GeriKişisel Gelişim Şiddeti Frenlemenin Yolu: Donakalım Tepkisi Nedir?
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Şiddeti Frenlemenin Yolu: Donakalım Tepkisi Nedir?

Şiddeti Frenlemenin Yolu: Donakalım Tepkisi Nedir?

""Kriminal tipteki kişiler özellikle kadınlara değil kendini savunamayacak kişilere saldırıyor. Öfkelendiklerinde beyinlerinin düşünen kısmı devre dışı kalıyor çünkü hisleriyle hareket ediyorlar. Suçluluk ve pişmanlık da hissetmiyorlar, bu kişilere asgari değil azamiden ceza vermek lazım” diyen Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan 'donakalım tepkisi'ni tavsiye etti, önemli açıklamalarda bukundu."

3 farklı tipte trafik magandası var

Trafik magandası olan failleri incelediğimizde üç tane insan tipi görüyoruz. Birincisi engellenme eşikleri düşük ve suça becerikli kriminal kişiler. Bu kişiler her istediklerinin olmasını istiyor ve aynı zamanda öfke ile sonuç almayı doğal kabul ediyor. Bilerek yapıyorlar. Diğer bir grup ise maganda olarak görünen, belki madde kullanan ya da alkolün etkisindeki kişiler. Üçüncü kişi tipi ise gizli depresyonda olanlar. Bu tipteki kişiler depresyonlarını öfke şeklinde ifade ediyorlar. Aslında daha sonradan da ‘neden yaptım?’ diye pişman oluyorlar.

Kriminal kişiler suçluluk ve pişmanlık hissetmiyor

Bu yaşanan olaylarda karşımıza çıkan kişilerin büyük çoğunluğu da üçüncü grupta. Üçüncü grup ise önlenebilir olan şiddet grubundadır. Tedavisi ve çözümü olan şiddet grubundadır. Şiddet uygulayan kriminal tip birisiyse yani suça becerikli, merhamet duygusu olmayan, acımasız bir kişiyse bu kişilere ceza verilirse bile asgariden değil azamiden vermek lazım. Çünkü bu kişiler suçluluk ve pişmanlık hissetmiyorlar. Aslında gerçek maganda bunlardır. Bu kişiler mahkemeye çıktığı zaman kravat taktı diye hakim ve savcıların bırakmaması gerekiyor.

Kadını değil güçsüzü hedef alıyorlar

Şiddet trafikte olduğu gibi evde de var. Bu şiddeti kadına yönelik şiddet olarak mı algılayacağız yoksa zayıfa yönelik şiddet olarak mı algılayacağız? Kadına yönelik şiddet dediğimiz zaman kadın erkek savaşlarına itmiş oluyoruz. Evdeki şiddet görüntülenemiyor ama bundan farklı değil. Bu kadına yönelik şiddet değil, kendini savunamayacak kişiye yönelik şiddettir.

Şiddeti Frenlemenin Yolu: Donakalım Tepkisi Nedir

Kendilerini engelleyeni düşman görüyorlar

Öfke anında insan beyni nöradrenalin gibi kimyasallar salgılıyor. Karanlığın beş atlısı denilen beş grup kimyasal var. Kin, öfke, nefret, kıskançlık, düşmanlık. Bu duyguda da beyin kendine yönelik kimyasallar salgılıyor. Öfkede de vücut savaş-kaç tepkisi veriyor. Enerji kaynaklarını kana pompalar ve yağ asitleri artar, glikoz artar, kanda şeker artar. Savaş veya kaç tepkisidir bu.

Kişi burada savaş tepkisi verdiği için gözü artık hiçbir şey görmez,kendisini engelleyen kişiyi de düşman gibi görür. Öfkeli insan hisseden beyni ile hareket ediyor, düşünen beynini devre dışı bırakıyor. Böyle durumlarda akıllı olan kişiler nasıl davranmalı? O kişinin hisseden beynini değil de düşünen beynini harekete geçirmek önemli. Bunu yaptığınız zaman o kişiyi kendi savaş alanınıza çekersiniz. Bu anlarda mağdur olan kişi, öfkeli kişiye tepki verirse bu durumda güç savaşları başlar. Zayıf olan kaybeder.

Şiddet karşısında ‘Donakalım Tepkisi’ vermeli

Ailede eşiniz bağırıp çağırmaya başladığında sakin olmasını ve düşünmesini sağlarsanız bunu yapacaktır. Öfkelenen kişi bağırıyorsa sen de ona bağır, o tabak fırlatıyorsa sen de ona fırlat, ya da o senin üzerine geliyorsa sende onun üzerine git gibi yaklaşım yerine eğer sözden anlamayacak birisiyse donakalım tepkisi vermek gerekiyor. Öfkenin sonucunda genellikle cinayetlerin çıkma sebebi de iki tarafın aynı şekilde birbirine yaklaşmasıdır.

Yani bu kişilere karşı sessiz kalıp beklemek gerekiyor. Donakalım tepkisi onun şiddetinin ilerlemesini engeller. Donakalım tepkisini vermeyip ona cevap yetiştirmeye çalışmak daha çok körükler. Onun zaten orada muhakemesi ve zihin kontrolü bozulmuş. Öyle yapmamız olayı daha çok büyütmeye sebep olur. Böyle durumlarda kendimizi ezdirmeyeceğiz fakat aklımızı kullanacağız. Kendimizi hislerimizle değil aklımızla koruruz.

Öfke genellikle bulaşıcıdır

Öfke genellikle bulaşıcıdır, öfkelenen kişiyi sevenler onun öfkesini satın alırlar ve hatta onun öfkesiyle beslenirler. Öfke öyle bir duygudur ki çok ilginç. Öfkeyle beslenen kişilikler vardır. Öfkelenmediği zaman rahatsız olurlar. Çoğu önlenebilir öfke. Bu olayların yüzde 60-70’i eğer tedavi olsalar öfke kontrolü konusunda avantaj sağlar. Onun için öfke kontrolü sorunu olanlar varsa bu problem yaratmıyor demesinler.

Öfke kontrolüyle ilgili dürtü kontrol yöntemleriyle terapi yapılıyor. Uzun bir yöntem ama şu anda psikiyatride çok faydalı ilaçlar var. Bağımlılık yapmayan, araba kullanılmasına engel olmayan, çalışanların ve öğrencilerin de kullandığı ilaçlar var. O ilaçlarla öfke kontrolünü yüzde 50-60 oranında toplumda azaltmak mümkün.

Şiddeti Frenlemenin Yolu: Donakalım Tepkisi Nedir

Öfke kontrolünde artış var

Günümüzde öfke kontrolü 50 yıl öncesine göre arttı. Çünkü sosyal ve ekonomik hareketlilik var. İnsanlar daha çok şey istiyorlar ama güçleri daha az. Ciddi bir tüketim çılgınlığı, tüketim ekonomisi var. Neden sinirlisiniz diye soruyorsunuz ekonomik durum diyor. Bakıyorsunuz aslında o kişinin geliri temel ihtiyaçlarına yeter ama daha lüksü olsun istiyor. Çıta yükselmiş, beklentiler yükselmiş. Yükselince, elde edemeyince öfke ortaya çıkıyor. Modernizmin getirdiği bu durum da öfkeyi arttıran bir sebep.

Kadınlar 3 misli fazla depresyon yaşıyor

Kadınlar öfkelenecek bir durum olduğu zaman, engellendiği, kendini kötü hissettiği zaman duygularını ağlayarak ifade ediyor. Kadınlarda 3 misli daha fazla depresyon vardır ama erkeklerdeki depresyonun duygu ifadesi öfke şeklindedir. Beyindeki yapılanma nedeniyle erkek veya kadın kendilerine duygu eğitimi yapmışlarsa öfke ve ağlama kontrolünde yerine ve zamanına göre kontrol edebilirler. Aslında erkeğin öfkeli olması demek kadının ağlamasıyla eş değerdir. Bunu bilmek gerekir. Öfke erkeklerde 2-3 misli daha fazla. Duyguları öfke şeklinde ifade ediyorlar.

Bazı öfkeler hastalıktan kaynaklanıyor

Bazı durumlarda duygu durum bozukluğu rahatsızlığı görülüyor. Öfke şeklinde ortaya çıkıyor ama bakıyoruz ki eşik altı duygu durum bozukluğu var. Öfkeliliği hastalıktan kaynaklanıyor. Duygu durum düzenleyici tedavilerle düzelebiliyor. Bunun için öfkeli olup sonradan pişman olanlar varsa tedavisi var ve planlı bir tedavi yapılırsa çok faydalanıyorlar. Ama öfkeyle beslenip vazgeçmek istemiyorsa bu kişilerin bedel ödemesi lazım. İç kontrol yapamıyorsa dış kontrol gerekiyor. Ona davranışların doğal sonucunu yaşatmak gerekiyor. Gerekiyorsa ceza verilir, mahrum bırakılır. Aile içerisinde de bu geçerli.

Şiddeti Frenlemenin Yolu: Donakalım Tepkisi Nedir

Öfkeyle sonuç almayı çocuklukta öğreniyoruz

Çocuk küçükken vur oğlum, aslansın oğlum, yap oğlum tarzı büyütürsek o çocuk ileride öfkeyi öğrenir. Öfkeyi küçük yaşta farkında olmadan öğretiyoruz. Öfkeyi bastırmak doğru değil, öfkeyi öğütmek gerekiyor. Öfkeyi bastırdığımız zaman içimize yöneliyor, tansiyon yükseliyor, damar direnci artıyor, mide bağırsak spazmı oluyor, bağışıklık sistemi baskılanıyor, alerjik hastalıklar çıkıyor.

Birçok hastalık içe yönelmiş öfkeyle ilgili. Öfkeyi bastırmak yok etmek doğru değil,öfkeyi öğütmek ve yönlendirmek gerekiyor. Toplumu öfkeliliğe, aile içindeki şiddeti azaltmak için ceza vermek yerine sanata müziğe, edebiyat gibi alanlara yönlendirmek gerekiyor. Osmanlıda kasaplara bir ay bahçıvanlık yaptırırlarmış, merhamet duygularının azalmaması için. Merhamet duygusu azaldığı zaman öfkelilik artıyor. Karşı tarafı karınca gibi görmeye başlıyor. Böyle bir kültürden geliyoruz.

Şiddete karşı ‘Doyum erteleme modülü’ var

‘Yumurtayı kullandıktan sonra kabuğunu kırmayın, öfkenizi beslemeyin’ anlayışını bilimsel olarak kazanmamız gerekiyor. Dünyada bilimsel olarak artık bunlar keşfedilmeye başlandı. İnsanın içindeki vahşi duyguları kontrol edebilmesinin bilimsel bir metodolojisi var. Bunları yapabilirsek eğer emin olun birçok kişi öfkesini ifade etmeyi öğrenir.

Aile içerisindeki şiddet konusunda doyum erteleme modülü var, öfke kontrolü ile ilgili modül var. Modül modül insanlara bunları öğretiyoruz. Bunları öğretirsek emin olun birçok öfke olayı azalır. Öfkenin sebebini bulmamız gerekiyor. Öfkeye itfaiyeci modeliyle yaklaşmamız gerekiyor. Bir yerde yangın çıktığı zaman önce söndürülür, sonra soğutulur, sonra sebebi araştırılır. Öfke anında da bu modeli uygulamamız gerekiyor.

Öfke krizine karşı eğitim almak gerekiyor

Haksız yere biz farkında olmadan onu sinirlendirecek bir şey de yapmış olabiliriz. Bazı durumlarda da kendi kusurumuzu da karşı tarafa fark ettirebilirsek karşı taraf da dejenere, psikopat dediğimiz cinsten değilse o kişi de böyle durumlarda hemen alttan almaya başlıyor. Öfke krizine karşı eğitim almamız lazım. Şu anda buna karşı en güzel yöntem öfke kontrolü eğitimidir. Karşı tarafın öfkesiyle karşılaşınca ne yapacağımız da, kendi öfkemizle nasıl başa çıkacağımız da önemli. Öfke kontrolü eğitimi modülleri var. Bu modülün en önemli özelliği ise sebebe inmemektir. Böyle durumlarda sebebe girmeden durumu anlamak, konuşmak önemlidir. Hemen savunmaya geçmek de risklidir. 

False