Aysel Alp

Zenginlere havyar Rize’den gidecek

15 Ekim 2025

RECEP Tayyip Erdoğan (RTE) Üniversitesi, 250 milyon yıllık geçmişi olan ve 6 türünden 3’ü tamamen yok olan Mersin balığının kalan 3 türünden elde ettiği yavruları yatırımcılarla buluşturmaya hazırlanıyor. Geçen hafta yapılan ve belediyenin davetlisi olarak katıldığımız Rize 5. Gastronomi Günleri’nin açılışında Rize Belediye Başkanı Rahmi Metin, Mersin balığıyla ilgili şöyle konuştu: “Hedefimiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin 1936, 2. Sanayi Planı’nda yer alan Mersin balığı üretim ve ihracatını artırmak; Mersin balığı ve havyarda Türk markasını güçlendirmek. Rize’de üretilen Mersin balığı havyarı, 1950’lerde tüm dünyaya ihraç ediliyordu. RTE Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi ile birlikte yürüttüğümüz projelerle son yıllarda Mersin balığı yetiştiriciliğinde önemli adımlar attık. Hedefimiz 2034 yılında yaklaşık 1 milyar dolar olması öngörülen dünya havyar pazarında önemli bir oyuncu olmak. Limanımızın açılmasıyla Rize’den tüm dünyaya hızlı şekilde havyar, mersin balığı ve Türk somonu ihracatı yapmak istiyoruz.  Rize’nin hedefi, bu konuda güvenilir bir üs ve tedarikçi olmaktır.”

KİLOSU 22 BİN DOLAR

100 yıla kadar yaşayabilen Mersin balığının kilosu 22 bin dolara kadar çıkan havyarı, 3 tona kadar çıkan ağırlığı, çanta ve ayakkabı yapımında kullanılan derisi, hava kesesinden üretilen kolojeniyle büyük bir ekonomik değer olduğuna dikkat çeken RTE Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. İlker Zeki Kurtoğlu, Rize Belediyesi’yle birlikte bu alanda yatırım yapmak isteyen girişimcilere her türlü teknik desteği vermeye hazır olduklarını söyledi.

Mersin balığı Rize’de yetiştiriliyor.

Yazının Devamını Oku

Köyceğiz Gölü’ne dikkat

5 Eylül 2025

Prof. Dr. Kantarcı, Balcılar Barajı’yla birlikte göl ve havzasında yaşanması muhtemel gelişmeleri ise özetle şöyle sıraladı: 

“Sandras Dağı kütlesinde açılan taş ocakları ile Balcılar Barajı için açılacak taş/çakıl ocaklarının kayalığa dönüştürülmüş yüzeyine düşen yüksek yağışlar sellere dönüşür. Bu da havzadan taşıdıkları materyali Köyceğiz Gölü’ne taşır ve gölü doldurur. Balıklar ve diğer su canlıları ölür.

‘ORMAN YOK OLACAK’

Havzadan gelen yerüstü ve yeraltı sularına ihtiyaç vardır. Balcılar Barajı, Boğa Çayı ile Namnam Çayı sularını toplayıp, tarım alanlarını sulamak için planlanmıştır. Yetmeyeceğinden Namnam Çayı’ndan su aktarmak için 1860 metrelik tünel yapılacaktır. Bu su ile de iki HES yapılıp çalıştırılacaktır. Balcılar Barajı’na alınacak su, Namnam Barajı HES’inin kuyruk suyudur. Bu, Köyceğiz Gölü’nü beslemektedir. Su Balcılar Barajı’na alınırsa, Köyceğiz Gölü yeterince beslenemez ve kokar. Yapıların inşası ve bağlantı yolları için 2 kaya, 2 kum-çakıl ocağı açılacak, 92 bin orman ağacı kesilerek, bal ormanı yok edilecektir. Çıkacak toz, çevredeki ormanlara, zeytinliklere zarar verecek. Bu süreçte ‘Salma sulama’ yöntemini değiştirip, ‘damlama sulama’ yöntemine geçmek şarttır. Köyceğiz Gölü’nün su gelirini kesmeyip, kokuşmayı önlemek, halkın rahat nefes almasını sağlamak ve de turizm gelirlerini devam ettirmek daha önemlidir.”

 

Yazının Devamını Oku

Hürriyet e-imzayla ilgili bilinmeyenleri araştırdı... Artık SMS’le uyarı zorunlu

7 Ağustos 2025

Son günlerin gündemini oluşturan e-imza skandalında bilinmeyenleri Hürriyet araştırdı. Yetkililerin verdiği bilgiye göre sıkıntı kimlik bilgilerinin ele geçirilmesiyle başladı. Yetkili şirket şubelerine giderek işlem yapan şüpheliler, kimlik bilgilerini kullanarak e-imza aldılar. Olayı BTK’nın fark ettiğini belirten yetkililer, SMS’le e-imza alan kişiye uyarı gönderme uygulamasını başlattıklarını belirtti.

BAŞKAN ADINA SAHTE İMZA

* Edinilen bilgiye göre, skandal süreçten haberdar olunması E-İmza Kanunu’nun uygulayıcısı ve denetçisi konumundaki BTK Başkanı’nın e-imzasının sahte kimlikle üretildiğinin tespitiyle başladı.

1 MART 2024’TE DURDURULDU

* 29 Şubat 2024’te durumu fark eden BTK, 1 Mart’ta e-imza üreticisi 7 şirkete sözlü talimat vererek fiziksel kimlikle veya evrakla e-imza üretim sürecini durdurdu ve resen inceleme başlattı. Peki ama neden e-imza üreticisi şirketlere yazılı değil de sözlü talimat gönderildi? Bu sorumuza yetkililer, “Sözlü olarak durdurdular çünkü soruşturmanın akamete uğramasından endişelendiler” yanıtını verdi.

ÜNİVERSİTELERE UZANDI

* BTK’nın idari ve adli makamlara delil oluşturmak üzere konuya ilişkin log kayıtları üzerinden başlattığı incelemesi devam ederken Gazi Üniversitesi’nden gelen bir başvuru olayın boyutunu değiştirdi. ‘Öğrenci bilgi sistemlerimizde bir gariplik var’ uyarısı üzerine BTK’nın olay müdahale ekibi olan Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM) ekibi fiziki olarak üniversiteye giderek sistemi inceledi.

Ekip bazı yetkililerin e-imzası kullanılarak sisteme girildiğini ve vefat eden mezunlar adına sahte diploma üretildiğini, bu diplomayı kullandıklarını tespit etti. Ardından konu adli makamlara aksettirilirken tüm üniversitelere resmi yazı gönderilerek sistemlerini kontrol etmeleri, aksaklık tespit edilmesi halinde adli makamlara bildirilmesi uyarısı yapıldı.

Yazının Devamını Oku

Hızını ölüme ayarlayana ağır ceza gelmeli

17 Temmuz 2025

TÜRKİYE’nin en yoğun hatlarından biri olan Kocaeli Dilovası’nda önceki gün 5 kişinin ölümüne neden olan TIR kazası, uzmanları isyan ettirdi. Makina mühendisleri, TIR’ların sol şeritte ve 90 kilometre üzeri yüksek hızla seyrettiğine dikkat çekerek uyarılarda bulundu.

Trafik Kazalarını Önleme Derneği Başkan Yardımcısı ve makina yüksek mühendisi Alpay Lök, AB ülkelerinde bir trafik kazasında bu kadar yüksek ölümün olmadığına dikkat çekerek Türkiye’deki eksiklikleri ve acilen alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:

“Ağır taşıtlarla binek araçların çarpışmalarında, binek araçların çok hasar görmesi ve can kayıplarının olmasının nedeni, ağır taşıtların sahip oldukları kinetik enerjinin tahrip gücüdür. Bu nedenle ağır taşıtlar en sağ şeritten gitmek ve hız limitlerine uymak zorundadır. 90 km/h hızı aşmaması zorunlu olan 40 tonluk bir TIR, 127km/h hızla giderse 80 tonluk bir TIR’ın kinetik enerjisine sahip olur. Yani iki TIR çarpmış gibi hasar olur.

ÖLDÜREN AĞIR KUSUR

Oysa TIR’lar, kamyonlar merdiven altı yerlerde hız sınırlayıcı sistemlerini iptal ettiriyor ve bu araç muayenesinde ‘hafif kusur’ sayılıyor. Bu durumun acilen düzeltilerek AB’de olduğu gibi ‘ağır kusur’ sayılması gerekiyor. Trafikte 2030 hedefi gereği Türkiye’nin 2024’te 6 bin 324 kişi olan trafik ölümlerini 2030 yılına kadar 2 bin 433’e düşürmesi gerekiyor. Ağır taşıtlardaki hız sınırlayıcılar devreye alınmadan bu mümkün değil. Sayın Ulaştırma Bakanı yarından itibaren araç muayenesinde ‘hız sınırlayıcı’ iptalini AK (Ağır kusur) yapmalı, AB’de olduğu gibi.

‘HIZ AŞIMI CEZASI ŞART’

Ne yazık ki ağır taşıtlarda şerit disiplini ve takip mesafesi denetimi yok. Oysa Dilovası kazasında TIR’ın sol şeritte olduğu ifade ediliyor. Dolayısıyla bu denetimlerin düzenli olarak yapılması ve cezaların uygulanması önem taşıyor.

Yazının Devamını Oku

Yetkililer ve uzmanlar uyarıyor... En ufak kıvılcımda hemen 112’yi arayın

1 Temmuz 2025

TÜRKİYE’de 1 Haziran’dan itibaren 569 orman yangını çıktı. Artan hava sıcaklığıyla birlikte Sakarya, Manisa, Balıkesir, Edirne derken dün İzmir, Bilecik, Hatay’da 50 bin kişi yangın tehlikesi nedeniyle tahliye edildi. Uzmanlar, yangının ilk dakikalarında müdahalenin önemine dikkat çekerek, “Gören 112’yi arasın. İlk müdahaleyi yapabilen yapsın. Herkes birbirini uyarsın. Avcı, piknikçi ateşlerine, sigara izmaritine dikkat” uyarısı yapıyor.

CAMİ VE ARAÇLARDAN ANONS

Orman yangınlarının olduğu bölgelerde de uyarı anonsları yapılıyor. Osmaniye Orman İşletme Müdürlüğü, artan sıcaklıklarla birlikte orman yangınlarına karşı alınan önlemler kapsamında halkı bilgilendirmek için cami hoparlörlerinden ve orman yangın söndürme araçlarından anons yaptı. Duyurularda, “Bahçe temizliği için dahi olsa ateş yakmak, anız yakmak, çöp veya izmarit atmak kesinlikle yasaktır” denildi.

MANGAL, ANIZ, İZMARİT...

Türkiye Ormancılar Derneği Başkanı, orman mühendisi Hüsrev Özkara da şu uyarılarda bulundu: “Türkiye’de orman yangınlarının yüzde 90’ı insan kaynaklı olduğu; piknikle, sigara izmaritiyle, anız yangınıyla, çoban ateşiyle, avcı ateşiyle çıktığı için eğitim ve denetim büyük önem kazanıyor. Bu nedenle 85 milyonun bir yerde ateşi, dumanı gördüğü an önce 112’yi arayıp, müdahale edebileceği bir durumsa da gerekeni yapması büyük önem taşıyor. Çünkü ilk dakikalarda müdahale çok önemli, onu başarabilirsek büyümesi önlenebilir. İkincisi bulunduğunuz ortamda piknik ateşini söndürmeyen ya da tam söndürmeden ayrılanları uyarmak vatandaşlık görevimiz. Zaten toplumsal duyarlılığımız artarsa yangın adet sayısı da düşeceğinden daha kolay mücadele edebiliriz.”

BU HAVALAR BÜYÜK YANGINLARA GEBE

- Yangın sezonu öncesinde hava koşullarındaki aşırı oynaklık ve yangın sayısındaki artışın daha büyük yangınlara neden olabileceği uyarısı yapan Özkara, alınması gereken önlemleri ise şöyle sıraladı: “Tıpkı bir savaş planı gibi orman yangınlarına karşı sezon başlamadan tüm orman köylerinde yangın planları oluşturulmalı. Basınçlı su sistemleri kurulup, otlardan çalılardan temizlenmiş tampon alanlar oluşturulup, motorlu testereler, kazma kürek, tırpanlar hazırlanmalı. Köyler yangına dayanıklı hale getirilmeli. Hayvanlar nereye götürülecek, kim su sistemini açacak... Bütün bunlar bilinmeli ki yangın köye, yerleşim yerine geldiğinde kuru ortamla değil, ıslak nemli bir durumla karşılaşıp sıçramasın.” Özkara, Türkiye’de yangınların yüzde 5 ila 6’sının enerji nakil hatlarından çıktığına dikkat çekerken, yanan alanların ise yüzde 25’ini oluşturduğunu vurguladı ve “Hatlar boyunca otları, çalıları temizlemezsen bu yangınlar bitmez. TEAŞ, TEDAŞ, özel şirketler bunları işletenler bakımlarını yapmak zorundalar” dedi.

ALEVLERLE MÜCADELE

Yazının Devamını Oku

AB itirafı: Türkiye’ye vize utanç verici

23 Haziran 2025

Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu’nun Brüksel’e düzenlediği basın gezisi kapsamında Türk gazetecilerin sorularını yanıtlayan Thomas Hans Ossowski, Türkiye ile Avrupa’nın kaderlerinin birbirine bağlı olduğunu bu nedenle tam üyelik için birlikte çalışılması gerektiğini ifade etti. Türkiye’ye aralıktan itibaren başlayan üst düzey ziyaretlerin önümüzdeki süreçte komisyon üyeleriyle devam edeceğini duyuran Ossowski, Türkiye’ye vize serbestisi müzakerelerinin yeniden başlamasını güçlü bir şekilde teşvik ettiğini söyledi. “Hepimiz mevcut durumun sürdürülebilir olmadığını biliyoruz” diyen Ossowski, temmuz itibarıyla Almanya’nın AB Büyükelçiliği’ne atandığını ama Türkiye’deki 1 yıllık deneyimiyle Brüksel’de Türkiye için çok iyi şeyler yapabilecek bir konumda olacağını vurguladı. Ossowski, sözlerini özetle şöyle sürdürdü:

NATO ÜLKESİNE YAPILAMAZ

“Konsolosluklar Türk vize talepleriyle dolup taştı. İnsanlar aylarca, hatta bazen bir yıl vize randevusu almak için beklemek zorunda kalıyor. Bu sürdürülebilir değil. Ve Türkiye ile sahip olmak istediğimiz stratejik ilişkilerde bu kabul edilebilir değil. Bu utanç verici. Hepimiz için utanç verici. Bu yüzden vize serbestisi sürecini yeniden başlatmamız gerekiyor. Şimdi Türk hükümetine çok dürüst bir teklif getirdik. Lütfen müzakereleri yeniden başlatalım. Türkiye, 72 kriterden 66’sını yerine getirdi. Şimdi kalan son altı kriter üzerinde çalışalım. Türkiye, Avrupa Birliği’ne vizesiz seyahati olmayan tek aday ülke. Resmi aday ülke olmayan Kosova bile buna sahip.

TEKLİFİ YENİLEDİK

Savaş ortamındaki Ukraynalılar’ın, ülkelerini terk edip Avrupa’ya gelebilecek iken, Avrupa Birliği’ne vizesiz seyahat edebilmesi ama Türklerin edememesi nasıl mümkün olabilir? Şu anda zor ilişkiler içinde olduğumuz Gürcistan vizesiz; iktidar partisi Avrupa karşıtı ve Rusya yanlısı. Daha da kötüsü Venezuela’nın, hâlâ çok fazla uyuşturucu sorunu olan Kolombiya’nın vizesiz seyahati var. Stratejik ortak, çok önemli NATO müttefiki olarak Türkiye’nin vizesiz seyahati olmaması nasıl mümkün? Şimdi bunun olması acil. Ama bunun için her iki tarafta da siyasi iradeye ihtiyacımız var. Teklifi yeniledik. Kalan kriterler üzerinde çalışalım. Şu anda sahip olduğumuz sürdürülebilir değil. AB ile Türkiye arasında vizesiz seyahate ihtiyacımız var.”

TÜRKİYE VE AB KADER ORTAĞI

- Ossowski, Türkiye’den AB’ye vizesiz giriş için yapılması gerekenlerin neler olduğuna ilişkin soruya ise şöyle yanıt verdi: “Şimdi umarım Türkiye’de PKK’nın silahsızlanması ve çözülmesine yol açacak sürdürülebilir bir iç sürecimiz var. Şartların mevcut olduğunu düşünüyorum. Gümrük Birliği’nin modernizasyonu, internet hizmetlerini, tarımı dahil etmemiz gerekiyor. Uygun bir tahkim mekanizmasına ihtiyacımız var. Ama Başkan İmamoğlu’nun, öğrencilerin gösteri yaptıktan sonra tutuklanması iyi değil. Ders vermek istemiyoruz ama modern ve demokratik bir toplumda belirli gerekliliklerin olduğunu söylüyoruz, siyasi özgürlükler; örgütlenme, toplantı, konuşma, ifade özgürlüğü...

Bu yüzden tabii ki Türkiye ile eleştirel bir tartışma içindeyiz. Ama bu bizi şimdi yeniden etkileşimi durduralım demeye götürmüyor. Hayır, devam ediyoruz. Yeniden etkileşimi sürdürüyoruz çünkü stratejik olarak Türkiye ve Avrupa Birliği kader ortağıyız.

Yazının Devamını Oku

Cömertkent Sitesi’nden gelen sese kulak verin: Ölmek istemiyoruz

16 Haziran 2025

İstanbul’un merkezinde yer almasına karşın riskli yapı stokuyla dikkat çeken Güngören ilçesine bağlı Tozkoparan Mahallesi’nde bulunan Cömertkent Sitesi, 1980 ile 1990 yılları arasında kurulmuş. Çırpıcı Çayırı dere yatağı üzerine imar izni 3 kat olmasına rağmen, 8 kat olarak planlanmış; müteahhitinin ‘özel çabasıyla’ 11 kat, 26 blok olarak inşa edilmiş. Dar gelirli memurlar, işçiler, emeklilerden oluşan site sakinleri çürük, tabutluk binalarda yaşadıklarını bile bile çıkamadıkları evlerinden 23 Nisan depremi sonrasında ilgili kamu kurumlarına dilekçe yazmaya karar vermiş. Cömertkent sakinleri, Güngören Belediyesi ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na gönderdikleri dilekçelerde kendilerine verilen sözleri anımsatıp taleplerini şöyle özetledi:

‘SÖZ VERİLDİ TOKİ YAPSIN’

“6 Şubat depremlerinden sonra kapısını çaldığımız imardan sorumlu Belediye Başkan Yardımcısı bize Cömertkent’in İstanbul’daki en riskli birkaç yerden biri, zemin ve inşaatının çok kötü olduğunu söyledi. Daire sayısının çok, arsa payının küçük olması nedeniyle hiçbir özel müteahhitin bunun altından kalkamayacağını ‘Bir taraftan belediye olarak biz, bir taraftan da siz kentsel dönüşüm sürecini TOKİ’nin devralmasını sağlayalım’ dedi. Biz de 1276 daire sahibinden 970’i, 23 Haziran seçimlerinin ardından başlatılan yarısı bizden kampanyasından yararlanmak için başvurduk. Böylece, üçte iki çoğunluk fazlasıyla sağlandı ama o günden bugüne bekliyoruz.

Belediye bize ‘Can güvenliğiniz risk altında, bir an önce karot aldırın’ diyor. Evet doğru söylüyorlar. Beklenen Marmara depremi olduğunda Cömertkent’in yıkılacağını, enkaz altında kalacağımızı biz de biliyoruz. Ama karot aldırıp yıkım kararı verildiğinde ne yapacağız? Evlerimizi tekrar nasıl yaptıracağız? Böyle büyük bir sitenin dönüşümünü biz yönetemeyiz. Cömertkent’te oturanların çoğu, ekonomik olarak güçlü değil. Cömertkent’e bir yol haritası çizmenizi istirham ediyoruz. 2023 Mayıs seçimlerinde devlet söz vermişti. Kentsel dönüşümde inşaatlar TOKİ tarafından yapılacaktı. Devletin sözünde durmasını bekliyoruz. Kentsel dönüşümümüzün TOKİ kontrolünde yürütülmesi için gereğinin yapılmasını arz ediyoruz.”

‘İŞLERİ KOLAYLAŞSIN DİYE PLANI 13 KATA ÇIKARDIK’

Güngören Belediyesi Başkan Yardımcısı Sinan Baltacı, 1.5 yıl önce riskli yapı tespiti için karot almak üzere Cömertkent’e gittiklerini ama site sakinlerinin kendilerine izin vermediklerini belirterek, “7 Mayıs’ta kendilerine yeni bir yazı gönderdik, 60 gün içinde, 7 Temmuz’a kadar karot aldırmalarını, olmazsa belediye olarak polis eşliğinde, zorla alacağımızı bildirdik. 26 bloktan karot aldırmanın maliyeti 3 milyon TL olmasına rağmen bunu da biz üstleneceğiz. Ama onlar evlerini TOKİ yapmayacaksa karot aldırıp yıktırmak istemediklerini söylüyorlar. Biz dönüşümlerini kolaylaştırmak için 11 olan kat sayısını ilave 1 kat ve çatı katı şeklinde artırdık” dedi. Hürriyet’e bilgi veren site yönetimi ise TOKİ sözü olmadan karot aldırmaları halinde başlarına neler geleceğini bildiklerini belirtirken 22 Mayıs’ta Marmara Kentsel Dönüşüm Genel Müdürlüğü ile iletişime geçtiklerini, önümüzdeki günlerde bir rapor sunmalarını beklediklerini söylediler. 

 

Yazının Devamını Oku