. Umut ederim Sayın İnce bu kararını gözden geçirir.”

AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı Murat Kurum dün Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Türkiye Yüzyılı İstanbul Vizyonu” toplantısında projelerinin temeli olan ‘Siztem İstanbul’la ortaya koyacağı 10 hedefi tek tek anlattı.    

- “Uğraştıran değil, ulaştıran bir İstanbul vaat ediyoruz.  Raylı sistemlerin payı yüzde 37’ye çıkacak. Ortalama yolculuk süresi 64 dakikadan 39 dakikaya düşecek.  

- Esenler ve Harem Otogarlarını taşıyacağız. İki yakada 6 yeni lojistik merkezi kuracağız. Şehir içi ulaşımında seyahat süresini yüzde 20 düşüreceğiz. Buradan da müjdemizi veriyoruz. Silivri’ye metrobüs geliyor.

- İstanbul’da yaklaşık 20 bin taksi günde 1.6 milyondan fazla yolcuyu taşıyor. Tüm sistemleri ‘Merkezi Taksi Sistemi’ çatısı altında birleştireceğiz.

- Deniz ulaşımına 3 yeni hat ekleyeceğiz. İstinye-Yenikapı, Çubuklu-Yenikapı, Çengelköy-Yenikapı arabalı vapuru projelerimizle de ulaşım imkânlarını güçlendireceğiz.

- 6 yeni baraj yapacağız. Su kapasitesini 5 yılda, tam yüzde 21 oranında artıracağız.

- Her mahalleye 7/24 nöbetçi kreş hizmetini sunacağız.

- Aile Kart’la 0-4 yaş arası çocuğu olan annelere verilen ücretsiz ulaşım hakkını değiştiriyoruz. Artık hem yaşı 0-6’ya çıkarıyoruz, hem de babalara da çocuklarıyla ücretsiz seyahat hakkı veriyoruz.

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan İmamoğlu, Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’ın “İstanbul’a aday olabilirim” açıklamasıyla ilgili, “Bir başka partinin aday çıkarıp çıkarmayacağıyla ilgili bir adayın yorum yapması doğru bir şey değil. DEM Partisi’nin karar vereceği bir konu. Benim yorum yapmamı gerektirecek bir durum değil” dedi. 

İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki KİPTAŞ, yeni yönetim döneminde temelini attığı ilk kentsel dönüşüm projesi Eyüpsultan Yeşilpınar Evleri’nin daire teslimlerine etaplar halinde başlamıştı. 64 konut ve 14 dükkân olmak üzere  toplam 678 bağımsız birimden oluşan projenin, 113 hak sahibi ve 197 bağımsız birimini kapsayan bölümü için dün ikinci etap anahtar teslim töreni düzenlendi. Törende konuşan Başkan Ekrem İmamoğlu özetle şunları söyledi: “Deprem ve kentsel dönüşüm İstanbul ve Türkiye adına yüzde yüz bir beka sorunudur. Her yönüyle bize diz çöktürebilecek kadar etkisi yüksektir; ekonomik olarak, can kaybı olarak, sosyolojik olarak, her türlü… Onun için hayatta ve ayakta kalabilmek meselesidir.

İSTANBUL KAZANACAK

İstanbul’u israftan, kendi ifadeleriyle ihanetten uzak tutacağız. İstanbulumuza bereket, bolluk ve insanına hizmet eden anlayışı getirdik. Büyüterek yolumuza devam edeceğiz. İsraf isteyenler kaybedecek; kazanan İstanbul olacak, kazanan bereket olacak, kazanan 16 milyon İstanbullu olacak. Kazanan tam da bugün burada bulunan Eyüpsultan Yeşilpınar Evleri’nin mülk sahipleri gibi bizim vatandaşımız olacak.”

İmamoğlu görev süresince İBB’nin projeleri ve bütçesiyle tam 7 metro hattının hizmete açıldığını belirterek, “Kâğıt üzerinde 7 metronun 5’i Ulaştırma Bakanlığı’nın denebilir, doğru. Ama biz engellemeleri aşıyoruz” dedi. İmamoğlu törende özetle şunları söyledi: “Engelleri aşmanın yanı sıra bir de bizden tahsilat yapıyorlar. Sadece 10 ayda 2 metro hattının yaklaşık 5 milyar lirasını, yani Beylikdüzü bütçesinin iki katını bizden tahsil ettiler. O metroların araçlarını da biz alıyoruz. Parasını aldınız bari açılışa davet edin. Beni açılışa davet etmekten bile korkuyorlar. Her seçimde Beylikdüzü, Esenyurt, Avcılar, Büyükçekmece halkına bu metroyu vaat ettiler. Söz verdiler. ‘Göreve geleceğiz, ihale yapacağız’ dediler, yapmadılar. Biz göreve gelir gelmez projelerini aldık, revizyonlarını yaptırdık, kredilerini bulduk. Protokoller imzaladık. Bir mürekkep, bir kalem. İmzalamıyorlar. Ne için? Ekrem’i mağdur edelim, engelleyelim. Ama bu yerel seçim bitecek. Bu sefer öyle bir demokrasi şamarı yiyeceksiniz ki, mecburen o evrakı imzalayacaksınız.”

İSTANBUL Sultanbeyli’deki Tube Çelikyapı firmasında çalışan işçilerin kaldığı konteynerde dün sabaha karşı yangın çıktı. İhbar üzerine olay yerine itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen ekipler, yangına müdahale ederek söndürdü. Yangında, konteynerdeki işçilerden Murat Çolak (21), Muhammed Şahin (18) ve Fırat Karadağ (17) hayatını kaybetti.

Yaralanan 2 işçi ise sağlık ekipleri tarafından hastaneye kaldırıldı. Yaralılardan Ahmet Kaya’nın (27) hayati tehlikesinin sürdüğü bildirildi. İstanbul İtfaiyesi ekipleri, yaptıkları ilk incelemede, konteynerde bulunan sobanın tinerle tutuşturulması sırasında tinerin patlaması sonucu yangının çıktığını belirledi. İstanbul Valiliği olayla ilgili soruşturma başlatıldığını açıkladı.

Aralarında Nurbânû Sultan, Turhan Sultan, Bezmiâlem ve Pertevniyal Vâlide Sultan’ın da yer aldığı 22 valide sultanın kütüphanelerinde yer alan, dönemin ünlü bilim insanları tarafından yazılmış eserlerin dijital kopyaları, Rami Kütüphanesi’nde sergilenmeye başlandı. Serginin açılışını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan yaptı. Valide sultanların aradan geçen asırlara rağmen vakıflarıyla halka hizmet etmeyi sürdürdüklerini anlatan Emine Erdoğan açılış konuşmasında özetle şunları söyledi:

VALİDE SULTANLAR SAYESİNDE

“İslami ilimlerden felsefeye, tasavvuftan tarih ve coğrafyaya, optik, matematik ve tıbba dek, her sayfası mücevher değerinde sayısız yazma eser ‘Valide Sultanlar’ sayesinde günümüze ulaşıyor. Aslı müzelerde sergilenen, dijital kopyaları okurla buluşan elyazmaları, yalnız ilim dünyası için değil, aynı zamanda sanat dünyası için de büyük değer taşıyor. Tezhiple, minyatür, mimari ve doğa betimlemeleriyle bezenen eserler sayesinde, Osmanlı’nın hat, cilt ve süsleme sanatlarındaki tekamülünün izleri sürülebiliyor. Dünyanın çoğu yerinde kitaba, yalnızca ayrıcalıklı insanların erişebildiği bir çağda, medrese kütüphanelerinin belirli günlerde halka açılması ise, zamanının çok ötesinde bir anlayış.

DOĞULULARA ÖZGÜ MÜSLÜMAN NEZAKETİ

Yabancı seyyahlar halka açık kütüphanelerden çok etkilenmiş ve görevlilerin ilgisini, ‘Doğululara özgü lütufkâr bir Müslüman nezaketi” ifadeleriyle kaleme almışlar. Elbette, tüm bu çabanın ardındaki motivasyon, dinimizin bize emrettiği sadaka ve zekât ibadetidir. Bu çabalar neticesinde; bir Mimar Sinan, bir Sedefkâr Mehmet Ağa, bir Davud Ağa gibi sanatkârlar yetişiyor ve bugünün bilim dünyasına dahi ışık tutacak ölümsüz eserler bırakabiliyor. Yaşadıkları dönemde medeniyetimize kıymetli katkılarda bulunan, eserleriyle asırlar sonrasına dahi ilim köprüleri kuran valide sultanları rahmetle anıyorum.”

500 YILLIK ELYAZMASI KURAN

Program sonrası sergiyi gezen Emine Erdoğan’a, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy tarafından Osmanlı hat sanatının kurucusu kabul edilen Şeyh Hamdullah’ın Sultan II. Bayezid’in tilaveti için özel olarak yazdığı Mushaf-ı Şerif’in tıpkı basımı hediye edildi.

İmamoğlu dün İBB Miras tarafından tamamen yenilenerek kültür sanat merkezi ve yaşam alanına dönüştürülen Ataköy Baruthanesi’ni hizmete açtı. İstanbul’daki 942 kültür varlığını restore ettiklerini anlatan İmamoğlu, gazetecilerin sorularını da şöyle yanıtladı:

ADAYLIĞI HAYIRLI OLSUN

(AK Parti’den Murat Kurum’un adaylığı): “Öncelikle Sayın Kurum’a adaylığı hayırlı olsun demek isterim. Umuyorum gayet nezaketli, İstanbul odaklı bir süreçle yorumlanan bir seçim olsun. 

(Daha önceki ‘Rakibimi biliyorum’ sözleriyle Erdoğan’ı mı kastettiniz): Sizin neye yorumladığınızı, ben bilemem. Ama ben, ‘Rakibimi biliyorum’ cümlesini yine tekrarlıyorum. Takdir halkımızın. Kim nereye yorumlarsa...

 (İstanbul ittifakının 2019’daki kadar kolay olmayacağı yönündeki sözleri): Siyasi ittifakın 2019’daki gibi olamayacağını, dolayısıyla bu dönemin daha farklı ve zor olduğunu ifade ettim. Ama ben, tam aksine ‘İstanbul İttifakı’nın daha kolay olabileceğini, kentle ilgili konularda uzlaşmanın daha güçlü olabileceğini... Örneğin Kanal İstanbul yapmanın bu kente zararlı olduğunu, en az bu kentte yaşayan yüzde 65 insan biliyor. Ben de diyorum, ‘Biz bunun karşısındayız.’ Bu ve benzeri onlarca, yüzlerce madde sıralarız. Biz bunun altına imza atarız. Ve bu imzayı attığımız anda, onun altına da bu kentin en az yüzde 60-65’i imza atar ve uzlaşırız. Bunun adı da İstanbul ittifakıdır. Biz bunu rahatlıkla kurarız ve kuracağız.

ARKAMDAN KİMİN KOŞTUĞUNA BAKMAM

(Performansı seçime kadar devam ettirebilecek misiniz): İstanbul seçimi nefes nefese, büyük bir güç gerektirir. Dolayısıyla, rakibin pozisyonuna bakmadan, kendi rekorlarını kıran bir maraton koşucusu ya da bir 100 metre sprinteri gibi sürece odaklı bir adaylık gerektirir. Ben öyle bir adayım. Arkamda kimin koştuğuna bakmam. Ben, önümde kıracağım rekorlara bakarak koşmaya devam edeceğim. Sonucu Allah bilir.”

SÜMEYYE ve Selçuk Bayraktar çifti 14 Mayıs 2016’da dünyaevine girdi. Çiftin ilk çocukları 12 Ağustos 2017’de dünyaya gelirken Canan Aybike ismi verildi. Sümeyye Bayraktar önceki gece Medipol Üniversitesi Hastanesi’nde ikinci bebeğini dünyaya getirdi. Bebeğe, Selçuk Bayraktar’ın merhum babası Özdemir Bayraktar’ın ismi başına, Asım eklenerek verildi. Asım Özdemir bebek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın dokuzuncu torunları oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan’la birlikte Sümeyye ve Selçuk Bayraktar çiftini hastanede ziyaret etti.

MAŞALLAHINIZI ALIRIZ

Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar da ikinci kez baba olduğunu sosyal medya hesabından duyururken, “Yaratan ve esirgeyen Rabbimize hamd olsun. Evladımız Asım Özdemir Bayraktar, pazartesi sabahı dünyaya geldi. Rabbimize şükürler olsun; bebeğimiz ve annemiz sağlıklı. Dualarınızı ve bir maşallahınızı alırız. Rabbim, hepimize hayırlı nesiller ihsan eylesin” dedi.

İKİNCİ ASIM

- CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan’ın büyük kızı Esra Albayrak ile Berat Albayrak çiftinden Asım Mehmet Akif Albayrak, Sadık Eymen Albayrak, Emine Mahinur Albayrak ve Hamza Salih Albayrak, oğlu Bilal Erdoğan ve gelini Reyhan Erdoğan çiftinden de Ali Tahir Erdoğan, Fatma Serra Erdoğan ve Ömer Tayyip Erdoğan, küçük kızı Sümeyye ve Selçuk Bayraktar’dan da Canan Aybike Bayraktar adlı torunları var. Asım Özdemir’le torun sayısı dokuza çıktı.  

İmamoğlu dün Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün’le birlikte ilçede yapılan çalışmaları incelemeye çıktı. İmamoğlu, Büyükçekmece ziyaretini sosyal medya hesabından da paylaştı. Altyapı ve yeşil alanlarla ilgili çalışmaları yerinde gören İmamoğlu, “Bir yandan temel altyapı sorunlarını çözerken bir yandan da şehre 1.5 milyon metrekarelik göl parkı kazandırıyoruz” dedi.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ilk olarak Zincirlikuyu’da uygulanacağını duyurduğu ‘Zincirlikuyu Yaya Simülasyonu Fizibilite Çalışması: Bulut Zincirlikuyu’ projesinde, yollar üstü yaya kaldırımı ile araç trafik ve yayalar ayrılacak. Yıllardır, birbirlerine yaya ulaşımı olmayan mahalleler birbirine bağlanacak. Yollar üzerindeki yaya ‘Bulut’ yolu aynı zamanda şehir parkı olacak.

BULUT NEDİR?
Bulut, Zincirlikuyu Transfer Merkezi’ne yayalar için tasarlanmış bir yollar üstü transfer parkı. Bulut, Levent-Beşiktaş hattında Zincirlikuyu Transfer Merkezi’nin yarattığı kesintiyi onarmayı öneriyor. Büyükdere Caddesi’ne, kollarını Gayrettepe, Esentepe, Levazım ve Balmumcu mahallelerine uzatan yollar üstü bir yaya kaldırım sistemi kuruyor. Dolayısıyla ‘Bulut’, aralarındaki yaya dolaşımı çoktan kopmuş bu mahalleleri ve aksları tekrar birbirine bağlıyor; şehir içi yaya dolaşımını trafikten uzak çalışır hale getiriyor.

Bulut, otobüs, dolmuş ve taksiden inenlerle yaya olarak buraya ulaşan insanları metrobüs ve metro hattına sağlıklı ve hızlı şekilde bağlayacak. Tüneller, geçitler, asansörler ve köprülerin yarattığı kaosun yerine Bulut kendisini bir ulaşım aracı olarak ortaya koyacak. Aynı zamanda Bulut, bir şehir üstü park olacak. Metro tünellerinden, metrobüs egzozundan, araç gürültüsünden, dar kaldırımlardan kopararak bir süreliğine gökyüzüne çıkaracak, şehrin manzarasına ulaştıracak ve refüjlerdeki, etraftaki yeşili birbirine bağlayacak. Bulut ile D-100 ve Büyükdere üzerindeki 4 otobüs durağı yeniden düzenlenecek. Duraklar konforlu, akıcı ve diğer ulaşım sistemleriyle bağlantıları düzenlenmiş bir hale getirilecek.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen AK Parti Aday Tanıtım Toplantısı’nda özetle şunları söyledi:

“1994 yılından itibaren ülkemizde yeni bir belediyecilik felsefesini ve uygulamasını hayata geçirmiş bir kadroyuz. Biz milletimize rüştümüzü önce yerel yönetimlerle ispat ettik. Ey İstanbul; İstanbul, çöp, çukur, çamur diye tanımlanmıyor muydu? Çöpten, çukurdan, çamurdan İstanbulumuzu nasıl temizlediysek şimdi de tüm Türkiye’de 30 büyükşehir ve onun yanında 51 il belediyeleriyle de işte bu temizlik için yola çıktık. Gençler, şu anda karşımda bir slogan var. Yeniden İstanbul, Yeniden AK Parti. Hazırız, kararlıyız. Hazır mıyız? Kararlı mıyız? Öyleyse durmak yok.

TIPIŞ TIPIŞ OY VERME MECBURİYETİ YOKTUR

AK Parti’nin hizmet belediyeciliğinden uzak şekilde yıllardır adeta eziyet çeken, il ve ilçelerdeki vatandaşlarımıza da bir çağrımız var. Gençler, fazla zamanımız yok. 31 Mart’a kadar durmak yok, yola devam diyoruz. Dünyada yerel demokrasinin bu kadar yaygın bir şekilde doğrudan millet iradesiyle işlediği pek az ülke vardır. Darbelerin ve vesayetin baskısından uzak, tamamen hür iradesiyle, şehrinin belediye başkanlarını, belediye meclis üyelerini, il genel meclis üyelerini, mahalle ve köy muhtarlarını kısaca mahalli idarelerini belirleyecek vatandaşlarımıza şimdiden şükranlarımızı sunuyoruz. Milletimizin tercihi ne olursa olsun, başımızın üzerinde yeri vardır. Bizim siyasi kültürümüzde milletimizle inatlaşma olmaz, millete küsme olmaz, oy renginden dolayı millete hakaret etme asla ve asla söz konusu olamaz. Biz, vatandaşlarımıza sadece tercihlerini eser ve hizmet siyasetinden yana kullanmaları tavsiyesinde bulunmakla mükellefiz. Şehrini ve insanlarını layık olduğu hizmetlere kavuşturacak belediye başkanlarının bizim partimizden ve Cumhur İttifakı’ndan seçilmesi için hep birlikte çalışacak ancak son sözü milletimize bırakacağız.

İSTANBULUMUZU MURADINA KAVUŞTURACAK

İstanbul’uyla, Ankara’sıyla, İzmir’iyle, Antalya’sıyla, Muğla’sıyla, Aydın’ıyla, Adana’sıyla, Mersin’iyle, Hatay’ıyla, Eskişehir’iyle, Tekirdağ’ıyla, Mardin’iyle, Van’ıyla, Diyarbakır’ıyla büyükşehirlerimizin tamamını gerçek belediyecilik katarına dahil etmek istiyoruz. Diğer 51 ilimizde de AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak yeniden veya ilk defa gösterdiğimiz adaylarla, belediyelerin hizmet çıtasını daha yukarıya doğru çıkartmayı hedefliyoruz. İnşallah, 81 vilayetimizin her biri gibi bilhassa Fatih’in emaneti olan güzel İstanbulumuzu muradına kavuşturacak büyükşehir belediyesini yeniden ve sadece İstanbul halkına hizmet eder hale getireceğiz.

YARI ZAMANLI BAŞKANLIK YAPILMAZ

El ele vererek İstanbul’u son 5 yıllık fetret devrinden mutlaka çıkartacağız. Geride bıraktığımız 5 senede şunu gördük. Yarı zamanlı belediye başkanlığı yapılmaz, İstanbul asla ihmale gelmeyen, sürekli ilgilenilmesi, sorunlarına çözüm üretilmesi gereken bir şehirdir. İstanbul’a hizmet için önce bu şehre âşık olacaksınız. Sonra kendinizi İstanbullulara adayacaksınız. Diğer türlü geriye gitme, durma, duraklama ve çökme kaçınılmazdır. İstanbul’un bir 5 yıl daha kaybetmeye artık tahammülünün kalmadığını tüm İstanbullular gibi biz de çok net görebiliyoruz.”

Lise öğencisi 15 yaşındaki Ayşe Çebi, okuldan uzak kaldığı pandemi döneminde hobi olarak karting yapmaya başladı. Küçük yarış arabasının direksiyonuna oturup piste ilk çıktığında kendisindeki potansiyeli keşfetti. Yarışlara ilk kez katıldığı 2021 yılında, Türkiye Karting Şampiyonası Junior Kategori genel klasmanda Türkiye üçüncüsü, kadınlar klasmanında ise şampiyon oldu. 2023 yılını ise Türkiye Karting Jampiyonası’nın 4. ayağını birinci olarak bitirdi. Türkiye’nin ilk milli kadın karting pilotu unvanını alan ve yurtdışındaki yarışlara da katılan Ayşe Çebi bu yıl 4 yurtiçi ve 16 yurtdışı yarışa katıldı. Son olarak Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu Dabi’de yapılan yarışta Senior Kategorisi’nin genel klasmanında 5’inci, kadınlar klasmanında ise 1’inci oldu.

RAKİPLERİNİN HEPSİ ERKEK

Antrenmanlarını hiç aksatmayan Ayşe’nin yılda ortalama 150 günü pistte geçiyor. Yurtdışında, dünyanın en prestijli yarış ve organizasyonları olan WSK, İtalya Şampiyonası, Lame İtalya gibi yarışlara katılan Ayşe’nin kategorisinde 40-50 yarışçı bulunuyor. İlk kez düzenlenen OKN World Cup’a da performansı nedeniyle davet edilen Ayşe’nin dünya çapından yarışacağı 32 pilotun tümü erkek. Karting yarışlarında kadın olmanın bazen sorun yaratabildiğini anlatan Ayşe, bunun da nedenlerini şöyle sıralıyor: “Diğer sürücüler sizin kadın pilot olduğunuzu biliyor ve geçilmemek için ciddi derecede zorlayabiliyor. Tabii bu da benim kendi limitlerimin üzerine çıkmama, daha fazla risk almama neden oluyor.” 

İLAVE AĞIRLIK KONULUYOR

Ayşe Çebi yarışırken yaşadığı zorlukları şöyle anlatıyor: “Herkesin yanıldığı bir konu, kadınların ayrı yarıştığı sanılıyor. Kartingde kadın-erkek diye ayırım yok. Hepsi birlikte yarışıyor. Sadece çok az yarışlarda kadınlara ekstradan teşvik kupası veriliyor. Profesyonel kartingde her şey kişiye özel. Kask, tulum, araç koltukları, direksiyon şekli, kilonuza göre ağırlık eklemeleri gibi. Çünkü bu yarışlarda, herkesin eşit ağırlıkta olması gerekiyor. Aksi halde yarış sonrası belirlenen kilonun altında tartılırsanız diskalifiye olursunuz. Benim aracıma erkek yarışmacılarla kilomu eşitlemek için ilave ağırlıklar konuluyor.”

İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen aday tanıtım toplantısında Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu yan yana oturdu. İmamoğlu’nun hemen arkasındaki koltukta ise annesi Havva ve babası Hasan İmamoğlu ile kız kardeşi Neslihan Yakup Çebioğlu yer aldı. 

Konuşmasında Anayasa Mahkemesi kararları, Gezi davası ve Suudi Arabistan’da yaşanan Atatürk krizine ağırlık veren Özgür Özel, aralarında adaylık belirlemeleri sırasında kırgınlık olduğu iddia edilen Ekrem İmamoğlu ve ekibine övgüler yağdırdı. Özgür Özel konuşması sırasında seçim sloganı olan “Tam yol ileri”yi de kullandı.

ANAYASA TARTIŞMASI

Yargıtay ile Anayasa Mahkemesi arasındaki yargı kararlarına atıfta bulunan Özgür Özel, toplumun ortak sözleşmesi bir anayasası olması gerektiğini ifade edip, “Bir anayasamız var. Hepimizin çok memnun olduğu, hepimizin üzerinde tam mutabık olduğu bir anayasamız yok, tam ve sivil bir anayasamız yok. Ama değiştirilemez ilk 4 maddesi ile bayrağı, vatanın tanımı, yurttaşlığın tanımıyla hepimizin üzerinde mutabık olduğu maddeleri ile bir Anayasamız var” dedi.

Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının da bağlayıcı olduğunu belirterek Can Atalay’la ilgili yargı tartışmalarına değinen Özel özetle şunları söyledi:

 GEZİ SANIKLARI

“Gezi’de herkesin sağlıkla evine dönebilmesi için 5-6 madde istediler. 5-6 maddeden hiçbirisi ‘Başbakan istifa etsin, bakanlar istifa etsin, hükümet düşsün, verin devleti biz yöneteceğiz’ demiyordu. Ne diyorlardı? 16 milyon İstanbullunun gözünün içine bakarak söylüyorum ki ağaçları kesmeyin diyorlardı. Diyorlardı ki ‘Ağaçları kesmeyin, Gazi Parkı’nı kesip de yerine Topçu Kışlası yapmayın. Atatürk Kültür Merkezi’ni, AKM’yi yıkıp yerine AVM yapmayın. Gençleri nezarethanelerde tutmayın. Söz verin ağaca dokunmayacağız diye, evimize dönelim’ diyorlardı. Şimdi bu kent bilincinden bugün Gezi Parkı duruyorsa, sevgili Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman, Mine Özerden, Can Atalay sayesinde duruyor. Atatürk Kültür Merkezi yıkılıp da yerine yenisi yapılmak yerine yandaşlara, o dönemde Suudi Arabistanlı işadamlarına söz verilen AVM yapılmadıysa, AKM, AKM adıyla yerinde duruyorsa arkadaşlarımız sayesinde duruyor.”

- Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından afetzedelerin yanında yer alan, başta bebek ve çocuklar olmak üzere tüm vatandaşların ihtiyaçlarının karşılanması için yoğun çaba harcayan Emine Erdoğan, yıl boyunca da her fırsatta depremzedelerle bir araya gelerek onları yalnız bırakmamaya özen gösterdi.

BM KÜRSÜSÜNDEN SIFIR ATIK ÇAĞRISI

- BM Genel Kurulu kararıyla 30 Mart’ın “Uluslararası Sıfır Atık Günü” ilan edilmesinde öncü rol oynayan Emine Erdoğan, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in özel davetiyle 2023’te ilki düzenlenen 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü etkinliklerine ve BM özel oturumuna katılmak üzere New York’a gitti. Burada Genel Sekreter Guterres’le bir araya gelen Emine Erdoğan, BM 77. Genel Kurul Başkanı tarafından düzenlenen, “sıfır atık” konulu, eş sunucu 105 ülkenin yer aldığı özel oturumda katılımcılara hitap etti.

- BM Genel Kurulu hitabının ardından BM Sıfır Atık Danışma Kurulu Başkanı olmayı kabul eden Emine Erdoğan, kurulun 27 Temmuz’da tanışma amaçlı gerçekleştirilen çevrimiçi toplantısına da başkanlık etti. Erdoğan, bu toplantıda Sıfır Atık Hareketi için küresel çağrıda bulunarak, “Temizlemekten ziyade kirletmemeyi esas almalı, atık üretmeyen bir yaşam modelini tüm dünyada yaygınlaştırmalıyız” mesajını verdi.

KÜRESEL SIFIR ATIK BEYANINA İLK İMZA

- Emine Erdoğan’ın öncülüğünde, Türkevi’nde “Küresel Sıfır Atık Hareketine Doğru” etkinliği kapsamında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katılımıyla imza töreni düzenlendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı’na ilk imzayı attı.

SU VERİMLİLİĞİ SEFERBERLİĞİ

İbrahim Hilmi Tanışık, 19. yüzyılın ikinci yarısında Kırım’dan Bursa’ya göç eden hattat ve hakkak Ahmet Hamdi Bey ile Ayşe Hanım’ın ilk evladı olarak 1891 yılında Bursa’da doğdu. Babasının yaptığı hat eserleri Bursa’daki Ulu Cami’nin duvarlarını süslüyordu. İbrahim Hilmi Tanışık çok küçük yaşta annesini kaybetti. İlköğretimini Bursa’da, ortaöğretimini İstanbul’da yatılı olarak tamamladıktan sonra 1914 yılında İstanbul Darülmuallimin’den (Erkek Öğretmen Okulu) mezun oldu.

RUSLARA ESİR DÜŞTÜ

Bursa ve Balıkesir’de öğretmenlik yaptıktan sonra 1916’da askere gitti. Erzurum’daki Pasinler Tabyası’nda Ruslar’a esir düşünce, Kırım’da 1.5 yıl esir hayatı yaşadı. 1917 Ekim’de gerçekleşen Rus Devrimi’nin ardından bölgede öğretmenlik yapması şartıyla serbest bırakıldı. Üç ay sonra da ahşap bir yük gemisine kaçak olarak binerek Kastamonu’ya geldi. Buradan da zorlu bir yolculukla İstanbul’a ulaşmayı başardı. 

İstanbul’a gelince eski bir arkadaşıyla Sultanahmet’te köfteci dükkânı açtıysa da, 3 ay sonra dükkânı bırakıp Bursa’ya döndü. 1919’da Ayşe İsmet Hanım’la evlendi. 1920’de Bursa’daki bir matbaada çalışmaya başlayan İbrahim Hilmi Tanışık, bu sırada Bursa’daki tarihi cami ve çeşmeleri kayıt altına almaya başladı. Ayrıca Milli Mücadele’ye destek için Bursa’da bir gazete çıkartıyordu. Ancak salgın hastalık nedeniyle 3 çocuğunu peş peşe kaybetti. Bu büyük acı yeniden İstanbul’a göç etmesine neden oldu.

ADIM ADIM GEZDİ

İbrahim Hilmi Bey’e taşındığı Fatih semti uğurlu gelmişti. İlk yıl kızı Türkan, 7 yıl sonra da ikinci kızı Hatice Ülker dünyaya geldi. İbrahim Hilmi ayrıca 1930’da Sultanahmet’teki Devlet Matbaası’nda işe girdi. Bursa’da başlayan tarihi eserleri kayıt altına alma fikri İstanbul’da iyice kendini gösterdi. Tam 40 yıl boyunca İstanbul’u karış karış gezip camiler, mescitler, namazgahlar, türbeler, matbaalar, medreseler, dikili taşlar, toplar, hazireler, şifahaneler, imarethaneler, bedestenler, tekkeler, bentler, çeşmeler ve sebillerle ilgili detaylı notlar aldı, fotoğraflarını çekti. Cebinde çok zaman parası olmadığı için çoğu yere yürüyerek gitti.

Çocukların gözünden Gazze’deki insanlık dramına dikkat çekmek amacıyla düzenlenen “Kurşun Geçirmez Düşler: Gazzeli Çocuk Ressamlar Sergisi” dün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın da katılımıyla Taksim Meydanı’nda açıldı. Sergi, Gazze’de 2008-2009 yıllarında İsrail’in ‘Dökme Kurşun’ operasyonu sırasında annesinin roketle hedef alınarak şehit edilmesi ve ardından ailesinden 26 kişinin katledilmesine tanık olan 6 yaşındaki Gazzeli Mona’nın çizdiği resimden hareketle gazeteci Abdullah Aytekin tarafından başlatılan resim projesini içeriyor. Sergide, gazeteci Aytekin tarafından toplanarak bugüne kadar muhafaza edilen ve bir kısmı daha sonraki saldırılarda hayatını kaybeden Gazzeli çocukların çizdiği 266 eserden bir seçki yer alıyor. Bir bölümünde ise İsrail’in son saldırılarının ardından şehit olan çocukların eşyaları, savaşı ve yıkımı tasvir eden moloz yığınları sergileniyor.

Dökme Kurşun operasyonu günlerinde Emine Erdoğan, ‘Filistin’de Barış İçin Kadınlar Toplantısı’nda Gazze’de katledilen çocuklara ve kadınlara dikkat çekerken gözyaşlarını tutamamıştı. Televizyondan Erdoğan’ı izleyen Gazzeli Maysa Yousuf’un, “Sayın Hanımefendi, gözyaşlarınız bize ulaştı” notuyla Emine Erdoğan’ı resmettiği portre de bir diğer sembolik eser olarak sergide dikkat çekiyor.

BU SESE KULAK VERELİM

Emine Erdoğan dün sergiyi dolaşırken duygusal anlar yaşadı. Emine Erdoğan sergiye ilişkin dünyaya şu çağrıda bulundu:

“Şifa Hastanesi’nde çalışan bir doktorun ‘En zor şey ölmüş küçük bir bebeğin vücuduna ‘meçhul bebek x’ yazmak’ şeklindeki sözleri, Gazze’deki çocukların maruz kaldığı vahşeti çok iyi anlatmaktadır. Bu sergi de aslında bize Gazzeli çocukların yaşadıklarını, duygularını en yalın şekilde anlatıyor. Herkesi bu masum çocukların barış çağrısına kulak vermeye, onların resimle anlattıkları hikâyelerinin gönüllü anlatıcısı, haklı davalarının sözcüsü olmaya davet ediyorum.”

SİBER GÜVENLİKTE DAHA FAZLA KADIN OLMALI

 İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, aday tanıtım toplantısı için dün gittiği Uşak'ta ilk olarak partisinin il başkanlığını ziyaret etti. Burada açıklamalarda bulunan Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi'nde İYİ Partili yöneticilerin istifasını değerlendirdi. İstifa eden İBB Meclisi İYİ Parti Grup Başkanvekili İbrahim Özkan'ın kendisinden bağımsız şekilde yeniden seçildiğini ve disipline sevk edilen üyelerin süreç devam ederken istifa ettiklerini belirten Akşener, "Elbette giden her arkadaş için üzülürüm. Bir prensip kararı aldım ve hep uydum. Hiçbir arkadaşımıza hakaret etmedim fakat ne hikmetse ayrılan bütün arkadaşların taş attıkları tek kapı İYİ Parti'nin kapısı. Bunu da anlamakta zorlanıyorum. Ben gidenlere çok üzülüyorum. Dilerdik ki bunlar olmasın."

ANKARA’YI PAYLAŞMIŞLAR

Partide CHP ile yol yürümek ile seçimlere ayrı girmek konusunun 9 saat boyunca demokratik bir çerçevede tartışıldığını belirten Akşener, şöyle konuştu: "Uzun saatler konuşarak seçimlere tek başımıza girme kararı aldık. Bu kararı beğenmemek ve uymamak mümkündür. Buna uymazsanız istifa edersiniz, işin saygı kısmı budur. Bazı arkadaşlarımız gayet saygılı biçimde ayrıldılar, haklarında hayırlısı olsun ama bu arkadaşlarımızın başındaki arkadaşımızın ilginç bir yanı oldu. O da şu; dün bir televizyon programında ‘benim bilgim dahilinde’ Ankara ve İstanbul'da pazarlıklar yapılmış. Benim bilgim yok, yerel yönetimler başkanımızın, teşkilat başkanımızın haberi yok. Neye göre yapılmış? İlk defa partimize yönelik kurumsal bir operasyon olduğu ortaya çıktı. Mesela Ankara'yı paylaşmışlar, ilçe hesabı yapmışlar. Hiçbirinden haberim yok. Bu bir siyasi partinin içişlerine karışmak demektir. Ben bunu 1997'de DYP'de yaşadım, bu konuda idmanlıyım. Bunu bir savaş ilanı olarak kabul ediyorum, varım."

İMAMOĞLU VE YAVAŞ’A: İKİSİ DE KORKTU

“Bugün sövenler o gün rahmetli anama kadar götürdüler işi. Ne yaptım boynumu eğdim, kazanalım diye ağzımı açmadım, ‘Millet bu arkadaşları istiyor’ diye o masaya götürdüm. O masadan kovuldum. Ve ikisi de korktu, kabul etmedi. Ben değil, milletin istediğini kabul etmediler.”

İMAMOĞLU’NDAN JET YANIT: ESKİ DOST DÜŞMAN OLMAZ

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ‘İkisi de korktu’ diyerek kendisini ve Mansur Yavaş’ı hedef alan sözlerine, dün Kurtköy Sosyal Merkezi’nin temel atma töreninden yanıt verdi: “İktidar, 4.5 yıldır kendi mumundan İstanbul’a ışık vermemek için, hatta oranın ışığını bile söndürmek için elinden geleni yaptı ama söndüremedi, asla söndüremeyecek. O yüzden kumpaslardan, iftiralardan, masa başı oyunlardan da medet umuyorlar. Şimdi de yeni bir oyunla karşı karşıyayız. Omuz omuza mücadele ettiğimiz, aynı masayı paylaştığımız, birlikte iş ürettiğimiz, beraber düşündüğümüz, beraber konuştuğumuz, aynı kaseden çorba içtiğimiz dostlarımızı bize karşı kışkırtıyorlar. Bunu üzülerek takip ediyorum.

İSTANBUL Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, dün Saraçhane’de Gençlik Meclisi ile bir araya geldi. Konuşmasında 5 yıl daha baş-kanlığa talip olduğunu belirten İmamoğlu, “İster Ekrem Başkan, ister Eko Başkan deyin” diyerek gençlerden destek istedi. Daha sonra gazetecilerin gündeme yönelik sorularını yanıtlayan İmamoğlu, İYİ Parti’den kendisine yönelik “CHP Eşbaşkanı” söylemlerinin hatırlatılması üzerine “Benim kulağım kötü sesleri hiç duymuyor. Kötü sözleri de duymuyor” dedi.

KENDİ İÇ MESELELERİ

İmamoğlu, İYİ Parti İBB grubundaki istifalarla ilgili olarak da şunları kaydetti: “Benim yorum yapabileceğim bir saha asla değil. Her ne kadar bir ittifakımız olsa da bir siyasi partinin kendi iç meselesine ne yorum yaparım, ne müdahil olurum. Sadece eğer orada bir anlaşmazlık, bir kavga, bir gürültü varsa bundan üzüntü duyarım. Keşke olmasa. Keşke kendi içlerinde daha bütünlükçü bir yapıları olsa.”

İYİ PARTİLİ METE KOCA: ‘SENİ BAŞKAN SEÇTİRMEYECEĞİZ’

İYİ Parti’nin yerel seçimlere kendi adaylarıyla gireceğini açıklamasının ardından CHP ile işbirliğini savunan isimler ya ihraç edildi ya da istifa etti. İYİ Parti Genel Merkez Kurumsal İlişkiler Başkan Yardımcısı Mete Koca, İmamoğlu’nun İBB Meclis üyeleri üzerinden operasyon çektiğini söyleyerek “Operasyonun büyüğü 31 Mart’ta olacak Sayın Eşbaşkan, seni başkan seçtirtmeyeceğiz” dedi.

PROF. Dr. İbrahim Akduman, 1963 yılında Konya’nın Doğanhisar ilçesinin Ayaslar köyünde dünyaya geldi. Babası Keramet Akduman, Köy Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra köye öğretmen olarak dönmüştü. İki ablası da öğretmen olurken, o ilkokulu doğduğu köyde bitirdi. Liseyi Konya’da okudu, 1980 yılında İTÜ Elektrik ve Haberleşme Bölümü’nü kazandı.

Akademik kariyerinin başlangıcı olan asistanlığı döneminde, özel sektörden asistanlık maaşının neredeyse 20 katı ücretle teklif aldı. Akduman akademik çalışmalara devam ederek ülkesinin geleceğine damga vuracak gençleri yetiştirmeyi ve araştırmalarına devam etmeyi seçti.

BABASININ HAYALLERİ

Akduman, Türkiye’nin Akademi Ödülleri olarak bilinen ve bu yıl üçüncüsü düzenlenen ‘İlim Yayma Ödülleri’nde, ‘Zararsız elektromanyetik dalgaları kullanarak meme kanserini 20’li yaşlardan itibaren tespit edebilen ve görüntüleyen SAFE (Tara ve Erken Bul) isimli görüntüleme cihazını geliştirmesinden dolayı’ ‘Büyük Ödül’e layık görüldü. Ödülü İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın elinden alan Prof. Dr. İbrahim Akduman, 10 yıl önce kaybettiği babasının hayallerini gerçekleştirmek için projeden projeye koşan bir biliminsanı.

ÖNCE ERKEN TEŞHİS

Prof. Dr. İbrahim Akduman kendisine büyük ödülü getiren; kadınlarda meme kanserini erken teşhis edecek olan ve önümüzdeki aylarda tıbbi cihaz olarak hastanelerde kullanıma geçecek olan cihazın ardından, tıp alanında çığır açacak bir başka projeyi daha hayata geçirmeye hazırlanıyor.  Prof. Dr. Akduman, bir sonraki projelerini ilk kez Hürriyet’e açıkladı. “Peki kanserli dokuyu buldunuz, bunu nasıl tedavi edeceksiniz?” diyen Prof. Dr. Akduman çalışmasını şöyle anlattı:

ARDINDAN JET TEDAVİ

Mütevelli Heyeti Başkanlığını Bilal Erdoğan’ın yaptığı İlim Yayma Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti’nin 2 yılda bir düzenlediği İlim Yayma Ödülleri, 3 farklı kategoride; millilik bilincine sahip, toplumda yaygın etki oluşturan, ülkemizin ve insanlığın hayrına katkı sağlayan çalışmalara veriliyor. Türkiye’nin ve bilim dünyasının aylardır merakla beklediği ödüller, dün Atatürk Kültür Merkezi’nde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı törenle sahiplerine verildi. Törene akademi, bilim, sanat, iş, siyaset ve medyadan çok sayıda isim katıldı.

GURUR DUYACAĞIMIZ GÜNLER...

Cumhurbaşkanı Erdoğan ödül töreninden önce yaptığı konuşmasında özetle şunları söyledi: “Bilhassa gençlik döneminde hata yapmaktan korkarak eser vermeyen, kitap yazmayan, konferanslarda birikimini ortaya koymayan ilim adamı daha sonra bunları hiç yapamaz. Ülkemiz bu bakımdan maalesef epeyce kurak bir süreçten geçmektedir. Binlerce, on binlerce hocamız olmasına rağmen kendi alanında yeni çığırlar açma potansiyeline sahip telif eser sayımız bir hayli düşüktür. Tercüme eserler dünyanın birikimini ülkemize taşımak bakımından önemlidir ama bunlar telif eserlerle taçlandırılmadıkça hedeflerimize varmamız mümkün değildir. Türkiye’nin ve öncülüğünü yaptığı Türk ve İslam dünyasının işte böyle bir davası vardır. Elbette bir gün davasını güttüğümüz medeniyetin ışığını en yükseğe çıkartacak biliminsanlarımızla gurur duyacağımız günler gelecektir.

EVLATLARIMIZI KORUMALIYIZ

Bir milletin varlığını sürdürebilmesi ve geleceğine güvenle bakabilmesi yetiştirdiği nesillerin donanımına bağlıdır. Biz de kendi evlatlarımızı teknoloji ile birlikte hızla bünyemizi saran yeni iletişim mecralarının sinsi, yıkıcı ve olumsuz etkilerine karşı korumak zorundayız. Son dönemde özellikle yabancı sosyal medya platformlarının kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte ahlaki açıdan ciddi bir erozyon, hatta yozlaşma yaşandığını görüyoruz. Bunlarla mücadelede en büyük görev İlim Yayma Cemiyeti ve Vakfı gibi dava sahibi, dert sahibi, medeniyet şuuru sahibi müesseselerimize düşüyor.

Türkiye artık 20 yıl, 40 yıl öncesine göre demokrasisiyle, güvenliğiyle, ekonomisiyle, savunmasıyla, diplomasisiyle çok daha hürdür, geleceğine çok daha güvenle bakabilmektir. Yakaladığımız bu ivmeyi sürdürebilmemiz için çocuklarımızı medeniyetimize, tarihimize ve kültürümüze uygun şekilde yetiştirme meselesini önceliklerimizin en başına koymak mecburiyetindeyiz. Bunun yolu eğitim vasıtasıyla, çocuklarımızın maddi ve manevi beslenme kaynaklarını millileştirmekten geçiyor.”

Gecede İlim Yayma Vakfı Büyük Ödülü’nü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan açıkladı. İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. İbrahim Akduman Büyük Ödülü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın elinden aldı. İlim Yayma Vakfı 50. Yıl Özel Ödülü’nü kazanan Prof. Dr. Aziz Sancar adına TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal’a ödülü, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan verdi. Sosyal Bilimler Ödülü’nü İstanbul Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi’nden Prof. Dr. Zekeriya Kurşun kazandı. Prof. Kurşun, ödülünü Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’den aldı. Mühendislik, Doğa ve Sağlık Bilimleri Ödülü’ne Erzurum Atatürk Üniversitesi’nden Prof. Dr. İlhami Gülçin layık görüldü.  Prof. Gülçin’e ödülünü TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş takdim etti.

Saatte 140 kilometre hız yapması planlanan Hızray, her biri 48 metre yer altındaki 13 istasyondan oluşacak ve İstanbul Boğazı’nı 130 metre derine inşa edilecek tüp tünelle geçecek. 

Uluslararası Toplu Ulaşım Birliği’nin her yıl düzenlediği Dünya Metrolar Zirvesi’ne bu yıl Metro İstanbul ev sahipliği yapıyor. Toplam 26 ülkeden 37 metro işletmesinin katıldığı zirvede İstanbul için çok önemli bir proje olan Hızray da masaya yatırıldı. İBB Genel Sekreter Yardımcısı Pelin Alpkökin, “Bir mega projeden daha fazlası” diyerek tanıttığı Hızray’la ilgili şu bilgileri verdi: “Saatte 140 kilometre hız kapasitesine sahip. Toplam 74.5 kilometre uzunluğunda ve tümü 48 metre yeraltına inşa edilecek 13 istasyondan oluşuyor. İstasyonlar arasındaki ortalama mesafe 6’şar kilometre. İstanbul Boğazı’nı 130 metre derine inşa edilecek tek tüp tünelle geçecek. Günde 1.5 milyon yolcu taşıyacak.”

BÜTÇENİN YÜZDE 40’I RAYLI SİSTEME

Zirveye katılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 4.5 yılda 1 milyor 550 milyon Euro kaynak bularak toplam 47.3 kilometre metro hattını hizmete aldıklarını anlattı. İstanbul’da 80 kilometre uzunluğunda 6 raylı sistem inşaatının devam ettiğini ve 2024 bütçesinin yüzde 40’ını raylı sistemlere ayırdıklarını söyleyen İmamoğlu’nun, “Açıkçası cesaretimin bir parçası, belki metro kazısı yaptığımızda bir hazineyle karşılaşır, yarısını oradan elde ederiz diye düşünmüştüm. Şu ana kadar bir hazineyle karşılaşmadık. Her metro inşaatında arkadaşlarıma soruyorum ‘Bir şey çıkmadı mı?’ diye. Onlar da ‘Bir şey çıkmadı’ diyorlar. Umutla yola devam ediyoruz” sözleri salonda gülüşmelere neden oldu. İmamoğlu zirveye katılan dünyanın önde gelen metro şirketi yöneticilerine de, “İstanbul’un tadını çıkarmayı ve bolca para harcamayı unutmayın” diye seslendi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 24 Haziran’da yapılan 3. Olağan Kurultayı’ın ardından GİK ve Başkanlık Divanı’nda önemli bir değişime gitmişti. Partinin vitrininde yaptığı değişiklerden biri de emekli askeri hâkim olan Ahmet Zeki Üçok ve Ece Güner’i kurmay kadrosuna katmasıydı. Üçok önce GİK’de yer aldı, daha sonra da Divan’da Hukuk ve Adalet Politikaları’ndan sorumlu başkan olarak görevlendirildi.

BEŞ AY KALABİLDİ

Ancak Üçok, yaklaşık beş ay süren görevinden dün Akşener’in talimatı ile alındı. Kararı Parti Genel Sekreteri Ayfer Yılmaz, Üçok’a, “Genel Başkanımız sizi görevden aldı” diyerek açıkladı. Edinilen bilgilere göre, Üçok’un görevinden alınmasının perde arkasında Genel Başkan Akşener’e ve GİK toplantısında CHP ile işbirliği yapılmasına yönelik yaptığı sunumların yer aldığı öğrenildi. Üçok, önce Akşener’e yaptığı haritalı sunumunda CHP ile işbirliği yapılması durumunda nasıl kazanılacağına ilişkin bilgiler aktardı. İYİ Parti Lideri, aynı sunumu kararın alınacağı GİK toplantısında da yapmasını istedi. Ancak GİK toplantısında sadece sözlü anlatım yapmasını ve haritalı sunumdan vazgeçmesini talep etti. Üçok’un “hür ve müstakil” seçime girme kararı karşısındaki bu sunumlarının parti yönetimini rahatsız ettiği öğrenildi. Üçok’un görevinden alınma kararını çevresine de “Ben bu haritalı çalışmaları arkadaşlarımla aylardır yapıyorum. Bu bilinmiyormuş gibi GİK sonrasında bana şık olmayan, yakışıksız eleştirilerle yaklaşıldı. Böyle olmamalıydı” sözleriyle değerlendirdiği öğrenildi.

İMAMOĞLU’NA DESTEK MESAJI

Üçok’un görevden alınmasının ardından, bir kriz de Toplumsal Politikalar Başkanı Ece Güner’in istifasıyla yaşandı. Güner de istifasını sosyal medyadan özetle şöyle duyurdu: “Oyları bölersek, AK Parti’nin adayı kazanacaktır. Tek bir oy bile fire vermeden, Sayın Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’u tekrar kazanmasını desteklemeliyiz. En azından İstanbul ve Ankara’da işbirliği için mücadele ettim ve GİK toplantısında bu yönde güçlü şekilde söz almış, cesaretle mücadele etmiş az sayıda kişiden biriyim. Çıkan kararı savunamayacağımı düşünerek, yapabileceğim tek şey saygı duymak ve istifa etmektir.” 

ARKA ARKAYA İSTİFALAR

İYİ Parti’de ilk önce eski Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu, “Genel Merkez ile derin görüş ayrılıkları yaşadığını belirterek” istifasını duyurmuştu. Hatipoğlu daha sonra da AK Parti’ye katıldı. Hatipoğlu’nun ardından da Ankara Milletvekili Adnan Beker istifa etti. İYİ Parti Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır ihraç edilirken 4 Aralık’taki GİK kararının ardından İstanbul Milletvekili Ayşe Sibel Yanıkömeroğlu da “Kuruluş amaç ve ilkelerimizden bir süredir uzaklaşmış olmanın üzüntüsü içerisindeyim” diyerek istifasını açıkladı.

‘HÜR VE MÜSTAKİL’ SEÇİM İHRACI

Çocuklar da dileklerini mektupla Vali Gül’e bildirdi. Vali Gül ilk olarak Bağcılar’da yaşayan ve babalarını 2021 yılında kaybeden Alican (16), Rabia (13) ve Beyzanur (5) kardeşlerin evini ziyaret etti ve dileklerini yerine getirdi. İlk etapta 11 çocuğu ziyaret eden Vali Davut Gül yaptığı açıklamada, “Valiliğimizin imkânları ve hayırseverlerimizin katkılarıyla çocuklarımızın dileklerini yerine getirmeye başladık. Yılbaşına kadar tüm çocuklarımızın dileklerini yerine getireceğiz” dedi.

İlim Yayma Ödülleri, 16 Aralık’ta AKM’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da katılacağı törenle “Büyük Ödül”, “Sosyal Bilimler” ve “Mühendislik, Doğa ve Sağlık Bilimleri” olmak üzere 3 farklı kategoride sahiplerini bulacak. Üç ana kategorideki ödüllerin sahipleri henüz bilinmezken, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan bu yıl vakfın 50. yılı nedeniyle verilecek özel ödülün sahibini Prof. Dr. Aziz Sancar olarak açıkladı. Ödül gecesine bir videoyla katılacak Aziz Sancar’ın ödülü kendisi adına TUBİTAK Başkanı Hasan Mandal’a verilecek.

GENÇLERİ ÖZENDİRDİ

Bilal Erdoğan, İlim Yayma Ödülleri’yle ilgili düzenlenen basın toplantısında 50. Yıl Özel Ödülü’nü neden Aziz Sancar’a verdiklerini şöyle anlattı:

“Ödüller Türkiye’deki akademik çalışmaları teşvik etmeyi amaçlıyor. Sayın Aziz Sancar sadece Nobel Ödülü kazanmış bir biliminsanı olduğu için değil, aynı zamanda bu ödülü kazandıktan sonra gençlerin akademik çalışmalara özendirilmesi noktasında, sadece Türkiye’de değil, bütün Türk dünyasında yaptığı ziyaretlerle verdiği mesajlar yüzünden çok takdire şayan bir ilim insanı. Özellikle bu yönüyle kendisinin ödüllendirilmesinin isabetli olduğunu düşündük.”

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu, İlim Yayma Vakfı Başkanı Bilal Erdoğan, vakfın ödülleri hakkında yarın yapılacak tanıtımı öncesi Hürriyet’e konuştu. Ödül fikrinin ilk olarak 2017 yılında, İlim Yayma Vakfı’ndan burs alan ya da yurtlarında kalan 500’ün üzerinde akademisyenle toplanıp, Türkiye’de akademinin ve bilimsel çalışmaların güçlenmesi için neler yapabileceklerini konuşurken ortaya çıktığını belirten Erdoğan, ‘Büyük Ödül’, ‘Sosyal Bilimler’ ve ‘Mühendislik, Doğa ve Sağlık’ ödüllerinin yanında, bu yıl vakfın kuruluşunun 50’nci yılı nedeniyle kamuoyunun yakından tanıdığı ve dünyaca bilinen bir isme de ‘Özel Ödül’ verileceğini söyledi.

GENÇLER ÖZENSİN DİYE

Erdoğan, amaçlarının Türkiye’deki bilimsel çalışmaların seviyesini ödül suretiyle destekleyip, ortaokul ve lise düzeyindeki başarılı öğrencilerin akademik kariyerlere özenmesini sağlamak olduğunu belirterek, “Akademik çalışmalarından ötürü ‘Büyük Ödül’ sahibine 150 Cumhuriyet Altını vereceğiz. Böylesine büyük bir maddi ödül, akademik çalışmalardan ötürü alınabiliyor. Yani gençlerimize ‘Demek ki bu iş kıymetli’ dedirtebilelim. Hani bu ödül bir dikkat çeker, bir çocuk ‘Acaba’ der. ‘Profesörler ne kazanıyor?’ der, oradan bir yol açılır” diyerek, bugün üniversitedeki hocaların imkânlarının Türkiye şartlarında fena olmadığını ifade etti.

MAKSAT KAPI ARALAMAK

Türkiye’de akademisyenlerin gelirlerinin yanında ulusal ve uluslararası projelere başvurabildiklerini hatırlatan Erdoğan, “Bu kaynaklardan ek ödenek kazanabiliyor. Bunun dışında ilaçtır, bir mühendislik gelişmesidir, bu tür şeylerin çok ciddi mali sonuçları olabilir elbette. Yani mazur görün, akademik sahaya sadece bir öğretmenlikten ibaret gibi bakmamak lazım. Öğretmen olmayı tercih eden öğrenci arkadaşları görünce, onları çok takdir ediyorum. Ama akademisyenlik, biliminsanı olmak, hem öğrenci yetiştirmek hem kitap yazmak hem yayın yapmak, onun başka bir boyutu adeta. Yani bunun maddi getirileri de olabildiğinin farkına varmalarına belki bir kapı araladığımızı düşünüyorum” diyerek, ödüllerin uluslararası boyut kazanması hedeflediklerini aktardı.

‘EN BÜYÜK HAYALİM...’

- Bilal Erdoğan, en büyük hayalinin kanser ilacının bir Türk biliminsanı tarafından bulunması olduğunu söyleyerek “Türkiye’den bulunup bütün dünyaya mal olan bir kanser ilacı olsa. Birçok insanın hayatı kurtulur. Daha çok büyük hastalıklardan sonra onların çözümünü konuşuyoruz ama önleyici yöntemler ve desteklerle ilgili de açılımlar olabilir. Yani filanca ürünü kullandığınız zaman  insanların hayatının geri kalanında şeker hastalığına yakalanmasına mani olur. Ama tabii ki dünyada büyük hastalıklarla ilgili Türkiye’den bir tedavi ilaç çıksa, onu ödüllendirmek bizim için çok büyük bir şeref olur” dedi.

ÖDÜLLERİ

İSTANBUL’da E-5’te yolculuk yapanların bakmadan geçemediği Zeytinburnu’ndaki eski Tercüman gazetesi binası, deprem riski nedeniyle alınan karar uyarınca yıkıldı.

TASARIMI YARIŞMAYLA

Tercüman gazetesi binasının projesi, gazetenin kurucusu Kemal Ilıcak’ın açtığı yarışmayla belirlenmişti. Tunca ve Günay Çilingiroğlu’nun tasarladığı Merkezefendi Mahallesi Mevlana Caddesi üzerindeki bina, 1974 yılında tamamlandı. Yolu E-5’ten geçenlerin ilgiyle baktığı bina, bir uçtan kâğıdın rulo olarak girdiği diğer uçtan bitmiş gazetenin çıktığı bir üretim bandı olarak tasarlandı. 3 bloktan oluşan bina 1993’te mali bir kriz nedeniyle gazeteyle birlikte satıldı ve bir süre sonra boşaltıldı.

2 YIL KORUMA ALTINDAYDI

Bina mimari değeri nedeniyle İstanbul 4 numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’nun kararıyla 2010 yılında tescillendi. 2012 yılında ise betonarme olarak yapılan yapının tarihi, arkeolojik, çevresel ve diğer önem ve özellikleri bakımından önem arz etmediği gerekçesiyle tescili kaldırıldı.

DEPREME DAYANIKSIZ

Zafer Topaloğlu’nun Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptığı Toya Merkez Turizm İnşaat Madencilik AŞ adına kayıtlı olan, birçok kuruma ev sahipliği yapan bina son dönemde ise TOYA Plaza ismini aldı. İkonik yapısıyla dikkati çeken 19 bin 344 metrekarelik 5 katlı Tercüman gazetesi tesisleriyle ilgili Zeytinburnu Belediyesi, yapılan tetkiklerin ardından ‘6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun’ kapsamın-da riskli yapı tespit raporu düzenledi. 24 Kasım 2023 günü de yıkım ruhsatı tanzim edildi. Bina, belediye tarafından boşaltılıp çevre güveliği alındık-tan sonra sahipleri tarafından 3 Aralık 2023 günü yıkıldı.

Gizem Gümüşkaya Beşiktaş Anadolu Lisesi’nden mezun olduğu yıl girdiği üniversite sınavında İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Mimarlık Fakültesi’ni kazandı. Üniversite bitirdi ve 2015 yılında ABD’deki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) mimarlık yüksek lisansı için burs kazandı. Yüksek lisansı sırasında sentetik biyoloji alanına da ilgi duyduğunu fark edince çift dal olarak devam etti. Sonra da doktorasını tamamladı. Gizem, MIT’deki laboratuvarında mimarlık ve biyoloji bilgilerini birleştirip insan DNA’sından canlı robotlar yaptı. Gizem’in “Anthrobot” adını verdiği bilimsel çalışmasını anlattığı makale, tarafsız uluslararası anonim bilim heyeti tarafından onaylanıp, yeni buluşların duyurulduğu otorite kurumlardan olan Advanced Science adlı bilim dergisinde geçtiğimiz hafta yayımlandı. Patent başvurusu da kabul edilen Gizem, başarıya giden yol hikayesi ve tıp alanında geleceğe yönelik çalışmalarını Hürriyet’e şöyle anlattı: “Tasarım alanından geldiğim için sentetik biyoloji alanında yeni dokular, daha önce var olmayan yeni strüktürler üretmek istedim.

YAPMAK 8 YILIMI ALDI

Hücrelerin morfogenetik koduyla oynayıp, kendi kendini inşa eden mimariler üretme fikrini hayata geçirmek 8 yılımı aldı. “Anthrobot”lar, dünyanın ilk kendi kendini tek bir insan hücresinden inşa edebilen sentetik robot özelliğini taşıyor. Bu profilde robotlar hiç yapılmadı. 2 yıl kadar yoğun bir deney sürecinden sonra nasıl insan hücrelerinden, embriyoları kullanmadan, kendi kendini inşa eden sentetik mimariler üretilebilineceğini buldum ve icadımın patent başvurusunu yaptık. Bu yepyeni bir mimari ama DNA’sı yüzde yüz insan DNA’sı. Farklı cinsiyet ve farklı yaştan 25 hastadan DNA aldık. Her hastanın hücresinden üretilebiliyor. Yani herkesin şifası kendinde. “Anthrobot”lar, tamamen kendi DNA’mızdan üretiliyor. Yararı, doku reddi olmayacak. Sentetik mimari olmasının faydası, ileride farklı hastalıklar için farklı şekillerde programlanabilecek.”

Gizem’in gelecekteki hedeflerinden biri ise profesör olup Türkiye’deki mimarlık fakültelerinde ‘Sentetik Biyoloji’ kürsüleri ve biyolojik çalışmalar yapılabilecek biyotasarım laboratuvarlarının kurulmasını sağlamak.

SİNİR DOKUSUNU ONARIYOR

- Gizem Gümüşkaya, ilk yoğunlaştıkları uygulamanın zedelenmiş sinir dokuları olduğunu belirterek şunları söyledi: “Yaptığımız deneylerde, zedelenmiş bir sinir dokusunun, bu robotlar tarafından 3 gün içesinde onarılabileceğini kanıtladık. Bir sonraki aşama olarak daha kompleks sinir dokusu hastalıkları modellerine geçeceğiz. İleride bu robotları tedavi amaçlı kullanmak için laboratuvar ortamındaki bu testler, bir sonraki adım olacak.”

Lütfi Doğan’ın Türkiye’de tasavvuf öncülerinden biri sayılan Ahmet Ziyaüddin Gümüşhanevi ile derin bir gönül bağı vardı. İstanbul’a her geldiğinde oğlu Yahya Doğan’la birlikte Süleymaniye’ye gider ve kabirleri ziyaret ederdi. Gördüğü bir rüyadan etkilenerek, eğer mümkünse onun Süleymaniye Camisi Haziresi’ndeki kabrine yakın bir yerde gömülmeyi vasiyet etmişti. Lütfi Doğan, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Süleymaniye Camisi’nin haziresine defnedildi.

 Süleymaniye Camisi’nde kılınan cenaze namazı öncesi taziyeleri Lütfü Doğan’ın oğlu Yahya Doğan ve torunu Erdem Doğan kabul etti. Cenaze törenine eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İçişleri eski bakanlarından Süleyman Soylu ve Mehmet Ağar, eski TBMM Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun da bulunduğu siyaset, iş ve akademi dünyasından binlerce kişi katıldı. Prof. Dr. Yahya Doğan, Hürriyet’e “Ondaki manevi alemi 60’tan sonra tespit edebildim” dedi.

KANUNİ YAPTIRDI

- Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılan Süleymaniye Camisi’nde Kanuni Sultan Süleyman, annesi Saliha Dilaşub Sultan, eşi Hürrem Sultan, kızı Mihrimah Sultan, Sadrazam Ali Paşa, Hattat Ali Fuat, Serasker Hüseyin Avni Paşa ve Kaptanı  Derya Kayserili Ahmet Paşa’nın yanı sıra Ahmet Ziyaüddin Gümüşhanevi, Mehmet Zahit Kotku, Turgut Özal’ın annesi Hafize Özal ve kardeşi Yusuf Özal’ın da kabirleri bulunuyor. 12 Ekim 2016’da vefat eden eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan da buraya defnedilmişti.

Hemşire Şeyma Alakuş deprem olduğunda Gaziantep’teki İnayet Topçuoğlu Hastanesi’nde nöbetteydi. Depremi hisseder hissetmez hastalarına koştu. O anlarda hastanenin güvenlik kameralarına da yansıdı. Ailesi depremden sonra Gaziantep’ten ayrılsa da Şeyma Hemşire 6 ay daha görev yaptı. Daha sonra da ailesinin yanına, Bursa’ya taşındı. Kızılay tarafından İlham Veren Gönüllü Ödülü’ne layık görülen Şeyma Hemşire ödülünü Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ile Kızılay Genel Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz’dan aldı. 26 yaşındaki Şeyma Hemşire törende ekrana yansıtılan o anları şöyle anlattı:

AKLIMA İLK GELEN ÇOCUKLARDI

“Yerin sarsıntısı ve çıkan uğultu çok kötüydü. O an aklıma servisteki çocuklar geldi. Çaresiz olduklarını biliyordum. Bir de ortopedi hastam vardı. İki odaya birden girdim onları çıkarabilmek için. İlk odaya girdiğimde kız çocuğunu kucağıma aldım. Annesi başucunda yorgunluktan uyuyup sızmıştı. Depremi duymamıştı bile. Çocuğu kaptım, annesine de diğer iki çocuğu alıp hastane dışına, güvenli bir alana çıkarmasını söyledim. Sonra 109 no’lu odadaki ortopedi hastamın yanına girdim. O hastamı da yanındaki oğluna emanet edip başka bir çocuk hastamı dışarı çıkarttım. Sonra tekrar geri girdim. 109 numaradaki hastamı da tekerlekli sandalyeye alıp dışarı çıkardıktan sonra tekrar geri dönüp ikinci kattaki hastaların çıkarılmasına yardım ettim.

ORADA KALMAM GEREKİYORDU

Bir afet oluyordu ve hemşire olarak sorumluluğum hastalarımın güvenliğini sağlamaktı. Hastanenin yıkılıp yıkılmayacağını bilmiyordum. Hiç tereddüt etmedim. Tek bildiğin orada olmam gerektiğiydi. Dışarı kaçmak hiç aklımın ucundan geçmedi. Ailem sonradan görüntüleri görünce çok ağlamışlar. Ama bana söyledikleri şu oldu: ‘Sen bunu yapmamış olsaydın asıl o zaman kızardık.’ Ailemden öğrendiğim  önce karşımdakini, sonra kendimi düşünmekti. Yine olsa yine aynı şeyi yaparım.”

NURİCAN GERİDE ‘İYİLİK’ BIRAKTI

Adanalı Nurican Gök, 19 yaşında bir Kızılay gönüllüsüydü. Üniversite sınavlarına hazırlanıyordu. Depremzedelere yardıma koşan ilk isimlerden biri oldu. Birçok şehirde gönüllü olarak faaliyetlere katıldı, günlerce uykusuz çalıştı. Nurican Gök, 5 Kasım 2023’te geçirdiği bir motosiklet kazasında hayatını kaybetse de, Kızılay onu unutmadı. Nurican’a layık görülen Kızılay Özel Ödülü’nü annesi Mevliye Gök ve babası Kemal Gök gözyaşları içinde teslim aldı. Kızılay Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, acılı anne babayı, “O cennete gitti ama burada size evlatlık yapacak binlerce Nurican var” sözleriyle teselli etti.

Ödül törenine Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Kızılay Genel Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, AFAD Başkanı Okay Memiş ve çok sayıda gönüllü katıldı. Ödüller afetler gibi zorlu şartlarda gönüllülük ve iyilik yarışıyla topluma ilham veren toplam 21 ülkeden seçilen sivil toplum örgütü, medya kuruluşu, ulusal dernek ve kişilere verildi. Törene mesaj gönderen Emine Erdoğan, yabancıların derdine derman bulabilmenin, paha biçilemez olduğunu belirterek mesajında özetle şöyle dedi:

Emine Erdoğan

‘EN CÖMERT ÜLKE OLMA ONURU’

“Milletimizin vicdanının sesi olan Kızılay’ımızın çatısı altında buluşan gönüllülerimiz, bir buçuk asırdır dünyaya şefkat eli uzatıyor. Bu sayede ülkemiz, insanî yardım alanında, en cömert ülke olma onurunu göğsünde taşıyor.  Yaşadığımız büyük deprem afetinde, şehirlerimiz harabeye dönerken, yürekler yıkılmasın diye afet bölgesine koşan gönüllülerimiz, insanın, insana emanet olduğunu kanıtladılar. Bu program vesilesiyle bir araya gelen iyilik pınarları, milletimizin gönlünde taht kurdu, masum kalplere girdi. İsimleri, gönül dostlarının isimlerinin yanına yazılan kahramanlarımıza şükranlarımı sunuyorum.” 

FULYA ÖZTÜRK DE ÖDÜL ALDI

‘Medyanın Gönüllüsü’ kategorisinde CNN Türk Özel Haberler Şefi Fulya Öztürk de ödül aldı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Salacak’taki 11 kaçak kafe ve restoranla ilgili yıkım kararı almıştı. Kafelerden 8’i ilk etapta yıkıldı. 30 Mayıs 2023’te Askadar isimli kafe de yıkılacaktı ancak İBB ekipleri saldırıya uğradı. Ekiplerin başındaki İmar Müdürü Ramazan Gülten tekme tokat dövüldü. İşletme sahipleri aynı gün geçici olarak yürütmeyi durdurma kararı da aldırdı ve yıkım yapılamadı.

DURDURMA KARARI KALKTI

İBB ekipleri saldırganlardan şikâyetçi oldu. Açılan davanın 10 Ocak 2024’te görülmesine karar verildi. Bu sırada İBB’nin itirazı üzerine geçici yürütmeyi durdurma kararı İstanbul 5. İdare Mahkemesi tarafından kaldırıldı. Belediye ekipleri önceki gece yıkım için yine aynı kafenin önündeydi. Ekiplerin başında geçtiğimiz sefer saldırıya uğrayan İBB İmar Müdürü Ramazan Gülten vardı. Kafenin boşaltılmasının ardından iş makineleri devreye girdi ve yıkımı tamamladı. Gülten, Hürriyet’e yaptığı açıklamada, “30 Mayıs’ta işletme sahibi yürütmeyi durdurma kararı aldırdığı için yıkamamıştık. Karar kalktı, biz de gittik ve yıktık” dedi.

KÜLTÜR VARLIĞI

İBB’den yapılan açıklamada, kafenin bulunduğu parselin tapu kaydında ‘korunması gerekli kültür varlığı’ şerhi bulunduğunu kaydedildi.

İMAMOĞLU PAYLAŞTI: YERİNE BU YAPILACAK

Seçil Erzan bu çiftin para kazandıkları dönemde kendisine Rolex saat aldıklarını, işler kötüye gidince de saldırdıklarını anlattı. Tanın Yılmaz İngiltere’deki Manchester Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Enstitüsü mezunuydu. İddiaya göre, Seçil Erzan’ın batmasına neden olan hisse senediyle ilgili tüyoyu da o vermişti.

Eşi Merve Yılmaz da Kolombiya Üniversitesi’ni bitirmiş, aile şirketinin başına geçmişti. Seçil Erzan’da bulunan excell dosyalarında adı geçen Mustafa Yılmaz ise Tanın Yılmaz’ın babasıydı ve Türkiye’nin en büyük şirketlerinden birinde danışmanlık yapıyordu. Seçil Erzan’ın iddialarına göre, Tanın Yılmaz ve eşi Merve Yılmaz paralarını değerlendirmek amacıyla 2012 yılından itibaren kendisine verdi. Seçil Erzan’a göre bu parayı kat kat ödemesine rağmen çift yine de onu sıkıştırmayı sürdürdü.

Seçil Erzan saadet zincirinin kopmasından birkaç gün önce banka şubesindeki odasında Yılmaz çiftiyle yaşadıklarını şöyle anlattı: “Tanın yanımdayken Merve de şubeye odama geldi ve saçımı yolmaya başladı.  Bana ‘o..., pislik’ diye hakaretler etti. Hatta o gün kolumda bulunan Rolex saatimi Merve zorla çekip aldı. Benim bu zamana kadar 3 tane Rolex saatim olmuştu. Birini Merve ve Tanın hediye etmişti. Çünkü onlara o kadar çok para kazandırmıştım ki... İkincisini Arda Turan nişan hediyesi olarak vermişti. Üçüncüsünü ben 20 yıllık birikimimle kendim almıştım. ”

Göreve geldiği 2019’dan bu yana, İBB olarak toplam 259 milyar 500 milyon lira büyüklüğünde bir bütçeyi yönettiklerini belirten İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, sunduğu 2024 yılı bütçesinin Türk Lirası olarak, neredeyse geride kalan 5 yılın toplam bütçesi büyüklüğünde olduğunu söyledi.

İmamoğlu, “İkinci dönemimizin ilk yılı olan 2024 yılı İstanbul Büyükşehir Belediyesi bütçemiz” dediği yeni bütçe rakamlarını açıklayıp, en büyük payın yatırımlara ayrıldığını söyledi. İBB’nin toplam bütçe gelirini 178 milyar 500 milyon lira, toplam bütçe giderlerini ise 213 milyar 500 milyon lira olarak tasarladıklarını aktaran İmamoğlu, 2024’te hizmet ve yatırımlar için 35 milyar liralık finansmana ihtiyaç duyulacağını öngördüğünü belirtti. İmamoğlu, “Bunun 15 milyar lirasını nakit ve Eurobond mevcudumuzdan karşılayacağız. 20 milyar lirasını ise borçlanmayla finanse etmeyi planlıyoruz” dedi. İmamoğlu’nun açıkladığı rakamlara göre İSKİ ve İETT dahil, İBB’nin 2024 yılı konsolide bütçesi 294 milyar TL, iştirak şirketlerinin 2024 yılı bütçesi ise 222 milyar TL olacak. Böylelikle toplam konsolide bütçe 516 milyar liraya ulaşacak. 2024 yılında iştirakler dahil yatırıma 145 milyar lira ayrıldı.

EN BÜYÜK PAY YATIRIMLARA 

Böylelikle Türkiye’de yerel yönetimler eliyle yapılacak bütün yatırımların dörtte birini tek başına İstanbul’un yapacağını söyleyen İmamoğlu, yaptığı sunumda şu ifadeleri kullandı: “Son 5 yılda olduğu gibi 2024 yılında da bütçemizde en büyük kalemi yatırım harcamaları oluşturuyor. Göreve geldiğimiz günden bu yana, toplam 47.3 km metro hattının yapımını tamamladık. 17.8 km yeni metro hattını da Mart 2024 sonuna kadar hizmete açacağız. Böylelikle ilk dönemimizde 65.1 km uzunluğunda raylı sistem hattının inşasını tamamlayarak hizmete açmış oluyoruz.”

Toplantıda konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu “Attığımız her adımın, dünyanın geleceğini kurtarma noktasında ne kadar önemli bir iş olduğunu, hangi konulara dikkat edersek dünyanın geleceğine ve yaşamına katkı sunabileceğimizi, hangi konulara dikkat etmezsek aslında ne kadar derin ve büyük bir krize sebep olabileceğimizi düşünmeliyiz. Vakit kaybetmeden, hep birlikte harekete geçmeli ve seferberlik duygusuyla mutlak önlemler alabilmeliyiz” dedi. Toplantıda konuşan Litvanya’nın Türkiye Büyükelçisi Ricardas Degutis de iklim değişikliği konusunda Litvanya ve Türkiye’ deki belediyeler arasındaki işbirliğine vurgu yaptı.

AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin de İstanbul’daki temayül yoklamasına başkanlık etti. AK Parti’nin İstanbul İl Başkanlığı’nda yapılan temayülle ilgili gazetecilere açıklama yapan Şahin, amacın teşkilat mensuplarının görüşlerini, düşüncelerini, eğilimlerini tespit ederek adayların belirlenmesi sürecinde bu görüş ve önerilerden istifade etmek olduğunu söyledi. Tespit edilen eğilimlerin partinin karar alma sürecinde yol gösterici olacağını aktaran Şahin, son birkaç seçimdir temayül yoklamalarının elektronik ortamda gerçekleştirildiğine işaret etti. Şahin, böylece çevreci bir uygulamaya imza attıklarına dikkat çekerek şöyle konuştu:

BÜYÜKŞEHİR İÇİN ALTI ADAY ADAYI

“İstanbulumuzda yaklaşık 9 bin teşkilat üyemiz 31 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilecek olan mahalli idareler seçiminde yarışa girecek olan 39 ilçe ve bir büyükşehir belediye başkan adayımızın tespitinde bizlere yol gösterecek. İstanbulumuzun 39 ilçesinde 255 ilçe belediye başkan aday adayımız ve büyükşehrimiz için de 6 aday adayımız müracaatlarını gerçekleştirdiler. Genel Merkez olarak illerimiz, ilçelerimiz ve bütün yönetim kademelerimizde 31 Mart seçimlerinde en parlak başarıyı elde etmek için çok titiz bir çalışmayı yürütüyoruz.”

İstanbul’da temayül yoklamasının başkanlığını AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin yaptı.

ADAYLIK ÜCRETİ GAZZE’YE

Geçen mayıs ayında yapılan parlamento seçimlerinde aday adaylığına başvuranların depremin yaralarının sarılması için AFAD’a bağış yaptıklarını hatırlatan Şahin, “Yerel seçimlere müracaat sürecinde de partimize aidat yerine Filistinli kardeşlerimize ulaştırılmak üzere, onların ihtiyaçlarını gidermek üzere ve onlarla dayanışma duygumuzu ifade etmek üzere aday adaylarımızdan AFAD’a bağış aldık ve halen devam etmekte olan belediye meclis üyesi aday adaylarımızdan da bu bağışı almaya devam edeceğiz” dedi.

Şahin, sorunsuz bir şekilde gerçekleştirilen temayül yoklamasının, adayların tespitindeki parametrelerden biri olduğunu ifade etti. Anketler yapılıp mevcut belediye başkanlarının performanslarının değerlendirildiğini aktaran Şahin, “O şehrin, ilçenin ileri gelenleriyle sivil toplum kuruluşlarıyla görüşmeler yapılıyor. Onların da eğilimi oluyor. Hepsi birleştirilerek bir sonuca ulaşılıyor. Bunların hiçbiri başlı başına belirleyici olmadığı için bu sonuçlar Genel Merkezimizin çalışma ekibinde oluyor. Kamuoyuyla paylaşılmıyor” diye konuştu.

Kilis Valiliği ve Kilis Belediyesi, İpekyolu Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle Kilis mutfağını tanıtmak için harekete geçti. İstanbul’da düzenlenen ‘Oylum Höyük’ten günümüze Kilis Mutfağı’ gecesinde Kilis lezzetleri şehrin gastronomi elçisi Yunus Emre Akkor öncülüğünde beğeniye sunuldu. Tekirdağ Valisi Recep Soyturk ve eski bakanlardan Cavit Çağlar’ın da konuk olduğu gecede, ünü Türkiye sınırlarını aşan Kilis zeytinyağı da görücüye çıktı.

ZEYTİNİN ANAVATANIYIZ

Kilis Valisi Tahir Şahin, Oylum Höyük’teki kazılarda bulunan 4 bin 500 yıllık mühürün üzerindeki zeytin çekirdekleri ile keçi figürünün Kilis zeytininin tarihteki yerini gösterdiğini belirterek, “Kilis zeytinin anavatanıdır. Kilis yatırım teşvikleri açısından çok gazip olan 6. Bölge’de yer alıyor. Sadece imalat sanayi açısından değil turizm yatırımları açısından da yerli ve yabancı yatırımcılara fırsatlar sunuyoruz” dedi.

Emine Erdoğan röportajda özetle şunları söyledi:

‘MEÇHUL BEBEK’ YAZISI: (Gazze’deki mevcut durumu nasıl değerlendiriyorsunuz): “Bugüne kadar öldürülen yaklaşık 12 bin 300 Filistinli’nin yüzde 73’ü kadın ve çocuklardan oluşuyor. Hangi meşru sebep bir devlete, bir şehirde yerin üstünü yaşayan her canlı için bir cehenneme, yerin altını ise çocuk nekropolüne dönüştürme hakkını verebilir? Bu tanımlamayı ben değil, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve BM Çocuk Fonu’nun Sözcüsü James Elder yapıyor. El-Şifa Hastanesi’nde çalışan bir doktorun, ‘En zor şeyin ölmüş küçük bir bebeğin vücuduna ‘meçhul bebek x’ yazmak” olduğunu söylemesi, Gazzeli çocukların içinde bulunduğu dehşeti özetliyor. Kimliği belirlenemeyen askerler için kullanılan ‘meçhul asker’ tanımını, bir gün çocuklar için kullanacağımız kimin aklına gelirdi?

UKRAYNA’DAKİ GİBİ ÇOCUKLARI GETİRECEĞİZ: Daha önce Ukrayna’daki çatışmadan etkilenen bir kısmı özel gereksinimli olmak üzere 1500’e yakın Ukraynalı çocuğu Türkiye’ye getirdik ve halen kurumlarımızca tüm ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Benzer bir girişimi Gazze’de ailesini kaybetmiş çocukların Türkiye’ye getirilmesi için başlattık.

MAHŞERİ VİCDANDA KAYDA GEÇTİ: (ABD’nin Gazze’ye insani, İsrail’e askeri yardım yapması): Ben eminim ki Türkiye Gazze’ye bir yardım uçağı gönderirken, bazı Batı ülkelerinin bölgeye uçak gemileri gönderiyor olması küresel maşeri vicdan tarafından kayda geçmiştir. Bütün bunlara rağmen küresel düzeyde umudu diri tutmak için sebeplerimiz var. Batı başkentlerinde İsrail aleyhine büyük gösteriler yapılıyor. Bu gösteriler küresel vicdanın sesidir. Bu ses susturulamaz.

İNSANLIĞIN KIRMIZI ÇİZGİSİ NEREDE: Vicdanlı her insan için kırmızı çizgi işlemediği bir suçtan dolayı alınmış masum bir insanın canı, bir bebeğin bir damla gözyaşı, bir çocuğun “Yaşamak istiyorum” haykırışı olmalıydı. Burada uluslararası topluma sormak gerek: İnsanlığın kırmızı çizgisi nerededir? 

ATEŞKES ÇAĞRISINI YİNELİYORUM: 15 Kasım’da İstanbul’da düzenlediğimiz zirveyi sözden eyleme taşımak niyetindeyiz. Buradan bir kez daha 15 Kasım’da First Lady’ler ile yaptığımız ateşkes ve insani yardım çağrısını yineliyorum.”

Son yılların en kurak yılını yaşayan İstanbul’da hafta sonundan beri yağan yağmurlar yüzde 16’lardaki barajlardaki doluluk oranını yüzde 20’nin üzerine çıkarırken, İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, “Yağmurların İstanbul’a hiçbir faydası yok. Cevredeki illerden su alarak açık karşılanıyor. Çatıdan yağmur suyu hasadı yoluyla su biriktirmek için ulusal bir seferberlik başlatılmalı” dedi. Prof. Dr. Miktad Kadıoğlu, İstanbul’un suyla olan imtihanını Hürriyet’e değerlendirdi. Kadıoğlu şunları söyledi:

“Kentin merkezindeki beton yüzeylere düşen yağışlar barajlara değil kanalizasyona ve denize gidiyor. İstanbul taşıma suyla dönüyor. İstanbul’un suyu, İstanbul’daki yağan yağmurlar değil, İstanbul çevresine yağan yağmurlarla ilişkili. Çünkü Bulgaristan sınırından Melen’e kadar İstanbul bütün suları topluyor.  

‘SARNIÇTA DEPOLANMALI’

Dünyanın uyguladığı ama bizim yapmadığımız yeni yöntemler var. Bunlardan biri yağmur suyu hasadı, diğeri de su bütçesi. Özellikle binaların çatılarından gelen yağmur suları sarnıçlarda depolanıp kullanım suyu olarak değerlendirilmeli. İçme suyu ile gri su birbirinden mümkün olduğunca ayrılmalı. Büyük masraf ve emekle getirilen ve arıtılan İSKİ suyunun araba, vb. yıkamada kullanımı engellenmeli. İSKİ yağmur suyu hasadında öncü oldu ama onu 1000 metrekareyle sınırlayınca yaygınlaşamadı.

‘HER BİNADA OLMALI’

İstanbul’daki binalarda yağmur suyu hasadı için 1000 metrekare şartı kaldırılmalı. Yani her bina, önü veya arkasındaki küçük bir depoda çatıdan gelen yağmur sularını toplaması, arabasını ve bahçesini o suyla sulaması lazım. Bunun iki türlü faydası var. Çatıdaki sular, yağmurla beraber yollara verildiği zaman, yollar dereye dönüşüp sele neden oluyor. İkincisi, Melen gibi, 250 kilometre uzaklıktan, çok büyük enerji, elektrik harcayarak getirdiğimiz ve İSKİ’nin arıtıp temizlediği suyu, vatandaş çok yanlış bir şekilde kullanıyor. Sonra da damacana ve pet şişeyle su içiyoruz. Bu alışkanlığı değiştirmemiz lazım. Örneğin, 2015 yılında, Ankara’da 100 metrekare çatı alanına sahip bir binada depolanabilecek yağmur suyu miktarı ortalama 38 bin litre idi. 38 bin litre su ile yılda 6 bin 300 kere sifon çekebilirsiniz.”

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün yaptığı uyarıların ardından İstanbul’da dün sabah saatlerinde özellikle yüksek kesimlerde kar yağışı etkili oldu. Gece boyunca yağan yağmur, sabah saatlerinde yerini kar yağışına bıraktı. Yağışla birlikte Çamlıca Tepesi beyaza büründü. Taksim Meydanı’nda da etkili olan kar, araçların üzerini beyaza bürüdü. Kar yağışı bazı ilçelerde ise sulu kar şeklinde görüldü.

ANADOLU YAKASINDA

Kar yağışı, kentin Anadolu yakasında da etkili oldu. Kartal ve Pendik’te yüksek kesimlerde evlerin çatıları, ağaçlar ve yerlerin karla kaplandığı görüldü. Sabah saatlerinde kar yağışının durmasının ardından yağmur başladı. Yılın ilk karını heyecanla karşılayan İstanbullular, cep telefonlarıyla çektikleri fotoğraf ve görüntüleri sosyal medyadan  paylaştılar. Aydos Tepesi çevresindeki ormanlık alan da beyaza büründü.

FIRTINA VE SAĞANAK

İstanbul’da hafta sonu başlayan kuvvetli sağanak ve fırtına ise hayatı felç etti. Şile’nin Ağva Mahallesi’ndeki Yeşilçay Deresi taştı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden (İBB) yapılan açıklamaya göre, önceki gün 14 derece olan sıcaklıklar dün 2 dereceye kadar geriledi. Hafta sonu metrekareye 30 ila 82 kg aralığında yağış kaydedildi. İBB ekipleri 5.045 personel, 2.104 araç ve iş makinesiyle, gelen 2.921 ihbara (su baskını, göllenme, rögar taşması, yol çökmesi, ağaç devrilmesi, tehlike arz eden parça vb.) müdahale etti. İstanbul Valisi Davut Gül, “İstanbul’da su basan ev ve işyeri sayısı 210 civarında” dedi.

Karabük’ün Safranbolu ilçesinde dünyaya gelen Ays Kara’ya, 1 yaşında geçirdiği idrar zehirlenmesinin ardından kaldırıldığı hastanede Serebral Palsi teşhisi konuldu. Doktorlara göre ömrü en fazla 6 aydı. Ailesi tüm imkânlarını seferber etti, Ays da hiç vazgeçmedi. Ancak Ays’a en büyük engel, farklı görüntüsü nedeniyle komşularından ve kendisini almak istemeyen okul yöneticilerinden geldi. Ays’ın ailesi de İstanbul Esenyurt’a göç etmek zorunda kaldı.

AMERİKALI DOKTORU HAYRAN OLDU

Ays’ın sayısız başarısının yanında, Amerika’dan gelen doktorunun diğer hastalarına bile kullandığı bir de icadı oldu. Amerikalı doktoru konuşma terapisi sırasında Ays’a başıyla hareket ettirmesi için ortasında boncuk takılı bir şiş vermişti. Ays eve geldiğinde uzun süre alete baktıktan sonra annesinden bir sapan istedi. Çizgi filmde izlediği Keloğlan’ın da benzer bir sapanı vardı. Ays’ın projesinde şişin yerini sapan almıştı ve yaptığı konuşma aletine ‘Aysdil’ adını koymuştu. Doktoru Ays’ı tekrar gördüğünde, Amerika’daki hastalarına götürmek için sapanlardan 20 tane daha istedi. Doktoru Ays için, “Neden bir Stephen Hawking olmasın?” dedi.

Stephen Hawking - Ays Kara

OKUYUP YAZDIĞINI ABLASI FARK ETTİ

Ablası, Ays’ın telefondaki yazıları okuyabildiğini ve telefonla yazabildiğini fark etti. Hemen bir tablet alındı. Sadece sağ ayağının baş parmağını kullanabiliyordu. Ays ayağının parmağıyla tablete yazılar yazarak ailesiyle iletişim kurmaya başladı. Ays bu yolla hem bilgiye hızla ulaştı hem de tüm düşündüklerini ekrana dökmeye başladı.

HEDEFİ UZAY MÜHENDİSLİĞİ

İsrail’in, Gazze Şeridi’ne 7 Ekim’den bu yana sürdürdüğü saldırılarda çocuk ve kadınların da yer aldığı 11 binden fazla insanın yaşamını yitirmesi Emine Erdoğan öncülüğünde lider eşlerini harekete geçirdi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın inisiyatifiyle Katar, Malezya, Özbekistan ve Senegal’in de aralarında bulunduğu lider eşlerinin İstanbul’da bir araya gelmesi ve buradan Gazzeli masumlar için dünyaya mesaj verilmesi kararlaştırıldı.

‘ÜZÜNTÜMÜZ ORTAK’

Gazze’deki masum sivillerin can kaybını azaltmak ve bölgeye barışı getirmek amacıyla yapılabilecekler için daima hazır olduğunu her mecrada dile getiren Emine Erdoğan, bu kez de dünyanın pek çok ülkesinden devlet ve hükümet başkanlarının eşleri ve özel temsilcilerinin katılımıyla İstanbul’daki toplantıya ev sahipliği yapacak. Emine Erdoğan’ın toplantıda yapacağı açılış konuşmasının ardından her katılımcı lider eşinin de Gazze’ye yönelik saldırıların bir an önce durması için konuşma gerçekleştirmesi bekleniyor. Emine Erdoğan dün katılımcılardan Senegal Devlet Başkanı’nın eşi Marieme Faye Sall ile İstanbul’da bir araya geldi.

Görüşmeyi sosyal medya hesabından paylaşan Emine Erdoğan, “Gazze’de yaşanan trajedi için üzüntümüz ve endişemiz ortak” mesajını paylaştı.

Emine Erdoğan

GAZZE YANIYOR DÜNYA İZLİYOR

Gazzeliler, Hamas’ın İsrail’e yönelik 7 Ekim saldırısından bu yana bombardıman altında. İsrail ateşinde 11 bini aşkın Gazzeli sivil hayatını kaybetti.

İSTANBUL Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ), Düzce’deki Melen Çayı ile Kırklareli’ndeki Sultanbahçedere, Kazandere ve Pabuçdere barajlarından su alınmasına rağmen İstanbul’un olası susuzluk senaryolarına hazırlık yapmaya başladı. İSKİ geçen günlerde hazırladığı 90 sayfalık alternatif su kaynakları raporunu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na sundu.

Şafak Başa

İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa, İstanbul’u daha bol suya kavuşturmayı hedefleyen ‘master plan’ı Hürriyet’e anlattı. İstanbul’da 2053 yılına kadar artacak nüfusu da dikkate alarak, Bulgaristan-Türkiye sınırını oluşturan Mutlu Deresi’ni su kaynağı olarak önerdiklerini belirten Şafak Başa şunları söyledi:

KİMSE YARARLANMIYOR

“İstanbul nüfusunun 3’te 2’si, su kaynaklarının ise sadece 3’te 1’i Avrupa yakasında. Avrupa yakasında 2 yıldır olağanüstü kurak bir dönem geçiriyoruz ve barajlarımızın seviyesi oldukça düşük. Bu eksiği ortadan kaldırmak için Melen’den aldığımız suyu her gün Asya’dan Avrupa yakasına transfer ediyoruz. Avrupa yakası günde yaklaşık 2 milyon metreküp su tüketiyor. Bunun 1.4 milyonunu Asya’dan transfer ediyoruz. Mutlu Deresi Bulgaristan sınırında ama havzasının yüzde 20’si Bulgaristan, yüzde 80’i Türkiye tarafında. Kırklareli’nin Beğendik köyünden Karadeniz’e dökülüyor ve kimsenin yararlanmadığı bir su. Yapılacak olan, denize çok yakın noktadan suyu alıp Istranca sistemine entegre etmek.

Projeyle, Mutlu Deresi’nden alınacak su 15 kilometresi tünel olmak üzere toplam 90 kilometre taşınacak.

YENİ BARAJ YAPILACAK

Master planımızda ayrıca Karacaköy Barajı’nın yapımı da söz konusu. Bu konuda DSİ yetkili olduğu için, suyun tahsis yetkisi ve DSİ ile ortak çalışma noktasında İSKİ’nin müracaatı oldu. Bazı ilave raporlar istediler. Onları da DSİ’ye gönderdik. Yıllar önce de denenmiş, hatta ihalesi yapılmış. Ancak daha sonra kuraklık tehdidi ortadan kalkınca iptal olmuş. Bizim düşüncemiz, doğaya zarar vermeden açılacak bir yeraltı tüneliyle suyun Terkos’a destek olarak getirilmesi mümkün görünüyor. Proje şu anda fizibilite aşamasında.”

Eski CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ve Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin’in de katıldığı temel atma töreninde konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Türkiye’de siyasi ahlak meselesi bulunduğunu, kutuplaşmanın oy hesabı üzerinden yürütüldüğünü ve İstanbul modelini tüm Türkiye’ye yayacaklarını söyledi. İSPARK’ı 4 yılda 750 lokasyondan 1114 lokasyona ve 97 bin 127 bin araç kapasitesine çıkardıklarını belirten İmamoğlu, 443 milyon bedelle ihalesi sonuçlanan projeyi önümüzdeki yıl vatandaşlarla buluşturacaklarını belirtti.

Aralarında KADEM’in de bulunduğu 74 STK tarafından kurulan Filistinli Kadınlarla Dayanışma İnisiyatifi, İsrail’in saldırılarını protesto etmek için 3 hafta önce İstanbul Eminönü’nde oturma eylemi başlatmıştı. Eylem 1 Kasım’dan itibaren Sultanahmet Meydanı’na taşındı. Filistinli Kadınlarla Dayanışma İnisiyatifi üyesi STK’lar sırayla Sultanahmet’te nöbet tutuyordu. Sıra dün KADEM’deydi. KADEM Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Sümeyye Erdoğan Bayraktar ve Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü de katıldı.

MASUMLARI KATLEDİYOR

Sümeyye Erdoğan Bayraktar yaptığı açıklamada özetle şunları söyledi: “İsrail bütün insani değerleri, bütün hukuku çiğneyerek masum insanları katletmeye devam ediyor. Bir ay içinde 10 binden fazla masum insan ne yazık ki katledildi. Şu çok açık ki, İsrail’in burada tek amacı Filistinlilerin Gazze’den çıkarılması ve kendilerinin o topraklara yerleşmesi. Bizler halklar olarak, vatandaşlar, sivil toplum gönülleri olarak bu zulüm karşısında sessiz kalamayız. Milyonlarca insan bütün dünyada ayakta ve herkes Filistin’in özgürlüğü için haykırıyor. Bizim üstümüze düşen, eylemlerimizle, boykotlarımızla, dualarımızla elimizden ne geliyorsa yaparak, birlik olarak, beraberlik halinde Filistin’in yanında olduğumuzu göstermek ve İsrail’in zulmüne karşı durmak.”

ÖĞRENCİLERDEN BİLEKLİK

Sultanahmet Meydanı’na Filistinliler’e destek olmaya gelen Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencileri de, Filistin’e destek için yaptıkları bileklikleri satışa çıkarttı. Öğrenciler bu bilekliklerden birini Sümeyye Erdoğan Bayraktar’a hediye etti. Mavi Marmara yolcularından biri olan Ferdinaz Koyuncu da Sümeyye Hanım’a Hanzala kolyesi verdi.

7 BİN KİŞİLİK  LİSTE

Filistinli Kadınlara Destek Nöbeti’ne katılan ve İsrail’in katlettiği 7 bin Filistinli’nin adının bulunduğu listeyi tüm dünyaya gösteren Kanadalı eğitimci ve yazar Jenny Molendyk Divleli, “Anneler, babalar, bebekler, çocuklar... Sayıları 10 binden fazla. ‘Onların isimlerini yayınlayalım, unutmayalım, tüm dünya görsün’ dedim. Kırtasiyeye gittik, isimleri yazmaya kâğıt yetmedi. Bu isimleri unutmayalım” dedi.