76Nci Cannes Film Festivali

İçimizdeki canavar

Japon yönetmen, yapımcı ve senarist Hirokazu Kore-eda’nın yeni filmi “Monster” (Canavar) dünya prömiyerini 76’ncı Cannes Film Festivali’nde yaptı. Küçük oğlunun davranışlarında rahatsız edici değişimler fark eden bekar bir annenin çocuğunun öğretmeniyle yüzleşmesini anlatan “Monster”, Cannes’da “En İyi Senaryo” ve “Queer Palm” ödüllerine layık görüldü. Başarılı yönetmen Hirokazu Kore-eda, gerçek hayatta içimizdeki ‘canavar’ın nasıl ortaya çıkabileceğini ve film sürecini Hürriyet Kelebek okurlarına anlattı.

İşimin en acımasız kısmı Cannes için film seçmek

1960 doğumlu Thierry Frémaux, uzun yıllardır Cannes Film Festivali’nin direktörlüğünü yapıyor. Frémaux aynı zamanda Fransız filmlerinin tanıtılması amacıyla kurulan Institut Lumière ve aynı kuruluş tarafından düzenlenen Lumière Film Festivali’nin de yönetmeni. 76’ncı Cannes Film Festivali’nde bir araya geldiğimiz Thierry Frémaux ile etkinliği ve unutamadığı anılarını konuştuk.

Annemin bana hediyesi: Normal bir çocukluk

Sean Hepburn Ferrer, sinema ikonu Audrey Hepburn ile aktör, yönetmen ve senarist Mel Ferrer’in oğlu. Annesiyle babasının yeteneklerini taşıyan Ferrer, sinema endüstrisinde yapımcılık ve yazarlık yapıyor. Başta Audrey Hepburn Çocuk Fonu olmak üzere birçok hayır kurumunda da sorumluluk üstlenen Ferrer, annesinin hatırasına kurulan bu kuruma sahip çıkmayı sürdürüyor. Audrey Hepburn’ün kült filmi “Roma Tatili”, 70’inci yıldönümünde 76’ncı Cannes Film Festivali’nde kutlandı. Sean Hepburn, Kelebek aracılığıyla Barbaros Tapan’ın sorularını yanıtladı...

Annemin bana hediyesi: Normal bir çocukluk

Sean Hepburn Ferrer, sinema ikonu Audrey Hepburn ile aktör, yönetmen ve senarist Mel Ferrer’in oğlu. Annesiyle babasının yeteneklerini taşıyan Ferrer, sinema endüstrisinde yapımcılık ve yazarlık yapıyor. Başta Audrey Hepburn Çocuk Fonu olmak üzere birçok hayır kurumunda da sorumluluk üstlenen Ferrer, annesinin hatırasına kurulan bu kuruma sahip çıkmayı sürdürüyor. Audrey Hepburn’ün kült filmi “Roma Tatili”, 70’inci yıldönümünde 76’ncı Cannes Film Festivali’nde kutlandı. Sean Hepburn, Kelebek aracılığıyla Barbaros Tapan’ın sorularını yanıtladı...

Bu film için sağlam oyunculara ihtiyacımız vardı

Gracie adlı bir öğretmen, kendinden 23 yaş küçük öğrencisiyle ilişki yaşayınca bütün ülkeyi sarsar. İkilinin evliliklerinden 20 yıl sonra, Gracie ilgili bir film yapılmaya karar verilir. Gracie’yi canlandıracak aktris, çiftin ilişkisini araştırmak isteyince aile dinamiğinin çözülmesine sebep olur...

Bu film için sağlam oyunculara ihtiyacımız vardı

Gracie adlı bir öğretmen, kendinden 23 yaş küçük öğrencisiyle ilişki yaşayınca bütün ülkeyi sarsar. İkilinin evliliklerinden 20 yıl sonra, Gracie ilgili bir film yapılmaya karar verilir. Gracie’yi canlandıracak aktris, çiftin ilişkisini araştırmak isteyince aile dinamiğinin çözülmesine sebep olur... Bu hikayeyi anlatan “May December”, isimli film Samy Burch’ün senaryosu, Todd Haynes yönetmenliğinde perdeye aktarıldı. 76’ncı Cannes Film Festivali’nde ilk gösterimi yapılan “May December”ın 1 Aralık’ta izleyiciyle buluşması bekleniyor. Yönetmen Todd Haynes’in “Bu film için sağlam oyunculara ihtiyacımız vardı” dediği “May December”ın kadrosunda Natalie Portman, Julianne Moore ve Charles Melton var. Başarılı yönetmen Todd Haynes ve oyuncular, Barbaros Tapan ile bir araya gelerek filmi Hürriyet Kelebek okurları için anlattı.

Sıradışı bir kraliçe... 8. Henry’i yola getiren kadın!

Tudor Hanedanı’nın kralı 8. Henry, hükümdarlığından ziyade günümüz dünyasında daha çok yaptığı evliliklerle anılmaya devam ediyor. 8. Henry’nin altıncı ve son eşi Catherine Parr ile ilişkisine odaklanılan “Firebrand”, dünya prömiyerini 76’ncı Cannes Film Festivali’nde yaptı. Elizabeth Fremantle’ın 2013 yılında yayımladığı ilk romanı “Queen’s Gambit”e dayanan, İngiliz tarihi drama kategorisindeki filmin yönetmenliğini Brezilyalı Karim Aïnouz, yapımcılığını ise Gabrielle Tana üstlendi. Barbaros Tapan’a konuşan yönetmen Karim Aïnouz, yapımcı Gabrielle Tana, 8. Henry’e hayat veren Jude Law ve kraliçe Catherine’i canlandıran Alicia Vikander, Kelebek okurlarına “Firebrand”i anlattı.

8. Henry’i yola getiren kadın

Tudor Hanedanı’nın kralı 8. Henry, hükümdarlığından ziyade günümüz dünyasında daha çok yaptığı evliliklerle anılmaya devam ediyor. 8. Henry’nin altıncı ve son eşi Catherine Parr ile ilişkisine odaklanılan “Firebrand”, dünya prömiyerini 76’ncı Cannes Film Festivali’nde yaptı. Elizabeth Fremantle’ın 2013 yılında yayımladığı ilk romanı “Queen’s Gambit”e dayanan, İngiliz tarihi drama kategorisindeki filmin yönetmenliğini Brezilyalı Karim Aïnouz, yapımcılığını ise Gabrielle Tana üstlendi. Barbaros Tapan’a konuşan yönetmen Karim Aïnouz, yapımcı Gabrielle Tana, 8. Henry’e hayat veren Jude Law ve kraliçe Catherine’i canlandıran Alicia Vikander, Kelebek okurlarına “Firebrand”i anlattı.

Katil mi masum mu?

Sandra Hüller’in başrolünü üstlendiği “Anatomy of a Fall” (Bir Düşüşün Anatomisi) dünya prömiyerini 76’ncı Cannes Film Festivali’nde yaptı. Kocasının ölümünden sorumlu tutulan Alman bir yazarın mahkemede masumiyetini kanıtlamaya çalışmasını konu alan Fransız yapımı, Altın Palmiye ödülünün de sahibi oldu. Bu başarıyı, yönetmen Justine Triet, Triet’le filmin senaryosuna imza atan Arthur Harari ile oyuncu kadrosunda yer alan Sandra Hüller, Swann Arlaud, Samuel Theis ve Milo Machado Graner, Barbaros Tapan aracılığı ile Kelebek’e anlattı.

Katil mi masum mu

Sandra Hüller’in başrolünü üstlendiği “Anatomy of a Fall” (Bir Düşüşün Anatomisi) dünya prömiyerini 76’ncı Cannes Film Festivali’nde yaptı. Kocasının ölümünden sorumlu tutulan Alman bir yazarın mahkemede masumiyetini kanıtlamaya çalışmasını konu alan Fransız yapımı, Altın Palmiye ödülünün de sahibi oldu. Bu başarıyı, yönetmen Justine Triet, Triet’le filmin senaryosuna imza atan Arthur Harari ile oyuncu kadrosunda yer alan Sandra Hüller, Swann Arlaud, Samuel Theis ve Milo Machado Graner, Barbaros Tapan aracılığı ile Kelebek’e anlattı.

Kadın hakları konusunda daha gidecek çok yolumuz var

Yönetmen Mona Achache, annesi yazar Carole Achache’nin yaşadığı istismarlardan intiharına kadar olan süreci “Little Girl Blue” filminde anlattı. Başrolünü Marion Cotillard’ın üstlendiği yapımın prömiyeri 76’ncı Cannes Film Festivali’nde yapıldı. Erkeklerin konum ve kariyerlerini kullanarak yaptığı taciz ve istismara karşı bir tepki olarak doğan “Me Too” hareketinin de destekçisi Cotillard, hem film hem de devrim niteliğindeki bu hareketin etkilerini Barbaros Tapan aracılığıyla Kelebek’e anlattı.

Kadın hakları konusunda daha gidecek çok yolumuz var

Yönetmen Mona Achache, annesi yazar Carole Achache’nin yaşadığı istismarlardan intiharına kadar olan süreci “Little Girl Blue” filminde anlattı. Başrolünü Marion Cotillard’ın üstlendiği yapımın prömiyeri 76’ncı Cannes Film Festivali’nde yapıldı. Erkeklerin konum ve kariyerlerini kullanarak yaptığı taciz ve istismara karşı bir tepki olarak doğan “Me Too” hareketinin de destekçisi Cotillard, hem film hem de devrim niteliğindeki bu hareketin etkilerini Barbaros Tapan aracılığıyla Kelebek’e anlattı.

Korkunç hata 10 yıllık evliliği sarstı: Yaptığı kaçamaktan ölesiye pişman

Konuya şöyle başlayalım... Kimler aldatılır? Ya da canı gibi sevdiği, yıllarını ve tabii ki bir ya da birkaç çocuk verdiği eşi tarafından aldatılma konusunda ayrıcalıklı olan birileri var mıdır? Söz gelimi, işinde çok başarılı olmak, dünyanın sayılı güzel kadınları arasında yer almak, milyon dolarlık bir serveti yönetmek... Ya da belki çok ünlü olmak... Bu ve bunun gibi özellikler bir kadının aldatılmasını önler mi?

Yarı çıplak paylaşımları eleştiri yağmuruna tutuldu: Kocası yeteri kadar ilgi göstermiyor mu ki?

Aslına bakılırsa gösteri dünyasının ünlülerinin işinin bir parçası dikkat çekmek, merak uyandırmak. Elbette bazıları bunun tam tersini yaparak yani daha gizemli ve kameralardan olabildiğince uzak yaşayarak herkesten daha çok dikkat çekebiliyor.  Ama bazıları katıldıkları galalarda, konuk oldukları davetlerde, bunu gerçekten de şovun bir parçası olarak görüp herkesten daha fazla dikkat çekmek için ellerinden geleni yapıyor. İşin aslına bakılırsa gündemde kalmak da onların işinin bir parçası zaten.

Cannes Film Festivali'nde en iyi kadın oyuncu ödülünü alan Merve Dizdar yurda döndü

Fransa'da düzenlenen 76'ncı Cannes Film Festivali'nde, Nuri Bilge Ceylan'ın yönetmenliğini yaptığı 'Kuru Otlar Üstüne' filmindeki rolüyle 'En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü alan Merve Dizdar Türkiye'ye döndü.

Cannes'da rekabet yok neşe var!

Amerikalı aktör ve yapımcı Michael Douglas, Fransa’da düzenlenen 76’ncı Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye Onur Ödülü’ne (Palme d’Or) layık görüldü. Bu ödülle festivalin seçkin sanatçılar listesine girmeyi başaran ünlü yıldız, Cannes’da Barbaros Tapan’la bir araya geldi. Cannes Film Festivali’nin kendisi için özel bir yeri olduğunu vurgulayan Douglas, kariyeriyle ilgili de şu açıklamayı yaptı: “Bir beyzbol terimi kullanırsam, çok fazla iyi vuruşum var. Sevdiğim ama kimsenin izlemediği filmlerim de var. Ama genel olarak, hepsiyle çok gurur duyuyorum.”

Çok fazla iyi vuruşum var

Amerikalı aktör ve yapımcı Michael Douglas, Fransa’da düzenlenen 76’ncı Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye Onur Ödülü’ne (Palme d’Or) layık görüldü. Bu ödülle festivalin seçkin sanatçılar listesine girmeyi başaran ünlü yıldız, Cannes’da Barbaros Tapan’la bir araya geldi. Cannes Film Festivali’nin kendisi için özel bir yeri olduğunu vurgulayan Douglas, kariyeriyle ilgili de şu açıklamayı yaptı: “Bir beyzbol terimi kullanırsam, çok fazla iyi vuruşum var. Sevdiğim ama kimsenin izlemediği filmlerim de var. Ama genel olarak, hepsiyle çok gurur duyuyorum.”

Merve Dizdar, 76. Cannes Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü aldı

Ünlü oyuncu Merve Dizdar, 76’ncı Cannes Film Festivali'nde Nuri Bilge Ceylan’ın yönettiği “Kuru Otlar Üzerine” filmindeki rolü ile “En İyi Kadın Oyuncu” ödülüne layık görüldü.

'Sinema festivali sanmıştık ama, asıl filmi burada çektiler'

Dile kolay... Tam 76 yıldır -aradaki birkaç iptali saymazsak- dünyanın en saygın film festivali olma özelliğini elinde tutuyor. Başta Hollywood olmak üzere Avrupa, Ortadoğu ve Uzakdoğu sinemasının ustaları, filmlerinin orada gösterilmesini özgeçmişlerine gururla yazıyor. Kamera arkasından kamera karşısına, sinema sektörüne emek verenler, ter döktükleri yapımların o festivalde seyirci karşısına çıkmasını hayal ediyor. Hatta birçok genç yıldız ya da yıldız adayı orada serilen kırmızı halıda birkaç dakika yürümek için yanıp tutuşuyor.

Bir zamanlar tezgahtar olarak çalışıyordu... Kırmızı halıda pırıl pırıl parladı

Bir aşk, insanın hayatını baştan sona değiştirebilir. Üstelik sadece duygusal anlamda değil... İnsan birine ilk görüşte aşık olur... Evlenir ya da evlenmez ama hayatını onunla geçirmeye karar verir. O noktadan sonra da onun için geçmişteki hayatı kişisel tarihinin tozlu sayfalarına karışır gider.

Aynı olma meselesi ve Merve Dizdar

Kıyafet, kilo, saç baş, yani kısaca dış görünüş konusuna biraz fazla mı takıntılıyız acaba?

Ateşli aşığı, onun izlerini bile yok etti: Artık saçını kendisi tarıyor!

Tüm dünya 2018 yılında onların aşkının resmiyete dökülmesine uzaktan tanıklık etmişti. Gittikleri her yerde, ne ellerini birbirinden ayırabiliyorlardı ne de bakışlarını. Aralarındaki aşk ve çekim uzaktan bile görülebiliyordu neredeyse. Dışarıdan bakıldığında da birbirlerine öylesine yakışıyorlardı ki aralarındaki 30 yaş fark bile sanki sihirli bir el değmişçesine ortadan kalkıyordu.

'İstenmeyen gelin' diyorlardı: Karnında ikinci bebeğiyle davetlerden eksik olmuyor

Gösteri dünyasının ünlülerinin kamera arkasında kusursuz ve mutlu hayatlar sürdürdüğünü düşünüyorsanız yanılıyorsunuz demektir. Hepsi için geçerli değil elbette ama bazen onların da mutluluğu bulabilmesi, hayatlarının kadınına ya da erkeğine kavuşabilmesi o kadar da kolay olmuyor.

Bir yıl sonra yine aynı yerde: Merdivenlerde aşka geldiler

Bundan neredeyse bir yıl önceydi. Cannes Film Festivali'nin en iddialı yapımlarından biri olan Top Gun: Maverick'in galası yapılıyordu. Tom Cruise ve Jennifer Connelly başta olmak üzere, filmin bütün yıldızları kırmızı halıda yerini aldı. Ama o galada bir konuk vardı ki filmin yıldızlarından bile rol çaldı.

Yılların evli ve mutlu çiftini 'zorla ayırdılar' : Salona el ele girmişlerdi

Bu yıl 76'ncı kez düzenlenen Cannes Film Festivali bütün hızıyla devam ediyor. Şu ana kadar görüldüğü üzere - gerçi genellikle durum bu- Hollywood yıldızları festivalde baskın taraf. Festival sarayının önündeki kırmızı halıdan, sinemanın kalbinin attığı ABD'den gelen ünlüler birer birer resmi geçit yapıyor. Bu durum, dün gece de bozulmadı.

O gece ne çekti o yırtmaçtan!

Birçok meraklı, mayıs ayının gelmesini heyecanla bekler... Çünkü o dönem, hem baharın ve ardından yaz mevsiminin yaklaştığını müjdeler hem de rengarenk bir etkinliğin gelişini.... Dünyanın en saygın film festivallerinden biri yani Cannes Film Festivali zamanıdır mayıs ayı.

İki kardeş kırmızı halıya damga vurdu: İlk isimleri bile aynı

Sinema sanatına emek veren herkesin hayallerini süsler orası... O ünlü kırmızı halıda, yüzlerce fotoğrafçının karşısında "salınmak." Ağır adımlarla yürüyüp o merdivenleri tırmanmak ve sinema sanatının kalbinin attığı o binaya girmek. O atmosfere dahil olup o havayı solumak.

Çıplaklığı sömürmekle suçlanmıştı: Dünya zaten fazlasıyla müstehcen bir yer

Bu yıl 76'ncı kez düzenlenen Cannes Film Festivali sırasında hep kırmızı halıya çıkan - üstelik oyuncular bile değil- top modeller ve onların üzerindeki kıyafetler konuşuldu. Hatta bir yandan bu modeller, diğer yandan sosyal medya fenomenleri derken sinema dışı kişilerin ön plana çıkması özellikle sosyal medyada bir tartışma konusu oldu.