Kızlarımız bilime, Türkiye’miz zirveye

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kız çocuklarına ve kadınlara yönelik veciz sözleri bir hayli fazladır.

Haberin Devamı

Çünkü fazlasıyla önemser onları. Kadın, O’nun için çok değerli olmuştur. Büyük başarıların değerli anaların yetiştirdikleri seçkin çocukların yardımıyla meydana geleceğine inanmıştır hep. "Kadın denilen varlık bizatihi (kendisi) yüksek bir varlıktır. Onun yoksulluğu olmaz. Kadına yoksul demek, onun bağrından kopup gelen bütün beşeriyetin (insanların) yoksulluğu demektir " sözleriyle kadına hak ettiği değeri vermiş, yüceltmiştir.  

Der ki Ulu Önder Atatürk; "Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz." Kadına toplumda hak ettiği değeri yüz yıl öncesinden gören bir anlayış!

Ne muazzam değil mi!?

Peki ya bugün…

 

Haberin Devamı

Kızlarımız bilime, Türkiye’miz zirveye

Etiketimiz :  #BiliminGücüKızımınGücü

Her yılın 11 Şubat ‘ı, ‘Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü’ olarak lanse edilmekte. Özellikle bizim gibi ülkelerde bu konunun daha da hassas bir şekilde ele alınması gerektiğini düşünmekteyim elbette. Kurumsal çabaların yanı sıra kişisel özveriler çok daha mühim bana kalırsa. Misal, Türkiye’de kız çocuklarının eğitimde fırsat eşitliğine kavuşması ve kızların güçlendirilmesi adına sayısız sivil toplum girişimine öncülük eden Aydın Doğan Vakfı’nın ve Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan Boyner’in yaptıkları. Bu yıl son derece onurlandırıcı bir çalışmada boy gösterdi Hanzade Hanım. Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nde bu yıl 3.’sü düzenlenen Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü kutlama etkinliklerine davet edildi. Bu hadise son derece önemli zira Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, kadınların ve kız çocuklarının bilimdeki rollerini artırmak, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik) eğitimi ve araştırma faaliyetlerine her seviyedeki katılımlarını teşvik etmek adına 2015 yılında ilan etti bu özel günü. 3 yıldır da uluslararası boyutta kutlanıyor.

 

Haberin Devamı

Kızlarımız bilime, Türkiye’miz zirveye

Hanzade Doğan Boyner BM’de konuştu

Hanzade Doğan Boyner, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Kraliyet Bilim Akademisi Uluslararası Kurulu Üyesi Prenses Dr. Nisreen El-Hashemite başta olmak üzere birçok üst düzey devlet ve sivil toplum temsilcisinin katılımıyla yapılan açılışta son derece önemli bir konuşma yaptı. 8 ve 9 Şubat günlerinde düzenlenen bu uluslararası etkinlikte ‘Ekonomik Güçlendirmede Eşitlik ve Denklik: Çok Paydaşlılığın Etkileşimi’ başlıklı oturumun moderatörlüğünü üstlendi. Hanzade Doğan’ın yönettiği bu üst düzey oturuma, BM Kadın Birim Sorumlusu Dr. Khetsive Dlamina ile BM Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ofisi Genel Sekreter Yardımcısı Atefeh Riazi konuşmacılar arasında yer aldı.

 

Haberin Devamı

Kızlarımız bilime, Türkiye’miz zirveye

Çok paydaşlı, uluslararası iş birliği yapılması şart

Konferansın hedefi, çeşitli bilimsel alanlarda kadınların önünü açmak, onlara destek olmak. İşte bu nedenledir ki, Sayın Doğan Boyner’in bu platformda sarf ettiği sözler son derece açık, son derece net, son derece anlaşılır: “Her alanda olduğu gibi bilim alanında da eğitime erişimdeki kadın-erkek eşitsizliğinin, eğitim sürecinde kadına uygulanan ayrımcılığın, eğitim sonrasında mesleki gelişimin önündeki engellerin ortadan kaldırılması gerektiğini vurgulayıp, çözüm yolunda ‘çok paydaşlı, uluslararası iş birliği yapılması’ çağrısında bulunuyor ve “cinsiyet eşitliğini sağlamak için kadınlarımızı ve kızlarımızı bilimde güçlendirme çabalarını artıracağız” diyor Hanzade Doğan. Aslında vurguladığı nokta, kadının bilimdeki rolünde yer alan kültürel engellerin ortadan kaldırılması gerektiği! Yani, kültürel koşullanmalardan, kültürel önyargılardan, kültürel kolaya kaçmalardan kaçınmamız gerek ve şart dostlar. Maalesef ki sadece bizde değil dünyanın farklı yerlerindeki tablo hayli karanlık. Ne acı değil mi?  Zaten Hanzade Doğan Boyner’in “1923 yılında, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin tanımlayıcı hedeflerinden birinin kadını toplumda arka plana atan kültürel normların ve algıların dönüştürülmesi ve bilimden sanata, kadının en ileri sosyal konulardaki rolünün siyasi olarak teşvik edilerek, yeni oluşan ulusal kimliğe katılmış olmasıdır” ifadeleri aslında bir anlamda çözüm içinde ciddi bir ipucu sunuyor bizlere ve diğer ülkelere. Yani tüm ülke yöneticilerinden Mustafa Kemal’in kadının gelişimine dair gösterdiği duyarlılık şart.

 

Haberin Devamı

Kızlarımız bilime, Türkiye’miz zirveye

Aydın Doğan Vakfı en güzel örnek

Nihayetinde cinsiyet eşitsizliği, hükümetlerin de ötesinde derin bir mesele. İşte o nedenledir ki, özellikle ülkemizde, insanımızda 11 Şubat gününün bilinirliği son derece önem teşkil ediyor. Çünkü, kartopunun her yıl büyümesi şart. Özellikle sosyal medyada duyarlılığı arttırmamız dikkatleri bu noktaya çekmemiz açısından hayli önemli. O nedenle hepimiz #BiliminGücüKızımınGücü demeliyiz.

Aydın Doğan Vakfı bu konuda da son derece duyarlı ve teşvik edici çok önemli çalışmalara imza atıyor. Özellikle genç kızların eğitimi Vakıf için olmazsa olmazların en başında geliyor. İmkanları az olan kız çocuklarına burs yardımı sağlanıyor. Kız öğrenci yurtları yapmanın yanı sıra bilimde kız çocuklarına karşı olan önyargıların üstesinden gelmek için çalışıyor. Kızlarımızı bilime teşvik etmek adına, mühendislik dallarında kızlar için üniversite burs programları düzenliyorlar. Ailelerin daha iyi ve daha çok ve sürekli olarak bilgilendirilmeleri şart. Böylelikle ebeveynler kız çocuklarına daha fazla destek vereceklerdir.

Haberin Devamı

Mühendislik ve hukuk okuyan kız öğrencilere ve ‘Baba Beni Okula Gönder’ yurtlarında kaldıktan sonra dört yıllık üniversiteleri kazanan kız öğrencilere verilen üniversite bursları, özel mentorluk programı ile üniversiteli kızların profesyonel hayata hazırlanmasına destek olan Vakıf geleceğin güçlü kadın liderlerinin yetişmelerine de katkı sağlıyor.

Yazarın Tüm Yazıları