Ankara Bölge İdare Mahkemesi, Kapadokya’ya ilişkin üst ölçekli planları, telafisi güç zararlara yol açacağı gerekçesiyle durdurdu. Oybirliğiyle alınan kararda, “Hukuka aykırı olduğu ve uygulanması halinde davacının telafisi güç zararına yol açacağı açık bulunan dava konusu işlemin, dava sonuna kadar ve teminat aranmaksızın yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir” denildi.
TARİHİ MİRAS ZARAR GÖRÜR
Kapadokya Alan Başkanlığı Komisyonu’nca hazırlanan ve geçen yıl 15 Ağustos’ta askıya çıkarılan, itirazlar üzerine bazı değişiklikler yapılan 1/25.000 ölçekli Kapadokya Alanı Üst Ölçekli Alan Planı, ekim ayında onaylanmıştı. Ancak Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası planın Kapadokya’yı korumak yerine imara açacağı, tarihi mirasa geri dönülmez zararlar vereceği iddiasıyla iptali için mahkemeye başvurmuştu. Dosyayı görüşen Kayseri İdare Mahkemesi, Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin yürütmeyi durdurma istemini 3 Haziran 2024’te oybirliğiyle reddetmiş, esasa ilişkin kararını ise ekim ayına bırakmıştı. Kayseri’nin yürütmeyi durdurmaya ilişkin ret kararını üst mahkemeye taşıyan Mimarlar Odası, birkaç gün önce Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nden gelen kararla sevindi.
Ankara Bölge İdare Mahkemesi, planların yürütmesini ‘oybirliğiyle’ durdurdu. Üst mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı sonrasında yerel mahkemenin ekim ayında planları esastan görüştüğünde ‘iptal’ geleceği tahmininde bulunan yetkililer, “Çünkü yerel mahkeme planı esastan görüştüğünde iptal vermezse, yine itiraz edilir. Dolayısıyla o dosya da aynı üst mahkemeye gideceğinden yerel mahkemenin bu karara aykırı bir karar vermeyeceğini düşünüyoruz. Olur da kararda direnirlerse, görmediğimiz bir şey görmüş oluruz” dediler.
Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanan değişikliğe göre otoyollardan ücret ödemeden geçip de 15 günlük ‘cezasız ödeme’ süresini kaçıranlar, 45 gün içinde ödeme yaparlarsa dört kat yerine bir kat cezayla kurtulacak. Oysa mevcut uygulamada 15 günü geçirenlere geçiş ücretinin dört katı kadar ceza uygulanıyordu.
TEBLİĞ EDİLMESİ GEREKİR
Yeni değişiklikle söz konusu cezaların ‘tebliğ’ edilip edilmediğine bakılmaksızın uygulanması hükmü getirildi. Konuyla ilgili Hürriyet’in sorularını yanıtlayan Tüketici Konfederasyonu Başkanı Aydın Ağaoğlu, “Cezanın bir kata düşmesi çok doğru ama hukukta bildirim yapılmaksızın ceza olmaz, devlet otoyollarında bildirim yapılıyor ama özeller yapmıyor” dedi. HGS etiketlerinde bakiye göstergesinin olmamasını eleştiren Ağaoğlu, teknolojinin bu kadar ilerlediği bir dönemde tüketicinin geçiş sırasında ücretini, bakiyesini görememesinin kabul edilemez bir durum olduğunu söyledi. Ağaoğlu, “Hukukun temel ilkesidir, kişilere tebliğ edilmeden borç tahakkuk ettirilemez. Oysa tüm plaka sahiplerinin telefonları şirketlerde var. Bildirim bir SMS’e bakar. Bildirim yapılmaksızın gönderilen borç için tüketici hakem heyetine başvurarak dava açtığında kazanır” dedi.
İTİRAZ EDİN
Ağaoğlu, ihlalli geçiş nedeniyle ceza gönderildiğinde itiraz etmenin püf noktasını ise şöyle anlattı:
“Püf noktası şu, tüketici için 15 günlük cezasız ödeme süresi, kendisine tebliğ edilmesiyle başlar. Dolayısıyla öğrendiği tarihten itibaren 15 günlük süre hukuken başlamış olacaktır. Örneğin kendisine ihbar gönderilmiş, icra takibi başlatılmış. Bu durumda tüketici asıl geçiş ücretini ödeyip kalanına itiraz etmelidir. Bin liralık geçiş ücretini ödeyip, diğer 4 bin liralık ceza artı icra masraflarına itiraz için tüketici hakem heyetlerine itiraz edebilir. Özel şirketlere bildirimsiz ceza göndermeleri nedeniyle binlerce şikâyet gidiyor.”
TÜKETİCİ Kanunu ile E-Ticaret Kanunu’nda değişiklik öngören yasa teklifi önceki gün gece yarısı TBMM Sanayi Komisyonu’nda kabul edildi. Teklifin yasalaşması halinde doğrudan satış şirketlerinin Dilan Polat kremlerinde olduğu gibi piramit satışa, halk arasında bilinen adıyla saadet zincirine dönüşmesinin önü kapanacak.
SAADET ZİNCİRİNE SON
Halen büyük çoğunluğu kadın olan 2 milyon kişinin doğrudan satıcı olduğu ve 10 milyar liralık büyüklüğe ulaşan doğrudan satış pazarına ilişkin kurallar ilk kez kanuna işleniyor. Doğrudan satış şirketlerine sermaye şirketi olarak kurulması ve belli ilkeleri sağlama koşulu getirilerek, tüketici mağduriyetine neden olan saadet zincirleriyle aralarındaki farkın netleşmesi hedefleniyor. Böylece Dilan Polat gibi oluşumların saadet zincirine (piramitli satış) dönüşmesinin önlenmesi, diğer taraftan doğrudan satış pazarının da büyümesi amaçlanıyor.
YANILTAN REKLAMA 10 KAT CEZA
Teklifin bir diğer maddesiyle haksız ticari uygulamalara ilişkin cezalar 10 kata kadar artırılıyor. Suçun yerel platformlarda işlenmesi halinde tedbiren durdurma, üç aya kadar durdurma veya 60 bin ila 600 bin TL arasında değişen para cezası uygulaması getiriliyor. Yanıltıcı reklamın ülke genelinde gerçekleşmesi durumunda 600 bin liradan 6 milyon TL’ye kadar para cezası verilecek.
MAKETTEN KONUTTA CEZA 6 MİLYONA ÇIKACAK
Tüketicilerle ilgili denetimlerde yetkili ve görevli kişi veya kuruluşlara bilgi belgelerin doğru olarak gösterilmemesi durumunda, uyarı yapılacak ve 7 günlük süre tanınacak. Buna rağmen bilgi belgenin verilmemesi halinde 80 bin TL’den az olmamak üzere bir önceki mali yıl sonunda oluşan yıllık gayrisafi gelirlerinin yüzde biri oranında idari para cezası kesilecek. Gayrisafi gelirin bildirilmediği veya yanlış bildirildiği durumlarda ise ön ödemeli konut satışlarında 6 milyon TL, diğer satışlarda 1 milyon TL para cezası uygulanacak.
RİZE İdare Mahkemesi, Artvin Cerattepe’de 2017’den beri madencilik faaliyet yürüten Cengiz Holding’in ÇED olumlu kararını iptal etti. 25 yıldır Artvin’i korumak için mücadele eden Yeşil Artvin Derneği, valilik başta olmak üzere il özel idare ile orman, çevre, enerji bakanlıkları il müdürlüklerine mahkeme kararını içeren dilekçe verdi. Dilekçede mahkemenin iptal kararı nedeniyle şirketin en geç 1 ay içinde Cerattepe’den çıkmasının sağlanması istendi.
‘ÜRETİM DERHAL DURDURULMALI’
İlgili kurumlara mahkeme kararının yerine getirilmesi için yazı gönderen Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan, özetle şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu kararla Cerattepe’de sürmekte olan madencilik faaliyetinin dayanağı olan ÇED olumlu kararı iptal edil diğinden yapılan madenciliğin yasal dayanağı kalmamıştır. Madencilik faaliyeti yasadışı bir faaliyete dönüşmüştür. Bu nedenle 1 ay içinde faaliyetin durdurularak, alanın eski haline getirilmesi ve kamu idaresine teslim edilmesi gerekir. 1 aylık süre faaliyetin devamı değil, maden şirketinin, iş ve makinelerinin toparlanarak alandan çıkarılması için verilen süredir. Üretim ise derhal durdurulmalıdır. Tüm bu nedenlerle 1 ay içinde tüm iş ve makinelerin alandan çıkarılması, maden alanının rehabilitasyon çalışmalarının başlamasına karar verilmesini valilik makamından bekliyor, gereğini takdirlerinize saygıyla sunuyoruz.”
ARI KOVANINA ÇOMAK SOKMAK
Artvin’in Kafkasör Yaylası Cerattepe Bölgesi’nde Cengiz Holding’in madencilik faaliyetinin durdurulması için açılan davada doğa bilimci, orman mühendisi Prof. Dr. Doğan Kantarcı’nın görüşleri mahkemeye sunulmuştu. Kantarcı, “Burada maden çıkarmak arı kovanına çomak sokmaya benzer. Eğer burada bakır sülfürü aktif hale getirirseniz, sülfirik asite dönüşür ve tüm kaynak sularına ağır metaller karışır. Halk kanser yapıcı su içmek zorunda kalır” demişti.
Dünya dün güne, havayolları başta olmak üzere şirketleri, marketleri, petrol istasyonlarını, bankaları, medya kuruluşlarını ve hatta borsaları etkileyen teknik aksaklıkla başladı. Bilgisayar sistemlerinde yaşanan kesintiler dünyanın dört bir yanındaki havaalanları, bankalar, demiryolları ve işletmelerde kaosa neden olurken birçok alanda hizmetler çevrimdışı kaldı ve milyonlarca insan bu durumdan etkilendi. Önce sorunun büyük bir siber saldırı nedeniyle yaşandığı zannedildi ancak sonrasında krizin göbeğinde Microsoft’un Windows işletim sistemi tabanlı bilgisayarlar olduğu anlaşıldı. TSİ saat 09:30’da sorunun ana nedeni belli oldu.
ABD merkezli siber güvenlik yazılım şirketi CrowdStrike şirketi, Falcon adlı güvenlik platformu için yayınlanan son güncellemenin ardından Windows işletim sistemlerinde “mavi ekran” adı verilen ve sistemin tamamen kapanmasına yol açan hatalar alındığını duyurdu. CrowdStrike’ın kurucularından George Kurtz, sosyal medya hesabından teknik kesintilerin kendilerinden kaynaklandığını açıkladı. Özellikle sistemleri otomatik güncellemeye açık olan işletmeler sorundan etkilendi.
‘ÇÖZDÜK AMA ETKİLERİ SÜRÜYOR’
Saatler süren krizin ve dünyanın dört bir yanından gelen “mavi ekran” görüntülerinin ardından Microsoft 365’ten de bir açıklama geldi. Yapılan açıklamada, Microsoft’a siber güvenlik hizmeti veren CrowdStrike’nin sistemlerindeki aksaklık sonrası dünya çapında işletmeleri etkileyen küresel yazılım sorununa ilişkin güncel durum paylaşıldı. Açıklamada, “Sorunun altında yatan neden düzeltildi ve birkaç Microsoft 365 uygulaması ve hizmeti tam işlevselliğe geri yüklendi. Kalan etki hâlâ bazı uygulama ve hizmetleri etkilemeye devam ediyor” denildi.
URALOĞLU: ÖNEMLİ BÖLÜMÜNÜ ATLATTIK
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu da söz konusu işletim sistemini kullanan kuruluşların cihazlarında yaşanan kesintiye dair yapılan incelemede yaşanan aksaklığın siber kaynaklı olmadığını tespit ettiklerini bildirdi. Bakan Uraloğlu, siber güvenlik hizmeti veren CrowdStrike’tan kaynaklanan küresel yazılım sorununa ilişkin, “Etkilenen sistemlerle ilgili bazı kurumlarımızda hemen müdahaleyle aksaklığın önemli bir bölümünü atlattık” diye konuştu.
Ankara’da gerçekleşen Çevre Projeleri Medya Buluşması toplantısında konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Türkiye’nin 2053 Net Sıfır Emisyon hedefine ulaşmak üzere yaptıkları çalışmaları anlattı.
“Denizler Halkındır” projesi kapsamında denize kıyısı olan 28 il valiliğine genelge gönderdiklerini, 2 ilde 8 noktada işgalleri ortadan kaldırdıklarını belirten Özhaseki, “Kıyı ulaşımına engel olan tüm işgalleri ve kaçak yapıları tespit edip mevzuatın gereğini yapacağız. Denetimlerimizi sürekli, vatandaşımızı da sürecin aktif bir paydaşı kılmak için Çevre-Deniz WhatsApp İhbar Hattı’nı kurduk. Gelen ihbarları değerlendirip sonuçlandıracağız. Kıyı şeridi olan 28 ilimizde en az bir halk plajı açacağız. Hedefimiz bir yılda 100 halk plajı açarak vatandaşlarımızın denizlere erişimini kolaylaştırmak” dedi.
Mehmet Özhaseki
TEKNELERE ÇÖP DÜZENİ
Özel Çevre Koruma Bölgeleri öncelikli olmak üzere tüm sahil ve koyları teknelerin verdiği zararlardan korumak için de mapa şamandıra projesi başlattıklarını vurgulayan Özhaseki, Göcek’ten başlayacak sistemin nasıl işleyeceğini şöyle anlattı:
“Artık yatlar ve tekneler artık bu mapa şamandıralara bağlanacak. Bir mobil uygulama geliştirdik. Yatlar, akıllı sistemleri içeren bu uygulamadan alacakları randevulara göre, planlı bir şekilde koylara yaklaşacak. Bundan sonra teknelerin demirlenmesi standarda kavuşacak. Bunlar atıklarını denizlere keyfi şekilde boşaltamayacaklar. Atık kabul tesislerine ve atık alım gemilerine bu atıkları, ücret ödeyerek verecekler. Yolcu ve personel kapasitesi 12 kişiden az olan tekneler kirli sularını ve çöplerini 15 günde en az bir defa; 12 kişiden fazla olanlar 10 gün içinde vermek zorunda olacak. 2025 yılı Nisan ayı itibarıyla Fethiye-Göcek Bölgesi’nde sistemi kurarak başlayacağız; 2026 itibarıyla da diğer özel çevre koruma bölgelerinde yaygınlaştıracağız.”
EKONOMİYE 520 MİLYON EURO’LUK KATKI
Türkiye’de sıfır atık hedefine ulaşmada en kritik dönemeçlerden olan depozito iade sistemine geçiş çalışmalarında sona gelindi. Cam, plastik ve metal ambalajlı su, kola, meyve suyu, bira türü içecekler için büfe, bakkal, marketlerde 25 kuruş depozito ödenecek. Türkiye Emlak Katılım Bankası’nın altyapısı üzerinden e-cüzdan açılarak, vatandaşın geri dönüşüme attığı her bir şişe için 25 kuruş eklenecek. Biriken paralar alışverişlerde kullanılabilecek.
HEDEF 500 MİLYON EURO KAZANÇ
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Türkiye Çevre Ajansı’nın yönetiminde çalışmaları sürdürülen Depozito Yönetim Sistemi’ne (DYS) 1 Ocak 2025 itibarıyla başlanması hedefleniyor. İlk olarak 1 Ocak 2021 tarihinde geçilmesi öngörülen ancak çeşitli nedenlerle hazırlık süreci sarkan DYS, 100 mililitre ile 3 litre arasında yer alan tek kullanımlık içecek ambalajları için başlayacak.
Türkiye’de bu büyüklükte yıllık 20 milyar adet cam, plastik, alüminyum ambalajlı içecek tüketildiğini belirten bakanlık yetkilileri, bunların toplanmasıyla ekonomiye yıllık 500 milyon Euro kazanç sağlanmasını hedeflediklerini anlattılar.
MAKİNELER NEREDE OLACAK
2025 yılı içinde tüm il ve ilçelerde 5 bin noktada geri alım sistemi kurulacak. Depozito iade makineleri öncelikli olarak belediyeler, millet bahçeleri ve üniversitelere yerleştirilecek. Sistem, 1 Ocak 2025’ten itibaren işlemeye başlayacak ve depozito iade makineleri 2025 süresince zincir marketler, alışveriş merkezleri, oteller, restoran ve kafeterya gibi alanlara yaygınlaştırılacak.
ÖDEMELER NASIL YAPILACAK
Halkın plajlardan daha uygun fiyatlarla yararlanabilmesi için yeni plajları MUÇEV’in işletmesi kararı alındı. Yat ve teknelerden elde edilecek gelirler de yeni plajların açılmasında harcanacak.
‘HALKA UCUZ HİZMET İÇİN’
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, “Denizler halkındır sloganıyla ne kadar kaçak, işgal varsa; vatandaşın denize ulaşımını engelleyecek ne varsa temizliğe başlıyoruz” sözleriyle duyurduğu projenin ikinci aşamasında, 100 yeni halk plajı için çalışıldığını açıkladı. Bakanlık birimleri Türkiye genelinde 100 noktada açılacak yeni plajları belirleme çalışmalarında sona gelirken, kimin işleteceğine de karar verildi. Plajları, Muğla’ya Hizmet Vakfı ve Türkiye Çevre Koruma Vakfı ortaklığıyla 10 yıl önce kurulmuş olan MUÇEV işletecek. Bakanlık yetkilileri yeni plajlarda kanalizasyon, su, tuvalet, duş gibi hizmetler için yatırım gerektiğini belirttiler. Bu maliyetleri karşılamak üzere MUÇEV’in 100 yeni plaj için ihale açıp açmayacağı yönündeki sorumuza yetkililer, “İhale açılmayacak, alt yükleniciye verilmeyecek. Minimum maliyetle, vatandaşa kaliteli ve ucuz hizmet verebilmek için kendi personelimizle işletme kararı aldık. Yat ve tekneler için kuracağımız mapa şamandıra sisteminden elde edilecek gelirin bir bölümünü, yeni plajların açılmasında kullanabiliriz” yanıtını verdiler.
Ayrıca MUÇEV’in uhdesinde olup da belediyelerin işlettiği ama süresi dolan plajların da isteyen belediyelere devredileceğini vurgulayan bakanlık yetkilileri, “Gerek Muğla Ortaca’da bulunan gerekse Dalaman’daki halk plajlarının işletmeleri 5 yıllığına CHP’ye geçen belediyelere verildi” dediler.
KOYLARA GİRMEK RANDEVUYLA OLACAK
-Bakanlık, koylardaki yat ve teknelerin deniz yaşamına zarar vermeleri ve atıklarını denize bırakmalarını önlemek için pilot bölge ilan edilen Göcek’te 50’şer metre arayla 700 mapa şamandıra kurmayı hedefliyor. Bu kapsamda deniz tabanına yerleştirilecek tonozlara bağlı olan şamandıralara yatların ve teknelerin bağlanması sağlanacak. Yatlar, geliştirilen mobil uygulamadan alınacak randevulara göre planlı bir şekilde koylara yaklaşacak ve sistemli şekilde demirlenmesi sağlanacak.Bakan Özhaseki, CNN Türk’te katıldığı programda, mapa şamandıraya bağlanan yatlardan günlük 100 Euro ücret alacaklarını da açıklamıştı. Yat ve teknelerin atıklarını denizlere keyfi şekilde boşaltmalarını engellemek için belirlenen atık noktalarından atık alımı yapılacak. Atıklarını kontrolsüz şekilde denize bırakanlara ‘caydırıcı’ miktarda para cezası kesilecek.