Ali Rıza Akbulut

Cani her şeyi planlamış

16 Temmuz 2024

İstanbul Beylikdüzü’nde 23 yaşındaki Erva Raziye Asar, 15 Haziran’da sosyal medya hesabından “İş arıyorum” diye duyuru yapmıştı. Bunu gören Fethi Dağlı (43), ‘Şule’ isimli sahte hesaptan Asar ile ev temizliği için iletişime geçmişti. İş görüşmesi için giden Erva Raziye Asar’dan haber alamayan annesi Nazik Asar, 19 Haziran 2024’te karakola giderek kayıp bildirimi yapmıştı. Asayiş Şube Müdürlüğü Kayıp Şahıslar Büro Amirliği ekipleri, genç kadının izini son görüldüğü andan başlayarak inceleme başlatmıştı. Asar’ın, en son Fethi Dağlı’nın evine girdiği ve oradan bir daha çıkmadığı tespit edilmişti. Yakalanarak, gözaltına alınan Dağlı, ilk görüşmede “Benim eve geldi, kahvaltı yaptık, sonra gitti” demişti. Daha sonra cinayeti itiraf eden ve Asar’ın cesedini attığı inşaatın adresini veren Dağlı, tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.

KAMERALARDAN KAÇAMADI

Fethi Dağlı’nın, cinayetten sonraki 20 gün hayatına normal bir şekilde devam ettiğine dair görüntüler ortaya çıktı. Polislerin detaylı şekilde incelediği kamera görüntülerine göre, Erva Raziye Asar, olay günü iş görüşmesi için 09.00’da Fethi Dağlı’nın evine giriyor. Aynı gün 2 saat sonra 11.00 sıralarında Dağlı elinde içinde siyah çöp poşetleri bulunan market poşeti ile sokakta yürüyor. Dağlı, evinin tuvaletinde parçalara ayırdığı genç kadının bedenini 6 siyah çöp poşetine koyarak taksiye biniyor. Gittiği bir inşaatın boşluğuna atıyor.

Erva Raziye Asar, 19 Haziran’dan bu yana kayıp olmasına rağmen ailesi, yazdıkları mesajlara cevap verdiğini iddia etmişti. Genç kadının telefonu, Dağlı’nın çalıştığı işyerindeki kulübesinde bulunmuştu. Her iki ismin telefonları incelenmek üzere Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne gönderilmişti. İncelemeler sonucunda, Dağlı’nın genç kadını öldürdükten sonra cinayet ortaya çıkmasın diye telefonuna gelen mesajlara cevap yazdığı belirlendi. Ortaya çıkan telefon görüşmelerinde ise, ailenin “Neden evine gelmiyorsun?” mesajına, Dağlı’nın genç kadının telefonundan “İyiyim, aranmama gerek yok. Kayıp başvurusunu kaldırın, ben gelirim” diye mesajlar attığı tespit edildi.

Yazının Devamını Oku

Bu ne vahşet

15 Temmuz 2024

Zahide B. Kaya içeri girer girmez kapıyı kilitledi ve arkadaşı Seher Ö. ile birlikte kollarından tuttuğu Kaya’nın kaçmasını engelledi. Hakan B. ise tabancayla tehdit edilerek içeri alınmadı. Zahide B. ile ilişki yaşadığı iddia edilen Fikret Ö., meyve bıçağıyla Kaya’yı 15 yerinden bıçakladı. Hakan B. tarafından hastaneye kaldırılan Kaya, hayatını kaybetti. Fikret Ö., Zahide B., Emre K. ve Seher Ö. gözaltına alındı. Seher Ö. ifadesinde, bıçağı önce klozete attığını, ardından yıkayarak mutfak çekmecesine koyduğunu söyledi. Fikret Ö., Zahide B. ve Seher Ö. tutuklanırken, Emre K. adli kontrolle serbest bırakıldı. Emre K.’nin 11, Fikret Ö.’nün ise 2 suç kaydı olduğu ortaya çıktı.

Yazının Devamını Oku

Tuzağa düşürüp vahşice katletti

14 Temmuz 2024

İSTANBUL Beylikdüzü’nde oturan Erva Raziye Asar (21), 15 Haziran 2024’te sosyal medya hesabından ‘İş arıyorum’ diye ilan verdi. İlanı gören Fethi Dağlı (43), ‘Şule’ isimli sahte hesaptan Asar ile ev temizliği için iletişime geçti. İş görüşmesi için giden Erva Raziye Asar’dan haber alamayan annesi Nazik Asar 19 Haziran 2024’te karakola giderek kayıp bildirimi yaptı.

Asayiş Şube Müdürlüğü Kayıp Şahıslar Büro Amirliği ekipleri, genç kadının izini, son görüldüğü andan başlayarak inceleme başlattı. Asar’ın, en son Fethi Dağlı’nın evine girdiği ve oradan bir daha çıkmadığı tespit edildi. Bunun üzerine Dağlı, gözaltına alınarak Asayiş Şube Müdürlüğü’ne getirilip sorguya alındı.

ÖLDÜRDÜĞÜNÜ  İTİRAF ETTİ

Dağlı, emniyetteki ifadesinde Erva Raziye Asar’ı öldürdüğünü itiraf ederek, kan donduran detayları anlattı. Dağlı ifadesinde şunları söyledi: “Erva’yı internet üzerinden kendisi için temizlik işi aradığı esnada gördüm. ‘Şule’ isimli sahte bir sosyal medya hesabı açarak ona ağabeyimin evi diyerek kendi evimin adresini gönderdim ve temizlemesi karşılığında para teklif ettim. Yaşanan tartışma sonrası onu boğarak öldürdüm. Cansız bedenini bir süre derin dondurucuda sakladıktan sonra bıçakla parçalara ayırdım ve çöp poşetine koyarak taksiyle bir inşaata taşıdım.”

Dağlı’nın verdiği adreste inceleme yapan ekipler, bir inşaat alanındaki boşlukta ceset parçalarını buldu. Parçalar toplanarak Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.

CİNAYETTEN APİS YATMIŞ

Yapılan incelemelerin devamında öldürülen kadının cep telefonu, katil zanlısının işyerindeki kulübesinde bulundu. Hem öldürülen genç kadının hem de şüphelinin cep telefonları incelenmek üzere Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne gönderildi. Fethi Dağlı’nın 2007’de İstanbul Esenyurt’ta bir cinayet işleyip cezaevine girdiği, 2021’de tahliye olduğu ortaya çıktı. Emniyetteki işlemleri tamamlanan Fethi Dağlı, sevk edildiği mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

ÖLÜME GÖTÜREN SAHTE İŞ İLANI

Yazının Devamını Oku

Motosiklete çarptı kasksız genç öldü

14 Temmuz 2024

Kazanın etkisiyle motosikletin üstünde, kasksız olarak bulunan iki kişi yere düştü. Olayda ehliyetsiz olduğu öne sürülen motosiklet sürücüsü Yavuz Selim Öztürk ve arkasında bulunan Batın Barlas Çeki (16) yaralandı. Olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralılar hastaneye kaldırıldı. Kafasını beton dubaya çarpan Batın Barlas Çeki, hayatını kaybetti. Kazanın ardından gözaltına alınan Kınık, emniyetteki işlemlerinin ardından çıkarıldığı mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Batın Barlas Çeki’in ailesi ve arkadaşları, sürücünün adli kontrol şartıyla serbest kalmasına tepki gösterdi.

AİLE TEPKİLİ

Teyze Didar Şahin “Hastanede kaza yapan insanları bekledik, kimseden dönüş olmadı. Ancak cenazenin 3. gününde başsağlığı dilemeye gelip, bir şeye ihtiyacınız var mı diye sordular. Şu çok acı; aynı gün serbest bırakılıyorsunuz. Adalet herkes için olmalı” dedi. Hukuki olarak şikâyette bulanacaklarını söyleyen Şahin davanın peşini bırakmayacaklarını söyledi.

 

Yazının Devamını Oku

Neslim Güngen’in para kasası

12 Temmuz 2024

İstanbul’da sosyal medya fenomenlerine yönelik Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince yapılan operasyonda Neslim (Neslihan) ve İnanç Güngen’in de arasında bulunduğu 61 kişi yakalanarak gözaltına alınmıştı.

Uzun süre teknik ve fiziki takibe alınan şüphelilerin tape kayıtlarına göre, eşiyle boşanma aşamasında olan Neslim Güngen’in para kasasının firari iki kişiden biri olan ve işinsanı olarak bilinen Gökhan Göz olduğu tespit edildi. Ayrıca, Göz’ün ‘Şahinler’ isimli suç örgütüyle yakın olduğu ve birçok fotoğrafta birlikte poz verdiği belirlendi.

DAHA ÖNCE DE POLİSE MUKAVEMET ETMİŞ

Modacı Gülşah Saraçoğlu’yla ayrıldıktan sonra Berdan Mardini’nin boşanma aşamasında olduğu Fatoş Yelliler ile aşk yaşayan işinsanı Gökhan Göz, 6 Şubat 2022’de 02.00 sıralarında İstanbul Şile’de bir kişiye silah teşhirinde bulunduğu iddiasıyla polis ekipleri tarafından olay yerinden çıkarıldı. Restoran çıkışı polise mukavemet gösteren Göz’e “silah teşhiri”, “kişisel verilerin kaydedilmesi ve hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi”, “görevli memura mukavemet” suçlarından işlem yapıldı.

Yazının Devamını Oku

Fenomen soruşturmasında vergi müfettişi de gözaltına alındı

11 Temmuz 2024

Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında İstanbul merkezli yapılan operasyonlarda, güzellik merkezi zinciri olan sosyal medya fenomeni Neslim ve İnanç Güngen’in de arasında olduğu 61 kişi gözaltına alınmıştı. 

RANDEVU İSTEMİŞ

Güngen çiftinin uzun süredir teknik ve fiziki takipte olduğu, yapılan takip neticesinde MASAK tarafından görevlendirilen vergi müfettişinin, markanın sahibinin İnanç Güngen olmasına rağmen Neslim Güngen ile kendi isteğiyle telefonla konuşarak görüşme talebinde bulunduğu ortaya çıktı. Harekete geçen polis ekipleri, görüşme talebinden sonra vergi müfettişini Balıkesir’de tatilde olduğu esnada kaldığı otelde yakalayarak gözaltına aldı.

‘GENÇLİK İPİ’ VURGUNU

Güngen çiftinin, marketlerde satılan ve bir özelliği olmayan yumak iplerle nemlendirici kremlere marka etiketi basarak ‘kolajen ip tedavisi’, ‘gençleştirme ip tedavisi’ adı altında pazarladığı belirlendi. Kendi üretimi olan ve sahte CE belge düzenledikleri medikal cihazlarının alımını da isim hakkı sattıkları şubelerine zorunlu kıldıkları tespit edildi. 

45 OTOMOBİLE EL KONULDU

Operasyonda aralarında lüks marka spor otomobillerin de bulunduğu toplam 45 otomobil ve yaklaşık 950 medikal makineye el konuldu. Neslim Güngen ile özdeşleşmiş olan ‘NES’ plakalı cip, kozmetik ürünler, sahte uygunluk belgeleri düzenlendiği tespit edilen epilasyon, popo kaldırma, bölgesel zayıflama, selülit cihazı, buhar makinası, sıkılaştırma cihazı, cilt bakım makinası, yağ parçalama ve medikal cihazlar İstanbul Emniyet Müdürlüğü Vatan Yerleşkesi’nde sergilendi.

Yazının Devamını Oku

‘Bayğaralar’ çetesine operasyon

11 Temmuz 2024

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, “Bayğaralar” olarak bilinen suç örgütüne yönelik operasyon gerçekleştirdi. Operasyonda, “uyuşturucu madde ticareti”, “kasten öldürme” ve “kasten yaralama” gibi suçlarla ilişkilendirilen örgüte ait olduğu belirlenen 9 ikamet adresi ve 2 işyerine baskın yapıldı.

Yapılan aramalarda 3 kilo 614 gram eroin, 1 kilo 32 gram kokain, 8 hassas terazi, 2 ruhsatsız tabanca, 1 otomatik tabanca, 6 fişek, 4 balistik yelek, çok sayıda şeffaf kilitli poşet ve uyuşturucu madde imalatında kullanılan çeşitli materyaller ele geçirildi. Gözaltına alınan 9 şüpheliden 7’si tutuklandı. 2 şüpheli ise adli kontrol ile serbest bırakıldı.

Yazının Devamını Oku

Sahte parfüm deposuna operasyon

9 Temmuz 2024

Birebir kopya olarak üretilen sahte parfümler, ciltte alerjiye sebep olurken cilt kanseri gibi ölüm-cül hastalıklara da yol açabiliyor.

DEĞERİ 20 MİLYON TL

Lüks markaların binlerce sahte parfümünün saklandığı ve satışının yapıldığı depoya, 5 Temmuz’da İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü tarafından baskın düzenlendi. Operasyonda 1 şüpheli yakalanırken, piyasa değeri 20 milyon TL’yi bulan sahte parfüm ve parfüm imalat malzemesi ele geçirildi.

Depoya yapılan baskında 31 bin 760 sahte parfüm, 309 bin 815 boş kutu ve kapak olmak üzere toplamda 341 bin 575 sahte ürün ve sahte parfüm üretim malzemesine el koyuldu. Ele geçirilen ürünler, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Vatan Yerleşkesi’nde sergilenirken, operasyonda yakalanan şüphelinin emniyetteki işlemleri devam ediyor.

 

Yazının Devamını Oku

Bıçaklı saldırgan tutuklandı

3 Temmuz 2024

İddiaya göre elinde bıçak olan bir kişi, iş insanlarına küfürler ve tehditler savurdu. O anlar restoranda bulunan diğer insanlar tarafından cep telefonu ile kaydedilerek sosyal medyada paylaşıldı. Görüntülerin hızla yayılması üzerine İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nce inceleme başlatıldı.

Hızla olay yerine gelen İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri, yaptıkları incelemeler sonucunda, yabancı uyruklu iş insanlarını tehdit eden kişinin 43 yaşındaki M.İ. olduğunu tespit etti. Evinde yakalanarak gözaltına alınan,  M.İ.’nin alkol etkisinde olduğu öğrenildi.

Emniyetteki işlemlerinin ardından dün Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na götürülen M.İ. sevk edildiği nöbetçi hakimlik tarafından “silahlı tehdit” suçundan tutuklandı.

Yazının Devamını Oku

Gelin arabasını mikser biçti: 1 ölü

1 Temmuz 2024

Savrulan beton mikseri park halindeki gelin arabasının üzerine devrildi, ardından sürüklenip konvoydaki bir araca daha çarptı. Gelin arabasının önünde ailesinin aracına binmek için bekleyen 8 yaşındaki Emin Berk Nalcı, beton mikserinin altında kaldı. Emin Berk, kaza yerinde feci şekilde can verdi. Sağlık ekibinden acı haberi alan çocuğun annesi binir krizi geçirdi, “Ben çocuğumu istiyorum” diye feryat etti.


Emin Berk Nalcı

GÖZALTINA ALINDI

Beton mikseriyle süratli bir şekilde ilerleyip feci kazaya neden olan ve kazada kendisi de yaralana şoför Hüseyin Toyga polis eşliğinde tedavisinin yapılması için hastaneye götürüldü. Toyga tedavisinin ardından gözaltına alındı.

Olay anı güvenlik kameralarına da yansıdı. Görüntülerde hızla ilerleyen beton mikseri, virajı alamayarak devriliyor. Çevredekiler kazanın ardından olay yerine koşuyor.

Yazının Devamını Oku

Kara para operasyonu: 12 kişi gözaltında

29 Haziran 2024

Yabancı ülke vatandaşlarına ait bin 476 banka kartı, 71 POS cihazı ele geçirilmişti. 8 şüpheliden 2’si tutuklanmıştı.

SORUŞTURMA DERİNLEŞTİRİLDİ

Polis ekipleri, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun hazırladığı rapor neticesinde soruşturmayı derinleştirerek, Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlere ait POS cihazları üzerinden kuyumculuk faaliyeti izlenimi verilerek komisyon karşılığında yaklaşık 15 milyar TL çekim yapıldığını tespit etti. 26 Haziran’da yapılan operasyonla, ‘izinsiz ödeme hizmeti faaliyeti’, ‘5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’na muhalefet’ ve ‘suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama’ suçlarına ilişkin 12 şüpheli gözaltına alındı. 15 ülkeye ait banka kartı, toplamda 148 bin 700 TL ve 465 dolar nakit para ve dijital materyal ele geçirildi.

Yazının Devamını Oku

Eylem Tok ve oğlu Timur Cihantimur bugün 2’nci kez hâkim karşısında

20 Haziran 2024

İstanbul Kemerburgaz’da 1 Mart 2024’de meydana gelen kazada, Oğuz Murat Aci’nin ölümüne neden olan 17 yaşındaki Timur Cihantimur ve annesi Eylem Tok, kazadan saatler sonra yurtdışına kaçtı. Anne ve oğlu 106 günün sonra ABD’de yakalanarak tutuklandı. Anne-oğlu 18 Haziran’da farklı saatlerde mahkemedeydi. Eksik belgeler nedeniyle Eylem Tok hakkındaki dava 27 Haziran’a, oğlu Timur Cihantimur hakkındaki dava ise bugüne ertelendi. Yargı sürecini sorduğumuz Aci Ailesi’nin avukatı Hacı Orhan, şunları söyledi:

BİZİM İÇİN CEZA ALMALARI ÖNEMLİ

“Buradan da olan gelişmeleri anlık olarak takip ediyoruz. Bizim için, orada ceza almışlar ya da ülkemizde ceza almışlar önemli değil. Önemli olan bir ceza almış olmaları. Mahkemedeki hal ve hareketleri bile ne kadar psikolojilerinin bozulduğunu gösteriyor.”

ARKADAŞLARI DURUŞMADA

Baba Özer Acı ve anne Pervin Aci, 18 Haziran’da ABD’de yapılan yargılamaya ilişkin tüm gelişmeleri orada bulunan arkadaşları Mehmet-Gülcan Çiçek ve Boston’daki Türkler Topluluğu yöneticisi Esat Gök’le anbean telefonla görüşerek takip etti. Duruşmaya ilişkin Hürriyet’e konuşan Baba Özer Aci şunları söyledi:


Yazının Devamını Oku

‘Köprüyü kapattı’ cezaevine girdi... SMA’lı bebekler için eylem yapmış

16 Haziran 2024

Üzerinde büyük “SMA” yazan bir araç 22.14’te Avrupa yakasından Anadolu yakasına geçişte köprünün ortasına gelerek yan şekilde durdu. İstanbul Emniyeti alarma geçti. Köprüdeki trafik çift yönlü durduruldu. Trafikte kilometrelerce araç kuyruğu oluştu. Özel Harekât polisleri operasyon için hazırlandı. Şüpheli, yakınına gelen polislere ‘Bomba var’ diye bağırdı. Aracın içinde bomba düzeneği görünüyordu. Araçtaki bombanın uzaktan kumandayla patlatılma riskine karşın internet akımı ve sinyaller kesildi. Müzakereci polisler şüphelinin bomba taşımadığına emin olunca teslim olması için ikna çalışmalarına başladı. Yaklaşık 1.5 saatin ardından ikna olan şüpheli R.C.Ç. (25) teslim oldu.

‘PİŞMAN DEĞİLİM’ DEDİ

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, aracı kullanan R.C.Ç.’nin 1.5 yıldır bipolar tedavisi gördüğünün tespit edildiğini söyledi. R.C.Ç., polis merkezinde verdiği ifadede SMA hastalarına dikkat çekmek için eylem yaptığını ve pişman olmadığını söyledi. R.C.Ç., “trafik güvenliğini tehlikeye sokmak” ve “halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit” suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

 

 

Yazının Devamını Oku

Oscar’lık soygun... Plan 1.5 yıl önce yapıldı

15 Haziran 2024

İSTANBUL Sarıyer Kireçburnu’ndaki Memduh Paşa Yalısı, 9 Haziran gecesi filmlere taş çıkartacak şekilde soyuldu. Reza Zarrab’ın eniştesi olan Omid Mohagilegh Eromi’nin yöneticisi olduğu NAB Holding’e ait yalı, holdingin ofisi olarak kullanılıyordu. Holdingin 5 kasası da bu yalıdaydı. Yalı bu nedenle soyguncuların hedefine girdi. Yalının bekçiliğini yapmak için 1.5 yıl önce işe giren Ahmet Yıldırım, diğer şüphelilerle birlikte aylar süren bir plan hazırladı. Ahmet Yıldırım bu süreçte hem yöneticilerin güvenini kazandı hem keşif yaparak kasaların özelliklerine hâkim oldu. Aradan geçen ayların ardından şüpheliler hırsızlık planını devreye soktu. Bulgaristan’dan 2 Haziran’da soygunda kullanılacak yabancı plakalı gri bir kamyonet getirildi.

ADIM ADIM PLANLAMIŞLAR

Sonra Ahmet Yıldırım’ın gece vardiyasında çalıştığı bir gün beklendi. 9 Haziran saat 03.30’da soygun için düğmeye basıldı. Yıldırım’ın alarmları kapatması sonrası yalının kapısına yüzleri maskeli 4 kişi ülkeye soktukları kamyonetle geldi. Önceden belirlenen 5 kasanın kapısı manyetik matkapla kırıldı. Kasanın içinde toplam değeri yaklaşık 130 milyon TL olan döviz ve ziynet eşyası siyah poşetlere kondu. Poşetleri geldikleri kamyona dolduran hırsızlar hızla olay yerinden kaçtı. Şüpheliler 9 Haziran gecesi yakalanmamak için 4 farklı sahte plaka kullandı. Alarmları kapalı olan ofisin soyulduğu sabah saatlerinde yalıya gelen yönetici Ümit E.’nin ihbarı üzerine ortaya çıktı.

Hızla harekete geçen Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık ve Yankesicilik Büro Amirliği ekipleri geniş çaplı inceleme başlattı. Ekipler, 24 saat içinde 400 saatlik kamera görüntüsünü izledi. Polis ekipleri, soygunda kullanılan gri renkli kamyonu Pendik’te terk halinde buldu. B.Ç., Y.B., Aytekin A. ve M.Ş. olarak belirlenen dört şüphelinin kimlikleri tespit edildi. Polis ekipleri hızla harekete geçerek şüphelilerin bulundukları adreslere operasyon düzenledi.

FİLM KAPORTACIDA BİTTİ

Kaportacı dükkânı olan Aytekin A.’nın işyerine düzenlenen operasyonda şüpheli M.Ş. de kıskıvrak yakalandı. Kaportacıda yapılan aramalarda 692 bin 200 dolar, 200 bin Euro, 20 bin TL, 900 gram ziynet eşyası, kasa açmakta kullanılan manyetik matkap, az miktarda uyuşturucu madde, soğuk cüzdan, 3 cep telefonu, 2 sahte plaka ele geçirildi. B.Ç., Fatih’te evinde yakalandı. Yapılan aramada 4 bin 400 dolar, 9 bin TL ve bir altın yüzük ele geçirildi. Bahçelievler’de evinde yakalanan Y.B.’nin evinde ise bir şey bulunamadı. Olay sonrası 5 esas şüpheliye yardım eden B.K., A.C.K., S.Ç. ve G.M. Edirne’de yakalandı. Tespit edilen 12 şüpheliden 10’u yakalanırken, 6 suç kaydı bulunan bekçi Ahmet Yıldırım ve Serdar Canpolat ise halen aranıyor. Adliyeye çıkarılan 8 şüpheliden 7’si hakkında tutuklanma, 1 şüpheli ise adli kontrol talebiyle hakimliğe sevk edildi.

KAMERA GÖRÜNTÜLERİ ORTAYA ÇIKTI

Yazının Devamını Oku

Isparta uçak kazasının firarisi 17 yıl sonra yakalandı

16 Mayıs 2024

Atlasjet’in İstanbul-Isparta seferini yapan yolcu uçağı, 30 Kasım 2007 tarihinde, Süleyman Demirel Havalimanı’na inişe geçtiği sırada Türbetepe’de düştü. Kazada 7’si mürettebat olmak üzere 57 kişi yaşamını yitirdi. Kazanın ardından World Focus Hava Yolları’nda görev yapan bazı üst düzey ve teknik personelden oluşan 10 kişi hakkında kamu davası açıldı. Sanıklar ilk kez 28 Temmuz 2009’da Isparta Ağır Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıktı. Yargılamalar sırasında sanık sayısı 20’ye yükseldi. Uçağın kiralandığı Dünyaya Bakış Hava Taşımacılığı AŞ ortağı Yavuz Çizmeci hakkında yargılamanın sonunda, ‘taksirle ölüme neden olmak’ suçundan 11 yıl 8 ay hapis cezası verildi. Çizmeci, kaza tarihinden itibaren firariydi. 17 yıldır firari olan Çizmeci, Gaziantep’e uçmak üzere gittiği İstanbul Havalimanı’nda şüpheli hareketleriyle polisin dikkatini çekti. Çizmeci’nin verdiği kimlikte resim değişikliği yapılmış sahte eski tip kimlik olduğu belirlendi. Yakalanan Çizmeci, tutuklandı.



57 KİŞİ ÖLMÜŞTÜKAZANIN NEDENİ NEYDİ

Kazanın ardından uçağın kara kutusu, incelenmek üzeri Almanya’ya gönderildi. Türkiye’ye gönderilen detaylı raporda uçağın iniş takımlarının açık olduğu ve hatanın pilotaj sebebiyle olduğu belirtildi. Feridun Seren başkanlığında konularında uzman kaptan pilot, uçak mühendisi gibi üyelerden oluşan 6 kişilik ekip tarafından Kasım 2008’de Keçiborlu savcısına iletilen 361 sayfalık raporda, pilotların yorgun ve deneyimsiz olmalarının yanı sıra uçağın önemli parçalarından olan ‘Yer Yaklaşım İkaz Sistemi’nin (EGPWS) arızalı olduğu yer aldı.

6 NÜKLEER FİZİKÇİ HAYATINI KAYBETMİŞTİ

Yazının Devamını Oku

32 yıldır tek kare fotoğrafla kızını arıyor

15 Mayıs 2024

Van Gölü kenarında, merkeze 40 kilometre uzaklıktaki Yeşilsu köyünde yaşayan 7 çocuk babası Kazım Ateş (58), geçimini balıkçılık yaparak sağlıyordu. 11 Eylül 1992’de teknesi ile göle açılan Ateş’e ulaşan balıkçılar, 4 yaşındaki kızı Bahar Ateş’in kaybolduğu haberini verdi. Kızının kaybolduğunu öğrenir öğrenmez köyüne dönen Ateş, jandarmaya gidip kayıp başvurusunda bulundu. Jandarma ve köylülerle birlikte günlerce Bahar’ı aradı ancak kızından bir ize rastlamadı.

Küçük Bahar’ın kayboluşunun üzerinden 32 yıl geçti. Kazım Ateş, kızını aramayı hiç bırakmadı. Şimdi arayışına sosyal medya üzerinden devam ediyor. Kızından geriye kalan tek kare fotoğraf ve kimlik ile kayıp paylaşımı yaparak kızına ulaşmaya çalışıyor.

Artık Antalya’da yaşayan ve bir markette çalışan Kazım Ateş kızını kaybettiği 1992’den bu yana yaşadıklarını Hürriyet’e anlattı: “Kızım Bahar çok güzeldi. Baktığınız zaman yüzünün parladığını görürdünüz. Kızım doğduğunda anneme ‘Bu kız köyde yaşamaz’ demiştim, 1 yıl sonra kayboldu. İçime doğdu sanki. Kızımın kaybolmasından sonra uzun süre sokakta, parkta çocuklar gördüğüm zaman ‘Kızım acaba onlardan biri mi’ diyordum. Eskiden telefon yoktu, işimiz çok zordu. Yaz aylarında da köyümüz şehir dışından gelenlerle dolup taşardı. Bahar, o gün bir arkadaşıyla beraber ekmek yemiş, oyun oynamış. En son o görmüş. Çok aradık Bahar’ı en son ulaştığımız bilgiyse bir arabayla götürüldüğü yönünde. 

‘KIZIMIN YAŞADIĞINI HİSSEDİYORUM’

Hissediyorum kızım yaşıyor, bir yerlerde, biliyorum. Birçok kez yetkililere gittim, başvurduğum emniyet müdürlüğü depremde yıkıldı. Valiliğe gittiğimde belgelerimin olduğu yeri su basmış oradan da bir şey yok anlayacağınız. Kızımdan geriye bir kare fotoğraf, bir de kimliği kaldı. Arayışım devam ediyor, inşallah bu şekilde kızımdan bir haber alır, kendisine ulaşabilirim.”

Yazının Devamını Oku

Mr. Prendini valizinizi açın

14 Mayıs 2024

ABD’nin New York kentinde bulunan Amerikan Ulusal Doğa Tarihi Müzesi’nde küratör olan ve birkaç hafta önce Türkiye’ye gelen Prof. Dr. Lorenzo Prendini, 12 Mayıs’ta ABD’ye dönmek için İstanbul Havalimanı’na geldi. Şüpheli hareketleri kameralardan takip edilen Prendini, 4 havalimanı polisi tarafından durduruldu ve  valizini açması istendi. Valizin içinde gizlenmiş haldeki özel bölümlerden 88 akrep zehri dolu şişe, 58 klipsli poşet içerisinde ülkemizde bulunan yaklaşık 1500 zehirli endemik akrep ve tarantula türü çıktı.


VALİZİNDEN 1500 AKREP ÇIKTI

GÖZALTINA ALINDI

Polis ekipleri, zehirli hayvanlara el koyarken, ünlü müzenin müdürü de gözaltına aldı. Valizden çıkan türlerde yapılan detaylı incelemede yurtdışına çıkarılması yasak olan ülkemizdeki endemik zehirli hayvan türlerinden akrep ve tarantulaların olduğu ortaya çıktı. Kaçakçıların bu türlerin zehirlerini sağarak biriktirip ilaç yaptığı ve ilaçları yüksek fiyatlardan sattığı öğrenildi. Prendini’nin Türkiye’nin çeşitli illerinde bulunarak endemik türdeki hayvanları yakaladığı değerlendirildi.

LİTRESİ 10 MİLYON DOLAR

Amerika ve Avrupa’da akreplerden sağılma yoluyla elde edilen zehirler yüksek fiyatlardan alıcı buluyor. Bir gramın 5 bin doları bulduğu zehrin bir litrelik ilacının ise piyasa değerinin 10 milyon dolar olduğu biliniyor.

Yazının Devamını Oku

Maraş’tan sonra Gazze’ye yardıma koşmuşlardı

3 Nisan 2024

Dünyadaki felaket bölgelerinde ücretsiz olarak yemek dağıtan World Central Kitchen üyeleri, Polonya sınırında Ukrayna’dan gelen mültecilere yemek dağıtırken, 6 Şubat’taki deprem felaketini haber alınca Türkiye’ye yardıma koşmuştu. Elbistan’da kurdukları mutfakta binlerce kişiye sıcak yemek dağıtan ekip, Türkiye’den sonra gittikleri Gazze’de İsrail füzelerinin hedefi oldu ve 7 üyesini kaybetti.

Ölenlerden Damian Sobol, günlerce neredeyse uyumadan pişirdiği yemeklerle Elbistanlıların manevi kardeşi olmuştu. 


Jose Andres

ÜNLÜ ŞEFİN GİRİŞİMİ

İspanyol kökenli Amerikalı şef ve restoran işletmecisi José Andrés 2010 yılındaki Haiti depreminin ardından bölgeye giderek yemek pişirmeye başlamış ve bu iyilik hareketine dünyanın dört bir yanından gelen gönüllüler de katılmıştı. Deprem sonrası 20 Şubat’ta Elbistan’a gittiğimde ekipten ilk tanıştığım Polonyalı Kamila Butowicz oldu. Elbistan’da günde 3 öğün sıcak yemek çıkartıyorlar ve menülerini bölge mutfağına uygun olarak hazırlıyorlardı. Halkın ne yemek sevdiğini sordukları polisler “Musakka” yanıtı vermişti. Aşçılar o güne kadar hiç pişirmedikleri musakkayı, gönüllü olarak aralarına katılan Şahin Amca’ya sormuşlardı. O günün menüsünde musakka vardı.


Yazının Devamını Oku

Eros’un katiline iyi hal isyanı

14 Mart 2024

İstanbul Başakşehir’de ‘Eros’ adlı kediyi tekmeleyerek öldüren İbrahim Keloğlan dün Küçükçekmece 16. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yeniden hâkim karşısına çıktı. Ancak duruşmadan önce yüzlerce hayvansever tepki için adliyeye akın etti. Sosyal medyadan yüzlerce paylaşım yapıldı. Duruşma, mahkeme salonunun küçük olması nedeniyle daha büyük bir salonda yapıldı fakat yine de avukatlar da dahil onlarca kişi içeri giremedi.

HAYVANSEVERLER AKIN ETTİ

Adliye koridorunda bekleyenler “Katil İbrahim” sloganları attı. Adliye güvenliğinin yanı sıra Çevik Kuvvet polisleri de güvenlik önlemi aldı. Duruşma salonunun koridoru izleyicilere kapatıldı. Saat 11.30’da başlayan duruşma gergin geçti. İbrahim Keloğlan savunmasını yaptığı sırada sık sık sustu. Bunun üzerine hâkim, Keloğlan’a “Ezbere savunma yapma, içinden ne geliyorsa söyle” uyarısında bulundu.

BARINAKLI SAVUNMA

Son sözü sorulduğunda da İbrahim Keloğlan, “Beni tamamen yalnız bıraktılar. Söylemek istediğim çok şey var. İddialar tamamen yalan ve iftira. Hâlâ baktığım bir kedim var. Dağlık ve köylük alanlarda besleme yaptığıma dair videolar var. Ben devletime güveniyorum. Geldim, beyanlarımı kendim verdim. Bugüne kadar kaçmadım, bunca şeye rağmen geldim” diye konuştu. İbrahim Keloğlan’ın kediyi öldürdüğü sitenin avukatı Merve Poyraz Özcan ise “Benim de kedim var diye savunma yapıyor. Cinsel istismarcıların da çocukları vardır. Kadın katillerinin eşleri, anneleri, kız kardeşleri var. Sanık yargılamanın en başından bugüne suçtan kurtulmaya yönelik beyanlarda bulunmuştur. Kamuoyu dosyayı takip etmektedir” tepkisini gösterdi.

2 YIL 6 AY HAPİS CEZASI

Yazının Devamını Oku

‘Yüzsüz ’dolandırıcı

2 Mart 2024

İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ekipleri bazı çalıntı çeklerin piyasada kullanılarak dolandırıcılık yapıldığını belirledi. Çekleri kullandığı iddia edilen kişi A.C.’ydi. A.C. 6 ilde 19 ayrı dolandırıcılık suçundan 10 yıldır aranıyordu ve bugüne kadar bulunamamıştı. Jandarma ekipleri A.C.’nin Beyoğlu’nda yaşadığını belirledi.

KİLO VERİP ESTETİK YAPTIRDI

Eve gittiklerinde karşılarına çıkan kişi A.C.’nin kardeşi olduğunu söylüyordu. Ancak yapılan araştırmada kardeşinin kimliğini gösteren kişinin A.C. olduğu ortaya çıktı. A.C. kardeşinin kimlikteki fotoğrafına benzeyebilmek için kilo vermiş ve estetik operasyon yaptırmıştı. Kaçışının arkasındaki gizem de buydu. Evinde yapılan aramada çeşitli şirketlere ait çek koçanları, çok sayıda kaşe ve mühür ele geçirilen A.C., jandarmadaki sorgusunun ardından sevk edildiği adliyede tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Yazının Devamını Oku

Kedi katili yeniden yargılanacak

21 Şubat 2024

İSTANBUL Başakşehir’de İbrahim Keloğlan’ın da yaşadığı apartmanın sakinleri kendilerine sığınan iki yavru kediye Eros ve Ares isimlerini vermişti. İki kedi de apartmandakilerin adeta maskotuydu. İbrahim Keloğlan 1 Ocak 2024 günü Eros’u asansörde görünce tekmelemeye başladı. İşkence 6 dakika boyunca sürdü ve Eros orada öldü. Apartman sakinleri Eros’u kanlar içerisinde bulunca büyük bir şok yaşadı. Güvenlik kamerası kayıtlarını incelediklerinde, komşularının uyguladığı işkenceyi görerek şikâyetçi oldular. İbrahim Keloğlan bir AVM’de yakalanarak ters kelepçeyle gözaltına alındı ve tutuklandı. Hakkında dava açıldı.

Keloğlan savunmasında, kendisinin de kedi beslediğini ancak o gün çok moralinin bozuk olduğunu, olayı neden gerçekleştirdiğini bilmediğini ve pişman olduğunu söyledi. Küçükçekmece 16. Asliye Ceza Mahkemesi, Keloğlan’a 1 yıl 6 ay ceza verdi ancak iyi hal indirimi uygulayarak cezayı 1 yıl 3 aya düşürdü. Hükmün açıklanması da geri bırakıldı. Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı karara hemen itiraz etti.

TEPKİLER ÇIĞ GİBİ BÜYÜDÜ

İbrahim Keloğlan’a iyi hal indirimli ceza verilmesine tepkiler çığ gibi büyüdü. Sosyal medyadan 250 binden fazla paylaşım yapıldı. Komşuları da İbrahim Keloğlan’ın oturduğu apartmanın önüne giderek, “Sitemizde kedi katili istemiyoruz” diye bağırıp tencere tava çaldı. Keloğlan’a verilen ceza ve iyi hal indirimini kabul etmeyen birçok hayvansever imza kampanyası başlattı. Change.org sitesinde, “Bu kararı yok hükmünde sayıyor ve bu yanlıştan dönülmesini talep ediyoruz” notuyla başlatılan kampanyaya ilk günden 100 bin imza atıldı.

‘CEZASINI BEN VERECEĞİM’

İbrahim Keloğlan’ın babası Muhsin Keloğlan sosyal medyadan videolu bir mesaj paylaşarak, “Oğlum maalesef böyle bir şey yapmış. Yanlış yapmış tasvip etmiyoruz. Nasıl yapmış o da bilmiyor, hiç öyle bir çocuk değil ama yapmış artık. O gelse onun cezasını ben de vereceğim ama en son onu cezaevinde gördüm” diye konuştu.

‘ÜST SINIRDAN CEZA ALMALI’

- İBRAHİM Keloğlan’dan şikâyetçi olan avukat Merve Poyraz Özcan da, “Sanığın Eros’u öldürme kastı göz önünde bulundurulduğunda üst sınırdan cezalandırılması gerekmektedir. Tüm hayvanseverleri yeniden yapılacak olan yargılamada duruşma salonunda görmek istiyoruz. Kamuoyu katılımı önem arz etmektedir” dedi.

Yazının Devamını Oku

Mercimek köftesini dünyaya tanıttı

18 Şubat 2024

İlk sürümü 2005 yılında PlayStation 2 için piyasaya sürülen God Of War bugüne kadar yaklaşık 51 milyon adet sattı. Ülkemizde de çok sayıda hayran kitlesi bulunan God Of War’ın karakterlerinden oluşan oyuncakları, posterleri, giysileri tüm dünyada satılıyor. Son olarak, oyundaki Tyr karakterinin ağzından yazılmış bir yemek kitabı tüm dünyada satışa sunuldu. ‘God of War: Dokuz Diyarın Resmi Yemek Kitabı’ adını taşıyan tarif kitabı, “Midgard, Alfheim, Jötunheim ve ötesindeki İskandinav diyarlarından ağız sulandıran yemekler hazırlayın” notuyla tanıtıldı. Türk oyuncuların yüzünü güldüren detay ise, kitapta geleneksel yemeklerimizden mercimek köftesinin de yer alması oldu.

ELF DİYARININ ÖZEL YEMEĞİ

Kitapta mercimek köftesi şöyle tanıtılıyor: “Bu harika mercimek topu, diyarların herhangi bir yerinde bulduğum en iyi meze tariflerinden biridir. Bu, kovanın ortak salonlarında ziyaretçileri eğlendirirken servis edilen bir Kara Elf özel yemeğidir. Karanlık olanların nadiren yaptığı bir şeydir bu, doğru. Ama ben mercimek köftesinin aynı zamanda Alfheim’ın yeraltı mekânlarındaki tüm tören yemeklerinde düzenli olarak sunulan bir meze olduğuna inanıyorum.”



2013’TE ABD’YE GİTTİ

Yazının Devamını Oku

Kurum’dan İliç yanıtı: Çevre Bakanlığı kapasite arttıramaz

15 Şubat 2024

Erzincan İliç’teki altın madenine verilen ÇED raporu ile ilgili eleştirilere de cevap veren Kurum, şunları söyledi:

3 AY MÜHÜR VURULDU

“Şunların altını çizerek söylemek istiyorum. Bakanlığım döneminde, söz konusu bu işletmeye verilen ÇED raporunu dile getiriyorlar. Çevre Bakanlığı sadece çevresel etkileri denetler. İşletme; çevreye, doğaya zarar veriyor mu, vermiyor mu buna bakar. Bakanlığımız döneminde, bu işletmenin çevresel etki denetimleri sıkı bir şekilde yapıldı. Bu işletmenin çevre mevzuatına uygun iş yapıp yapmadığı tam 135 kez denetlendi. 

İşletmenin faaliyetinde çevre mevzuatı kapsamında görülen eksiklikler nedeniyle 3 ay kapısına mühür vuruldu. Bununla da kalınmayıp işletmenin çevreyi kirletmesi nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu. Bize iftira atanlar şunu da bilir ki Çevre Bakanlığı işletmenin kapasite artışı kararını vermez, veremez, çünkü böyle bir yetkisi yoktur. Sadece ve sadece kapasite artışının çevreye etkisini ölçer, onaylar ya da onaylamaz. ÇED kararı, 21 kurum ve kuruluştan oluşan komisyon üyeleri tarafından onaylıdır.”

Yazının Devamını Oku

Kanlı saldırıda 17 gözaltı

12 Şubat 2024

Aziz Yeniay, seçim çalışmaları kapsamında önceki gün Kanarya Mahallesi Sarıasma Sokak’taki Mardinliler Derneği’ni ziyaret ediyordu. Yeniay ve beraberindekilerin dernekte olduğu saat 16.30 sıralarında plakasız, beyaz renkli cipten uzun namlulu silah ve tabancalarla ateş açıldı. İçinde 4 kişinin olduğu cipte bulunanlar açtıkları ateşin ardından hızla olay yerinden uzaklaştı. Açılan ateşte sokakta yürüyen 32 yaşındaki Ebru Güneş Dumlu başına aldığı kurşunla ağır yaralandı. Saldırının ardından büyük panik yaşanırken, Dumlu Atakent Acıbadem Hastanesi’ne götürüldü. Polis, olay yerinde 14’ü uzun namlulu 17 mermi kovanı buldu.

55 METREDEN VURULMUŞ

Saldırganların derneğe 40 metre uzaklıktayken ateş açtığı, Dumlu’nun da derneğe 15 metre uzaklıktayken 55 metreden vurulduğu belirlendi. Kurşunların 5 araç ve bir eve isabet ettiği saptandı. Polis, bölgedeki kamera görüntülerini toplayarak incelemeye aldı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, dün sosyal medyadan yaptığı açıklamada soruşturmanın Küçükçekçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütüldüğünü, olayla ilgisi olduğu düşünülen şüphelilerin gözaltına alındığını belirterek “Soruşturma çok yönlü ve titizlikle sürdürülmektedir” dedi.

YERLİKAYA: 57 ADRESE BASKIN YAPILDI

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, dün saat 17.30’da İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde yaptığı açıklamada Küçükçekmece’dekisaldırıya ilişkin şu bilgileri verdi:

“Bildiğiniz üzere dün (önceki gün) Küçükçekmece’de silahlı bir saldırı meydana gelmiş, saldırıda bir vatandaşımız ağır yaralanmıştı. Saldırıdan hemen sonra emniyet birimlerimiz geniş çaplı tahkikat başlattı ve operasyonlar düzenlemeye başladı. Bu ana kadar 57 ayrı adrese düzenlenen operasyonlarda şu ana kadar 17 şahıs gözaltına alındı. Bunlarla beraber 3 ruhsatsız silah da ele geçirildi. Ve operasyonlarımıza devam ediyoruz.

KARARLI MÜCADELE

Değerli arkadaşlar diğer seçimlerde olduğu gibi 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’nin de huzur ve güven içerisinde gerçekleşmesi için biz İçişleri Bakanlığı olarak gerekli tüm tedbirleri hassasiyetle aldık, almaya da devam ediyoruz. Biz şehir eşkıyalarıyla, organize suç örgütleriyle, halkımızın huzurunu kaçırmaya çalışanlarla, milletimizin canına ve malına kasteden suç odaklarıyla mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Halkımızın huzurunu bozanlara asla ama asla müsaade etmeyeceğiz ve milletimizin huzurunu bozanların, huzurunu bozmaya devam edeceğiz.”

Yazının Devamını Oku

Bu neyin iyi hali... 6 dakikalık işkenceyle kediyi öldürmüştü

11 Şubat 2024

İstanbul Küçükçekmece’de Ağaoğlu My Word Sitesi’nde yaşayanlar, bahçedeki kedilerin bakımını üstlenmişti. Kedilerden biri 1 Ocak sabahı B4 Blok girişinde ölü olarak bulundu. Site yöneticisi Ebubekir Fırat, güvenlik kameralarını izlediğinde gördükleri karşısında şoke oldu. Site sakinlerinden İbrahim Keloğlan, tam 6 dakika boyunca kediye şiddet uygulayarak öldürüyordu. Ebubekir Fırat hemen polise giderek şikâyetçi oldu.

AŞIRI STRESLİYMİŞ

Kediyi öldüren İbrahim Keloğlan, Asayiş Şube Müdürlüğü Çevre Doğa ve Hayvanları Koruma Büro Amirliği ekiplerince Sarıyer’deki bir AVM’de yakalanarak gözaltına alındı. Çıkarıldığı mahkemede adli kontrolle serbest bırakılan Keloğlan’a 3 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Küçükçekmece 16. Asliye Ceza Mahkemesi’nde geçen günlerde hâkim karşısına çıkan İbrahim Keloğlan, “Benim de bir kedim var. O gün aşırı stresli ve yorgundum. Kafamda eşimin beklediği hamilelik testi vardı. Eve gittiğimde eşim bana ‘Çocuğumuz olmayacak, gerekirse motivasyon için ikinci bir kedi sahiplenelim’ dedi. Çok üzüldüm. Asansörde kedi gördüm. Ayağımla yere vurup kovmak istedim. Attığı pençe ile beni yaralayınca kendimi tamamen kaybettim. Sonrasında yaptıklarımı kesinlikle nasıl yaptığımı bilmiyorum. Kediye tekme attım, kovaladım. Herkesten çok utanıyorum” diyerek kendisini savundu.

Mahkeme, Keloğlan’a 1 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Ceza iyi hal indirimiyle 1 yıl 3 aya düşürüldü ve hükmün açıklanması geri bırakıldı.


Merve Poyraz Özcan

VERİLEN KARARA İTİRAZ EDİLECEK

- İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi’nden avukatlarla birlikte davayı takip eden sitenin avukatı Merve Poyraz Özcan, “Sanık, ‘Çocuğumuz olmayacak, bu yüzden üzgündüm’ diyor ama mahkemeye sunulmuş bir doktor raporu yok. Ayrıca kedinin ayağını çizdiğini söylüyor ama kayıtlarda böyle bir durum da yok. Sanığın pantolonu ve giydiği ayakkabıya bakıldığında zarar verebilecek bir açık görünmüyor. Bu karara itiraz edeceğiz çünkü sanığın savunmasında bir pişmanlık emaresi yok. Bu cezayla ıslah olmayacağı görüşündeyiz. Gerekçeli kararın açıklanmasını bekliyoruz” dedi.

Yazının Devamını Oku

Cesur kaptanın trajik ölümü... Geminin Dolmabahçe’ye çarpmasını engellemişti merdivenden denize düştü

5 Şubat 2024

Cook Adaları bandıralı 176 metrelik ‘New Siham’ gemisi dün sabah saatlerinde Marmara Denizi’nden İstanbul Boğazı’na girecekti. Gemiye kılavuzluk yapmak üzere Oğuz Kök (61) botla gemiye yanaştırıldı. Kaptan Kök, çarmıhla (merdiven) gemiye çıkarken dengesini kaybederek denize düştü. Suya düşen Oğuz Kök’ü kurtarmak için botta bekleyen kaptan arkadaşı da denize atladı. Oğuz Kök ve kendisini kurtarmak için denize atlayan arkadaşı sudan çıkarılarak hastaneye götürüldü. Oğuz Kök, yapılan tüm müdahaleye rağmen hayatını kaybetti. Diğer kaptanın durumunun iyi olduğu belirtildi. Hipotermi nedeniyle hayatını kaybettiği belirtilen evli ve iki çocuk babası Oğuz Kök’ün ölümü denizcilik dünyasını yasa boğdu. Denizcilik Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, “Mesai arkadaşımıza Allah’tan rahmet, ailesine ve camiamıza başsağlığı dileriz” denildi.

FACİAYI ÖNLEMİŞTİ

Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü personeli olan İTÜ Denizcilik Güverte Bölümü mezunu kaptan Oğuz Kök, bundan 18 yıl önce İstanbul Boğazı’nda yaşanacak olan bir faciayı kıl payı önlemişti. Kaptan Oğuz Kök, 2006 yılının şubat ayında İstanbul Boğazı Kuzey-Güney geçişi yaparken dümen arızası yaparak arızalan 160 bin ton kerosen yüklü ‘Genmar Star’ gemisini Dolmabahçe Sarayı’na 200 metre kala son anda demir atarak durdurmuştu. Kaptan Kök o an için, “3-5 dakika gecikme olsa hiçbir şey bugünkü gibi olmazdı” demişti. Bu hareketi sayesinde Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından 2006’da ilk kez verilecek olan cesaret ödülüne İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu tarafından aday gösterilmişti.

DÜŞTÜĞÜ ANIN GÖRÜNTÜSÜ ORTAYA ÇIKTI

Öte yandan Kök'ün denize düştüğü anlara ait güvenlik kamerası görüntüleri ortaya çıktı. Görüntülerde, kaptan Kök'ün denize düştüğü görülüyor.

<iframe src='//www.hurriyet.com.tr/video/embed/?vid=42401298&resizable=1&autostart=true&playsinline=true&v_utm_source=haber_detay' width='580' height='326' frameborder='0' scrolling='no' allow='autoplay; fullscreen' allowfullscreen></iframe>

Yazının Devamını Oku

Akıllardaki soru... ‘Ramazan Hoca’ neden öldürüldü

2 Şubat 2024

Ramazan Pişkin Diyarbakır’da yaşadığı dönemde Ulu Cami’nin avlusunda yaptığı dini ve siyasi konuşmalarla tanınıyordu. Kendine ait bir TikTok hesabı da vardı. Dini içerikli konuşmalar yapıyordu. Kimi ona ‘Ramazan Hoca’, kimisi ise ‘Filozof Ramazan’ derdi. Yaptığı bazı dini konuşmalar zaman zaman tepki alıyor, bu konuşmalarla ilgili tehdit aldığını da paylaştığı videolarda dile getiriyordu. Akıl sağlığı yerinde olmadığı gerekçesiyle bir süre Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesi Psikiyatri Bölümü’nde tedavi gördü.

Bundan 3 yıl önce Diyarbakır’dan İstanbul’a gelmişti. Doğruca Laleli’ye gitmiş ve burada çay ocağı işleten Mehmet Kılıç’ın yanında çay servisi yapmaya başlamıştı. Bir yandan da tesbih satarak geçimini sağlamaya çalışıyordu. Bundan sekiz ay önce kendisi bir çay ocağı işletmeye karar vermişti. Tanıdıklarının da yardımıyla Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin önünden geçen Kocamustafapaşa Caddesi’nde bir çay ocağı açtı. İşyerinin ismini de “Diyarbakırlı Ramazan Hoca’nın Yeri” koydu. Burada da hem çay servisi yapıyor, hem tesbih satıyor, hem de gelenlerle dini konularda konuşuyordu. Çay ocağı hem işyeri hem de evi olmuştu. Geçen çarşamba günü 13.50 sıralarında çay ocağına gelen bir kişi, kısa süre sonra Ramazan Pişkin’i göğsünden 3 kez bıçaklayarak kaçtı. Hastaneye kaldırılan Ramazan Pişkin hayatını kaybetti.

ANNESİNİ DE BIÇAKLAMIŞ

Kamera görüntülerini inceleyen polis, katilin Erkan Baykut (24) olduğunu belirledi. Aslen Ağrılı olan Erkan Baykut’un ‘kasten yaralama’, ‘tehdit’, ‘mala zarar verme’, ‘hırsızlık’ suçlarından 9 kaydı vardı. Polis ekipleri Erkan Baykut’u Beyoğlu’ndaki kendi evinde yakaladı. Cinayette kullandığı bıçak ve cinayet günü üzerindeki kıyafetleri de yanındaydı. Baykut’un bundan iki yıl önce de annesini bıçakla yaraladığı öğrenildi. 


Cinayet şüphelisi yakalandı

TARİKATLAR HEDEF GÖSTERMİŞTİ

- Öte yandan Ramazan Pişkin’in 2 hafta önce yayınladığı görüntülerde tarikatlarla ilgili söylediği sözler nedeniyle rahatsız edildiğini belirterek, “Benim üzerimde yoğun bir kampanya var maalesef. İsmi önemli değil. Kendini bilmez, edepten, terbiyeden, ahlaktan yoksun insanlarla benim hiçbir ilişkim olamaz. Ne dünyada ne ahirette. Ben tüm tarikatlar sapıktır dememişim. Bidat ve hurafeler var. Maalesef rant kapılarına dönmüş. Mutlak manada hepsi değil. Genel anlamda sıkıntıdırlar. Uyutma politikası var. Bunu sürekli söylüyoruz. ‘Topyekun hepsi sapıktır’ demiyorum. Tek tük bazı iyi hoca ve şeyhlerimiz var. Tasavvuf ve tarikat bir yorumdur. Sizi bağlar. İslam’ın, Kuran’ın bir parçası değildir. Kimseye bir küfür ve hakaretimiz de olmamıştır. Kimseden bir korkumuz da yoktur. Güzel bir dille söylüyoruz. Maalesef benim dükkânıma kendini bilmez bazı insanlar geliyor. Allah onları hidayet etsin. Geliyorlar maalesef burada bizi rahatsız ediyorlar. Yapmış olduğun yanlışların hesabını nasıl vereceksin kıyamet gününde. İki elim yakanıza yapışacak” diyordu.

Yazının Devamını Oku

Sarıyer'deki kilise saldırısında Polonya bilmecesi

30 Ocak 2024

DEAŞ’lı iki terörist önceki gün saat 11.40’ta Büyükdere’deki Santa Maria İtalyan Kilisesi’ne geldi. Yüzlerini kar maskesiyle gizlemişlerdi. İçeride silahla ateş açtılar. Herkes yere yatarken, ayakta kalan Tuncer Cihan saldırganların hedefi oldu. İki saldırgan olayın ardından kaçtı. Saldırı sırasında Polonya’nın İstanbul Başkonsolosu Witold Lesniak’ın da ailesiyle birlikte kilisede olduğu ortaya çıktı.

SALDIRGANLARI YAKALATAN GÖRÜNTÜ

Saldırının ardından İstihbarat ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri kilisenin çevresindeki tüm güvenlik kameralarını incelemeye aldı. Konusunda uzman 150 polis görüntüleri saniye saniye inceledi. Teröristlerin saldırıdan yaklaşık bir saat önce EL 738FX Polonya plakalı, mavi renkli Hyundai otomobille kilise yakınındaki bir sokağa geldikleri belirlendi. Saldırganlar burada son hazırlıklarını yapmış ve kar maskelerini takmıştı. Görüntülerde yüzleri gizli olarak yürüdükleri de görülüyordu. Saldırıdan sonra da aynı otomobille kaçmışlardı. Emniyetin Plaka Tanıma Sistemi’nde (PTS) yapılan incelemede aracın eylemin ardından Göktürk üzerinden Başakşehir’e gittiği saptandı. Başakşehir’deki çalışmalarını yoğunlaştıran polisler, aracı kullanan kişilerin kaldıkları Başakşehir Güvercintepe Mahallesi’ndeki 4 katlı binayı tespit etti. Binanın giriş katındaki daire hücre eviydi.



RUS TERÖRİSTİN ATEŞİYLE ÖLMÜŞ

Yazının Devamını Oku

Motosikletlerle Yunus Emre sürüşü

11 Aralık 2023

Kurye Yunus Emre Göçer, 30 Kasım günü motosikletiyle Avrasya Tüneli’nden çıkarak Zeytinburnu yönüne doğru ilerlemeye başladı. Ancak bu sırada Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu Mohammed Hassan Shekh Mohamud, 06 CD 4581 diplomatik plaka takılı otomobiliyle motosiklete çarptı. Yaralanan Göçer hastaneye kaldırıldı. Polis merkezinde ifadesi alınan Mohamud olayı, “Hızım 50-55 km gibiydi. Motosiklet bir anda hiç sinyal vermeden frene bastı ve sağa dönüş yaptı. Motosikletlinin başında kaskı da yoktu. Aracımın frenine bastım ama duramadım. İstemeyerek motosiklete çarpmak durumunda kaldım. Motosiklet sürücüsü de savrularak düştü. Ben de yol kenarında durup yanına gittim” diye anlattı. Olay yerinde hazırlanan tutanakta Göçer’in kusurlu olduğu ifadesi yer aldı ve Mohamud serbest bırakıldı.

FRENE BİLE BASMAMIŞ

Yunus Emre Göçer, tedavi gördüğü hastanede 6 Aralık günü hayatını kaybetti. Ardından da kazayla ilgili görüntüler sosyal medyaya düştü. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bu gelişmeler üzerine ‘acil’ olarak bilirkişi raporu istedi. Bu raporda Göçer’in kazada hiçbir kabahatinin bulunmadığı, 8’de 8 kusurlu olan tarafın Mohamud olduğu belirtildi. Raporda, Mohamud’un frene bile basmadan motosiklete çarptığı bilgisi yer aldı. Savcılık, raporun ardından Mohamud hakkında yurtdışına çıkış yasağı koyarak yakalama kararı çıkardı. Ancak Mohamud’un 2 Aralık günü yurtdışına gittiği anlaşıldı.

MOTOSİKLETLİ PROTESTO

Geride biri otizmli 2 çocuğu ve işsiz eşi Öznur Göçer’i bırakan Yunus Emre Göçer’in arkadaşları kazanın ardından yaptıkları eylemin ardından dün ‘adalet sürüşü’ gerçekleştirdi. Zincirlikuyu’da bir araya gelen 200 kişilik motosikletli grup, Göçer’in fotoğraflarını motosikletlerinin üzerinde taşıdı. Konvoya CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de kendi motosikletiyle katıldı. Konuşmaların ardından grup “Yunus için adalet” sloganları atarak dağıldı.

AİLENİN AVUKATI: KAZA DEĞİL CİNAYET

Konvoya katılanlar Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı önüne gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi. Polisin yoğun güvenlik önlemi aldığı eylemde açıklamayı grup adına ailenin avukatı Iyaz Çimen okudu. Bu sırada acılı eş Öznur Göçer de yanında yer aldı. Avukat Çimen şöyle dedi: “Yaşananlara kaza demeye dilim varmıyor. Son sürat gelen otomobilin fren dahi yapmadan, arkadan çarpması neticesinde işlenen cinayet. Bu olayda; tek taraflı gerçeğe aykırı beyana dayalı kaza tutanağını düzenleyen trafik polisleri mi, entübe halde olmasına rağmen ifadesi dahi alınamayan merhumun faili hakkında salıverme talimatı veren nöbetçi savcı mı, kusurun failde olduğunu tespit eden ve yine de göz göre göre şüpheliyi salıveren kolluk görevlileri mi kusurlu?”

‘İNTİHAR’ ETTİ’ SÖZLERİ

Yazının Devamını Oku