O da Kemal Kılıçdaroğlu.
*
Onun dışında kalanların genel durumu ise aşağı yukarı şöyle:
*
Üstelik profesör.
*
Şöyle demiş:
*
“Başörtülü psikolog, başörtülü psikiyatrist, başörtülü PDR uzmanı olması, meslek etiğine aykırıdır. Çünkü nötr olamazlar.”
*
Konuşmasının tamamını dinledim Üstün Dökmen’in.
Türkiye...
Herkesin aynı şekilde düşündüğü, aynı şeylere inandığı, aynı tarzda eğlendiği, aynı hayat tarzına sahip olduğu bir ülke değil.
*
AK Parti’nin böyle bir ülkede 20 yılı aşkın süredir iktidarda kalmasının temel nedenlerinden biri de...
Büyük bir kitle partisi olmasıdır.
*
AK Parti’nin başarısında...
Farklı şekilde
Dört şey söyleyeceğim:
*
- BİR: Başka milletleri bilmem ama Türk milleti, bayrak konusunda çok hassastır. Kutsal kabul eder bayrağını. Bayrağa yönelik her türlü saldırıyı, kendisine karşı yapılmış en büyük alçaklık olarak görür.
*
- İKİ: Suriyeli muhalifler adına yapılan açıklamalarda, “Türk bayrağına yönelik saldırıları tasvip etmiyoruz” dendi. Bu olumlu. Ama yetmez. Çok daha keskin, çok daha sert, çok daha vurgulu bir açıklama yapılması gerekir.
*
- ÜÇ: “Bütün dünya bize karşı acımasızca kayıtsız kalırken bir tek Türkiye bize yardım elini uzattı” diye düşünmeden... Türk bayrağına saldırmak, çok büyük bir kadirbilmezlik. Suriye muhalefeti, bunun mahcubiyeti içinde olmalıdır.
*
“Cumhurbaşkanımızla son nefesime kadar vefa ilişkisini sürdüreceğim. Hiç kimse benim ağzımdan, benim dilimden, benim zihnimden Cumhurbaşkanımız aleyhine tek bir söz duymadı, duymayacak.”
*
Bu cümleleriyle ilgili olarak ilk kez bir özeleştiri yapmış Davutoğlu.
*
Merak edip baktım, nasıl yapmış diye.
*
Dediği şu:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Hüseyin Gazi Cemevi’ni ziyaret etti.
Bir “dede” olarak Erdoğan’la cemevinde buluştunuz, görüştünüz.
Birlikte iftar yaptınız. Dualar ettiniz.
*
Benim gibi ısrarla ve inatla gri bölgede durmaya çalışanlar açısından çok gecikmiş olsa da şahane bir adımdır bu.
*
Kemal Kılıçdaroğlu
Çelebi, bu iddiayı sert bir şekilde yalanladı.
*
İşin aslını, faslını bilemeyeceğim. Bin türlü söylenti var. Çelebi ise bu söylentilerin tümüne birden şiddetle itiraz ediyor.
*
İşin bu tarafını bırakarak...
Latif Şimşek konuşuyordu. Gayet normal, gayet makul, gayet sıradan bir cümle kurmuştu. Tepkiye yol açacak, hatta tartışma çıkaracak bir şey bile değildi söylediği.
*
Cemal Enginyurt, üslupsuz bir saldırganlıkla Latif Şimşek’in sözüne daldı. Kabadayılık taslayarak Şimşek’i susturmaya çalıştı. Şimşek, gereken karşılığı verince de stüdyoda üzerine yürüdü. Reklam arası verildi. Sonra ortaya çıkan görüntülerden anlıyoruz ki: Bu sefer koruması da devreye girmiş. Latif Şimşek’i birlikte darp etmişler.
*
Cemal Enginyurt, bir ara sosyal medyaya egemen olan muhalif kesimlerin alay ettikleri, kafa buldukları, tepki gösterdikleri bir figürdü.