Sululuk nasıl paraya dönüşüyor?

Tiyatroya, sinemaya gitmiyor. Tatili bırak, şehir içi gezmek bile bir maliyet. En ucuz erişilebilir şey, sosyal medya ve internet. Giriyor; en sivri, en renkli, en abidik gubidik şeylere bakıp vakit geçiriyor insanlar. O hesaplarsa deli gibi para kazanıyor.

Haberin Devamı

Tacizden davalık olduğu husumetlisi fenomen Ece Ronay, Mehmet Ali Erbil’in TikTok’tan günlük kazancının 100 bin lirayı bulduğunu açıkladı. “2. Sayfa”ya konuk olan Ronay sistemi şöyle anlattı:
“Genelde buraya ünü bitenler girmeye başladı. Video paylaşıp takipçi elde ediyorsunuz ama canlı yayın açarsanız para kazanıyorsunuz. 700 lira gönderildiyse yarısını platform alıyor. 350 lirası size geliyor. Aslında insanlar dalga geçiyorlar, karşılarında büyük gördükleri isimleri rezil duruma düşürüyorlar...”
Mehmet Ali Erbil’in dil çıkardığı, başka kullanıcılarla küfürleştiği o sulu hareketlerine neden maruz kaldığımızı anladık şimdi.
Çünkü takip etmeseniz bile kaçış yok, oradan buradan bir şekilde ekranınıza düşüyor.
Meğer işin ucunda para varmış. Mali’nin “Hediye gönderin” diye yırtınmaları ondanmış.
Bu durum Merve Boluğur’un sabah-akşam yarattığı abuk sabuk gündemleri de açıklıyor. Mesela o da sevgilisiyle birlikte gece-gündüz canlı yayındaymış.
Kazanın, nasıl para kazanıyorsanız kazanın da... Bizim günahımız ne? Keşke hepsini toptan filtrelemenin bir yolu olsa.
Ama toplumdan talep olduğu sürece namümkün bu.
İnsanlar da ne yapsın?
Bir hobisi, spor alışkanlığı oluşmamış, istese de imkân yok çoğu zaman. Tiyatroya, sinemaya gitmiyor, belki gidemiyor. Tatili bırak, şehir içi gezmek, dolaşmak bile bir maliyet.
En ucuz, en kolay erişilebilir şey, sosyal medya ve internet.
Nüfusumuza oranla sosyal medyada katılım rekorları kırıyoruz ya... Teknolojiye aşırı düşkünlükten ziyade, elde yapacak fazla bir şey olmamasından belki de.
Giriyor; en sivri, en renkli, en abidik gubidik şeylere bakıp vakit geçiriyor insanlar. Sinemada seyredeceği grotesk karakterleri, tiyatroda güleceği uçuk tiplemeleri sosyal medyada temaşa ediyor.
O hesaplara tık rekorlarıyla birlikte reytingden dolayı para da yağdırıyor.
Bir fenomen olarak sistemi güzel açıklamış Ece Ronay.
Ama bu iddiaları bizim kadar maliye görevlileri de okuyordur herhalde.

Haberin Devamı

Demet Akbağ’ın gittikçe Orhan Kural’a benzemesi

Demet Akbağ’la bir keresinde uçakta karşılaşmıştım. Koridorda çapraz koltuklarda oturuyorduk.
Uçak inişini tamamladı, bir an önce inmek isteyen yolcular koridoru doldurdu.
Halbuki ön sıralardan başlayarak sırayla boşaltılması lazım uçağın... Senin önünde biri varsa geçiş hakkını ona tanıman lazım...
Akbağ ayağa kalkmış sabırla bekliyor ama arkadan gelen yolcuların hiçbiri yol vermiyordu ünlü oyuncuya.
Birinin aklına bu kural gelsin diye kibarca sabrediyor ama nafile. Sabrettikçe sabrı taşıyor, yüzünden belli.
En sonunda ben yol verdim ama sinirden teşekkür edecek hali bile yoktu.
Geçen gün gittiği spor salonunda olay çıkarmış Demet Akbağ. Sabahları parfüm kokusundan artık genzinin yandığını söyleyerek, salonun sağına soluna uyarı yazıları astırmış.
Uçakta beklemeyi bilmediğimiz gibi, dozunda kullanmayı öğrenemediğimiz şeylerden biri de parfüm.
Bazen şirket asansörüne bindiğimde o geniz yanmasını ben de hissediyorum. Kokular birbiriyle kimyasal tepkimeye girmiş artık, sanki kabinde bir parfüm bulutu uçuyor...
Heyhat, spor salonundaki bu mücadelesini de kaybetmiş Akbağ.
“İstediği kadar parfüm sıkma özgürlüğü”nü korumak isteyenler bu uygulamaya karşı çıkmış, salondaki uyarı levhaları kaldırılmış.
Eskiden Orhan Kural adında bir profesörümüz vardı.
İşini gücünü bırakıp toplumda yanlış gördüğü bu tür davranışların üzerine giderdi. Sigaraya özendiriyor diye Cem Yılmaz’a bile dava açmışlığı vardı.
Hem mücadelesinden dolayı takdir eder hem de içten içe biraz alaya alırdık rahmetlinin bu “Doğrucu Davut”luğunu.
Ey sevgili Demet Akbağ...
Kurallara uyacağız, medenice davranacağız diye olduk mu sana birer Orhan Kural?

Haberin Devamı

Gülü seven zehrine katlanır

Galatasaray’ın yeni transferi Icardi, ayrıldığı karısı Wanda Nara ile sosyal medyadan yine kırıştırmaya başlamış:
“Seviyorum seni toksik...”
“Zehirlisin mehirlisin ama benim gönlüm hâlâ sende” demeye getiriyor.
Barışırlarsa çok sevinirim çünkü futbol adına bilemem ama magazin adına çok şey kaybeder Türkiye.
Wanda Yenge, kocasından bile meşhur (Instagram’da Icardi’nin iki misli, 14 milyon takipçisi var) bir fenomen.
Futbolcu kocasının arkadaşıyla evlenmek...
Ronaldo gibi bir efsaneyle ağız dalaşına girmek...
Survivor ünlüsü görümcesiyle kavgalar falan...
Skandallar kraliçesi...
Türkiye’nin sığ magazin suları için eşi bulunmaz malzeme.
Arjantin medyası eski kocası Maxi Lopez’e mi döndü yoksa müzisyen L-Gente ile mi yakınlaştı, onu tartışıyor mesela.
Ayrılırlar da Wanda Nara’yı Arjantin’e geri kaptırırsak çekirdek çitleme kontenjanımızda büyük eksiklik olacak.

Yazarın Tüm Yazıları