Dilek Atlı

Özel okulda KDV yüzde 1’e indi; farklar eylülde iade edilecek

31 Ağustos 2020

KDV indirimi kararı özel eğitim kurumu ücretlerinde de indirim anlamına geliyor. Türkiye Özel Okullar Derneği (TÖZOK) Başkanı Nurullah Dal ve Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) Başkanı İbrahim Taşel yüzde 7’lik KDV indiriminden memnun olduklarını belirterek hem veliler hem de özel okullar için bu kararın büyük avantaj sağladığını söyledi. Okulların velilere ücretleri dahilindeki KDV indirimini eylül ayı içinde iade edeceklerinin altını çizen Dal ve Taşel, milyonlarca veliyi ilgilendiren bu düzenleme için teşekkür etti.

OKULLARIN LEHİNE

Kararın veliler için büyük destek olduğunu anlatan Nurullah Dal şunları söyledi: “Yüzde 8’den yüzde 1’e indirilen vergi oranı velilerin, dolayısıyla da okulların lehine bir düzenleme oldu. Okulların belirlediği ücretler, KDV’si içinde ücretlerdir. Örneğin 30 bin liralık bir ödemenin içinde 2 bin 400 lira KDV vardı. Şimdi yeni KDV 300 TL oldu. Yani bu yıl için 30 bin lira ödeme yapan bir veli bu ücretin 2 bin 100 lirasını okuldan geri alacak. Veliler, ne kadar ücret ödemesi yaptıysalar eylül ayı içinde okullardan yüzde 7’lik ücret iadesi isteyebilirler. Peşin ödemelerde böyleyken taksitli ödemelerde ise okullar yüzde 7’lik indirimi son taksitten düşebilirler. Taksitli ödeme yapan veliler eylül ayı içerisinde okullarla görüşüp anlaşmaya varabilirler. Bunun yanı sıra ‘fatura kestim’ diyen okullar faturalarını iptal ederek eylül itibariyle yeni fatura kesecekler.”

MİLYONLARCA KİŞİ OLUMLU ETKİLENECEK

İbrahim Taşel ise pandemi sürecinde velilere gelen devlet desteğinin önemine işaret ederek şöyle konuştu: “Tüm yılı kapsayan bu yüzde 7’lik indirim, devletin kendine aldığı paydan feragat etmesi anlamına geliyor. Bu destekleyici adım için çok teşekkür ediyoruz. Bu indirim sadece eğitim-öğretim yaşamındaki özel okullar için değil; özel üniversiteler, kreşler, kurslar için de geçerli olduğu için milyonlarca kişiyi olumlu etkileyen bir karar. Velilerimiz peşin ödemelerde yüzde 1 oranında KDV ödeyecek ya da önceden ödediyse yüzde 7’lik KDV iadesini okullardan alabilecek. Taksitle ödeme yapanlar da aynı şekilde, yüzde 7’lik KDV indirimi ne kadar ise okullardan iade alabilecekler. Velilerimize avantaj sağlayan bu uygulamadan son derece memnunuz.”

Yazının Devamını Oku

Koronavirüse yakalanan Rektörden maske ve mesafe çağrısı

28 Ağustos 2020

 

Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent ile 3 Rektör Yardımcısının yeni tip koronavirüs (Kovid-19) testinin sonucu pozitif çıktı. 12-13 gün önce korumasında bulgular oluştuğunu ve Kovid-19 testinin pozitif çıktığını belirten Prof. Dr. Akın Levent hastalığa yakalanış sürecini Hürriyet’e şöyle anlattı: “Geçtiğimiz Salı günü ben de kendimde hafif semptomlar hissettim. Bunu hafif geçen bir kırgınlık olarak düşündüm, ancak koruma görevlisinin Kovid-19 testinin pozitif çıkması nedeniyle ben de test yaptırdım. Test sonucu pozitif çıkınca hemen izolasyona girerek ilaç tedavisine başladım. Şu an kendimi iyi hissediyorum. Eşim ve bizimle birlikte yaşayan yaşlı anneme de test yapıldı. Onların Kovid-19 testi negatif çıktı” dedi.

Rektör Levent’in yanı sıra Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ercan Ekinci, Prof. Dr. Fatih Ertugay ve Prof. Dr. Adem Başıbüyük de Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Kovid-19 testi yaptırdı. Test sonuçları pozitif çıkan rektör yardımcıları da izolasyona alınarak ilaç tedavisine başladı. Rektör yardımcılarının ailelerine de testler yapıldığını ve sonuçların negatif çıktığını söyleyen Rektör Levent, “Neyse ki ailelerimizde bir bulguya rastlanmadı. Ekip arkadaşları olarak Kovid-19’a yakalandığımız anlaşıldı. Üniversitemizin özel kalem ve genel sekreterliğinde çalışan mesai arkadaşlarımızda herhangi bir bulguya rastlanmadı” diye konuştu.

AZAMİ TEDBİR HAYAT KURTARACAK

Evde ilaç tedavisi devam eden Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent, “Önümüzdeki pazartesi günü 14 günlük karantina dönemim bitiyor. Ancak, mesai arkadaşlarımı tedirgin etmemek adına 10 gün daha izin yapacağım. Kendimi iyi hissediyorum. Keşke tüm vakalar hafif seyretse ancak öldürücü olan bu salgın karşısında azami önlem almak gerekiyor. Unutmayalım ki bu önlemler, bağışıklık sistemi düşük olan, kronik rahatsızlığı olan ve yaşlı vatandaşlarımızın hayatını kurtaracak. Maske kullanmaya özen göstermeme rağmen bazen çay içmek için çıkarıyordum örneğin. Anlaşılıyor ki daha dikkatli olmak gerekiyor. Tüm vatandaşları maske kullanımı ve sosyal mesafe konusunda çok dikkatli olmaya davet ediyorum” dedi.

 

Yazının Devamını Oku

YKS şampiyonları hangi okulları seçti

27 Ağustos 2020

ROBOTİK ALANINDA ÇALIŞMAYI PLANLIYORUM

Esad Yusuf Atik (AYT sayısal birincisi): Kabataş Erkek Lisesi'nden mezun oldum. Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği'ne yerleştim. İstediğim, hedeflediğim bir alandı. Bilgisayar mühendisliğini 8'inci sınıftan beri düşünüyordum. Lise sonda da Boğaziçi'ni istediğime karar verdim. Şu anda bir start up'ımız var. e-Ticaret depolarında çalışmak üzere robotlar üretiyoruz. Robotik alanında, yazılım alanında kendi kurduğum şirkette çalışmayı planlıyorum. Sınava hazırlanırken kendimi fazla yormadan, denemelerde eksiklikleri görüp, eksik konulara odaklanarak çalıştım. Moral ve motivasyonumu yükseltmek için sosyal aktivitelere önem verdim. Sınava hazırlanacaklara şunu söylemek istiyorum, ‘hızlı yanan erken söner. Çok abartmasınlar. Eksik konularını belirlemek çok büyük bir avantaj. Bu şekilde çalışsınlar.’

İLK TERCİHİME YERLEŞTİM

Gürkan İnal (TYT birincisi): Koç Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği'ne yerleştim. İlk tercihimdi, hedeflediğim bir alandı. Öncesinde düşünüyordum ama tam karar vermemiştim. Sınavdan sonra karar verdim. Sıralamalar açıklandıktan sonra da burası olur gibi geliyordu. İleride büyük ihtimalle yazılım firmasında çalışabilirim ya da kendi şirketimi kurabilirim. Düzenli olarak çalıştım ve sonunda oldu. En sonlara doğru deneme çözdüm. Başlarda çalışarak ilerledim. Gelecek yıl sınava gireceklere başarılar diliyorum. Biraz zor olacak tabii pandemi sürecinde sınava hazırlanmak. Psikolojik olarak zorlanabilirler. Ama morallerini bozmadan, olabildiğince sakin ve kararlı bir şekilde sınava odaklanarak çalışmalarını öneririm.

DÜNYADA DEĞİŞİKLİK YAPMAK İSTİYORUM

Alara Apa (YDT birincisi): Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandım. Sınava Acıbadem Doğa Koleji öğrencisi olarak hazırlandım. Çocukluğumdan beri okumak istediğim alan tıptı. Acıbadem Üniversitesi’ni teknolojik imkanları nedeniyle tercih ettim. Tercihimi yaparken sıralamamda yer alacak tüm tıp fakültelerini gezdim. Böylece düşündüğüm okulları yerinde görmenin ayrıcalığını yaşadım. Tüm adaylara üniversite tercihlerini yaparken kampüsleri gezmelerini, fakültenin imkanlarını araştırmalarını öneririm. Akademisyen olarak dünyada tıp alanında değişiklik yapmak istiyorum. Bu alanda keşfedilmemiş birçok hastalığın tedavisi var. Genetik bilimiyle de ilgilendiğim için keşifler yapmak istiyorum.

Yazının Devamını Oku

Şampiyonlar nerelere girdi?

27 Ağustos 2020

Temel Yeterlilik Testi’nde (TYT) 5, Alan Yeterlilik Testleri’nden (AYT) sayısalda 3, sözelde 1, eşit ağırlıkta 1, dilde 5 olmak üzere toplam 15 aday 500 puan almıştı. Kimi çocukluk hayali olan bölüme girdi, kimiyse son anda karar verdi. İşte birincilerin yerleştikleri üniversiteler ve bölümler...

ROBOTİK ALANINDA ÇALIŞACAĞIMEsad Yusuf Atik (AYT sayısal birincisi)“Kabataş Erkek Lisesi’nden mezun oldum. Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği’ne yerleştim. İstediğim, hedeflediğim bir alandı. Bilgisayar mühendisliğini 8’inci sınıftan beri düşünüyordum. Lise sonda da Boğaziçi’ni istediğime karar verdim. Şu anda bir start up’ımız var, e-ticaret depolarında çalışmak üzere robot üretiyoruz. Robotik alanında, yazılım alanında kendi kurduğum şirkette çalışmayı planlıyorum. Sınava eksik konulara odaklanarak çalıştım.”

İNSANI DAHA İYİ TANIMAK İÇİN TIPHüseyin Kağan Özdemir (TYT Türkiye birincisi)“İnsanı en derin ayrıntılarıyla öğrenmek istediğim için tıp okumaya karar verdim. İnsan vücudu hakkında bilgi sahibi olmak istiyorum. Nevşehir Kardelen Koleji’ni bitirdim, tercihim TOBB Üniversitesi Tıp Fakültesi oldu. Düzenli çalışmak başarımdaki ana etkendi. Nelere ihtiyacım var ve hangi konularda eksik bilgim varsa farkındaydım. Hangi şehirde öğrenci olmak istediğimi biliyordum. Ankara, öğrencilik yapmak istediğim bir şehirdi. TOBB Üniversitesi’ni gezdim ve hoşuma gitti. Bu nedenle bu üniversiteyi seçtim.”

DÜNYAYI DEĞİŞTİRMEK İSTİYORUMAlara Apa (YDT birincisi)
“Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazandım. Sınava Acıbadem Doğa Koleji öğrencisi olarak hazırlandım. Çocukluğumdan beri okumak istediğim alan tıptı. Tercihimi yaparken sıralamamda yer alacak tüm tıp fakültelerini gezdim. Böylece düşündüğüm okulları yerinde görmenin ayrıcalığını yaşadım. Akademisyen olarak dünyada tıp alanında değişiklik yapmak istiyorum. Bu alanda keşfedilmemiş birçok hastalığın tedavisi var. Genetik bilimiyle de ilgilendiğim için keşifler yapmak istiyorum.”

NÖROPSİKOLOJİDE AKADEMİSYEN OLACAĞIMHalid Oğuz Serçe (TYT birincisi)“Bahçeşehir Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nü tercih ettim. Çünkü bu bölümün gelecek hedeflerimi karşıladığını düşünüyorum. Nöroloji ilgimi çeken bir alandı. Daha sonra araştırmalar yaparak psikiyatri bölümüne yönlendim. İnsanları seviyorum ve insan davranışları hakkında düşünmek ilgimi çekiyor. Bu nedenle bu bölümü tercih ettim. Kampüsü gezdim ama zaten ben kararımı önceden vermiştim. Sınava pandemi döneminde deneme ağırlıklı çalıştım ve bolca soru çözdüm.”

İLK TERCİHİME YERLEŞTİMGürkan İnal (TYT birincisi)“Koç Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği’ne yerleştim. İlk tercihimdi, hedeflediğim bir alandı. Öncesinde düşünüyordum ama tam karar vermemiştim. Sınavdan sonra karar verdim. Sıralamalar açıklandıktan sonra da burası olur gibi geliyordu. İleride büyük ihtimalle yazılım firmasında çalışabilirim ya da kendi şirketimi kurabilirim. Düzenli olarak çalıştım ve sonunda oldu. En sonlara doğru deneme çözdüm. Başlarda çalışarak ilerledim. Gelecek yıl sınava gireceklere başarılar diliyorum. Sakin ve kararlı bir şekilde sınava odaklansınlar.”

Yazının Devamını Oku

Dünya Bankası: Kuzey yarım küre okulların açılışı için Eylül’ü bekliyor

22 Ağustos 2020

 

 

Dünya Bankası (World Bank), küresel çapta etkisini gösteren virüs salgı ile ilgili olarak eğitim alanındaki gelişmeleri yakından takip etmeye devam ediyor. İnternet sayfasında önümüzdeki birkaç haftanın kuzey yarımkürede okul yılının başlangıcını işaret ettiğine vurgu yapan bir yazıya yer veren Dünya Bankası, küresel çapta okul kapatma verilerine göre uzman görüşlerini paylaştı. Dünya Bankası izleme araçlarına göre, neredeyse yarısı Avrupa ve Orta Asya'da bulunan 67 ülke okullarını yeniden açtı. Birçok ülkede de okullar açılmak için Eylül ayını bekliyor. Bu yıl, öğrencilerin ve öğretmenlerin koronavirüs salgınına karşı güvende olması hükümetlerin en büyük önceliği olarak kabul ediliyor.

Araştırma sonuçları; ülkelerin yüzde 95'inden fazlasının okulların yeniden açılmasını planladığını ve bu nedenle enfeksiyon artışlarını önlemek için karar ve müdahaleleri hızlandıklarını gösteriyor. Bu önlemler arasında, örneğin Fransa ve Uruguay’da sınıfların aşamalı olarak okullara dönmesi gibi kararlar bulunuyor. Daha küçük sınıfların (ana ve ilköğretim) eksikliklerini kapatmak için ise örneğin İskoçya’da  ek öğretmenler işe alınıyor.

Araştırmaya göre, Almanya’da eğitim-öğretim hayatı İtalya ve İspanya’dan farklı olarak şaşırtıcı katılımla hızlı ve tam önlemli olarak başladı. Danimarka, Finlandiya, Kore, Singapur, Tayland ve Tunus’ta da eğitim-öğretim hayatı ateş kontrolleri ve sosyal mesafe önlemleriyle diğer ülkelere göre erken başladı. ABD, Kanada, İngiltere ve Brezilya gibi çok az ülke, okulların açılıp açılmama kararını eyaletlere, illere ya da ilçelere bırakıyor.

GÜVENLİK DENGESİ BULUNMALI

Dünya Bankası, yazısında, öğrenme ve güvenlik arasında bir denge bulmanın ülkeler için zor olduğuna dikkat çekiyor. Buna göre bazı ülkeler okul yılına yalnızca uzaktan eğitimle başlarken bazıları da yüz yüze öğrenmeye ek olarak uzaktan eğitime başvurma yolunu seçiyor. Örneğin, Meksika'daki öğrenciler 2020-2021 yılı derslerini TV ve radyo yayınları aracılığıyla almaya başlayacaklar. ABD eyaletleri olan Atlanta, Houston, Miami ve Washington DC gibi okul bölgelerinde, 2020-2021'in ilk dönemi için çevrimiçi öğrenmenin özel olarak kullanılacağı duyuruldu. Panama’da ise eğitim, TV, radyo, basılı ve online kaynakların entegrasyonuyla temmuz ayında başladı.

OKULLARIN AÇILMASINDA TARAFLARIN ROLÜ ÖNEMLİ

Yazının Devamını Oku

Yapay zekayla çevre temizliği birincilik getirdi

22 Ağustos 2020

 

 Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından Kırşehir'in Kaman ilçesindeki Ahi Evran Doğa ve İzcilik Kampında "Genç beyinler yeşil fikirler" sloganıyla düzenlenen Genç Ideathon Yarışmasında, gençlerin yaratıcı fikirlerinin dikkatleri çektiği 148 proje yer aldı. Finallerdeyse 148 çevre projesinden değerlendirmeye alınan 10 proje yarıştı. Yarışmada, Boğaziçi Üniversitesinden Özge Hurma ve Ekrem Bal’ın plastik toplayan yapay zeka destekli otonom deniz robotu "EZİ" birinciliği elde etti.

Birinci olan Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü 1. sınıf öğrencisi Ekrem Bal, kazandıkları birincilik için mutlu olduklarını belirterek, yarışmaya denizlerdeki plastik atıkları kamera görüntüsü ile tespit eden yapay zeka robotu fikriyle başvurduk. Başvurumuz kabul edilince Ahi Evran Doğa ve İzcilik Kampında 2 gün geldik. Ben, İstanbul’dan Kırşehir’e geldim. Özge ise Isparta’dan geldi. Kampta 30 saat boyunca başvuru yaptığımız fikir üzerinde çalıştık, 5 dakikalık sunumumuzu hazırladık” dedi. Yarışmaya tanıtım yazısı ve fotoğrafla başvuru yaptıklarını söyleyen Ekrem Bal, “Daha önce plastik toplayan robotlar görmüştüm. Ama otonomu yoktu. Kamp boyunca robotumuz için takım arkadaşımla birlikte otonom da hazırladık. Kampın yakınındaki gölde robotun yazılımını cep telefonumuz üzerinden deneme şansı da bulduk. Yazılım sayesinde robotun sudaki tüm plastikleri kamera ile tespit edebildiğini ispatlamış olduk. Böylece yarışmadan başarılı sonuç aldık. Bir jüri karşısında sunum yaptık. İçlerinden ödül alırsanız benimle irtibata geçin diyenler oldu. Bu projeyi hayata geçirmek zor olsa da takım arkadaşım Özge ile bunun hakkında konuşuyoruz. Yatırım alırsak hayata geçirmek isteriz. Böyle çevreye katkı sağlayan projelerin artmasına da ilham olabiliriz” diye konuştu.

Bu tür yarışmaların kendini ve fikirlerini geliştirmek için bir şans olduğunu dile getiren Ekrem Bal, “Bunun yanı sıra böyle projelerde bilim ve teknoloji ile ilgilenen arkadaşlar edinme fırsatı da yakalıyorsunuz. Örneğin, bu yarışma sayesinde saatlerce teknoloji hakkında konuşabildiğim arkadaşlıklar edindim” diye de sözlerine ekledi.

‘GELİŞTİRMEK İSTİYORUZ’

Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği 1. sınıf öğrencisi Özge Hurma ise EZİ adını verdikleri robotları sayesinde denizlerdeki plastik kirliliğinin önüne geçmenin mümkün olacağını belirtti. Hem çevreyi temiz tutup hem de turistlere daha temiz bir doğa sunmayı mümkün kılan projelerini geliştirmeyi istediklerini söyleyen Özge Hurma, sözlerine şöyle devam etti:

“Projemizin adını “EZİ” koyduk. Eski Göktürk inancında suları koruyan tanrı anlamına gelen bu ismi, projemizin amacına uygun bulduk. Türkiye için bu yapay zeka yazılımının yatırım ile hayata geçirilmesine ihtiyaç var. Çünkü Türkiye’deki denizler çok uzun zaman aralıklarıyla ancak plastik kirliliği artarsa büyük gemiler tarafından temizleniyor. Böyle olmamalı. Plastiklerin denizde birikmesi beklenmemeli. Deniz yüzeyinde bekleyen plastikler denizde yaşayan canlılara, denizden beslenen kuşlara ve tabii ki çevreye zarar veriyor. Günlük ya da yarım günlük çalışmalarla temizlik yapılmalı. Bu nedenle projemizin geliştirilmesine ve hayata geçilmesine ihtiyaç var. Yatırımcı bulmak üzere Ekrem ile görüşmelerimiz sürüyor.”

Çevreyi destekleyen projelerin geliştirilmesi okyanusların temizliği için de önemli. Küçük veya büyük bu tür projelerin artırılması ve geliştirilmesi yaşama katkı sağlayacaktır.”

Yazının Devamını Oku

1.6 milyar yoksul çocuğun okullardaki hijyeni için çalışmalar sürüyor

18 Ağustos 2020

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yayınlanan kılavuzlar ile dünyanın yoksul ülkelerinde eğitim yaşamına geri dönmeye hazırlanan öğrencileri için en hijyenik ve güvenilir eğitim ortamı hazırlanmaya çalışılıyor. Yaklaşık 1.6 milyar yoksul çocuğun okullardaki hijyeni için çalışmalar sürüyor.

COVID-19 salgını nedeniyle küresel okul kapanmalardan yaklaşık 1.6 milyar çocuk etkilendi. Salgın ayrıca bu çocukların eğitimleri ve yaşamları için benzeri görülmemiş bir risk oluşturmaya devam ediyor. Okullarda enfeksiyonun önlenmesi için WHO ve UNICEF yayınladıkları kılavuzlarla okulların güvenli bir şekilde yeniden açılması ve derslerin yürütülmesi için alınması gereken bir dizi önlemi tanımlıyor. Kılavuzlarda, yoksul bölgelerde sabun ve suyla düzenli el yıkama, günlük dezenfeksiyon, temel içme suyu ve kanalizasyon hizmetleri de dahil olmak üzere pek çok önlemle ilgili uygulanması gerekenler belirtiliyor. COVID-19 nedeniyle en yüksek sağlık ve ölüm riskine sahip olduğu belirlenen 60 ülkede, iki okuldan birinin temel su ve sanitasyon hizmetlerinden ve dörtte üçünün ise başangıçta temel el yıkama imkanlarından yoksun olduğunu ortaya konan UNICEF raporlarına göre kılavuzlarla birlikte gelinen noktada ilerlemeler dikkati çekiyor.

OKULLARDA İÇME SUYU YOKYoksul ülkelerdeki çoğu ülkede temiz içme suyuna erişimin olmadığı vurgulanan önceki UNICEF raporları bulunuyor. Okullarda su temini ve temiz suya erişim imkanları, öğrenme sonuçlarının artırmada oldukça etkili olduğu UNICEF yetkilerince ortaya konuyor. Kişisel ve çevresel hijyeni korumak için su ihtiyacına ek olarak, okullarda öğrencinin su tüketiminin azaltılması, gelişmiş bilişsel yetenekleri doğrudan etkiliyor. UNICEF’in paylaştığı bilgilere göre, 2019’da dünyadaki okulların yüzde 69’unda temel içme suyuna erişim sağlanıyordu. Ancak, bazı bölgelerde kendi sınırları içinde temiz suya erişimde büyük farklılıklar vardı. Güney Afrika, Okyanusya, Orta ve Güney Asya’daki üç okuldan ikisinde temiz suya erişim mümkünken, Kuzey Afrika ve Batı Asya’daki beş okuldan dördünde temel içme suyu hizmeti bulunuyordu.

OKULLARIN YÜZDE 63’ÜNDE TEMİZLİK HİZMETİ VARUNICEF tarafından paylaşılan bilgilere göre, okullarda halihazırda doğru çalışıyor olan okul tuvaletlerinin mevcudiyeti, özellikle kızlar için sağlığı ve öğrenme sonuçlarını olumlu yönde etkileyebilir. 2019’da dünya genelindeki okulların yüzde 63’ü temel temizlik hizmetine sahip. Ancak, bu kapsamda bulunan bölgeler arasında büyük farklılıklar baş gösteriyor. Temiz suya erişimde olduğu gibi Güney Afrika, Orta ve Güney Asya’daki üç okuldan ikisinde de hijyenik koşullara sahip tuvaletler bulunuyor. Latin Amerika ve Karayipler’deki dört okuldan üçü karşılaştırıldığındaysa okulların yarısından daha azında temel temizlik hizmeti var. Kuzey Afrika, Batı Asya’nın yanı sıra özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika ile Avustralya ve Yeni Zelanda ülkelerinde ise temiz suya erişimin ve sanitasyona sahip olmanın yüzde 99 oranında mümkün olması dikkati çekiyor.

OKULLARDA HİJYEN İMKANLARI DENGESİZUNICEF verilerine göre, 2019’da dünyadaki okulların yüzde 57’sinde temel hijyen hizmeti sağlanıyor. Özellikle sabun ve suyla el yıkama imkanları bulunuyor. Ancak Güney Afrika’daki dört okuldan biri, Orta ve Güney Asya’daki okulların yarısından biraz fazlası, Latin Amerika ve Karayipler’deki beş okuldan üçü ve Kuzey Afrika ile Batı Asya’daki beş okuldan dördü bu temel temizlik hizmete sahip. Sekiz bölgeden yedisi, 2015 ile 2019 arasındaki temel hijyen kapsamındaki ihtiyaçları tahmin etmek için yeterli imkâna erişebiliyor.

UNICEF ve WHO işbirliği ile yapılan çalışmalarda, dünyanın yoksul bölgelerinde bulunan okullarda, 2030 yılına kadar okullarda temel hijyen hizmetlerine evrensel erişimin sağlanmasında ilerleme oranlarının dört kat artış göstereceği planlanıyor.

 

 

Yazının Devamını Oku

Eğitim sendikaları: Mesleki eğitim uzaktan yapılsın

18 Ağustos 2020

Eğitim-Sen, Eğitim-İş, Türk Eğitim-Sen öğretmenlere mesleki eğitim seminerlerinin yüz yüze değil, çevrimiçi olarak verilmesini istedi:

YÜZ YÜZE RİSKLİ OLUR

Orhan Yıldırım ( Eğitim- İş Genel Başkanı): Her okulda 60 ila 100 öğretmen bir araya getirilecek. Bu salgın sürerken hiç de zorunlu olmayan bir uygulama ve risk taşıyan bir adım olur.

MESAFE KORUNAMAZ

Feray Aytekin Aydoğan (Eğitim-Sen Genel Başkanı): Okul binaları, toplantı salonları fiziksel mesafenin korunması için yeterli mi? COVID-19 meslek hastalığı olarak kabul edilecek midir? Asıl olan sağlık hakkıdır ve sağlık hakkının telafisi olmaz.

ERTELEMEK DE SEÇENEK

Talip Geylan (Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı): MEB, haziran seminerlerini çevrimiçi yaptı. Yine aynı şekilde vaka sayılarındaki artışı göz önünde tutarak mesleki eğitim seminerlerini ya 21 Eylül’den önceki haftaya ertelemeli ya da bu seminerleri çevrimiçi olarak vermeli.

Yazının Devamını Oku

Masabaşı istemiyorsanız bu meslekler tam size göre

11 Ağustos 2020

Hayatın büyük bölümü işte geçiyor. Üniversite adayları, meslek tercihlerini yaparken bir anlamda yaşamlarını da belirleyecek. Mutluluğu ve başarıyı yakalamak için bugünün üniversite adaylarının kendilerine en uygun mesleği seçmeleri gerekiyor. Uzmanlara göre en doğru iş seçimi, adayın karakterine en uygun olanı. “Ben masabaşı insanı değilim” diyen adaylara becerileri ve ilgi alanları doğrultusunda sahada, yani sokakta ya da doğada yapabilecekleri en popüler meslekleri bu işi yapanlara sorduk. Tercihini aktif işlerden yana kullanmak isteyen adaylar için bu mesleklerin püf noktalarını işin erbapları yanıtladı:

GAZETECİLİK MUHABİRLİKTİR SOKAKTIR
Celal Korkut (42 yıllık gazeteci, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu, Hürriyet Gazetesi İstihbarat Müdürü): İlk günden bu yana hiç eksilmeyen heyecanım var. İyi bir haberi yakalayıp, dört dörtlük toparladıktan sonra bunun gazetede güzel bir şekilde yer alması, ertesi gün her yerde benim haberimden söz edilmesi büyük bir tatmin. Gazetecilik, muhabirliktir. “Gazeteci olunmaz, gazeteci doğulur” denir. Ama bu söz doğru değil. Kimse annesinin karnından gazeteci doğmaz. Fakat bu tespit, gazetecilik mesleğinde doğuştan gelen birtakım yeteneklere ihtiyaç olduğunu gösterir. Örneğin; merak duygusu, gazetecilik mesleği açısından son derece yararlıdır. Günümüz dünyasında, kişinin kararlı bir biçimde talep etmesi ve sağlam bir eğitimden geçmesi şartıyla öğrenilemeyecek şey yok gibi. Bu bakımdan, gazetecilik de öğrenilebilir bir meslektir ve iletişim fakülteleri bu iş için kurulmuştur. Ancak, bu okullarda verilen eğitimin, iyi bir gazeteci olmak için yeterli olduğunu söylemek son derece yanıltıcı. İletişim fakültelerinin en büyük eksikliği, meslekten gelen eğitmenlerin olmaması ve uygulama yapılmaması. Ancak her alanda kendinizi  yetiştirmek için çabalarsanız evrenselstandartlara sahip, uluslararası gelişmelerin bilincinde, haber diline hakim bir muhabir olabilirsiniz. Mesleğin ileriki yıllarındaysa bölüm şefi, müdürü, yazı işleri müdürü hatta genel yayın yönetmeni olmak mümkün. Ama hiçbir şey bir muhabirin güzel bir haberi toplayıp gazetede değerlendirilmesi kadar mutluluk ve tatmin duygusu vermez. Mesleğinin en büyük artısı herkesten önce bilgiye ulaşmaktır. Farklı sektörlerden insanlarla tanışmak, gelişmeleri anında öğrenmek de heyecan verici. Mesleğe başladığım 42 yıl önce ile şimdi arasında dağlar kadar fark var. O zaman gazetecilik çok daha farklıydı. Haber kaynaklarıyla ilişkiler her zaman mesafeliydi. Gazeteciliğin riskleri de var elbette. Yaptığınız haber birilerinin işine gelmiyorsa, rahatsız ediyorsa size düşmanlık besleyebilirler. Abdi İpekçiler, Uğur Mumcular, Çetin Emeçler ve diğerleri doğruların peşinde koştukları ve doğruyu yazdıkları için hedef seçildiler. Siz haberinizi sağlam delillerle, belgelerle yaparsanız hiç çekinmeden arkasında durun. Haber nedeniyle saldırıya uğrarsanız adalet de emniyet de medya sektörü de arkanızda durur.

BU MESLEKTE ÖĞRENMENİN SONU YOK
Yunus Yıldız (2 yıllık turist rehberi, Necmettin Erbakan Üniversitesi Turizm Rehberlik mezunu): Her meslekte olduğu gibi bizde de eğitim ciddiye alınmalı. Turizm rehberliği, sevilerek yapılacak mesleklerden biri. Bu meslekte öğrenmenin sonu yok. Tarih, mimari, sosyoloji, siyaset, coğrafya, psikoloji… Saymakla bitmeyen alanlarla ilişkisi olan, genel kültürün sürekli geliştirilmesi ve yenilenmesini gerektiren bir öğrenme sürecimiz var. Çalışma şartları yorucu. Bazen günün 24 saati çalışmak gerekiyor. Birçok insanla tanışmak hem çok değerli hem de çok zor. Büyük sabır istiyor. Aynı zamanda da hep ilgili, enerjik ve pozitif olmayı gerektiriyor. İnsanları seviyorsanız, her türlü bilgiye ilginiz ve merakınız varsa, yeni yerler görmekten hoşlanıyorsanız ve yorgunluğa direnciniz yüksekse oldukça zevkli bir meslek diyebilirim. Benim de bu mesleği tercih etmemin sebebi bunlar. Ülkemi en doğru şekilde temsil etmenin benim için değeriyse büyük. Mesleğin dikkat gerektiren tarafı aksiliklere, eksikliklere ve krizlere karşı hızlı tepkiler verebilmek. Yani sadece insan ilişkilerinden değil, operasyonel anlamdaki bütün aksaklıklar ve problemlerden de siz sorumlusunuz. Bunun yanı sıra çok önemli diğer bir konu da ekonomik anlamda hep fay hattında olmanız. En ufak bir politik kriz, afet, hastalık gibi olayda ilk darbe yiyen sektörlerden biri unutmamak gerekir ki turizm. İşsiz kalmak, önünü görememek, turizm rehberliği mesleğinin olumsuz yanlarından biri.

İŞİMİZİN EN ZOR TARAFI AİLEDEN UZAK OLMAK
Zafer Akbulut (22 yıllık kılavuz kaptan, İTÜ Denizcilik Fakültesi mezunu - Türk Uzak Yol Gemi Kaptanları Derneğİ Genel Sekreteri): Mesleğe başlarken üniformadan etkilendim. Denizi de sevdiğim için bu mesleği tercih ettim. Denizde olmak benim için bir tutku. Özgüveni çok yüksek bir meslek. Ülke bayrağını ülkelerin başkanları ve gemi kaptanları taşır sadece. Gemi sahibi dahil kimse kaptanın işine karışamaz. Gemiciliğin en zor tarafı aileden uzak kalmak. Ama kaptanlık maddi ve manevi olarak tatmin edici bir meslek. Gemicilikte kaza riski çok düşük. Gemiler limanda batar sözü doğru. Açıkta iki geminin çarpışma olasılığı milyarda bir diyebilirim. Artık gemi yolculukları teknoloji sayesinde gün sayısı olarak azaldı. Ayrıca özlem duygusunu da yine teknoloji sayesinde giderebiliyorsunuz. Yani gemicilik eskisi kadar zor bir meslek değil. En büyük avantajı geminizin ve kendinizin patronu olmanız. Minnetiniz yoktur. Mesleğin en zor kısmı ise kötü hava koşulları. Okyanusta fırtınaya yakalanabilirsiniz. O koşullarda yemek yemekte bile zorluk çekebilirsiniz. Ama tüm bunlar deneyim ve teknoloji sayesinde nispeten çözülebilen konular.

SABIR VE EMEK GEREKTİRİYOR

Yazının Devamını Oku

Dünyada okullar nasıl açılıyor?

11 Ağustos 2020

ABD: TRUMP TALİMAT VERDİ

Vaka sayısının yüksek seyrettiği ABD’de Başkan Donald Trump eyalet yönetimlerine okulların açılması talimatı verdi. Bazı eyaletler hazır olmadıklarını açıkladı. Eylülde okulları açma kararı alan New York’ta öğrenciler haftada bir-üç gün arası okula gidecek, diğer günler uzaktan eğitim alacak. Sınıflarda en fazla 12 kişi bulunacak.

İNGİLTERE: KÜMELİ EĞİTİM

Çocuklarını okula göndermeyen ailelere para cezası uygulanacağını duyuran İngiltere’de öğrenciler, sınıflarda kümeler halinde eğitim görecek, ayrı ayrı yemek ve ulaşımdan yararlanacak. Okula giriş-çıkış saatleri de farklı olacak.

İTALYA: TEK KİŞİLİK SIRALAR

14 Eylül’de açılması planlanan İtalya’da hükümet, sınıflarda tek kişilik sıra kullanmak için ihale açtı. Sınıf düzenlemeleri okul yönetimlerinin kararına bırakıldı. Okullara ek alan kiralamaları için fon sunulacağı da açıklandı.

FRANSA: HİBRİT SİSTEM

Fransa’da okullar açıldı. Ülke genelinde eğitim anaokulu, ilkokul ve ortaokullarda kademeli başladı. Derslerin bir kısmı yüz yüze, bir kısmı uzaktan yapılıyor. Liseler ise eylülde açılacak.

Yazının Devamını Oku

Yükselen iş modeli: Startup

8 Ağustos 2020

Geleceğin fikirlerini henüz lise sıralarında ya da üniversite kampuslarındayken icat eden gençler, yeni girişimcilik modeli startup’larla ‘iyi fikir’leri dünya çapında şirketlere dönüştürüyor. Facebook, Amazon, Twitter, Airbnb, Uber gibi dünya devleri yakın geçmişte birer startup fikriydi. Tıpkı onlar gibi startup olarak yola çıkan Türkiye’nin önde gelen şirketleri de bugün dünya çapında işlere imza atıyor. Bir fikre sahip olmak veya büyümekte olan bir startup şirketinde yer almak için nasıl bir eğitim gerekiyor? Geleceğin cesur ve yaratıcı girişimcilerine ilham olan startup şirketlerini, örnek girişimci ve uzmanlarla değerlendirdik.

ABD’nin 2000’li yıllara damgasını vuran ve dünya dillerine hediyesi olan startup, bugünün iş dünyasında sıkça kullanılan ama halen içeriği ve hayattaki karşılığı kafa karıştıran bir kavram. Girişimcilik ruhu taşıyan gençlerin henüz lise sıralarında hayallerini süsleyen ve gerçekleştirmeye can attıkları fikirlerini kucaklayan startup’lar, dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi son yıllarda Türkiye’de de revaçta. Adını dünya çapında duyuran Türkiye startup’larından biri olan Insider’ın yöneticisi Hande Çilingir, henüz lise sıralarında ya da üniversite kampuslarında kurduğu hayalini gerçekleştirmek için kolları sıvayan gençlere ilham olacak bilgiler verdi. Konuyla ilgili sorularımızı yanıtlayan Çilingir, başarı hikayesinden ve startup şirketi kurma konusundaki deneyimlerinden söz etti. İşte beş soru ve beş cevapta örnek bir deneyim:

YÜKSEK DEĞER YARATAN BİR ALAN
- Startup, çağın yeni sektörü. Peki bu nasıl bir iş alanı?
Startup’ları diğer organizasyonlardan farklı kılan şey katma değerli, yüksek teknolojiyle ilgili alanlarda, yazılımın ve teknolojinin daha fazla kullanılmasını sağlayarak ülke ekonomisi için yüksek değer yaratmaya yönelik bir alan sağlayabilmesi. Startup’lar tarafından yaratılan hikayelerin parçası olan insanların diğer alanlardakilerden farkı daha fazla sorumluluk almaları, daha global bir bakış açısına sahip olmaları ve yeni teknolojileri verimli olarak kullanabilmeleri.

KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ TECRÜBELER SUNUYORUZ
- Siz hangi alanda çalışıyorsunuz? Bünyenizde kaç kişi var?

Yazının Devamını Oku

Bir milyar çocuk okuldan uzak kaldı

4 Ağustos 2020

Pandemi konusunda rapor ve araştırmalar yayımlayan Dünya Ekonomik Forumu, eğitim alanında da yazılarına devam ediyor. Son yayınında, dünya genelinde bir milyara yakın çocuğun okuldan uzak kaldığını belirten WEF, “Covid-19 salgınından kaynaklanan eğitim kayıpları göz ardı edilmemeli, dünyanın en yoksul milyonlarca çocuğunun durumu daha da kötüleşebilir” diyor.

Tüm dünyadaki çocukları yapılan bağışlarla korumak konusunda çalışmaları olan 'Save The Children' kuruluşunun İngilitere’deki CEO'su Kevin Watkins ise aynı yazıda, “Bu zararı hafifletmek için acil adımlar atılması gerekiyor” diye uyarıyor.

Covid-19 salgını tüm dünyada risk oluşturmaya devam ederken bir taraftan da gündemdeki yerini adeta “küresel eğitim acil planı” ile paylaşıyor. Milyonlarca çocuk, özellikle yoksul çocuklar ve pek çok ülkedeki kız çocukları, hayatlarını dönüştürebilecek öğrenme fırsatlarından uzaklaşmaya devam ediyor. Pandemi nedeniyle eğitimdeki kitlenme, WEF raporlarına göre bir milyardan fazla çocuğun okuldan uzaklaşmasına neden oldu. Yayımlanan raporlara göre bu durum tahminen 500 milyon kişi için hiç eğitim almamak anlamına geliyor. Hindistan'da 'Save the Children' araştırması, çocukların üçte ikisinin eğitimdeki kilitlenme sırasında tüm eğitim faaliyetlerinin durdurduğunu ortaya koyuyor. Tehlike ise; kapanan okullar, artan çocuk yoksulluğu ve derin bütçe kesintileri nedeniyle dünya eğitim hayatının benzeri görülmemiş bir gerileme yaşaması olarak öngörülüyor.

Salgından önce bile 258 milyon çocuk okula gitmiyordu ve küresel eğitimde ilerleme durmuştu. WEF’te yayımlanan yazıya göre, tek başına artan çocuk yoksulluğu, on milyon çocuğun okula dönmemesine neden olabilir. Bu çocukların çoğunun çocuk işçiliği veya erken evlilik riskiyle karşı karşıya kalması ise kaçınılmaz.  Diğer taraftan da gelişmekte olan ülkelerdeki tüm çocukların yarısı, ilkokulun sonuna kadar basit bir cümle okuyamayacak kadar plansız bir pandemik öğrenme sistemine maruz kalarak, düzeyleri kötüleşecek.

EĞİTİM FELAKETİNİ ÖNLEMEK İÇİN ÜÇ AŞAMALI YOL HARİTASI
Dünya Ekonomik Forumu, resmi hesabından yayımladığı yazıda, “Eğitim insanları güçlendirir, yoksulluğu azaltır ve sağlığı geliştirir ve ürettiği insan sermayesi ülkelerin kaderini şekillendirir. Kayıp eğitim, sermayeyi aşındırır ve 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini etkin bir şekilde ulaşılamaz hale getirir” tespitine yer veriyor. Hükümetlerin şimdi bu sonucu önlemek için yatırım yapıyor olması gerektiğinin altını çizen yazıda, “Sonuç olarak, düşük ve orta gelirli ülkelerdeki hükümetler, önümüzdeki 18 ay boyunca eğitim için planlanandan bütçede 77 milyar dolar daha az harcama yapabilir” ifadeleri kullanılıyor.

Peki, felaketi önlemek için ne yapılabilir? Uluslararası çaptaki 'Save The Children' kuruluşu, bu yaklaşan eğitim felaketini önlemek için üç bölümden oluşan bir gündem oluşturdu:

- İlk öncelik, eğitim kilitlenmeleri sırasında öğrenmeyi canlı tutmak. Hükümetler, çocuklara radyo, televizyon ve uzaktan öğrenme girişimleriyle ulaşmak için ellerinden geleni yapmalılar. Etiyopya, Uganda ve Burkina Faso gibi ülkeler iddialı ulusal uzaktan eğitim programları geliştirdi. Onlar ve diğerleri, bunları uygulamak için daha fazla bağışçı desteğine ihtiyaç duyuyorlar.

Yazının Devamını Oku

‘Oğlum şefkat yuvasına emanet’

1 Ağustos 2020

Ankara’da yaşayan öğretmen Tuğba Önen Kayıran, görev aldığı Batman, Elazığ ve ilçelerinde birçok öksüz ve yetim öğrencisini Darüşşafaka Eğitim Kurumları sınavına girmesi için teşvik etti. Çocukların ailelerini bilgilendirdi, onlara Darüşşafaka’yı anlattı. Bu öğrencilerin bir kısmı sınavlara girdi ama başarılı olamadı, bir kısmıysa önce “tamam” deyip sonra sınava girmekten vazgeçti.

KADERİN CİLVESİ

Takvimler 2017 yılının eylül ayını gösterdiğinde Tuğba öğretmeni kaderin bir cilvesi bekliyordu. Tuğba öğretmen, asker eşi Hasan Basri Kayıran’ı kaybetti. Yıllarca başka çocukların geleceği için çaba sarf ederken bu defa 10 yaşındaki oğlu Ege Kayıran’ı Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nın sınavına girmesi için teşvik etti. Eşinin beklenmeyen ani vefatıyla çekirdek ailesi dağılan Tuğba öğretmen, çocuğuna hasret yaşamayı da göze aldı.

‘SARILIP AĞLADIK’

Tuğba Kayıran, Ege’nin başarıyla sınavı kazandığını öğrenince anne-oğul birbirlerine sarılarak ağladıklarını söylüyor: “Aklıma bir gün kendi çocuğumun yetim kalacağı ve onun için mücadele edeceğim gelmezdi. Ondan ayrılmak çok zor oldu. Tek çocuğum, hayattaki tek nefesimdi. Ama onun geleceği benim duygularımdan daha önemliydi. Ben çocuğumu geleceği için onu adı gibi bir şefkat yuvasına emanet ettim. Ailelere de aynısını öneririm...”

BAĞIŞLARINIZLA UMUT OLUN

Babası veya annesi hayatta olmayan, maddi olanakları yetersiz, başarılı çocuklara parasız ve yatılı eğitim fırsatı tanıyan Darüşşafaka Cemiyeti, eğitimin olmazsa olmaz olduğuna inanan hayırseverleri Kurban Bayramı’nda çocuklar için umut olmaya davet ediyor. Bağış yapmak isteyen gönüllüler ‘https://www.darussafaka.org/bagis/bayram-bagisi’ web sitesinden bağış yapabilir ya da Darüşşafaka Cemiyeti’nin tüm bankalardaki bağış hesaplarına havale ya da EFT olarak bağışını ulaştırabilir.

 

Yazının Devamını Oku

Şampiyonlardan tercih önerileri

30 Temmuz 2020

ÖNCE KENDİNİZİN NE İSTEDİĞİNİ BİLİN
Cuma Taş (2019 YKS Eşit Ağırlık birincisi, Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü): Tercih yaparken bölümlerin taban puanlarını değil kendi ilgi alanım ve hayallerimi göz önünde bulundurdum. Bölümün ders programlarını, kariyer imkânlarını, üniversitenin ve İstanbul’un olanaklarını araştırdım. Bu nedenle istediğim bölüm, sınava hazırlanırken kafamda netleşmişti. Ayrıca tercih ettiğim bölüm öğrencileriyle, üniversite okuyan tanıdıklarımla, öğretmenlerimle, arkadaşlarımla görüştüm, tavsiyelerini aldım. Bugün olsa kesinlikle aynı tercihi yapardım. Salgın nedeniyle yarım kalmasına rağmen gittiğim üniversiteden çok memnunum. Tercih, sınava hazırlık döneminden çok daha zor bir dönem. Bazıları karar verirken emin olamayabiliyor. Onlara tavsiyem öncelikle kendilerini tanımaya çalışsınlar. Karakterlerini, hobilerini, yeteneklerini düşünüp bunlara uygun bölümleri değerlendirmeye alsınlar. Daha sonra bu bölümler hakkında bulabildikleri bütün kaynaklardan araştırma yapsınlar. Bölüm mezunlarına ulaşmaya çalışsınlar, sosyal medyadan bilgi toplasınlar, tanıtım videolarını izlesinler, üniversitelerin tanıtım etkinliklerine katılsınlar. Her tavsiyeye kulak versinler. Aile büyükleri ile öğretmenlerinin tecrübe ve görüşlerinden faydalansınlar. Varsa çeşitli üniversitelerde okuyan veya kendileriyle beraber tercih yapacak arkadaşlarıyla da fikir alışverişi yapsınlar. Ama bunlara rağmen tamamen başkalarının görüşü etkisi altında tercih yapmasınlar. Yani bu dönemde aldıkları bütün tavsiyeleri göz önünde bulundurup değerlendirsinler. Tercihin kendi tercihleri olduğunu, kendi geleceklerini doğrudan etkileyip şekillendireceğini ve tam olarak ne istediklerini kendilerinden iyi kimsenin bilemeyeceğini asla unutmasınlar. Özellikle ailelerinin yanlış yönlendirmeleri nedeniyle mutsuz olan binlerce insanı göz önünde bulundursunlar, sorumluluk alarak kendi kararlarını alıp bunların arkasında dursunlar. Tabi bu esnada onlar için çalışıp çabalayan aileleriyle çatışmak, onları kırmak yerine kendilerini açıklama ve onları ikna yoluna gitsinler ki ailelerinin güvenlerini, takdirlerini ve de rızalarını kazanabilsinler. Son tavsiyem ise tamamen elde ettikleri sıralama ve puana dayalı tercih yapmasınlar. İnsanların “Bu puanla buraya mı gittin?” telkinlerine veya içlerinden geçen “Şuraya gitsem de puanım boşa gitmese iyi olur” düşüncelerine aldırmasınlar. Ben de Boğaziçi Üniversitesi’nin düşük taban puanlı bir bölümünü tercih ettiğim için çok eleştiri aldım. Umarım adaylar kendi hedefleri doğrultusunda tercih yapar ve hayatları boyunca sürekli yeni hedeflerle bunlar doğrultusunda çalışmaya devam ederler.

OKUL TANITIMI VE STRATEJİK SIRALAMA ÖNEMLİ
Tamer Taşkıran (2012 LYS MF-2 ve MF-3 puan türleri birincisi, Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Mekatronik Mühendisliği Programı 2017 mezunu, yüksek lisans yapıyor): Hedefim dereceye girmekten çok istediğim bir okula yerleşebilmek için gerekli sıralamayı elde etmekti, birincilik beklemiyordum. Tercih öncesinde kampusları gezme ve buralarda tanıtımdan sorumlu görevliler, öğrenciler ve hocalarla konuşma fırsatı buldum. Okullardaki bölümler, dersler, laboratuvarlar, araştırma konuları, fiziksel imkânlar, sosyal etkinlikler gibi pek çok konuda bilgi aldım. Bu konularda üniversitelerin hepsi gayet iyi olsa da, Sabancı Üniversitesi’ni gezerken hissettiklerim tercihimde etkili oldu. Mühendisliğin hangi dalını istediğimden çok emin değildim. Üniversiteye başlarken malzeme mühendisliği olarak deklare ettiğim bölüm tercihimi daha sonra kendimi daha yakın hissettiğim mekatronik mühendisliğiyle değiştirdim ve bu seçimden hep memnun kaldım. Bölüm dersleri dışında pek çok alandan da dersler aldım. Önemli sosyal sorumluluk projelerine katıldım. Lisans döneminde akademik araştırmalarda görev aldım, bir patent bile aldık. Avrupa, Amerika ve İsrail gibi pek çok yeri hayatımda ilk kez gördüm. Mezun olup İstanbul’dan taşınmama rağmen hala okula olan bağlantım güçlü. O yüzden gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, tercih yapacak olsam yine aynı tercihi yapardım. Çevre baskısıyla ile sevmeden seçilen bir meslek ömür boyu mutsuzluğa yol açabilir. Adaylara beğendikleri bölümleri iyi araştırmalarını, buradaki akademik araştırma veya özel kariyer imkânlarının farkında olmalarını öneriyorum. Bu konularda tabii ki herkes her şeyi bilemeyeceği veya bazen önyargılı olabileceği için mümkün oldukça çok kişiyle konuşmak ve fikir almak gerekiyor. Özellikle de istenilen üniversitelerin öğrencileri, akran oldukları ve zaten üniversite ortamı içerisinde oldukları için en değerli bilgileri verebilir. Mümkünse okul tanıtım gezilerine katılmak, her şeyi yerinde görmek ve konuşmak da çok önemli. Tercih listesinin de bol seçenekli ve puan durumlarına göre stratejik hazırlanması faydalı olur.

MESLEK MENSUPLARIYLA GÖRÜŞMELER YAPTIM
Mehmet Berke İşler (2019 YKS Sayısal birincisi , İstanbul Medipol Üniversitesi Uluslararası Tıp Fakültesi 1'inci sınıf öğrencisi): İyi bir sonuç
geleceğini düşünüyordum ama birincilik sürpriz oldu diyebilirim. Tercihi yapmadan önce severek yapabileceğim mesleği görüp, nasıl bir gelecek istediğime karar verip bu doğrultuda bir eğitim için araştırmamı yaptım. Aradığım belli şartlar ve imkânlar vardı. Araştırma, yurtdışı olanakları ve benzeri. Üniversitelerin tercih döneminde tanıtımlarını yapan genellikle öğrencilerden oluşan gruplar var. Üniversiteyle ilgili bilgi için genellikle bu kanalı kullanmıştım. Bilgi almak için tanıdığımız ya da ulaşabildiğim mesleğinin uzmanı kişilerden tavsiye aldım. Tercih dönemim çok yoğun ve de tempolu geçmişti. Yine de arkamı dönüp baktığımda aradığım imkânlardan bir çoğunu bulduğuma inanıyorum. Bu nedenle aynı tercihi yapardım kanaatindeyim. Kanımca tercih sürecinde başat unsurlardan biri yapılmak istenen mesleğe iyi karar verilmesi. Çünkü hayatınız bir nevi onun etrafında şekillenecek. Yapmak konusunda tereddütünüz olduğu sevmeyeceğiniz bir meslek hiçbir sebeple listeye yazımamalı. Her şeyden önce kendi sesinizi dinleyin. Daha sonra da istediğiniz bölüm için üniversiteleri ön yargısız şekilde araştırın, orada okuyan öğrencilerden bilgi alın. O mesleği yapan tanıdıklarınız varsa onlardan da tavsiyeler alın. Tercih listesini hazırlarken de yaptığınız araştırmalar sonucu gitmeye istekli olduğunuz üniversite ve bölümleri sıralayın. Eğer aklınızda yer edinmiş, hayalini kurduğunuz ama giremeyeceğinizi düşündüğünüz bir üniversite varsa onu ilk sıraya yazabilirsiniz. Çünkü taban sıralamalar ve puanlar yıldan yıla ciddi farklılıklar gösterebiliyor buna dikkat etmekte fayda var.

BÖLÜM DEĞİL ÜNİVERSİTE SEÇİN

Yazının Devamını Oku

Özel okullarda ikinci ön kayıtlar için yeni taban puanlar açıklandı

23 Temmuz 2020

Türkiye’nin köklü özel okulları ilk ön kayıt süreçlerini tamamladı. Asil ve yedek listelerde yer alan öğrenciler velileriyle birlikte ilk ön kayıtlarını yaptırdılar. İlk ön kayıt sürecinde yedek kontenjan kayıtlarının da tamamlanmasının ardından yeni taban puanlarını açıkladılar. Bu yıl 110 erkek, 111 kız öğrenci olmak üzere toplam 221 kontenjanla kayıt sürecini tamamlayacak olan Amerikan Robert Kolej erkek öğrenci kontenjanının tamamlandığını belirterek, ikinci ön kayıt sürecinde 10 kız öğrenci açık kontenjanı için taban puanını 477 olarak açıkladı. Koç Lisesi ise 30 kız, 29 erkek öğrenci kontenjanıyla ikinci ön kayıt sürecine girdi.

İKİNCİ ÖN KAYITLARDA KONTENJANLAR AZALIYOR
Özel okullarda ikinci ön kayıt sürecinin başlamasıyla bazı okullar yeni kontenjanlarını da açıkladı. Özel Galileo Galilei Lisesi’nin 68 olarak belirlenen kontenjanı açıklanır açıklanmaz müracaatlar başlayınca açık kontenjan sayısı 58’e düştü. Diğer taraftan ilk ön kayıtlarını tamamlayan Özel İtalyan Lisesi ise ikinci ön kayıtlar için taban puanında değişikliğe gitmedi. Kontenjan açığı olmadığını ifade eden Özel İtalyan Lisesi yetkilileri, herhangi bir kayıt geri çekme durumunda ortaya çıkacak açık kontenjanlar için ikinci ön kayıtları aldıklarını belirttiler.

St. Georg Avusturya Lisesi ve Ticaret Okulu da aynı taban puanlarıyla Lise Hazırlık için 33, Ticaret Hazırlık için 8 açık kontenjanı olduğunu duyurdu. Saint Benoit Fransız Lisesi’nde ikinci ön kayıt için açık olan kontenjan sayısı 38 iken SEV Amerikan Koleji’nde açık kontenjan sayısı 25.

YATILI KONTENJANLAR İÇİN GERİ SAYIM
İzmir Amerikan Lisesi’nde açık kontenjan sayısı 74. İzmir Amerikan Lisesi’nde kız yatılı kontenjan sayısı dolarken 13 erkek yatılı açık kontenjan kaldığı belirtildi. Tarsus Amerikan Koleji’nde de benzer bir tablo var. Buna göre 23 kız, 31 erkek olmak üzere toplam 54 açık kontenjan bulunurken yatılı öğrenci kontenjanıysa kız öğrenciler için 10, erkek öğrenciler için 13.

İkinci ön kayıt döneminde Üsküdar Amerikan Lisesi’ndeyse 467 taban puanıyla 21 kız öğrenci açık kontenjanı bulunurken 470 taban puanlı 2 erkek açık kontenjan yer alıyor. 430 taban puanlı Saint Pulcherie Fransız Lisesi’ndeki açık kontenjan sayısıysa 21. Bir diğer Fransız Lisesi Özel Saint Michel’de ise açık kontenjan sayısı 77 olarak bildirildi. İstanbul Özel Saint Joseph Fransız Lisesi’ndeki açık kontenjan ise 11.

KONTENJAN AÇIĞI BULUNMAYANLAR DA VAR

Yazının Devamını Oku

YÖK 172 üniversitenin röntgenini çekti

14 Temmuz 2020

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), beş ana gösterge ve 45 alt gösterge doğrultusunda, Türkiye’deki 172 üniversitenin 2018 yılı verileri doğrultusunda üniversitelerin genel değerlendirilmesinin yapıldığı ‘Üniversite İzleme ve Değerlendirme Raporu 2019’ kamuoyunun erişimine açıldı. YÖKSİS verilerine göre 2017-2018 eğitim ve öğretim yılında 178 yükseköğretim kurumunda 3 milyon 887 bin 682 örgün öğretim öğrencisi öğrenim gördü. Bu öğrencilerin 3 milyon 305 bin 559’u devlet üniversitelerinde, 574 bin 962’si vakıf üniversitelerinde ve 7 bin 161’i vakıf meslek yüksekokullarında eğitim aldı. 50 binden fazla öğrencisi bulunan 23 devlet üniversitesi var. 2018 yılında öğretim elemanı sayısı ise 158 bin 010 olarak belirlendi.

İŞTE YÖK’ÜN 2018 ÜNİVERSİTE RAPORU:

BİR YILDA 7 BİN 250 DOKTORA MEZUNU

2018’de üniversitelerin doktora programlarından 7 bin 250 öğrenci mezun oldu. Mevcut öğretim üyesi sayısının yaklaşık 75 bin olduğu dikkate alındığında gelecekte öğretim üyesi ihtiyacı zorlanmadan karşılanabilecek. 2018 yılında yapılan Kamu Personel Seçme Sınavlarında (KPSS) 162 üniversitenin en az bir programının ilk yüzde 10’luk dilime girdiği anlaşıldı. Aynı yıl yapılan ALES ise 157 üniversitenin en az bir programı yüzde 10’luk dilime girdi.

168 ÜNİVERSİTEDEN ULUSLARARASI YAYIN

Bunun yanı sıra rapora göre 168 üniversitenin ulusal hakemli dergilerde yayını yayımlandı. 2014-2018 yılları arasında yayımlanmış yayınlar dikkate alındığında 2018 yılında 163 üniversitenin toplam 16 bin 256 kurum adresli yayını en yüksek yüzde 10’luk dilimde atıf aldı. Geçen yıl 115 üniversite bin 683 patent faydalı model veya tasarım başvurusunda bulundu. Aynı yıl 95 üniversitenin 821 patent başvurusu olumlu sonuçlandı. YÖK’ün raporuna göre, geçen yıl 152 üniversite ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlarca desteklenen 5 bin 770 Ar-Ge projesi yürüttü.

ÜNİVERSİTELERDEKİ YABANCI ÖĞRENCİLER

2017-2018 eğitim yılında 151 üniversitede bin 219 yabancı uyruklu doktoralı öğretim elemanı istihdam edildi, 165 üniversitede 126 bin 681 yabancı uyruklu öğrenci öğrenim gördü. 2018 yılında 100 üniversite, yurtdışındaki üniversitelerden gelen bin 368 öğretim elemanını misafir etti, 2 bin 512 öğretim elemanını yurtdışına gönderdi. Geçen yıl 131 üniversite, yurt dışındann gelen 5 bin 609 öğrenciyi misafir etti, uluslararası değişim programlarıyla 20 bin 917 öğrenci gönderdi. 

Yazının Devamını Oku

‘Çocuklar maskeyle dost olsun’

13 Temmuz 2020

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 31 Ağustos’taki vaka sayısı ve oluşan risk faktörüne göre yüz yüze eğitimin yeniden başlayabileceğini duyurmasının ardından Sağlık Bakanlığı okullardaki önlem paketini açıklamıştı. Açıklamada sosyal mesafe, maske ve dezenfektan kullanımı en basit ve en temel önlemler olarak öne çıkıyor. Eğitimciler kadar sağlık alanındaki uzmanların da vurguladığı bu temel kurallar ile ilgili olarak İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Haluk Cezmi Çokuğraş, aileleri uyararak “Çocuklarınızın maske ve dezenfektanla arkadaş gibi yakın ilişki kurmalarına yardımcı olun” dedi.

AİLELERE İŞ DÜŞÜYOR

Okullara giriş-çıkışta, tuvaletlere giriş ve çıkışta maskelerin yenilenmesine ve dezenfektan kullanımının önemine işaret eden Çokuğraş, ailelere ve öğretmenlere şöyle seslendi: “Derslerde konsantrasyonu bozabilir, sıkıntı hissi verebilir ama özellikle kış aylarını düşünecek olursak şimdiden çocuklara maske takmalarının şart olduğunu, onları endişeye sevk etmeyecek aralıklarla ellerini sabunla uzunca yıkamalarını ve dezenfektan kullanımına dikkat etmelerini öğretmek ailelere düşüyor. Çocukların okullarda sosyal mesafe kurallarına uyum sağlamasında da öğretmenler uyarıcı olacaktır.”

Yazının Devamını Oku

‘Çocuklar maske ve dezenfektanla arkadaş olsunlar’

12 Temmuz 2020

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 31 Ağustos’taki vaka sayısı ve oluşan risk faktörüne göre yüz yüze eğitimin yeniden başlayabileceğini duyurmasının ardından Sağlık Bakanlığı okullardaki önlem paketini açıklamıştı. Açıklamada sosyal mesafe, maske ve dezenfektan kullanımı en basit ve en temel önlemler olarak öne çıkıyor. Eğitimciler kadar sağlık alanındaki uzmanların da vurguladığı bu temel kurallar ile ilgili olarak İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Uzmanı Prof.Dr. Haluk Cezmi Çokuğraş, aileleri uyararak “Çocuklarınızın maske ve dezenfektanla arkadaş gibi yakın ilişki kurmalarına yardımcı olun” dedi.

Okullara giriş-çıkışta, tuvaletlere giriş ve çıkışta maskelerin yenilenmesine ve dezenfektan kullanımının önemine işaret eden Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Çokuğraş, ailelere ve öğretmenlere şöyle seslendi: “Derslerde konsantrasyonu bozabilir, sıkıntı hissi verebilir ama özellikle kış aylarını düşünecek olursak şimdiden çocuklara maske takmalarının şart olduğunu, onları endişeye sevk etmeyecek aralıklarla ellerini sabunla uzunca yıkamalarını ve dezenfektan kullanımına dikkat etmelerini öğretmek ailelere düşüyor. Çocukların okullarda sosyal mesafe kurallarına uyum sağlamasında da öğretmenler uyarıcı olacaktır.

‘INFLUENZA AŞISI BU YIL MUTLAKA YAPTIRILMALI’

Pandemide beslenme de temel önlemler kadar olmasa da önemli. Çocukların okula yiyecek götürmesi gerekebilir. Böyle bir durumda meyveler İyice yıkanmış ve ev yapımı sandviçler mutlaka sıkı sıkı ambalajlanmış olmalı. Beslenme çantasına böyle konulmalı. Çocukların sağlığı için hijyen, en büyük koruma yöntemi. Bu yıl isteğe bağlı olarak influenza (grip) aşısının çocuklara yapılması da önem kazandı. Ücretli olan bu aşıyı risk grubundakiler için Aile Hekimliği’nden ücretsiz olarak yaptırmak mümkün. Böylece çocuklar, Covid-19 virüsünü daha da ağır atlatmaya neden olacak influenza virüs türlerinden korunmuş olabilirler. Bu aşı, çocuk sağlığı ile ilgili bir risk taşımaz.”

 

 

Yazının Devamını Oku

Tıp eğitiminde sanal ameliyat

12 Temmuz 2020

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımda fakültelerinin 2 yıl boyunca online eğitim verecek şekilde hazırlıklarını sürdürdüğünü ifade etti. Prof. Tükek, virüsle yaşamanın öğrenilmesi gerektiğine vurgu yaptığı paylaşımında İstanbul’da vaka sayısındaki artışa dikkati çekerek, “Nisan ayına kadar bu şekilde devam edeceğini düşünüyorum” dedi.

Tıp fakültesinde çevrim içi eğitimin nasıl sürdürüleceği hakkında bilgi veren İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, “Vaka sayılarında Haziran-Temmuz aylarında bitmeye yakın bir düşüş bekledik ama olmadı ve artış riski devam ediyor. Buradan hareketle 2020-21 akademik yılının uzaktan eğitimle geçeceğini düşünüyorum. Aşı ile ilgili gelişmelere göre bu, 2021-22 akademik yılını da kapsayabilir. Bu nedenle iki yıllık çevrim içi ders hazırlığımızı tamamladık” dedi.

SANAL GERÇEKLİK GÖZLÜKLERİYLE MUAYENE YAPILACAK

Bu yıl olduğu gibi gelecek akademik dönemlerde de teorik eğitimlerin çevrim içi verileceğini belirten Dekan Tükek, şunları söyledi:

“İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi (AUZEF)’nin katkısıyla 500 kişilik sınıflarda çevrim içi teorik derslerimizi sürdürürken pratik dersler için tıp fakültesi öğrencilerimize kısa kısa videolar hazırladık. İnternet ortamından ulaşılabilecek bu videolarda örneğin kalp, karaciğer, dalak fizik-muayeneleri yer alacak. Öğrenciler muayene videolarını izleyebilecek. Ayrıca öğrenciler hocaların kullanacağı online gözlükler aracılığıyla canlı olarak hasta muayenesini izleyebilecekler. Sanal gerçeklik gözlükleriyle de gerçek hasta olmadan, örneğin kalp-damar ameliyatı yapabilecekler, hastalıkların algoritmalarını deneyimleyebilecekler. 6’ıncı sınıf tıp öğrencileri ise yüksek ihtimalle sağlık önlemleri altında hastaneye gelerek uygulama derslerine katılacaklar. Elbette Covid-19 virüsü mutasyona uğrarsa 1’inci sınıftan 5’inci sınıfa kadar öğrenciler hibrit (karma) eğitim modeliyle derslerini alabilecekler. Aksi taktirde dediğim gibi aşı bulunana kadar risk sürerse tamamen uzaktan eğitimle derslerini görecekler. Bunun için tüm teknik materyallerimiz de hazır.”

‘ARALIK, OCAK AYLARINDA AŞININ DEVREYE GİRECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM’

İstanbul’daki vaka sayılarıyla ilgili olarak da açıklamada bulunan İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, “Almanya ve İsveç’teki aşı çalışmaları olumlu yönde hız kazanıyor. Hayvanlar üzerindeki çalışmalar başarıyla tamamlanınca insanlar üzerindeki çalışmalara geçildi. Bu çalışmalar umut vadediyor. Aralık, ocak aylarında aşının devreye gireceğini düşünüyorum. Diğer taraftan dünya ‘yeni normal’ koşullarda iş, eğitim, sosyal yaşantısını sürdürüyor. Aşı hayatımıza girene kadar önlemlere uyarak salgınla yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Bu nedenlerle pandemi sürecinin Nisan ayına kadar devam edeceğini düşünüyorum.”

Yazının Devamını Oku

Harvard ve MIT yabancı öğrencileri için dava açtı

9 Temmuz 2020

Dünyanın en iyi üniversiteleri arasında ilk üçte bulunan Harvard Üniversitesi ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT), ABD’de eğitim gören yabancı öğrencilerin derslerinin tamamını çevrimiçi alması durumunda ABD'ye gelmelerini istemesi ve ABD'de kalmalarını engelleyen yeni politikası nedeniyle Başkan Donald Trump yönetimine dava açtı.

The Wall Street Journal’ın haberine göre, ABD’deki Massachusetts Bölge Mahkemesinde açılan dava, hükümetin Pazartesi günü yabancı öğrencilerle ilgili kararına tepki olarak alındı. Dava dilekçesinde öğrencilerin mağduriyetlerine dikkat çekildi.

Kampüste yaşayan öğrencilerin dersleri de dahil olmak üzere akademi genelinde tüm derslerin çevrimiçi olarak verileceğini duyuran Harvard Üniversitesi Rektörü Larry Bacow, CNN'e yaptığı açıklamada ise ABD hükümetinin bu kararının kampüste eğitim gören yaklaşık 5 bin yabancı öğrenciyi etkilediğini söyledi. Açıklamasında Rektör Larry Bacow, özetle şunları söyledi:

“Öğrencilerin, eğitmenlerin ve diğer personelin sağlık ve güvenliği kampüslerde zaten sağlandı. Bu kararla 1 milyon yabancı öğrenci, ABD’de üniversitelerindeki eğitimine ara vermek zorunda kalacak, belki de geri dönmemek üzere ilişiğini kesecek. ABD’de öğrenciler için vize koşulları zaten hep zordu. Şimdi de online eğitim için ABD’ye gelmeleri yasaklandı. Önerilense ABD'deki üniversitelere kayıtlı olan öğrencilerin, yüz yüze eğitim veren okullara transfer olmaları yolunu düşünmeleri. Bu o kadar da kolay değil.”

Bu gelişmelerin ardından Kaliforniya Üniversitesi (University of California) de internet sitesi üzerinden bir açıklama yaparak uluslararası öğrenciler için kararlaştırılan yeni vize politikası konusunda ABD hükümetine dava açmaya hazırlandığını duyurdu.

‘BENZER DAVALAR SAYESİNDE GERİ ADIM ATABİLİRLER’Uluslararası Eğitim Danışmanları Derneği (UED) Başkanı Aslıhan Özenç, bunun beklediklerini bir adım olduğunu belirterek, Harvard Üniversitesi ve MIT’ın ABD hükümetine açtığı davayı şu sözlerle değerlendirdi:
“Alınan kararda ABD hükümetinin geri adım atması böyle büyük kurumların tepkisiyle mümkün olabilecek. Çünkü birçok üniversite öğrencilerini kaybetme riskiyle yüz yüze kaldı. Pazartesi alınan kararın ardından geçen iki günlük süreçte çok sayıda öğrenci online derslerde bile yer bulamadı. Dolayısıyla kayıt dondurma, bir sonraki akademik yılda eğitimine devam etme gibi kararlar alan öğrenciler oldu. Burslu olarak ABD’ye gelen ve pek çoğu yaşadıkları ülkede daha zor şartlara sahip olan öğrencilere ülkene dön denmesi, sadece maddi ve manevi olarak değil sağlık açısından da olumsuz bir durum oluşturuyor. Yaklaşık 1 milyona yabancı öğrenciyi etkileyecek bu karar, diğer taraftan ekonomik bakımdan üniversiteleri de etkiliyor kuşkusuz. ABD hükümeti her ne kadar bunu sağlık riski nedeniyle verilmiş bir karar olarak savunsa da okulların yetkisi elinden alınmış oluyor. Çünkü her üniversite sağlık önlemleri konusunda kendi kararını veriyor. Online eğitimde verecek olsa öğrencilerine kampüste kalma hakkını da tanıyabiliyordu. Bu kararla üniversitelerin kendi kararlarını almaları engellenmiş oluyor. Ayrıca öğrenciler online eğitim de alsalar kampüsteki imkanlardan yararlanabilecekti. Yabancı öğrenciler kampüslere para yatırmış ve ABD’ye dönmek için geri sayıma geçmişti. Tüm bu nedenlerle ilerleyen günlerde de benzer davalar ve girişimlerle ABD hükümetini geri atmaya zorlayacaklar diye düşünüyorum.”

TRUMP AÇILMAYAN OKULLARI TEHDİT ETTİ

Yazının Devamını Oku

Bakan Selçuk: 31 Ağustos’ta tüm senaryolara hazırız

9 Temmuz 2020

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, öğrencilerin kendileriyle yarışmaları ve eğlenerek öğrenmeleri amacıyla tasarlanan 'Tabii' adlı mobil uygulamanın tanıtım programına katıldı. 'Tabii' mobil uygulamasının tanıtımını yapan Ziya Selçuk, 5, 6 ve 7’nci sınıf öğrencileri için tasarlanan mobil uygulamayla ilgili, “Uzaktan eğitimle ilgili arka arkaya çalışmalar yapıyoruz. Yeni uygulamalarla öğrencilerimizin uzakta kalmamalarına dikkat ediyoruz. Birçok uygulamamızla öğrencilere her türlü imkânı oluşturmak için gayret ediyoruz” diye konuştu.

‘OKULLARIN AÇILACAĞI ZAMANA İLİŞKİN VERİLER HENÜZ OLUŞMADI’
Toplantıda okulların 31 Ağustos’ta açılmasıyla ilgili soruları da yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “Bu konu, sadece okulları açıp açmamak, öğrencilerin okula gidip gelmesi demek değildir. Bir ülkenin çocuklarının geleceğe hazırlanması demektir. Tüm dünyada hiç kimse bugünden okulların açılacağı günkü durumu bilemez. Bilim Kurulu ile birlikte bir karar veriyoruz. Henüz o güne ilişkin veriler yok. Bir çocuk bugün sokakta oynuyor, sosyal mekanlarda bulunuyor ve tatile gidiyorsa bu onun hakkıdır. Ancak eğitim hakkı da vardır. Eğitim temel haktır ve biz çocukların eğitim hakkını ellerinden alamayız. Velilerimiz emin olsun ki çocukların ve öğretmenlerin sağlığı bizim için birinci derece önemlidir. Okulların o günkü genel sağlık koşullarına göre Kabinenin, Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanlığının ortaya koyacağı verilerle açılıp açılmayacağını söyleyebiliriz. 31 Ağustos takviminin bir gerekçesi, bunu mevzuat gereği açıklamak zorunda olmamızdır ki herkes hazırlığını yapsın. 31 Ağustos’ta okulların açılmasını temenni ediyoruz. Şayet şartlar elverişli olacaksa açacağız. Hazırlıklar tamam. Tüm senaryolara hazırız” dedi.

31 AĞUSTOS’TA EĞİTİMİN NASIL YAPILACAĞINI O GÜNÜN KOŞULLARI BELİRLEYECEKSağlık Bakanlığı ile son bir haftadadır defalarca görüşmeler yaptıklarının altını çizen Bakan Selçuk, sözlerine şöyle devam etti:
“Şayet, ortak kararla okullar 31 Ağustos’ta açılabilir denilirse hazırız, eğer bir süre açmayın denilirse uzaktan eğitime de hazırız. Seyreltilmiş bir ders çizelgesiyle yüz yüze ve uzaktan eğitimin harmanlandığı karma bir model deneyin denilirse ona da hazırız. Bugün, EBA TV ve EBA İnternet üzerinde bir yıllık eğitim-öğretim süresinin tüm içeriklerini bitirmek üzereyiz. Sınıf ortamlarına gelince, öğrenci ve öğretmenlerin sağlığını korumak için almamız gereken önlemlerin hepsi alındı. Çocukları küçük metrekarelere sığdırmak istemiyoruz. Derslerin bir kısmı seyreltilsin denilirse biz ona göre dersleri seyrelteceğiz. Teknik kısmı bize uzmanlara ait. Gereken önlemi fazlasıyla alıyoruz. Bu tedbirlere hazır olmamızın sebebi geçen seneden altyapının tamamlanmış olmasıdır. Faaliyetlerimiz bunun ispatı.

Ağustos sonu ve eylül başı tablosuna göre en etkili şekilde hareket edeceğiz. Bunun için de elimizde seçenekler var. Maske, temizlik malzemesi, okulların sağlık koşulları gibi. LGS’yi nasıl başarıyla gerçekleştirdiysek bunu yine yaparız. Fakat riskli görürsek ona göre hareket ederiz. Mali koşullarıyla, psikolojik ve sosyal koşullarıyla her seçeneğe hazırız.”

‘ÖZEL OKUL, DEVLET OKULU FARKI YOK’Özel okullar için de özel öğretim yapan kurumlar için de 15 Ağustos okul açılış tarihinin mecburi olmadığını hatırlatan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “15 Ağustos ile yüz yüze eğitimi şayet özel okullar uygun bulurlarsa başlatabilirler. Bunun dışında, devlet ve özel okullar arasında bir ayrım yok. Okulların açılış takvimi hepsi için 31 Ağustos olarak belirlendi. Öğretmen ihtiyacı konusuna gelince, dersler seyreltilecekse o zaman zaten öğretmenlerin dersleri de seyreltilmiş oluyor. Bir kısım dersler uzaktan, bir kısım derslerse yüz yüze verilecek anlamına geliyor. Buna biz, ‘Karma Model’ diyoruz. Eğer bu yol izlenirse öğretmenlerin saatleri de seyrelecek. Ayrıca bu sene 40 bin öğretmeni de bünyemize aldık. Öğretmen ihtiyacı yaşamamak için her türlü önlem alındı” diye konuştu.

'ÖZEL OKULLARIN TEMSİLCİLERİNİN TAMAMIYLA GÖRÜŞMELER YAPIYORUZ'

Yazının Devamını Oku

Yabancı öğrencilerin Amerika çıkmazı

8 Temmuz 2020

Koronavirüs tedbirleri kapsamında ABD’deki bazı üniversiteler tamamen online eğitime geçti. ABD yönetimi bu okullarda okuyan ve derslerini online görecek öğrencilerden yeni bir vize başvurusunda bulunmamalarını, yüz yüze eğitim veren okullara geçiş yapmamaları durumunda da ülkeyi terk etmeleri çağrısında bulundu. ABD’de eğitim gören Türk öğrenciler formül arayışına girdi.

F1 VİZELERİNİ KAYBEDİYORLARUED Başkanı Aslıhan Özenç, Amerikan Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi’nin açıkladığı kararla ilgili şunları söyledi:
“Pandemi nedeniyle Türkiye’ye Mart’ta dönen bir öğrenci, 5 ay sonra yani Eylül başı geri dönmezse F1 vize statüsünü kaybediyor. Tekrar öğrenci vizesine başvurmak zorunda kalacak. Tam burslu okuyan Türk öğrenciler ABD’de kalmak için önerildiği gibi başka üniversitelere transfer olamıyor. Çünkü bursları geçersiz kalıyor. Çoğu öğrenci eğitim programına uymasa da vizelerini feda etmemek için ABD’ye dönüp alabilecekleri kadar ders almaya çalışacak.”

ABD’YE ZARAR VERİYORTürk üniversitelerinin de üye olduğu NAFSA’nın (Uluslararası Eğitimciler Derneği) ABD’li Başkanı Dr. Esther Brimmer ise kararın endişe verici olduğunu belirterek şunları söyledi: “Dünyada üstün nitelikli öğrencilerin ABD’de kendilerini güvenli hissetmelerini ve en üst düzeyde eğitim elde etmelerini sağlamalıyız. Uluslararası öğrenci sayılarımızın düştüğü son yıllarda bu kararlar uluslararası yetenekleri ülkemizden uzaklaştırma riski ile beraber akademik ve ekonomik olarak da bize zarar vermekte.”

10 BİN TÜRK ÖĞRENCİ VARUluslararası Eğitim Enstitüsü’den (IIE) alınan son istatistiklere göre (2018-2019 Eğitim dönemi) ABD’de toplam 1 milyon 95 bin 299 yabancı öğrenci eğitim görüyor. ABD’ye en fazla öğrenci gönderen ülke Çin. ABD’deki üniversitelerde Çin’den gelen yaklaşık 370 bin öğrenci bulunuyor. İkinci sıradaki Hindistan ABD’ye 202 bin öğrenci gönderiyor. Bu ülkeleri 52 bin öğrenci ile Güney Kore, 37 bin öğrenci ile Suudi Arabistan ve 26 bin öğrenci ile Kanada takip ediyor. Türkiye ABD’ye öğrenci gönderen ülkeler arasında 15’inci sırada. ABD’de eğitim gören Türk öğrenci sayısı 10 bin 159. Bu rakam bir önceki yıla göre yüzde 3.4’lük bir azalışı ifade ediyor.

F1 VİZEDE 5 AY KURALIABD yönetimi ülkelerinde eğitim gören öğrencilere F1 vize statüsü tanıyor. Bu vizeye sahip olan öğrenciler ülkede staj ve çalışma hakkı kazanmış oluyor. Vizenin kurallarından bir tanesi, kendi ülkeniz bile olsa 5 aydan fazla ABD dışındaki bir ülkede ikâmet etmemek.

Yazının Devamını Oku

YKS maratonu bitti, geçmiş olsun gençler

29 Haziran 2020

ALAN YETERLİLİK TESTİ VE DİL SINAVI

YKS’nin ilk oturumu olan Temel Yeterlilik Testi’nin (TYT) ardından üniversite adayları, dün de ikinci oturum Alan Yeterlilik Testi (AYT) heyecanını yaşadı. AYT, saat 10.15’te başladı ve 180 dakika sürdü. Adaylar, sınavın sabah oturumlarında saat 10.00’dan sonra sınav binalarına alınmadı.

AYT’nin ardından YKS’nin üçüncü ve son oturum olan Yabancı Dil Testi (YDT) yapıldı. Saat 15.45’te başlayan iki saatlik sınavda Almanca, Arapça, Fransızca, İngilizce ve Rusça dillerinde sorular yöneltildi. Dünkü iki sınavla üniversiteye giriş maratonu da tamamlanmış oldu.

SINAVA MESAFELİ MASKELİ GİRİŞ

Koronavirüs önlemleri kapsamında adaylara okul girişlerinde maske ve dezenfektan dağıtıldı. İsteyen adaylar dezenfektanlarını yanlarında getirdi. Sınav görevlilerine de maske ve dezenfektanla birlikte lateks eldiven dağıtıldı. İsteyen adaylar ve görevliler, maske ve siperlikleri ile sınava geldi. Bilim Kurulu’nun önerisi doğrultusunda sınav salonuna geçip sırasına oturan adaylardan isteyenler, sınav süresince maskelerini çıkardı. Okul bahçelerindeki yığılmayı önlemek ve sosyal mesafeyi korumak için adaylar ve sınav görevlileri dışında hiç kimse okul bahçelerine alınmadı. Adaylar sınav binalarına girişte ve sınav bitiminde binadan çıkışta, sosyal mesafenin korunması için sınav görevlileri tarafından yönlendirildi. Öğrenciler sosyal mesafe kurallarına uygun olarak okula girdi. Koronavirüs tedbirleri kapsamında velilerin okul bahçesine girişine izin verilmezken, ateşleri ölçülen ve elleri dezenfekte edilen öğrenciler, daha sonra üst aramaları da yapılarak sınav salonlarına alındı.

COVID-19 HASTALARI AYRI BİNADA

COVID-19 tanısı olan adaylar tüm sınav merkezlerinde hazırlanan yedek binalarda ayrı salonlarda sınava alındı.

Diyarbakır’da F.K., Diyarbakır Anadolu İmam Hatip Lisesi Fen ve Sosyal Bilimler Proje Okulu’nda sınava girdi. Sınav sonrası sınıftan çıkan F.K.’nın öksürük ve yüksek ateş şikâyetleri üzerine okula koruyucu ekipmanla sağlık görevlileri geldi. F.K., koronavirüs şüphesiyle ambulansla Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürüldü. 

Yazının Devamını Oku

YKS'nin son oturumu YDT bitti

28 Haziran 2020

17.45 YDT SONA ERDİYabancı Dil Testi'nin (YDT) de sona ermesiyle birlikte YKS-2020 maratonu tamamlanmış oldu.

15.45 YDT BAŞLADI
YKS'nin son oturumu olan YDT başladı. Yabancı dil puanıyla girilen bölümleri hedefleyen öğrencilerin katıldığı sınav 17.45’te sona erecek. Adaylar Almanca, Arapça, Fransızca, İngilizce veya Rusça dillerinde toplam 80 soru cevaplayacak.

13.20 SINAVDAN ÇIKAN ÖĞRENCİLER SORULARI YORUMLUYORZeynep Sude Gündüz: Türkçe, sosyal bilimler, din, felsefe çözdüm. Matematik çözemedim, çok zordu. Matematikte gerçekten çok zorlandık. Dünkü sınavda da Türkçe’de sorular çok uzundu. Çeldirici şıklar vardı. Bence o sınavda zordu bu sınavda. Geçen sene de sınava girmiştim. Geçen seneki sorular daha kolaydı. Geçen yıl daha iyi geçmişti. Süre de yetmedi. Yine uzun sorular vardı.


Zeynep Arman: AYT’de sözel kısım daha azdı. Edebiyat ve dinde ezber gerektiren sorular da vardı. Ben TS çözdüm. Daha çok gündem sormuşlar. Özellikle coğrafya kolaydı. Edebiyatta birkaç zor soru vardı. Fen özellikle zordu. Matematiğe de bakamadım zorlandım. Çeldiricili şıklı sorular vardı. TYT daha kolaydı.

Yazının Devamını Oku

Sınav için herkes seferber

28 Haziran 2020

Türkiye genelinde 188 merkezde gerçekleştirilen sınav için bu yıl 2 milyon 437 bin 119 aday başvurdu. Bu yılki sınavın öncekilerden en önemli farkı salgın nedeniyle alınan önlemler altında yapılmasıydı. Adaylar sınav merkezlerine maskeyle geldi, içeri mesafeye uyularak tek tek alındı. Sınavın yapılacağı salonlar sosyal mesafe kuralları gözetilerek hazırlandı. İsteyen aday sınav sırasında maskesini çıkartırken görevliler sınav boyunca maske taktı.

120 SORU 165 DAKİKAToplam 120 sorudan oluşan TYT’de adaylara verilen süre 165 dakikaydı. Böyle olunca, 10.15’te başlayan sınav, 13.00’e kadar sürdü. TYT’de Türkçe testinde 40, coğrafya, felsefe, din kültürü ve ahlak bilgisi konularından oluşan sosyal bilimler testinde 20, temel matematik testinde 40, fizik, kimya ve biyolojiden oluşan fen bilimleri testinde de 20 soru bulunuyordu.

MARATON BÖYLE BAŞLADI* Antalya’da oğlu Kaat Çetmi’yi sınava götüren İlker Çetmi’nin otomobiline başka bir araç çarptı. İlker Çetmi yerde yatarken, polislerden oğlu Kaan’ı sınava götürmelerini istedi. Babasıyla vedalaşan Kaan motosikletli polisler tarafından 4 kilometre uzaktaki sınava yetiştirildi.

* Sakarya’da yanlış okula gelen üniversite adaylarının yardımına motosikletli polisler yetişti. Adaylar motosikletlerle sınava girecekleri yere taşındı.

* Giresun’da kimliğini bulamayan öğrencinin yardımına yine motosikletli polisler koştu. Motosikletli öğrenciler önce fotoğrafçıya, ardından da nüfus müdürlüğüne götürdükleri öğrencinin sınava girmesini sağladı. Okul önündeki veliler polislere alkışlayarak teşekkür etti.

* Tokat’ın Yazıcıoğlu Mahallesi Yeni Hayat Evleri’nde kapının kilidinin bozulması sonucu evde mahsur kalan bir öğrenci de itfaiye tarafından kurtarıldı. İtfaiyenin yangın merdiveni apartmanın 4. katına uzatıldı. Yangın merdiveni ile mahsur kaldığı evden kurtarılan öğrencinin sınava girmesi sağlandı.

* Adana’da Abdülmelik Bozdağ ile eşi Remziye Bozdağ, kızları Ayşe ve Songül’ü otomobilleriyle sınava götürürken kaza yaptı. Yaralanan Ayşe ve Songül Bozdağ hastaneye kaldırıldı.

* Esenyurt’ta ameliyat olduğu için yürüyemeyen Merve Göktepe belediyenin hasta nakil aracıyla sınava gireceği okuluna götürüldü.

Yazının Devamını Oku

YKS maratonunda ilk gün tamamlandı... Dakika dakika sınav heyecanı... Neler yaşandı?

27 Haziran 2020

13.30 UZMAN YORUMLARI GELİYORYKS'nin ilk oturumu olan TYT sona erdi. Şimdi gözler uzman yorumlarında. Bugün sorulan sorularla ilgili eğitim uzmanlarının yorumları birazdan sayfamızda olacak.

13.20 ÖSYM BAŞKANI'NDAN TEŞEKKÜR MESAJIÖSYM Başkanı Halis Aygün, twitter hesabından şu açıklamayı yaptı:
"#yks2020‘nin birinci oturumu olan TYT tüm sınav merkezlerimizde sorunsuz bir şekilde tamamlandı. Böyle büyük bir sınavın ilk aşamasını tüm paydaşlarımızla birlikte başarılı bir şekilde tamamlamış olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Emeği geçen herkese yürekten teşekkür ederim. Yarın uygulayacağımız YKS’nin ikinci oturumu AYT ve üçüncü oturumu YDT‘de tüm adaylarımıza başarılar dilerim."

13.15 SINAV SONU HEYECANI SOSYAL MESAFEYİ ORTADAN KALDIRDI
Sabah 10.15'de başlayan ve 165 dakika süren TYT'nin ardından adaylar sınav merkezlerinden çıkarken bir çok yerde sosyal mesafe yine göz ardı edildi. Ancak maske kullanma konusunda herkesin özenli davrandığı gözleniyor. Aileleriyle bir araya gelen adaylar daha önceki senelerde görülmediği kadar hızlı bir şekilde sınav merkezinden ve kalabalıktan uzaklaşıyor.

13.00: SINAV BİTTİ

Yazının Devamını Oku

Dünyanın En İyi Genç Üniversiteleri 2020...  Türkiye’den 3 üniversite ilk 100’de

25 Haziran 2020

Times Higher Education (THE) ‘Dünyanın En İyi Genç Üniversiteleri Sıralaması 2020’de 50 yaşın altında yükseköğretim kurumları değerlendirildi. Sıralamada Türkiye’den en iyi dereceyi 69’uncu olan Sabancı Üniversitesi elde etti. Onu, 88’inci sırada gelen Çankaya Üniversitesi ve 90’ıncı sırada yer alan Koç Üniversitesi takip etti. Bilkent Üniversitesi’de geçen yıl olduğu gibi 101-150 sıra bandında yer aldı.

Dünya sıralamasında ilk sırada ard arda üçüncü defa birinci olan Hong Kong Bilim ve Teknoloji Üniversitesi bulunuyor. Diğer Asya üniversitesi olan Nanyang Teknoloji Üniversitesi ise ikinci sırada geliyor. Geçen yıl üçüncü sırada olan Singapur’daki üniversitenin yükselişiyse dikkat çekiyor. Hemen ardından üçüncü sırada ise Paris Sciences et Lettres - PSL Araştırma Üniversitesi geliyor.

‘HEDEFİMİZ DÜNYA ÜNİVERSİTESİ OLMAK’Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Leblebici THE sıralamasındaki başarısı konusunda şunları söyledi:
“20 yıl önce yüksek öğrenimde fark yaratmak ve bir “Dünya Üniversitesi” olmak hedefiyle yola çıkan üniversitemiz, bugün dünyanın en saygın üniversiteleri arasında araştırma ve başarıları ile listeleniyor. Bu genç yaşına rağmen, çok sayıda ilklere imza atan, öncü rolü ile gurur verici bir geçmişe sahip olan üniversitemiz için sıralamada yine Türkiye’den birinci sırada yer almak; öğrencilerimiz, akademisyenlerimiz, çalışanlarımız, mezunlarımız ve tüm paydaşlarımız için gurur vesilesidir.”

‘BAŞARIMIZDA EĞİTİM KALİTEMİZİN ROLÜ VAR’Çankaya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Can Çoğun, Çankaya Üniversitesinin listeye giren 414 üniversite arasında 88’inci sırada, Türkiye’den sıralamaya giren 23 üniversite arasında ise ikinci sırada yer aldığını vurgulayarak şunları söyledi:
“Yıllardır üniversitemizde ısrarla ve inatla sürdürmüş olduğumuz eğitim kalitesi, eğitim faaliyetleri, Ar-Ge çalışmaları, makale, teknolojik projelere katkı, topluma hizmet çalışmasının doğal bir sonucudur. Üniversitenin başarısında emeği geçen tüm akademik , idari personel ile öğrencilere katkıları nedeniyle teşekkür ediyorum.”

DAÜ BİR KEZ DAHA SIRALAMADASöz konusu sıralamaya Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden (KKTC) Doğu Akdeniz Üniversitesi de (DAÜ) girmeyi başararak, 251-300 bandında yer aldı. DAÜ listedeki tek KKTC üniversitesi olarak yer alırken, Güney Kıbrıs’tan ise iki üniversite listeye girmeyi başardı.

'BÜYÜK BİR GURUR DUYUYORUM'

Yazının Devamını Oku

Korona sınavından öğrenciler geçti, veliler çaktı

21 Haziran 2020

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen, 8’inci sınıf öğrencilerine yönelik Liselere Geçiş Sınavı (LGS) dün yapıldı. Yaklaşık 1 milyon 600 bin öğrenciyi kapsayan sınav 81 ilde gerçekleştirildi. Öğrenciler, sosyal mesafe kuralına uygun olarak kimlik kontrollerinin yapılması için erken saatten itibaren okullarda oldular. Bu sene sınava kendi okullarında giren öğrenciler binalara alınırken, velilerin okul bahçelerine girmesine izin verilmedi. Okul dışında bekleyen ebeveynler, çocuklarının aksine sosyal mesafeye uymadı. Kalabalık gruplar halinde okul önünde bekleyen velilerin, sanki salgın yokmuş gibi dip dibe beklemeleri dikkat çekti.

SOSYAL MESAFE ANONSU

Sınav binasına giriş esnasında sürekli “Sosyal mesafenizi koruyunuz” anonsu yapıldı. Velilerin kapıda beklememelerinin de vurgulandığı anonsta; “Kimliklerinizi unuttuysanız hemen evinizden alın. Velilerimiz lütfen kapı dışında beklemeyin. Yan okul bahçesine geçin” ifadelerine yer verildi. Sınavda soru kitapçıklarını dağıtan görevliler eldiven kullandı. Birinci oturum 09.30’da başladı. Bu oturumda öğrencilere Türkçe, din kültürü ve ahlak bilgisi, T.C İnkılap tarihi ve Atatürkçülük ile yabancı dil sorularından oluşan 50 soruyu yanıtlamak için 75 dakika süre verildi. Birinci oturum 10.45’te sona erdi.

ARAYA SIRAYLA ÇIKTILAR

Birinci oturum sonunda öğrenciler aynı anda dışarı çıkarılmadı, binanın durumuna göre zaman aralıkları gözetilerek sosyal mesafeyi koruyacak şekilde bahçeye alındı. Okul koridoru ve bahçelerde maskelerinin çıkarılmasına izin verilmedi. Saat 11.30’da başlayan ikinci oturumda öğrencilere matematik ile fen bilimlerinden oluşan 40 soruluk sayısal alan için 80 dakika süre verildi.

COVID POZİTİFLER AYRI BİNADA GİRDİ

İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden alınan bilgiye göre İstanbul’da COVID pozitif öğrenciler için 4 okul tahsis edildi. Hasta olan öğrenciler bu okullarda her sınıfta tek öğrenci olacak şekilde sınava girdi. Uzun süreli tedavi gören 57 öğrenci de evde ve hastanede sınava alındı. Tüm illerde koronalı adaylar için özel önlem alındı. Mersin’de 259 tek kişilik sınıf hazır edildi, Adıyaman’da pozitif adaylar sınava ambulansla getirildi. 

SAĞLIK BAKANI KOCA: MSÜ SINAVINDA 400 KİŞİYE VİRÜS BULAŞTI HABERİ ASILSIZ

Yazının Devamını Oku

Efehan ağlayarak annesine koştu

20 Haziran 2020

Sınava Bursa Yahya Kemal Ortaokulu’nda giren Efehan Bilgin ilk bölümün ardından bahçenin dışında kendisini bekleyen annesine koşarken, istediği ölçüde başarılı olamamanın üzüntüsünü gözyaşlarıyla dışa vuruyordu.  Anne Bircan Bilgin her zaman olduğu gibi yine şefkatli, yine yatıştırıcıydı. Oğluna yine bu sınavın hayatın en önemli dönemeci olmadığını, yine onun elinden gelenin en iyisini yaptığına inandığını söyledi ve Efehan’a yine moral vermeye çalıştı.

AYNI STRESİ GEÇEN YIL DA AĞABEYİYLE YAŞADIK
Sınavın ilk bölümünden 4 soruyu yanıtlayamadığı için göz yaşlarıyla çıkan Efehan ikinci bölüme annesinin motivasyonuyla girerken, Bircan Bilgin de oğlunun istediği okula girebilecek puanı almasını diliyordu. Oğlunu sınavın ikinci bölümüne onu teskin ederek gönderen Bircan Bilgin, aynı stresi geçen yıl da yaşadığını söyleyerek şunları anlattı: “Efehan Bursa Anadolu Lisesi’ni hedefliyor. Ben ve eşim özel sektörde maaşlı olarak çalışıyoruz. Oğlumu özel okula gönderemem. Başarılı olmak zorunda. Dilerim sınavın ikinci oturumu başarılı geçecek. Efehan’ın ağabeyi Mete geçen yıl Ulubatlı Hasan Anadolu Lisesi’ni kazandı. Onun için de LGS stresi yaşamıştım. O başarılı bir sınav geçirmişti. Çocuklarım lise sonuna gelene kadar bir daha okul stresi yaşamak istemiyorum. Efehan ağabeyiyle tatlı bir başarı yarışı içinde. Bursa Anadolu Lisesi’ni kazanamazsa dilerim ağabeyinin okuluna girebilir. Onun ağlaması beni çok üzdü, ben de dışarda ağladım.”

SINAV SONUNDA MUTLUYDU
Efehan sınavın ikinci bölümüne annesinden aldığı moralle giren Efehan sınav sonunda mutlu ve rahatlamış görünüyordu. Sayısal sorularından oluşan ikinci oturumun daha başarılı geçtiğini söyleyen Efehan, "Sözel sorularında zaman yönetimini iyi ayarlayamadım. Ama ikinci oturuma daha hırslı başladım. Süre sorunu yaşamadım. Daha iyi geçti. Şimdi daha iyi hissediyorum. Genel olarak başarılıydı" dedi.

Efehan'ın sınav sonunda okuldan çıkışını alkışlarla karşılayan Bircan Bilgin de "Şimdi daha mutluyum" dedi. Ailece sınav stresini Efehan nasıl isterse öyle atacaklarını söyleyen Bilgin, tüm öğrencilere başarı dileklerinde bulundu.

Yazının Devamını Oku

LGS'nin ilk oturumu sona erdi

20 Haziran 2020

LGS'nin ilk oturum sona erdi. 09.30’da başlayan ilk oturum 75 dakika sürdü. Sınav sırasında isteyen öğrenci maskesini çıkardı. İlk oturumda adaylar sözel alanda Türkçe'den 20, inkılap tarihi ve Atatürkçülük, din kültürü ve ahlak bilgisi ve yabancı dilden 10'ar soru yanıtladılar. Şimdi 45 dakikalık aradalar.

Ara sırasında bazı okullarda öğrenciler bahçeye çıkarılırken, bazıları da bahçe dışındaki anne babalarına koştu. Parmaklıklar arasında ailelerinden su ve yiyecek alan öğrenciler, 11.30’da ikinci oturuma başlayacak.

Yazının Devamını Oku

Son dakika haberler: LGS sona erdi

20 Haziran 2020

Sınavın yaklaştığı dakikalarda okul önlerinde sosyal mesafe kuralları titizlikle uygulandı. Çocuklar okullara alınırken kendilerine yeni maskeler verildi. Daha sonra ellerini dezenfekte etmeleri sağlandı. Veliler ise okul bahçelerine alınmadı, dışarıda sosyal mesafe kurullarını gözeterek ve maskelerini çıkarmadan beklemeleri istendi.

SON DAKİKADA YETİŞENLER DE VARDIGünlerdir yapılan uyarılara rağmen kimliğini unutan öğrenciler vardı. Sınavı izlediğimiz İstanbul ve Bursa’daki iki okulda bu öğrencilerden biri dakikalar kala taksiyle yetişerek sınava girebildi. Bir diğeri ise kimliksiz olarak geldiği okulun girişinde babasının eve gidip kimliğini yetiştirmesini bekledi. Sonunda o öğrenci de sınava girebildi.


Bursa’da bir öğrenci ise kısa süre önce geçirdiği kaza nedeniyle kolunu kullanamadığı için yetkililerden yardım istedi. Bu öğrencinin de bir sınav görevlisinin yardımıyla soruları yanıtlayacağı belirtildi.

Sınav başladıktan sonra ilerleyen dakikalarda öğrencilerin heyecanı giderek yatışacak ve dikkatlerini sorulara verecekler. Ancak velilerin heyecanı son dakikaya kadar devam ediyor. Dışarıda çocuklarının sınavdan başarmış olarak çıkmasını bekleyen veliler yaşadıkları heyecan nedeniyle zaman zaman sosyal mesafe kuralını ihlal edebiliyor. Okul önlerinde görevli polis ekipleri velileri sık sık sosyal mesafeye uymaları ve maskelerini çıkarmamaları konusunda uyardı.

***

Yazının Devamını Oku

Geçen yılın birincileri anlatıyor... LGS’de başarmanın ipuçları

19 Haziran 2020

Ortaokul öğrencilerinin aylardır hazırlandığı büyük sınav yarın. Uzun hazırlık sürecinde eğitimciler ve aileler sınava girecek adaylara tam destek verdi ve şimdi artık herkes yarını bekliyor, Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamında öğrenciler, yarın sabah sınav salonlarında olacaklar. Peki bu sınava geçen yıl girip en üst düzeyde başarıya ulaşan öğrencilerin önerileri neler. Sınav öncesinde ve sınav sırasında nelere dikkat etmeli?  Türkiye’nin önde gelen okullarına tam puanla giren öğrenciler bu konuda bakın neler söylüyor:

‘GELECEKTEKİ MESLEĞİNİZ İÇİN BİR BASAMAK SADECE’Ömer Ali Özkan - İstanbul Atatürk Fen Lisesi: Sınav esnasında bir soruya takılınca onu atlayıp en sona bırakmak zaman kazandırır. İki şık arasında kalırsanız, o soruyu en sona bırakmak gerekiyor. Genellikle ilk düşündüğünüz şık doğru oluyor. Zorlandığınız ders hangisiyse, örneğin sayısal dersler arasında matematikse, ilk o dersin sorularını çözerek başlamak gerekiyor. Böylece çözmekte sıkıntı çektiğiniz soruları da en sona bırakabilir, diğer derslerde bildiğimiz soruları çözmek için zaman kaybetmezsiniz ve zaman yönetimiyle ilgili strese girmezsiniz. Unutmamak gerekir ki bu sınav bir amaç değil. Bizim gelecekteki mesleğimiz ya da almak istediğimiz eğitim için bir basamak sadece.

‘SINAV ARASINDA ÇİKOLATA YİYİN’İrem Göktaş - İzmir Fen Lisesi: Sınav günü stresinden kurtulmak için sınava gireceğiniz okulu önceden ziyaret edin. Dikkat dağılması ve moral bozukluğuna yer vermemek için de son gün deneme çözmeyin. Sınav günü hafif bir kahvaltı yapın. Kahvaltıdan sonra kahve içmek uykuyu açıp sizi yatıştırabilir. Mutlaka bir gün önceden kıyafetlerinizi ve diğer eşyalarınızı hazırlayın. Yanınıza su alın. Sınav arasında da sevdiğiniz bir çikolatayı yiyin. Bu size enerji ve mutluluk verecek. Sınav esnasında sözeller içinde yoruma dayalı sorular var. Bunlara takılırsanız boş bırakıp geçin. En son yaparsınız. Soruların yanına işaret koyarsanız son kontrolde atladığınız ya da boş bıraktığınız sorulara dönme hızınız artar. Sayısal sorularında da yapamadığınız soruları boş bırakın. Boş bırakınca ya da takılınca strese karşı bir yudum su için. Bu, dikkatinizi toparlayıp soruya yeniden odaklanmanızı sağlayacak. Süre kalırsa mutlaka son kontrolleri yapın. Herkese başarılar diliyorum.”

‘AİLENİZLE SINAV DIŞINDA SOHBET EDİN’
Efe Önal - Ankara Fen Lisesi: Sınav sırasında stresimin arttığı anlarda gelecek güzel günleri düşündüm. Bunun yanı sıra 10-20 saniye nefes alıp, dinlenip tekrar sorulara dönebilirsiniz. Sayısal bölüme, kendi deneme başarılarınıza göre fenden ya da matematikten başlayabilirsiniz. Sadece çözemediğiniz sorulara tahmini ya da gelişigüzel yanıt vermeyin, boş bırakın. Boş bırakmak daha akıllıca olacak. Sınavdan birkaç gün önce deneme çözebilirsiniz ama son gün hiçbir şey yapmayın. Bu, stresinizi artırabilir. Bunun yanı sıra benim önerim ailenizle, arkadaşlarınızla sınav dışında, olumlu başka konularda sohbetler etmeniz. Bu, sizi stresinizi yönetmek konusunda destekleyecek.

‘KENDİNİZE GÜVENİN VE SAKİN OLUN’Zeynip Seçkin - Amerikan Robert Koleji: Son gün çalışmak yerine, sizi yormayacak, rahat nefes alıp verebileceğiniz bir yerlere gitmek daha doğru olur. Sınavda heyecanımı doğru nefes alıp vererek yatıştırmıştım. Bunun faydasını gördüğüm için öneririm. Sakin olmak en önemlisi. Bunun için sınav heyecanında panik olmamak adına, ‘sakin ol’ diye yazmıştım. Sözel sorulara Türkçeden başladım. Sayısalda ise fende iyi olduğum için fen sorularından başladım. Böylece matematik sorularına yoğunlaşmak için gerekli zamanım oldu. Siz de nasıl rahat hissediyorsanız, o sorulardan başlayın. Dersten derse soru çözümlerine geçerken birkaç saniyeliğine gözümü kapatıp mutlu bir anımı düşündüm. Bunu bana öğretmenlerim önermişti. Ben de öneririm. Sakin olmak başarının sırrı diyebilirim. Yıl içinde bolca soru çözerek gerekli hızı sağladığınızı sanıyorum. Bu nedenle kendine güvenmenin sakin kalmak kadar önemli olduğunu da düşünüyorum. 

BİR SORUDA ÇOK FAZLA VAKİT KAYBETMEYİN İsmail Arda Ergene - Galatasaray Lisesi Hazırlık Sınıfı Öğrencisi: LGS’de 90 soruda 90 net yaparak 500 puan aldım. Sınava hazırlanırken LGS'ye giriyormuş gibi sabah erken kalıp, aynı tarzda denemeler çözdüm. Evin içerisinde sınav ortamı sağladım. MEB'in yayınladığı örnek sorular çok önemli. Bunlara muhakkak bakılmalı. Sınavdan bir gün önce uykunuzu güzel alın. Sınav sabahı kahvaltı yapın. Son gün tehlikeli hareketlerden, uzun yolcuklardan, bedensel olarak sizi yoracak aktivitelerden kaçının. Ben son güne kadar test çözüyordum. Süre sıkıntısı yaşadığım için matematik üzerinde çalışıyordum. Son gün test çözmeyi bıraktım. Kafamı dağıtacak şeyler yaptım. Sınava girerken yaşanacak problemleri önlemek amacıyla içeri sokulmayacak aletleri kontrol edin. Saatiniz vs. varsa onları evde bırakın. Kimliğinizi kontrol edin, yolun uzaklığını hesaplayın. Ben soruları okurken denkleme döktüm. Soruyu okuyarak adım adım çözmeye çalıştım. Paragraf sorularının altının çizilmesini doğru bulmadım. Çünkü yanlış yapıldığında silindiğinde yırtılma tehlikesi olabiliyor. Uzun sorulardan korkmayın, kolay olabiliyorlar. Bir soruyu atladıysanız onu unutun. Aklınız o soruda kalırsa önünüzdeki soruya odaklanamazsınız. Bir soruda fazla vakit kaybetme de doğru değil. Ben önce fen bilgisini yapmaya başladım, kalan süreyi matematiğe ayırdım. Bu şekilde bir yöntem izleyebilirsiniz. Bu liseyi çok istiyordum. Şu an okulumdan çok memnunum. Umduğumdan da güzel bir okul.

SINAVI GÖZÜNÜZDE BÜYÜTMEYİN

Yazının Devamını Oku

Bakan Selçuk: Öğretmen atamaları 1 Eylül’de

17 Haziran 2020

“18 Mart atamalarındaki öğretmenlerimizin kararnamelerini 22 Haziran’da okullarına, il milli eğitimlerine göndereceğiz. Bu yıl içerisinde 20 bin öğretmen ataması daha var. Yeni öğretmen atamaları ile ilgili ön başvurular tamamlandı. Öğretmen adaylarının sözlü sınava girecekleri yerleri 22 Haziran’da ilan edeceğiz. Bilim Kurulu’nun öngörüsünde bir değişiklik olmazsa 6-25 Temmuz tarihlerinde sözlü sınavlar yapılacak. 1 Eylül’de de atamalar gerçekleşecek.” Bakan Selçuk, Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu değerlendirmeleriyle 7 Haziran’da yapılması gereken LGS’yi iki hafta erteleyerek 20 Haziran’a aldıklarını da söyledi ve sınavın yapılacağı okullarda sağlık açısından her türlü önlemin alındığını belirtti.

Yazının Devamını Oku

Bakan Selçuk: Anne babalardan daha endişeli yaklaşıyoruz

16 Haziran 2020

Milyonlarca öğrenci ve aileyi ilgilendiren Liselere Geçiş Sınavı (LGS) ile ilgili Kanal 24’e konuşan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu değerlendirmeleriyle 7 Haziran’da yapılması gereken sınavı iki hafta erteleyerek 20 Haziran’a aldıklarını söyledi. Sınavın yapılacağı okullarda sağlık açısından her türlü önlemin alındığını belirten Selçuk, şunları söyledi:
“Meslek liselerimizde maske ve dezenfektan üretimleri yapıyoruz. Bu ürünleri Türkiye’deki tüm okullara ulaştırdık. Okulların dezenfektasyonu yapıldı. Maskeleri biz vereceğiz. El dezenfektanı sağlayacağız. Öğrencilerimiz, okullara alınmadan önce maskelerini değiştirecek. 45 dakikalık ara için gereken tedbirleri de aldık. Aradan sonra okula girerken yeniden maske ihtiyacı olacak. Velileri okul bahçesine almayacağız. Buna dikkat edilmesi lazım. Velilerimizin 45 dakikalık arada çocuklarıyla etkileşimleri olabilir. Velilerimiz dikkatli olurlarsa sıkışıklık doğmadan ve temas edilmeden arayı geçirebiliriz. Problem çıkmasın diye her aşamada tüm görevliler cerrahi eldiven kullanacak. Soru kitapçıkları bu defa çocuklara verilmeyecek. Veliler soruları görmek isterlerse 22 Haziran Pazartesi günü okullardan alabilirler.

SINAVDA REHBER ÖĞRETMENLER DE GÖREVLİ OLACAKGeçen sene 3 bin 873 okulda sınav yapılırken bu sayı bu yıl 5 kat artarak 18bin 138 oldu. Bunun nedeni sosyal mesafenin sağlanması. Öğrenciler kendi okullarında sınava girecekler. Sosyal mesafe ile oturulup sınav başladıktan sonra maske takmak zorunlu değil. Eğer sınava girecek çocuk Covid-19 pozitifse velileri Sınav Bölge Komisyonuna başvurabilir. Bu çocukları izole edilmiş ayrı binalarda sınava alacağız. İsteğe bağlı bir sınav olduğunu biliyoruz. İsteyen girecek bu sene de. Öğrenci hastanedeyse sınav hastanede olur. Bununla ilgili tedbirimiz de hazır. 148 binlerden 353 binlere görevli sayımızı artırdık. Bu sene 18 bin civarında rehber öğretmenimiz de öğrencilerimizin sorularına yanıt vermek, ihtiyaçlarına yardımcı olmak için görevli olacak. Görevimiz anne babanın taşıdığı endişeden daha fazlasını taşımak. Bilim Kuruluyla ve Sağlık Bakanlığı ile bu nedenle sürekli iletişim içindeyiz. İstenenden fazla tedbirler alınacak.

‘AĞUSTOS’TA İKİLİ ÖĞRETİME GEÇİLEBİLİR’Yaz tatilinin ardından ağustos ayının sonunda başlaması öngörülen telafi eğitim ile ilgili açıklamalar da yapan Bakan Selçuk sosyal mesafe hassasiyeti nedeniyle öğrencilerin sabahçı ve öğlenci olarak ikiye ayrılabileceğini belirtti:
“Bilim Kurulu’nun tavsiyeleri, Sağlık Bakanlığı’nın görüşleri doğrultusunda okullarda telafi eğitim 31 Ağustos’ta başlayacak. Hemen arkasından okullar açılabilir. 15 Ağustos’ta isteyen özel okullar telafi eğitimine başlayabilir. Bu kararımızın bir nedeni var. Uzaktan eğitim yetmez dedik. Bu bakımdan telafi eğitimiyle öğrencilerin eksiklerini tamamlamak önemli. Bu eğitim, asgari 3 hafta olmalı. İkili öğretim yüzde 13 oranında ilk okullarda var. Tam gün tekli eğitim yapan okullarımız duruma göre ikili öğretim yapabilir. Sabahçı, öğlenci olabilir. Sınıflar yetmezse 31 Ağustos’ta bu sistem uygulanabilir. Yemekhaneleri, spor salonlarını da kullanacağız. Tedbirlerle salgının kontrol edilebileceğini düşünüyorum. Bilim kurulunun tabloya bakıp getirdiği önerilere göre değişiklikler yapılırsa buna hazırız. Durum ne olursa olsun tedbirimizi alıyoruz. O tarihteki duruma göre hareket etmeye hazırız.”

‘1 EYLÜL’DE ATAMALAR YAPILACAK’
Bakan Selçuk, öğretmen atamalarına ilişkin de şunları söyledi: “18 Mart atamalarındaki öğretmenlerimizin kararnamelerini 22 Haziran’da okullarına, il milli eğitimlerine göndereceğiz. Bu yıl içerisinde 20 bin öğretmen ataması daha var. Yeni öğretmen atamaları ile ilgili ön başvurular tamamlandı. Öğretmen adaylarının sözlü sınava girecekleri yerleri 22 Haziran’da ilan edeceğiz. Bilim Kurulunun öngörüsünde bir değişiklik olmazsa 6-25 Temmuz tarihlerinde sözlü sınavlar yapılacak. 1 Eylül’de de atamalar gerçekleşecek.” 

Yazının Devamını Oku

Dünyanın en iyi üniversiteleri açıklandı... Türkiye’den ilk 500’de 1, ilk 1000’de 9 üniversite var

11 Haziran 2020

Merkezi Londra’da bulunan yükseköğretim derecelendirme kuruluşu QS, dünyanın en önemli ölçümlerinden biri olarak kabul edilen,  ‘2021 Dünyanın En İyi Üniversiteler Sıralaması’nı açıkladı. Dünyanın 20 bin üniversitesinin değerlendirildiği sıralamada ilk bine Türkiye’den 9 üniversite girdi. İlk 500 listesinde ise Koç Üniversitesi 465’nci sırada yer aldı. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da dünyanın en iyi ilk üç üniversitesi ABD’den çıktı: Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT), Stanford ve Harvard Üniversitesi. 

‘HEDEFİMİZ BİLİMDE VE EĞİTİMDE EN MÜKEMMELİ YAKALAMAK’
Türk üniversiteleri arasında en iyi dereceyi elde eden Koç Üniversitesi geçen yıl 451’inci sıradan girdiği listede bu yıl 465’inci oldu. Koç Üniversitesi Dekanı Prof. Dr. Umran İnan, QS Dünya Üniversiteleri Sıralamasında bu sene de ilk 500'de olmaktan ve Türkiye'den ilk 500'de yer alan tek üniversite olmaktan memnuniyet duyduklarını belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Her sene itibar ağırlıklı olmak üzere bilimsel yayın, makale sayısı gibi birçok kriter incelenerek hazırlanan sıralamaların farkındayız. Bu sıralamayı kendi iç değerlendirmelerimizde tek başarı kriteri olarak görmüyoruz. Ancak burada elde ettiğimiz sonuç bizi teşvik ediyor, çalışmalarımıza katkı sağlama bağlamında yol gösterici oluyor.”

Koç Üniversitesi olarak bilime, araştırmaya, insanlığa ve topluma gerçek anlamda katkıda bulunmaya devam ettiklerini ifade eden İnan, sözlerine şöyle devam etti:
“27 yılı aşkın süredir hem varlık nedenimiz olan öğrenciler hem de dünya çapındaki arayışların ardından aramıza katılan akademisyenler tarafından tercih edilmek, doğru ortamı yarattığımızın en güzel göstergesi. Sunduğumuz dinamik araştırma ortamında merak ve heveslerinin peşinden özgürce giden öğretim üyelerimiz yaptıkları çalışmalarla birçok ulusal veya uluslararası ödüle layık görülüyor, projeleriyle saygın kurumlardan destek almaya hak kazanıyorlar. Ayrıca Avrupa’nın bilimsel alanda en prestijli ve tanınmış kurumu Avrupa Araştırma Konseyi’nden (ERC) ve uluslararası diğer kurumlardan aldıkları araştırma fonlarıyla ülkemizde öncü bir rol oynuyorlar. Dünya üniversite sıralamalarını tabii ki izliyoruz ama biz zaten yaptığımız tüm girişim ve çalışmalarımızı bu sıralamalar için değil, kendi doğru bildiğimiz yollarda dünya çapında liyakat-bazlı standartlarla ilerleyerek bilimde ve eğitimde en mükemmeli yakalamak için kurguluyor ve gerçekleştiriyoruz.”

‘EMEKLERİMİZİN SIRALAMAYA YANSIYOR OLMASINDAN MUTLUYUZ’

Yazının Devamını Oku

Çocuklar için bir de bu dönemin sonrası var

6 Haziran 2020

Covid-19 pandemi döneminde yürüttüğü çalışmalarla dikkat çeken Yeşilay, “Pandemi ve Sonrasında Okul Fobisi ve Davranışsal Bağımlılıklarla Mücadele Eğitim Programı” başlıklı online bir sunum düzenledi. Eğitim ve sağlık dünyasından yaklaşık 2 bin kişin katıldığı programda okul fobisi, davranışsal bağımlılıklarla ilgili tedavi yöntemleri ve yaklaşımlar aktarıldı. Programın açılış konuşmasını Yeşilay Başkanı ve aynı zamanda Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk yaptı. “Pandemi Süreci ve Sonrasında Okul Fobisi” başlıklı sunumda Prof. Dr. Öztürk, ‘okul fobisi’ ve ‘okul reddi’ kavramlarına açıklık getirerek, ailelere, rehber öğretmenlere, çocuk ve ergen psikiyatristleri ile psikologlara bu tür kaygı bozukluklarına yaklaşımları hakkında öneriler sundu.

‘DOĞRU YAKLAŞIM İÇİN DOĞRU BİLGİ GEREKİYOR’
Prof. Dr. Mücahit Öztürk, “Pandemi ve sonrasında çocuklarımızı bekleten iki risk var. İlki okuldan uzak kalmaya alışmak ve virüs korkusu nedeniyle oluşacak okul fobisi, ikincisiyse evde kalmanın online olmak anlamına geldiği şu dönemde çocukların ekrana maruz kalması. Bu programın amacı, katılımcılarımızı doğru bilgiye ulaştırarak bu riskler karşısında en doğru yaklaşımları sergilemelerine yardımcı olmak” dedi.

Yeşilay’ın kanıta dayalı bilimsel yöntemler kullanarak doğru bilgilere ulaştığının, bu sayede doğru yaklaşımlar belirlediğinin altını çizen Öztürk, “Çocuklarımızın ruh sağlığını korumak görevimiz. Yeşilay’ın amacı, beden ve ruh sağlığı yerinde bir yeni nesil oluşturmak” şeklinde konuştu. Öztürk, okul fobisi ve okul reddinin birbirinden ayrı kavramlar olduğunu belirterek, “İlk defa 1941 yılında adı konulan okul fobisi, okula gitmekten korkmak, okula gitmeye tepki göstermek şeklinde kendini gösteren bir kaygı belirtisidir. Okul reddiyse okula gitmeme nedenlerini artıran çocuklarda görülen bir hastalık belirtisidir” diye konuştu.

KAYGI BOZUKLUĞU TEMELLİ OKUL FOBİSİNE DİKKAT
Yeşilay Başkanı Öztürk, okul fobisinin pek çok nedeni olabileceğini vurgulayarak, şunları söyledi:

Yazının Devamını Oku

Dünya okullarında yeni normal

4 Haziran 2020

Tüm dünyada eğitim sistemi koronavirüsün etkisi azalınca yeni normal döneme girmeye başladı. Her ülke kendi özel koşullarına göre yeni düzenlemeler yapıyor. UNESCO, UNICEF ve Dünya Bankası gibi kuruluşlar, dünya çapında yaklaşık 1.3 milyar öğrenciyi etkilemeye devam eden pandemi nedeniyle okula dönüşlerin en güvenli şekilde olması için sürekli güncellenen kılavuzlar yayınlıyor. Türkiye, bu hafta açılan okulöncesi özel eğitim kurumları için maske, eldiven ve dezenfektan kullanımı gibi genel önlemler ve diğer standartlara geçti. Dünya ülkelerinden yeni normalle ilgili düzenlemeler ise şöyle:

JAPONYAJaponya’daki okullarda çocukların maske ve koruyucu siperlik kullanmaları zorunlu. 

BELÇİKABelçika’da çocuklar okula girerken ellerini dezenfekte ediyor. Sosyal mesafe kurallarına uyuyor. 

İNGİLTEREİngiltere Eğitim Bakanı Gavin Williamson’un “Virüs uzun süre hayatımızda olacak. Bu nedenle okulların bir an önce açılması gerekiyor. Çocuklar daha fazla okuldan uzak kalamazlar” ifadeleri tepkiye neden olsa da ilkokullar 1 Haziran’da açıldı. Uzaktan eğitime devam eden liseler ise eylülde yeni eğitim-öğretim hayatına başlayacak.

POLONYAÖrgün eğitime 12 Mart’ta ara verildi. Milli Eğitim Bakanı Dariusz Piontksowksi okulların 2020 eğitim-öğretim yılının sonuna kadar kapalı kalacağını açıkladı. Dersler 26 Haziran’a kadar uzaktan devam edecek. Eylülde okula dönüş koronavirüsün seyrine göre belirlenecek. 

FRANSASalgının olmadığı yerlerde ortaokul ve liseler açık. Bir sınıfta en fazla 15 öğrenciye izin veriliyor. Sosyal mesafeye uymak ve maske kullanmak zorunlu. Koronavirüs tespit edilen okullar kapatılıyor. 

ALMANYABaşbakan Angela Merkel ve eyalet başkanlarının aldığı, virüsün durumuna göre okulların bölgesel olarak açılmasıyla ilgili karar sürüyor. Açılan okullar haziran ayında da önlemlerle eğitime devam edecek. Yeni eğitim-öğretim yılının başlangıç tarihi gelişmelere göre belirlenecek.

İTALYA

Yazının Devamını Oku

Kreşler açıldı, veliler temkinli... İlk gün az sayıda öğrenci geldi

1 Haziran 2020

Okul yöneticileri ilk günde velilerin ‘yeni normal’ olarak nitelenen koşullara temkinli yaklaştığını belirterek, alınan önlemlerin görülmesinin ardından önümüzdeki günlerde okullara daha fazla öğrenci gelmesini beklediklerini söylediler. Farklı kentlerdeki bir çok okul ‘yeni normal’in ilk gününe az sayıda öğrenciyle başlarken, alınan önlemleri yerinde izlemek için İstanbul Atakent’teki Özel Atakent Pembe Kule Montessori Anaokulu’ndaydık. Yeni kurallarla açılan okulun bir gününe tanıklık ettik.

BİR SINIFTA 7 ÖĞRENCİOkulda sınıf mevcutları yarı yarıya azaltıldı. 16 kişilik sınıfa 7 öğrenci alındı. Okul yönetimi bunu yapmakta zorlanmadı çünkü zaten 60 öğrencisi olan kuruma bugün 16 öğrenci geldi. Bir gruptaki öğrencilerin diğer sınıflardaki öğrencilerle temas etmesi engellendi. Okul personeli ve öğretmenler dışarıdan geldikleri kıyafetlerini değiştirerek önlüklerini giydi. Veliler sabah saatlerinden itibaren çocuklarını okula getirmeye başladı. Öğrenciler okula geldiklerinde ilk olarak ateşleri ölçüldü ve görevli tarafından maskeleri takıldı. Ardından elleri dezenfekte edildi. Veliler öğrencilerin çantalarına yedek kıyafetler koydu. Öğrencilerin dışarıda giydiği kıyafetleri okula geldiklerinde değiştirildi. Veliler bekleme salonunun dışında okulun içerisine alınmadı. Bekleme salonunda galoş giymeleri istendi. Öğrencilerin dışardan oyuncak ve kırtasiye malzemesi getirmesi ise yasaklandı. Sınıfa giren çocuklar, öğretmenlerinin yönlendirmesiyle ellerini sabunla yıkadı. Ardından sosyal mesafe kuralına uyularak dizilen masalara, oturdular. Öğretmenleri tarafından sandalyelerini birbirlerine yaklaştırmamaları söylendi. Yemekhanede de durum değişmedi. Her öğrenci ayrı masalara oturdu. Aralarında 1 metre mesafeye dikkat edildi. Öğrenciler, kahvaltılarını öğretmenleri eşliğinde yaptılar. Yatakhanenin ise bu süreçte kullanılmayacağı belirtildi.

İKİ SAATTE BİR ATEŞ ÖLÇÜLÜYOROkulun kurucu müdürü Leyla Öztürk, her iki saatte bir öğrencilerin ateşlerinin ölçüldüğünü belirterek alınan önlemleri şöyle anlattı:
"Koronavirüs döneminde okul belirli aralıklarla dezenfekte edildi. Hazırlıklarımızı yaptık ve okulu açtık. Buharlı dezenfekte makinesi sürekli çalışıyor. Her iki saatte bir öğrencilerin ateşi ölçülüyor. Sınıflarda lavabo var. Her 40 dakikada bir öğrencilerin elleri yıkanıyor. Oyunlaştırarak öğretiyoruz. Ellerimizi yıkamamız gerektiği, virüsün geçici bir problem olduğunu anlatan oyunlar oynuyoruz. En ufak bir hastalık belirtisinde öğrenciyi okula kabul etmemiz söz konusu değil. Sınıflarımızı havalandırıyoruz. Öğrencilerin arasında 1 metre mesafe var. Uyku odasını bir süre kullanmayacağız. Klimaları çalıştırmıyoruz. Salgının ne kadar süreceğini bilmiyoruz. Çocukları uzun süre evde tutmanın imkanı yok. Gerekli önlemler alındığında, kurumlara güven sağlandığında aileler rahatlıkla çocuklarını okula gönderebilirler."

Öğretmen Güllü Yeşilgöz ise oyunlarla çocuklara el yıkmayı anlattıklarını belirterek, "Risk var tabi ama maske ve eldivenimizi evden çıkarken taktık. Dezenfektanımızı yanımıza aldık. Özel araçla gelmeye çalıştık. Geldiğimizde kıyafetlerimizi değiştirdik. Çocukların da kıyafetlerini değiştirdik. Ellerine dezenfektanlarını sürdük. Çocuklara almamız gereken önlemleri anlatıyoruz. Oyunlarla birlikte öğretiyoruz. Sınıflarda ayrı masalara oturtuyoruz. Genelde dikkat ediyorlar" dedi.

DİĞER OKULLARDA DA ÖĞRENCİ SAYISI DÜŞÜKİstanbul’un en kalabalık ilçelerinden biri olan Fatih’te iki ayrı semtte bulunan Özel Umut 2 ve 3 Kreş ve Gündüz Bakımevleri de yeniden açılan özel okulöncesi kurumlarından. Kısa sürede hazırlıklarını tamamlayıp sabahın erken saatlerinde kapılarını açan kreşin iki farklı şubesine toplamda bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda öğrencinin gelmesi dikkati çekti. Sabah 09.00’da iki şubesinde sadece birer öğrencisi bulunan kreşin ilerleyen saatlerde toplam öğrenci sayısı altıya çıktı. Özel Umut Eğitim Kurumları yöneticisi Umut Melih Kunter, Fatih ilçesinin virüsten yoğun etkilendiğini söyleyerek öğrenci azlığının kendisi için şaşırtıcı olmadığını belirtti. Kunter, hazırlıklarını tamamlayamayan birçok özel okulöncesi kurumun açılmadığına değinerek, “Okullar açılmadan önce bir anket yaptık. Fatih’teki iki şubemizde toplam 180 öğrenci kapasitesiyle hizmet veriyorduk. 180 ebeveyni kapsayan bir ankete 53 kişiden katılım oldu. Bu kişilerin 27’si okula 1 Haziran itibariyle çocuğunu göndereceğini belirtti. Bu sayıya ulaşamadık. Bu durum, şaşırtıcı olmasa da ekonomik olarak sarsıcı” dedi. Aydın’ın Efeler İlçesi’ndeki Özel Bir İnci Gündüz Bakımevi ve Çocuk Kulübü’nde de sabah saatlerinde yalnızca 5 öğrenci kuruma aileleri tarafından getirildi. Kış aylarında 120 öğrenci kapasitesiyle çalıştıklarını söyleyen kurum yöneticisi Fadime Demir, yeni kayıt döneminde öğrenci sayısının artacağı umudunu taşıdıkları için yaz boyu açık kalacaklarını belirtti. Tekirdağ Süleymanpaşa ilçesinde bulunan Özel Tekirdağ En İyiler Anaokulu ise 3 öğrenci ile kapılarını açtı. Okul yöneticisi Hüseyin Ergin Özdem, bu sayının hafta ortası itibariyle 10 öğrenciye ulaşacağını umduklarını söyledi.l

VELİLER: ÇALIŞAN ANNELER İÇİN EVDE İLGİ ZORGülin Ersöz (Veli): Kızım üç yaşında. Özel bir şirkette çalışıyorum. Evden çalışmaya devam ettim. Ama artık ofisi de gitmem gerekiyor. Mecburi olarak kızım da okula başladı. O da evde çok sıkıldı. Evden çalışmaya devam ederken onunla oyun oynamak da mümkün değil. Zor bir süreçti. Ya evde bakıcı olması lazım ya da kreşe başlaması gerekiyor. Dışarıdan gelecek biri yerine okula daha çok güveniyorum. Elini temiz tutması gerektiğini öğrettik.

Nagihan Yüzer (Veli):

Yazının Devamını Oku

‘Kreşler hazırlıksız yakalandı’

31 Mayıs 2020

Bu kararın ardından özel okul öncesi kurumları, “yeni normal” için hazırlıklara başladı. MEB de bu kurumlara ilişkin standartlar listesi yayımladı. Türkiye Okul Öncesi Platformu Başkanı Ayşe Işıl Gel ise daha önce 15 Haziran olarak açıklanan tarihin 1 Haziran’a alınması nedeniyle kurumların ancak yüzde 20’sinin hazırlıklarını tamamlayabileceğini söyledi. Gel, “Çoğu kurum, 15 Haziran olarak daha önce belirlenmiş açılış tarihini 1 Haziran olarak öğrenince hazırlıksız yakalandı. Belirlenen standartlar ise açıklamadan sonra geldi. Şimdi tüm kurumlarda hazırlık telaşı sürüyor ama pek çok kurumda sağlık, mutfak, temizlik malzemesi siparişleri bile yeni verildi” dedi. Gel, belirlenen kriterlere göre öğrenci sayılarındaki azalmanın özel okul öncesi kurumları ekonomik olarak zorlayacağının da altını çizdi. 

MEB STANDARTLARI AÇIKLADI

Milli Eğitim Bakanlığı’nın yarın açılacak özel anaokulları ile ilgili açıkladığı standartlardan bazıları şöyle:

Yazının Devamını Oku

Özel kreş ve gündüz bakımevleri açılıyor... MEB uyulacak standartları açıkladı

30 Mayıs 2020

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açıklamaya göre; 1 Haziran'da özel anaokulları, özel kreşler ve gündüz bakımevleri kapılarını maske, mesafe ve temizlik kurallarını gözeterek açabilecek. Bu kurumların bağlı olduğu Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı (AÇSHB) ile Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), özel okulöncesi kurumlarında bulunması ve uygulanması gereken kriterleri de açıkladı.

Diğer taraftan, kapılarını açacak özel okulöncesi kurumlarının sadece yüzde 20’sinin hazırlıklarını tamamlayabildiğini söyleyen Türkiye Okul Öncesi Platformu Başkanı Ayşe Işıl Gel, “Çoğu kurum, 15 Haziran olarak daha önce belirlenmiş açılış tarihini 1 Haziran olarak öğrenince hazırlıksız yakalandı. Belirlenen standartlar ise açıklamadan sonra geldi. Şimdi tüm kurumlarda hazırlık telaşı sürüyor ama pek çok kurumda sağlık, mutfak, temizlik malzemesi siparişleri bile yeni verildi” dedi.

Gel, belirlenen kriterlere göre öğrenci sayılarındaki azalmanın özel okulöncesi kurumları ekonomik olarak zorlayacağının da altını çizdi.

‘BEN OKULUMU AÇMIYORUM’
Aynı zamanda Özel Karınca Anaokulu Kurucu Müdürü olan Türkiye Okul Öncesi Platformu Başkanı Ayşe Işıl Gel, araya giren bayram tatilleri nedeniyle hazırlıkları tamamlayamayacağı için velilere okulunu açamadığını bildirdiğini ifade ederek, “16 Mart’tan beri kapalı olan özel anaokulu, özel kreş ve gündüz bakımevleri kapılarını açar açmaz hizmete başlayabilir gibi bir algı var. Oysa, ‘yeni normal’ için hazırlık sürecine, dezenfektan, önlük, ateşölçer gibi sağlık malzemesi alışverişine ve tadilata ihtiyacımız var. Bu nedenle pek çok kurum yarın kapılarını açamayacak” diye konuştu.

AÇSHB ile MEB’in belirlediği sağlık ve hijyen standartlarını doğru bulduklarını söyleyen Gel, “Denetimlerin çok iyi olması gerekiyor. Örneğin klimalar kullanılmasın, kullanılması zorunlu durumlarda dezenfekte edilsin deniyor, bunun denetlenmesi gerekiyor. El dezenfektanları kullanılması şartı aranıyor ama kimyasal bir ürün olan dezenfektanların çocuk sağlığı için hangi marka ya da içerikte olması gerektiğinin de belirtilmesi gerekiyor” dedi.

ÖĞRENCİ AZALIRSA FİYATLAR ARTAR

Yazının Devamını Oku

Mavi ışık tehlikesi

27 Mayıs 2020

Mart ayından bugüne geçirilen uzaktan eğitim sürecinde öğrencilerin ekran başında geçirdiği saatler ister istemez arttı. Uzun saatler boyunca TV, bilgisayar, tablet ve telefon başında geçirilen ekran mesaisi sonunda öğrencilerde göz rahatsızlıklarından şikayet etmeye başladılar. LGS-YKS sınavları için geri sayımın başladığı bugünlerde uzun saatler süren deneme çözümleri de ekran mesaisine eklenince öğrenciler, göz ağrısı, göz kuruluğu, kızarıklık, net görememe, gözde hissedilen yorgunluk ve göz altı şişlikleri gibi rahatsızlıklar nedeniyle zor anlar yaşıyorlar. Pandemi nedeniyle doktora gitmekten korkan öğrenciler, göz muayenesi için yaz tatilini bekliyorlar.

Göz doktorları ise artan ekran mesaisi konusunda öğrencileri uyarıyorlar. Özellikle mavi ışığa uzun süre maruz kalınması nedeniyle ortaya çıkan netleme problemi ve göz ağrısı konusunda öneriler getiren uzmanlar, bu süreçte göz numaraları artar mı endişesine de açıklık getiriyorlar.

‘DOKTORA GİTMEKTEN KORKUYORUM’

YKS’ye hazırlanan Eren Sevim, gözlük kullandığını ve son birkaç ayda göz rahatsızlıklarının arttığını söylüyor. Ekrana uzun süre baktığında kaşıntı, sulanma gibi şikayetleri olan Sevim, “Salgın sürecinde göz rahatsızlıklarım nedeniyle doktora gitmek istesem de hastane veya muayenehane ortamına girmekten korktum. Sınava az kala bu riske girmek istemiyorum. Yaz dönemini bekliyorum” diyor.


Göz derecesi 2.75 miyop olan lise son sınıf öğrencisi Akın Karlıtepe’de doktora gitmeyi bu dönemde ertelediğini belirterek şunları söylüyor:

Yazının Devamını Oku

Yurtdışındaki üniversitelerde güz dönemi bekleyişi... Cambridge ve Kaliforniya kararını açıkladı

21 Mayıs 2020

Pandemiden en çok etkilenen ülkelerden biri olan İngiltere’nin en eski üniversitesi Cambridge, 2020-2021 yılı için çevrimiçi eğitim kararı verildiğini duyurdu. Ancak bu haberin medyada dünya ölçeğinde yankılanmasının ardından üniversiteden yeni bir açıklama geldi.

CAMBRİDGE UZAKTAN EĞİTİM KARARINI GÜNCELLEDİ

Cambridge Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Graham Virgo, bir açıklama yaparak 2020-2021 öğretim yılı hakkında son bilgileri paylaştı.

Halk sağlığı açısından üniversitelerde alınacak önlemlerin önemine işaret eden Prof. Virgo, COVID-19 ile etkin bir şekilde mücadele ederken diğer taraftan da yüksek kalitede eğitim vermeyi sürdüreceklerinin altını çizdi. Rektör Yardımcısı’nın Cambridge Üniversitesi’nin gelecek akademik yılı ile ilgili güncellenen açıklaması özetle şöyle:
“Kitlesel dersler, yani amfide yapılan kalabalık katılımlı dersler sosyal mesafe kuralı gözetilemeyeceği için askıya alındı. Bu dersler, çevrimiçi olarak yapılacak. Diğer taraftan küçük gruplar halinde yapılan dersler ve seminerler sosyal mesafe kuralı gözetilerek yüz yüze yapılacak. Laboratuvar dersleri ise yine sağlık önlemleri gözetilerek ve farklı zamanlara yayılarak az sayıda öğrenciyle, birlikte yapılacak. Bununla birlikte salgının seyri ve bu doğrultuda alınan üniversitemizin kararları dinamikliğini koruyor. Bu bakımdan pandemi planlamalarımız düzenli olarak gözden geçirilecektir.”

800 yaşındaki Cambridge’den gelen bu açıklamalardan  birkaç gün önce Mancester Üniversitesi de sonbaharda derslerin çevrimiçi olacağını duyurmuştu. Gözler şimdi İngiltere’nin bir diğer köklü üniversitesi olan Oxford’da.  Oxford’dan eğitimin önümüzdeki güz döneminde uzaktan mı yoksa yüz yüze mi yapılacağına ilişkin henüz bir açıklama yok.

KANADA ÜNİVERSİTELERİ TEMKİNLİ

Yazının Devamını Oku

Work and Travel’da korona mağduriyeti

17 Mayıs 2020

Work and Travel (WAT) programı, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı tarafından organize edilen kültürel değişim programı olarak sponsor firmalar aracılığı ile öğrencilere hizmet veriyor. Bu programa katılmak isteyen öğrenciler, ABD ülke konsolosluğu tarafından belirlenen aracı şirketler ile program bedeli karşılığında kaydoluyor. Sözleşmeye konu olan hizmet bedeli, kayıt dönemine göre 2 bin dolar ile 3 bin 500 dolar arasında değişiyor. Her yıl olduğu gibi bu yıl da ABD’de yaz aylarında planlanan WAT programına Türkiye’den ve dünyadan binlerce öğrenci kaydolup para kazanarak yabancı dil eğitimi almak için başvuruda bulundu. Fakat pandemiden en çok etkilenen ülkelerden biri olan ABD’ye gitmek istemeyen öğrenciler, başvuru yaptıkları WAT şirketleriyle görüşerek programı iptal ettirmek ve paralarını geri almak istiyor. Danışmanlık hizmeti veren WAT acenteleri ise yurtdışı muhataplarına ödenen tutar ile danışmanlık ve aşamalı hizmet bedellerini geri ödeyemeyeceklerini söylüyor. Öğrencilerin yaptıkları ödemelerden yapılan kesinti ise 1000 dolara kadar çıkabiliyor.

MAKUL KESİNTİ

Uludağ Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü üçüncü sınıf öğrenci Sencer Akın, kendi gibi pek çok öğrencinin mağdur olduğunu söyleyerek, pandemi nedeniyle ABD’ye gitmek istemediklerini, bu nedenle WAT programlarını iptal ettirdiklerini belirtti. Akın, “ABD’ye zaten uçuş yok. Sonuçta elimizde olan bir sebepten değil, pandemi nedeniyle programı iptal ettirdik. Paramı yakmak istemedim. Şimdi acentemden açıklama istiyorum. Paramızı sonra da verebilirler, anlıyorum. Ama danışmanım beni arayıp neyi, ne kadara keseceklerini açıklamalı. Binlerce öğrenci var böyle. 300-500 dolarlık bir kesinti makul olabilir ama paramın tamamının yanmasını istemiyorum. Makul bir açıklama ile paramızın iadesini istiyoruz.”

DANIŞMAN ÖDEMESİ ALIYORUZ

WAT acentası YERO’nun kurucusu Bahri Yılmaz ise öğrencileri mağdur etmemek için ellerinden geleni yaptıklarını, diğer taraftan danışmanlık hizmeti ücreti ve işlem hacmine göre kesinti yaptıklarını söyledi ve şöyle devam etti: “Öğrenci yaklaşık olarak 2 bin 500 dolar ödeme yapar. Bunun içinde danışmanlık ücreti ile kayıt işlemleri, ev ve iş bulma, resmi çalışma izni çıkarma, vize işlemleri yapma hizmetleri var. Acenteler, bu hizmetlerin hangisini gerçekleştirdilerse verdikleri danışmanlık ücreti yanına bunu ekleyerek hesap yapmak ve ücret iadesi gerçekleştirmek durumundalar. Bu da 1000 doları buluyor. Kesintiyi minimuma indirmek için elimden gelen özveride bulunuyorum. İstisnasız acentelerin hepsi öğrencileri mağdur etmemek için elinden geleni yapıyor.”

ADİL YAKLAŞIM SERGİLEYECEKLER

Uluslararası Eğitim Danışmanları Derneği de WAT ile ilgili iptal ve iade koşulları ile ilgili süreçlerin sözleşmeler çerçevesinde tüm paydaşlar tarafından değerlendirileceğini bildirdi. Açıklamada şu sözlere yer verildi: “WAT programı için danışmanlık hizmeti veren üyelerimiz, ABD’de salgının hızla yayılması, uçuşların iptal edilmesi ve vize başvuru tarihlerindeki belirsizlikler gibi birçok nedenle olası program iptali ile karşılaşıyorlar. WAT ile ilgili tüm paydaşların, iptal ve iade koşulları ile ilgili yaşadıkları süreçleri sözleşmeleri çerçevesinde değerlendirirken, gündem şartlarını göz önünde bulundurarak, adil bir yaklaşım sergileyeceklerine inanıyoruz.”

HUKUK NE DİYOR?

Yazının Devamını Oku

Geleceğin sistemi: Harmanlanmış eğitim

15 Mayıs 2020

Bahçeşehir Üniversitesi’nin düzenlendiği çevrimiçi basın toplantısında Türkiye’nin Uzaktan Eğitim Raporu açıklandı. Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şirin Karadeniz ve Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Derin Atay’ın hazır bulunduğu toplantıda 4 ilde 13 bin öğrenci, 25 bin veli ve 5 bin öğretmen üzerinde yapılan araştırmanın sonuçları değerlendirildi. Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekanı Derin Atay, yapılan araştırmayı tüm eğitim paydaşları açısından değerlendirerek, “Bu rapora bakınca anlıyoruz ki gelecekteki en yararlı eğitim sistemi harmanlanmış eğitim” dedi.

Araştırmanın en önemli kısmı öğrencilerin uzaktan eğitimi isteyip istemediği oldu. İstanbul, İzmir, Antalya ve Kocaeli illerinde yapılan araştırma kapsamında görüşülen öğrencilere göre, online eğitim her ne kadar faydalı olsa da yüz yüze dersler daha etkili. Bahçeşehir Üniversitesi’nin 10-20 Nisan tarihleri arasında hazırladığı araştırma sonucunda ortaya çıkan Türkiye’nin Uzaktan Eğitim Raporu’na göre öne çıkan maddelerden bazıları şöyle:

İLKOKULLAR OKULUNU İSTİYOR
- İlkokul öğrencilerinin yüzde 75’i öğrenmek için yüz yüze iletişime ihtiyaç duyuyor
- İlkokul öğrencilerinin yüzde 65’i devam eden uzaktan eğitim derslerinden memnun
- Uzaktan eğitimde verilen ödevlerin yüzde 80’i zamanında yapılıyor

LİSE VE ORTAOKUL DEVAM EDEBİLİR

Yazının Devamını Oku

Sınava maskeli prova

15 Mayıs 2020

Koronavirüs nedeniyle alınan önlemler arasında olmazsa olmazlardan biri maske kullanımı. Elbette bu, 20 Haziran ve 27-28 Haziran’da yapılacak olan LGS (Liselere Geçiş Sınavı) ile YKS (Yükseköğretim Kurumları Sınavı) için de geçerli. Öğrenciler sınavın yapılacağı dersliklere maske ve dezenfektanla girecekler. Sınav sırasında maskelerin yüzlerinde olup olmayacağı konusu ise henüz net değil. İlerleyen günlerde MEB ya da ÖSYM tarafından yapılacak açıklamalarda bu da netliğe kavuşacak. Diğer taraftan maske kullanarak sınava girmek konusu öğrencilerin heyecanını daha da büyütüyor. Sınav kaygısına eklenen maske kaygısını yenebilmek için evde deneme sınavlarını maskeyle yapan öğrenciler, deneyimlerini Hürriyet’e anlattı:

‘NEFES ALMAKTA ZORLANIYORUM’

Esin Dönmez (18): “Üniversite sınavının tarihi belirlensin diye beklerken kaygılıydım. Sınav tarihi açıklandı ve çalışmalarımı bu tarihe göre yapıyorum. Şimdi de maske kaygısı yaşıyorum. Maske takarak deneme çözüyorum. Ama nefes almakta zorluk yaşıyorum. Evde maskeyle deneme pratiği yaparak alışsam da bu sınav esnasında beni nasıl etkileyecek bilemiyorum. Dikkatimin dağılmasından ve nefesimin düzensizleşmesinden korkuyorum.”

‘GÖZLÜĞÜM BUĞULANIYOR’

Eren Sevim (18): “Gözlük kullanıyorum. Maskeyle gözlüklerim buharlaşıyor. Sağlık için elbette gerekliliğinin farkındayım. Fakat sınav sırasında lens takmak zorunda bile kalsam maskeyle soru çözmek odaklanma sorunu yaratıyor. Bilmiyorum çıkarmamıza izin verecekler mi? Ama o zaman bir başkasını riske atmış oluruz. Evde denemeleri maskeyle çözerek kendimi alıştırmaya çalışıyorum. Evde buna alışsam da sınav sırasında nasıl etkileneceğim hakkında endişem var.”

UZMANLARDAN ÖNERİLER

GÖZLÜK NASIL BUĞULANMAZ

Optik mağazası yetkilisi Meral Ürün, gözlüklü öğrencilere pratik bir çözüm öneriyor: “Telli maskeler kullanılarak burna iyice oturtulmalı ve gözlük bunun üzerine yerleştirilmeli. Böylece ağız ve burundan çıkan nefes gözlüğe doğru yönelemeyecektir. Gözlüğü özel bez ve buğu önleyici spreylerle silmek ise yeterince etkili bir yöntem değil.”

Yazının Devamını Oku

Somalı 3 çocuğa ‘Şefkat eli’ değdi hayatları değişti

14 Mayıs 2020

Mehmetcan Tizel, Süheyla Öncü ve Hatice Begüm Ateş… Hayatları 13 Mayıs 2014 günü değişti. Üçü de babası maden işçisi olan Somalı çocuklardı. O gün, yani 13 Mayıs 2014 günü bütün toplumun, bütün insanların yüreğine taş gibi oturan o facia meydana geldi. Tam 301 madenci hayatını kaybetti. Mehmetcan, Süheyla ve Hatice Begüm’ün tek ortak noktaları babalarını aynı kazada kaybetmeleri değil bir de üçüne de aynı anda Darüşşafaka’nın şefkat elinin uzanmasıydı.

İKİ DİL ÖĞRENDİLER

Soma’da yaşanan acı nedeniyle bir defaya mahsus sınavsız olarak Darüşşafaka Okulu’na kabul edilen Mehmetcan, Süheyla ve Hatice Büşra, şimdi en az iki dil konuşan, mutlaka bir enstrüman çalan, spor, bilim ve sanat kulüplerinde yer alan birer parlak genç. 9 yaşında 4’üncü sınıf öğrencisi olarak başladıkları yeni eğitim yaşamlarında her biri bugün gelecekteki meslekleri için umutla hazırlanıyor. Bundan 6 yıl önce yaşadıkları acıyla sarsılan ve yeni eğitim yaşamlarına korku ve eksiklik duygusuyla adım atan Mehmetcan, Süheyla ve Hatice Büşra, kendi hikâyelerini anlatırken tek ortak cümlede buluşuyor: “Darüşşafaka’da geleceğimiz değişti.”

‘İTALYA’DA MÜZİK OKUMAK İSTİYORUM’İlk aylarda yalnız olduğu için çok korktuğunu ama kendisiyle aynı korkuları yaşayan arkadaşlarıyla kader birliği yaptıklarını söyleyen ve 10’uncu sınıfı İtalya’da okuyan Süheyla Öncü artık geleceğini planlıyor: “10 yaşındaydım ve korkuyordum. Önceleri annemden ayrılmak istemedim. Şimdiyse iyi ki gelmişim diyorum. Ben bu yıl İtalya’ya gittim, AFS (American Field Service) öğrenci değişim programı ile 6 ay orada kaldım. İtalyancam gelişti. Zaten İngilizce ve Almanca eğitimi alıyordum. Klarnet ve saksafon eğitimine başladım. Müzisyen olmak, İtalya, Almanya veya ABD’de müzik okumak istiyorum.”

‘BİLGİSAYAR MÜHENDİSİ OLACAĞIM’Salgın nedeniyle Soma’daki evinde olan ve uzaktan eğitimle derslerine devam eden 10 C sınıfı öğrencisi Mehmetcan Tizel, Darüşşafaka ile ilk tanışmasını şu sözlerle anlatıyor: “Henüz 9 yaşımdaydım. Darüşşafaka’dan öğretmenler geldi ve annemle görüştü. Annem, geleceğim için burada eğitim almamın doğru olacağını söyledi. Annemle birlikte gelip okulu görünce ilk dikkatimi çeken şey büyük futbol sahası oldu. Burası çok büyük bir kampüs. Birçok faaliyet yapılabiliyor dersler dışında. Ben de kodlama kulübüne girdim, gitar ve resim dersleri aldım, futbol oynuyorum.Bilgisayar mühendisi olmak istiyorum.”

‘FIRSAT BENİ BULDU’“En büyük kazancım, şu andaki kendimim” diyen Hatice Begüm Ateş, 10 D öğrencisi. Yaşadığı üzüntü nedeniyle ilk önce reddetse de şimdi Darüşşafaka’da okumaktan çok mutlu olduğunu söylüyor: “Annemin teşvikiyle 3 günlüğüne deneme için İstanbul’daki eğitim kampusuna gittik. Benim ilkokuluma hiç benzemiyordu. Çok büyük ve çok güzel imkânları olan bir okuldu. Yüzme havuzu, laboratuvarı, spor salonları vardı. Arkadaşlarım oldu, zamanla alıştım. Fırsat beni buldu ve geleceğim değişti. Şimdi iş sahibi olup kendime yettiğim bir hayat kurmak ve başarılı olmak tek hedefim.”

301 CAN ANILDI13 Mayıs 2014’te Manisa’nın Soma ilçesindeki kömür madeninde çıkan yangın ve oluşan göçük nedeniyle hayatını kaybeden 301 madenci, facianın 6’ncı yıldönümünde kabirleri başında anıldı. 

SINAV TARİHİ: 28 HAZİRAN

Yazının Devamını Oku

Özel eğitim kurumları: Sesimizi duyun

11 Mayıs 2020

ÖĞRENCİ BAŞINA DESTEK İSTİYORUZ

TÜRKİYE Okulöncesi Platformu Başkanı ve Özel Karınca Anaokulu Kurucu Müdürü Ayşe Işıl Gel, virüsün sektörü neredeyse yok etme noktasına getirdiğini söyleyerek kendilerine nefes aldıracak talepleri şöyle sıraladı:

Öncelikle sesimizi Milli Eğitim Bakanlığı ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve kamuoyuna duyurmak istiyoruz.

Kira borcu ve giderlerimiz kapalı olduğumuz süre boyunca belimizi büktü. Devlet kurumlarından öğrenci başı destek istiyoruz. Böylece kira ve diğer giderlerimizi ödeyebiliriz.

KDV, stopaj ve SGK borçlarımızın ödemeleri 3 ay ertelendi. Faaliyete geçince faiziyle ödeyeceğiz. Bunların ertelenmesini değil, kaldırılmasını istiyoruz.

DİL GELİŞİMİ ZAYIFLADI

Müzik öğretmeni Hamle Özçarıkçı, “Bu süreçte online özel dersler veriyorum” derken üç konuya dikkat çekiyor:

Okulöncesi ve ilkokul 1. sınıf öğrencilerinin dil gelişimi evde geçen bu süreçte yavaşladı. Okulda sosyalleşmeleri ve konuşmaları bu yaş grubu için önemli. Bu bakımdan okulöncesi eğitimin önemi bir defa daha öne çıkıyor.

Yazının Devamını Oku

Yurtdışındaki Türk öğrencilerin COVID-19 sınavı

10 Mayıs 2020

Yıl kaybım olmayacakMUHAMMED EFE GÜVEN (22), POLONYAWyzsza Szkola Ekologii Üniversitesi Mimarlık Bölümü birinci sınıf öğrencisiyim. Burada dünyanın hemen her yerinden öğrenci var. Önlemler en üst derecede. Varşova’da insanlar çok bilinçli. Sert yasaklar yok çünkü herkes çok dikkatli. İnsanlar zaten bilinçli yaşıyor diye Türkiye’ye dönme ihtiyacı duymadım. Derslerime internet üzerinden devam ediyorum. Böylece sene kaybım olmayacak. Günlerim derslerin dışında oda temizliği, yemek yapmak ve kişisel uğraşlarımla geçiyor. Haftada bir gün de market alışverişine gidiyorum. Et ucuz burada, bolca tüketiyorum. Vaka sayısında düşüş olursa yazın Türkiye’ye döneceğim.

Buraya gelmek için çok uğraşmıştımYAĞMUR SAK (23), İSPANYAGeçen şubatta Erasmus ile Malaga Üniversitesi’ne geldim. Yıldız Teknik Üniversitesi Matematik Bölümü üçüncü sınıf öğrencisiyim. İspanya, salgından en çok etkilenen ülkelerden biri oldu ne yazık ki. Barselona ve Madrid’deki arkadaşlarıma nazaran şanslıyım. Burada vaka sayısı daha az. Buraya gelmek için çok uğraş verdim, bu yüzden dönmemeyi tercih ettim. Ama Barselona ya da Madrid’de olsaydım kararım farklı olabilirdi.

COVID-19 geçirdimSERHAT ERDOĞAN (23), İNGİLTERELondra’ya 16 Ocak’ta dil eğitimi için geldim. Master Academy Language School’a başladım. Burada yaşayan teyzem ve ailesinin yanında kalıyorum. İngiltere’de COVID-19  salgını başlangıçta pek ciddiye alınmadı. Derslerimiz okulda devam etti. İnsanlar işlerine gidip geliyorlardı. Derken vakalar artmaya başladı. Vaka sayısı artınca sağlık hizmetleri çöktü. Eniştem, kuzenim ve ben de hastalığa yakalandık. 20 gün evde karantinada kaldım. Bu süreçte Türkiye’ye dönmek istemedim çünkü 14 günlük karantina sürecinde yeniden virüs kapmaktan korktum.

Ya birlikte dönecek ya da kalacaktıkŞİRİN TUNALI (20), İTALYATorino’daki Istituto Europeo di Design’da iletişim tasarımı öğrencisiyim. İki yıldır öğrenci arkadaşım Deniz ile birlikte yaşıyorum. İtalya’nın Çin ile ticareti oldukça yoğun ve burada çok sayıda Çinli öğrenci var. Yine de salgının İtalya’yı bu kadar etkisi altına alabileceğini ilk zamanlarda düşünmemiştik. Vaka sayısı yükseldi. Gitmek ya da kalmak kararı zordu. Ya birlikte dönecek ya da birlikte kalacaktık. Birbirimize destek oluruz diye düşündük ve kaldık. Derslere yoğunlaşarak günlerimi geçirsem de odaklanma problemi ister istemez yaşıyorum. Temmuzda da Türkiye’ye dönmeyi düşünüyoruz.

Kendimi güvende hissettimMURAT CAN YÜKSEL (28), ESTONYA

Tartu’ya iki yıl önce yüksek lisans için geldim. University Of Tartu’da göstergebilim okuyorum. Geçimimi bisikletli kuryelikle sağlıyordum. Önlemler kapsamında bu iş imkânım da ortadan kalktı. Zorlansam da tez aşamasında olduğum için Türkiye’ye dönmek istemedim. Estonya, yoksul bir ülke ama tüm yatırımını teknolojiye ve dijitale yapmış. Tezimin ön sunumunu internet üzerinden yapmak durumunda kaldım ve hiçbir aksilik yaşamadım.

Derslerimiz yeniden başlıyorŞEVVAL ÖZTEKİN (22), ÇEKYAErasmus ile 14 Şubat’ta Çekya’da Brno Teknoloji Üniversitesi’ne geldim. Çekya’daki ilk vaka Türkiye’den önce tespit edilmişti. İtalya’ya kayak yapmaya giden bir Çek ailesiydi. Önceleri pek ciddiye alınmadı ama ölüm sayısının aniden yükselmesiyle fakültemiz kapandı ve internet üzerinden eğitime geçtik. Büyük bir kampüsümüz var, kısa yürüyüşler yapıyorum. Hayat yavaş yavaş normale dönüyor. Yakında dört kişilik sınıflarda derslerimiz başlayacak. 

Tez aşamasında dönmek istemedimUĞUR OZAN DENİZGÜNÜ (26), ALMANYA

Yazının Devamını Oku

Uzaktan derste çekmece teknolojisi

9 Mayıs 2020

EBA (Eğitim Bilişim Ağı) üzerinden yapılan canlı yayınlarla 9, 10 ve 11'inci sınıfların derslerine giren Bursa Gürsu Anadolu İmam Hatip Lisesi Kimya Öğretmeni Fatih Şeker, öğrencilerinin dersteki verimliliğini artırabilmek için ilginç bir yönteme imza atıyor. Şeker, öğrencilerine okulda ders işleniyor havası vermek için eski çekmeceden yaptığı bir düzenekle sınıf tahtasını beyaz kağıtların üzerine taşıyor. Amacının bu süreçte öğrencilerinin odaklanmasından emin olmak ve onların verimliliği arttırmak olduğunu söyleyen Şeker, öğrencilerin de bu yöntemlerden son derece memnun olduğunu belirtiyor. Kurduğu düzenek sayesinde derse katılımın ve soru çözümünün artığını da belirten Şeker, bu fikrin ortaya çıkış hikayesini şöyle özetliyor:

'DERSLER DAHA VERİMLİ GEÇİYOR'“Uzaktan eğitim sırasında canlı sınıflarda öğrencilerin dersi anlayıp anlamadıklarını okuldaki kadar kolay kestirmek mümkün değil. Bu nedenle yazarak çalışmak ve dikkatlerini arttırmak istedim. Eski bir çekmecenin bir tarafını kesip yemek masasının üstüne yerleştirdim. Bir uygulama sayesinde bilgisayarın kamerasını mobil cihazlarla sekronize ettim. Böylece mobil cihazların webcam’i öğrencilerin sınıftaki beyaz tahta gibi beyaz sayfalar üzerinde dersi dinlemelerine imkân verdi. Öğrencilerim beyaz kağıtlardaki ders anlatımı ve soru çözümlerini görürken, ben de ekrandan onları görebiliyorum böylece. Öğrencilerim bu sayede canlı derslerden daha verim aldıklarını ve bu yöntemden memnun kaldıklarını söylüyorlar.”

'ÖNEMLİ OLAN ONLARIN BAŞARISI'Henüz üç aylık olan ikiz bebeklerinin bakımında eşine destek olurken bir taraftan da öğrencilerine yardımcı olmaya çalışan Fatih Şeker, “Önemli olan öğrencilerimin başarısı. Pandemi sürecinde kimya dersinde çok önemli olan soru çözümlerini artırmak için evimdeki tableti de yine indirdiğim bir uygulama sayesinde grafik tablete dönüştürdüm. Böylece Pdf gibi dijital dosyalar üzerinde de soruların çözümünü yapabiliyor, ekranda anlatabiliyor ve whatsapp gruplarından çocuklara ekran görüntülerini gönderebiliyorum. Bir öğretmen olarak öğrencilerimin bu süreci en verimli şekilde geçirmesini, sorularının cevaplarını en hızlı şekilde almalarını sağlamaya çalışıyorum” diyor.

Yazının Devamını Oku

32 ülkeyle video konferans...Eğitimde dünyadaki uygulamalar neler

9 Mayıs 2020

Türkiye’nin 32 ülkedeki eğitim müşavirleri ve eğitim ateşeleri ile video konferans gerçekleştirildi. Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen toplantı, Bakan Yardımcısı Mustafa Safran başkanlığında düzenlendi.

ÖRNEK UYGULAMALAR VE GELİŞMELER 
Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Burcu Eyisoy Dalkıran, daire başkanları, Milli Eğitim Bakanlığının 32 farklı ülkeden 30 eğitim müşaviri, 21 eğitim ataşesi olmak üzere 51 temsilcinin katıldığı toplantıda, Türkiye'nin salgın sürecindeki örnek uygulamaları ile dünyada eğitime ilişkin gelişmeler ele alındı.

SAFRAN'DAN ÇALIŞMALAR İÇİN TEŞEKKÜR 
Yurtdışı eğitim temsilcileriyle MEB'in uzaktan eğitim sürecindeki çalışmalarının uluslararası yansımalarını değerlendiren Bakan Yardımcısı Safran, bağlantının kurulduğu ülkelerin uzaktan eğitim konusunda aldıkları tedbirler hakkında bilgi aldı. Safran, temsilcilere yurtdışında yaşayan vatandaşlar ve öğrenciler için yürüttükleri çalışmalardan dolayı teşekkür etti.

Yazının Devamını Oku

Dünya eğitimde normalleşmeye başladı

7 Mayıs 2020

Okullarını açan ilk ülkelerden biri Danimarka oldu. Danimarka Aarhus Üniversitesi’nde eğitim yönetimi ve politikaları alanında çalışan, oğlu da okula giden Doç. Dr. Sedat Gümüş süreci şöyle anlattı: “Mart ayının ortasında koronavirüs yayılınca okullar tatil edildi. 30 Mart’tan itibaren ise vaka sayısı düşüşe geçti. 6 Nisan’da Başbakan 15 Nisan itibarıyla kreşlerin ve okulların 5’inci sınıfa kadar olan sınıfların (bizdeki 1-6 sınıflara denk geliyor) açılacağını duyurdu. Ancak, tam olarak hangi gün açılacağının inisiyatifini okullara bıraktılar. Hükümetin yayınladığı kılavuzdaki şartlara tam olarak uyduktan sonra açılmasını istediler okulların. İlk gün okulların yarıya yakını açıldı. Sonrasında da yavaş yavaş o yaş grupları için olan tüm okullar açıldı.

SINIFLAR İKİYE BÖLÜNDÜUygulamalar tespit edilen eksiklere göre revize ediliyor zamanla. Alınan önlemler şöyle:
Tüm sınıflar ikiye bölünecek. Sınıfın yarısı sınıfta ders görürken diğer yarısı dışarıda, spor salonunda vs. olacak. Havalar iyi olduğu sürece benim oğlumun sınıfında bir grup sürekli dışarıda bir grup içerideydi. Sınıf içinde öğrenciler arasından 1.5 metre civarı bir uzaklık olacak. Ayrıca, öğrenciler sabah sınıfa girmeden ve dışarı çıkıp döndüklerinde el yıkayacaklar. Öğrencilere sosyal mesafeyi korumaları öğretilecek. Okullarda temizlik arttırılacak, kapı kolları yerler, masalar vs günde birkaç kez silinecek. Okullara ek temizlik malzemesi bütçesi verildiği açıklandı. Ders saatleri azaltıldı.

VELİLERDEN İTİRAZFacebook’ta 40 bin üyeli ‘Benim çocuğum deney tavşanı değil’ adlı bir grup kuruldu. Bazı veliler çocuklarını göndermek istemediler. Ancak şu ana kadar rakamlar okul açılması sonrasında bir kötüye gidiş olmadığını gösteriyor. Gözlemim belirlenen yaş grubundaki çocukların çok büyük oranda okula başladıkları yönünde.

DÜNYADAN ÖRNEKLER

ÇİN: Çin’de okullarda eğitim geçtiğimiz aydan beri sürüyor.

HONG KONG: Sınavlar spor salonlarında birbirinden uzak mesafede maske ve dezenfektanlarla gerçekleşti.

VİETNAM:

Yazının Devamını Oku