Yaşasın ‘Yeni’ Halil!

Katlanılması zor başlangıçlara sahip olan, ama gittikçe sizi içine çeken, bütününe baktığınızda Oscar’a aday filmler vardır ya hani.

Haberin Devamı

 

İşte tam da öyle…

Sıkıcı, kontrollü, pozisyonsuz ilk 20 dakikanın, böylesine bir 70 dakikanın öncüsü olduğunu kime söyleseniz, “Hadi canım sen de” cevabını alırdınız dün Bornova Stadı’nda. Ancak o ilk 20 dakika sonrası hem Göztepeli hem de Antalyasporlu oyuncuların “E haydi, biraz futbol oynayalım” dercesine coşması, maç sonrası evlerine ‘mest olmuş’ halde giden futbolseverleri ortaya çıkardı adeta.

Belki takımların boyları uzadı, belki orta alanlar çok çabuk geçildi, belki Aykut Kocaman gibi hocaların hiç sevmediği ‘gel-git’ler ortaya çıktı ama izleyenler için eşsiz bir maç oynandı.

Öncelikle iki takımı da ‘futbolu’ tercih ettikleri için kutlamak gerek.

Gelelim 36. dakikaya…

Bir gol futbol adına yapılması ve yapılmaması gerekenleri içeren ne kadar çok ders içerebilir? Hemen hemen tümünü barındıran bir goldü Demba Ba’nın ağlarla buluşan finali.

Haberin Devamı

Öncelikle günümüz teknik direktörlerinin neden ‘kontratağa kontra’ formülleri üzerinde durduğunu gösteren bir goldü. Antalyaspor’un duran top sonrası Göztepe’yi eksik yakalama çabası, yapılan top kaybıyla bambaşka bir hal alıverdi. İlk ders buydu. Ardından Demba Ba’nın belki gol vuruşundan daha görülesi olan ofsayttan kendini kurtarışını izledik. Halil topu kaptığı anda ofsaytta olan Senegalli yıldızın hemen iki adım geriye çıkışı, Djorou ile aynı hizaya gelişi, santrfor adayları için harika bir dersti kesinlikle. Bu parıltılı zeka, Halil’in harika pasıyla birleşince Demba’nın ayak içi kullanma becerisi değiştiriverdi tabelayı.

Peki penaltı kullanmadan iki gol atmış bir oyuncuyu gölgeleyen, Demba Ba’nın dublesine karşın günün yıldızı olan ‘bizim çocuğa’ ne diyeceğiz? Muhtemelen bu maçı izleyen, Halil Akbunar’ın gelişimini pek bilmeyenler onun önce kendi alanında ters kademeye girip ardından Demba Ba’ya golü attıran enerjisinden, çabukluğundan, Sakıp Aytaç’a adını unutturan çalımlarından söz edecek.

Ama hayır…

Halil, TFF 1.Lig’de, hatta TFF 2.Lig’de bile bunları yapan bir oyuncuydu zaten. Dün Halil’e sınıf atlatan, Süper Lig’in değerli parçalarından biri olabileceğini kanıtlayan fark, topu ayağına aldığında kafasını kaldırmaya başlaması ve final pası atabilme becerisini göstermesiydi. Topla savaşan, rakibin 11 oyuncusunun hepsini tek tek geçmeye çalışan, Volkan Şen benzeri o eski Halil’in yerine çalım yeteneğini olması gereken yerde kullanan, topu aldığında pas seçeneklerini tarayan ve en doğru zamanda arkadaşlarını bulan ‘yeni’ Halil, gözlerimizin pasını sildi dün. Sahaya kattığı enerji, mücadele ve savaşım ile Halil’in Göztepe için bir futbolcudan fazlası olduğunu yazmıştım hep. ‘Yeni Halil’ artık sadece Göztepe’nin yüreği değil, yıldızı da olmaya aday.

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları