Ramazan Bayramı’nda beslenme ve kalp sağlığına ilişkin bilgiler veren TOBB ETÜ Tıp Fakültesi, Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Bozbaş, ‘Bugün bayram, bugün bir şey olmaz’ algısının son derece yanlış olduğunu vurgulayarak “Ağır yemek sonrası kan şekerimiz aniden yükselir ve buna cevap olarak vücudumuzda yüksek oranda insülin salgılanır. Bu yaşanılan şekerdeki yükselme kalp sağlığımızı olumsuz etkiler” uyarısında bulundu. Prof. Bozbaş, şu bilgileri verdi:
#Ramazan BayramıTatlıyı, şekerli şeyleri çoğumuz seviyoruz ama fazla tüketimi hem kilo almaya hem de şeker hastalığı, karaciğer yağlanması gibi bir dizi sağlık sorunlarına neden olduğu için pek çok insan rafine şeker yerine doğal tatlandırıcıları tercih ediyor. Mutfağımızda en çok yer bal, akçaağaç şurubu, pekmez gibi doğal tatlandırıcılar bulunuyor. Peki, bu tatlandırıcıları gözümüz kapalı tüketebilir miyiz? Tamamen doğal ve sağlıklı diyebilir miyiz? Hem bu konuda yapılan araştırmaları inceledik hem de Diyetisyen Nur Ecem Baydı Ozman ile konuştuk
#BalPek çok insan daha sağlıklı olduğunu düşündüğü için rafine şekere yerine alternatif olarak bal, pekmez, akçaağaç, agave şurubu gibi doğal tatlandırıcıları tüketiyor. Ancak doğal diye tükettiğimiz bu lezzetler gerçekten sandığımız kadar sağlıklı mı? Hem bu konuda yapılan araştırmaları inceledik hem de Diyetisyen Nur Ecem Baydı Ozman ile konuştuk.
#Doğal TatlandırıcıSağlıksız beslenme, hareketsizlik, fazla kilo, sigara ve stres derken son yıllarda görülme sıklığı hızla artan kolon kanseri, dünyada kanserden ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer alıyor. Üstelik kolonoskopi sayesinde önlenmesi mümkün olan bu ölümcül kansere karşı toplumsal farkındalığın hala çok az olması, kolon kanserinin günümüzde en sık rastlanan üçüncü kanser olarak karşımıza çıkmasına neden oluyor. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Nurdan Tözün, Türkiye’de her yıl yaklaşık 20 bin kişiye kolon kanseri tanısı konulduğunu belirterek, kolon kanserinden korunmak için 8 hayati öneri ve uyarılarda bulundu.
#Kolon KanseriYıllardır yanmış tost yemenin ve akıllı telefonlarımızı cebimizde tutmanın, plastik şişelerden su içmenin kansere yol açtığına dair iddialarını duyuyoruz. Peki bu duyduklarımızın hangisi gerçek hangisi efsane? Daily Mail, gerçekle mitleri birbirinden ayırmamıza yardımcı olmak için kansere neden olduğuna dair ortaya atılan en büyük beş efsaneyi çürütüyor.
#KanserYanmış ekmekten akıllı telefonlara, tatlandırıcılardan plastik şişelere kadar pek çok şeyin kansere neden olduğunu mutlaka bir yerlerden duymuşuzdur ama şimdi okuyacağınız haber bugüne kadar kanserle ilgili duyduğunuz bu bilgileri çürütüyor.
#KanserVejetaryen ya da vegan beslenmeye ilgi duyan, bu işe yeni başlayanlar için buzdolabı ve kilerin dönüşümü, sık kullanılan malzemelerin değişimi zorlu bir süreç. Ben de alışveriş listenize ilham vermesi için kendi vazgeçilmezlerimi kategorilere ayırdım ve iki besleyici tarifimi ekledim.
#BitkiBirçok insan sağlık nedeniyle şeker alımını azaltıyor. Gıda endüstrisi ise tüketicilere tatlı ürünler sunmanın başka bir yolunu bulmuş durumda: Pek çok ambalajlı gıdadaki şekerin yerine sessizce sukraloz, stevia, alluloz, eritritol başta olmak üzere çok çeşitli yapay tatlandırıcılar ve şeker ikameleri kullanılıyor.
#Yapay TatlandırıcılarKalıtsal faktörlerden güneş ışığı ve hava sıcaklıkları gibi dış etkenlere kadar birçok şey, sağlığımız üzerinde büyük etkiye sahip. Beslenme de bu etkenlerden biri. Bu bağlamda yaşlanma karşıtı besinler sık sık gündeme geliyor. Çin’de yapılan yeni bir araştırma da çayın yaşlanmayı yavaşlatmaktaki rolünü ortaya koydu. Peki çay bunu nasıl başarıyor? Günde kaç bardak tüketmek gerekiyor? Tüm çay türleri aynı etkiyi yapıyor mu? Uzmanlar hurriyet.com.tr’ye anlattı.
#SağlıkSon yıllarda çok popüler olan şekersiz beslenmenin yapay tatlandırıcı kullanımının artmasına neden olduğunu biliyor musunuz? Bu, elbette “Şeker tüketin” demek değil ancak şeker kullanımını azaltmak isterken gıda endüstrisi tarafından ‘sağlıklı’ olarak pazarlanan ama aslında metabolik sağlığı bozan yapay tatlandırıcılara maruz kalmamak için çok dikkatli olmak gerekiyor. Yoğurt ve ekmekte dahi bulunan yapay şekerler neler ve sağlığımızla nasıl oynuyor? İşte şaşırtıcı detaylar…
#Yapay TatlandırıcılarDünyada esen Kore rüzgârına kapılıp Jeju Adası ve Seul’de hızlı bir tur yaptık. Dünyanın dikkatini ‘kimçi diplomasisi’ ile çekip dev bir dalga yaratan ülkenin yeme-içme meraklılarına sunduğu zenginlik birkaç güne sığmaz. Çayları, sosları, yosun ve taze deniz ürünleriyle damakları büyüleyen ülkenin sokakları, konserleri ve müzeleri de gerçekten çok etkileyici.
#Ebru ErkeDiyet ürünlerle market sepetlerini dolduranlar dikkat! Kanserojen kabul edilen yapay tatlandırıcı aspartamın en çok diyet ürünlerde bulunduğunu söyleyen Dr. Ertan Cevizci, “Özellikle kadınlar zayıflamak için diyet ürün alıyorlar ama kendilerine çok daha fazla zarar veriyorlar” dedi.
#AspartamYazın ferahlamak için tercih ettiğimiz bir içecek şeker ve kalori miktarıyla bel çevremizi yağlandırabiliyor, selülite ve kronik hastalıklara zemin hazırlayabiliyor. Örneğin masum zannettiğimiz limonatada yaklaşık 27 gram şeker var. Bu gizli kalorilerden korunmanın yollarını ve sağlıklı alternatiflerini diyetisyen Gülce Cingi ile birlikte derledik.
#Dr. Ecz. Metin UyarHemen hepimizin vazgeçilmez besinlerinden olan süt, şimdilerde yerini bitkisel alternatiflerine bırakıyor. Pek çok kişi çeşitli gerekçelerle inek sütünü bırakıp badem, yulaf gibi bitkilerden elde edilen ürünlere yöneliyor. Hızla popülerleşen bitkisel sütler ise pek çok soru işaretini de beraberinde getiriyor. Hem inek sütünün zararlı olup olmadığını hem de bitkisel sütlerin tüm merak edilenleri konunun uzmanına danıştım
#Bitkisel SütHemen hepimizin vazgeçilmez besinlerinden olan süt, şimdilerde yerini bitkisel alternatiflerine bırakıyor. Pek çok kişi çeşitli gerekçelerle inek sütünü bırakıp badem, yulaf gibi bitkilerden elde edilen ürünlere yöneliyor. Hızla popülerleşen bitkisel sütler ise pek çok soru işaretini de beraberinde getiriyor. Hem inek sütünün zararlı olup olmadığını hem de bitkisel sütlerin tüm merak edilenlerini Prof. Dr. Alev Keser ile konuştuk.
#Bitkisel SütSeçimdi, sandık sonuçlarıydı, itirazlardı derken haftalardır, haklı olarak kendimizi öylesine kaptırdık ki bu akışa, önümüze düşen birçok başka haberi ‘es geçiyoruz’. Dün yabancı medyayı tararken Dünya Sağlık Örgütü’nün son açıklamasına denk geldim. Şöyle diyor DSÖ: “Yapay tatlandırıcı kullanmayın. Tatlandırıcılar bir fayda sağlamadığı gibi Tip 2 diyabet ve kalp hastalıklarında artışa neden olabilir.” Şeker, kanser tedavi sürecimde beni de en çok yoran konuydu. Şekerden uzak durayım diye tatlandırıcı kullanıyordum ama ne büyük hata imiş. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya’yı aradım. Yapay tatlandırıcıların zararlarını, şeker ihtiyacını nereden sağlamak gerektiğini ve dahası şekeri nasıl bırakacağımızı 5 maddede anlattı.
#Dünya Sağlık Örgütüİklim değişikliğiyle birlikte mevsimlerdeki ‘kaymalar’ alerjilerin güçlenmesine neden oldu. Polen sayısının son 30 yılda yaklaşık yüzde 20 arttığının altını çizen uzmanlar, daha önce hiç alerjik yakınması olmayanlarda bile semptomlar görüldüğünü söylüyor. Peki ülkemizdeki son durum ne? Mevsimsel alerjinin giderek artıyor olması hangi tehlikeleri ortaya çıkarabilir? Gündelik hayatta nasıl önlemler almak gerekiyor? Uzmanlarla mercek altına aldık.
#SağlıkVücudumuzdaki bakteri, mantar, virüs gibi mikroorganizmaların tümüne ‘mikrobiyota’ deniyor. Sağlıklı bedenin bağırsakla ilişkili olduğunu söyleyen Dr. Raphael Kellman’ın bulduğu ‘mikrobiyom diyeti’ ise doğru gıdaları yiyerek bağırsakları sağlıklı tutmaya odaklanıyor. Bu diyeti uzmanlara sorduk.
#MikrobiyotaNeredeyse kullanmayan yok denecek kadar az. Ya tableti, ya kremi, ya sıvısı, ya aşısı bir şekilde hayatımızda. Yaşlanma etkilerini geciktirecek, kırışıklıklarımızı giderecek, eklemlerimizi güçlendirecek diye kolajenlere hücum ediliyor. Peki gerçekten kolajenler iddia edildiği gibi bu etkilere sahip mi?
#SağlıkVegan ve vejetaryen beslenme, toplayıcı insanların dönemi kadar eski olsa da avcılıkla ve ateşin bulunmasıyla birlikte yenmeye başlanan hayvanlar yüzünden unutulmuş durumdaydı. Ta ki günümüze; et endüstrisinin yarattığı korkunç görüntülere, çalışma şekillerine, hareket edemeyip antibiyotiklerle şişirilen hayvanların ayyuka çıkmasına; farklı diyetlerin sonuçlarının laboratuvar ortamında klinik olarak test edilebilmesine ve kıyaslamalar yapılmasına ve yeme alışkanlıklarının hastalıkların kaynağı olarak gösterilmesine kadar.
#Vegan