Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında özetle şunları söyledi:
DEAŞ VE PKK/PYD’NİN DE BAŞI EZİLECEK
“Suriye halkı on yıllardır süren bir zulüm düzenini yıkarak özgürlüğüne, hakkına, hukukuna, geleceğine sahip çıkmış; asil bir kıyamı zaferle taçlandırmıştır. 61 yıllık Baas diktatörlüğü sonrasında Suriye kardan aydınlık günlere kavuşmuştur. Zalim Esed’in baskı, zulüm ve katliamlarla yıllardır ayakta tutmaya çalıştığı azınlık rejimi 8 Aralık Pazar günü Şam’ın kurtuluşuyla artık çökmüştür. İnşallah ülkenin diğer kısımlarındaki DEAŞ ve PKK-PYD gibi terör örgütlerinin de en kısa sürede başı ezilecektir. Böylece Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenliği ülkenin her tarafında tümüyle güçlendirilecektir.
SURİYE HALKININ YANINDAYIZ
Suriye halkının birliğini, bütünlüğünü, kardeşliğini yeniden tesis etmeye bu kadar yaklaştığı dönemde akıl ve vicdan sahibi hiçbir gücün terör örgütleriyle iş tutmaya devam edeceğini düşünmüyoruz. Türkiye siyasi, diplomatik, ekonomik, askeri tüm kapasitesiyle bu tarihi mücadelesinde Suriye halkının hep yanında olacaktır. Hep söylediğimiz gibi Suriye tüm inanç grupları ve etnik kesimleriyle Suriyelilerindir. Geçmişte yaşanan acıların gelecekte inşa edilecek huzurlu, güçlü, müreffeh Suriye’ye giden yolu bir fener gibi aydınlatmasını temenni ediyoruz.
HERKESE HATIRLATMA
Suriye topraklarına gözünü diken herkese şu hatırlatmayı yapmakta fayda görüyorum: Türkiye olarak Suriye’nin bugünkü seviyesine gelmesi konusunda çok büyük fedakârlıklarda bulunduk-. Herkesin sırtını döndüğü Suriye halkını hem topraklarımız içinde hem sınırlarımız dibinde yıllarca koruduk, kolladık, himaye ettik. Bunu şikâyet ederek değil, memnuniyetle yerine getirdik. Bu saatten sonra Suriye’nin bir kez daha bölünmesine izin veremeyiz. Ülke topraklarının yeniden bir çatışma alanı haline gelmesine asla rıza gösteremeyiz. Kardeş Suriye halkının evlerine geri dönüşünü engellemeye yönelik hiçbir adımı, hiçbir kışkırtmayı kabul edemeyiz.
KARŞISINDA BİZİ BULUR
2025 bütçesine ilişkin dünkü özel oturuma, AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Âlâ, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, DEM Parti Eşbaşkanları Tülay Hatımoğulları ile Tuncer Bakırhan, Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan da katıldı. Salona ilk gelen Bahçeli oldu. Sonra gelen Arıkan, Dervişoğlu, Özel ve AK Partili yöneticiler, Bahçeli’nin yanına giderek tokalaştı ve hatır sordu. Özel ayrıca tüm partilerin genel başkan ve grup başkanvekilleriyle selamlaştı.
GÖLGE KABİNE LOCADA
CHP yönetimince hükümeti izlemekle görevlendirilen “Gölge Kabine”, ziyaretçi locasından tam kadro görüşmeleri takip etti. CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke de locada “gölge bakanlarla” birlikte görüşmeyi izledi. Bütçe konuşmasına Suriye’deki gelişmelerle başlayan TBMM Başkanı Kurtulmuş da şunları söyledi:
TERÖRDEN ARINDIRILMALI
“Bundan sonraki süreçte tüm kesimlerin söz hakkının olduğu demokratik bir Suriye’nin inşası; hiçbir kesimin, hiçbir toplumsal kesimin dışlanmadığı bir Suriye’nin inşası da herhalde önemli önceliklerden bir diğeri olacaktır. Bir diğer önceliğimiz ise terörden ve terör örgütlerinden bütünüyle arındırılmış bir Suriye’nin tesis edilmesi mecburiyetidir. Uzun yıllar boyunca birtakım güçlerin ellerine silah vererek, istihbari ve lojistik destekler sağlayarak bölge ülkelerini istikrarsızlaştırma aracı olarak kullandıkları terörün ve terör örgütlerinin artık Suriye sahasında bir daha söz hakkının olmadığı, bir daha etkin olmadığı bir Suriye’nin inşası ve böylece vekalet savaşlarının kirli araçları olan terör örgütlerinin tamamının Suriye’den temizlenmesi, bölgenin ve Türkiye’nin de menfaatinin gereğidir.
MUHALİFLERE UYARI
Huzur ve barışın sağlanması için muhalif grupların halkın güvenini artıracak tedbirleri ve uygulamaları ortaya koyması 4’üncü ve en önemli diğer önceliklerimizdir. Türkiye için en temel önceliklerden biri de geri dönüşü sağlayacak sürecin hızlandırılmasıdır.”
ÖNDER’LE TOKALAŞMA BAKIRHAN’A ALKIŞ
Almanya’da çifte vatandaşlığı mümkün kılan yasa geçen haziran ayında yürürlüğe girmişti. Uzun süre yürütülen diplomatik süreçlerin ardından yeni yasayla çifte vatandaşlığın önündeki engeller kalktı. Ancak, gurbetçiden beklenen ilgi gelmedi. Edinilen bilgilere göre, Alman vatandaşı olan 800 bin Türk’ten bugüne kadar yalnızca 15 bin kişi başvurdu. Yasanın yürürlüğe girmesiyle potansiyel olarak yaklaşık 600 bin başvuru beklenirken, başvuruların bu kadar düşük olmasının ardından AK Parti harekete geçti. Konuyla ilgili atılabilecek adımların ve hükümet kanadında neler yapılabileceğinin değerlendirilmesi için çalışmalar yapılıyor.
BÖLGESEL TOPLANTILAR
Partide yapılan toplantılarda, başvuruların daha da artması için Almanya’da bölgesel toplantılar yapılması başta olmak üzere bürokraside sadeleştirme ve askerlik gibi konular masada. AK Parti kurmayları, “Almanya’daki vatandaşlarımızla ve çocuklarıyla bu bağı artırmamız gerekiyor. Bu sürecin daha kolaylaştırılması için elimizden geleni yapmalıyız. Bürokraside bazı işlemlerin sadeleştirilmesi başta olmak üzere neler yapabilirizi tartışıyoruz” dediler.
EN AZ BAŞVURU ERKEKLERDEN
-Başvuranlar arasında en az erkeklerin yer aldığı öğrenildi. Özellikle askerlik konusunda çekincelerinin olduğu belirtilirken yurtdışında yaşayan vatandaşların yaklaşık 10 bin Euro gibi bedelli askerlik ücretine sıcak bakmamaları nedeniyle vatandaşlığa geçmeye mesafeli yaklaştığı aktarıldı. Konuyla ilgili Milli Savunma Bakanlığı ile görüşmeler gerçekleştirdiklerini ifade eden AK Parti kurmayları, “Almanya’da paralı askerlik var, yani meslek olarak yapılıyor. Türkiye’deki gibi bir zorunluluk yok. Bu nedenle Türk vatandaşlığına geçtikleri takdirde askerlik ya da bedelli askerlik gibi gündemleri var. O yüzden de başvuranlar arasında erkekler çok az. Türk vatandaşlığına geçmeleri için bu ücretlerle ilgili MSB ile ne yapabiliriz? Belki bu ücretin tek seferlik azaltılması gibi konular olabilir. Bunlar gündemimizde, konuşuyoruz” ifadelerini kullandı.
Erdoğan AK Parti’de düzenlenen Engelsiz Türkiye Programı’nda özetle şunları söyledi:
TÜRK BEKLENENDİR YOLU GÖZLENENDİR
“Bugün gönül coğrafyamızda hangi evi ziyaret etseniz orada mutlaka Türkiye’ye dua eden, bu millete selam gönderen bizleri ve ecdadı hayırla yad eden insanlarla karşılaşırsınız. ‘Türk beklenendir, Türk yolu gözlenendir’ tespitini kuru bir hamaset değil, tam aksine güçlü bir hakikat olduğuna pek çok yerde şahitlik edersiniz.
Ecdad, engellilerin topluma kazandırılmasına müthiş bir hassasiyet göstermiştir. Ülkemizde kimi marjinal çevrelerin bitmeyen bir kinle özellikle hedef aldığı Sultan 2. Abdülhamit Han 1889’da açtırdığı bir mekteple işitme ve konuşma engelli kişilerin çağın üzerinde eğitim almalarını sağlamıştır. Bu okulun öğrencileri at arabalarının ve diğer araçların kendilerini fark etmeleri için kırmızı renkli bir kıyafet giyerlerdi.
O KARA GÜNLER GERİDE KALDI
Türkiye Cumhuriyeti devletinin sahibi millettir. 85 milyonun tamamı köken, inanç, mezhep, meşrep ayırmaksızın milletimizin tüm fertleri devletimizin nazarında aynı derecede hizmete ve hürmete layıktır. Tek parti faşizmi ve darbe dönemlerindeki gibi makbul olan ve olmayan vatandaş ayrımını asla tasvip etmiyoruz. Sırf inancından, başörtüsünden, sakalından dolayı insanların kamusal hayatın dışına atıldığı o kara günler artık geride kalmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nde hangi sebeple olursa olsun kimse dışlanamaz, ikinci sınıf vatandaş olarak görülemez, sosyal, siyasal ve iktisadi noktada kesinlikle geri görülemez. Bunların en başında engelli vatandaşlarımız yer almaktadır.
DEVLETİMİZİN ASLİ VAZİFESİ
2002 yılından beri aile ve sosyal hizmetler sahası bu konuda titizlikle eğildiğimiz alanların başında geldi. Engelli kardeşlerimize dönük hizmetlerimizi lütfeden, bahşeden, üstenci bir tarzda değil, geç kalmış hakların teslimi yaklaşımıyla hayata geçirdik. 2005 yılında çıkardığımız ve temel politikamızı ortaya koyduğumuz engelliler hakkında kanun bunun en açık göstergelerinden biridir.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün AK Parti TBMM grup toplantısında özetle şunları söyledi:
“Geçtiğimiz haftalarda MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli’nin kendisinin ve partisinin yarım asrı aşkın siyasi kariyerini ortaya koyarak yaptığı cesur çağrının Cumhur İttifakı’na şaşı bakanların iştahını kabarttığını görüyorum. Tabii bu içten pazarlıklı tipler hep olduğu gibi yine hüsrana uğradılar. 14 Kasım’da yaptığımız görüşme dahil her istişaremizde Sayın Bahçeli ile sadece iç siyasete değil dış politikaya dair pek çok konuyu samimiyetle ele alıyoruz. Ülkenin ve milletin hayrına olan her meselede Sayın Bahçeli’yle tam bir mutabakat halindeyiz. Uyum ve eş güdüm içinde hareket ediyoruz.
EZBER BOZAN BİR TEKLİF
Esasen Sayın Bahçeli, temsilcisi olduğu misyon adına gerçekten cesur ve ezberleri bozan bir teklif ortaya koymuştur. Biz de milletimizin Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetme sorumluluğunu verdiği Cumhurbaşkanı olarak bu meseleyi siyasi, sosyal, bölgesel sonuçlarıyla birlikte tüm yönleriyle ele alıyoruz. Kurumlarımız değerlendirmelerimize zemin teşkil edecek çalışmaları hiçbir detayı atlamadan, efradını cami ağyarını mani bir anlayışla devlet ciddiyeti ve büyük bir hassasiyetle yürütüyor. Bunu da kumarbazlara özgü ‘el artırıyorum’ sorumsuzluğuyla değil, omuzlarımızda taşıdığımız yükün ağırlığının gerektirdiği titizlik, sükûnet ve soğukkanlılıkla yapıyoruz.
TERÖR DUVARINI YIKACAĞIZ
40 yıldır milletimizin başına musallat edilen terör belasını bertaraf etmekte kararlıyız. Türklerle Kürtler arasına örülmek istenen terör duvarını yıkıp atacağız. Terör örgütü küresel güçlerin tetikçisi, taşeronu rolünden vazgeçmediği sürece nerede olursa olsun başını ezmeyi sürdüreceğiz. Terör örgütünün siyasi uzantısı olarak hareket eden parti, örgütün güdümünden kurtulup Türkiye partisi olma yönünde ikna edici irade sergilemediği müddetçe maşeri vicdanda ve hukuk önünde hesap vermeye devam edecek.
KARŞIMIZDAKİ TABLO
Nitekim Sayın Bahçeli’nin Cumhur İttifakı’nın ortak siyasi vizyonunu yansıtan tarihi çağrısından sonra hem Kandil’den hem DEM Partisi’nden gelen ilk açıklamalar her iki yapının da hâlâ aynı kafada olduğuna işaret etmiştir. Bu kafanın mutlaka değişmesi gerekiyor. Açık konuşmak gerekirse karşımızdaki tablo çok da umutlu olmamıza izin vermiyor.”
CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, Ankara’da 7. Din Şûrası’nda İslam dünyasına saldırıların son yıllarda zirve noktasına ulaştığını, her zamankinden daha planlı ve sinsi bir saldırı olduğunu belirterek özetle şöyle devam etti: “Filistin’de, Gazze’de, Lübnan’da ve diğer İslam beldelerinde katliam yaparak Müslümanların soyunu kurutmaya çalışanlar apaçık ortadadır. Oysa küresel ölçekte Müslümanlara ve İslam’i değerlere saldıran gizli, sinsi düşman Gazze’dekinden çok daha fazla etki ve hasar bırakmaktadır. O gizli ve sinsi düşman her yolu ve yöntemi kullanmakla birlikte en çok da medya ve son dönemde sosyal medyayla savaşını yürütmektedir.
DİJİTAL MEDYANIN ETKİSİ
Dijital dünya küresel ölçekte tüm değerleri tahrip ederken, Müslümanları ve özellikle de ehli sünnet akaidini doğrudan hedef tahtasına koyuyor. Bugün çocuklar anne babalarının, ailenin, öğretmenin, mahallenin talim ve terbiyesinden ziyade, üzülerek ifade ediyorum dijital medyanın talim ve terbiyesine daha fazla maruz kalıyor. Dijital alemin sadece bir kapitalist araç olmadığını sadece para kazanma, sadece eğlence amacı gütmediğini fark etmemiz gerekiyor. Dijital tekno kültürü yönetenler ve yayanların bir taraftan ciddi paralar kazanırken, diğer taraftan da kendi fikir, inanç ve yaşam tarzlarını yeni nesillere zerk ettiğini görüyoruz. Dijital hareket yeryüzündeki tüm semavi dinleri, özellikle de İslamı hedef alıp yıpratmak suretiyle yeni bir yapay din oluşturma gayreti içindedir. Ne yazık ki bu yapay dinin müntezipleri de küresel ölçekte gittikçe artmaktadır.
ACİL ÖNLEMLER ALINMALI
Yapılması gereken çok açıktır. İlk olarak 7. Din Şûrası’nın da ana temasını oluşturan dijitalleşen dünyada diyanet hizmetleri yeniden değerlendirilmelidir. İkincisi dijital inanç sistemleri karşısında Müslümanların tüm değerleriyle korunabilmesi için acil önlemler alınmalı ve hayata geçirilmelidir. Gerek din hizmetlerinde dijital dünyadan istifade ederken gerekse dijital saldırılara karşı değerlerimizi savunurken özümüz, ruhumuz; bizi var eden köklerimiz büyük bir itinayla korunmalıdır.
ORTAK DİNİMİZ, KUBBEMİZ...
Coğrafyamızdaki her milletin, her ırkın çimentosu İslam’dır. Özellikle Türkleri, Kürtleri, Arapları bir arada tutan ortak dinimizdir, ortak kubbemizdir, ortak inançlarımız ve ideallerimizdir. Dilimiz, kökenimiz, meşrebimiz, tenimizin rengi farklı olsa da hepimiz aynı iman merkezi etrafında buluşan, kucaklaşan, gönüllerini birbirine rapteyleyen müminleriz. Coğrafyamızdaki birlik ve huzuru bozmak isteyenler doğrudan doğruya işte bu iman merkezine, işte bu çimentoya yani inancımıza saldırmaktadır. İslam’a ve Müslümanlara yönelik saldırıların ateizm gibi, deizm gibi şamanizm gibi maskelerle kendilerini gizlediklerine tanık oluyoruz. Bir dönem Alisiz Alevilik fitnesi üzerinden yürütülen kampanyaların gayesi neyse son dönemde gündeme getirilen İslamsız Türklük furyasının gerisinde aynı emperyalist emeller vardır. Özellikle gençlerimizin zihnini bulandırmayı amaçlayan saldırılara karşı durmak mecburiyetindeyiz.”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 7. Din Şûrası toplantısına katıldı. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş Cumhurbaşkanı Erdoğan’a günün anısına bir hat tablosu hediye etti.
MKYK’da ve Genel Merkez’de yapılacak değişimin beklendiği AK Parti’de olağan kongre süreci 3 Eylül’deki MKYK toplantısında resmen başlamıştı. İlk olarak mahalle delege seçimlerini yapan, ardından belde ve ilçe kongre sürecine başlayan AK Parti, bu aşamayı aralık ayının başına kadar tamamlayı planlıyor. Bu kapsamda, il kongrelerinin ilki 30 Kasım’da Kahramanmaraş’tan başlatılacak. Bu süreç de ocak ayının ortasına kadar bitirilecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katılacağı Kahramanmaraş kongresinin ardından, değişimin en çok beklendiği Ankara ve İstanbul başta olmak üzere bazı büyükşehirlerin kongrelerine yönelik de bir planlama yapıldı.
Gençlerin, bütün bakanlıkların kendilerine yönelik projelerine bu ağ üzerinden ulaşabileceğini belirten Efendioğlu, ilk kez yapay zekânın da yer alacağı yeni Gençlik Politika Belgesi’nin de önümüzdeki yılın ilk yarısında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından açıklanmasının planlandığını söyledi ve Hürriyet’e şunları söyledi:
“Vizyon kampları projemiz bu yıl başladı. Üniversiteye giriş sınavında ilk 5 bine giren gençlerimizi alıp bakanlığımızın kamplarında özel bir programa tabii tutuyoruz. Piyasa değeri 50 - 60 bin TL’ye alınan tasarım odaklı düşünce eğitimleri veriyoruz. Gençlik politikasını yeniden güncelliyoruz. Önümüzdeki yılın ilk yarısında Cumhurbaşkanımız 3. Gençlik Şurası’nda devletimizin yeni güncel gençlik politikasını açıklamasını planlıyoruz. İçeriğinde sağlık ve bilim teknolojinin yanı sıra, ana başlık olarak afetler ve afetlere dirençli gençlik yapısını aldık.
2025 YILININ İLK ÇEYREĞİNDE AÇILACAK
Gençleri afetlere dirençli ve hazır bir hale getirilmesi, afetle mücadele noktasında ilk yardım eğitimi ve arama kurtarma faaliyetlerinin nasıl bir eylem planı olacağını anlatacağız. Ana konulardan bir tanesi de bu belgeye ilk kez girecek olan yapay zekâ olacak. Gençlik bilgilendirmesini de bir ana politika alanı olarak belirledik. Ülkemizde çeşitli bakanlıkların gençlere yönelik sunduğu bir çok proje var. İŞKUR iş kurma desteği, KOSGEB başka destekler veriyor, Tarım Bakanlığı genç çiftçi programı yapıyor. Herkes kendi sitesinden duyuruyor. Ama gençlerin toplu olarak bunları bulabileceği bir platform yok. Bu yüzden gençlik bilgilendirme ağı kuruyoruz. Dijital platformumuz, 2025 yılının ilk çeyreğinde hayata geçecek.”
1 SAATLİK GÖRÜŞME
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 14 Kasım günü Beştepe’de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi kabul etmişti. İki liderin bu yılki 8’inci görüşmesinde iç ve dış politikadan ekonomiye, TBMM çalışmalarından yeni anayasa çalışmalarına kadar birçok konunun gündeme geldiği belirtilmişti. Görüşme yaklaşık bir saat sürmüştü.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında önceki gün yapılan MYK toplantısının en önemli gündem maddesi bir gün önce Beştepe’de yapılan Cumhur İttifakı zirvesi oldu. Edinilen bilgilere göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmeye ilişkin MYK üyelerine kısa bir değerlendirme yaparak, “Devlet Bey ile tüm konuları konuştuk, kayyum başta olmak üzere bütün meseleleri masaya yatırdık. İç politika ve dış politika konularında son derece güzel mutabakatlara vardık. Tam bir mutabakatımız var” dedi.
DEĞİŞİM ORANI YÜZDE 50
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 21 Kasım’da yapmayı planladığı ancak erkene çekilerek önceki gün yapılan MYK toplantısı yaklaşık 3.5 saat sürdü. AK Parti Genel Merkezi’nde yapılan MYK toplantısında, Teşkilat Başkanı Erkan Kandemir, kongre sürecine ilişkin bir sunum yaptı. Bugüne kadar 658 ilçenin kongre sürecini tamamlandığı aktarıldı. Sunumda, yerel seçimlerin ardından 13 il başkanının yeniden belirlendiği, milletvekilleri seçimlerinin ardından Türkiye genelinde 41 il ve 547 ilçede başkanının değiştirildiği ifade edildi. Bu kapsamda, teşkilatta şu ana kadar yüzde 50 oranında bir değişim olurken, özellikle birçok ilçede seçimlerin ardından atanan ilçe başkanları yeniden seçildi.
KAHRAMANMARAŞ’LA BAŞLAYACAK
Sunumda ayrıca, AK Parti’nin 8. Olağan Kongresi için nisan ayı planlaması yapıldığı öğrenildi. Partide normalde 90 günde tamamlanarak 28 Aralık’ta bitirilmesi planlanan ilçe kongrelerinden bazılarının tamamlandığı, il kongrelerinin de ocak ayının ortasına kadar yapılarak sürecin bir an önce bitirileceği belirtildi. Bu kapsamda, Ankara, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılacağı bazı büyükşehirlerin kongrelerine yönelik bir planlama yapıldı. Edinilen bilgiye göre Erdoğan, ilk olarak 30 Kasım’da Kahramanmaraş’ta yapılacak il kongresine katılacak.
İSTANBUL VE ANKARA’DA DEĞİŞİM OLACAK MI
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda tartışmalara neden olan öğretmen alımlarındaki mülakatlarla ilgili milletvekillerinin sorularını yanıtladı:
“Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği ile ilgili konuşuldu. Mesela bir komisyonda 193 kişi mülakata girmiş, 3 kişinin yeri değişmiş. Bir başka ilimizde 682 kişi girmiş, 11 kişinin yeri değişmiş. Türkiye genelinde 60 bin kişide toplam bin 100 kişinin yeri değişmiş. (Muhalefet vekillerinden 5 bin kişinin yerinin değişti iddiasının dile getirilmesi üzerine ‘Yanlış, benim elimde il bazlı rakam’ dedi.) Bir ildeki öğretmenimiz yüksek not almış, mülakata girmiş. Başka bir öğretmenimiz ‘Ben yüksek aldım ama bir başkası benden daha yüksek aldı. Dolayısıyla, ben sıralamanın dışında kaldım’ diyor ama ben zaten KPSS puanı ile bu işi yapacak olsaydım, hiç mülakat yapmazdım. Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliğinde Bursa’da 197 kişi, İstanbul’da 688 kişi girmiş. Bursa’da mülakata girip sıralamanın dışında kalan kişi 23 kişi, İstanbul’da ise 51 kişi sıralamanın dışında kalmış. (Hukuki olarak cemaat ya da tarikat diye bir tüzel kişilik var mı?) Tüzel kişilik olmayınca bakanlık olarak ya gerçek kişiyle ya da tüzel kişilikle protokol imzalayabilirim. Hukuken başka kimseyle protokol imzalama şansımız yok. Bizim 5 bin civarında bu türden protokolümüz var. Protokol imzalarken siyasi ya da ideolojik hiçbir şeye bakmıyoruz. Bir tek İçişleri Bakanlığı Dernekler Masası tarafından legal olarak kabul edilmiş bir sivil toplum kuruluşu mudur? Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onaylanmış bir vakıf mıdır diye bakıyoruz.”
‘KÜRTÇE DERSİNİ SEÇEN YOK’
' 2011’den sonra “Yaşayan Diller ve Lehçeler” başlığı altında “Kürtçe” diye tanımlanan Kırmançi ve Zazaki dillerinin okutulmasının sağlandığını söyleyen Bakan Tekin, şöyle devam etti: “Biz seçilemez hale getirmedik, seçen yok. Bingöl, Diyarbakır ve Van’daki özel okullarda da bu dersleri seçen öğrenci sayısı çok sınırlı, devlet okullarındaki gibi. Zazaki ve Kırmançi kursları açmak üzere açılmış özel öğretim kursları kapanmak üzere öğrencisizlikten. Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu konuda üstümüze düşeni yapıyoruz. Bizim öğretmen atama süreciyle ilgili sayıları belirlerken kriterlerimiz var. Biz il, ilçe bazlı olarak ‘Hangi branşlarda kaç saat ders okutuluyor, bu dersi kaç öğretmenle verebiliriz, nihayetinde kaç öğretmenimiz var ve kaç tane de eksiğimiz var?’ buna göre hesap yapıyoruz. Normal koşullarda hem Zazaki için hem Kırmançi için normalde bizim atama takvimimizde sıfır, yani ihtiyaç yok gözüküyor. Ancak buna rağmen her iki dil için 10’ar öğretmen ataması yaptık.”
Bu kapsamda, Cumhurbaşkanı Erdoğan pazar günü ilk olarak devlet erkânı ile birlikte Anıtkabir’i ziyaret edecek. Kabine Toplantısı’na Çankaya’da başkanlık ederek de bir ilki gerçekleştirecek. 2015’ten bu yana Beştepe’de yapılan Kabine Toplantıları, 9 yıl aranın ardından ilk kez Çankaya Köşkü’nde yapılmış olacak. Erdoğan, en son 5 Haziran 2023’te yeni Kabine üyelerini Çankaya Köşkü’nde ilan etmişti.
Teklife göre, ruhsatsız silah taşıyan, satın alan ve bulunduranlara verilen hapis cezasının 1 yıl olan alt sınırı 2 yıla, 3 yıl olan üst sınırı da 4 yıla çıkarılacak. Böylece, ruhsatsız silah taşıyan, satın alan ve bulunduranlar 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak. Yine, çakar tabir edilen ışıklı ve/veya sesli uyarı işareti veren cihazların kullanımına ilişkin hükmü ihlal edenlere verilen 6 bin 439 TL olan ceza 96 bin TL’ye çıkarılacak. Bu sürücülerin belgesi 30 gün süreyle alınacak ve araçları da aynı süreyle trafikten men edilecek. Ayrıca, çarşı ve mahalle bekçileri, durdurduğu kişi üzerinde veya aracında silah veya kendisinin veya başkasının yaşamını tehlikeye sokabilecek bir eşyanın bulunduğu hususunda yeterli şüphenin varlığı halinde, kendisine veya başkasına zarar verilmesini önlemek amacıyla kişiler üzerinde yoklama suretiyle el ile dıştan kontrol yapabilecek.
EMNİYETE OYAK MODELİ
Teklifte ayrıca Emniyet Teşkilatı’na da OYAK modeli getiriliyor. Teklife göre Emniyet Teşkilatı Kanunu’nda Polis Bakım ve Yardım Sandığı’na ilişkin düzenlemede, sandık üyeleri, Emniyet Teşkilatı mensupları ile üyelikleri devam etmekte iken emekli olup katılım payını sandıkta bırakanlardan oluşacak. Sandığın, Emniyet Teşkilatı mensubu olan üyelerine veya ölümleri halinde mirasçılarına emeklilik yardımı, maluliyet yardımı ve ölüm yardımı; emekli olan üyelerine ise katılım payı kar payı ve ölüm yardımı yapılacak.
ŞEHİDİN ADINI YAZDI
Terör saldırısında beş kişinin şehit olduğu TUSAŞ dün ilk yerli helikopter T625 Gökbey’i teslim etti. Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu kalleş eylemler, bölücü örgütün unutmayın son çırpınışlarıdır” derken helikoptere, saldırıda şehit olan Tusaş Mühendisi Zahide Güçlü Ekici’nin adını yazdı.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketi (TUSAŞ) Merkez Yerleşke’de T625 Gökbey Helikopteri Teslimat Töreni’ne katılan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, özetle şunları söyledi: “TUSAŞ çalışanlarımızın, yaşadıkları terör saldırısına rağmen dik ve dirayetli duruşu, her türlü takdirin üzerindedir. “Hainlere inat; daha fazla çalışacağız, daha fazla üreteceğiz” diyerek bu milletin yiğitliğini, cesaretini ve korkusuzluğunu tüm dünyaya bir daha gösteren TUSAŞ’ın siz kahramanlarına, Türkiye Cumhurbaşkanı olarak, ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum.
Bu tür hain saldırılar, bizim terörle mücadeledeki azim ve kararlılığımızı asla kıramaz, geriletemez, bizi yolumuzdan geri çeviremez. Ülkemize yönelik terör tehdidini kaynağında bertaraf etme noktasında asla rehavet içine girmeyiz.
İÇ CEPHE MUKAVEMETİ
Elbette bunu yaparken, terör baronlarının ve onları taşeron olarak kullanan patronlarının oyununa gelmeyeceğiz. 40 yıllık tecrübemiz bize terörün asıl gayesinin milletimizin ezeli ve ebedi kardeşliğini dinamitlemek olduğunu öğretmiştir. Bunun önüne ancak iç cephemizin mukavemetini artırarak geçebiliriz.
85 milyon birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde asırlardır olduğu gibi inşallah daha nice yüzyıllar boyunca bu topraklarda yanyana barış ve huzur içinde yaşayacağız. Bu tür kalleş ve hain eylemler, bölücü örgütün unutmayın son çırpınışlarıdır.
Beştepe’deki 29 Ekim Özel Programı’nda konuşma yapanCumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Lideri Bahçeli’nin açıklamalarıyla ilgili ilk kez yorumda bulundu. Erdoğan konuşmasında özetle şunları söyledi:
“Dünyada ve bölgemizde tarihi gelişmelerin yaşandığı, siyasi ve ekonomik yeniden yapılanma sürecinin kapılarının aralandığı bir dönemdeyiz. Böyle bir dönemde 85 milyon hep birlikte Türkiye Yüzyılı vizyonu etrafında bütünleşmemiz çok daha önemli ve hayati hale gelmiştir. Bunun için de, ülke ve millet olarak önümüzdeki siyasi, sosyal, ekonomik sorunları hızla çözmemiz şarttır. Cumhur İttifakı ortağımızın öncülüğünde son dönemde ortaya konan yaklaşımların, bu geniş arka plan ışığında önyargısız olarak değerlendirilmesinin daha faydalı olacağı kanaatindeyiz. Bu yaklaşım, kadim devlet aklının, milletimizin binlerce yıllık tecrübesinden süzülüp gelen irfanının gereğidir.
KARARLI İRADEYLE...
Hazreti Mevlana’nın ifadesiyle, yeni şeyler söylememiz gereken, sorunları görmezden gelen değil, kararlı irade ortaya koyup çözmemiz gereken bir iklime girdik. Hiç uzağa gitmeye gerek yok; Milli Mücadele, halkın en zor şartlarda bile neler yapabileceğinin en güzel timsalidir. Milli Mücadelede hiç kimse yan yana yürüdüğü arkadaşına Türk mü Kürt mü, Alevi mi Sünni mi olduğunu sormadı. Ülkenin dört bir yanındaki illerimizin temsilcileri Ankara’da buluşup Büyük Millet Meclisi’nde omuz omuza verdi, birlik oldu. Buradan köken, inanç, mezhep, meşrep, siyasi ve ideolojik farklılık ayırt etmeksizin, yüreği bu ülke ve bu millet sevgisiyle çarpan tüm vatandaşlarıma samimiyetle sesleniyorum, gelin Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa edelim.”
Cumhuriyet’in kuruluşunun 101’inci yıldönümü kutlamaları kapsamında ilk tören dün sabah Anıtkabir’de düzenlendi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığındaki devlet erkânı Anıtkabir’i ziyaret etti. Anıtkabir’deki tören, devlet erkânının Aslanlı Yol’da yürüyüşüyle başladı. Erdoğan’a Aslanlı Yol’daki kortejde, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, bakanlar, yüksek yargı organlarının başkanları, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, kuvvet komutanları, siyasi partilerin temsilcileri ve diğer devlet erkânı eşlik etti.
101. YILIN HAKLI SEVİNCİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üzerinde ay yıldız bulunan çelengi Atatürk’ün mozolesine bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Daha sonra Erdoğan ve beraberindekiler Misak-ı Milli Kulesi’ne geçti. Erdoğan burada imzaladığı Anıtkabir Özel Defteri’ne şunları yazdı: “Aziz Atatürk; Bugün bizlere emanetiniz olan, milletimizin en büyük eseri aynı zamanda iftihar kaynağı olan Cumhuriyetimizin 101. yıldönümüne ulaşmanın haklı sevincini yaşıyoruz. Bu gurur günümüzde, ülkemizde ve dünyanın dört bir yanında yaşayan tüm vatandaşlarımızın, kalbi bizimle çarpan tüm soydaşlarımızın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik ediyorum. Bu vesileyle Zat-ı Alinizi, silah arkadaşlarınızı ve aziz şehitlerimizi bir kez daha şükranla yâd ediyorum.
HER TÜRLÜ TEDBİRİ ALIYORUZ
Bölgemizde sınırların bir asır evvel olduğu gibi yine kan ve gözyaşıyla çizilmek istendiği bir dönemde vatanımızın bekasını, milletimizin güvenliğini korumak için her türlü tedbiri alıyoruz. Milli Mücadele’nin, Cumhuriyet’in ilanıyla taçlanmasını sağlayan birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhu bu süreçte bizlere rehberlik etmekte, yolumuzu bir fener misali aydınlatmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti emin ve ehil kadroların riyasetinde maziden atiye uzanan muazzez yolculuğunu her zamankinden çok daha kararlı bir şekilde sürdürmektedir. Ruhun şad olsun.”
ERDOĞAN VE ÖZEL BERABER YÜRÜDÜ
Törenin sonunda İYİ Parti Lideri Dervişoğlu, MHP Lideri Bahçeli’nin yanına giderek selamlaştı. CHP Genel Başkanı Özel ise Anıtkabir’in merdivenlerinden Misak-ı Milli Kulesi’ne geçerken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanına giderek beraber yürüdü. Törenin ardından ziyarete açılan Anıtkabir, genç-yaşlı binlerce vatandaşı ağırladı. Erdoğan, Anıtkabir’deki törenin ardından Beştepe’ye geçerek tebrikleri kabul etti.
TBMM, bu hafta yoğun bir çalışma mesaisinde olacak. Yarın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle çalışmalarına bir gün ara verecek olan TBMM Genel Kurulu’nda çarşamba günü 9. Yargı Paketi’nin görüşmeleri yapılırken, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda ise bütçe maratonu başlayacak. Aynı gün dikkatler bir yandan da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Terörsüz Türkiye” söylemine ilişkin yeni bir rota çizeceği belirtilen Meclis grup konuşmasında olacak.
HAKARET SUÇUNA YENİ CEZALAR
Düzenleme ile hakaret suçlarına yeni cezalar getirilecek. Sesli, yazılı veya görüntülü iletiyle hakaret suçu, uzlaştırma kapsamından çıkarılarak ön ödeme kapsamına alınacak. Bu durumdaki hakaret suçlarında şikâyet süresi 2 yılla sınırlandırılıyor. Arabuluculuk eğitimini tamamlayan ve mesleğinde 20 yıl kıdeme sahip olanlar yazılı sınava girmeden arabuluculuk siciline kayıt olabilecek. Uzlaştırmacı olmak için hukuk mezunu olma şartı getirilecek. Yine Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı ve İdari Yargı Ön Sınavı’nda soru sayısı 100’den 120’ye çıkarılacak. Hâkim ve Savcı Yardımcılığı Mülakatı’na çağrılacak aday sayısında değişiklik yapılacak, ilan edilen kadro sayısının bir katı fazlası aday mülakata çağrılacak.
BÜTÇE MARATONU BAŞLIYOR
Ocak ayına kadar tamamlanması planlanan bütçe mesaisinin ilk durağı olan Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2025 yılı bütçesi üzerindeki görüşmeler de başlayacak. Çarşamba günü, 2025 yılı bütçesinin geneli üzerine yapılacak olan görüşmelerin yanı sıra 31 Ekim’de de Meclis bütçesi detaylı bir şekilde ele alınacak. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, bütçe sunumunu gerçekleştirecek.
GÖZLER ERDOĞAN’DA
Partiler de grup toplantılarını yapacak. Bu kapsamda çarşamba günü AK Parti’nin grup toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Terörsüz Türkiye’ söylemine ilişkin yeni bir rota çizeceği belirtiliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ayrıca, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin önce Abdullah Öcalan ile ilgili verdiği mesaj, ardından ‘Türk-Kürt kardeşliğine’ yaptığı vurguya yönelik değerlendirmelerde bulunması bekleniyor.
İSTİHBARAT
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda özetle şunları söyledi:
“Parti ve ittifak olarak son bir yılda üst üste yaşanan seçimler sebebiyle gerilen siyasi atmosferi dağıtmaya, buna yönelik hüsnüniyetli adımlar atıyoruz. Sandığın ufukta görünmediği önümüzdeki 3.5 yıllık süreyi ülkemiz ve milletimiz açısından bir icraat seferberliğine dönüştürmenin çabasındayız. Bölgemiz son derece sancılı bir dönemden geçerken bir asır önce olduğu gibi haritalar yeniden kanla çizilmek istenirken, İsrail’in Gazze’de yaktığı şimdi de Lübnan’a taşıdığı yangın günbegün sınırlarımıza yaklaşırken iç cephemizi kuvvetlendirmeye çalışıyoruz. Hiçbir ayrım yapmadan 85 milyona gelin bir olalım, iri olalım, diri olalım, gür olalım diyoruz.
ŞAHSİ HESAP İÇİNE GİRENLER
Coğrafyamızın içinde bulunduğu tehlikeli konjonktür siyasetçiler olarak hepimizi daha sorumlu ve ağırbaşlı davranmaya teşvik etmektedir. Eski Türkiye’nin kifayetsiz, muhteris siyasetçilerinin bu iklimi zehirlemesine, baltalamasına müsaade etmemeliyiz. Gerilim ve sokak siyaseti sadece buna tevessül edenlere değil, tüm ülkeye ve millete kaybettirecektir. Milli iradeyi temsilen siyaset yapan hiç kimsenin ülkemizin yükünü daha da ağırlaştırmaya hakkı olamaz. Türkiye’ye kaybettirecek bir denklemin veya şahsi hesabın içine girenleri bu millet asla affetmez. İktidar-muhalefet fark etmeksizin hepimizin ülkeye faydası dokunmayan tartışmalara, çekişmelere, kayıkçı kavgalarına prim vermemesi önemlidir. Partimize ve hükümetimize yönelik saldırıların elbette cevabını vereceğiz ama bunları yaparken dengeyi mutlaka koruyacak, oyuna gelmeyecek, vakarımızı ve soğukkanlılığımızı daima muhafaza edeceğiz.
TARİHİ FIRSAT PENCERESİ
Haksızlık, hukuksuzluk, küstahlık karşısında kesinlikle sessiz kalamayız. İstiklal Marşımız ile sorunu olanlara ve demokrasimizin altını oyanlara eyvallah demeyiz. İster baro olsun, ister avukat olsun, ister siyasetçi, ister gazeteci kılıklı terörist seviciler olsun şiddeti övenlere, şiddeti bir hak arama yolu olarak görenlere yedeğine silahı, terörü alarak siyaset yapmaya kalkanlara müsamaha ile yaklaşamayız. Türkiye’nin geleceğinde teröre ve terörün karanlık gölgesine yer olmadığını herkesin idrak etmesini bekliyoruz. Bu doğrultuda, Cumhur İttifakı tarafından açılan tarihi fırsat penceresinin kişisel hesaplara kurban edilmemesini ümit istiyoruz. Siyaset kurumu Meclis, sivil toplum, basın, akademi ve topyekûn millet olarak hep beraber terörün ve şiddetin olmadığı bir Türkiye’yi inşa edelim istiyoruz.
SAĞLIK SORUNLAR YUMAĞIYDI
2002 yılı sonunda ülkeyi yönetme mesuliyetini üstlendiğimizde öncelikle hizmet alanlarımızı sağlık, eğitim, adalet ve emniyet olarak belirledik. Bugüne kadar da bu hassasiyetimizden kesinlikle taviz vermedik. Bilhassa sağlık alanında gerçekten kötü bir Türkiye tablosu devralmıştık. Yaşı 40’ın üzerinde olan kardeşlerim, eski Türkiye’nin sağlık sisteminin nasıl bir sorunlar yumağı olduğunu hatırlamaktadır. Son 22 yılda bu alanda tam anlamıyla bir devrim gerçekleştirdik.
Teklife göre, kredi veren ile tüketiciler arasındaki sözleşmelerin şekil şartı, bir bilişim veya elektronik haberleşme cihazı üzerinden gerçekleştirilecek ve tüketici kimliğinin doğrulanmasını içeren yöntemler yoluyla kurulabilmesine imkân sağlanacak. Doğrudan satış sistemine ilişkin hususlar düzenlenerek tarafların hak ve yükümlülükleri belirgin hale getirilecek. Uzlaşma müessesesinin, ticari reklam ve haksız ticari uygulamalara ilişkin hükümler için de uygulanmasına imkân tanınacak. Yurtiçinde yerleşik pazar yerlerinin rekabet gücünün artırılarak yurtdışı menşeli pazar yerlerine karşı korunması, istihdam seviyesinin artırılması ve ihracat artışına hız kazandırılarak daha çok işletmenin ihracata yönelmesinin sağlanması amacıyla destekleyici tedbirler alınacak.
LÜBNAN TEZKERESİ GELİYOR
Çarşamba günü ise Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü (UNIFIL) kapsamında Lübnan’da bulunan Türk askerinin görev süresinin 1 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi görüşülecek. Daha sonra Genel Kurul’da 9. Yargı Paketi’nin görüşmelerine başlanacak. Teklife göre Türk Ceza Yasası’nda öngörülen değişiklikle soruşturulması ve yargılaması şikâyete bağlı olan “hakaret” suçunda şikâyet süresi “her ne surette olursa olsun” eylemin gerçekleştiği tarihten itibaren iki yılı geçemeyecek.
Meclis’te ocak ayına kadar sürmesi planlanan bütçe maratonu da başlıyor.
KOMİSYONLAR MESAİDE
TBMM İhtisas Komisyonları da toplanarak gündemdeki konuları görüşecek. Adalet Komisyonu, yargıya ilişkin düzenlemeler içeren Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ni ele alacak. İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Göç ve Uyum Alt Komisyonu ve Çocuk Hakları Alt Komisyonu ile Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu’nda sunum yapılacak.
NİSAN ayında 8. Olağan Kongre’sine gitme hazırlığında olan AK Parti’de ilçe kongreleri devam ediyor. Bu süreci 90 gün olarak planlayan AK Parti, 28 Aralık’ta da il kongrelerini başlatmayı hedefliyor. Böylece bu takvim çerçevesinde en geç mart ayı sonuna kadar 8. Büyük Olağan Kongre’ye hazırlık çalışmaları tamamlanmış olacak. Partide, il ve ilçe kongrelerinde, daha önce genel seçimler ve yerel seçimlerin ardından yapılan değişiklikler nedeniyle çok büyük değişiklikler yapılması beklenmiyor. Ayrıca, kongreler öncesi yapılan toplantılarda delegelere, ilçe yönetimlerinde kimleri görmek istediklerine ilişkin form doldurtuluyor.
KOMİSYON KURULACAK
Bunların yanı sıra partideki kongre hazırlıkları da sürüyor. Önümüzdeki günlerde kurulacak olan Tüzük Komisyonu, Büyük Kongre öncesinde ihtiyaç duyulan tüzük değişikliklerini karara bağlayacak. AK Parti kurmayları, yapılan çalışma sonucunda özellikle kurucu değerler konusunda bazı değişikliklerin yapılabileceğini, değişimin yanı sıra kongrenin bir tüzük kurultayına dönüşebileceğini ifade etti. Kurmaylar, “Bizim tüzükte yapacağımız değişikliklerin yanı sıra kendi içimizde de bazı değişiklikler yapmamız gerekiyor. Özellikle artık siyasetten çekilmiş, ancak hâlâ partiyle bağı devam eden ve zaman zaman ortaya çıkan bu isimlerin artık olmaması gerekiyor. Yani bizim söylem birliği oluşturmamıza ihtiyacımız da var” değerlendirmesini yapıyor.
Mustafa Doğan İnal, avukatı aracılığıyla 17 Ekim 2023’te, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikâyet dilekçesi sundu. Dilekçede, Kılıçdaroğlu’nun 17 Ekim 2023’te TBMM’deki grup toplantısında, Mustafa Doğan İnal’a yönelik hakaret içerikli sözler sarf ettiği belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede Kılıçdaroğlu’nun üzerine atılı suçu işlediğine ilişkin yeterli delil olduğu ve tarafların uzlaşmadığı belirtildi. Kılıçdaroğlu’nun ‘hakaret’ suçundan 3 aydan 2 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. İstanbul 48’inci Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada Kılıçdaroğlu’nun avukatı Uğur Çelik, müvekkilinin ikamet adresinin Ankara olduğunu belirterek, savunmasını yapabilmesi için Ankara’ya talimat yazılmasını istedi. İnal’ın avukatı ise “Zorla getirilme yazılmasını talep ediyoruz” dedi. Mahkeme, Kemal Kılıçdaroğlu’nun zorla getirilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.
HODRİ MEYDAN
Kemal Kılıçdaroğlu, hakkında verilen ‘zorla getirme’ kararına tepki gösterdi. Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: “Erdoğan’ın korkulu rüyası olmaya devam ettikçe, ekonomik kriz derinleştikçe Kılıçdaroğlu düşmanlığı artmaya türlü ayak oyunlarıyla CHP’lileri siyaset dışına itmeye çalışanlara açık ve net çağrımdır. Tek bir CHP’liyi Saray yargısına teslim etmeyeceğiz. Ne beni ne de diğer yol arkadaşlarımızı harcatmayacağız. Dün de bugün de yarın da son nefesime kadar bu halk için mücadele etmekten geri adım atarsam namerdim. Hodri meydan!”
GÖZDAĞI VERME ÇABASI
CHP Lideri Özgür Özel, karara ilişkin “Önceki Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu hakkında bugün verilen zorla getirme kararı, hukuki olmadığı gibi, siyasallaştırılmış yargının gözdağı verme çabasıdır. Partimiz bu çabalara karşı bir ve bütün olarak dimdik ayaktadır” dedi.
MECLİS’TE TARTIŞMALARA NEDEN OLDU
Erdoğan, Filistin’in Geleceği Konferansı’nda özetle şunları söyledi:
DEVLET DERSEM YANLIŞ OLUR
“Her ne kadar dünya, İsrail vahşetine 7 Ekim’den sonra gözlerini açmış olsa da Filistin halkı bu zulmü on yıllardır yaşıyor. İsrail’in işgal, yıkım ve infaz politikası tam 76 yıldır aralıksız devam ediyor. Esasında Filistin’de kan, gözyaşı ve zulüm hiçbir zaman dinmedi. İsrail devleti 1948 yılında kuruldu. Buna devlet dersem yanlış olur. İlk adımı böyle atıldı. Filistin halkının gözünde, 14 Mayıs 1948 büyük bir felâket demekti. İsrail güçleri, Nekbe sırasında yaklaşık 1 milyon Filistinli’yi sürgün etti, Filistinlilere ait 675 köyü ve kasabayı yok etti, binlerce Filistinli’yi öldürdü. Kan ve işgal üzerinde kurulan İsrail, Nekbe’den itibaren Şaron katliamı, Sabra ve Şatilla katliamı, Kudüs ve Cenin katliamları ile kan dökmeye devam etti. Nekbe’den bu yana işgalini sürekli genişleten İsrail, şu anda 27 bin kilometrekarelik Filistin topraklarının yüzde 85’ine el koymuş durumdadır. Yani işgal etmiş durumdadır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün, trafik kazasında vefat eden AK Parti Ankara İl Gençlik Kolları Yönetim Kurulu Üyesi Betül Önderoğlu’nun ailesini ve bir taksi durağını da ziyaret etti.
BU SORUNUN CEVABINI VEREN ÇIKMADI
Bugün, BM üyesi olup da resmi sınırları halen netleşmemiş tek devlet, adı devlet, İsrail’dir. Bu gerçeği 74’üncü BM Genel Kurulu’nda, 1947 yılından bu yana İsrail’in değişen haritasını göstererek ‘İsrail’in sınırları neresidir?’ diye tüm dünyaya sormuştuk. Aradan geçen zaman zarfında bu sorunun cevabını veren çıkmadı. İsrailli yöneticiler, bırakın cevap vermeyi, Gazze soykırımıyla birlikte yeni haritalar paylaşmayı sürdürdüler. Fakat biz bu haritaları göstermeye devam edeceğiz. Bununla kalmayıp; Gazze’yi işgalle yetinmeyeceklerini Lübnan’a saldırarak gösterdiler. Netanyahu’nun kabine üyeleri asıl gayelerinin ne olduğunu, gözlerini nerelere diktiklerini, işgal politikalarını nereye kadar uzatmak istediklerini yaptıkları her yeni açıklamayla deşifre ediyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan,Filistin’in Geleceği Konferansı’nda konuştu. Erdoğan’a büyük ilgi gösteren katılımcılar cep telefonlarıyla fotoğraf çekti.
İSRAİL YAYILMACILIĞI
GÖREV YERİNDE AYRIMA GİTMEYİN
“14’ü kadın toplam 97 genç kaymakam adayımızın görev yerlerini belirleyeceğiz. Ülkemizdeki 81 vilayetimize bağlı 922 ilçemizin tamamı bizim nazarımızda değerlidir, önemlidir, birinci sınıf hizmeti almaya layıktır. Görev yapacağınız ilçeleriniz arasında asla uzak yakın, küçük büyük, gelişmiş veya geri kalmış ayrımına gitmemenizi hassaten rica ediyorum. Ayrıca hangi kökene, meşrebe, kimliğe, inanca, görüşe mensup olursa olsun milletimizin her bir ferdi devletimizin eşit vatandaşıdır.
KOLTUK VE RESMİ PLAKA SAYGIDEĞER YAPMAZ...
Koltuğa oturmak, resmi plakalı araçlara binmek bir yöneticiyi, bir mülki idare amirini saygıdeğer bir devlet adamı yapmaz. Milletin adamı olunmadan, milletin gönlüne girilmeden, milletin takdirini, teveccühünü, duasını kazanmadan hakiki manada devlet adamı olunmaz.
Vatandaşına üstten bakan, vatandaşların bir kısmını tehdit kaynağı gören bürokratik oligarşinin devlet tasavvurumuzda yeri yoktur.
Atandığınız her yerde devletin şefkatli, merhametli, adaletli, gülümseyen yüzü, müşfik eli olmanızı özellikle bekliyorum. Benim vatandaşıma hiçbir zaman ‘Devlet nerede?’ dedirtmeyeceksiniz. İhtiyacı olan vatandaşımın gelip sizi bulmasını da beklemeyeceksiniz. Siz gidip benim mağdur vatandaşımı bulacaksınız. Hz. Ömer’in gece kapı kapı dolaşması var ya; acaba içeride ağlayan var mı? Bunu siz yapacaksınız. Siz rastgele bir kaymakam değilsiniz. Siz işte bu kapı kapı dolaşmak suretiyle acaba içeriden garip sesler geliyor mu? Aç olanların halinden siz anlayacaksınız. Safahat’ta ‘Kocakarı ile Ömer’ şiirini okursanız, orada gerçekten üzerinizdeki görevin ne denli büyük olduğunu çok açık görürsünüz.
KİBİR SEMTİNİZE UĞRAMAYACAK
İhtiyaç sahibini, mazlumu, mağduru bulup derdiyle hemhal olacaksınız. Vatandaşın talep ve şikayetlerine 24 saat kapınızı açık tutacaksınız. Kibir asla sizin semtinize uğramayacak. İnsanımızı devletinden uzaklaştıracak, soğutacak gelişmelere sıfır toleransla yaklaşacaksınız.”
Araştırma komisyonu, son dönemde artan şiddet olayları ve toplumsal etkileri, kadına şiddetin önlenmesine yönelik alınması gereken acil tedbirler, iş hayatında kadınlara yönelik mobbingin önlenmesi, kadın haklarının güçlü şekilde korunması gibi konularda çalışmalar yapacak. Araştırma komisyonu, çalışmalarının sonunda rapor hazırlayarak Meclis Genel Kuruluna sunacak.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dün AK Parti Grubu’nda özetle şunları söyledi: “Son dönemde yaşanan kimi cinayetler ve müessif hadiseler üzülerek görüyoruz ki milletimizin kendisini güvende hissetme ve adaletin tecellisi konusunda tereddüde düşmesine sebebiyet vermiştir. Toplumda güvenlik ve asayişin temini noktasında geçmişe ve birçok Avrupa ülkesine kıyasla çok iyi bir yerdeyiz. Ancak son dönemde ardı ardına gelen bir polis memurumuzun şehit edilmesinden genç kızlarımızın vahşice katledilmelerine kadar bir dizi hadise milletimizde haklı bir tepkiye yol açmıştır. Onlarca suç kaydı olan kriminal tiplerin ellerini kollarını sallayarak ortalıkta dolaşması herkes gibi bizi de rahatsız ediyor.
NE GEREKİYORSA YAPACAĞIZ
Pazartesi günü yaptığımız MYK toplantımızda bu olayları enine boyuna değerlendirdik. İnsanlarımızın sokakta, evinde, işyerinde hiçbir endişe duymadan hayatını güvenle sürdürebilmesini sağlamak için ne gerekiyorsa yapacağız. Emniyet teşkilatımız içinde bir zafiyet varsa, adalet sistemimizde tıkanıklık varsa, yanlışlık varsa neşteri vurup çözüme kavuşturacağız. Medyada ve sosyal medyada suça özendirme, suçu teşvik etmede sorun varsa gerekli müdahalede bulunacağız. Suçu önlemeden, suçla ve suçlularla mücadeleye yargılamalardan infaz ve ıslah sistemimizde nerede boşluk varsa mutlaka hal yoluna koyacağız.
SERİ SUÇ İŞLEYENLER
Bu sorunların çözümü için bir dizi düzenlemeye ihtiyaç bulunuyor. Öncelikle çok sayıda suç kaydı olan kişilerin bu eğilimlerinin yargılama safhasında görülebilmesini ve dikkate alınmasını sağlayacağız. Mevcut durumda seri suç işleyen kişilerle ilgili açılan onlarca dava olmasına rağmen bunlar sonuçlanmadan kayıtlarda gözükmüyor. İlk derece mahkemesi, istinaf, Yargıtay derken cezanın kesinleşmesi 5 yıla hatta 7 yıla kadar uzayabiliyor. Bu süreçte suçlu kişi yeni işlediği cürümlerde sabıka kaydı olmadığı için tutuklama olmadan yargılanabiliyor.
İKİ ÖNEMLİ ADIM ATILACAK
Kanunların suçlu lehine işlemesi anlamına gelen bu çarpıklığı düzeltmek için 2 önemli adım atmayı planlıyoruz.
- Bunlarda ilki, kurumsal düzenleme, ikincisi seri suç işleyenlerin tutuklanabilmesi uygulamasının kolaylaştırılmasına yönelik yargı erkini güçlendirmek amacıyla Adalet Bakanlığı bünyesinde kurulacak bir birim, farklı mahkemelerde görülen davaları, düzenlenen iddianameleri, hatta emniyet kayıtlarını toparlayarak bunlarla ilgili gerekli incelemeleri yaptıktan sonra savcılarımızın ve hâkimlerimizin dikkatine sunacak.
AK Parti, 2025 Nisan ayında yapılması planlanan büyük kongre sürecine hazırlanıyor. 12 Ekim’de başlayacak belde ve ilçe kongrelerini 90 günde tamamlamayı planlayan AK Parti, 28 Aralık’ta da il kongrelerini başlatmayı hedefliyor. Böylece bu takvim çerçevesinde en geç mart ayı sonuna kadar 8. Büyük Olağan Kongre için hazırlık çalışmaları gerçekleştirilmiş olacak. Bu kapsamda, genel seçim sonrası Türkiye genelinde 41 il ve 547 ilçede başkanı, yerel seçimlerin ardından da 13 il başkanı değiştirilmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özümüzden Geleceğe Türkiye Buluşmaları” programında “Yeni isimlerle kadrolarımızı takviye edeceğiz” sözleriyle değişim mesajı vermişti.
KIYAFETTEN SELAMLAŞMAYA
AK Parti, büyük kongre sürecine teşkilatı da kapsayacak bir hazırlık yapıyor. Bu eğitimlerin ilk ayağını ilçe ve il başkanları oluşturacak. İl ve ilçe başkanlarına verilecek eğitimlerde, partide yapılan anketlerde ve sahada vatandaşın bugüne kadar en çok şikâyet ettiği başta ekonomi olmak üzere 5 başlıkta nasıl ortak bir dil kullanılması gerektiği de anlatılacak. İl ya da ilçe başkanının vatandaşla teması, nasıl giyinmesi gerektiği, ceketini ne zaman ilikleyeceği, fotoğraf çekimi sırasında nasıl duracağı gibi konular da eğitimin diğer başlıklarından olacak. Ayrıca sahada yapılan programlarda vatandaşla selamlaşma, diyalog ve yaklaşım gibi dersler de verilecek.
Çalışmaya ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kapsamlı bir sunum yapıldığı da öğrenildi. Söz konusu eğitimlerin büyük kongreye kadar tamamlanması planlanıyor. Kongrenin ardından bu eğitimlere milletvekilleri ve milletvekili danışmanlarının da dahil olacağı belirtildi.
Kandemir, AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, 8. Olağan Kongre sürecine ilişkin özetle şunları söyledi:
BİR YANDAN DEĞİŞİM
“AK Parti kongreleri diğer siyasi partilerden farklı olarak bir koltuk kapma, bir makam edinme yarışını ihtiva etmez. Bizim kongrelerimiz bir kardeşlik havası içerisinde geçer ve arkadaşlarımız Türkiye adına, partimiz adına, memleketimiz adına, insanlığı daha iyiyi yapmak için birbirleriyle yarışırlar. Kongre sürecimizde de inşallah delegelerimizden mahallelerimize, ilçelerimizden beldelerimize, illerimizden genel merkeze kadar bir yandan kuşkusuz değişimin adresi olacak AK Parti, bir yandan yeni şeyler söylemenin ve Türkiye Yüzyılı’na dair hayallerin, iddiaların adresi olmaya devam edecek.
Genel seçim sonrası Türkiye genelinde 41 il ve 547 ilçede başkanlarımızı değiştirdik. Dolayısıyla AK Parti zaten kendi olağan süreci içerisinde kadrolarına ihtiyaç duyduğu değişikliği yapan bir siyasi hareket. 8. Olağan Kongre sürecini isim değişiklikleri üzerinden değil, AK Parti’nin topyekun milletle beraber yeniden kendini gözden geçirme ve inşa süreci olarak görüyoruz. 12 Ekim’de başlayacak ilçe ve belde kongre maratonumuzu nisan ayında yapacağımız büyük kongremizde taçlandıracağız. Bin 617 büyük kongre delegemizle ilçelerden başlamak suretiyle, illerde büyük bir coşkuyla yürüteceğimiz geniş bir istişare ağıyla yöneteceğimiz bu süreci, nisan ayında MKYK’mıza teklif edeceğimiz büyük kongreyle taçlandırmayı planlıyoruz.
EKONOMİ VE ADALET
Türkiye buluşmalarında sahada en çok karşılaştığımız en temel iki sorundan birincisi ekonomik meseleler. İkincisi adaletle ilgili vurgu. Her iki alanla ilgili de ilgili bakanlıklarımızla, bize arkadaşlarımızın verdiği raporlar doğrultusunda söylenenleri paylaştık. Her iki bakanlığımız da yoğun bir çalışma yapıyor. AK Parti, hem 14-28 Mayıs seçimleri sonrası hem de 31 Mart seçimleri sonrası çok ciddi bir muhasebe ve özeleştiri yaptı ve yapmaya devam ediyor.
ERKEN SEÇİM GÜNDEMİ YOK
(Erken seçim) Milletin hiç gündeminde olmayan bir meseleyi eğer siyasetçi tekrar tekrar gündeme taşıyorsa hem motivasyonu bambaşkadır hem de hiçbir anlamı yoktur. Bizim hiç böyle bir tartışmamız yok, böyle bir gündemimiz yok. Milletimiz nihayetinde Cumhur İttifakı’na, AK Parti’ye bir yetki vermiştir. Bu yetkiyi de sonuna kadar kullanmak niyetindeyiz.”
CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin basına kapalı toplantısında öncelikli başlığının yeni anayasa çalışmaları olduğu öğrenildi. Meclis’te başta TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler’in muhalefetle yaptığı görüşmelerin ardından ortak bir paydada atılabilecek adımları değerlendiren iki lider, özellikle Meclis’in açılmasıyla beraber gündeme gelecek konuları masaya yatırdı. Yeni anayasa çalışmalarının nasıl ilerleyebileceği konusunda görüş alışverişinde bulunan Erdoğan ve Bahçeli, daha önceki yaptıkları açıklamalarda Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili bir tartışmanın olmadığının altını çizmişti.
MHP Lideri Bahçeli Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı konutunun kapısında karşıladı.
SİYASETTE YENİ DÖNEM
Meclis’teki yeni dönem de önemli başlıklar arasındaydı. Yeni yasa çalışmalarının yanı sıra, Bahçeli Meclis açılışında DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan ve DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık’ın da olduğu milletvekilleriyle tokalaşmıştı. Tokalaşmaya ilişkin Bahçeli, “Yeni bir döneme giriyoruz. Dünyada barış isterken kendi ülkemizde barışı sağlamak lazım” demişti. Erdoğan ve Bahçeli’nin önümüzdeki süreçte siyaseten atılabilecek adımları değerlendirdiği kaydedildi.
ORTADOĞU VE EKONOMİ
Bunların yanı sıra, İsrail’in Lübnan’a yönelik başlattığı saldırılar ve sonrasında İran’ın İsrail’e yönelik saldırılarıyla beraber Ortadoğu’daki gelişmeler de gündeme geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ortadoğu’daki son gelişmelerle ilgili yaşanan süreci Bahçeli ile değerlendirdiği ifade edildi. Ayrıca, ekonomik gelişmelerin de gündeme geldiği görüşmede, liderlerin enflasyon ve hayat pahalılığıyla mücadelenin tavizsiz bir şekilde devam edeceğini vurguladığı belirtildi.
TESPİHLE BEKLEDİ
Bahçeli, Erdoğan’ı karşılamak için bahçeye çıktığı sırada elindeki tespih dikkat çekti.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, 28. Dönem 3. Yasama Yılı’nın başlaması dolayısıyla düzenlenen resmi törende Başkanlık Divanı üyeleriyle birlikte Meclis Atatürk Anıtı’na çelenk bıraktı. Buradaki törene parti yöneticileri ve milletvekilleri de katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da Meclis’e gelişinde Başkanvekili Celal Adan eşlik etti. TBMM Başkanı Kurtulmuş da Cumhurbaşkanlığı Onur Kıtası’nı selamlayan Erdoğan’ı Şeref Kapısı önünde karşıladı. Törenler dolayısıyla Meclis’te geniş güvenlik önlemleri alındı. Genel Kurul salonu, açılış öncesinde bomba arama köpeği Ateş’in eşlik ettiği ekiplerce arandı.
KARŞILIKLI NEZAKET
Salonda tüm milletvekillerinin masalarına kırmızı-beyaz gül demetleri bırakıldı. CHP lideri Özgür Özel, salona girdiğinde, aynı gün kendisini eleştiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yanına kadar giderek elini sıktı. Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ile de tokalaştı. Bahçeli ise oturum sona erdiğinde DEM Parti grubuna giderek DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve DEM Parti Grup Başkanvekilleri ile selamlaştı. Bahçeli, yakın zamanda annesi vefat eden Bakırhan’a başsağlığı diledi.
GRUBA MESAJLI TALİMAT
Genel Kurul açılmadan önce CHP grup yönetimince milletvekillerine SMS gönderildi. Bu mesajda, “TBMM Atatürk Anıtı’nda gerçekleştirilecek törene vakti olan milletvekillerimizin katılması uygun olur. Cumhurbaşkanı, Genel Kurul’a giriş yaptıktan sonra konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelirken ayağa kalkılacak, ancak alkışlanmayacak. Cumhurbaşkanı uğurlanırken Genel Başkanımız ve Grup Başkanvekillerimizin tavrına uygun hareket edilecektir. Grubumuzun yeni yasama yılı açılış özel oturumunda birlik ve bütünlük içinde davranmasını bilginize sunarım” denildi.
ÇOĞUNLUK ÖZEL’E UYDU
Erdoğan konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelirken CHP Lideri Özel öncülüğünde CHP Grubu’nun büyük bölümü ayağa kalktı. CHP Ankara Milletvekili Okan Konuralp, Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, İstanbul Milletvekili Engin Altay ve Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez’in aralarında olduğu sınırlı sayıda milletvekili ise ayağa kalkmadı. CHP yönetiminin mesajına tepkili olan İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı başta olmak üzere bazı milletvekilleri de salona girmeyerek kuliste bekledi. CHP kaynakları, “127 sandalyeli CHP Grubu’ndan 16 milletvekili Cumhurbaşkanı Erdoğan salona geldiğinde Genel Kurul’a girmeyerek kuliste bekledi. CHP Grubu, Erdoğan kürsüye gelirken ayağa kalktı, ancak alkışlamadı” bilgisini verdi. Erdoğan’ın girişinde muhalefetten İYİ Parti grubu daha önce uyguladığı gibi ayağa kalkarken, DEM Parti grubu ise geçmişte olduğu gibi oturmayı tercih etti.
KURTULMUŞ’TAN KAVGA UYARISI
Hürriyet’in geleneksel kahvaltısına katılan Abdullah Güler özetle şunları söyledi:
* “(Cezasızlık algısı yargı paketinde) Mevcuttaki infaz sistemimizde 2 yıllık bir cezayı aldığınızda, suça göre değişerek cezaevinde bir gün bile geçirmeden kişi dışarıya çıkıyor. Bu da toplumda cezasızlık algısı oluşturuyor. Kısa süreli cezalarda belli bir limitte de olsa kişinin belli bir oranda cezaevindekalması konusunda teklif üzerinde çalışıyoruz. Belli bir oran olabilir, örneğin 5’te 1’i gibi. 10. ya da 11. yargı paketinde gelebilir.
AFFA KARŞIYIM
* (Af gelecek mi?) Ben temel olarak affa karşıyım. Suça karışmış, suç eğiliminde olan kişilerin toplum düzenini bozma noktasında bir cezai yaptırımla karşılaşmadan af gibi veya başka sebeplerle çıkması cezasızlık algısı oluşturup, toplum düzenini bozan bir şey. Mahkûmun ıslahında sadece verilen cezayı çekmesi değil, onun topluma yeniden kazandırılması ve tekrar suç işlememesi konusunda bizim kafa yormamız gerekiyor.
ATALAY İÇİN 2 YOL VAR
* (Can Atalay tartışması) Can Atalay’ın yemin edebilmesi için 2 yol var. Birincisi, yeniden yargılama şartları çerçevesinde ilgili yerel mahkeme tarafından bir yargılama yapılması, bu mahkûmiyet hükmünün tüm sonuçlarıyla beraber ortadan kaldırılması gerekir. İki, Adalet Bakanlığı vasıtasıyla kanun yararına bozma dediğimiz bir usul ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve ilgili dairenin bu konularda o hükmü bozacak bir kararı olması gerekiyor. Onun haricinde ne yasamanın ne başka bir kurumun kesinleşmiş mahkûmiyet hükmünü ortadan kaldıracak bir durumu olamaz.
TEMİZ DİLE DAVET
* (Meclis içtüzüğü değişikliği)
CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, Engineering News Record (ENR) Dergisi’nin 2024 yılına ait “Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhidi” listesinde yer alan 43 Türk müteahhitlik firması ile “Dünyanın En Büyük 225 Uluslararası Teknik Müşaviri” listesinde yer alan 7 Türk teknik müşavirlik firmasına ödül verdi. Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri Başarı Ödülleri Töreni’nde konuşan Erdoğan, özetle şunları söyledi:
- MÜTEAHHİTLİKTE GÖZ KAMAŞTIRAN BAŞARI: 2002 yılında, yani göreve geldiğimiz dönemde ihracatımız 36 milyar dolardı. Biz bunu 7 kat artışla 256 milyar dolara çıkardık. Bugün Türk ürünlerinin girmediği hiçbir ülke kalmadı. Turizmde göreve geldiğimizde 13 milyon turist sayısından, 56.7 milyon turist rakamına ulaştık. Son 20 yılda ekonomimiz ortalama yüzde 5.4 büyüdü. Milli gelirimiz tarihimizde ilk kez 1.1 trilyon doları aştı. Artık trilyonu konuşuyoruz. Uluslararası yatırımlar da 270 milyar dolar sınırına yaklaştı. Yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinde göz kamaştıran bir başarı yakaladık. Her kıtayla hemen her ülkeyle ekonomik ilişkilerimizde katbekat artış yaşandı. Dış misyonlarımızın sayısını da buna göre yükselttik. Bugün 261 yurtdışı temsilcilikle dünyanın en geniş üçüncü ağına sahip ülkesiyiz.
- YÜZÜMÜZ BATI’YA DA DOĞU’YA DA DÖNÜK: Dış politikada tüm bu açılımları yaparken çok sık eleştirilere maruz kaldık. Hiçbir temeli olmayan eksen kayması tartışması bunlardan biriydi. ‘Türkiye Batı’dan uzaklaşıyor’ iftirası bunlardan biriydi. ‘Avrupa’yla köprüleri atıyoruz’ paranoyası bunlardan biriydi. Türkiye’nin dış politikada kendine yeni rotalar keşfetmesi tenkit edilecek değil, takdir edilecek, övgüyle karşılanacak bir çabadır. ‘Türkiye’nin Afrika’da, Latin Amerika’da, Asya’da ne işi var’ demek küresel siyaseti doğru bir şekilde okuyamamaktır. Ülkemizin gerek Şanghay İşbirliği gerek BRICS gerekse ASEAN’la diyalog zeminini genişletme iradesinin arkasında bu yaklaşım vardır. Dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinin ve en büyük 5 ekonomisinden 3’ünün bulunduğu Asya Pasifik ve Hint Okyanusu coğrafyası ile işbirliğimizi güçlendirmemizden daha doğal hiçbir şey olamaz. Artık bayatlamış eksen tartışmalarının bizim nazarımızda geçerliliği yoktur. Türkiye olarak yüzümüz elbette Batı’ya dönüktür, ancak bu Doğu’ya sırtımızı döneceğimiz, Doğu’yu ihmal edeceğimiz, Doğu’yla ilişkilerimizi geliştirmeyeceğimiz anlamına kesinlikle gelmez. Kazan-kazan temelinde, dengeli, karşılıklı saygıyı esas alan bir yaklaşımla işbirliğimizi tüm ülkelerle, aktörlerle geliştirmeyi arzu ediyoruz.
- SİVİL ANAYASA MİLLETİMİZE BORCUMUZ: Türkiye’nin ekonomide, demokraside, küresel siyasette, hak ve özgürlüklerde hedeflerine ulaşabilmesi için yeni anayasa ihtiyacını sık sık dile getiriyoruz. Siviller eliyle yapılmış, tamamen sivil iradenin ürünü bir anayasa, 15 Temmuz gecesi göğsünü tanklara siper eden kahraman milletimize karşı borcumuzdur. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak milletimizi yeni, sivil ve kuşatıcı bir anayasa ile buluşturma irademizi farklı vesilelerle çok net biçimde ortaya koyduk.
Erdoğan, ödül töreninin ardından Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye Müteahhitler Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Eren ve ödül alan müteahhitlerle fotoğraf çektirdi.
- KIRMIZI ÇİZGİLERİMİZİ İZAH ETTİK: Yeni anayasadan neyi murat ettiğimizi, kırmızı çizgilerimizin neler olduğunu da şüpheye mahal bırakmayacak şekilde defalarca elbette izah ettik. Anayasa’nın ilk 4 maddesiyle ilgili bizim açımızdan herhangi bir tartışma yoktur. Özellikle Cumhur İttifakı’nın böyle bir sıkıntısı, böyle bir derdi de yoktur. Biz milletimizi darbe anayasasından bir an önce kurtarmak, Türkiye’nin önünü açmak istiyoruz.”
MÜTEAHHİTLİK SEKTÖRÜNDE ÇİN’DEN SONRA 2’NCİYİZ
Türkiye’nin en güçlü olduğu alanların başında müteahhitlik sektörü geliyor. Dünyanın en büyük 250 uluslararası müteahhidi listesinde ülkemiz 43 firma ile temsil ediliyor. Dünyanın en büyük 225 teknik müşavirleri listesinde 8 firmamız bulunuyor. Firma sayısı itibarıyla Çin’den sonra 2. sıradayız, gelir sıralamasına göre ise ilk 8 ülkeden biriyiz. Bu sene proje gelirlerinden firmalarımızın aldığı payda kısmi bir düşüş oldu. Bu düşüşü gelecek yıllarda süratle telafi edeceğimize inanıyorum.
HÜRRİYET’in Geleneksel Kahvaltısı’nın konuğu olan Tamer Karadağlı, özetle şunları söyledi: “Bu sene Türkiye genelinde seyirci sayımız 2 milyon 250 bin. Devlet Tiyatroları’nın 75 yıllık tarihinde bir rekor bu. İlk defa 2 milyonu geçtik. Geçen sene 1 milyon 300 bin. En yüksek olduğu dönemler bu rakamdı. Son 1 yılda 75 yıllık rekoru kırdık. Bu sene 3 milyonu geçme hedefimiz var. Repertuar etkili oldu. Ciddi anlamda ‘tiyatro her yerde’ sloganıyla çaba gösterdik. Benim dönemimde 57 ödül kazandık.
58 SANİYEDE BİLET SATTIK
Van Devlet Tiyatrosu seyirci sayısını 3’e, Diyarbakır da 2’ye katladı. Türkiye genelinde yüzde 98 doluluk oranıyla oynadık. Bizim biletlerimiz rekor bir sürede bitmeye başladı. ‘Devlet Ana’ oyununda rekorumuz da 58 saniye. İnsanlar bizi deli gibi bilet için arıyor. Ben geldikten sonra Cumhurbaşkanlığı’na özel proje olarak Cumhuriyetimizin 100. Yılı/Yüzyıllık Destan Atatürk oyunu yaptırdım. 29 Ekim’de de prömiyer yaptı. Bir üçleme bu, 100 yıllık ateş/100 yıllık destan savaş/100 yıllık destan bayrak. En önemli oyunumuz, kapı pencereyi kırdı. Devlet Tiyatroları’nda ilk defa böyle bir üçleme var. 3’üncü oyunun prömiyeri 29 Ekim’de Akün’de olacak. Cumhurbaşkanı’nı da davet edeceğiz.
LALE DEVRİ ARTIK BİTTİ
Kimsenin oturup yıllarca sadece maaş alıp ama ‘ben oyuncuyum’, ‘ben tiyatrocuyum’ demesi doğru gelmiyor. Çalışmayacaksanız ‘istifa edin’ diyorum. Hakkaniyetli olmaya çok özen gösteriyorum. Birçok arkadaşımıza, ‘gidin dizi-filmlerde oynayın, para kazanın, görünür olun, isminiz marka değeri taşısın’ diyorum. Bunu destekliyorum. Herkese de izin veriyorum. Ama sözleşmelerinde ‘asli görevinizi aksatmamak’ kaydıyla. Bazı oyuncularımız 15 sene boyunca oynamamış. Dışarıda dizi çekiyor, kendi özel tiyatrosu var, maaş alıyor ama çalışmıyor. Bunlar istifa ettiler. Lale devri bitti. Sayıları çok fazla değildi. Çalışmak isteyen çok fazla oyuncu var. Çalışmayan oyuncunun teşviklerini ödemiyorum.”
CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda özetle şunları söyledi:
“AK Parti olarak, Cumhur İttifakı olarak, tam bir kenetlenme içinde, tam bir dayanışma içinde aydınlık yarınlara beraber yürüyeceğiz. Vatandaşımızın çektiği hiçbir sıkıntıya gözlerimizi kapatmıyoruz. İşçimizin, emeklimizin, çiftçimizin hayat pahalılığı sebebiyle karşılaştığı zorlukların tamamının farkındayız. Milletin derdi, bizim derdimiz, milletimizin sıkıntısı, bizim sıkıntımızdır. Milletimizin her şikâyetinin, her serzenişinin başımızın üstünde yeri vardır.
MİLLETİN UMUDUYUZ
31 Mart seçimleri sonrasında bir taraftan iç muhasebemizi yapıyor, diğer taraftan da milletin sandıkta verdiği mesajların gereğini yerine getiriyoruz. AK Parti milletin umudu olma vasfını güçlendirerek devam ettiriyor.
Partimizin geçen haftaki MKYK toplantısında aldığımız kararla kongre maratonumuzu resmen başlattık. Delege seçimlerimizi tamamladıktan sonra inşallah 12 Ekim’de belde ve ilçe kongrelerimize ‘ya Allah bismillah’ diyeceğiz. Tabii bunun öncesinde Türkiye Buluşmaları’yla tüm Türkiye’yi ilçe ilçe, mahalle mahalle tarayacağız.
YENİ BİR ŞAHLANIŞ
Teşkilat Başkanlığımız kongre takvimimizi belirledi. Hazırlanan bu takvim çerçevesinde süreci yöneteceğiz. Tüm arkadaşlarımızın şunu bilmesini isterim: 8’inci Olağan Kongre maratonumuzu yeni bir şahlanışın, yeni bir dirilişin, Türkiye’nin gelecek asrına mührümüzü vuracağımız yeni bir atılımın vesilesi haline dönüştürmek arzusundayız. Kongremiz sadece partimizin değil, ülkemizin önünde de yeni bir yol açacak, Türkiye Yüzyılı’nın kilometre taşlarından biri olacaktır.
AK Parti’de beklenen değişim ve kongre sürecinin başlayacağı MKYK toplantısı önceki gün yaklaşık 2.5 saat sürdü. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan toplantıda, Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir’in yaptığı sunuma göre kongre takvimi dün itibarıyla başladı. Ocak ve mart arasında büyükşehir ve il kongrelerinin, 90 günde bütün ilçelerin, 79 günde ise tüm il kongrelerinin bitirileceği belirtildi.
E-TEŞKİLAT TARTIŞMASI
Partinin yeni teşkilatlanma modeli olan e-teşkilat ile ilgili modellenmenin de yer aldığı sunumda, özellikle fiili olarak parti çalışmalarına katılamayan gençlerin dijital ağlar üzerinden parti politikalarına destek olabileceği anlatıldı. Ancak bazı MKYK üyeleri böyle bir yapılanmanın tüzükte yeri olmadığını belirtirken, bazı MKYK üyeleri ise karşı çıktı. Yine bazı parti yöneticilerinin nüfusu çok olan ilçelerde tek bir il başkanının çalışmasının zor olabileceği, bu nedenle e-teşkilatın bir alternatif haline gelebileceğini ve yeni döneme ayak uydurulması gerektiğini söylediği öğrenildi.
AK Parti’de yeni dönemde birçok il başkanının değişebileceği ve partinin kongre sürecine teşkilatta yenilenerek gideceği değerlendirildi.
Edinilen bilgilere göre, toplantıda Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir, kongre hazırlıklarıyla ilgili yapacağı sunumda, bu sürece ilişkin yürütülecek takvimi sunacak.
BÜYÜK KONGRE 2025 MAYIS’TA
Planlanan kongre takvimine göre, eylül ayının son haftası ya da ekim ayının başında mahalle ve köylerde delege seçimleri olacak. Kasım başında nüfusu 5 binin üzerindeki beldeler ve ilçelerin kongreleri yapılacak. Yeni yılın başında il kongrelerinin yapılması planlanırken, 8. Olağan Büyük Kongre’nin ise mayıs ayında olacağı dile getiriliyor.
YÜZDE 60’LIK DEĞİŞİM
AK Parti kulislerinde, Büyük Kongre’de Erdoğan’ın yönetimde yüzde 60’tan fazla bir değişim yapacağı ifade ediliyor. Erdoğan’ın A Takımı olan MYK’da birçok genel başkan yardımcısını değiştirebileceği, yerlerine ise güçlü siyasi söylemleriyle ön plana çıkan ve yeni parti politikası üretmede daha etkili ve aktif görev alabilecek isimlere görev verebileceği aktarılıyor. Yine, kongrede İstanbul ve Ankara’nın da aralarında olduğu bazı önemli şehirlerde, il başkanları ve teşkilatlarının değişebileceği de belirtiliyor. Erdoğan’ın bu sürece ilişkin adımlarını, acele etmeden, kapsamlı ve ince eleyip sık dokuyarak atacağı aktarılıyor.
GÜLPINAR AK PARTİ’YE KATILABİLİR
AK Parti’den istifa ederek katıldığı Yeniden Refah Partisi’nden (YRP) Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Mehmet Kasım Gülpınar dün partisinden ayrıldığını açıkladı. Bağımsız olarak Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini yürüteceğini söyleyen Gülpınar’ın AK Parti’nin 14 Ağustos’taki kuruluş yıldönümü programında yeniden AK Parti’ye katılacağı iddia edilmiş ancak bu yönde bir gelişme yaşanmamıştı. Gülpınar’ın bir süre bağımsız kalacağı ifade ediliyor.
Anıtkabir’deki tören Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, bakanlar, yüksek yargı mensupları ve devlet erkânının Aslanlı Yol’da yürüyüşüyle başladı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel törene şehir dışındaki programı nedeniyle katılamadı. Erdoğan, Atatürk’ün mozolesine ay yıldız motifli karanfillerden oluşan çelenk bıraktı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı okundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve protokolde yer alan devlet erkânı, daha sonra Misak-ı Milli Kulesi’ne geçti. Bu sırada Erdoğan kendisine tezahürat eden vatandaşları el sallayarak selamladı. Erdoğan, burada Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladı.
TÜRKİYE YÜZYILI MİLLETİN KIZILELMASI
Erdoğan, deftere şunları yazdı: “Aziz Atatürk, bugün ezeli ve ebedi vatanımız olan Anadolu’daki varlığımızı perçinleyen, millet olarak bağımsızlığımızı sağlayan Büyük Zafer’in 102. yıl dönümünü heyecanla ve iftiharla kutluyoruz. Her türlü imkânsızlığa rağmen kazandığımız bu zaferle şanlı tarihimizin zaferler silsilesine yeni bir halka daha eklemenin yanı sıra, Cumhuriyetin ilanına giden yolu da ardına kadar açtık. Büyük bir inancın, sarsılmaz bir imanın ve zorlu mücadelelerin eseri olan Türkiye Cumhuriyeti’ni, muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarma hedefimize adım adım yürüyoruz. Milletimizin Kızılelması’na dönüşen Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirene kadar azim ve kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu gurur günümüzde zatı alinizi, silah arkadaşlarınızı ve gül bahçesine girercesine toprağa düşen aziz şehitlerimizi tekrar rahmetle yâd ediyoruz. Ruhun şad olsun.”
BEŞTEPE’DE TEBRİK
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anıtkabir’deki törenin ardından Beştepe’ye geçerek tebrikleri kabul etti. Törende MHP Lideri Bahçeli, bakanlar, yüksek yargı organları başkanları, Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları ve yabancı misyon şefleri de yer aldı.
İÇ CEPHEMİZİ SAĞLAM TUTMALIYIZ
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Beştepe’deki “Zafer Bayramı Özel Konseri”ne katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi: “Ağustos ayı tarihimizde Türk’ün zaferler ayı olarak bilinir. Bugünde zaferler zincirinin bir diğer zümrüt halkası olan Büyük Zafer’in 102. yılına ulaşmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. Milletin bağrından çıkan ordumuz Gazi Mustafa Kemal’in gizlilik içinde yürüttüğü titiz bir hazırlık sürecinin sonunda dünya savaş tarihine geçecek bir başarıya imza atmıştır. Büyük zaferin kazanılmasının arka planında ciddi bir hazırlık, strateji ve kapsamlı bir çalışma vardır. Silah, mühimmat, eğitim, ilave kuvvet gibi hazırlıkların yanı sıra asıl cephe olarak görülen iç cephenin tahkimi sağlandı. İç cephe güçlendirildikçe başarı da mukadder hale geldi. Bugün yaşadığımız hadiselere baktığımızda bir millet için iç cephenin ne kadar mühim olduğunu çok daha net görebiliyoruz. Milletimizi esir alma, bizi hedeflerimizden koparma kendi iç sorunlarımızla oyalama planlarının en kritik safhasını daima iç kalemizi çökertmeye yönelik hamleler oluşturmuştur.
TÜRKİYE Cumhuriyeti’nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi istirahatgâhı Anıtkabir, bugün, Büyük Zafer’in 102’nci yıldönümünde ülkenin her yerinden gelen ziyaretçilerin akınına uğrayacak.
Biz de Hürriyet okurları için verilen özel izin kapsamında “gece sessizliğinde” Anıtkabir’i ziyaret ediyoruz. Anıtkabir, Cumhuriyet’in kuruluş felsefesi olan “Yurtta sulh, cihanda sulh” özdeyişinden ilham alınarak, çeşitli yabancı ülkelerden ve Türkiye’nin bazı bölgelerinden getirilen fidanlarla oluşturulan Barış Parkı içinde yükseliyor. Bugün Barış Parkı’nda 104 ayrı türden yaklaşık 48 bin 500 adet süs ağacı, ağaççık ve süs bitkisi bulunuyor.
Barış Parkı içinden geçilen Aslanlı Yol ise geniş merdivenleri ve merdivenlerin hemen başında karşılıklı olarak birbirlerine selam duran İstiklal ve Hürriyet Kuleleri’yle göz dolduruyor. Yola ismini veren 24 aslan heykeli, kuvvet ve sükûneti temsil ediyor.
- TÖREN MEYDANI: Aslanlı Yol bittiğinde bizi heybetli Tören Meydanı karşılıyor. 15 bin kişi kapasiteli bu alanın zemini ise Anadolu’yu anlatması için 373 adet halı ve kilim desenli siyah, kırmızı, sarı ve beyaz traverten taşlarla bezenmiş bulunuyor.
- MEHMETÇİK KULESİ: Aslanlı Yol’un bitiminde sağda Mehmetçik Kulesi yer alıyor. Kulenin dış yüzeyinde yer alan kabartma ise Mehmetçiğe saygı niteliği taşıyor. Kabartmalarda cepheye gitmekte olan Mehmetçiğin evinden ayrılışı tasvir ediliyor.
- BARIŞ KULESİ: Anıtkabir’deki simge yapılardan biri de Barış Kulesi. Kulenin iç duvarında Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesini dile getiren bir kabartma kompozisyonu yer alıyor. Bu kabartmada çiftçilik yapan köylüler ve yanlarında kılıcını uzatarak onları koruyan bir asker bulunuyor. Bu asker barışın sağlam ve güvenli kaynağı olan Türk ordusunu sembolize ediyor.
Anıtkabir yerleşkesinde ayrıca kadın heykel grubu, erkek heykel grubu, Atatürk ve Türk Devrimi Kütüphanesi, Zafer Kulesi, 23 Nisan Kulesi, Bayrak Direği, Misak-ı Milli Kulesi, Anıtkabir Atatürk Müzesi, İnkılap Kulesi, Cumhuriyet Kulesi, Sanat galerisi, Müdafaa-i Hukuk Kulesi, Mozole, Şeref Holü, Mezar odası yer alıyor.
AK Parti kurmaylarının bir süredir üzerinde çalıştığı düzenlemeye göre, kadın evlendikten sonra kendi soyadını kullanmaya devam etmek istiyorsa bazı şartlar getirilmesi planlanıyor.
AYM İPTAL ETMİŞTİ
Anayasa Mahkemesi (AYM), evlenen kadının bekârlık soyadını, ancak eşinin soyadıyla birlikte kullanabilmesine olanak tanıyan Medeni Kanun hükmünü geçen yıl ‘eşitlik ilkesine aykırı’ olduğu gerekçesiyle iptal etmişti. AYM, kadının evlendikten sonra da bekârlık soyadını kullanmaya devam etmesinin yolunu açan iptal hükmü konusunda Meclis’e yeni düzenleme yapması için 9 aylık süre vermişti. Ancak bu süre 28 Ocak 2024’te doldu. Bu süre boyunca AK Parti, düzenlemeyi yeniden gündemine alarak 9. Yargı Paketi’ne koydu ama düzenleme AYM’nin iptal kararı doğrultusunda yapılmadı.
ŞARTA BAĞLANACAK
9. Yargı Paketi yeni yasama yılında Genel Kurul’da görüşülecek. Soyadı maddesinin ise tekrar AYM’den dönmemesi için formül aranıyor. Medeni Kanun’daki “Kadın evlenmekle erkeğin soyadını alır” düzenlemesinde herhangi bir değişikliğe gidilmesi planlanmıyor. Ancak, sanatçı, siyasetçi ya da toplum önünde tanınan ya da bilinen bir kadın “Ben kamuoyunda bu isim ve soyadımla tanınıyorum” diyerek sadece kendi soyadını kullanabilecek.
847 KADIN BEKÂRLIK SOYADINI KULLANIYOR
Evlendikten sonra kendi soyadını kullanmaya devam eden 847 kişinin olduğu, hem kendinin hem de eşinin soyadını kullanan kadınların sayısının ise 918 bin olduğu belirlendi. AK Parti kurmayları düzenlemeyle ilgili şunları aktardı:
Adalet Bakanlığı, yargılama süreçlerini kısaltmak için adım atmaya hazırlanıyor. Yargıtay’ın iş yükünü hafifletmek ve yerel mahkeme ile yüksek yargı arasında tampon görevi görmesi için faaliyete geçirilen istinaf mahkemelerinin görev alanıyla ilgili bir değişiklik üzerinde çalışılıyor.
YARGILAMA SÜRECİ UZUYOR
Adalet Bakanlığı’nın 2016 yılında faaliyete geçirdiği istinaf mahkemelerinde, ilk derece mahkemeleri tarafından verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarına ilişkin verilen kararlar kesinleşmiş sayılıp bir üst mahkeme olan Yargıtay’a taşınamıyor. Ancak ceza miktarı 5 yıl ve altında olsa dahi hakaret, suçu ve suçluyu övme, Cumhurbaşkanı’na hakaret, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama, devletin egemenlik alametlerini aşağılama, silahlı örgüt ile bazı terörle mücadele kanunu kapsamında yer alan suçlar yine de temyiz edilerek Yargıtay’a taşınabiliyor. Geriye kalan cezası 5 yılın üzerindeki suçlarda ise istinafın kararı Yargıtay’a götürülebiliyor. Bu durum da yargılama sürecinin uzamasına neden oluyor.
İSTİNAF MAHKEMESİ’NE GİTMEYECEK
Hükümet, bu süreçlerin uzamaması ve istinaf mahkemelerinin niteliğinin daha da artırılması için “atlamalı temyiz” çalışması üzerinde duruyor. Edinilen bilgilere göre, 10. Yargı Paketi’nde yer alması beklenen düzenleme ile istinaftan sonra Yargıtay yolu açık olan adam öldürme, uyuşturucu ticareti, uyuşturucu kullanımı, cinsel istismar, çocukların cinsel istismarı, nitelikli hırsızlık gibi cezaları 5 yılın üzerindeki davalar artık istinaf mahkemesine gitmeyecek. Bu süreçte istinaf mahkemesi arada tampon olmaktan çıkarılacak, yerel mahkemelerin verdiği kararlara yapılacak itirazlar doğrudan Yargıtay’a götürülecek.
AK Parti milletvekilleri Meclis’e sabah erken saatlerden itibaren geldi ancak Genel Kurul’un açılması sırasında yoklamaya girmedi. Muhalefet partililerin katılımıyla toplantı yeter sayısı sağlanınca kulisteki AK Partililer toplu şekilde salona girdi. MHP’liler özel oturuma katılmadı. Oturumu yönetme sırası CHP’li Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca’da olmasına rağmen Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, AK Partili Başkanvekili Bekir Bozdağ’ı görevlendirdi.
USUL TARTIŞMASI AÇILDI
Bozdağ’ın oturumu açmasının ardından DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Atalay’ın vekilliğinin düşürülme kararını da siz okudunuz. Bu anlamıyla bugün yeniden bir genel görüşme talebimiz var ve bu kararın yok hükmünde olduğunu söyleyen bir AYM kararı var. O anlamıyla tekrar bu Divan’da oturmanızı usule aykırı buluyoruz” dedi. Bozdağ’ın usul tartışmasıyla ilgili ilk sözü alan DEVA Partili İdris Şahin oturumu yönetme sırasının Karaca’da olduğunu söyledi.
PARMAĞINI KIRARIZ GERGİNLİĞİ
Kürsüye çıkan TİP milletvekili Ahmet Şık’ın, “Sizde hiç utanma yok” sözleri salonu karıştırdı. AK Partililer, “Sende utanma yok. Terbiyesizlik yapma” diye karşılık verdi. Karşılıklı tartışmalar sürerken AK Parti Milletvekili Eyyüp Kadir İnan, Şık’a “Terbiyesizlik yapma” deyince Şık, “O salladığın parmağı kıracağız” dedi. Bunun üzerine AK Partililer kürsüye yürüdü. Bozdağ birleşime 15 dakika ara verdi.
TERÖRİST TARTIŞMASI
Yeniden kürsüye çıkan Ahmet Şık “En büyük teröristler buradakilerdir” diye AK Parti sıralarını gösterince AK Parti İzmir Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Alpay Özalan kürsüye koşarak Şık’a yumruk atarak yere düşürdü. Salon aniden karıştı. AK Partili vekillerle DEM ve CHP’li vekiller yumruklarla birbirlerine girdi. DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Koçyiğit ile CHP Ankara Milletvekili Okan Konuralp’in kaşı yarıldı.
Gazze’nin yanı sıra Kudüs’e de gideceğini söyleyen Mahmud Abbas, “1948’den bu yana büyük felaketi yaşamış halkımın mesajıyla geliyorum” diye başladığı ve sık sık ayakta alkışlanan konuşmasında özetle şunları söyledi: “İsrail’in saldırıları ve soykırım suçu nedeniyle Gazze’de, Batı Şeria’da ve Kudüs’te şehit olanları anarak başlamak istiyorum. En sonuncusu da lider İsmail Haniye’ye karşı işlenen suç olmuştur. Allah aşkına soruyorum: İsrail işgal devletinin Gazze’de, özellikle de birkaç gün önce 100’den fazla şehidin verildiği Et-Tabiin Okulu katliamı dâhil olmak üzere, her gün sığınma kamplarında gerçekleştirdiği katliamlara nasıl oluyor da uluslararası toplum sessiz kalabiliyor?
TÜRKİYE’Yİ TAKDİRLE KARŞILIYORUZ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’nin öncü rolünü takdirle karşılıyoruz. Filistin halkının özgürlük ve bağımsızlığa yönelik meşru haklarını savunan cesur ve ilkeli tutumundan dolayı kendisini kutluyoruz. Türkiye’nin İsrail’in Gazze’deki soykırımı karşısında Güney Afrika tarafından Uluslararası Adalet Divanı’nda açılan davaya müdahil olma kararını da kutluyorum. Yine, aynı şekilde İsrail’le ticareti durdurması... Filistin davası Türkiye’de bir ana mesele hâline gelmiştir. İşte bu, Türk halkının ahlakının ve politikasının bir göstergesidir.
GAZZE’Yİ YENİDEN İNŞA EDECEĞİZ
Gazze, Filistin Devleti’nin ayrılmaz, asli bir parçasıdır; Gazze’de bir başka devlet kurulamaz ve Gazze’siz bir Filistin Devleti de olamaz. Halkımız teslim olmayacaktır. Bizler Gazze’nin imarını tekrar gerçekleştireceğiz. Gelecekte başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin Devletimizi inşa etmek için yapacağız. Ne kadar çok bedel ödersek ödeyelim bunu yapacağız.
KUDÜS SİZİN KALBİNİZDE DE ÖZEL
Kudüs bizde olduğu gibi, sizlerin de kalbinde tarih boyunca özel bir yere sahiptir, Kudüs-ü Şerif konusunda hiçbir şekilde ödün vermemiz mümkün değildir. Sizin ve bizim için kırmızı çizgidir. Filistin toprağının bir taşını gözden çıkaran ne bizdendir ne de sizdendir. Burası bizlere dinin ve tarihin emanetidir. İşgal hükûmeti kalkıp Mescid-i Aksa’ya girdi. Orası bizim camimizdir ve oranın kiliseleri bizim kiliselerimizdir.”
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi’nde düzenlenen 23. kuruluş yıldönümünde özetle şunları söyledi: “AK Parti, 23 sene önce milletin umudu olarak, bizatihi milletimiz tarafından kuruldu. 14 Ağustos 2001’de biz o güne kadar dalga dalga büyüyen bir gönül hareketinin sadece tabelasını astık. Bir dip dalga hareketi olarak doğan, kurulan, büyüyen AK Parti, çok kısa sürede milyonların umudu haline dönüştü. Milletimiz AK Parti’de yıllar sonra kendini gördü; kendi değerlerini temsil eden samimi, liyakatli, gayretli ve Türkiye sevdalısı kadrolar gördü.
NE BADİRELER ATLATTIK
Yol boyunca nice badireler atlattık; bizi hizmetten, çalışmaktan alıkoymak isteyen nice sinsi senaryolarla muhatap olduk. Önce Allah’ın yardımı, sonra aziz milletimizin duası ve desteği sayesinde oyunları bozarak, kirli senaryoları parçalayıp atarak bugünlere geldik. Türkiye’yi nereden alıp nereye getirdiğimizi milletimiz çok iyi biliyor.
YENİ DÖNEMİN RUHU
Bundan 23 sene evvel halktan yükselen değişim dalgasının ürünü olarak siyaset sahnesine çıkan AK Parti’nin, yeni dönemin ruhunu ıskalaması tabii ki düşünülemez. AK Parti’nin siyaset yapacağı yer; dün olduğu gibi bugün ve yarın da Türkiye’nin merkezidir. Tüm renkleriyle, tüm farklıklarıyla 85 milyonun tamamını kucaklayan parti hüviyetimizi daha da güçlendirmekte kararlıyız.
AK Parti, milletin partisidir; millet ve memleket sevdalılarının partisidir. Türkiye için hayal kuran, Türkiye için çalışan, üreten, koşturan; Türkiye için dertlenen herkese AK Parti çatısı altında yerimiz var. Millete hizmete talip olan, AK Parti’nin değerlerini benimseyen herkese kapımız sonuna kadar açıktır, açık kalacaktır.
CHP’DEKİ VİTRİN DEĞİŞİKLİĞİ
Toplantıda, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Hayati Yazıcı ile Çiğdem Karaaslan ve AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Eyüp Kadir İnan sunum yaptı. MYK’da anayasa çalışmasının önümüzdeki aydan itibaren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı başkanlığında başlanmasına karar verildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Bir an önce çalışmalarınızı tamamlayın, daha fazla uzatmayalım” yorumunu yaptığı öğrenildi.
Tüm birimlerin tam kadro sahada olması talimatını veren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “30 yaş altı seçmen bizi yine kendimizle kıyaslıyor. Çünkü yaşı gereği önceyi bilmiyor. Onlara sürecin bütünlüğünü anlatın ve herkes sahada olsun. Türkiye Yüzyılı’nın inşasına bir katkıda bulunacak olan herkesle her yerde beraber çalışmaya hazırız. Bu fikrimiz bakidir” dediği öğrenildi.
AK Parti’nin 23. kuruluş yıldönümü kutlamalarının ana teması “Umudun, Geleceğin ve İcraatın Adı AK Parti” olacak. Bu yıl ilk kez Genel Merkez’in yanı sıra 81 ilde de kuruluş yıldönümü kutlamaları yapılacak.
MEREDOV’LA GÖRÜŞTÜ
-Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkmenistan Bakanlar Kurulu Başkan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Raşid Meredov’u dün Çankaya Köşkü’nde kabul etti. Basına kapalı gerçekleştirilen görüşmeye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da katıldı.(ANKARA)
SON dönemde Ankara Altıntağ, Niğde ve Edirne’den gelen toplu köpek katliamı haberlerine Hürriyet’in “Geç olmadan konuşun” çağrısı siyasette karşılık buldu.
Hayvanlara eziyet görüntülerinin toplumun hiçbir kesiminde tasvip edilmesinin mümkün olmadığını ifade eden Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Bu yasa değişikliğinin bunu meşrulaştıracak hiçbir maddesi yoktur. Zaten 2004 ve 2021 yıllarında yaptığımız yasal düzenlemelerde bunların cezaları da belirlenmiştir. Diğer yandan, en başından beri sorunun çözülmesini istemeyenlerin, mevcut yasal düzenlemeyi itibarsızlaştırarak yine çözümsüzlüğe hizmet ettiklerini de görüyoruz. Yasayı uygulamaya çalışan belediyeler üzerinden kaos oluşturmaya çalışanlara prim vermeyeceğimizin de bilinmesini isterim. Sürecin yakın takipçisi olduğumuzun bilmesini isterim” diye konuştu.
‘YAŞATMAYA ÇALIŞAN BİR YASA’
Çıkan yasanın katliam yasası olmadığını söyleyen Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Vahit Kirişci, “Biz zararsız hayvanlar öldürülsün’ diye bu yasayı çıkarmadık. Bu hayvanları katleden bir yasa değil, aksine hayvanları yaşatmaya çalışan bir yasa. Bir katliam yasası değil. Ortalama 2 yıl ömrü olan bir hayvan velev ki sahiplendirilemedi ama ömür boyu bakımevinde yaşayacak. Bizim buradaki derdimiz eksikliğini gördüğümüz şey, sokakları güvenli hale getirmekti. Hayvanların toplanması ve rehabilitasyonuna ilişkin sorumluluk belediyelere verilmişti, fakat denetim mekanizması tesis edilmediğinden ilgili kuruluşlar da üzerlerine düşen görevi layıkıyla yapamamışlardı. Bakımevinin yapılması ve işletilmesi zorunluluğu bu kanunla beraber geldi. Biz bu hayvanları yakalayacağız, sahiplendirilinceye kadar kısırlaştıracağız, rehabilite edeceğiz” dedi.
‘HİÇBİR VİCDANA SIĞMAZ’
Yasaya en başından beri itiraz ettiklerini belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı ve CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut ise “Katliam Yasası’ TBMM’den geçer geçmez ülkenin dört bir yanından ardı arkası kesilmeyen, ben insanım diyen herkesin vicdanını kanatacak katliam haberleri duymaya başladık. Sokak ortasında zehirlenen, kurşunlanan, dövülen, öldürülen, barınaklarda açlığa mahkûm edilen, toplu mezarlara gömülen köpeklerin dramlarına hep birlikte şahit olduk. Hiçbir kanun, hiçbir vicdani gerekçe bu görüntüleri haklı çıkaramaz. Yaşananlar vicdana da, yüksek sesle itirazlarımızı dile getirdiğimiz bu kanuna da uymaz. Bu katliamlara iktidar ve sözcüleri yüksek perdeden dur demelidir. Kimsenin ‘sokaklardaki zararsız canlılara işkence etme’ hakkının olmadığı her platformda, her ortamda dile getirilmeli ki, daha kötü görüntülerle yüzleşmek zorunda kalmayalım, vicdanlarımıza böyle bir ağırlık yüklemeyelim. Biz bu tehlikeyi öngördüğümüz için ‘Yasa ekim ayına bırakılsın, aceleye getirmeyelim. İyice tartışalım, konunuz uzmanlarıyla, sivil toplum örgütleriyle istişare edelim’ dedik. Bugün, ‘Katliam Yasası’nın yürütmesinin durdurulması ve iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuruyoruz. AYM’den ivedilikle yürütmenin durdurulması kararı bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
‘HAYVANLARI KORUYUP SOKAKLARI GÜVENLİ HALE GETİRİYORUZ’
- TARIM, Orman ve Köyişleri Komisyonu Sözcüsü ve AK Parti Burdur Milletvekili Adem Korkmaz şunları söyledi:
EN ÖNEMLİ SORUNLARI İŞSİZLİK: Hürriyet’in ulaştığı ankete göre, “Gençlerle ilgili çözülmesi gereken en önemli sorun nedir?” sorusuna gençlerin yüzde 25.8’i işsizlik yanıtını verirken, yüzde 21.9’u ekonomi ve yüzde 15.9’u ise eğitim dedi. Gençlerin yüzde 40.1’i de “yurtdışında yaşama planının olduğunu” söyledi. Ankete göre, gençlerin yüzde 36.6’sı kendisini “çok mutluyum” ve “mutluyum” olarak tanımlarken, yüzde 25.8’i ise “hiç mutlu değilim” ve “mutlu değilim” olarak tanımlıyor.
EKONOMİK KARAMSARLIK: Gelecekleri konusunda ise gençlerin yüzde 36.1’i “çok iyimserim” ve “iyimserim” olarak değerlendirirken, yüzde 33.6’sı “çok karamsarım” ve “karamsarım” diyor. “Neden geleceğiniz için karamsar düşünüyorsunuz?” sorusuna ise gençlerin yüzde 28.9’u “ekonomik sorunlar olduğu için” cevabını veriyor, yüzde 17.7’si ise “gelecek kaygısı” diyor.
YÜZDE 57.5’İ SİYASETLE İLGİLENMİYOR
Gençlerin yüzde 21.3’ü siyasete “çok ilgi duyduğunu” ve “ilgi duyduğunu” söylerken, yüzde 57.5’i ise “hiç ilgi duymadığını” ve “ilgi duymadığını” aktardı. Ankete göre gençlerin yüzde 30.4’ü Atatürkçü, yüzde 13.6’sı Türk milliyetçisi, yüzde 4.7’si dindar, yüzde 4.3’ü muhafazakâr kesime kendini yakın görüyor.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan dün partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda özetle şunları söyledi:
HİTLER’İ GÖLGEDE BIRAKTI
“Gazze’de yaklaşık 300 gündür son derece vahşi bir soykırım yaşanıyor. İsrail güçleri 16 bini çocuk 40 bin Filistinli kardeşimizi tepelerine bomba yağdırarak kalleşçe şehit etti. Geçtiğimiz yüzyılın en lanetli figürü olan Hitler’i gölgede bırakacak bir barbarlığa imza attılar. Gazze bugün dünyanın en büyük imha kampına dönüşmüştür.
BATI SADECE SEYREDİYOR
Yüreğinde zerre kadar vicdanı olan birisinin hangi inanca mensup olursa olsun Gazze’de yaşanan insanlık dramına sessiz kalması düşünülemez. Ama Batılı liderler, görevi uluslararası güvenliği sağlamak olan kuruluşlar bu vahşeti neredeyse 300 gündür sadece uzaktan seyrediyor. Gazzeli 40 bin masum ölmemiş, 16 bin çocuk vahşice katledilmemiş gibi eli kanlı katiller Temsilciler Meclisi’nde ağırlanıyor, alkışlanıyor. İslam dünyası birkaç ülke dışında zulmü durduracak, zalime dur diyecek hiçbir irade sergilemiyor.
BU GİDİŞ GİDİŞ DEĞİL
Ben de insanım diyen, ben de Müslümanım diyen birisinin böyle bir tabloya rıza göstermesi mümkün mü? BMGK bugün sorumluluk almayacaksa ne zaman alacak? İsrail’in istilacı politikalarının tüm bölgeyi tehdit ettiğini görmek için daha kaç bin çocuğun ölmesi lazım. Bu gidiş, gidiş değildir. Netanyahu yönetimi altında İsrail’in gittiği yol yol değildir. Bu pervasızlığın, bu hoyratlığın Batı’nın sergilediği bu iki yüzlülüğün sonu korkarım ki çok kötü bitecektir.
HUDUTLARI NETLEŞMEMİŞ TEK ÜLKE
Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra yürürlüğe girecek.
VETERİNERLER UYUTABİLECEK
Bakımevine alınan köpeklerden insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olanlar veteriner tarafından uyutulabilecek.
REHABİLİTE TESİSLERİNE DÖNÜYOR
Sahipli ve sahipsiz hayvan tanımlandı. Uygulamada tereddüde mahal verilmemesi amacıyla ve Kanun’daki “yakala-kısırlaştır-sal” metodunun kaldırılması nedeniyle hayvan bakımevi tanımında uyum değişikliği yapılıyor. Hayvan bakımevi, “Bakanlıktan izin alınmak suretiyle kurulan ve hayvanların sahiplendirilinceye kadar barındırıldığı ve rehabilite edildiği bir tesis” şeklinde değiştiriliyor.
BAKANLIKTAN MALİ DESTEK
Yerel yönetimler adına toplanan sahipsiz hayvanları bakımevi dışında bir yere terk etmek veya bakımevinde barındırılan hayvanı bakımevi dışında bir yere bırakmak artık yasak. Hayvanlar için ameliyathaneler kurmak, bunlara ilişkin ilaç, alet ve ekipmanları temin etmek ve bakımevlerinde bakım, rehabilitasyon ve sahiplendirme faaliyetlerini yürütmek için başta yerel yönetimler olmak üzere diğer ilgili kurum ve kuruluşlara bakanlık tarafından teşvik veya mali destek sağlanacak.
TERK EDENE 60 BİN TL CEZA
CHP’li Namık Tan’ın Mavi Vatan’a ‘mavi masal’ demesine ilişkin tartışmalar üzerine gündem dışı söz alan Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar özetle şunları söyledi:
BÜYÜK BİR GAFLET
“Mavi Vatan masal değildir. Uzaktan yakından birçok devletin içeri denizlerimizdeki imkân ve fırsatlardan yararlanmak için her türlü gayreti gösterdiği bir ortamda görev yapıyoruz. Bu görevler sırasında kullandığımız İHA’larımız, SİHA’larımız, TCG Anadolu’muz ve diğer Türk savunma sanayi ürünlerimiz gerçekten bir masal değil, hayatımızın gerçekleridir. Devletimizin askeriyle, siviliyle, her türlü kahramanlık ve fedakârlığı göstererek hak ve menfaatlerimizi korumasını da masal olarak nitelemek gerçekten büyük bir gaflet ve büyük bir talihsizliktir. Hele hele bunun yıllarca Dışişleri’nde görev yapmış bir milletvekillimiz tarafından dile getirilmesi ise gerçekten akıllara ziyan ki, ben birçok CHP’li milletvekili arkadaşlarımızın da bizlerle aynı görüşleri paylaştığına inanıyorum.”
ÖZÜR DİLEMELİ
Öte yandan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de Namık Tan’ın açıklamaları ile ilgili olarak “Doğrudan Mavi Vatan kavramının omurgasına saldıran bir konuşmadır. Dolayısıyla metnin tamamı son derece kötü bir dış politika yaklaşımı, son derece yanlış bir Türk dış politika yaklaşımı ve Türkiye’nin milli tezlerine karşı esasında başka devletlerin tezlerinin yanında hizalanan bir siyasi yaklaşım.Bugüne kadar bu kavramlar için, Türkiye’nin hak ve menfaatleri için, Mavi Vatan için, sınır ötesi harekatlar için emek verenlerden ve milletimizden özür dilemesi gerekiyor” diye konuştu.
Partililere hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayisinde Türkiye’nin geldiği noktaya dikkat çektikten sonra şunları söyledi: “Savunma sanayide bizim ithalat ihracatımız neydi nereye geldik? Bunların hiçbiri bizi aldatmasın. Biz çok güçlü olmalıyız ki bu İsrail, Filistin’e bu akara makarayı yapamasın. Biz nasıl Karabağ’a girdiysek, nasıl Libya’ya girdiysek bunun benzerini aynen onlara da yaparız. Yapmamak için hiçbir şey yok. Sadece biz güçlü olmalıyız ki bu adımları da ne yapalım? Atalım. Eğer biz bugün İsrail’e karşı önümüze gelen evelallah lafları yapıyorsak, onlarla bütün ticareti kestiysek, ilişkilerimizi kestiysek...”
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ABD kongresinde yaptığı konuşmaya atıfla Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas’ın da TBMM’de konuşmaya davet edilmesi gerektiği yönündeki söylemlere de yanıt veren Erdoğan “Mahmud Abbas’ı davet etmediğimizi sana kim söylüyor? Biz davet ettik ama Mahmud Abbas maalesef bize olumlu cevap veremedi. Biz de bundan sonraki süreci ona göre işleteceğiz. Bütün bu adımları biz atarken, kendi içimizden ne yazık ki vuruluyoruz. Biz bu parlamentoyu kimlere açmadık ki? Parlamentomuzu biz evelallah hak yolda olan herkese açarız. Ama bunların bu işlerden haberi yok. Eğer bugün partinden birkaç kişi parlamentoya girdiyse sayemizde girdi, bunu gör. Ama bunu göremeyecek kadar gözü var, görmüyor” dedi.
BÖYLE BİR PARA YOKTU
Ekonomideki gelişmelerle ilgili de konuşan Erdoğan “Şu anda gayrisafi milli hasılası 1 trilyon 411 milyar dolara çıkmış bir Türkiye var. Biz göreve geldiğimizde böyle bir para yoktu. İhracatımız 36 milyar dolardı ama şimdi 250 milyar doları yakaladık. Daha iyi olacak” ifadelerini kullandı.
SIKINTILARI GİDECERECEĞİZ
Rizeli hemşehrilerinin sorunlarını da yakından takip ettiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan “Rize’den de farklı bir ses çıkması lazım. Rize’de yaşayan kardeşlerimin, belediyesinden şikayetçi olmaması lazım. İşte dün ve evvelsi gün bazı doğalgaz şikayetleri vardı. Bu doğalgaz şikayetlerini de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız da yanımızdaydı. Onlar da notlarını aldılar ve oraları takip ediyorlar. İnşallah en kısa zamanda doğalgaz sıkıntılarını da gidereceğiz” dedi.
KOMŞULARA ZİYARET
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Rize ziyaretinin son gününde dün Güneysu ilçesindeki komşu ve akrabaları ile bir araya geldi. Erdoğan, ardından Rize İyidere Lojistik Merkezi’ni de havadan helikopterle inceledi. (ANKARA)
PIRIL PIRIL TAMAMLADIK
“2021’de Rizemiz sel afetine maruz kaldı. Hemen birkaç gün içinde kolları sıvadık, temelleri attık, gece-gündüz demeden arkadaşlarımız çalıştı. Afetzede kardeşlerimiz için inşa ettiğimiz köy evlerimizi, konutlarımızı, dükkânlarımızı, çay alım evlerini, altyapı ve çevre düzenlemeleriyle birlikte söz verdiğimiz şekilde pırıl pırıl tamamladık. AFAD Başkanlığımız TOKİ ile beraber Çayeli Büyükköy ve Merkez Muradiye’de toplam 108 konutun yanı sıra 10 dükkânı tüm alt ve üstyapısıyla birlikte tamamladı.
368 KONUT VE 31 DÜKKÂN
Rize’de kentsel dönüşüm projelerini hayata geçirdik. Gerçekten muhteşem eserlere imza attık. Yine TOKİ tarafından Rize Merkez Taşlıdere’de 133 konut ve 20 dükkân ile Güneysu’da 127 konut inşa edildi. Kentsel dönüşüm projelerimizle 260 konutun ve 21 dükkânın yapımını tamamladık. Böylece toplamda 368 konut ve 31 dükkânı teslim etmiş oluyoruz.
1800 ARAÇLIK OTOPARK
Resmi açılışını yaptığımız bir diğer eser Ayder Yenileme ve Koruma Projesi Kapalı Otopark İnşaatı ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi’dir. 1800 araçlık kapalı otoparkımız, eşine az rastlanır şekilde üstü yeşil alan ve ağaçlarla süslenerek yeraltına inşa edildi. Artık araçlar burada otoparka bırakılıyor. Vatandaşımız ring aracına biniyor, ziyaretini yapıyor, keyfini çıkarıyor ve aracına geri dönüyor. Ayder’in hiçbir yerinde insan kaynaklı kirlilik yaşanmıyor. Toplam 517 milyon maliyetle hizmete verdiğimiz bu önemli altyapı yatırımı hayırlı olsun. Böylece sadece çevre ve şehircilik alanında bugün Rizemize 855 milyon liralık bir yatırımı kazandırmış oluyoruz.
ÇARPIK BİNALAR YIKILDI
Karadeniz’in gözbebeği olan Ayder’e yaptıklarımız bunlarla sınırlı değil. Altyapı yenilemesi, çevre düzenlemeleri ve diğer pek çok çalışmamızla Ayder’i kirlilikten, çirkin yapılaşmadan kurtardık. Yıktığımız çarpık binaların yerine bir termal otel ve 6 apart otel inşa ettik. Bu otellerin tüm inşa malzemeleri de bölgenin yöresel özelliklerine ve renklerine uygun şekilde doğal malzemelerle yapıldı. Ayder’de daha evvel yapılmış tüm otellerin, evlerin kirli suları Fırtına Deresi’ne akıyordu. Son teknoloji bir arıtma tesisi yaparak su kirliliğini de önledik. Güncel rakamlarla Ayder’e toplam 2 milyar 687 milyon liralık yatırım yaparak eski güzelliğine kavuşturduk.
Baba ocağı Güneysu’da vatandaşlara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, özetle şunları söyledi:
“Pazar akşamına kadar Rize’deyiz. Gerek konutlarla ilgili dağıtım gerekse atacağımız bazı adımları inşallah yerinde görelim istiyorum. Güneysu Hastanesi’nin inşaatını yerinde bir inceleyelim istiyorum. Rize Şehir Hastanesi’yle ilgili çalışmaları aynı şekilde yerinde göreşim istiyorum. Böylece süratle hem Güneysu hem Rize Şehir Hastanesi’yle ilgili çalışmaları yerinde izleyerek bir an önce Rizemize bunları inşallah kavuşturalım, teslim edelim istiyorum.
ÇAYLAR NE ALEMDE
Çaylar ne alemde? Fakat şimdi artık makinayla tarıyorsunuz diye duydum. Bu da tabi pek hayra alamet değil. Nereden nereye geldik. Şimdi makinayla çayı tarıyoruz. Ben anlamam siz anlıyorsunuz tabii bu işlerden. Ama benim hemşehrilerim kendine yakışanı yapar.
Bu adımları inşallah atarak, Rize şehir merkezinde muhteşem bir camiyi inşa edelim istiyoruz. Mevcut cami maalesef kayma yapmış. Bu büyük camii ile birlikte Rize’nin kendine yakışanını inşallah gerçekleştirelim istiyoruz.
TBMM Genel Kurulu’nda, Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin 7. maddesi üzerindeki görüşmeleri sırasında İYİ Parti Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu, partisinin önergesi üzerine söz aldı. Türkoğlu’nun konuşmasının ardından İYİ Parti’nin önergesi AK Parti ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
Bunun üzerine Türkoğlu, AK Parti sıralarına dönerek “Her defasında aynı şeyi yapıyorsunuz” diye bağırdı. Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, Genel Kurul’a 15 dakika ara verdi. Türkoğlu yerine geçtiği sırada MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay ile arasında tartışma çıktı. Kavga büyürken Akçay’ın Türkoğlu’na yumruk attığı görüldü.
TÜRKOĞLU’NA UYARI
Bunun üzerine muhalefet ve iktidar vekilleri çıkan kavgayı ayırmaya çalıştı. Türkoğlu bazı milletvekilleri tarafından Genel Kurul salonundan çıkarıldı.
Bozdağ, sarf ettiği sözler içtüzüğe göre sükûneti ve çalışma düzenini bozma kapsamında olduğu gerekçesiyle İYİ Partili Türkoğlu’na uyarma cezası verdiğini bildirdi. Ardından da birleşimi kapattı. Öte yandan TBMM Başkanlığı Genel Sekreterliği tarafından yapılan duyuruda, Genel Kurul çalışmalarının devam edeceği 26-29 Temmuz tarihleri arasında Meclis’e ziyaretçi alınmayacağı kaydedildi.
DEM Parti Mersin Milletvekili Ali Bozan, dünkü TBMM Genel Kurulu’nda İYİ Parti grup önerisi görüşülürken kürsüden yaptığı konuşmada AK Partili vekillere yönelik, “Önergenin konusu vergi, Meclis’in gündemi vergi. Konumuz vergi, emeklinin cebinden çaldığınız. İşçinin, memurun sesi duyulmuyor” ifadelerini kullandı.
Bunun üzerine AK Partili vekiller, Bozan’a “Aynaya bak”, “Sen de terbiyesiz, ahlâksızsın” diye bağırdı. TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ oturuma ara verdi. Arada tansiyon daha da yükseldi. AK Partililer kürsüdeki Bozan’ın üzerine yürürken CHP’li vekiller araya girmeye çalıştı. Bu sırada AK Parti Bilecik Milletvekili Halil Eldemir, Bozan’ı ceketinden tutup yere fırlattı. Yere düşen Bozan’a, bazı vekillerin tekme attığı görüldü.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in müdahale etmeye çalıştığı sırada ise TBMM Ulaştırma Komisyonu Başkanı, eski Bakan Adil Karaismailoğlu, Bozan’a önce tokat sonra yumruk attı. Bozan karşılık vermeye çalışsa da başarılı olamadı. Karaismailoğlu daha sonra tekme savurdu.
Partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, özetle şunları söyledi: “Özellikle muhalefetin Türkiye’yi yabancılara şikâyet eden eski siyasetini terk etmeye başlamasını önemsiyoruz. Hatırlanacağı üzere ‘sâbık genel başkan’ döneminde CHP’nin dış politikada yaşadığı savrulmalar, siyasi rekabet kavramıyla açıklanamayacak boyutlara ulaşmıştı. 15 Temmuz ihanetinin faillerini aklama görevini de yine CHP yönetimi üstlenmişti. Türkiye’ye ve Türk siyasetine yakışmayan bu tavrın değişim işaretleri göstermesini, açık söyleyeyim ‘muhalefetin normalleşmesi’ adına kayda değer buluyoruz. Lefkoşa’da sergilenen birlikteliğin, başta terörle mücadele olmak üzere milli meselelerde istikrarlı bir şekilde sürdürülmesini temenni ediyorum.
GERİLİM PEŞİNDE DEĞİLİZ
Biz, komşularımızla ilişkilerimizde gerilim peşinde asla değiliz. Yakın çevremizden başlayarak tüm ülkelerle dostluğumuzu ilerletmeye, bölgemizde ve dünyada dostlarımızın sayısını artırmaya bakıyoruz. Bu politikamızda da son derece samimiyiz, kararlıyız, iyi niyetliyiz. Tokalaşmak amacıyla uzatılan hiçbir eli havada bırakmayız. Ortak çıkarlar ve karşılıklı saygı çerçevesinde hareket edildiği takdirde aşılamayacak hiçbir engel görmüyoruz. Nitekim son bir yılda bu yönde önemli adımlar attık. Komşularımızın yanı sıra pek çok uluslararası kuruluşla işbirliğimizi ilerlettik. Artan güvenlik tehditleri karşısında Türkiye’nin manevra alanını genişletmek için gayretlerimizi inşallah daha da yoğunlaştıracağız.
EN KÖTÜSÜ GERİDE KALDI
Dış siyasette tüm bu hamleleri yaparken, bir diğer temel önceliğimiz olan ekonomide de sıkıntılarımızın üstesinden geliyoruz. Orta Vadeli Program’ın olumlu sonuçlarını görmeye başladık. Enflasyonda en kötü tabloyu geride bıraktığımıza inanıyoruz. Enflasyon, inşallah bundan sonra daha hissedilir biçimde düşecektir. Kredi derecelendirme kuruluşları da Türk ekonomisiyle ilgili daha objektif değerlendirmeler yapıyorlar. Moodys’in geçen hafta kredi notumuzu iki kademe birden artırması, bunun en son örneğidir.”
EMEKLİLERE ZAM ENFLASYONUN ÜZERİNDE
“Son 2 yılda en düşük emekli aylığını yüzde 257 oranında artırmış olduk. Dolayısıyla 2024 yılında emekli maaşlarında yüzde 78 ila 86 oranında artışa gitmiş durumdayız. Yaptığımız bu artış, enflasyon beklentisinin oldukça üzerindedir. Depremin toplam 104 milyar doları bulan faturası azaldıkça, ekonomide uyguladığımız politikalar daha fazla sonuç verdikçe, inşallah ortaya çıkan ilave kaynağı başta emeklilerimiz olmak üzere halkımızın emrine sunacağız.
Gösterdiğimiz tüm bu çabalara rağmen, Cumhurbaşkanınız olarak yaşadığınız sıkıntıların tamamının farkındayım. Serzenişlerinizi duyuyorum. Sorunlarınızı çözmek için tüm imkânlarımızı seferber ediyoruz. Bizim popülizmle işimiz yok. Bizim hayal tüccarlığıyla da işimiz yok. Amacımız ekonomimizi, enflasyonu körükleyecek bir kısırdöngüye sokmadan insanlarımızın refahını kalıcı olarak artırmaktır.”
SAHİPSİZ HAYVAN TANIMI
- Teklifte, sahipli ve sahipsiz hayvan kavramının tanımı yapıldı. O tanım şöyle: Sahipsiz hayvan: Sahipli hayvanlar dışında kalan evcil hayvanlar...
Sahipli hayvan: Bir kişi, kuruluş, kurum ya da tüzel kişilik tarafından sahiplenilen, bakımı, aşıları, periyodik sağlık kontrolleri yapılan ve Ba-kanlık veri tabanına kaydedilen ev hayvanları...
ÖTANAZİNİN ÇERÇEVESİ
- Yapılan değişiklikle, hayvan bakımevlerine alınan hayvanlardan rehabilite edilenler sahiplendirilinceye kadar bu yerlerde barındırılacak. Ba-kımevine alınan hayvanlardan saldırgan olan, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olan hayvanlara ilgili yerel yönetimlerce ötanazi yapılacak, yani uyutulacak.
- Yine, kamu güvenliği bakımından tehlike oluşturmasına veya hayvandan hayvana ya da hayvandan insana bulaşan hastalıkların görülmesine, su kaynaklarının, yaban hayatının ve biyolojik çeşitliliğin zarara uğramasına sebebiyet vermesi halinde ilgili yerel yönetim tarafından sahipsiz hayvanlara ötanazi yapılabilmesi sağlanacak.
BELEDİYELERİN GÖREVLERİ
- Yerel yönetimler adına toplanan sahipsiz hayvanları bakımevi dışında bir yere terk etmek veya bakımevinde barındırılan hayvanı bakımevi dışında bir yere bırakmak artık yasaklanacak.
AK Parti, sokak hayvanları düzenlemesini tamamlayarak önceki gün vekillerin imzasına açtı. Teklif metni imzaya açılmadan hemen önce ise AK Parti Grubu, Abdullah Güler başkanlığında kapalı toplandı. Edinilen bilgiye göre son AK Parti MYK toplantısında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Meclis kapanmadan Genel Kurul’dan geçirin” talimatını verdiği sahipsiz sokak hayvanları düzenlemesinin tartışıldığı toplantıda, mevcut teklifte yer alan “uyutma” maddesi AK Partili vekilleri ikiye böldü. Toplantıda bazı milletvekillerinden söz konusu uygulamaya, “Uyutma neye göre yapılacak? Örneğin bir veteriner hayvanın ‘agresif’ olduğunu söyledi ve uyutma kararı aldı. Bir başka veteriner çıkıp da bu konuda dava açarsa ne olacak?”, “Veterinerlik Meslek Kanunu’nda uyutma hakkı varsa bu işin dayağını biz niye yiyoruz?”, “Yasada ‘ötanazi’ kelimesini kullanmak doğru değil; itlaf denmeli. Ötanazi kelimesi yüksek yargıdan döner” itirazları geldi.
TEKLİFİN SON HALİ NASIL?
Bugün (cuma) Meclis Başkanlığı’na sunulması beklenen teklifte yer alan önemli düzenlemeler özetle şöyle:
- Kuduz tehlikesi olan, hastalıklı, saldırgan, vahşi, başıboş köpekler, belediyelerin kuracağı barınaklara alınacak.
- Hangi hayvanların uyutulacağına belediyelerin bünyesinde kurulacak veteriner hekimler kurulu karar verecek.
- Uyutulması gerekmeyen sahipsiz köpekler, sokaklardan toplandıktan sonra kısırlaştırılacak ve barınaklarda takip edilecek.
- Yeterli barınakları oluşturmak ve sahipsiz köpekleri sokaklardan toplamak için belediyelere iki yıllık süre verilecek. Yükümlülüklerini yerine getirmeyen yerel yöneticiler, bir yıldan üç yıla kadar hapse çarptırılacak.
NATO Liderler Zirvesi için ABD’ye hareketinden önce Esenboğa Havalimanı’nda açıklama yapan Erdoğan, özetle şunları söyledi:
“Zirvede NATO’nun caydırıcılık ve savunma yapılanmasını tahkim etmek, müttefiklerin imkân ve kabiliyetlerini güçlendirmek amacıyla istişarelerde bulunacağız. NATO’nun kuruluşunun 75’inci yıldönümüne tekabül etmesi hasebiyle zirvemiz ayrı bir anlam taşıyor. Geçen sene Vilnius’ta aldığımız kararların takibini yapacağız. Bu vesileyle bir oturumda Avrupa Birliği temsilcilerinin de katılımıyla Asya-Pasifik bölgesindeki NATO ortakları olan Avustralya, Güney Kore, Japonya ve Yeni Zelanda ile liderler düzeyinde bir araya geleceğiz.
TERÖR TEHDİDİNE DİKKAT ÇEKECEĞİZ
Zirvenin son oturumunu ise NATO-Ukrayna Konseyi formatında icra edeceğiz. Zirveden beklentimiz, müttefiklerin milli güvenlik hassasiyetlerini gözeten, ittifak dayanışmasını ve birlik ruhunu güçlendiren neticelerin elde edilmesidir. Terörle mücadele ve müttefikler arasında savunma sanayi ticareti önündeki engellerin kaldırılması konusunda Vilnius’da aldığımız kararların uygulanması bu bakımdan mühimdir. Yapacağımız görüşmelerde başta yakın çevremiz olmak üzere dünyada artan terör tehdidine dikkati çekeceğiz. Terör örgütleriyle kararlı ve bütüncül bir mücadele yürütülmesi noktasında NATO’nun gayretlerinin artırılması gerektiğinin de altını çizeceğiz.
İLKELİ DURUŞUMUZU MUHAFAZA EDİYORUZ
Türkiye’nin Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve bağımsızlığına olan bağlılığı ve desteği herkesin malumudur. Ukrayna’yı desteklemek için atılacak adımları tasarlarken NATO’nun savaşın tarafı haline getirilmemesi yönündeki ilkeli duruşumuzu da muhafaza ediyoruz. Adil bir barışın kaybedeninin olmayacağını ilk günden beri ifade ettik. Bu uğurda İstanbul süreci başta olmak üzere önce ateşkesi temin, ardından da kalıcı barışa giden yolu açmak için elimizi başından itibaren taşın altına koyduk. Silahların konuştuğu, kan döküldüğü ve can kaybının yaşandığı her gün bizim ne kadar isabetli bir yerde durduğumuzu göstermektedir.
SİBER DÜNYA SINAMALARI
NATO Zirvesi için ABD ziyaretinin hemen öncesinde partisinin MYK’sını toplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi’nde A takımıyla yaklaşık 3 saatlik bir toplantı gerçekleştirdi. Edinilen bilgiye göre, toplantıda AK Parti Dış İlişkiler Başkanı Zafer Sırakaya, Avrupa ve bölgedeki ülkelerin seçimlerine ilişkin detaylı bir sunum gerçekleştirdi.
TÜRKÇE Mİ KONUŞALIM FARSÇA MI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran’ın yeni seçilen Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’a MYK sırasında bir tebrik telefonu açtı. Pezeşkiyan’ın Türkmen olması nedeniyle “Bundan sonra aramızda Türkçe mi konuşalım Farsça mı?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Pezeşkiyan’ın “Azeri Türkçesi anlaşmamızı biraz zorlaştırabilir” yanıtını verdiği ve görüşmeye tercüman aracılığıyla Farsça devam edildiği öğrenildi. Erdoğan’ın konuşmanın ardından “Pezeşkiyan’ın Türk ve reformist olması, bundan sonraki Türkiye-İran ilişkilerine çok müspet katkı sağlayacaktır” dediği aktarıldı.
‘SOKAK HAYVANLARI’ TALİMATI
Öte yandan MYK toplantısında, sokak hayvanlarıyla ilgili yapılacak yasal düzenlemeye ilişkin son süreç gündeme geldi. Sokak hayvanlarına ilişkin hazırlanan kapsamlı rapor Cumhurbaşkanı Erdoğan’a MYK toplantısında sunuldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, saldırgan ve hasta hayvanların uyutulmasını da düzenleyen yasa teklifinin Meclis kapanmadan Genel Kurul’dan geçirilmesi talimatını verdiği öğrenildi.
Yasanın AK Parti grubunun muhalefetle yapacağı görüşmelerin ardından bu hafta Meclis Başkanlığı’na sunulması ve hemen ardından komisyon gündemine alınması bekleniyor.
CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, NATO’nun 75. yıldönümü zirvesine katılmak üzere bugün ABD’ye gidiyor. 9-11 Temmuz tarihlerinde Washington’da yapılacak zirvede, Cumhurbaşkanı Erdoğan ittifakın liderleriyle bir araya gelecek. Küresel meselelerden bölgesel ve ikili konulara kadar uzanan çok sayıda başlığın yer aldığı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın NATO çantasında, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, Rusya-Ukrayna savaşı, Karadeniz’in güvenliği ve Ortadoğu’daki gelişmeler öne çıkan başlıklar arasında yer alıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündeminde, Türkiye’nin NATO’ya katkıları, İttifak’ın güney kanadının savunulması, müttefiklerin Türkiye’ye yönelik savunma sanayisi kısıtlamaları, terörle mücadele gibi başlıkların da yer alması bekleniyor.
İLK DURAK ANMA PROGRAMI
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zirvedeki ilk durağı, bugün gerçekleştirilecek olan NATO’nun 75. yıldönümü anma programı olacak. Erdoğan, yarın da 32 üye ülkenin liderlerini bir araya getiren devlet ve hükümet başkanları toplantısına katılacak. Bu oturumda, NATO’nun gelecek stratejisi ve ittifak üyesi ülkelerin karşı karşıya olduğu mevcut güvenlik sorunları ele alınacak.
BEYAZ SARAY’DA AKŞAM YEMEĞİ
Aynı günün akşamında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer liderler, ABD Başkanı Joe Biden’ın ev sahipliğinde Beyaz Saray’da düzenlenecek olan özel bir akşam yemeğine katılacak. Erdoğan’ın yemekte ittifak üyesi ülkelerin liderleriyle görüşmeler yapması bekleniyor.
NATO-UKRAYNA KONSEY TOPLANTISI
11 Temmuz Perşembe günü gerçekleştirilecek olan NATO-Ukrayna Konsey toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer NATO liderleri, Ukrayna’nın güvenliği ve ittifakın bu konudaki pozisyonunu değerlendirecek. Bu toplantı, bölgedeki istikrar ve güvenlik bakımından önemli kararların alınacağı bir değerlendirme olarak öne çıkıyor.
DÜNYAYA ANLATACAK
Kızılcahamam’daki AK Parti Yerel Yönetimler İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, özetle şu açıklamalarda bulundu:
* AK PARTİ BİR BAŞARI HİKÂYESİ: AK Parti’nin hikâyesi yerelden genele ilerleyen başarı hikâyesidir. Halkın içinden yükselmiş partiyiz. Millete hizmet yolculuğuna belediyelerden başladık. Yerel yönetimlerdeki başarılarımız yeni kapıların açılmasına vesile oldu. Kendimizi önce belediyelerde ispat ettik, milletimiz bizi yerel yönetimlerde tanıdı ve güvendi. AK Parti belediyeciliği küresel ölçekte marka haline gelmiştir. Rakiplerimiz bile bizden kopya çekmeye başladı. Onların yol haritasını biz şekillendiriyor, rakiplerimize koçluk yapıyoruz.
* UCUZ POPÜLİZM KAMPANYASI: Son seçimde muhalefet ucuz popülizme dayanan kampanya yürüttü. Ekonomimizdeki sıkıntıları istismar ederek uçuk vaatlerde bulundular. Şehirlerimizin kanayan yaralarına dair somut projeler ortaya koymadılar. Biz insanımızla güven duygusunu zedeleyecek her türlü popülizmden uzak durduk. Projelerimizi paylaştık.
* MİLLETİN İRADESİ BAŞIMIZIN ÜSTÜNE: 31 Mart’ta milletimiz son sözü söyledi. Biz de bu iradeyi öperek başımızın üstüne koyduk. Cumhur İttifakı yüzde 40.5 oy oranına ulaştı. Muhalefetin vaat yağmurunda da sona gelindi. Verilen sözler unutuldu. Bugün ekmekten suya her şeye zam yapıyorlar. Ucuzlatacağız, bedava yapacağız dediklerinin tamamında astronomik fiyat artışına gittiler. Kendi partilileri bile isyan etmeye başladı. Hizmet etmek yerine enerjilerini bahane bulmaya harcıyorlar.
* ROMA TURUYLA DİYET BORCU: Devraldıkları belediyelerde eski başkanlarımıza iftira atacak kadar siyasi ahlaktan yoksun davrandılar. Şahsi reklam ajansı olarak kullandıkları medya mensuplarına Roma turu ile diyet borcunu ödüyorlar. Eş dost, akraba, tanıdık çiftliğine çevirdikleri belediyelerde kayırmacılığın kitabını yazıyorlar. Alkol tüketimini teşvik, cinsiyetsizleştirmeye teşvik, LGBT paçavraları ile belediyeleri donatma dışında icraatları olmadı. Makam odalarında vatandaşı darp etmek, Arapça tabelaya savaş açmak, baskı uygulamaktan başka bir iş yapmadılar. Göreve geldikleri il ve ilçelerde emekçi kardeşlerimizi kapı dışarı ettiler. Muhalefette köklü değişim yaşanmazsa 5 yıl benzer hadiselere şahitlik edeceğiz. Vatandaşa hayat biçimi dayatılmasını doğru bulmuyoruz. Milyonlarca insanımız inanıcına uygun yaşamak istediği için ikinci sınıf insan muamelesi gördü. Tepeden inmeci yönetim anlayışının ülkemize ağır faturaları oldu. Bu anlayışa 94’te belediyelerde, 2002’de de tüm Türkiye’de son verdik. Kimsenin hayat tarzına karışmadık. Siyasi rövanşizmden uzak durduk. El değiştiren belediyelerde eski hastalıklar nüksetti. 28 Şubat’ı hatırlatan uygulamalar yeniden devreye alınmak isteniyor.
* MUHALEFETİN ZEHİRLİ SÖYLEMLERİ: Türkiye’nin fay hatlarıyla oynamaktan herkes uzak durmalı. Birilerinin kendi beceriksizliğinin faturasını, evini barkını terk etmiş insanlara kesmeye göz yumulmamalı. Dün Kayseri’de küçük bir grubun yol açtığı müessif olayların sebeplerinden biri, muhalefetin zehirli söylemleridir. Vandallık yapmak, sokakları ateşe vermek kabul edilemez. Toplumda yabancı düşmanlığını ve sığınmacı nefretini körükleyerek hiçbir yere varılamaz. Siyasi kazanım uğruna nefret siyasetine tevessül edilmesini acizlik olarak görüyoruz. Ayrımcılık, ötekileştirme, düşmanlaştırma AK Parti siyasetinde yer bulmayacaktır. Biz iktidarı ve muhalefeti ile Türkiye’ye hizmet etme arzusundayız. İstiyoruz ki sosyal barışımız bozulmasın ağzımızın tadı kaçmasın.”
AK PARTİLİ BELEDİYE BAŞKANLARINA: YETKİNİZDEKİ PARA SİZİN DEĞİL MİLLETİN
“31 Mart’ta milletimiz sizlere önemli görev verdi. Zannetmeyin ki küçük bir beldeyi yönetiyorsunuz, siz gölgesinde milyonların huzur bulduğu büyük AK Parti çınarını hayatta ve ayakta tutuyorsunuz. Her bir başkanımız tüm kadroları ile tüm personeli ile böyle kutlu bir vazife icra ediyor. Çınarın kökünde sorun olursa bundan gövde de etkilenir. Yetkinizdeki para sizin değil milletin parasıdır. Her bir kuruşu kullanırken bu paranın milletin parası olduğunu hatırlayacaksınız. Bir de şunu hatırlayacaksınız, Allah var, ölüm var ve hesap günü var. Harcamalarınızı helal yoldan yapacak ve israftan kaçınacaksınız. Para kuleleri ile gündeme gelenlerin durumunu görüyorsunuz. En küçük yanlış dahi Türkiye çınarına da zarar verir. Milletin emanetini gözetme konusunda hassasiyet içinde olacağınıza yürekten inanıyorum.
Bazı MYK üyelerinin “yakala-kısırlaştır-tut-sahiplendir” modelini önerdiği toplantıda belediyelere “hayvanların cins, tür ve mevcut hallerine göre barınak kurma” zorunluluğu getirilmesi, görevini yapmayan belediyelerin para cezasından hapis cezasına kadar ağır yaptırımlara tabi tutulması, hayvanı sokağa bırakan ya da üretip vahşileştirenlere ağır cezalar getirilmesi gibi alternatifler masaya yatırıldı.
DÜZCE VE KONYA ÖRNEĞİ
Toplantıda bazı belediyelerin barınak faaliyetleri örnek gösterilirken Düzce’deki hayvan doğal yaşam alanları ile Konya’daki hayvan kanser hastanesine değinildi. Kimi AK Parti kurmayları toplantıda, “Yerel yönetimlere ‘sahipsiz hayvanları uyutun’ dediğimizde özellikle muhalefetin elindeki belediyeler ‘Hükümet istedi biz yaptık’ diyecekler. AK Parti, ‘hayvan katleden parti’ olarak anılacak. Uyutmaya alternatif modeller mutlaka çalışılmalı” görüşünü dile getirdi.
ERDOĞAN UYUTMAYA MESAFELİ
Teklif metnindeki “uyutma” alternatifine mesafeli durduğu belirtilen Erdoğan’ın sokak hayvanları meselesinin MYK’da gündeme gelen “yakala-kısırlaştır-tut-sahiplendir” önerisi çerçevesinde yeniden çalışılması ve belediyelere maliyet etki analizinin çıkarılması talimatını verdiği öğrenildi.
Partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, özetle şunları söyledi: “İsrail daha önceki bayramlarda olduğu gibi bu bayramda da kan dökmeye, çocukların ve sivillerin üzerine bomba yağdırmaya devam etti. İsrail’in insanlık dışı saldırıları sebebiyle çadırlarda ve enkaza dönmüş binalarda hayata tutunma mücadelesi veren yüzlerce Filistinli kardeşimiz şehit oldu. Buradan bir kez daha İsrail barbarlığının kurbanı olan 38 bini aşkın Filistinli şehidimizi rahmetle anıyor, yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyorum.
SİYONİST ŞEBEKELERE BOYUN EĞMEYECEĞİZ
Ecdadımız tarih boyunca Filistin’e nasıl sahip çıktıysa, Yavuz Sultan Selim, Sultan Abdülhamit Filistin’e nasıl sahip çıktıysa, kuruluşundan itibaren Türkiye Cumhuriyeti nasıl Filistin’e sahip çıktıysa, inşallah biz de aynı ruh, aynı kararlılık ve aynı cesaretle sahip çıkıyoruz ve çıkacağız. Birileri Türkiye’de farklı siyasi kariyerlerinin icazet kapısı olarak gördükleri Avrupa’da farklı konuşabilir. Birileri Batılı ağababalarından aferin almak için Filistinliler işine çamur atma peşinde koşabilir ama masumların yanında, katillerin ise dimdik karşısında duracağız. Kimse bizden küresel siyonist şebekelerinin baskılarına boyun eğmemizi, zalimler karşısında düğme iliklememizi beklemesin.
ŞİMDİ DE GÖZÜNÜ LÜBNAN’A DİKTİ
Gazze’yi yakıp yıkan İsrail’in şimdi de gözünü Lübnan’a diktiği anlaşılıyor. Batılı güçlerin kameralar önünde farklı konuşsalar da perde arkasında İsrail’in sırtını sıvazladıklarını, hatta desteklediklerini görüyoruz. Lafa gelince özgürlükler, insan hakları ve adaletten dem vuran devletlerin Netanyahu gibi bir ruh hastasının esiri olmaları son derece vahimdir, zavallılıktır. Netanyahu’nun Batı’nın da rızasıyla savaşı bölgeye yayma planları açık söylüyorum büyük bir felakete yol açacaktır. Bu kanlı planlara karşı Batı’dan önce İslam aleminin ve Ortadoğu’daki kardeş ülkelerin tepki göstermesi gerekir. Fakat İslam dünyasının üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi hareket ettiğini üzülerek müşahede ediyoruz. Buna fırsat vermememiz lazım. Türkiye kardeş Lübnan halkının ve devletinin yanındadır. Bölgedeki diğer ülkeleri de Lübnan’la dayanışma içinde olmaya davet ediyorum.”
CUMHUR İTTİFAKI
SAPASAĞLAM AYAKTAYIZ
- “15 Temmuz darbe girişimine karşı şehitlerimizin fedakârlıkları üzerinde yükselen Cumhur İttifakı, Türkiye’nin bekasının teminatı olmuştur. Oynanan oyunun da farkındayız. İtibar suikastlarıyla, haysiyet cellatlarıyla, afedersiniz bitleri kanlanan FETÖ’nün tetikçi kalemleriyle nereye varılmak istendiğini çok iyi biliyoruz. Şunu herkes görsün, anlasın ve zihnine adeta mıh gibi kazısın: Cumhur İttifakı sapasağlam ayaktadır. Birdir, bütündür ve ülkemizin, milletimizin selameti adına sarsılmadan ayakta kalacaktır. Müttefikimiz MHP ve Sayın Devlet Bahçeli ile sinsi planlara, fitne hareketlerine, bütün bunlara karşı bir olmaya, diri olmaya, tüm saldırılara birlikte göğüs germeye devam edeceğiz.”
KİBİRLE GELEN ZARAR
Erdoğan toplantıda kongrelerin normal rutininde yapılacağını ifade ederek, “Kızılcahamam’da istişare toplantısında biz ekonomik şikayetlerin yanı sıra, hem kibir hem de dar kadro anlayışının bize zarar verdiğini gördük. Bu yüzden maliyeti faydasından fazla olanlarla yolları ayıracağız” dedi.
AK Parti MYK toplantısında Zonguldak, Kastamonu, Osmaniye, Adıyaman, Gaziantep, Erzincan ve Afyon’un il başkanları değiştirildi.
ÖZEL’E: AYNI ANDA İDARE EDİYOR
Edinilen bilgilere göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özel’e “Talep onlardan geldi, biz de nazikçe kabul ettik. Bizim iade-i ziyaretimizden sonra (Özgür Özel) hemen İstanbul’a gidip ilgili belediye başkanının yanında çok çirkin, nezaketsiz, nahoş bir şekilde Cumhur İttifakı için ‘suç ortağı’ ifadesini kullandı. Güya böyle yaparak herkesi aynı anda idare ediyor. Bizim iyi niyetle başlattığımız bu süreci ne yazık ki suiistimal ettiler” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın, parti kurmaylarına, “Cumhur İttifakı’nın ne şartlarda kurulduğunu hepiniz biliyorsunuz. Bu konuda çok hassas ve dikkatli olacağız. Birileri öyle istiyor diye bu ittifakı yıpratabilecek her şeyden uzak duracağız” dediği öğrenildi.
‘UYUTMA’YA İTİRAZ
Öte yandan sokak hayvanlarıyla ilgili getirilmesi planlanan düzenlemeyle ilgili MYK üyelerinin bazılarının ötanazi konusunda itirazlarda bulunduğu, Erdoğan’ın konuyla ilgili yorum yapmadığı ancak önerileri not aldığı belirtildi.
AK Parti’nin Kızılcahamam’daki 31. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, özetle şunları söyledi:
- 3 SEÇİMİN MUHASEBESİ: İstişare toplantılarımızı devam ettireceğiz. Temmuzun 1 ve 2’sinde, yine Kızılcahamam’da bu defa belediye başkanlarımızla bir araya geleceğiz. Böylece yol ve dava arkadaşlığımızın, siyasi sorumluluğumuzun gereğini yerine getirmenin yanı sıra son bir yılda yaşanan üç seçimin de kapsamlı muhasebesini yapacağız.
- YANKI ODALARINA HAPSOLMADIK: Siyasi hayatımızın her aşamasında olduğu gibi, partimizin kuruluşundan itibaren de istişareye, kararlarımızı ortak akılla almaya önem verdik. Sokağın sesine kulak verdik; çarşının, pazarın nabzını tuttuk, hiç kimseyi ayırmadan, ayrımcılık yapmadan herkese ulaşmaya çalıştık. Ne kendimizi ne çalışma arkadaşlarımızı, ne partimizi sürekli aynı seslerin duyulduğu, farklı fikirlere kapalı ‘yankı odalarına’ hapsetmedik. Siyasi rakiplerimiz dahil bizi tanıyan herkes şu gerçeği kabul ve tasdik etmektedir: AK Parti siyasetinin taşıyıcı kolonları istişare, müzakere ve katılımcılıktır. Türk siyasi hayatında ‘istişare kültürü’ bizimle anlam kazandı.
- KOMPLEKSE KAPILMADAN: 23 yıldır bizi ayakta tutan, bizi rakiplerimize göre avantajlı kılan vasfımız; hiç kuşkusuz ortak akla önem vermemiz, ortak akılla hareket etmemizdir. Eleştiriye, özellikle yapıcı, yol gösterici eleştiriye her zaman açık olduk. 31’inci İstişare ve Değerlendirme Toplantımızın temasını, işte bu anlayışla ‘Türkiye’nin ortak aklı’ olarak belirledik. İnşallah, partimizin istikbali açısından kritik önemi haiz konuları sizlerle birlikte konuşacağız, görüşeceğiz, hiçbir komplekse kapılmadan meselelerimizi masaya yatıracağız. 14-28 Mayıs ile 31 Mart seçim sonuçları arasındaki ‘negatif ayrışmayı’ tüm yönleriyle, asla kolaycılığa kaçmadan ele alacağız.
- TALEBİN FARKINDAYIZ: Seçmenden geçer not alamayan, bizim takdirimize mazhar olamaz. Milletimizin başta değişim ve yenilenme talebi olmak üzere sandık sonuçlarıyla bize ulaştırdığı beklentilerinin tamamının farkındayız. Mesajların gereğini, vakti-saati geldiğinde, muhakkak yapacağız. Bu süreçte ince eleyip sık dokuyor, gerçekten çok titiz davranıyoruz.
- TÜRKİYE’Yİ KUCAKLADIK: Siyasetimizi hep Türkiye’yi bir bütün olarak kucaklamak şeklinde yaptık. Din, dil, ırk, mezhep, meşrep ayrımı yapmadık. Kimseyi dış görünüşüyle, hayat tarzıyla yargılamadık. Bu ülkede Kürtler; bir dönem uygulanan yanlış politikalar neticesinde ötelenmişlerdi, hepsiyle kucaklaştık. Aleviler ötekileştirilmişti, sorunlarını çözmek için samimiyetle çaba sarf ettik. Sandıkta tecelli eden iradeyi yok sayan etik dışı beyanlar karşısında biz daima basiretle hareket ettik. Sonuçların belli olmasıyla birlikte seçim tartışmalarını geride bıraktık ve önümüzdeki 4 yıllık seçimsiz dönemi ülkemiz ve milletimiz için en verimli şekilde değerlendirmeye baktık. 31 Mart sonrasında, AK Parti’nin ve Cumhur İttifakı’nın sergilediği olgun tavır siyasi partiler arasında yeni bir diyalog zemininin oluşmasına vesile olmuştur. Türkiye böylece seçim atmosferinden çıkıp asıl gündemine yoğunlaşma fırsatı bulmuştur. Bunu, Türk siyasetinin ulaştığı yüksek tekâmül seviyesinin bir işareti olarak görüyoruz.
YUMUŞAMA KELEBEK ÖMÜRLÜ OLMASIN
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açış konuşmasıyla başlayacak kampta AK Parti Yerel Yönetimler Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, Seçim İşleri Başkanı Ali İhsan Yavuz ve Teşkilat Başkanı Erkan Kandemir 31 Mart seçimlerine yönelik kapsamlı birer sunum yapacak; partinin olağan kongre sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunulacak. Ardından AK Parti Grubu’nun Meclis çalışmaları, önümüzdeki dönemde TBMM gündemine gelecek yasal düzenlemeler ele alınacak. Kampta ayrıca bakanlar kendi alanlarıyla ilgili son gelişmeleri aktaracak. Kamp, Erdoğan’ın pazar günü yapacağı kapanış konuşmasıyla sona erecek.
TASARRUF TEDBİRİ: YALNIZ GELİN
Bu yıl tasarruf tedbirleri kapsamında milletvekillerine kampa eş, çocuk ve danışmanları olmadan “yalnız” gelmeleri kararı tebliğ edildi. Karar kapsamında sadece MYK üyeleri ve bakanlara birer personelin refakat etmesine izin verildiği öğrenildi.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın yürütülen soruşturma ve operasyonlara ilişkin gerçekleştirdiği bilgilendirme toplantıları dün yapılan Marmara bölgesi toplantısıyla tamamlandı. Yerlikaya’nın Ege ve Akdeniz bölgesi milletvekilleriyle yapılan toplantıda ise suç örgütlerine yaptıkları operasyonları anlatırken, “Biz hamsiyle, istavritle uğraşmıyoruz orkinos yakalamaya çalışıyoruz. Yani büyük balığın peşindeyiz” sözleri dikkat çekti.
- SUÇLULARA ‘SULTANAHMET POZU’: Yerlikaya’nın özellikle Interpol tarafından aranan suçluların yakalanması konusunu anlatırken, “Sultanahmet pozu” örneği verdiği belirtildi. Bu zanlıların yakalandıktan sonra turistik Sultanahmet Meydanı’na götürülerek yere diz çöktürülüp ters kelepçe takılırken çekilen görüntülerinin basına servis edildiğini aktaran Yerlikaya bu yolla operasyonun başarısının tüm dünyaya duyurulmak istendiğini kaydetti.
- ‘TERÖRİST SAYISI’YLA GÖNDERME: İçişleri Bakanı Yerlikaya’nın, eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun geçtiğimiz yıl yaptığı “Bugün dağlardaki terörist sayısı 77’ye düşmüştür” açıklamasına gönderme yaptığı da belirtildi. Edinilen bilgilere göre, Bakan Yerlikaya, “Bir önceki (bakan) terörist sayısıyla ilgili rakam veriyordu bizim öyle bir derdimiz yok. Biz Cumhurbaşkanımızın sözünü baz alıyoruz. Son terörist de etkisiz hale getirilinceye kadar terörle mücadeleye devam edeceğiz” dedi.
- 151 TERÖR EYLEMİ ENGELLENDİ: Yerlikaya’nın yaptığı sunumda şunlar yer aldı: “1 Haziran 2023-15 Mayıs 2024 tarihleri arasında Ege/Akdeniz bölgesinde PKK/KCK terör örgütüne yönelik 1316 operasyonda 184 terörist etkisiz hale getirildi. Türkiye geneli son 1 yılda 111’i bombalı olmak üzere 151 terör eylemi engellendi. Bölgede ise 1’i bombalı olmak üzere 15 terör eylemi önlendi. Türkiye genelinde bu eylemlerin 127’si PKK, 22’si DEAŞ ve 2’si sol örgütler tarafından yapılacaktı.
- 1 MİLYONDAN FAZLA SURİYELİ EGE VE AKDENİZ’DE: Son bir yılda Türkiye genelindeki 4 milyon 473 bin 59 yabancının 3 milyon 115 bin 344’ü Suriyeli . Bunların 1 milyon 119 bin 960’ının ikâmet izni bulunuyor. Ege ve Akdeniz’de ise geçici koruma altındaki 1 milyon 8 bin 555 Suriyeli var.”
KATILMADILAR
- İçişleri Bakanı Yerlikaya’nın bölge toplantılarına TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ ile AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül’ün katılmadığı, dünkü Marmara Bölgesi toplantısında da eski İçişleri Bakanı İstanbul Milletvekili Süleyman Soylu’nun yer almadığı öğrenildi. Ayhan Bora Kaplan soruşturması kapsamında elektronik kelepçeliyken yurtdışına kaçan ve ardından ses kayıtları paylaşmaya başlayan Serdar Sertçelik, bazı polislerin Süleyman Soylu, Bekir Bozdağ, Fahrettin Koca, Abdulhamit Gül, Mücahit Arslan ve Hasan Doğan aleyhine ifade verdirmek istediğini ileri sürmüştü.
AK Parti’nin 31 Mart seçimleri öncesinde vatandaşa sorarak, ‘Belediyeden beklentiniz nedir?’ diye yaptırdığı ankette sokak hayvanları konusunun 4’üncü başlıkta çıkmasının ardından çalışmalara başlanmıştı. Bu kapsamda, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a sokak hayvanları konusunda son durumun aktarıldığı ve hazırlanan çalışmayla ilgili seçimlerin ardından özel bir sunum yapıldığı da öğrenildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sunumun ardından, “Bunlara tedbir alalım ama ölçüsünü de iyi koruyalım. Bu haliyle çalışın. Diğer arkadaşlarla da görüşüp bana son halini getirin” talimatını verdiği belirtildi. AK Parti’nin yasa teklifini önümüzdeki hafta tamamlayacağı, daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’a son bir kez daha sunum yapılacağı kaydedildi.
HAZİRANDA MECLİS’TE
Ardından muhalefete götürülecek olan teklifin haziran ayı içerisinde Meclis’e sunulması ve temmuz ayında Genel Kurul gündemine getirilmesi planlanıyor. Parti kurmayları, “Biz teklifimizi hazırladıktan sonra önerilerimizle gideceğiz. Karşı taraftan çözüm gelmezse uzlaşmak için bir çaba içerisinde olmayacağız. Sanatçıları, gazetecileri, sivil toplum örgütlerini, veteriner hekimler birliğini, hepsini dinledik. İşin bürokratik takibi ve etkinliği de önemli. Böyle bir uygulamayla ancak sonuç alınabileceği görülüyor” diye konuştu.
İŞTE O TASLAK METİN: SALDIRGANLAR UYUTULACAK
'Kamuoyunda günlerdir tartışılan sokak hayvanlarıyla ilgili hazırlanan 8 maddelik taslak metne Hürriyet ulaştı. Edinilen bilgilere göre, ilk olarak vatandaş tarafından şikâyet edilen, emniyet ya da belediye tarafından bilinen, belirli yerlerde bulunan çeteleşmiş, saldırgan hale gelmiş, anatomik yapısı bozulan ve kuduz riski taşıyan köpekler toplanacak.
ZARARSIZ OLANLAR KISIRLAŞTIRILACAK
Mahallede, vatandaş tarafından beslenen ve kimseye zararı olmayan köpekler sokakta kalmaya devam edecek. Ancak, bu köpekler de kısırlaştırılacak. Barınakların yaşam koşulları iyileştirilecek. Barınaklarda, modern kafes sistemi, izleme alanları, kameralı takip, suyun otomatik verildiği, yiyeceklerin belli zamanda verildiği bir düzenek kurulması sağlanacak. Toplanan bu köpekler arasında barınak koşullarında yaşamına devam edebilecek durumda olanlar ayrılacak, diğerlerine kısırlaştırma ya da sahiplendirme olmazsa 1 aylık sürenin sonunda ötanazi uygulanacak. Sahiplendirilen hayvanlar ise çip takılarak takip edilecek. Yasadaki değişikle ayrıca sahipsiz hayvan tanımı yapılacak.
Çelik, yaptığı basın toplantısında özetle şunları söyledi:
“Önümüzdeki dönemde Cumhurbaşkanımızın dış politikaya dair başta Gazze meselesi olmak üzere yoğun mesaisi olacak. Parti içinde hep beraber aynı hedefe odaklanmamız konusunda açıklamalar yaptılar. Önümüzdeki 4 yılı değerlendirirken birlik beraberliğin korunması, parti içinde tartışma olmaması, hep beraber aynı hedefe odaklanmış olarak yürümemiz gerektiği konusunda açıklamalar yaptı.
Diğer bir başlık da Cumhur İttifakı içindeki birlik ve beraberliğin korunmasıdır. Cumhurbaşkanımız bütün MKYK üyelerine Cumhur İttifakı’nın huzurunu ve birliğini bozmaya dönük yapılan açıklamalar karşısında hep beraber beraberlik içinde hareket edilmesi gerektiğini, Cumhur İttifakı’nın korunması konusunda herkesin yüksek hassasiyet ve sorumlulukla davranmasını ifade ettiler.
Son dönemde sahipsiz sokak hayvanlarının saldırıları sonrası kamuoyundan gelen talepleri de dikkate alan AK Parti, İngiltere, İtalya ve Portekiz’de uygulanan ‘uyutma’ yöntemini incelemeye başladı. AK Partililer, böyle bir düzenleme yapılırsa, her belediyenin barınaklarındaki kapasite kadar köpeğin fotoğraflarını çekerek kuracakları internet sitesinde sahiplendirmeleri için ilan yayınlayacağını ifade etti. Köpeklerin fotoğrafları internet sitesinde 30 gün boyunca bekletilecek.
30 gün içinde sahiplenilmeyen köpekler enjeksiyon ile uyutulacak. Sahiplenilen hayvanlara ise çip takılacak.
HAYTAP (Hayvan Hakları Federasyonu) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kemal Şenpolat karara “Bizler de sokaklarda kontrolsüz hayvanlar olsun istemiyoruz ama bunun yolu ne hapishaneler (bakımevleri) kurmaktır” diye tepki gösterdi.
KISIRLAŞTIR-YAŞAT
Konu dün TBMM’de de gündemdeydi. CHP Milletvekili Mustafa Sarıgül “Kısırlaştır-yerinde yaşat projelerini birlikte hayata geçirelim” dedi.
1910 KATLİAMI
- İstanbul’da sokak köpekleri için ilk sürgün kararı 1828’de çıktı. Köpekler teknelere dolduruldu ve Marmara’daki küçük bir adaya sürüldüler. Halkın tepkileri sonucu köpekler geri getirildiler.
- 1860’lardaki benzer bir sürgün girişimi de yine aynı tepkiler nedeniyle sonuçsuz kaldı.
Erdoğan özetle şunları söyledi:
TÜRKİYE’DEN DESTEK
“Dost Gürcistan halkının 10 gün sonra idrak edeceği Bağımsızlık Günü’nü de şimdiden tebrik ediyorum. Sayın Kobak-
hidze’yi, şubat ayında devraldığı Başbakanlık görevi dolayısıyla bir kez daha kutluyor, başarılar temenni ediyorum. Bugün (dün) iki dost komşu ve stratejik ortak olarak Sayın Başbakan ile verimli görüşmeler gerçekleştirdik. Türkiye’nin Gürcistan’ın toprak bütünlüğüne, egemenliğine istikrar ve refahına yönelik güçlü desteğini bir kez daha vurguladım.
BAKÜ-TİFLİS-KARS
Geçen sene ikili ticaret hacminde 3 milyar dolara ulaştık. Görüşmelerimizde yeni hedef olarak 5 milyar dolar üzerinde durduk. Sahip olduğumuz potansiyelin bizleri geliştireceğimiz yeni iş imkânlarıyla bu rakama da kısa sürede ulaştıracağına inanıyoruz. Türkiye- Gürcistan ilişkilerinin önemli bir sütununu bölgesel işbirliği projeleri oluşturuyor. Tarihi İpek Yolu’nu raylar üzerinden hayata geçiren orta koridorun bel kemiği olan Bakü - Tiflis - Kars demiryolunun yeniden tam kapasiteyle faaliyete geçmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Havaalanları, limanlar, yollar, yenilenebilir enerji üretimi ve nakli gibi Gürcistan’ın büyük altyapı projelerine desteğe hazır olduğumuzu sayın Başbakan’a ilettim.
FETÖ’YLE MÜCADELE
AK Parti’nin TBMM’deki grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, özetle şunları söyledi:
-YOL HARİTASI KAMPTA: “Son 1 yılımıza damga vuran seçimler dolayısıyla geleneksel istişare kamplarımızı yapamamıştık. İstişare toplantımızı önümüzdeki haftalarda gerçekleştiriyoruz. Milletvekillerimizle 7-8 Haziran tarihlerinde, belediye başkanlarımızla da 1-2 Temmuz’da bir araya geleceğiz. Önümüzdeki döneme dair yol haritamızın da şekilleneceği bu toplantıların hayırlara vesile olmasını diliyorum. Kongremizle ilgili takvimi de yakında ilan edeceğiz.
Fotoğraflar: Selahattin SÖNMEZ / ANKARA
-YORULANLAR DİNLENMEYE: Her kongre sürecini kadrolarımız arasındaki bir bayrak yarışı olarak görüyoruz. Yorulan, motivasyonunu yitiren arkadaşlarımız varsa, hatası, kusuru, yanlışı olanlar varsa kardeşlik hukukumuzu koruyarak onları dinlenmeye alacağız. Yeni, heyecanlı, dinamik arkadaşlarımızla kadromuzu güçlendirerek yolumuza devam edeceğiz.
-MECLİS TATİLE GİRMEDEN: Gerek hayat pahalılığı ve fırsatçılık, gerekse son dönemde sıkça basında yer alan öğretmenlerimize yönelik şiddetle mücadelede yasal zeminin güçlendirilmesine ihtiyaç duyuyoruz. Meclis tatile girmeden yasal düzenlemeleri çıkarmamız gerekiyor.
-YENİ ANAYASA: Yeni ve sivil anayasa iradesinin günlük siyasetin geçici tartışmalarına kurban edilmemesi gerektiği kanaatindeyiz. Aceleye getirmeden ama çok da fazla uzatmadan istişari temasları bitirip somut adımlar atılmasında fayda görüyorum. Biz sonuna kadar yapıcı ve uzlaşmacı tutumumuzu koruyacağız.
-
Edinilen bilgilere göre, Beştepe’de yapılacak olan ve iki hafta boyunca üzerinde çalışılması planlanan toplantılar ile paketteki her madde mevzuat açısından değerlendirilecek; hangi maddelerin cumhurbaşkanı kararnamesi hangi maddelerin yasa, hangi maddelerin yönetmelik hangi maddelerin genelge ya da uygulama değişikliği ile hayata geçirileceğine karar verilecek.
HUZUR HAKKINA DÜZENLEME
Edinilen bilgiye göre, kamuda araç tahsislerine ilişkin kanunlarda hüküm bulunmuyor. O nedenle bu düzenleme kanun gerektirmeyecek. Ancak “huzur hakkı ödemelerine” ilişkin KİT yönetimiyle ilgili yasa değişikliği yapılması planlanıyor. Buna göre, özel şirketlerde genel müdürlük ile yönetim kurulu başkanlığı başlıklarının birbirinden ayrılması sağlanacak.
AK Parti kurmayları, “Özel şirketlerde kamu adına görev yapanlar var. Mesela bir özel banka. Bunlar genel kurul kararıyla huzur hakkı alıyorlar. Çok istisna bir durum. Şimdi diyeceğiz ki bu huzur hakkı Hazine’ye gelecek. Oradan herkese yeknesak bir ödeme yapılacak” diye konuştu. Bir torba yasa ile düzenlenmesi beklenen tasarruf paketinde özlük hakları ve harcamalarla ilgili düzenlemelerin yer alacağı ifade ediliyor.
Kamuda tasarrufun en kapsamlı yol haritası açıklandı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından Beştepe’de açıklanan Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’ne göre, yeni araç satın alma ve kiralama yapılmayacak, yeni hizmet binası alımı ve yapımı durdurulacak, kamuda istihdam emekli olanlarla sınırlandırılacak, kamuda personel servisi hizmeti toplu taşıma olan yerlerde bitecek, yönetim kurulu ücretlerinde üst sınır olacak, kanunla izin verilenler dışında yabancı menşeli araçların kullanımı yasaklanacak. Tasarruf planını uygulamayanlara, Cumhurbaşkanı Erdoğan veya ilgili idareler tarafından idari yaptırım ve para cezası uygulanacak.
Bakan Şimşek’in açıkladığı paket özetle şöyle:
İTHAL ARAÇ DÖNEMİ BİTİYOR
İlk başlık kamuda taşıtlar. Taşıt alanında kamu filo yönetim sisteminde taşıt sayısı ve kullanım standartları belirlendi. Bu sistem taşıt edinim, kullanım ve tasfiye süreçlerini bütüncül anlayışla yönetmeyi sağlayacak. Plaka bazlı olarak satış envanteri ve taşıtlarla ilgili harcamalar takip edilecek. Yaşı, kilometresi ve yıllık kullanım izlenecek. Kurumlar veri girişine başladı. Bu sistemle hedef, ilerleyen aşamada taşıtların ortak bir havuzda toplanarak kurumlar arası kullanıma zemin hazırlanması. Ambulans, savunma güvenlik gibi alanlar haricinde, yeni araç satın alma ve kiralama 3 yıl süreyle durdurulacak. Mevcut taşıt kiralama sözleşmeleri de izin alınmadan yenilenmeyecek. Bütçe dışı kaynaklardan yani vakıflardan veya ilgili kuruluşlardan taşıt kullanımı da çok sıkı kurallara ve izne tabi tutulacak. Kanunla izin verilenler hariç, yabancı menşeli araç kullanımı sonlandırılacak. Mevcutların sözleşmelerinin sona ermesi gerekecek.
3 YIL PERSONEL ALINMAYACAK
Kamu istihdamında 3 yıl boyunca emekli olanlar kadar yeni personel istihdam alınacak. Açıktan atama izinleri bütçe kanununda belirlenecek. Destek personel sayısı belli bir program dahilinde azaltılacak. Kamuda esnek ve uzakta çalışma modellerini daha da geliştirilecek.
Danıştay’da düzenlenen İdari Yargı Günü ve Danıştay’ın 156. Kuruluş Yıldönümü Töreni’nde konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, özetle şunları söyledi:
YAKIN TARİHTEKİ ADALETSİZLİK
“Biz adalete büyük önem veren ama aynı zamanda yakın tarihinde pek çok adaletsizliğe şahitlik etmek zorunda kalan bir milletiz. 27 Mayıs darbecilerinin gerçek bir mahkemeden ziyade, kötü bir tiyatroyu andıran Yassıada’da işledikleri hukuk katliamlarını unutmuyoruz. 12 Eylül dikta rejiminin güya adaleti tesis maksadıyla bir sağdan bir soldan darağacına gönderdiği gençlerin acısı hiç dinmedi. 28 Şubat döneminde adeta koro halinde darbecilere alkış tutanların hukuk sistemimize verdikleri zararın telafisi yıllar aldı. 17-25 Aralık yargı emniyet girişiminin faillerinin sebep oldukları sıkıntıları hâlâ yükünü çekiyoruz. 15 Temmuz’da ödediğimiz ağır bedeller ise ortadadır.
SİYASALLAŞTIRILMASIN
Adli ve idari davaları hukukun meselesi olmaktan çıkartıp, siyasallaştırmak sonuç ne olursa olsun toplumdaki adalet duygusuna gölge düşürecektir. Biz bunu doğru bulmuyoruz, herkes yargıya yardımcı olmalı, işini kolaylaştırmalı, adaletin eksiksiz ve gecikmeksizin tecellisine katkı sağlamalıdır. Buradan tüm milletime şu samimi çağrıyı yapmak istiyorum; güçlü, tarafsız, bağımsız, iyi ve seri işleyen bir adalet sistemi evlatlarımıza bırakabileceğimiz en büyük kıymetli mirastır. Yargının yasama ve yürütmeye müdahalesi nasıl yanlışsa, yargının siyasi tartışmaların içine çekilmesi o denli hatalıdır.
SİHİRLİ DEĞNEK DEĞİL
Cumhuriyetimizin 100. yılını darbe ürünü bir anayasayla karşılanmış ve geçirilmiş olmasını Türkiye demokrasisine yakıştıramıyoruz. Yeni anayasanın sihirli değnek gibi dokununca sorunlarımızı bir anda ortadan kaldırmayacağını elbette biliyoruz. Yeni anayasa sivil siyasetin alanını genişleterek, ekonomiden sosyal hayata ülkemizin meselelerin çözümünü daha da hızlandıracaktır. Siyasetteki yumuşamayla birlikte farklı siyasi partiler arasındaki istişari görüşmelerin yoğunlaşması bu bakımdan önemli bir fırsat teşkil ediyor. Türk siyasetinin bu fırsatı ülkemiz, milletimiz ve demokrasimiz adına kalıcı bir kazanca dönüştürmesini ümit ediyorum. 2002 yılında 146 olan mahkeme sayımızı 221’e yükselttik. İdari yargıda görev yapan hakim sayısını 2 bin 266’ya yükselttik. İlk derece ve istinaf mahkemelerinde 338 bin 610 bin, Danıştay’ımız da ise 114 bin 224 derdest dosya bulunuyor. 2023 yılında toplam 860 bin 494 dosya karara bağlanmıştır. 2009 yılından başlayarak yüksek mahkemelerimizin tamamının modern hizmet binası ihtiyacını karşıladık.”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesiyle birlikte kanun teklifleri artık bakanlıklar tarafından değil, milletvekillerince hazırlanırken, daha önce eski TBMM Başkanı Mustafa Şentop döneminde vekillerin teknik destek alabilmesi için yasama uzmanlarının olduğu bir bölüm kurulmuştu. Yeni anayasa hazırlanmasına yönelik diyalog kapısı yeniden aralanırken, siyaset gündeminde, bu süreçte hem toplumun beklentilerini karşılamak hem de vatandaşın hazırlanan kanun tekliflerine daha çok katkısı olması için Meclis tarihinde ilk kez milletin doğrudan katkı sunabileceği bir merkez kurulması planlanıyor.
TALEPLER TOPLANSIN
AK Parti grubu zaman zaman hazırlanan kanun tekliflerine ilişkin, bazı siyasi partilerin yanı sıra özellikle konunun uzman kişileri ya da ilgili alanda çalışanlar tarafından partiye “teklife olumlu katkıların sağlanması” konusunda geri bildirim alıyordu. Gelen bu talepler üzerine AK Parti, Meclis’te yeni bir merkez kurulması konusunda Meclis Başkanı Kurtulmuş ile görüşecek. Yani vatandaş bu merkeze kanun teklifi olarak hazırlanmasını istediği taleplerini iletecek ya da hazırlanan kanun teklifleri ile ilgili önerilerini sunacak. Bu merkezde çalışan yasama uzmanları da vatandaşın taleplerini veya önerilerini toplayarak belirli başlıklar halinde AK Parti grubuna sunacak. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne uyumun bir parçası olarak yorumlanan bu merkez ile hem parlamentonun etkinliğinin artırılması hem de halkla doğrudan temas kurularak beklentilerinin karşılanabileceği konusunda değerlendirmeler yapılıyor.
‘HER KESİMLE UZLAŞMA’
-AK Parti kurmayları bu merkezle ilgili şunları aktardı: “Akademisyenler, üniversiteler, iş dünyası, işverenler, işçiler, çiftçiler, memuru göndersin. Oradan yasama uzmanlarımız seçsinler, ana başlıklıları belirlesinler. Örneğin, öğretmen atamalarında YÖK’le ilgili beklentileri var, sendikaların özerk yapılarla ilgili beklentileri var. Çiftçilerin, tarım işçilerinin, yargının böyle beklentileri var. Görelim bunu. Siyasi partilerle de bunu paylaşacağız. Topluma rağmen siyaset olabilir mi? ‘Toplumun bizden istediği bu başlıklar var, bir araya gelelim uzlaşalım. Herkes metin hazırlasın çıkalım ortaya’ diyeceğiz.”
Siyasette gözlerin çevrildiği kritik görüşme öncesinde alınan yoğun güvenlik önlemleri dikkat çekti. Görüşmeye ev sahipliği yapan AK Parti Genel Merkezi’nin çevresinde ve buraya çıkan yollarda saatler öncesinden önlem alındı. Genel Merkez’in yakınındaki Armada AVM’nin çevresindeki bazı yollar da trafiğe kapatılırken, güzergâh üzerinde bulunan park halindeki tüm araçlar da kaldırıldı. Kapatılan yollara Cumhurbaşkanlığı korumaları konuşlandı, yol kenarlarındaki çöp konteynerlerinin de taşınması dikkati çekti.
ÖNCE KORUMALAR GENEL MERKEZ’DE
Özel’in koruma ekibinden görevliler de görüşmenin bir saat kadar öncesinden AK Parti Genel Merkezi’ne geldi. Cumhurbaşkanlığı korumalarıyla birlikte durum değerlendirmesi yapan ekip önlem amaçlı binayı da gezdi. Erdoğan için ise Genel Merkez’e her gelişinde gözlenen güvenlik prosedürü uygulandı. Bu kapsamda, keskin nişancılar partinin civarında bulunan binaların üst katlarında görev yaparken, bomba ihtimaline karşı jammer yüklü araçlar genel merkezin çevresinde hazır bulunduruldu.
ERDOĞAN 10 DAKİKA ÖNCE GELDİ
Erdoğan, gazetecilerin de yoğun ilgi gösterdiği görüşme için Genel Merkez’e, randevu saatinden 10 dakika kadar önce geldi. Erdoğan’ın aracı doğrudan binanın altındaki otoparka indi. Özel ise randevu saati olan 16.00’da, makam aracı olarak kullandığı özel bir araçla geldi. Özel’in yanında eski Washington Büyükelçisi olan CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan’ın yanı sıra, özel kalem müdürü ile basın danışmanı da yer aldı. CHP lideri Özel’i kapıda AK Parti Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş ve Cumhurbaşkanlığı Protokol Müdürü Barkın Kayaoğlu karşıladı. Özel ve Tan arabadan indikten sonra, Elitaş ve Kayaoğlu ile tokalaşarak hemen binaya geçti.
KURMAYLAR HAZIR BEKLEDİ
Görüşmede Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Mustafa Elitaş, CHP Genel Başkanı Özel’e ise Namık Tan tutanak tutmak üzere eşlik etti. Erdoğan’ın görüşme öncesinde bütün genel başkan yardımcılarını, görüşme gündemine ilişkin ihtiyaç olması durumunda anlık bilgi paylaşımı için partiye çağırdığı, kurmayların görüşme sırasında Merkez Yönetim Kurulu (MYK) salonunda beklediği öğrenildi.
8. KATTA SICAK KARŞILAMA
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, önceki gün yapılan MYK toplantısında kongre sürecinin bir an önce başlatılmasını istedi.
AK Parti Genel Merkezi’nde önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında yapılan MYK toplantısı 3 saatten fazla sürdü. 31 Mart seçimlerinin ardından MYK’yı ikinci kez toplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu toplantıda da partinin değişimi ve dönüşümü açısından önemli değerlendirmeler yaptı. Teşkilat Başkanı Erkan Kandemir, Türkiye’nin tüm ilçelerinde AK Parti’nin son seçimlerdeki karşılaştırmalı oy oranları ile seçimin kaybedildiği yerlerde neden kaybedildiği, kazanılan yerlerde nasıl kazanıldığı konusunda bir sunum yaptı. AK Parti’nin oy kaybının nedenleri arasında “ekonomi/emeklilerin durumu”, “teşkilatın zayıflığı” ve “yanlış aday tercihi” başlıkları ilk üç sırada yer aldı. Bir önceki seçimlerde Cumhur İttifakı’na oy veren 5 milyon seçmenin 31 Mart’ta sandığa gitmediği, Yeniden Refah Partisi’ne en büyük oy kayışının AK Parti’den değil Saadet Partisi’nden olduğu aktarıldı.
‘NASIL OLSA KAZANIRIZ’ REHAVETİ
Toplantıda, AK Parti’nin kaybettiği Yozgat, Şanlıurfa, Sivas, Adıyaman gibi illerde 2019’a göre ciddi oy kaybı yaşansa da kazanılan Gaziantep, Kayseri gibi iller özel olarak masaya yatırıldı. Sunumda, teşkilatta “nasıl olsa kazanacağız” algısıyla yaşanan rehavet nedeniyle oy kaybedildiğine de dikkat çekildi.
Edinilen bilgilere göre, sunumun ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, MYK üyelerinin değerlendirmesini ve önerilerini dinledi. Erdoğan, genel merkez yönetiminde yapacağı değişiklik için, “Bulanık suda balık avlamak istemiyoruz. Kimseyi kırmadan incitmeden kardeşlik hukukuna riayet ederek değişimi peyderpey yapacağız. Değişim yaparken de cerrah titizliğiyle çalışacağız” dedi. Kongre sürecinin başlatılmasını isteyen Erdoğan’a MYK üyeleri, kongre öncesinde milletvekilleri ve seçimleri kazanan AK Partili belediye başkanlarının katılacağı bir istişare kampının yapılması önerisinde bulundu. Bu öneriye sıcak bakan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da “Doğru olur. Geçen sene yapamadık, geciktik, bunu hemen yapalım” dediği öğrenildi.
MUHALEFETLE GÖRÜŞMEYE DEVAM
-BUGÜN Özgür Özel ile görüşeceğini de söyleyen Erdoğan, “Özgür Bey randevu istedi, kendisini kabul edeceğiz. Anayasa süreci, önümüzdeki dönem ülkenin ihtiyacı olan yapısal değişim ve dönüşümler, maliye politikaları, tarım, milli eğitim, sağlık gibi başlıklar gündeme gelecektir. Muhalefet ile siyaset alanında görüşmeye devam edeceğiz. Diyalog kapımız herkese açık olacak” ifadelerini kullandı.
SOSYAL MEDYA UYARILARI
CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından dün ilk kez yüz yüze bir görüşme gerçekleştirdi. Basına kapalı yapılan görüşme, Erdoğan’ın Bahçeli’yi Çayyolu’ndaki evinde ziyaretiyle gerçekleşti. Yaklaşık 45 dakika süren görüşmenin ana gündem maddeleri 31 Mart yerel seçimleri, yeni dönem ve sivil anayasa oldu.
MUHALEFETİN ‘ANAYASA’ TAVRI
Edinilen bilgilere göre, Erdoğan ve Bahçeli’nin öncelikli başlığı yeni anayasa sürecinde atılacak adımlardı. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un CHP ile başlayarak bu hafta partilere yapacağı ziyaret ve muhalefetin yeni anayasa konusundaki tavrının ne olacağını değerlendiren iki lider, bu çerçevede yürütülecek çalışmaları masaya yatırdı. Erdoğan ve Bahçeli, yeni anayasanın Meclis’ten uzlaşı ile geçerek halka sunulması konusunda fikir alışverişinde bulundu.
31 MART SEÇİMLERİ İLK KEZ YÜZ YÜZE KONUŞULDU
Erdoğan ile Bahçeli, Ramazan Bayramı tebriği dolayısıyla en son bir telefon görüşmesi yapmıştı. Her iki lider de 31 Mart seçimleri konusunda bugüne kadar ilk kez yüz yüze dün bir değerlendirmede bulundu. Erdoğan ve Bahçeli önümüzdeki seçimsiz 4 yıl boyunca atılacak adımları değerlendirdiler. Bunların yanı sıra görüşmede İsrail’in, Filistin’e yönelik uyguladığı soykırım ve bu konudaki diplomasi trafiği de masaya yatırıldı. Erdoğan’ın saldırıların durdurulması için atılan adımları ve bugüne kadar yapılan görüşmeleri paylaştığı aktarıldı.
EKONOMİ PROGRAMI
Erdoğan’ın, Bahçeli ile görüşmesinde hafta sonunda gideceği Gambiya başta olmak üzere yakın dönemde yapacağı diplomatik ziyaretleri hakkında değerlendirmelerde bulunduğu ifade edildi. Geçen hafta Irak’a bir ziyarette bulunan Erdoğan’ın buradaki görüşmeleriyle ilgili de Bahçeli’yi bilgilendirdiği belirtildi. Ayrıca ekonomik gelişmelerin de gündeme geldiği görüşmede, Erdoğan’ın enflasyon ve hayat pahalılığıyla mücadelenin tavizsiz bir şekilde devam edeceğini vurguladığı kaydedildi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in beklenen görüşmesinden önce, dün Meclis’teki 23 Nisan Resepsiyonu’nda sürpriz bir buluşma gerçekleşti. Erdoğan, böylece 15 Temmuz 2016’daki hain darbe girişiminden sonra dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmeden sekiz yıl sonra ilk kez CHP Genel Başkanı ile bir araya gelmiş oldu.
Erdoğan resepsiyona katıldıktan sonra salonun kalabalık olduğunu belirterek, “Küçük salona geçelim” dedi. Liderler ve vekiller Mermerli Salona geçti.
ÇAY DAVETİ
AK Parti Grup Başkanvekili Emin Akbaşoğlu, CHP Lideri Özel’i salonda bularak, “Sayın Cumhurbaşkanı sizi çay içmeye davet ediyor” dedi. Özel, Grup Başkanvekili Murat Emir’le birlikte Mermerli Salona geçti. Salona giderken Özel’in çevresindekilere “Bir bayramlaşalım” dediği duyuldu. Özel ve Emir’in katılımıyla salona çay servisi yapıldı. Yaklaşık 15 dakika süren sohbette, diğer partilerin genel başkanları ve bazı milletvekilleri bulundu. Edinilen bilgiye göre Erdoğan, Özel’in sağlık durumunu sorarak geçirdiği ameliyatlarla ilgili bilgi aldı. Özel de sağlık durumunun iyi olduğunu, ameliyatı da yanında bulunan uzman hekim Murat Emir’in yaptığını anlattı. Erdoğan geçmiş olsun dileğini iletti.
GÖRÜŞME HAFTAYA
Sohbet sırasında Özel, gelecek hafta görüşmek üzere randevu talep edeceğini Erdoğan’a iletti. Cumhurbaşkanı da programının uygun olduğunu, görüşmeyi gelecek hafta yapabileceklerini belirterek, “Arkadaşlarımız haftaya bir planlama yapsınlar” dedi. Erdoğan resepsiyondan ayrılırken de gazetecilerin soruları üzerine Özel’le haftaya görüşeceğini vurguladı. Özel de beklenen görüşmeyle ilgili “Birbirimizi dinleyeceğiz, birbirimizi anlayacağız. Ben Erdoğan’ı dinlemeden müzakerelere kapıları kapatmam” dedi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise resepsiyonda basın mensuplarının DEM Parti ile ilgili soruları üzerine, “Eğer hukukta bir suç işlenmişse yetkili makamlar devreye girer. Kimse bir partinin kapatılmasını istemez. Durup dururken de bir parti hakkında kapatma davası açılmaz” cevabını verdi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da aynı konu hakkında “Yapılan soruşturma ortada. Hak, hukuk, adalet neyi gerektiriyorsa o olacak” dedi.
TBMM Genel Kurulu dün 23 Nisan özel oturumu için toplandı. Açılış konuşmasında TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, yeni anayasa sürecini gelecek hafta başlatacağını açıkladı ve şöyle dedi: “Kapsayıcı, kuşatıcı, demokrat ve sivil bir anayasa yapılması meselesi TBMM’nin bundan sonraki süreçlerinde de öncelikle ödevlerinden biridir. Sadece partilerin değil, toplumun bütün kesimlerinin fikirlerinin en doğru şekilde dile getirilmesi için şeffaf bir süreci yönetmek de TBMM’nin ödevlerindendir. Şunu bir kere daha altını üstünü çizerek ifade etmek isterim, TBMM yasa ve anayasa yapma gücüne de salahiyetine de sahiptir.”
ATATÜRK ÖNDERLİĞİNDE
CHP Lideri Özel de “Dünya tarihinde sandıktan çıkan iradenin kurduğu tek bir ülke varsa o da kuşkusuz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Genç Cumhuriyetimiz, Atatürk’ün önderliğinde Parlamento’da alınan kararlarla yükselmiştir” diye konuştu. Özel devamında şunları söyledi: “Bu ülkeyi Atatürk önderliğindeki Meclis’in demokrasiye inancı kurtarmıştır. Şimdi ise Meclis’in demokrasiyi kurtarmasına ihtiyaç vardır.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, AK Parti, DEM Parti, MHP, İYİ Parti ve Saadet- Gelecek Partisi sıralarına giderek Grup Başkanvekilleri ile tek tek tokalaştı.
YENİ BİR SİYASİ İKLİM
2023 seçimleriyle Meclis’te oluşan iradeye nasıl saygı duyuyorsak, yerel seçimlerde oluşan iradeye de aynı saygıyı beklemekteyiz. ‘Seçimi CHP kazanmadı biz kazandık’ gibi bir inkârcı tutumun milli iradeye bir hürmetsizlik olduğunu belirtmek ve milletimizi kırdığını ifade etmek isterim.
Millet 31 Mart’ta ülkemizde yeni bir siyasi iklim yaratmıştır. Toplumun sorunlarını görmezden gelen, kutuplaştıran, ayrıştıran politikalar siyasetin gündeminden çıkmalıdır.”
Edinilen bilgilere göre, kamuda tasarrufun bir kısmı yasa ile düzenlenecek, bir kısmı da genelge ile belirlenecek. Denetimler sıkılaşacak, daha güçlü denetlemenin dışında hesap verilebilirlik getirilecek. Tasarruf tedbirlerini uygulamayanlara yönelik yaptırımların getirilmesi planlanıyor. Bu kapsamda seçenekler üzerinde çalışılıyor.
KONFERANSLAR KAMUNUN BULUNDUĞU İLDE
Hükümet, kamuda tasarrufun aktif bir şekilde uygulanması için tedbir politikalarını artırmaya hazırlanıyor. Bu kapsamda, kamunun kaynaklarının etkin ve verimli kullanılıp kullanılmadığı ölçülecek. Gereksiz harcamalar kısalacak. Kamuda gereğinden fazla ürün alımına son verilecek. Kamuda israf denetimleri de sıkılaştırılacak. Bürokrasiye yeni araç ve bina alımı yapılmayacak, servis sayıları azaltılacak. Tatil bölgelerinde yapılan konferans, eğitim, seminer, organizasyon gibi etkinlikler kamunun bulunduğu ilde düzenlenecek. Yine planlanan yatırımlar tekrar masaya yatırılacak. Yatırımlar için öncelik ve ihtiyaç takvimi hazırlanacak. En acil yatırımlar öne çekilirken, mega ve maliyeti yüksek yatırımların yapılış tarihi ekonomi düzelinceye kadar ertelenecek.
TOGG ALIMI İÇİŞLERİ’NDEN BAŞLIYOR
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz aylarda yaptığı kamuda tasarruf genelgesi kapsamında kamu kurum ve kuruluşlarının artık sadece Togg marka araçlar satın alabileceğini açıklamıştı. Kamu kurumlarının TOGG alımına ilk olarak İçişleri bakan yardımcılarından başlandığı öğrenildi.
Meclis’in öncelikli başlıkları arasında taşınması ruhsat gerektiren silahların yasadışı kullanımını engelleyen ve birinci sınıf emniyet müdürlerinin emeklilik yaşını 55’ten 65’e yükselten yasa teklifi ile kamuda sağlık alanında düzenlemeler içeren teklif, 9. Yargı Paketi, kripto varlıklar, turist rehberleri ve yol geçiş ücretleri, seyir güveliği ile gemi bağlama ücretlerini yeniden ele alacak teklifler yer alıyor.
ENERJİ KANUNU’YLA BAŞLAYACAK
Kurban Bayramı nedeniyle temmuz sonuna kadar çalışması öngörülen TBMM Genel Kurulu, haftalık çalışmasına ilk olarak yerli üretim ve farklı kaynaklardan ithal edilen doğalgazın Türkiye’de sıvılaştırılarak dünya piyasalarına LNG olarak pazarlanması gibi birçok düzenlemeyi içeren enerji alanındaki kanun teklifini ele alarak başlayacak. Teklif, seçimden önce İliç’te yaşanan maden faciasının ardından tepkilere neden olduğu için Genel Kurul gündeminden çekilmişti. Yine Genel Kurul’da bekleyen Turist Rehberliği Meslek Yasası ile Seyahat Acentaları Yasası’nda da bazı değişikliklerin yapılması planlanıyor.
KADINLARIN BEKARLIK SOYADINA VİZE
Bunların yanı sıra AK Parti’nin nisan ayı içinde sunmayı planladığı 9. Yargı Paketi’nde önemli maddeler yer alıyor. Anayasa Mahkemesi’nin görev alanıyla ilgili pakette herhangi bir madde yer almazken, toplumdaki cezasızlık algısına karşı CMK’da yapılacak değişikliklerin yanı sıra, kadınlara erkeğin soyadını alma zorunluluğuna ilişkin madde ve ön ödemeye tabi suçlar hakkındaki düzenlemeler bu pakette olacak.
ÇARŞAMBA GÜNÜ GÖZLER ERDOĞAN’DA
Salı ve çarşamba günleri Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerin grup toplantıları yapılacak. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçimin ardından en kapsamlı değerlendirmesini çarşamba günü gerçekleşecek grup toplantısında yapması bekleniyor. Salı günü de CHP Genel Başkanı Özgür Özel partisinin Meclis grubunda kürsüde olacak.
İÇTÜZÜK GÜNDEMİ
AK Parti Genel Merkezi’nde AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Belgin Uygur’un başkanlığındaki heyete, MKYK üyesi Kasım Bostan, Kadın Kolları MYK üyesi Ayten Aydın ve Gençlik Kolları MYK üyesi Taha Kara ev sahipliği yaptı. 8 parti ile bayramlaşan AK Parti’nin ilk ziyaretçisi CHP oldu. AK Parti heyeti, CHP Genel Başkan Yardımcısı Volkan Demir, CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, CHP Kadın Kolları Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyesi Armağan Akyüz, CHP Gençlik Kolları MYK üyesi Batuhan Cakcak’tan oluşan CHP heyetini kabul etti. Uygur, en önemli dileklerinin Filistin’deki zulmün son bulması olduğunu belirterek, “Buruk bir bayram yaşıyoruz. En başından olduğu gibi net dik duruşumuz devam edecek” dedi. CHP’li Demir ise, “Filistin’deki zulmün bir an önce durdurulmasını temenni ediyoruz. Atılacak adımların ivedilikle atılması konusunu takip ediyoruz, destek de veriyoruz” diye konuştu.
‘BURUK BİR BAYRAMA GİRDİK’
AK Parti’nin ikinci konuğu ise MHP heyeti oldu. MHP heyetine Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz başkanlık etti. Uygur, Gazze’deki katliama karşı hükümetin dik duruşunun devam edeceğini tekrarlarken Durmaz da “Cumhurbaşkanımızın attığı ve bundan sonra atacağı adımların sonuna kadar arkasındayız” dedi. Durmaz, “Bu seçimde ilk defa birileri seçim sonuçlarına çok itiraz etmediler. ‘Trafoya kediler girdi o yüzden böyle oldu’ demediler’” dedi. Uygur da sandıktan çıkan sonuçların saygıyla karşılandığını ifade etti.
AK Parti’nin üçüncü konuğu HÜDAPAR, “Yeni, sivil ve adil bir anayasa” mesajı verdi. AK Parti, daha sonra sırasıyla Yeniden Refah Partisi, Büyük Birlik Partisi, Demokratik Sol Parti, İYİ Parti ve Vatan Partisi’yle bayramlaştı.
AK PARTİ: KUTUPLAŞMAYI BIRAKMALIYIZ
CHP: KIRMIZILAR ÇOK YAKIŞTI
- Geleneksel parti bayramlaşmalarında CHP 16 ayrı partiyi ağırladı. Partileri, Genel Başkan Yardımcısı ve Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka başkanlığındaki, Ankara Milletvekili Aliye Timisi Ersever, Parti Meclisi üyesi Alkım Denizaslanı ve Gençlik Kolları Genel Başkan Yardımcısı Onur Topkül’den oluşan heyet kabul etti.
AR-GE’den Sorumlu AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen’e bağlı kurulacak çalışma kurulları, özellikle seçmenin davranışını etkileyen nedenleri birçok başlık altında inceleyecek. Bu başlıkların başında ekonomi, emekliler, siyaset, teşkilat ve belediye başkanlarının belirlenme süreci geliyor.
MYK’da parti kurmaylarınca seçmenin davranışını son 10 gün belirlediği, parti oyunun en çok bu süreçte eridiği değerlendirilmişti. Tespitler doğrultusunda, çalışma gruplarından bir ekip özellikle bu süreci inceleyecek ve son 10 günde seçmen davranışını neyin etkilediğinin analizini yapacak.
40 SORULUK ANKET
AK Parti 81 ilde yeniden sahaya iniyor. Buna göre büyükşehir, il, ilçe ve belde fark etmeksizin buralarda seçmenin kendisine neden oy vermediğine dair yaklaşık 40 soruluk açık uçlu anket yapacak. Vatandaşa, ‘Ne beklentiniz var?’, ‘AK Parti belediyesinden memnun muydunuz?’, ‘Neden sandığa gitmediniz?’ gibi sorular sorulacak. Anketler çalışma kurullarında değerlendirilip, Erdoğan’a sunulacak.
Değerlendirmelerde bazı yerlerde 2019 seçimlerine benzer aday ile teşkilat arasında yaşanan sorunların olduğu da belirtildi. AK Parti kurmayları, “Teşkilatlarla sorun yaşayan yerler oldu. Aday tek başına mücadele etti” dedi.
Edinilen bilgilere göre, Meclis’teki iftar sırasında AK Parti Ankara Milletvekili Asuman Erdoğan, Cumhurbaşkanı’nı Next Level’da bulunan kafesine davet etti. Bunun üzerine Erdoğan bazı genel başkan yardımcıları ve milletvekilleriyle kafeye geçti.
AVM alanına giren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kafeye yürürken hem vatandaşı selamladı, hem de fotoğraf çektirmek isteyenleri geri çevirmedi. Burada Erdoğan’a bir vatandaşın “Cumhurbaşkanım” diye seslenmesinin ardından Erdoğan, “Efendim” diye karşılık verirken, “Adamsın adam” sözleri yükseldi.
Erdoğan, kafede de vatandaşın yoğun ilgisiyle karşılaştı. Erdoğan’ın masasında bazı AK Parti Genel Başkan yardımcıları ile kadın milletvekilleri de yer aldı.
KAZANAN BAŞKANLARI ARADI
Erdoğan kazanan belediye başkanlarıyla telefon görüşmeleri de gerçekleştirdi. Düzce Belediye Başkanlığı’na yeniden seçilen Faruk Özlü ile telefonda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuşması sırasında, kentte ikinci parti olan Yeniden Refah Partisi ile ilgili ilk kez değerlendirme yaptığı öğrenildi. Erdoğan’ın, “Yeniden Refah ne yaptığının farkında değil ama o son çırpınışlarını yaşadı. İnşallah sonları hayır olacak” dediği belirtildi.
DOĞUM GÜNÜNÜ KUTLADI
Kafe çalışanlarıyla ve doğum günü kutlayan gençlerle de konuşan Erdoğan, yaş günü kutlanan kişiyi tebrik etti. Erdoğan, telefonda görüştüğü bir vatandaşa “Ben de sana kurban olurum” derken, “Allah sizi başımızdan eksik etmesin” yanıtı üzerine, “Sen merak etme. Allah ömür verdikçe buradayız” diye konuştu. Kafe çalışanlarıyla sohbet eden Erdoğan ayrıca çocuklara oyuncak da hediye etti.
CUMHURBAŞKANI ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın 31 Mart seçimlerini masaya yatırmak için topladığı MYK’da partide oy kaybının nedenlerinin araştırılması için çalışma kurullarının oluşturulmasına karar verildi. Edinilen bilgilere göre, partide Ar-Ge Başkanlığı başta olmak üzere birçok başkanlıklar bu kurullarda görev alacak. Çalışma kurulları, oy kaybının nedenleriyle ilgili rapor hazırlayacak ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunacak. Söz konusu raporlar, Erdoğan başkanlığında partide yapılan toplantılarda değerlendirilecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ise konuyla ilgili, “Strateji heyetinde çalışma başlıklarını belirleyeceğiz. Ar-Ge Başkanlığı bu işin üstlenicisi olacak. Hem parti içinde hem parti dışında sadece siyasiler ve parti yöneticileri değil, ilgili herkesle bu çalışmayı yapacağız” dediği öğrenildi.
SEÇİM SUNUMU
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki gün seçim sonuçlarını değerlendirmek üzere olağanüstü topladığı MYK toplantısı 4 saat sürdü. Toplantıda Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz ve Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Ziya Yılmaz, AK Parti’nin bölgelere göre oy oranlarının en çok nerede düştüğü, kazanılan ve kaybedilen belediyelerle ilgili sunum yaptı.
İMKÂNLARA BAKACAĞIZ
Toplantıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan “Vatandaşın vermiş olduğu mesaja göre biz çekidüzenimizi vereceğiz. Ekonomi, emeklilikle ilgili vatandaş mesajını verdi. Mali disiplin çerçevesinde ne yapılabilir, ülkenin imkânları nelerdir buna bakacağız. Teşkilatımızla ilgili millete dokunması noktasında bir eleştirisi varsa bu konuda kendimize bir çekidüzen vermemiz lazım. Milletle büyümüşüz, milletle yoğrulmuşuz, milletle yol alıyoruz dolayısıyla millete mesafe koyan bir anlayışa asla müsamaha gösteremeyiz. Bu noktada olan arkadaşlar varsa onlarla ilgili önümüzdeki süreçte gereği neyse yapılır” dedi.
MYK ÜYELERİ SÖZ ALDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, değerlendirmelerinin ardından MYK üyelerine söz verirken, “Ekonomi ve emeklileri geçin, herkes konuşmasına özeleştirisini yaparak başlasın” diyerek talimat verdi. Bunun üzerine MYK üyeleri seçim süreciyle ilgili eksik gördükleri noktaları değerlendirdi. Erdoğan’ın, MYK üyelerinin eleştirilerini dinleyerek not aldığı öğrenildi.
OLAĞAN KONGRE SÜRECİ
AK Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, basın toplantısında özetle şunları söyledi: “Türkiye’yi yöneten unsur demokrasidir, sandıktır. Demokrasimiz bir kere daha güç kazanıp kökleşmiştir. Kazanan milletimiz olmuştur. Siyasetin sicil amiri vatandaşlarımızdır. Vatandaşlarımız uyarılarını sandık yolu ile vermiştir. 31 Mart seçimlerinin partimize dönük mesajları okuyacağız. 31 Mart seçimleri de önümüzde izleyeceğimiz siyaset açısından dönüm noktası. 18 kez milletin huzuruna çıktık. Gösterilen teveccühlere şükranlarımızı arz ediyoruz. Bu teveccühe layık olmak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Arzu etmediğimiz sonucun çıktığı yerler var. Bütün boyutları ile ele alacağız. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak sadece milletin sesini dinleyen siyasi anlayışa sahibiz.
YOL HARİTAMIZ
Milletimiz uyarılarda bulunmuştur, eleştirileri vardır. Bu mesajı bütün boyutları ile ele almak değerlendirmek boynumuzun borcudur. Milletin verdiği mesaj yol haritamız. Bize not verecek yegane mercinin vatandaş olduğunu bilerek bu çalışmaları sürdürürüz. İtiraz ve eleştiri hakkı millete aittir, dinlemesi gereken kurum siyaset kurumudur. Milletimizin ortaya koyduğu tabloyu ele alacağız. Kuşkusuz milletin sandık yolu ile verdiği mesaj hürmetle karşıladığımız bir tutumdur. Tüm kılcal damarlarına kadar değerlendirilecektir. Demokrasimizi korumaya, sandığa güç vermeye verdiğimiz önemi bundan sonra da gerçekleştireceğiz..”
KONGRE KONUŞULMADI
Çelik MYK toplantısı ve erken seçim tartışmalarına ilişkin “Herhangi bir kongre süreci veya başka bir şey konuşulmadı. Seçim sürecine, sonuçlarına dair bir değerlendirme MYK’sıdır. Bu çağrıların mantığı yok. Genel seçim gerçekleşti. Cumhurbaşkanımız 5 yıllık yetki sahibidir. Bu seçim yerel seçimdir” dedi.
VAN KARARI: BU KONU YSK’NIN TAKDİRİ
- Ömer Çelik Van’daki belediye başkanlığı değişimi için “Bu konu il seçim kurulunun takdirinde. Yasal mevzuatla ilgili bir konu. Gereken şartlar yerine gelmediği için il seçim kurulu böyle bir karar almış. Şartların yerine gelmemesi ile ilgili bir konu. Konu hukuki, yetkili karar mercii YSK. Yapacakları itiraz mekanizmaları belli. Hukuken haklılar ise sonuç zaten onların arzu ettiği gibi olacak. Demokratik tepki gösterelim deniyor sokaklar yakıp yıkılıyor, polise saldırılıyor. Şiddet olaylarının demokrasi ile bağı yoktur. Herkes itirazını yapar, mahkeme de kararını verir” dedi.
Toplantıda Erdoğan’ın mevcut durumda hem genel merkez, hem teşkilat, hem de adayların payı bulunduğunu ortaya koyduğu, aday belirleme sürecinden seçimin sonuçlanmasına kadar yaşananların uzun uzun değerlendirileceğini özellikle vurguladığı öğrenildi.
Kaynaklara göre Cumhurbaşkanı’nın yaptığı değerlendirmede hayat pahalılığı, Kovit-19 salgını ve Ukrayna-Rusya Savaşı süreçleri ile başlayan ve artış gösteren enflasyon baskısı ve sonuçlarının 31 Mart’ta derinden hissedildiğini, önleyici tedbirlerin yeterli olamadığını, tüm illerde serzenişlerini dinlediği emekliler başta olmak üzere toplumun birçok kesiminin refah kaybına uğradığını, süreç içinde emeklilerin sıkıntılarını hafifletme çalışmalarının da istenilen noktaya ulaşmadığını belirttiği ifade edildi.
MYK’da Erdoğan’ın vatandaşlardan gelen şikayetleri gündeme getirdiği, parti yönetimi, il, ilçe, belde teşkilatları, belediye başkanları, milletvekilleri ve bürokraside görülmeye başlanan olumsuz tutumlardan kurtulmanın ve onunla mücadele edilmesinin öneminin altını çizdiği de alınan bilgiler arasında.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, milletin bağrından çıkan AK Parti’nin vatandaşla arasına duvar öremeyeceğini, bunun en büyük düşman olduğunu, hangi konumda olursa olsun millete karşı olumsuz tutumlarda bulunanların hesap verme sorumluluğundan kaçamayacağını net bir biçimde belirttiği de ifade ediliyor.
Ak Parti yönetimi, Cumhur İttifakı partilerinin rekabet ettiği ve bu nedenle CHP’nin kazandığı Amasya, Kütahya, Kırıkkale gibi illerin durumunun da ayrıca değerlendirilecek.
Parti kaynaklarına göre toplantıda özeleştiri yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 yıldır AK Parti’nin arkasında duran milletin bu kez kendilerini neden ikinci parti yaptığının çok iyi analiz edilmesi gerektiği görüşünde.
Erdoğan, ortada oy kaybının yanında, kan ve ruh kaybı bulunduğunu düşünüyor. Acizler ve gafillerin yaptığı gibi bu tablonun suçunun millete atılamayacağını, AK Parti’nin hatayı millette aramak gibi bir geleneğinin asla olmadığını ve olamayacağını belirttiği öğrenildi.
Kaynaklara göre toplantıda Cumhurbaşkanı, kendisi dahil AK Parti yönetiminde yer alan kimsenin 31 Mart seçim sonuçlarının sorumluluğundan kaçamayacağını, oy kayıplarının tek bir soruna ve tek bir başlığa indirilemeyeceğini, bunun kolaycılık olacağını ve nerede eksik, hata, kasıt ya da ihanet varsa üzerine gitmenin boyunlarının borcu olduğunu belirtti.
Kesin olmayan sonuçlara göre; AK Parti, 2019 seçimlerine kıyasla, seçmeninin yaklaşık 2 milyonunu kaybederken, CHP ise yaklaşık 5 milyon yeni seçmen kazandı. AK Parti’nin sandıktan ikinci parti olarak çıkmasının nedenleri de tartışılmaya başlandı. AK Parti seçmenini en çok etkileyen faktörlerin başında ekonomik kriz gelse de partinin sandıkta ikinci çıkmasına neden olan 5 faktör şöyle:
YENİDEN REFAH ETKİSİ
İlk olarak, AK Parti seçmeni için geçen yıl yapılan genel seçimlerde ittifak şablonunda yer alan Yeniden Refah Partisi bir alternatif hale geldi. Bu nedenle kendi çizgisinden çıkacağını düşünen ve başka partiye gitmek istemeyen AK Parti seçmeninden YRP’ye ciddi bir oy kayması yaşandı. YRP’nin bu seçimlerde toplamda aldığı yüzde 6.19’luk oran partiyi 2028 seçimlerine taşıması açısından ciddi bir rakam oldu. Bunların yanı sıra YRP’nin yerel seçim kampanyası boyunca kullandığı argümanlar AK Parti tabanında ciddi bir konsolide oluşturdu. Bu kapsamda, özellikle YRP’nin ‘İktidar İsrail’le ticareti sonlandırdığını ilan etsin, İsrail’e ihracatı kestiğini ilan etsin’, ‘Filistin konusunda iktidarın daha güçlü bir duruş sergilemesi’, ‘Emekli maaşını 20 bin TL’ye çıkardığını ilan etsin’ ve ekonomi konusundaki eleştirileri ile söylemleri tepkili tabanı ciddi anlamda etkiledi.
EKONOMİK SIKINTILAR
İkinci olarak, seçmen koronavirüs salgınının ardından başlayan ekonomik krizle ilgili tepkiyi bu seçimde ilk kez bu kadar büyük oranda sandığa yansıttı. 2019’da 15 olan büyükşehir belediyesini bu seçimde 12’ye, 45 olan il belediye sayısını da 24’e düşürdü. Enflasyon, kira ve gıda fiyatlarındaki anormal artışlar ve hayat pahalılığı gibi ekonomik gerekçeler seçmenin sandıktaki kararında önemli oldu.
EMEKLİLERE VERİLEN ZAM
Üçüncü olarak seçimin sonucunu etkileyen en önemli kıstaslardan biri de emeklilere verilen zam oranı oldu. SSK ve Bağkur emeklilerine yıl başında yüzde 39 oranında zam yapılırken, ardından zam oranı memur emekli maaş artışlarıyla eşitlenerek yüzde 49’a çıkarıldı. Yüksek enflasyon ortamında emeklilere verilen zam miktarı yeterli olmadı. Hükümetin 2024’ü emekli yılı ilan etmesi, bayram ikramiyelerini 3 bin TL’ye çıkarması ve banka maaş promasyonlarının 8-12 bin TL arasına çıkartılması emeklinin kararını değiştirmede yeterli olmadı.
6 ŞUBAT ETKİSİ
AK Parti Malatya Büyükşehir Belediye Başkan adayı Sami Er, şehirde bulunan yaklaşık 35 bin konteyner için ilginç bir proje geliştirdi. Sami Er, konteynerlerle ilgili projesini şöyle anlattı:
“Şu anda 130 bin depremzedemiz konteynerlerde yaşıyor ve yaklaşık 35 bin civarı konteyner bulunuyor. Konutlar teslim edilmeye başlandı. Şu anda yaklaşık 8 bin konutu kura çekimiyle vatandaşlara teslim ettik. Her ay belli oranda bu kuralar devam edecek. Dolayısıyla peyderpey konteynerlerimiz boşa çıkacak.
ÇÖP OLSUN İSTEMEDİK
Çok ciddi manada konteyner boşa çıkacak. Bunlar konteyner çöplüğü veya atık hale gelmesin diye böyle bir düşünce oluştu.
Mimarlarımızla şehrin dokusunu bozmayacak şekilde bu konteynerleri estetik hale getirerek kullanacağız. Kamplar yapacağız mesela. Bu kamplarda bu konteynerler kullanılacak.
- İSTANBUL’U KAZANMAK MURAT’A YAKIŞIR: Burada, Başkent Millet Bahçesi’nde bir araya gelen sizler, sadece Ankara’ya, sadece ülkemize değil tüm dünyaya mesaj veriyorsunuz. Bu millet bahçesini Murat Kurum kardeşimiz bakanken yaptı. Şimdi İstanbul’u kazanmak Murat kardeşimize yakışır. Keçiören’de de Turgut Altınok kardeşimiz birçok eserleriyle oraya damgasını vurdu.
- BUNLARDAN KURTULALIM ARTIK: Asıl mühim olan, Ankara’yı tüm vasıflarına uygun eser ve hizmetlerle donatmaktır. Mevcut Ankara Belediye Başkanı şu 5 yılda Allah aşkına ne yaptı ya? Yollarımızın hali ortada. Çöp, çukur, çamur... Bu CHP’nin pratiğidir. Bundan başkasını bunlar yapamaz. İstanbul’da da öyleydi. Çöp, çukur, çamur... Onlardan devraldık. Ankara da öyle. Bunlardan artık kurtulalım. 5 yıl boşuna geçti. Onun için 31 Mart çok önemli. Ankara’yı başkentlik sıfatına uygun hizmet veremeyenlerden kurtarmanın vakti çoktan gelmiştir.
- NEDİR BU YAVAŞLARDAN ÇEKTİĞİMİZ: Bunca yılın Ankaralısı olarak, şehrin nereden nereye geldiğini de nerede durduğunu ve hatta gerilediğini de bizzat görüyoruz, biliyoruz. Ankara daha fazla yavaşlamayı, daha fazla ataleti kaldıramaz. Nedir bu yavaşlardan çektiğimiz? Ankara’yı içine düştüğü bu sıkışmışlık, çaresizlik, dayatma halinden bir an önce kurtarmak gerekiyor. Ulaşımda çektiğimiz sıkıntı hepinizin malumu, trafikte çektiğimiz sıkıntı hepinizin malumu.
Başkentimizi içinde oturanlarının ve çalışanlarının huzurla ‘İşte benim şehrim’ diyeceği konuma getirmek arzusundayız. Caddeleriyle, parklarıyla, ulaşımıyla, altyapısıyla, sosyal ve kültürel donatılarıyla hep birlikte gurur duyacağımız bir Ankara’nın peşindeyiz. Çok mu şey istiyoruz? Hayır, hepsi mümkün.
- HAVALİMANI METROSUNU 2028’DE TAMAMLAYACAĞIZ: Ankara’ya son 21 yılda 1 trilyon 91 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptık. Başkentray’ı Yenikent’e kadar uzatıyoruz. Toplam 7 istasyonlu Keçiören Kuyubaşı-Esenboğa Havalimanı-Yıldırım Beyazıt Üniversitesi metro hattını yatırım programına aldık, yakında ihalesine çıkacağız. Esenboğa Havalimanı ile Kızılay’ı birbirine bağlayacak olan bu metro hattını inşallah 2028 yılında tamamlamayı hedefliyoruz. Ankara YHT Garı-Etlik Şehir Hastanesi-Ovacık metro hattının etüt projesini hazırlamaya başlıyoruz. Sincan metrosuyla Çayyolu metrosunu birleştirmeyi planlıyoruz.
PARA KULELERİNİ İZAH EDEMEDİLER
Erdoğan, konuşmasında muhalefete de sert eleştirilerde bulundu: “CHP geçen seçimlerde o zamanki ismiyle HDP’yle gizli-saklı işbirliği yapmıştı. Bu seçimlerde yine utana sıkıla, adını koyamadıkları ama altta belediye başkanlıklarını, belediye meclis üyeliklerini, belediye bürokrasisini paylaştıkları kirli bir pazarlığa giriştiler. Ortada, kapağını kaldırdıkça sürekli yeni şeyler çıkan bir ‘matruşka ittifakı’ var ve bundan seçmenin haberi yok. Onlar da ne olup bittiğini anlamaya çalışıyor. Ortaya bir de deste deste ne çıktı? Dolarlar, Euro’lar. Şimdi mahkemelerde hesap veriyorlar. CHP’den hiçbir Allah’ın kulu çıkıp da para kulelerinin doğru dürüst izahını yapamadı. Öyle ya birine para gönderecekseniz, internet bankacılığı duruyorken; valize, çantaya ve bunları taşımak için 6-7 kişiye ne gerek var? Son derece makul bu soruları cevaplamak yerine, suçu AK Parti’ye yüklemeye kalktılar. Parayı getiren CHP belediyesinin bürokratı, parayı toplayan CHP Belediye Başkanı’nın müdürü, parayı aldığı söylenen kişinin beyan ettiği rakamlarla, ortadaki meblağın ilgisi yok. Ama suçlu AK Parti. Türk siyaseti çok yüzsüzlük, çok utanmazlık, çok pişkinlik gördü fakat böylesiyle ilk defa karşılaşıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde ‘mevcut anayasaya göre son seçimim’ sözleri ve sonrasında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ‘Ayrılamazsın’ açıklamalarının ardından gözler yeni anayasa sürecine çevrildi. AK Parti, 31 Mart seçimlerinin hemen ardından yeni anayasa çalışmasıyla ilgili bayramdan sonra muhalefet partilerini ziyaret edecek.
TASLAK METİN RAFTAN İNDİRİLİYOR
Cumhurbaşkanlığı’nda kurulan ekip tarafından hazırlanan 120 maddelik yeni anayasa taslağıyla ilgili bugüne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan’a 4 kez sunum yapılmıştı. Mevcutta bulunan taslağın raftan yeniden indirilerek, bayramdan sonra ziyaret edilecek muhalefet partileriyle bir değerlendirme yapılacağı ve Meclis’te grubu bulunan partilerin yeni tespitleri doğrultusunda şekilleneceği belirtiliyor. Bununla birlikte, AK Parti muhalefetle yapacağı görüşmelerde, yeni anayasa çalışmasıyla ilgili usül ve esasları belirleyerek yeni bir süreci başlatmış olacak.
BAROLAR, SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINA DAVET
Edinilen bilgiye göre, çalışma usul ve esasların belirlenmesinin ardından yeni bir taslak metin için çalışmalara start verilecek. Ayrıca, Meclis Başkanlığı da yeni anayasa için barolar, sivil toplum kuruluşları, sendikalar ve akademik camiayı da çalışmaya katkı sunması için davet edecek. Çalışmada Erdoğan’ın yeniden adaylığı ile ilgili bir düzenleme yapılabilmesi için AK Parti’nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde bazı değişiklikler yapmak durumunda kalabileceği ifade ediliyor. AK Parti’nin ise bir sistem revizyonu kapsamında daha çok denge-denetleme sisteminin yani parlamentonun güçlendirilmesi yönünde atılacak adımlara ağırlık vermek isteyeceği belirtiliyor.
NELER VAR
-MEVCUT taslakta Meclis’in güçlendirilmesi, hükümeti denetleme ve bazı konularda TBMM’nin gücünün artırılmasına yönelik önemli maddelerin yer aldığı öğrenildi.
◊ Meclis’in salt çoğunlukla yani 360 oyla bakanları görevden alabilme yetkisi, halkın 100 bin imza ile kanun teklifi, 500 bin imza ile anayasa değişikliği önerisi verebilmesi ve çıkan kanunları veto edebilme hakkı getiriliyor.
Türk milleti 18 Mart 1915’te tarihe adını altın harflerle yazdırarak Çanakkale’de çok büyük bir zafer kazandı. Her yıl coşkuyla kutlanan Çanakkale Zaferi, 109. yılında da zaferin ruhunu anlatan bir programla anılacak. “Bizim Çanakkale” mottosu ile donatılan Şehitler Abidesi alanı dün son provayla törene hazır hale getirildi. “Şan, Şeref, Tarih Bizim, Bizim Çanakkale” adı altında hazırlanan 1 dakikalık kamu spotu, televizyon kanallarında hafta etkinlikleri kapsamında gösterildi.
ŞEHİTLER ABİDESİ’NE SELAM
Günler öncesinden Çanakkale’de başlanan kutlamalarda, tarihi Gelibolu Yarımadası’nda, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı aralarında TCG Anadolu’nun da yer aldığı savaş gemileri Şehitler Abidesi’nin önünden geçti. SOLOTÜRK ise Çanakkale Şehitler Abidesi çevresinde dün 2 ayrı prova uçuşu yaptı. İlk prova uçuşunda Çanakkale semalarında uçan SOLOTÜRK, diğer provada ise Şehitler Abidesi bölgesinde keşif uçuşu yaptı.
Türk Yıldızları prova uçuşuyla nefesleri kesti.
ERDOĞAN DA KATILACAK
Bugün yapılacak programda ise Deniz Kuvvetleri yüzer unsurları ile Çanakkale Boğazı’nda geçit töreni gerçekleştirecek. SOLOTÜRK’ün gösteri uçuşunu yapacağı programda, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan konuşma gerçekleştirecek. Törene, Tarihi Alan Başkanlığı tarafından açılan “www.18martetkinlikleri.com” sitesinden yüksek çözünürlüklü olarak erişim sağlanabilecek.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dün Sebilürreşad Kültür ve Sanat Merkezi Açılış Programı’na katılarak özetle şunları söyledi: “Bugün (dün) aynı zamanda İstiklal Marşı’mızın kabulünün 103’üncü yıldönümü. ‘Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak’ diye başlayan, ‘Arkadaş yurdumu alçaklara uğratma sakın’ diye devam eden ‘Hakkıdır hakka tapan milletimin istiklal” diye biten İstiklal Marşımızın ifade ettiği mananın dünyada bir başka örneği yoktur.
ÖZGÜRLÜK İRADESİ
Milletimizin yüreğinden sökülüp gelen güçlü bir özgürlük iradesinin yazıya dökülmüş hali olan İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy’u rahmetle ve şükranla yâd ediyoruz. Buradaki buluşmamızı da Mehmet Akif Ersoy’un milletimize ve kültürümüze armağanı olan bir diğer emanetinin ihyası etrafında yürütülen çalışmalara borçluyuz. Ankaramızın eski değerlerini bünyesinde barındıran Ulus’taki bu tarihi bina, Sebilürreşad Kültür ve Sanat Merkezi’ne dönüştürülerek ülkemize kazandırılmıştır. Uzun yıllar kendi haline terk edilen bu binayı dergi müze, sergi salonu ve diğer birimleriyle yeniden kültür sanat hayatımıza kazandıran tüm Sebilürreşad ekibine teşekkür ediyorum.
GENÇLERLE GÜVENİM ARTIYOR
Ülkemizin dört bir yanında gençlerimiz tarafından yürütülen kültür sanat çalışmalarını, teknoloji faaliyetlerini, fikri felsefi sohbet denemelerini gördükçe geleceğimize olan güvenim artıyor. Akif’in hayali olan Asım’ın neslini yaşatmak için hep birlikte daha çok çalışmalı, daha iyi mücadele etmeliyiz. Gençlerimizi internet mecralarındaki birtakım platformların sanal dünyalarına hapsedip sahip oldukları büyük medeniyet birikiminden mahrum bırakmak isteyenlere aradıkları fırsat vermeyeceğiz. Son dönemde iyice hız kazanan çocuklarımızı inancından, kültüründen, ailesinden, benliğinden, hatta cinsiyetinden kopartarak küresel sapkın akımların esiri yapma çabalarını mutlaka boşa çıkaracağız.
BATI’NIN SÖMÜRGECİLİK KILIFI
Biliyorsunuz Batı; sömürgeciliğine, katliamlarına, hırsızlıklarına, haksızlıklarına kılıf uydurmakta çok mahirdir. Öyle ki siyasi, ekonomik, askeri, teknolojik tahakkümüne zemin hazırlamak için her birimizin dünyasını kendi kavramlarıyla inşa etmenin yollarını da bulmuştur. İsrail’in Gazze’de uyguladığı zulmü bile insan hakları, demokrasi, özgürlük, güvenlik ve diğer tüm parıltılı kavramlarla meşrulaştırmak için kullananlar bunlar değil mi? Kendi güvenlikleri ve refahları için dünyanın geri kalanını yoksulluğa, kargaşaya, çatışmaya sürükleyen kan ve ateşe boğan bunlar değil mi? Öyleyse bize düşen vazife tıpkı bir asır önce Sıratı Müstakim ve Sebilürreşad’ın yapılmaya çalışıldığı gibi kendi medeniyetimizin peşinden gitmektir.”
GENCEBAY’IN DİZELERİYLE
Türkiye ise vize sorununun çözümü için 3 ana başlıkta yeni bir strateji izleyecek. Buna göre;
- Diplomasi ana aktör olacak. Bu kapsamda, birincisi AKPM vasıtasıyla AB’nin raporla ilgili ne yapıldığına dair sorgulamalara devam edilecek.
- İkincisi, AB nezdinde Schengen bilgi sisteminin düzeltilmesine dair çalışmaların yakın bir şekilde takibi yapılacak.
- Son olarak ülke bazlı görüşmeler yapılacak. Diplomatik kaynaklar, “Ülke bazlı uygulama farklılıkları var. Bazı ülkelerde esnek, bazı ülkelerde katı. Dolayısıyla ülke bazlı görüşmeler faydalı olabilir” diyor.
RESMİ OTURUM TALEBİNE GAYRİRESMİ ÖNERİ
- AKPM’nin usulüne göre, kabul edilen raporların takibine yönelik 6 ayda ya da 1 yılda bir gelinen noktayı masaya yatırmak için konsey çağrılarak toplantı yapılıyor. Türk yetkililer geçen günlerde söz konusu raporla ilgili üye ülkelerin nasıl tedbirler aldığını, ne gibi değişikliklerin olduğunun gündeme geleceği ‘resmi’ bir toplantı talep etti. Ancak AKPM, bu talebe karşılık ‘gayriresmi’ bir oturum olmasını önerdi. Bunu kabul etmeyen Türk yetkililer, AKPM’nin hâlâ resmi bir oturum yapması ihtimalini de ayrıca gündeminde tutuyor.
AK Parti Genel Merkezi’nde ‘Genişletilmiş İl Seçim İşleri Başkanları Toplantısı’nda açıklamalarda bulunan Erdoğan özetle şunları söyledi:
ESKİ TÜRKİYE DÖNEMİNİ KAPATIYORUZ: “Asıl işimiz yeni başlıyor, Türkiye Yüzyılı yeni başlıyor. Bizden önceki kuşakların bizim, bizden sonraki kuşağın yaşadığı eski Türkiye dönemini tamamen kapatıyoruz. Tek parti faşizminin, darbelerin, cuntaların, zulümlerin, koalisyonların, krizlerin, istikrarsızlıkların Türkiye’sini bir daha geri gelmemek üzere tarihin tozlu raflarına kaldırıyoruz. Artık devir Türkiye Yüzyılı devridir.
CHP ROTASINI KAYBETTİ: Dünya değişti, Türkiye değişti, şehirlerimizin çehresi değişti ama ülkemizdeki muhalefet anlayışı hiç değişmedi. Bilhassa, ülkenin ikinci partisi sıfatına sahip CHP bırakın olumlu yönde değişmeyi, bölücülerle, terör örgütü mensupları ile işbirliğine girecek kadar rotasını kaybetmiştir. Üzülerek görüyoruz ki CHP’de bölücülerin ve yapay zekânın sözü bu partiye yıllarca emek vermiş, bu partiye gönül vermiş insanların sözünden daha fazla geçiyor. İstanbul’da bölücü örgütün uzantıları ile el ele kol kola yürümekten, bölücülerin sembolleri altında ortak miting yapmaktan utanmıyorlar.
HEM SAHA HEM SANDIK HÂKİMİYETİ: Medya ve sosyal medya başta olmak üzere modern iletişim yöntemleri elbette önemlidir ama yarım asra yaklaşan siyasi tecrübemizle biliyoruz ki sahada yoksanız sandıkta esameniz okunmaz. AK Parti kurulduğu günden bu yana girdiği her seçimden birinci çıkmayı hem saha hem sandık hâkimiyeti sayesinde başarmıştır. İnşallah 31 Mart’ta da hem ülke geneli hem de büyükşehir, il, ilçe, belde düzeyinde birinciliği yine kimseye kaptırmayacağız.
MİLLETİ KANDIRMAYA ÇALIŞANLAR: Her seçim döneminde olduğu gibi 31 Mart sürecinde de kendi akıllarınca milleti kandırmaya çalışan birileri yine meydanlara çıkmış görünüyor. Bunlar sokakta ‘Ben şu partiden adayım ama aslında gönlüm AK Parti veya Tayyip Erdoğan’dan yana’ diyerek insanlardan destek istiyor. Hep söylediğimiz gibi Türkiye özgür ve demokratik bir ülkedir. İsteyenin istediği partide siyaset yapma ve aday olma hakkı vardır. Herhangi bir partide bir müddet siyaset yaptıktan sonra yolunu ayırıp başka istikamete gidenlerin de yeri artık orasıdır. Açık ve net söylüyorum; ‘Ben seçimi kazanırsam kazandıktan sonra yine AK Parti’de olacağım’ diyen sirk cambazlarına asla prim vermeyiniz. Bunlar sirk cambazıdır. ‘Ben şimdi buradan aday oldum ama seçimden sonra yine AK Parti’ye gideceğim’ diyen sirk cambazlarına da aldanmayın.
KORSAN SİYASET YAPMAYA KALKANA EYVALLAH ETMEYİZ: Geçmişte AK Parti’de bulunup da hangi sebeple olursa olsun başka partiye gidenler için de aynı durum geçerlidir. Bu durumdaki hiç kimsenin AK Parti veya bizim adımıza konuşma, oy isteme, hatta böyle bir imada bulunma hakkı yoktur. AK Parti şahısların değil, bir davanın, bir ülkünün ülkeye ve millete hizmet uğruna adanmışlığın partisidir. Her kim AK Parti çatısı altında bu kadim davaya hizmet ediyorsa başımızın üstünde yeri vardır. Ama AK Parti’den ayrılıp da bu partinin gölgesinde korsan siyaset yapmaya kalkana da kimse kusura bakmasın eyvallah etmeyiz.”
DEVLET BEY YAŞIM MİKTARINCA GÜL GÖNDERDİ
-
ADIYAMAN Üniversitesi Spor Salonu’nda Deprem Konutları Kura ve Anahtar Teslim Töreni’ne katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan özetle şunları söyledi: “Adıyaman, 6 Şubat 2023 depremlerinden en çok yara alan şehirlerimizden biridir. Asrın felaketi olarak adlandırılan bu depremlerde Adıyamanımızda 8 bin 561 insanımız hayatını kaybetti. Depremde yıkılan 6 binin üzerindeki binaya ilave olarak acil yıkılacak durumda 8 binin üzerinde, ağır hasarlı olarak da 19 bin bina vardı. Yapılan tespitler sonunda Adıyaman’da yaklaşık 39 bini konut, 3 bin 400’e yakın işyeri ve 3 bine yakın ahır toplam 45 bin 305 hak sahibi belirlendi. 2 bin 798 konutumuzun teslimini yapıyoruz.
YENİ ÜRETİM TESİSİ
Halen inşası süren 32 bin konutumuzu yıl sonuna kadar peyderpey teslim edeceğiz. Önümüzdeki sene tüm hak sahiplerini evlerine ve işyerlerine kavuşturmayı hedefliyoruz. Kalıcı konutların teslimine başlayarak şehrimizin ayağa kaldırılmasında yeni bir safhaya geçtik. Sadece konut ve işyeri yapmakla şehirlerimizin caddelerini ve meydanlarını yeniden düzenlemekle kalmıyoruz, aynı zamanda şehirlerimizi Türkiye Yüzyılı’na hazırlayacak temel altyapıyı ve büyük yatırımları da planlıyor, hayata geçiriyoruz. Bu çerçevede, ülkemizin en hızlı büyüyen sektörü savunma sanayimizin yatırımlarını deprem bölgesi şehirlerimize yönlendirmek amacıyla bir iskân ve istihdam projesi başlattık. Adıyamanımıza savunma sanayisi şirketlerimizin ortaklığıyla ve TUSAŞ’ın koordinasyonunda hem laboratuvar ve test altyapısı hem de kablo, konnektör ve kablaj üretim tesisi kuruyoruz. İnşası süren bu tesis inşallah yıl sonuna doğru faaliyete geçecektir.”
TERÖR EYLEMLERİ BOŞUNA DEĞİL
- “Terör örgütleri üzerinden ülkemize istikamet verme, toplumu huzursuz etme, siyaseti yönlendirme çabaları hiç bitmiyor. Hem sınırlarımızın ötesinde hem de şehirlerimizde birden artış gösteren terör eylemleri, provokasyonlar, tahrikler, tuzaklar boşuna değildir. Hepsi de bu amaca hizmet etmek üzere yazılmış aynı senaryonun bir parçası olarak tedavüle koyulmuş araçlarıdır. Bu oyunu kuranların bilmedikleri bir şey var, o da Türkiye’nin artık eski Türkiye olmadığıdır.
BAY KEMAL’İ İLK HANÇERLEYENLER
Hatay’da Deprem Konutları Kura ve Anahtar Teslim Töreni’nde açıklamalarda bulunan Erdoğan, özetle şunları söyledi: “1 yıl önce 6 Şubat gününün erken saatlerinde yaşadığımız Kahramanmaraş merkezli depremde kaybettiğimiz canların acısı ilk günkü tazeliğiyle yüreklerimizi yakmayı sürdürmektedir. Buradan depremde kaybettiğimiz 53 bin vatandaşımızın her birine Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize baş sağlığı diliyorum. Asrın felaketini asrın dayanışmasına dönüştürerek o zor günlerin geride kalmasını temin ettik. Devletimiz tüm imkanlarıyla anında harekete geçerken Türkiye tek yürek, tek bilek olmuş milletimiz depremzede kardeşlerinin yanına koşmuştur.
YIKIM ÇOK BÜYÜKTÜ
Hatay, can kaybı ve yıkılan bina sayısı bakımından depremden en büyük zararı gören şehrimizdir. Depremden sonraki ikinci gün Hatay’a geldiğimizde karşılaştığımız tabloyu asla unutmadık, unutmayacağız. İnsanlık tarihinin en kadim yerleşim yerleri arasında bulunan Hatay’ın yaşadığı yıkım gerçekten çok büyüktü. Bu büyük felaketin ardından Hatay’ın halini görüp gözleri yaşarmayanın, yüreği daralmayanın kalbi kurumuş demektir.
HER AY 20 BİN KONUT
Depremde zarar gören şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmak için çalışmalarımız kesintisiz sürecek. Bölge genelinde halen yapımı süren 40 bin konutu da inşaatı tamamlandıkça peyderpey hak sahiplerimize teslim edeceğiz. İnşallah 2 ay içerisinde deprem bölgesi genelinde 75 bin konutun teslimini bitireceğiz. Amacımız takip eden dönemde de her ay 15-20 bin konut ve köy evlerini hak sahipleriyle buluşturmaktır. Böylece temel atmasının üzerinden 1 yıl geçmeden inşaatları bitirme sözünü önemli ölçüde yerine getirerek yıl sonuna kadar 200 bin evi teslim etmiş olacağız.
KİMSE MAĞDUR OLMAYACAK
Hatay’da ve diğer deprem şehirlerimizde yeni yerleşim yerlerinin inşası ve yerinde dönüşümle tüm hak sahiplerinin evlerine kavuşmasını sağlayacağız. Defne Hastanesi’yle ilgili ne dediler? Ne oldu? Biz Defne’yi yaptık mı? Yaptık. Açılışını da bizzat bu kardeşiniz bakanıyla, tüm ekibiyle gerçekleştirdi. Çünkü biz yalan üzerine hiçbir zaman hakikati bina etmedik. Kimsenin hakkı yerde kalmayacak, kimse mağdur olmayacak.
KENTSEL DÖNÜŞÜM
- Sosyal ihtiyaçlara uygun, sürdürülebilir şehirleşme modeli ile afetlere karşı dirençli yerleşim alanları oluşturmaya devam edeceğiz.
- Yeni bir “Kentsel Dönüşüm Seferberliği” başlatıyoruz.
- Mevcut şehir dokusu ile ilişkisini devam ettirebilen, kimlikli, sosyal, kültürel, kamusal, açık ve yeşil alanlarıyla örnek olacak yeni yaşam alan-ları tasarlayacağız. Belediyelerin afet risk azaltma çalışmaları için kaynaklarını güçlendireceğiz.
- Her şehrin 5, 10, 25 ve 100 yıllık potansiyel gelişimini dikkate alan, kısa-orta ve uzun vadeli makro yatırım perspektiflerini belirleyeceğiz.
KONUT YATIRIMLARI
- Konut açığının ne kadarının serbest piyasa, ne kadarının merkezi yönetim (TOKİ) ve ne kadarının yerel yönetim tarafından giderileceğinin planlamasını yaparak, konut açığını kapatacak yatırımları hızlandıracağız. Doğrudan yerel yönetimler tarafından üretilecek konutların hangi finansman modelleri ile inşa edileceğinin planlarını mukayeseli bir şekilde hazırlayacağız.
İTFAİYE AKADEMİLERİ
AK Parti Genel Merkezi’nin yeni konferans salonunun açılışı ve 31 Mart yerel seçim beyannamesinin açıklandığı programda konuşan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, özetle şunları söyledi: “Evlatlarımıza büyük, güçlü, müreffeh, itibarlı bir Türkiye bırakma hedefimize çelme takması için kimsenin eline malzeme vermemeliyiz. Sizlerin de gördüğü gibi, içeride ve dışarıda, Türkiye’nin tökezlemesini, siyasi ve ekonomik olarak yeniden eski zayıf günlerine dönmesini bekleyen bir güruh var. Şehirlerimizi Türkiye Yüzyılı’na hazırlayacak adımları atmakla, bu sinsi niyetleri de boşa çıkarmış olacağız.
HİÇ KİMSEYİ ATLAMADAN...
Şehirlerimizi algı belediyeciliğinden kurtarıp, gerçek belediyecilikle tanıştırmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Size, 14 Mayıs seçim beyannamemizi kamuoyuyla paylaşırken işaret ettiğim çalışma tarzını tekrar hatırlatmak istiyorum. Seçim günü olan 31 Mart’a kadar; gelmeyene gideceğiz, küskünü barıştıracağız, sevmeyeni sevdireceğiz, her eve, her işyerine gireceğiz, kalbini kazanmadık kimse bırakmayacağız, kararsızları ikna edeceğiz, zaten gönlünde olduklarımızı ihmal etmeyeceğiz. Hiç kimseyi atlamadan, teker teker herkese dokunacağız. Siyasetin sokakta yapıldığını unutmayacağız. Seçimin sandıkta kazanıldığını bileceğiz. Her seçimin önemli olduğunu, Türkiye Yüzyılı’nın ilk seçimi 31 Mart’ın da çok önemli olduğunu aklımızdan asla çıkarmayacağız. Sizlerden, seçim gününe kadar geçecek her anı değerlendirmenizi, seçim günü sandığı da namusumuz görerek sahiplenmenizi istiyorum.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi’nde yapılan programda 8 başlıktan oluşan seçim beyannamesini açıkladı. Erdoğan salona eşi Emine Erdoğan ile geldi.
ENGELLENDİK EDEBİYATI
Amacımız, şehirlerimizi ve oralarda yaşayan insanlarımızı bu hizmetsizlik girdabından, bu şov ve ajans belediyeciliği illüzyonundan kurtarmaktır. Eser ortaya koyamamanın, halka hizmet getirememenin hiçbir bahanesi olamaz. Siz bakmayın birilerinin engellendik edebiyatı yapmalarına... Şu anda bu engellendik diyenler AK Parti belediyelerinin aldığı paralardan çok daha fazlasını aldılar ve alıyorlar. Bunun ispatını her zaman yaptık ve yapıyoruz. Bunların tamamı safsatadan, sorumluluktan kaçmaktan ibarettir.
KAMU KAYNAKLARI EŞİT
Bakanlıklarımız ve kurumlarımız defalarca, belediyelere kamudan aktarılan kaynaktan bu belediyelerin aldıkları payı açıkladılar. Diğer belediyelere ne veriliyorsa, hangi kritere göre tahsisat yapılıyorsa, bunlar için de aynısı geçerlidir. Ne bir eksik, ne bir fazlasıyla, her belediye kamu kaynaklarından adil bir şekilde yararlanmaktadır. Bakınız, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni aldığım zaman bizim borcumuz, 2.5 milyar dolardı, devrederken 1.5 milyar dolarla devrettim. Ama şimdi 3 milyar dolar İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin borcu var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün İzmir’de şehir hastanesinin açılışını da yaptı. Burada bir konuşma yapan Erdoğan, özetle şu mesajları verdi: “Şehir hastanemiz 628 bin metrekareyi bulan kapalı alanı, yüksek yatak kapasitesi, diğer birimleriyle güzel İzmirimize yakışır bir eser oldu. Bu dev hastanenin altyapısı itibarıyla buranın yollarıyla alakalı, tabi acaba yollarını kim yaptı diye sorarsınız. Kimin yapması lazım, büyükşehir belediyesinin yapması lazım. Büyükşehir yolları yaptı mı, hayır.
4 KM’LİK BAĞLANTI YOLU
Ulaştırma Bakanlığı’mız devreye girdi, ilk etabı hallettik ama yetmez. İnşallah buranın yollarıyla alakalı ikinci etabı da Ulaştırma Bakanlığı’mız en güzel şekliyle yapacak ve hastanemize ulaşım daha da kolaylaşacak. Hastane yapınca ulaşım şart. Hastanemize hızlı, emniyetli erişim için inşa ettiğimiz 4 km uzunluğundaki bağlantı yolu ve kavşağını da bugün hizmete açıyoruz. Hastanemiz dünyanın en büyük sağlık komplekslerinden biridir. 6 ayrı hastaneyi barındıran bu muhteşem yatırım eser ve hizmet siyasetimizin önemli bir nişanesidir. Seçimlere gidiyoruz. Bu seçimlerle birlikte ben inanıyorum ki güzel İzmir’in güzel insanları burada Hamza Dağ kardeşimizi büyükşehirin başına getirecek ve böylece altyapı noktasında da İzmirimizin bu çileleri sona erecektir.”
35 BİN SAĞLIK PERSONELİ ALACAĞIZ
“Eğitim dedik, okullarımızın neredeyse tamamını yeniden inşa ettik. Evlatlarımızın en iyi şekilde yetişmesi için 800 bin yeni öğretmen atadık. Darbecilerin yıktığı mesleki eğitim sistemini yeniden ayağa kaldırdık. Şehir hastaneleriyle sağlık hizmetlerini dünya standartlarının üzerinde seviyeye taşıdık. 310 bini doktor olmak üzere 1.5 milyona yakın sağlık çalışanıyla bu alandaki insan kaynağımızı güçlendirdik. 15 bini hemşire olmak üzere 35 bin sağlık personelini daha kamuya alıyoruz. 2.5 milyon kişiye evde sağlık hizmeti vererek hizmeti insanımızın evine götürdük. Sınırlarımızın güvenliğini artırarak terörü kaynağında kurutma stratejisine geçtik. Asker, polis, jandarmasıyla Türkiye’yi dünyanın en sorunlu bölgesinin en güvenli bölgesi haline getirdik.”
İZMİR KİMSENİN TEKELİNDE DEĞİL
- AK Parti’nin ilçe belediye başkan adaylarını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan “İzmirliyle aramıza kimseyi sokmadık sokmayacağız. İzmirlilik kimsenin tekelinde değildir” dedi.
AK Parti İzmir İlçe Aday Tanıtım Programı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, özetle şunları söyledi: “Türkiye Yüzyılı’nın inşası sürecinde İzmir’in bize vereceği desteği çok önemli görüyoruz. İzmirliyle aramıza kimseyi sokmadık, sokmayacağız. Ne İzmir ne de İzmirlilik kimsenin tekelindedir. Bu şehre aşkla, sevdayla, azimle hizmet eden herkes İzmirlidir. Esasen bu iddia ile eser ve hizmet yerine istismar peşinde koşarak ortada dolaşanların gayesi şehri ihmal ederek İzmirlilere yaptıkları ihanetin ve boğazlarına kadar battıkları yolsuzlukların üzerini örtmektir.