Aşkınız diyetinizi bozuyor mu?
.
Duygusal yeme bozukluğu; baş edilemeyen stres, aşk, üzüntü ve keder gibi duygularla birlikte seyredebiliyor. Burada gerçekte yaşanan ise açlık değil, üstesinden gelinemeyen duygular. Aşk, birçok kadında başlangıçta kısa süreli bir iştahsızlık yapıyor. Sonrasında eğer özellikle problemli bir ilişkinin içindeyse duygusal yeme atakları yaşanabiliyor. Duygusal yeme ataklarında, genelde kişinin arzu ettiği besinler yüksek karbonhidrat içeren şekerli ve unlu pastalar, kek gibi yiyecekler ya da çikolata oluyor. Genelde duygusal yeme atağı sonlandığında kişinin hissettiği duygu ise ne yazık ki vicdan azabı oluyor.
Eğer aşık olduğunuzda iştahınız kesiliyorsa...
Eğer aşıksanız kendinizi heyecanlı hissedebilirsiniz ve bunun sonucunda iştahınız kesilebilir. İşte bu durumda sağlığınızın olumsuz etkilenmemesi ve kendinizi daha dingin ve huzurlu hissedebilmeniz için yapmanız gerekenler var. İştahsızsanız dört ana besin grubu olan süt, süt ürünleri, et çeşitleri, sebze-meyve ve tahıl grubu besinlerinden azar azar ve sık aralıklarla tüketmelisiniz. Tek çeşit beslenmekten kaçınmalısınız. Bu dönemde bitki çaylarının gücünden de yararlanabilirsiniz. Melisa çayı, sarı kantaron ve papatya çayı gibi sakinleşmenize yardımcı olacak bitkisel çayları tüketerek kendinizi daha dingin hissedebilirsiniz. Tam tahılları ve kuru baklagilleri sofranızdan eksik etmeyin.
Tam tahıllı ekmeklerde, bezelye, barbunya, nohut gibi kuru baklagillerde yüksek oranda bulunan B vitaminlerinin sinir sisteminiz açısından önemli olduğunu unutmayın. B vitamini yetersizliği olan kişilerde, depresyona daha sık rastlandığı bilimsel bir gerçek. Somon yemeyi de unutmayın. Çünkü somon balığının içerisinde bulunan Omega – 3 yağ asitleri, bu dönemde daha mutlu hissetmenize yardımcı olacaktır. Aşıkken tek çeşit beslenmekten kaçının, bitki çaylarının gücünden faydalanın, tam tahılları ve kuru baklagilleri sofradan eksik etmeyin. Tam tersi durumda sevgilimden ayrıldım diye buzdolabının önüne kamp kurmak yerine; egzersiz yapın, 100 kaloriyi geçmeyen tahıl barları atıştırın.
Aşık olunca çok fazla yiyorsanız...
Eğer üzüntü, stres veya keder sebebi ile iştahınızın açıldığını hissediyor, tokken bile atıştırıyor, sebepsiz bir şekilde kendinizi buzdolabının önünde buluyorsanız öncelikle bunun farkına varın. Yeme ihtiyacınızın aslında açlıkla ilgili olmadığını anlamalı ve hangi duygunuzun sizi buzdolabının önüne götürdüğünü kendinize itiraf etmelisiniz. Nefes egzersizleri yapın. Sessiz bir alanda nefes egzersizi yapıp, yemek yedikten sonra daha mutsuz hissedeceğinizi kendi kendinize söyleyerek kişisel telkin yapın. En sevdiğiniz arkadaşınızı arayın. Kafanızdaki yeme içgüdüsünü dağıtmak adına yakın bir arkadaşınızı arayarak başka konularda sohbet edin. Kısa bir yürüyüşe çıkın.
Tatlı isteğinizi masum seçenekler ile durdurun. Bir kupa sıcak çikolata veya sahlep içmek ya da bir adedi 100 kaloriyi geçmeyen tam tahıl barlarını tüketmek de rahatlatıcı çözümler olabilir.Aşıkken tek çeşit beslenmekten kaçının, bitki çaylarının gücünden faydalanın, tam tahılları ve kuru baklagilleri sofradan eksik etmeyin. Tam tersi durumda sevgilimden ayrıldım diye buzdolabının önüne kamp kurmak yerine; egzersiz yapın, 100 kaloriyi geçmeyen tahıl barları atıştırın.
Tarçının Gücü
Tarçın kullanın. Bilimsel çalışmalar tarçının tatlı isteğini azaltmaya yardımcı olabileceğini gösteriyor. Bitki çaylarınızı içerken içinde kabuk tarçın bekleterek, sütünüze veya yoğurdunuza bir silme çay kaşığı toz tarçın ilave ederek olumlu etkilerinden faydalanabilirsiniz. Gün içerisinde öğün atlamayın. Çünkü üç saatten uzun aç kalmanız, kan şekeri dengenizi bozacağından kendinizi buzdolabının önünde bulma ihtimaliniz artar.
Bu nedenle az ve sık beslenmeye ve günde üç - dört saatten uzun aç kalmamaya özen göstermelisiniz. Beslenme günlüğü tutun. Örneğin stres altındayken çikolata tükettiğinizi fark etliğinizde, bir sonraki sefere bunun duygusal bir açlık olduğunun farkına varabilirsiniz. Bu durumda kontrolü ele almak daha kolay olacaktır. Ödüllendirme sistemi kurun.Duygusal yeme ataklarınızı atlattığınız zamanlarda kendinize sevdiğiniz bir müzik CD’ si dinlemek gibi yemek üzerine kurulu olmayan bir ödül verin. Böylelikle aşkın olumsuz etkilerinden kolayca kurtulacağınızı görebilirsiniz.
Aşk vücuda neler yapıyor?
Acıbadem Fulya Hastanesi'nden psikiyatri uzmanı Dr. Aylin Aksoy, aşık olduğumuzda beynimizde ve vücudumuzda çok sayıda kimyasal maddenin hareketlendiğini, östrojen ve testosteronun ise seks güdüsünün yaratıcısı olduğunu belirtiyor:"Aşık olan kişiler; kalbin daha hızlı çarpması, yüzün kızarması ve ellerin terlemesi gibi tepkiler veriyor. Bu durumdan vücutta salgılanan dopamin, noradrenalin ve feniletilamin sorumlu. Dopamin yoğun mutluluk, yoksunluk ve bağımlılıkta önemli rolü oynuyor. Noradrenalin adrenaline benziyor. Adeta ayakları yerden kesiyor ve kalp çarpıntısına neden olup heyecan yaratıyor. Aynı zamanda dikkat, kısa süreli hafıza, hiperaktivite, uykusuzluk ve hedefe yönelik davranıştan sorumlu.
Rutgers Üniversitesi'nde, aşk üzerine araştırmalar yapan antropolog Helen Fisher, bu iki hormonun birlikte salgılanmasının sevinç, yoğun enerji, uykusuzluk ve iştah azalmasına neden olduğunu ve aşık olunduğunda vücudun bu hormonlardan oluşan "aşk iksirini" salgılamaya başladığı belirtiyor. Helen Fisher' in ekibiyle birlikte yaptığı bir fonksiyonel beyin görüntüleme çalışmasında; aşık olunan kişinin fotoğrafına bakıldığı anda yapılan çekimlerde, dopamin reseptöründen zengin beyin bölgelerinde kanlanma artışının olduğu saptanıyor.University College Londra dan araştırmacıların yaptığı başka bir çalışma da, aşık olan insanların beyninde mutluluk hormonu olarak bilinen serotoninin azaldığını ortaya çıkarmış. Bulunan düşük serotonin hormonu seviyelerinin, takınçlı kompulsif (tekrar eden takıntılı davranış) bozukluk hastalarında ortaya konan serotonin eksikliği ile benzer olduğu için kişi, aşık olduğu insanı aklından çıkaramıyor.