Zeytinin hasat zamanı

Geçen hafta sonu Ayvalık Belediyesi ve Ayvalık Ticaret Odası’nın davetlisi olarak 17’ncisi düzenlenen ‘Zeytin Hasat Festivali’ne katıldım.

Haberin Devamı

Zeytinin hasat zamanı
Zeytinin hasat zamanı
Zeytinin, zeytinyağının, balık ve mezelerin en güzel hallerini Ayvalık’ta görünce ‘coğrafyanın kader olduğunu’ bir kez daha anlamış oldum. Yaz döneminde 250 bin nüfusa çıkan, otellerde, pansiyonlarda yer olmayan Ayvalık’ta güz ve kış dönemi biraz sakin olduğunu yerinde gördük. Kış dönemi kent sakin mi kalmalı yoksa turizm ve gastronomi pastasından daha fazla pay mı almalı? sorusunu kendime sorarken, Whilliam Shakespeare’nin sözü kulağımda çınladı; ‘Olmak ya da olmamak ; işte bütün mesele bu.’
*
Ayvalık’ta dikkatimi çeken bir husus oldu ve bunu çok beğendim: Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin ne kadar işin içindeyse eşi Canan Ergin de bir o kadar onun yanında ve destek oluyor. Çiçeği burnunda Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Ali Uçar da ne kadar koşturuyor ve projeler üretiyorsa eşi Emel Uçar da ona destek olmak adına sürekli yanında yer alıyor. Her iki başkan da festivali omuzlamış, birlikten güç doğar dercesine kenetlenmişler.
*
Edremit Körfezinin güneyinde ve Midilli Adası’nın karşısında, koy ve körfezler arasında kurulmuş bir ‘göçmen kenti’dir Ayvalık. Halk arasındaki adı Ayvali’dir eskiden beri. Kuzey Ege Denizi kıyısında yer alan bu tarihsel ve turistik şirin kent, yakın jeolojik zamanda Egeid adı verilen kara parçasının çökmesi sonucu oluşan alanda yer almıştır. Antik çağlarda Ayvalık yönündeki sayıları 22’yi bulan bu adalara ‘Hekatonnesoi’ adı verilmişti. Bu ad, Cunda-Yunda ile aynı adı taşıyan Nesos antik kentinin baş tanrısı ‘Hekotos’ takma adıyla anılan Apollo’dan kaynaklanmıştır.
*
Ege kıyılarında ilk insan toplulukları 15 bin yıl öncesine dayansa da Ayvalık kentinin kurulması, 15-16. yüz yılı işaret eder. Kentin kurulması ile ilgili iki yaklaşım vardır: Birincisine göre (15.yy sonu 16.yy. başlarında) çevredeki adalar halkının korsan baskı ve saldırılardan kaçanlar tarafından kurulmuştur. Kurucu göçmenler önce Kabakum’a, ardından Eğri Bucak’a yerleşmişler, sonrasında Küçükköy’e oradan da Ayvalık’ı mesken tutmuşlardır. İkinci görüşe göre, kasabayı Türkler kurmuştur. Türkmenler Çaşnigir, Eskiköy ve Hanaylı‘ya yerleşmişler, geçimlerini zeytincilikle karşılamışlardır. Ancak her iki görüşü de destekleyecek yeterli bulgu yoktur.
*
Coğrafya bilgini Doğan Aka’ya göre, ‘Ayvalık askeri amaçlar için 1430- 1440 yılları arasında kurulmuştur. Zeki Arıkan’a göre Piri Reis Kitab-ı Bahriyesinde, ayrıca Seyyid Nuhu’un Atlası’nda Ayvalık ile ilgili bir bilgiye rastlanmamıştır.
Ayvalık ile ilgili ilk tarihsel kayıtlar 1768 yılına dayanıyor. Batılı misyonerlerin kayıtlarına göre, kentte yüzden fazla zeytin yağ mengenesi bulunmakta, yılda 1 milyon okka (yaklaşık 13 bin ton ) zeytin yağ üretiliyordu. 30’dan fazla sabunhane, 40 yağhane vardı. İstanbul’un sabun ve zeytinyağı ihtiyacı buradan karşılandığı gibi, Makedonya, Trakya’ya ve Rusya’ya da buradan gönderiliyordu. Bağcılık gelişmiş, şarap, tuz ve dericilik, deniz ürünleri ticareti şehrin ekonomisine katkı sağlıyordu.
*
Yüzyılın sonuna doğru İzmir’de iş yapan İngiliz kökenli sanayicilerden R. Hadkinson, zeytin bölgesi Ayvalık’ta hayvanlı, insanlı mengene kullanılan yağhaneler yerine makine ve gereç ithal edip bir buharlı zeytinyağ fabrikası kurarak yatırımlarına başlayacaktı. 1894 tarihli Serveti Funun’da yazılana göre 78 zeytinyağ değirmeni, 7 zeytinyağ fabrikasının faal olduğunu öğreniyoruz. Zeytinler köylerden yağhanelere develerle taşınıyordu.
19.yy’ın ilk çeyreğinde Ayvalık’ın nüfusu 30 binden daha az değildi.
Ayvalık 1924 Rum -Türk mübadelesinin ardından Girit ve Midilli’den gelen göçmenlerle, Cumhuriyet yönetiminde de gelişti. Osmanlılar döneminde Marsilya’ya kadar mal satan Ayvalık, ürettiği 7-8 bin ton zeytinyağının bir bölümünü yeniden dışarıya ihraç etmeye başlar.
1930 ‘lu yıllarda Sezai Ömer Madra, Edremitli Karagöz Ali Rıza Bey, Şevket Osman, Nedim İnce, Ayvalık ve çevresinde canlanan zeytinyağcılık ve sabunculuğun önemli isimleriydi.
Ayvalık geleneksel sabun üretimindeki üstünlüğünü başka kentlere, Nizip (Gaziantep) ve İzmir’e kaptırdı.
Günümüzde 35 bin tona ulaşan yağlık zeytin mahsulü, 18 zeytin yağ fabrikası, 5 rafine fabrikası, 2 prina ve 3 teneke kutu fabrikası bulunan Ayvalık’ta sabun imalathane sayısı sadece 8. Edremitli Karagözoğulları, Ayvalıklı Komilizade, Madra aileleri giderek başka alanlara kayarken ‘Vakıflar’ gücünü koruyor. Sabunculukta ise Mustfazadeler ve Cömert aileleri hala üretime devam ediyor. Bereket, eskiler kadar büyük üretici olmasalar da yeni markalar ve isimler pazarda müşterilerine en iyi kalitede ürün sunmaya çalışıyor.

 

Haberin Devamı

ZEYTİNİN TARİHİ:

Haberin Devamı

Zeytinin çıkışı Anadolu ve Ege bölgesidir. Zeytin’in hikayesi ise binlerce yıllık bir tarihe dayanır. Dünya Zeytin Ansiklopedisi yazarı Jose M. Blazquez’e göre ‘ Zeytin yetiştiriciliği yaklaşık 6.000 yıl önce Anadolu’da başlamıştır.’
*
Dünyanın en eski alfabelerinin baş harfleri tarım toplumunun baş harflerinin izlerini taşır. Alfa (Alpha) öküz, beta (Beth) ev, gama (Gamal) deve ve Zeta (Zai) zeytini simgeler. Akadça Zetum yada zeirtum hem zeytin ağacını hem de meyvesini tanımlıyordu. Dinsel törenlerde zeytin ve zeytinyağı (zertium) üzüm, incir gibi öteki meyvelerle birlikte tanrılara sunak veriliyordu. Zai, İbranilerde zait oldu, Araplarda ise zaitun demişlerdir. Türkler Arapların etkisi ile önce zeytun dese de sonrasında zeytinde karar kıldılar. Zeytine Giritliler elaiwa, Yunanlılar elaia, Romalılar önce olea, sonra ‘oliva’yı benimsediler. İtalyanlar oli’ye, İngilizler oil’e çevirdiler.

 

Haberin Devamı

 PEK ÇOK TURİZM ŞEHRİNE ÖRNEK OLUYOR

Ayvalık denilince mitolojik hikayeleri, Kaz dağlarından esen kuzey rüzgarı, zeytinyağlı yemekler, mezeler, koyları, balıkları ve otları akla gelir. Ayvalık’ın ünü Türkiye’ye kadar yayılan Bay Nihat, markanın yeni nesil evlatları Hakan ve Volkan Bekit kardeşler, efsane şefi Savaş İrlan, Otların Efendisi Salih’in Yeri Cunda Körfez Restoran, Ayvalık’ta Tenekeciler sokakta 110 çeşit efsane mezeleri ve yemekleriyle Tik Mustafa, Paşa Çorbacısı İzzet Durko, Küçükköy’ün eski adıyla Yeniçahori’nin Arnavut börekleri, Boşnak mantıları, tatlıları, Ayvalık tostu kentin meşhurları arasındadır. Papalinası, Ajda gemisi ile tekne gezileri, Şampiyon’da lokma, Cunda’da sakızlı, karadutlu dondurma, Taş Kahve’de sakızlı kahve klasiklerdendir.
*
Son zamanların favorileri adreslerinden olan Macoron sokağında bademli muhallebileri, sakızlı kurabiyeleri yemek, pazar günü Ayvalık pazarına gitmek köylerden gelen otları, sebzeleri alırken onlarla sohbet etmek gerçekten çok güzeldi.
*
Son olarak çıkışta Zeytin Müzesi’ni gezin. Zeytin’e, zeytinyağına emek vermiş iş insanlarının hikayelerini, geçmişten günümüze zeytinyağ üretimindeki değişimi görebileceğiniz modern bir müzeyi ziyaret etmeden ayrılmayın Ayvalık’tan.
*
Ayvalık bu çalışmalarıyla, pek çok turizm şehrine model olabilecek bir sürece giriyor. Festivalleriyle, çalıştaylarıyla şehri yönetenler kafa kafaya vermiş, bu şirin güzel kenti dünya markası yapmak için çalışıyorlar. Ayvalık umarım güzellikleri bozulmadan daha iyi bir noktaya ulaşır.

Yazarın Tüm Yazıları