Ölmekten daha çok cinselliğin sonlanmasından korkuyoruz

ADÜ Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nevin Akdolun, araştırmanın, kalp krizi geçiren 110 hastaya, tabur edildikten sonra evlerinde yapılan ziyaretlerle gerçekleştiğini söyledi.Yrd. Doç. Dr. Akdolun, hastaların bu konuda çok az bilgi sahibi olduklarını tespit ettiklerini kaydederek şöyle konuştu:''Toplumun ve dini inançların baskısı nedeniyle cinsellik, halen tabu olmaya devam ediyor. Bu yüzden kalp krizi sonrası cinsel gereksinimler ifade edilemiyor ve sağlık personelinden bilgi alınamıyor.'' Kalp krizi geçirenlerin ''gereksiz yere'' cinsel yaşamlarını kısıtladıklarını ifade eden Akdolun, şunları söyledi:''Hastalar, (cinsel beraberlik sıklığında azalma), (alıştığı ilişki pozisyonunda değişiklik), (ilişki süresinde değişme), (azalma), (eşine zevk vermediğini düşünme), (ilişkiden zevk almama), (cinsel beraberlik isteği ve zevk almaya ilişkin güçlükler), (ilişki sırasında kriz korkusu), (ilişkide gergin ve sinirli olma), (çabuk yorulma), (çarpıntı), (halsizlik), (zor nefes alma) gibi güçlüklerle karşılaşıyor. Bu nedenle hastaların yüzde 95'i, ilişkilerini gereksiz şekilde kısıtlıyor. Kalp krizi geçiren hastaların cinsel yaşam bilgileri de yok denecek kadar az.''''...ÖLÜM KORKUSUNDAN ÖNCELİKLİ''Yrd. Doç. Dr. Nevin Akdolun, 110 hasta üzerinde yapılan yapılan araştırmada, oranlar, ''cinsel beraberlik sıklığında azalma'' yüzde 65.6, ''ilişki pozisyonunda değişiklik'' yüzde 52.5, ''ilişki süresinde değişiklik'' yüzde 50, ''kriz korkusu'' yüzde 63.9, ''çabuk yorulma'' yüzde 50,5 olarak belirlendi. Kriz sonrası cinsel güçlüklerin yaş gruplarına göre dağılımına bakıldığında, yaş artıkça fiziksel güçlüklerin daha çok yaşandığının ortaya çıktığını belirten Akdolun, erkeklerin cinsel yaşamlarının ''sonlanma'' korkusunun ''ölüm'' korkusundan daha öncelikli olduğunun söylenebileceğini kaydetti.