Bir komplo kurarak para bulmaya çalışan... Kurduğu komplo yan yatınca yeni planlar yapan... Yeni planlar işlemeyince daha da kötü planlar yapan... Sürekli çok daha büyük çıkmazlara giren...
Bir adamın öyküsü anlatılır Fargo’da.
*
Seçil Erzan’la ilgili iddianameyi okudum. Baştan sona, altını çize çize, hiçbir ayrıntıyı kaçırmadan.
Hissettiğim duygu tam olarak şuydu:
Fargo’yu yeniden izlemiş gibi olmak.
İSRAİL’in durumuna şöyle bir bakalım:
*
- Hamas’ın 7 Ekim saldırısında öyle bir güvenlik açığı verdi ki tüm dünya şaştı kaldı. “İsrail’in beton gibi güvenliği var” cümlesi yerle yeksan oldu.
*
- Hamas saldırısına Gazze’de sivil katliamlarıyla yanıt vererek tüm dünyada “çoluk çocuk katili” diye nefretle anıldı.
*
- Gazze’ye hastane, okul falan demeden günlerce bomba yağdırmasına rağmen Hamas’ı bitiremedi.
*
SEÇİL ERZAN
DOLANDIRICILIK TARİHİNE GEÇER
Ayrıca Dilan Polat’tan daha uyanık olduğu da kesin.
Düşünsenize:
Memleketin ünlü futbolcularının bavullarla bankasına getirdikleri paraları, hiçbir resmi banka işlemi yapmadan tokatlayabiliyor.
Dünya dolandırıcılık tarihinin yeniden yazılmasına yol açacak bir olaydır bu.
- Refahın ancak demokrasiyle mümkün olabileceği düşünülüyordu.
- Sınırların ortadan kalkacağına inanılıyordu.
- Kültürel çeşitlilik övülüyor da övülüyordu.
- Farklılıkları koruyarak bir arada yaşama vurgusu yapılıyordu.
- Ağzını her açan önce insan hakları, özgürlükler diyordu.
*
En son Arjantin ve Hollanda seçimleri gösterdi ki...
Artık yükselen değerler yok,
Batılı bir yayın organında Batılı bir gazetecinin sorularını yanıtlarken savaşın en büyük mağdurları olan çocukların ve kadınların sesi olmuş Emine Erdoğan.
*
7 Ekim’den bu yana öldürülen yüzlerce Filistinlinin yüzde 73’ü kadınlar ve çocuklar. Emine Erdoğan’ın röportajda verdiği önemli bilgi bu.
Günlerdir bombalanan Gazze’nin hamile kadınlarından, bebekli annelerinden ve özel gereksinimli çocuklarından söz eden Emine Erdoğan, şu önemli yaklaşımı ortaya koymuş:
*
“Biz Filistinli çocuklar ile Ukraynalı, Avrupalı, Amerikalı, Türk çocuklar arasında fark göremeyiz. Hepsinin hakları aynıdır. Hepsinin aynı fırsatlara erişimi olmalıdır.”
*
Newsweek röportajında Emine Erdoğan’ın
Sezgin Tanrıkulu falan. O da yerini almış.
*
Özel ve Buldan’ın konserini izledikleri Kürt opera sanatçısı Pervin Chakar için iki şey söyleyeceğim:
*
- BİR: Opera alanında önemli başarıları olduğu söyleniyor. İtalya’da bir önemi varmış. İşin aslını opera uzmanlarına bırakıyorum.
*
- İKİ: Siyasi görüşlerini açıklamaktan kaçınmıyormuş Kürt sanatçı. Kürtlerin statü kazanması gerektiğini, hatta bir devleti olması gerektiğini dile getiriyormuş.
*
Tepki gösterenler, Yahudi Soykırımı’nın benzersiz olduğunu söylerler.
*
Bu görüşü savunan Alman tarihçi Eberhard Jackel, şöyle diyor:
*
“Nazilerin Yahudileri katletmesi benzersizdi.
Çünkü daha önce hiçbir devlet, sorumlu liderinin yetkisiyle...
Yaşlılar, kadınlar, çocuklar ve bebekler dahil olmak üzere belirli bir insan grubunu mümkün olduğunca bütünüyle öldürmeye karar vermemiş, bunu ilan etmemiş ve ardından bu kararı devletin elindeki tüm güç araçlarıyla uygulamaya koymamıştı.”
*
Milyonlarca Yahudi, Avrupa’da insafsızca katledildi.
*
Avrupa, kendi topraklarında işlenen bu büyük insanlık suçunun kefaretini Ortadoğu’ya ödetiyor.
Üstelik sadece bugün değil, yıllardır yapıyor bunu.
*
Suçu işleyen kendileri ama bedelini Filistin halkına ödetiyorlar.
Geçmişte Yahudilere karşı işledikleri vahşi suçun utancını yaşıyorlar ve bu utançla İsrail’in Filistin’e yönelik gaddarlığına sonsuz destek veriyorlar.
*