Buse Özel

Bu diyet hasta ediyor: ‘Etobur’ çılgınlığı

16 Ocak 2025

KOLESTEROLÜ YÜKSELTİYOR

Diyetisyen Elvan Odabaşı:

“Vücuttaki her bir gram karbonhidrat 2.7 gram su tutar. Diyetle birlikte yoksunluk yaşandığında ilk zamanlarda ciddi bir su kaybı yaşanması normaldir. Carnivore diyeti doymuş yağdan zengin olduğu için LDL yani kötü kolesterolü yükseltebilir ve bu da kalp hastalığı riskini artırabilir. Bu diyet modelinde sebze, meyve, tahıl, kurubaklagil, bitkisel yağlar olmadığı için yine vitamin ve mineral eksiklikleri gözlenecektir. Bitkisel besinlerin yokluğu lifin kısıtlanması anlamına gelir. Lif tüketimi bağırsak sağlığımız için en önemli besin ögelerinden biridir. Yetişkin bireylerde günlük 25-30 gram tüketilmesi önerilmektedir. Her yıl olduğu gibi Akdeniz diyeti bu yıl da en iyi diyet olarak seçildi. Akdeniz ülkesi olarak bu konuda oldukça şanslıyız. Bu yüzden sürdürebileceğiniz beslenme düzenini uygulamanız oldukça önemlidir.”

HIZLI VERİLEN KİLO HIZLA GERİ ALINIR

Beslenme Uzmanı ve Diyetisyen Derya Fidan:

“Karbonhidrat alımının neredeyse sıfıra indirgendiği bu diyette kalori açığı ile hızlı kilo kayıpları görülebilir. Ancak lif vitamini ve mikro besinler alınmadığı için kabızlığa neden olur. Yüksek doymuş yağ alımı LDL, kolesterol ve trigliserit düzeylerini artırabilir. Karbonhidrat eksikliği nedeniyle enerji seviyelerinde düşüş yaşanabilir. Sürdürülebilirliği yok. Enerjinin yağlardan alındığı ve harcandığı bu model ilk dönemde çok fazla kilo kaybı yaratabiliyor ancak daha sonrasında yine duraksama ve verilen kiloların normal beslenme düzeni ile hızla geri gelmesi mümkün. Çalışmalar uzun dönem Akdeniz tipi beslenme modelinin ruh, beden bütünlüğünü sağlıklı bir şekilde korumada en etkili model olduğunu gösteriyor.”

Yazının Devamını Oku

‘Altın çocuk’ Bulut

29 Aralık 2024

SERMİN (44) ve Uğur Kaygusuz (51) 2020 yılında dünya evine girdi. Sermin Kaygusuz evlendiğinde 40 yaşındaydı. Evlendikten sonra doğal yollarla çocuk sahibi olabileceğini düşünürken yapılan kontrollerde yumurta rezervinin düştüğü ve doğal yollarla hamile kalmasının çok zor olduğu ortaya çıktı.  Son olarak Prof. Dr. Gürkan Bozdağ ile görüşen Sermin Kaygusuz’un T şeklinde olan rahmi histeroskopi ile düzeltildi.

44 YAŞINDA ANNE  OLDU

Elde edilen 2 embriyondan birinin genetik olarak sağlıklı olduğu tespit edildi. Son kalan adeta altın değerindeki bu sağlıklı embriyon Sermin Kaygusuz’a transfer edildi. 44 yaşında oğlunu kucağına alan Kaygusuz,  duygularını “Hamile olduğumu öğrendiğimde inanamadım. Mucizevi bir sonuç, bebeğimiz kucağımızda. Kucağıma aldığım andaki hislerim tarif edilemez. İyi ki pes etmemişiz ve vazgeçmemişiz” sözleriyle anlattı.

GENETİK AYIKLAMA

Prof. Dr. Gürkan Bozdağ, Sermin Kaygusuz’u anneliğe kavuşturan süreci şöyle anlattı: “Hastanın yaşı göz önünde bulundurularak genetik ayıklama yöntemine başvurmaya karar verdik. Genetik ayıklamada bir embriyon sağlıklı bulundu. Uyarılmış tüp bebek tedavisi ile donma çözme protokolünü uyguladık ve gebelik başarıyla sağlandı.”

 

Yazının Devamını Oku

Ünlülerin güzellik sırrı: ‘Buz gibi’ terapi

18 Aralık 2024

Aslında uyku bozukluklarından spor yaralanmalarına kadar çok sayıda alanda kullanılsa da daha çok ünlülerin genç ve güzel kalabilmek için başvurduğu bir yöntem soğuk terapisi. Yani yaygın bilinen adıyla kriyoterapi. Hollywood oyuncularından futbolculara kadar birçok ünlü ismin tercih ettiği biliniyor.

ICARDI KABİNE GİRDİ

Geçen günlerde bir sakatlık yaşayan Galatasaraylı futbolcu Mauro Icardi de kriyoterapi cihazına girdiği görüntüleri sosyal medyadan paylaşmıştı. Azerbaycan’da Gabala Gölü’nün kenarında bulunan ve bir çeşit detoks oteli konseptiyle hizmet veren Chenot Gabala da kriyoterapi uygulayan merkezlerden biri. Son yılların gözde terapisini merkezin başhekimi Dr. Saida Rasulova tüm detaylarıyla anlattı: “Aslında çok eski bir tedavi. Kriyoterapi ile amaç; doku hasarını azaltmak, vücuttaki iltihabı hafifletmek. Sporcular kaslara etkisinden dolayı bu yöntemi çok kullanıyor.

EKSİ 100 DERECELERDE...

Vücudun belli bölgelerine düşük sıcaklık uygulanıyor. Eksi 110 hatta 140 derecelerde bulunan bir soğuk kabinde ya da soğuk odalarda kısa bir süre duruluyor. Ancak, kriyoterapi uygulanmadan önce bir sağlık profesyoneline danışmak gerekiyor çünkü ciltte kızarıklık gibi yan etkiler de görülebilir. Kriyoterapi eklem ağrıları, kas spazmları, spor yaralanmaları, cilt problemleri ve kronik ağrılar, stres, uykusuzluk gibi çeşitli sağlık sorunlarının tedavisinde de kullanılıyor. Estetik amaçlarla kullananlar da var, ciltte sıkılaşma gibi etkileri olduğu için.”

SİYASETÇİLER DE TERCİH EDİYOR

Yazının Devamını Oku

Küçük profesyoneller sahnede rüzgar gibi esti

6 Aralık 2024

Araştırmalar müzik ile iç içe büyüyen çocukların zekâ ve sosyal gelişimlerinin çok daha pozitif yönde geliştiğini gösteriyor. Mesela okul öncesinde bir enstrüman çalan çocuklarda bu faydanın çok daha fazla olduğunu duygusal, dil gelişimini iyi yönde etkilediğini ve bilişsel anlamda da yarar sağladığını gösteren araştırmalar var.

İstanbul'da bulunan Aleaddin Yavaşça Güzel Sanatlar Lisesi öğrencileri geçtiğimiz günlerde bir etkinlik düzenledi ve konser verdi. Sahnede, lisenin öğrencisi olmasa da en küçüğü 7 yaşında en büyükleri ise 18 yaşında olan, tam 62 kişilik dev bir kadro vardı. Orkestranın başında ise karı koca müzik öğretmeni olan ve aynı okulda görev yapan Gülen Demirbağ ile Yunus Emre Demirbağ bulunuyordu. Öğrenciler, gösterilerini kendilerini yetiştiren öğretmenlerine hediye etti.

'GÜZEL SANATLAR LİSESİNİN KAPILARI SANATSEVERLERE AÇIK'Gösteri öncesinde buluştuğumuz Aleaddin Yavaşça Güzel Sanatlar Lisesi Müdürü Erçevik Orman, güzel sanat liselerinin kapılarının sanat ile hemhal olmak isteyen öğrencilere açık olduğunu belirterek şunları söyledi: Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün izinde yürüyen biz öğretmenler sesimizi her yere duyurmak istiyoruz. Öğretmenler Günü de bizim için bu anlamda çok önemli. Kurumumuz lise olduğu için lise öğrencilerimiz ile düzenledik. Ancak bu etkinliğe özel iki küçük ilkokul öğrencimiz de var. Değişik bir renk ve ses katmak istedik. Güzel sanatlar liseleri çeşit çeşit. Tematik güzel sanatlar liseleri var mesela sadece sanat müziği eğitimi veriyorlar, sadece halk müziği eğitimi veren liseler var, bir de genel güzel sanatlar liseleri var. Mesela bizim okulumuzda sadece görsel sanatlar ve müzik bölümü var. Ancak tiyatro bölümü olan liseler de var. Aslında kendini sanata adayan ve sanatla ifade edebileceğini inanan tüm öğrencilerimiz için güzel sanatlar lisesi Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde bulunmaktadır. Sanatçı olma yolunda, sanatsever olma yolunda adım atmak isteyen tüm gençlerimiz güzel sanatlar liselerinden faydalanabilirler. Müzik o kadar güçlü ki bir dram filmine hareketli müzik eklediğinizde film komediye dönebiliyor.

Alaeddin Yavaşca Güzel Sanatlar Lisesi Müzik Bölümü Başkanı Yunus Emre Demirbağ: Müzik bir matematiktir ve buna göre hareket edersiniz. Müziğin insan üzerindeki etkisi zaten kanıtlanmış durumda. Ruhsal sorunları olan hastalar üzerinde müzikle tedavi yapıldığı biliniyor ve uygulanıyor. Tıp da bunu kabul etmiş durumda. Çocuklar kendi seçtikleri enstrümanlara duygu ve düşüncelerini aktarmaya başladığında bu çok daha güzel bir hale bürünüyor. Dolayısıya daha duygusal ve zekası ileriye dönük hareketler yapabilecek konuma gelmiş oluyor. Okulda, toplu ve bireysel derslerimiz var. Ayrıca yaptığımız işleri burada stüdyomuzda kayıt da yapıyoruz ve Youtube'da yayınlıyoruz.

Gösterilerde sahne alan en küçük sanatçılardan biri ise 7 yaşındaki Maya Karabacak oldu. Arkadaşı Ekin Gazioğlu ile birlikte Erol Evgin'in meşhur parçası "Söyle Canım"ı seslendiren Maya Karabacak, "Şarkı söylemeyi çok seviyorum. 4 yaşımdan beri söylüyorum. Öğretmenlerimi çok seviyorum. Beni ekibe kabul ettikleri için çok teşekkür ederim" dedi.

Yazının Devamını Oku

Demet Akalın'ın büyük pişmanlığı: Bu işlere girmeyin tehlikeliymiş

27 Kasım 2024

Zor zamanlar geçirdiğini belirten Demet Akalın, “Doktorunuza danışmadan bu işlere girmeyin” diyerek tavsiyede bulundu: “Yaklaşık bir ay önce zehirlendim demiştim ya meğerse o zayıflama ilacının etkileriymiş. Gerçekten çok zor zamanlar geçirdim. Amerika’dan obezler için yapılan bir ilaçtan aldım. En düşük dozda iğne yaptırdım. Kusmaya başladım, sonra halsizlik yaşadım. 10 gündür yeni toparlanmaya başladım. Gerçekten doktorunuza danışmadan bu işlere girmeyin, tehlikeliymiş.”

DOKTOR KONTROLÜNDE KULLANILMALI

Prof. Dr. Temel Yılmaz: “Bunlar GLP-1 grubu dediğimiz, ilk olarak diyabet için üretilen ve soğuk zincirle taşınması gereken ilaçlar. Ancak Türkiye’ye yeni geldi ve 2 yıl boyunca kaçak yollarla sokuldu. Bu süreçte muhtemeldir ki soğuk zinciri bozuldu. Bu yan etkilere yol açan asıl sorun ilaçların reçetesiz ve doktor izlemi olmadan kullanılması. Ayrıca verilen kilolar hızlıca geri alınabiliyor.”

 Prof. Dr. Bülent Okan Yıldız: “İlk başlarda sadece mide bulantısı, ishal, kabızlık gibi mide bağırsak sistemini rahatsız edilen etkileri konuşuyorduk ama şimdi daha nadir görülse de istenmeyen etkiler de var. Nadiren pankreas iltihabı yapıyor. Özellikle bu riskin doktor tarafından iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Bir de kontrolsüz kullanımda mide felcine neden olabiliyor.” 

Yazının Devamını Oku

13 yaşındaki çocuk AIDS'ten öldü! 15-19 yaşta HIV alarmı

15 Kasım 2024

İzmir’de 13 yaşındaki çocuğun AIDS’ten hayatını kaybetmesinin ardından İstanbul Tıp Fakültesi Pediatrik İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik İmmunoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayper Somer’in İstanbul Tıp Fakültesi’nde 100 çocuğun HIV pozitif nedeniyle tedavi gördüğünü, bu çocukların 20’sinin ise virüsü cinsel yolla aldığının tespit edildiğini açıklaması gündemi sarstı.

Prof. Dr. Ayper Somer “Eski yıllarda böyle vakalarımız tek tüktü. Ancak son yıllarda artış oldu. Son 5-6 yılda bu vakalarda artış oldu. 20 tane takipli cinsel yolla bulaşan AIDS hastası vakamız bulunmakta. 100 vakanın 20’sini oluşturuyor. Şu ana kadar 5 çocuğu kaybetmişiz. Bizde şu ana kadar istismar vakası sadece 1 tane oldu. Ailelerin bu konuda çok uyanık olması gerekiyor. Çocukların özel yaşamlarını takip etmeleri gerekiyor” dedi. Hürriyet’e konuşan uzmanlar da Türkiye’de cinsellik yaşının 14’e kadar düştüğünü, 15 -19 yaş arasındaki grupta HIV pozitif vakalarda artış görüldüğünü söyledi.

 UYUŞTURUCU BULAŞI ARTIRIYOR

Prof. Dr. Hüsnü Pullukçu (Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı): “Sağlık Bakanlığı verilerine göre 15-19 yaş arasındaki artışın korkutucu olduğunun farkındayız. Bu nedenle pediatristlerin dikkatinin artması gerekiyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre HIV pozitif tanısı alan vakalarda yaş grubuna göre en çok artış 25-35 yaş grubunda ancak onları 15-19 yaş aralığı takip ediyor. Bu elektronik çağda çocuklara hâkim olmak kolay değil. İnternet ortamı çok tehlikeli. Çocuklar korkutulduğu ve tehdit edildiği için kimseye anlatamıyorlar. Son dönem ilaçlar çok yüksek etkili. Bu nedenle tedavi alan hastalarda son on yıldır anneden bebeğe geçiş nedeniyle yenidoğan enfeksiyonu görmüyoruz. Bir sürü sağlıklı bebeğimiz var annesi hasta olan. Ancak bir diğer bulaş yolu da ortak enjeksiyon kullanımı. Hele ki 15-18 yaş grubundaki artış kesinlikle ya cinsel ya da uyuşturucu iğnelerinin ortak kullanımı ile oluyor. Zaten doğumda enfekte olan bir bebek tedavi edilmezse 10’lu yaşları dahi zor görür. Yenidoğanda bu süre bir yıl. Genellikle 3-4 yaşlarında ağır enfeksiyonlar geçirmeleri nedeniyle tanı alıyorlar.”

CİNSELLİK YAŞI DÜŞTÜ

Doç. Dr. Asuman İnan (Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi ve KLİMİK Derneği HIV Çalışma Grubu Başkanı): “Öncelikle HIV virüsünün kronik bir enfeksiyon haline gelmesi bazen 10 yılı bulabiliyor. Yani yetişkinlerde hiçbir belirti vermeden 10 yıl sürebiliyor. Bunun süresi ile ilgili net bir şey söyleyemiyorum ama çocuklarda çok daha hızlı ilerliyor. Türkiye’de resmi bir veri olmasa da cinsellik yaşının 14’e kadar düştüğüne yönelik bilgiler var. Bakanlık verilerine göre ise Türkiye’de yeni HIV vakalarının büyük çoğunluğu ise 25-29 yaş grubunda. Bir diğer önemli bulgu da 15-19 yaş grubunda da HIV pozitif vakalarda artış olması. Dolayısıyla çocukları hem istismar açısından korunmayı ve bunu anneye, babaya söylemeyi öğretmeliyiz hem de güvenli cinsel ilişki açısından bilgilendirmeliyiz. Dünyada HIV pozitif vakalar azalırken ne yazık ki Türkiye’de artıyor.”

Yazının Devamını Oku

Çocuklara akıllı sensör desteği

14 Kasım 2024

14 Kasım Dünya Diyabet Günü öncesinde konuşan ve Türkiye’deki diyabetli çocukların sesi olan Prof. Dr. Şükrü Hatun’un başkanlığındaki DİYAÇEV (Diyabetli Çocuklar Vakfı) ile Şişli Belediyesi’nin iş birliğiyle bölgede yaşayan tüm diyabetli çocuklara sensörlü cihaz desteği verileceği açıklandı. Kola takılan bu sensörlü cihazlarla çocukların kan şekerleri düzenli olarak ölçülüyor ve parmaklarının delinmesine gerek kalmıyor.

BİR TÜR GLUKOZ GÖZÜ

DİYAÇEV Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Hatun sensörlerin çocuklar için önemini şöyle anlattı: “Tip 1 diyabet, erişkinlerdeki Tip 2 diyabete göre çok daha seyrek görülür. Dünyada 20 yaş altında 1.5 milyon, ülkemizde ise 30 bin Tip 1 diyabetli vardır. Sensörler, doku sıvısından her 5 dakikada bir (günde 288 kez) ve acısız bir şekilde glukoz ölçümü yapabilmektedir. Diyabetliler için bir tür glukoz gözü olarak işlev gören sensörler sayesinde glukoz yükseklik ve düşüklükleri önceden tahmin etmek ve buna göre erken davranmak, alarmlar sayesinde uyarılmak mümkündür. Akıllı telefonlar üzerinden aileler çocuklarının glukozunu uzaktan izleyebilir. Sensörler başta çocuklar olmak üzere bütün Tip 1 diyabetlilerin hakkıdır.”

Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ise “Tip 1 diyabetli çocuklarımızın sağlıklı bir şekilde değerlerini ölçmelerini sağlayan sensör fiyatları 4 bin 310 liradan başlıyor, 8 bin 600 liraya kadar çıkıyor. Şişli’de yaşayan 18 yaş altındaki Tip 1 diyabetli tüm çocuklarımıza sensör desteği sağlayacağız” dedi. ◊ Buse ÖZEL

Yazının Devamını Oku

Diyabet önce gözü vuruyor

14 Kasım 2024

Diyabet (şeker hastalığı) ve göz sağlığı hakkında bilgi veren Prof. Dr. Yavuz Kamil Bardak diyabet hastalarının yüzde 40’ında diyabetik retinopati geliştiğinin tahmin edildiğini belirtiyor. Dünyagöz Etiler Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yavuz Kamil Bardak göz sağlığı için de kan şekerinin kontrol altında tutulması gereğine dikkat çekiyor:

GÖZ DAMARLARINI BOZUYOR

“Günümüzde yaklaşık olarak 200 milyon kişide çeşitli evrelerde diyabetle ilişkili göz hastalığı olduğu düşünülüyor. Diyabetik retinopati, tedavi edilmezse ilerleyen evrelerde görme kaybına yol açabilir. Diyabetik göz hastalıkları dünyada görme kaybının başlıca nedenlerinden biridir. Dünyada her yıl diyabetle ilişkili olarak görme yetisini kaybeden 1-2 milyon civarında kişi olduğu tahmin ediliyor. Diyabetin iyi kontrol altında tutulması, hem kısa hem de uzun vadede hastaların yaşam kalitesini büyük ölçüde artırır.

Yapılan araştırmalar, kan şekeri düzeylerini hedef aralıkta tutmanın, diyabetin uzun vadeli komplikasyonlarını yüzde 50 oranında azaltabileceğini gösteriyor. Kan şekeri kontrol altına alındığında, gözdeki damar hasarının gelişmesi gecikebilir veya tamamen engellenebilir. Kan şekeri seviyeleri yüzde 10–15 oranında iyileştirildiğinde, diyabetik retinopati riskinin yüzde 40’a kadar azaldığı görülmüştür. Diyabetik maküla ödemi riski, kan şekeri iyi kontrol edildiğinde yüzde 30–40 oranında azalabilir.

Vücudumuzdaki en ince ve hassas damarların gözümüzde bulunması nedeni ile göz, diyabetten genellikle en önce ve en çok etkilenen organımızdır. Diyabetin gözlerde yol açtığı en yaygın ve önemli hastalıklar, diyabetik retinopati, diyabetik maküla ödemi ve katarakt hastalığıdır.

Ayrıca diyabette glokom, kurugöz ve enfeksiyon gibi göz hastalıkları da daha sık görülür. Kontrolsüz diyabet, gözlerdeki kan damarlarını bozarak görme kaybına yol açan ciddi komplikasyonlara neden olur. Diyabetik retinopati ve diğer göz hastalıkları genellikle erken evrelerde belirgin semptomlar göstermez, bu nedenle düzenli göz muayeneleri çok önemlidir. Gözdeki herhangi bir değişiklik, diyabetin etkisiyle ilgili olabilir. Erken tanı, diyabetik retinopati veya diyabetik maküla ödemi gibi komplikasyonların ilerlemesini önleyebilir.”

NELERE DİKKAT EDİLMELİ?

* Düzenli kan şekeri takibi,

Yazının Devamını Oku