Gojiberry mi, altın çilek mi?

Cevabım net ve açık: Ne gojiberry ne de altın çilek. İkisi de değil. Kuru erik, kayısı, hurma ya da incir ikisinden de çok daha lezzetli ve çok daha faydalı.

Haberin Devamı

Farkında mısınız bilmem, sorularınız giderek daha detaylı konulara, sağlıktan ziyade “fıstıki yeşil” olanlara doğru kayıyor. “Gojiberry, goldenberry (altın çilek) muhabbeti” de böyle bir şey ama siz yine de buyurun... 

Cevabım net ve açık: Ne gojiberry ne de altın çilek. İkisi de değil. Kuru erik, kayısı, hurma ya da incir ikisinden de çok daha lezzetli ve çok daha faydalı. Ne altın çileğin, ne de gojiberry’nin onları “bulunmaz Hint kumaşı” yapacak özellikleri veya marifetleri filan yok.
Ciddi hiçbir özelliği olmayan -tabiî ki içinde değerli bazı besin unsurları var ama hiçbiri ayrıcalıklı şeyler değil- ama “zayıflamaktan cilt güzelliğine, saç tırnak sağlığından şeker dengesine” seksen türlü derde deva olduğu söylenerek iyi niyetli, temiz kalpli halkımıza pazarlanan altın çilek kazığını 2-3 yıl önce hep beraber yedik.
Şimdi de bir yenisi gündeme getirilip aynı yol goji berry için deneniyor. Topraklarımızda yetişen değerli meyvelerden ciddi hiçbir farkı olmayan, dişe dokunur hiçbir özellik taşımayan bu Uzak Doğu meyvesi gündeme sokulmaya çalışılıyor. Merak ediyorsanız tadına bakabilirsiniz ama ne zayıflattığına, yağ erittiğine, ne şekeri düşürüp tansiyonu tedavi ettiğine inanmayın. Kuru erik, kayısı, hurma, incirden şaşmayın.

Haberin Devamı

İnsan detoksu ne demek?

İnsan detoksu da bir tür detokstur. İnsanların bazılarından arınmak, uzaklaşmak da iyidir bazen. Ama yine de “insan detoksu” yerine, “ilişki detoksu” deyimini kullanmak daha doğru olur. Ve bu detoks da en az “şeker detoksu, tuz yağ detoksu, ağır metal detoksu” kadar mühim ve faydalı bir detokstur.
Anlamı ise kısaca şudur: Size ağır gelen, yük gelen, üzen, geren, kaygı, endişe, stres yükleyen ilişkilerinizi de detokslayın gitsin!
Detokslayın ki faydalı, keyifli, şenlikli, akıl, bilgi, huzur, zariflik, incelik, nezaket ve hazaket yükleyen yeni ilişkilere yer açılsın. “İlişki detoksu” dedikleri şey özetle budur efendim. Tavsiye ederim. Deneyin derim.

Korkmadan sorun! Neden?

Biraz gelenek göreneklerimiz, biraz da eğitim tarzımız nedeniyle biz “soru sormayı sevmeyen”, daha doğrusu “sormaktan çekinen” bir milletiz.
Okulda öğretmene, evde anne babaya, hastanede doktora soru sormaktan çekiniriz. Dahası sormanın ayıp olabileceği bile işlemiştir bizim davranış kalıplarımıza.
Oysa sormak, sorgulamak, olan bitenlerin nedenini, niçinini anlamak hayatın her alanında ama özellikle de sağlığımız söz konusu olduğunda çok ama çok önemli.
Size yeni yıl sağlık tavsiyelerimden biri şu: Sağlığınızda olan biten her şeyi sorgulayın. Kilo mu alıyorsunuz? Nedenini arayın. Kan şekeriniz, tansiyonunuz, kolesterolünüz mü yüksek? Sorgulayıp nedenini öğrenmeye çalışın. Yorgun musunuz? Nedenini öğrenmeden tek bir adım bile atmayın. Hiçbir hap-çöp yutmayın.
Unutmayın ki her şeyin olduğu gibi sağlık sorunları ve sağlığımızdaki değişkenlerin de muhakkak bir nedeni var, olmalıdır.
Eğer kesin nedeni öğrenemeden işe başlarsak, oluşan problemin (veya hastalığın) nedenini anlamadan hapa, çöpe, ilaca, ameliyata sarılırsak emin olun ki onu hemen başka sorunlar izleyecektir.

Haberin Devamı

Kısırlık tehdidine dikkat

Kısırlık sorunu çocuk sahibi olmak isteyen aileleri bekleyen ürkütücü bir tehdit ve son yıllarda maalesef hızla büyüyen bir problem.
Konu kadınları da, erkekleri de birlikte etkileyen bazı problemlerle doğrudan ilintili. Kadınlar yumurtlama sorunu yaşarken, erkeklerin de sperm sayıları azalıp sperm kaliteleri düşüyor. Bu kötü gidişin nedeni de tahmin edileceği üzere kirli gıdalar, pis sular ve kirli hava.
Ağır sanayide kullanılan toksik metallerin (cıva, kadmiyum) bir şekilde bedenimize dâhil olması. Ayrıca dioksin isimli toksinin de çok ama çok mühim bir sperm azaltıcı.
Kucaklarda tutulan laptop bilgisayarların, tabletlerin, dar ve sıkışık iç çamaşırlarının da aynı sürece tuz biber eklediği kesin.
Kısacası kısırlık erkekleri de, kadınları da etkileyebilen mühim bir problem. Bu konudan canı yananların sayısı önümüzdeki yıllarda maalesef daha da artacak gibi görünüyor.

Haberin Devamı

Belleğinizi nasıl güçlendireceksiniz?

(İlk 10 öneri)

Yeni yıla daha güçlü, berrak ve net bir hafıza ile başlamak istiyorsanız buyurun...

* Hatırlamaya çalışın: Bol bol bulmaca çözerek hatırlama yeteneğinizi geliştirebilirsiniz. Ama bu, her şeyi hatırlamanız gerektiği anlamına da gelmez. Hatırlamak için geliştirilmiş bazı kolaylıklardan yardım alın. Sıradan bilgilerin beyninizi işgal etmesine izin vermeyin.
Telefon rehberleri, adres defterleri, kişisel bilgisayarlar ya da post-it’ler sizin için önemsiz bilgileri beyninize değil, bunlara kaydetmeniz için geliştirilmiştir, yararlanın!
* Yeni şeyler öğrenin: Yabancı dilde yeni kelimeler, önemli telefon numaraları, yeni adresler ezberleyin. Şiirleri, deyimleri, fıkraları aklınızda tutmaya gayret edin.
* Kültürel hayatı keşfedin: Yaşadığınız toplumdaki kültürel aktivitelere katılın. Konserlere, söyleşilere, tiyatrolara, müzikallere gidin. Yeni sanatsal yetenekler edinin. Mevcut yeteneklerinizi daha da geliştirin.
* Okuyun: Düzenli okuyun ve mümkünse bir günlük tutun. Teknolojiyle ilgilenin. E-posta göndermeyi, internete bağlanmayı, bilgisayar kullanmayı deneyin.
* Yeni beceriler edinin: Kurslara gidin. Yeni bir dil öğrenin, yeni bir uğraş edinin. Yeni şeyler öğrenmenin tadına varın.
* Bildiklerinizi öğretin ve aktarın: Bilgilerinizin, tecrübe ve yeteneklerinizin sizden sonrakiler için de gerekli olduğunun bilincinde misiniz? Bilgilerinizin tekrarlandıklarında belleğinizde daha uzun bir ömür süreceğini unutmayın.
* Özetleyin, kayıt tutun: Geçmişte yaşadıklarınızı, öğrendiklerinizi, tecrübelerinizi hatırlamaya, bunlara ilişkin kısa notlar tutmaya çalışın. Oluşturduğunuz kayıtları dosyalamaya ve saklamaya özen gösterin.
Böyle bir çalışma, öğrendiğiniz yeni bilgilerin belleğinize kaydını da kolaylaştıracaktır. Bilgileri kısaltın ve özetlemeye çalışın.
* Beyninize egzersiz yaptırın: Düzenli beyin egzersizleriyle zihninizi çalıştırın. Basit matematik problemleri çözmeye ve mantık soruları yanıtlamaya gayret edin.
* Konsantre olun: Konsantrasyon eksikliği bellek yetersizliğinin önde gelen nedenidir. Bir arkadaşınızın adını, bir şarabın markasını, önemli bir tarihi beyninize kaydederken aynı zamanda bir başka şeyi düşünmemeye çalışın. Eğer yeterince odaklanmazsanız ve o bilgi beyninize tam olarak yerleşmezse hatırlamanız da olanaksız olacaktır.
Beyninizde kayıt yaparken dikkatinizi yoğunlaştırın ve sadece odaklandığınız şeye kendinizi verin.
* Resimleyin ve planlayın: Hatırlamak istediğiniz kişileri, yerleri ve sayıları fotoğrafik imajlarla resmettikten sonra beyninize kaydedin. Herhangi bir şeyi zamanında ve unutmadan yapmak istiyorsanız, planlamanın hatırlatıcı gücünden de yararlanın.

Yazarın Tüm Yazıları