Rakamlar ne diyor

“İşler iyi mi, kötü mü gidiyor” sorusunun yanıtı her şeyden evvel Sağlık Bakanlığımızın her akşam açıkladığı rakamlarda gizli.

Haberin Devamı

Sözü fazla uzatmadan iflah olmaz bir iyimser olarak ben fikrimi hemen açıklayayım: Son günlerdeki rakamlar iç açıcı değilse de en azından rahatlatıcı. Günlük test rakamlarımız süratle artıyor. Yakında 50 bin test rakamlarına ulaşırsak sakın şaşırmayın. Hasta sayısındaki artış hızında da hissedilir bir duraklama var. Yoğun bakıma ihtiyaç duyan hastalarımızın sayısı da beklenenden çok daha düşük. Ve bunlardan daha da önemlisi, iyileşen hastalarımızın sayısında da ciddi bir artış söz konusu.

Sağlık bakanımızın nezaket ve hazakatla açıkladığı dün akşamki rakamların da anlamı şudur:

*

Tamam.

Biz tedaviye erken başlıyor. Ciddi başarılara imza atıyoruz...

*

Tamam.

Yoğun bakımda harikayız. Hızlı ve etkili sonuçlar alıyoruz...

*

Tamam.

Hasta iyileştirme oranlarımız mükemmel. Bu noktada da inanılmazız...

*

Ne var ki....

Haberin Devamı

Çok ama çoook büyük hayati bir sorunumuz var...

Günlük hasta sayımızdaki artış. Hâlâ endişe verici. Korkutucu boyutlarda...

*

Netice şudur:

Ya, biz bu işin ciddiyetini vatandaşımıza yeterince anlatamadık. Anlatamıyoruz... Ya da vatandaşımız hâlâ ve inatla sorunun ciddiyetini anlamamış görünüyor.

*

ÖZETLE...

Devlet üstüne düşeni yapsa da biz yani halkımız daha duyarlı olmalı....Yoksa. Bu zorunlu izolasyon daha da uzayacak...


BİR BİLGİ
TEK ÇARE AŞI MI 

UMUTLARIMIZ ortak: Bu beladan kurtulmak için hepimiz tedavide etkili ilaç veya ilaçların, korunmada da güçlü aşıların geliştirilmesini bekliyoruz. Bana sorarsanız bu beladan kalıcı kurtuluşun esas belirleyicisi ilaçlardan çok aşı çözümüdür. Bu çözüm sadece eski yaşamımıza dönmemizi sağlamayacak, seyahat kısıtlamalarını ve daha pek çok sorunu da ortadan kaldıracak.

Peki Hızır gibi yolunu gözlediğimiz, “Gel ey aşı!” diye dualar ettiğimiz o aşının başarı oranı ne olabilir ve o aşı bizi ne süreyle koruyabilir? İki sorunun da yanıtı tek sözcükte saklı: MUTASYON.

Peki nedir bu mutasyon meselesi? Ne anlama geliyor? Yanıt alttaki kutuda...

OKUR SORULARI
YAYILMA ZİNCİRİ NASIL KIRILIR

YENİ COVID-19 vakalarının oluşmasını önlemenin en etkili yolu, virüsü taşıdığı saptanan herkesin (hasta ya da taşıyıcı olması fark etmiyor) son iki hafta içinde kimlerle temas ettiğinin net ve açık olarak belirlenmesi ve o kişilerin sıkı bir takip ve izolasyon sürecine alınması ile mümkün olabiliyor. Bu süreç şu anda bizde zaten mükemmel bir düzeyde işliyor. Dünya ölçeğinde örnek bir uygulama olarak da gösteriliyor. ‘Filyasyon’ olarak tanımlanan bu uygulama kanaatimce salgınla mücadelenin en mühim ayrıntılarından biridir.

Haberin Devamı


ALFA DORNAZ BİR UMUT MU

ALFA dornaz biyoteknoloji ürünü bir ilaç. Halen ülkemizde de mevcut olan bu pahalı ilaç, ağır seyirli zatürrelerin tedavisinde ve kistik fibrozis hastalığının belirtilerinin hafifletilmesinde zaten gerektiğinde kullanılıyor. Daha ziyade de yoğun bakımdaki hastalara uygulanıyor. Alfa dornazın COVID-19 enfeksiyonu esnasında gelişen ağır seyirli zatürre ve solunum yetmezliklerinin tedavisinde de kullanılması mümkündür. Ama bu seçeneğin iyi planlanması, yönetilmesi, uygulanması ve sonuçlarının bilimsel ölçütlerle araştırılması vazgeçilmez bir ön şart olmalıdır.

TECRİDİM NE ZAMAN BİTECEK

EĞER COVID-19 enfeksiyonu tanısı konmuş ve iki haftalık izolasyonu tamamlamış biriyseniz, tecritten çıkıp çıkmama kararı vermeden önce mümkünse bir virüs tarama testi yaptırın. Eğer böyle bir testten geçmediyseniz ya da geçme imkânı bulamıyorsanız şu 3 kriteri karşılayana kadar tecritte kalmaya devam ediniz:

Haberin Devamı

1. Ateş düşürücü bir ilaç kullanmadan en az son 72 saatte ateş ölçümleriniz normal çıkmalı.

2. Ateş dışındaki nefes darlığı, öksürük, boğaz ağrısı işaretlerinden hiçbirisi kalmamalı.

3. Hastalandığınızı gösteren ilk işaretlerin üzerinden en az 7 tam gün geçmiş olmalı.

İYİ BİLGİ
EL TEMİZLİĞİNDE ‘20 SANİYE KURALI’ ÇOK ÖNEMLİ

ELLERİNİZE bulaşma ihtimali olan virüslerden kurtulmak için onları en az 20 saniye bol sabunlu suyla ovalamanız ve takiben de bol su altında durulamanız lazım.

Bu 20 saniye kuralının bilimsel açıklaması şu: Virüs, protein ve yağdan yapılmış bir parçacık, bir yapı. Dışı yağla kaplı bu yapı, temas ettiğiniz her yerden elinize kolayca yapışabiliyor. O eller sadece suyla yıkandığında, kullandığınız su, yağla kaplı virüsün üzerinden akıp gidiyor, virüs yerinde kalıyor, yani elleriniz virüsten temizlenmiyor. Neticede virüs elinize yapışmış olarak yerinde duruyor, yani o yıkama işlemi hiçbir işe yaramıyor.

Haberin Devamı

Sabunun marifetine gelince: Sabun çift taraflı moleküllere sahip. Elinizi bol sabunla ovaladığınızda bu moleküllerin bir tarafı suya yapışırken, diğer tarafı da virüsü sarıp sarmalayan yağ tabakasına tutunuyor ve o tutunma yağ tabakasının paramparça olmasına, neticede virüsün virüs olmaktan çıkmasına yardım ediyor. Ellerinizi bol suyla duruladığınızda da parçalanmış o virüs partikülleri yıkama suyuna karışıp, akıp gidiyor. Kısacası marifet sadece suda değil. Sabunsuz bu iş olmuyor. Sadece sabunda da değil. Sabunu elleri iyice ovarak en az 20 saniye süreyle temas ettirmek şart. Eğer bu 20 saniyelik süre kısa tutulursa virüsün parçalara ayrılıp yok olma ihtimali azalabiliyor.

Haberin Devamı


KISA BİLGİ
MUTASYON DA NEYİN NESİ

KORONAVİRÜSLERİN de tıpkı gribe yol açan influenza virüsleri gibi kendilerini sık sık yenileyebilme, yapısal değişikliğe gidip başka kılıktan virüsler haline dönüşebilme, yani kendilerini saklayabilme yetenekleri var. Bu hızlı değişim yeteneği mutasyon olarak tanımlanıyor.

Bu tatsız yetenek, onları aşıların hatta ilaçların etkisinden uzak tutabiliyor. Şu anda başımıza bela olan COVID-19 hastalığına yol açan virüsün mutasyon yeteneği ve ne yönde mutasyon geçireceği hâlâ net ve açık değil. Elimizdeki ilk veriler virüsün ciddi bir mutasyon yeteneğinin olmadığı yönünde. Ve bu doğru ise çok iyi bir haber.

Yazarın Tüm Yazıları