Duyuların ötesi... Koku

Koku ve tat, hafızamızda kimi zaman tüm duyuların ötesine geçer. Yediğimiz yemeği, tanıştığımız birini, kaldığımız oteli, evleri, hatta ilk kez gittiğimiz kentleri kokusuyla hatırlarız. Lizbon benim için kahve kokusudur, Adana ve Endülüs portakal çiçeği...

Haberin Devamı

 Her kokunun, her esansın temeli doğa. Bitkiler, çiçekler, ağaçlar, deniz, baharatlarla oluşan bugüne dek keşfedilmiş binlerce hammadde ve onlarla yapılan, yapılacak sonsuz sayıda parfüm...
Ülkemiz endemik yapısıyla çok zengin olsa da parfüm yapımı ve esans sanayi pek gelişmiş sayılmaz. En azından son yıllara dek öyleydi.
Geçtiğimiz günlerde varlığından bile haberdar olmadığım Seluz Kimya ve Kozmetik’in Silivri’deki tesislerini dolaşmak üzere davet alınca şaşırmadığımı söyleyemem. İlk kez bir esans üretim tesisine gitmek ve kendi parfümümü yapmak heyecan vericiydi. Öğrendiklerim de öyle...
Seluz, 10 yıl kadar önce yüzde 100 Türk sermayesi ile kurulmuş bir şirket. Avrupa’da 1800’lü yıllarda başlayan endüstriyel koku üretimine yetişmek tabii ki kolay değil. Global çok büyük şirketler var. Ancak Seluz’un kurucusu Murat Öztürk şu an ilk 30’da olduklarını ve ikinci 10 yılda hedeflerinin ilk 10’a girmek olduğunu söylüyor. Geçen yıl ihracatta yüzde 45, iç pazarda yüzde 20 büyüme gerçekleştirmişler.
Bizlerin aklına esans ya da koku denince hemen parfüm geliyor ama kimya koku sanayinde kişisel ve ev bakım ürünleri için de koku üretiliyor. Saç, cilt, bebek bakımı, ıslak mendil, deterjan, yüzey temizleyici, ortam kokusu gibi liste uzayıp gidiyor. Esans bir ürünün içeriğinin en az yüzdesini oluştursa da tüketici için ürünün en duyusal tarafı haline geliyor.
Almanya’da eğitimini tamamlayan ve uzun yıllar İsviçre’nin en köklü esans şirketi Luzi AG’de çalışan Murat Bey aslen Oflu.
İlk yerel koku çalışmalarını Karadeniz orman gülüyle ilgili yapmışlar. Şimdi birçok yerel yönetimle işbirliği içindeler.
Dinar’da lavanta, Muğla’da sığla ağacı, Mersin’de nergis, Urfa’da zahter üzerine çalışıyorlar.

Haberin Devamı

Duyuların ötesi... Koku


EN DEĞERLİ GÜL EN ÇOK KULLANILAN PORTAKAL

Türkiye’nin bugüne dek üretilen en değerli esansı gül yağı.
5 bin kilogram gülden 1 kilo gül yağı elde ediliyor. Kilosu ise 12 bin Euro. 1 gram gül yağı 13 euro’ya satılıyor. Lavanta yağının kilosu ise 200 lira. Portakal ise kabuğundan çiçeğine dünyada en çok kullanılan madde.
Dünya liginde olma hedefleri doğrultusunda geçen yıl İsviçre’deki Creative Center Dubai ve Tahran’da da ofis açmış. Bu yıl sırada Polonya ve Güney Amerika var.
Murat Öztürk “doğayı bir palet olarak gördüklerini ve en büyük ilham kaynakları olduğunu” söylüyor. Son derece modern ve donanımlı AR-GE merkezinin içine küçük bir orman kurmuşlar. Bu arada ürün testlerinde hayvanları kesinlikle denek olarak kullanmıyorlar.
Seluz’un parfüm, kişisel bakım ve ev bakım ürünleri için geliştirilen esanslarının yer aldığı koku kütüphanesinde 15 binin üzerinde koku bulunuyor.
Parfüm kreasyon ve AR-GE ekipleri her yıl ortalama bin 500 yeni koku geliştiriyormuş.
Seluz’da dünyanın en iyileri olarak gösterilen 6 kıdemli parfümör çalışıyor.
Şirket bünyesinde bir de Seluz Parfüm Akademisi kurmuşlar. Şu an 11 öğrencileri var. Yurtdışından temin edilen bir müfredatla eğitiliyorlar.
Yüzde 100 yerli sermayeli bir şirketin dünya liginde bir oyuncu olması, Türkiye’nin Isparta’nın gül yağı gibi kendine özgü hammaddelerinin sayısını çoğaltmaları, hatta bir parfüm markası çıkarmaları en büyük temennimiz.
Ben dünyanın en ünlü parfümörleri arasında gösterilen Waclaw Herzog’la birlikte yarattığımız, ana notalarının müge ve yasemin çiçeği ama daha içinde onlarca farklı koku bileşiminin olduğu parfümümü çok severek kullanıyorum.

Haberin Devamı

Grandma’s Wonderland

Serpil ve İbrahim Akbayır çiftinin yıllar önce Silivri’de yaptıkları çiftlik evi, 13 yıl sonra kızlarının isteğiyle butik otele dönüşmüş. Uzun yıllar televizyonda yapımcı ve yönetmen olarak çalışan Özgün Akbayır şimdi babasıyla beraber 7 odalı butik oteli ve restoranı işletiyor.
Kente bu denli yakın olmasına karşın yüzme havuzu, uçsuz bucaksız bahçesi, tavukları, keçileri, bağıyla gerçekten tam bir kaçış noktası olan Grandma’s Wonderland’in restoranı da çok başarılı. Özgün Hanım yemek yapmayı da seviyor. Restoran projesi hayata geçmeden önce bir yemek okulunda eğitim de almış.
Mutfağın başında Gürkan şef var. Selin Tümsek ise yardımcısı.
Hafta sonları çiftlik ürünleriyle hazırladıkları sabah kahvaltıları çok keyifli oluyor. Yumurtalar kümesten toplanıp 5 dakika sonra muhteşem bir omlet olarak önünüze geliyor. Otelde konaklamasanız bile restorandan yararlanabiliyorsunuz...

Haberin Devamı

Liman’a özel lezzetler

İstanbul Modern Restoran, İstanbul’un en güzel manzaralı restoranlarından biridir. Restoranda haziran sonuna dek, “Liman” sergisine özel hazırlanan Karaköy liman esnafının, denizcilerin tercih ettiği lezzetlerin yer aldığı “LİMAN’dan Gelen Tatlar” menüsü sunuluyor.
Menüde farklı malzemelerden yapılan “gemici çorbası”, mevsim sebzelerinden ve baklagillerden oluşan “kaptanın yemeği” ve her güne özel geleneksel tatlılardan biri yer alıyor.

Yemyeşil hafta sonu

Swissotel The Bosphorus’un içinde yer alan Sultan Park’ta “yeşil” temalı hafta sonları düzenleniyor. Amaç karmaşadan, kent stresinden, yorgunluğundan, trafikten uzak ama bir o kadar da etkinliklerle dolu bir iki gün geçirmek.29 Nisan–21 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek Greenery Weekends, Michael Stewart, Nihan Hantal, Ateş Bağdaş ile yoga, Burak Ergezen’le çay atölyesi, Zeynep Tarhan Muslu ile renk şifresi, Pürovel eğitmenleriyle aquafit, Lebriz Dedeoğlu ile meditasyon, açık hava canlı müzik performansları, masaj programı gibi birçok etkinlik yer alıyor. Hafta sonları otelde konaklayanlar Greenery programına ücretsiz katılıyor... 

Haberin Devamı

Çanakkale Yalova Restoran

Çanakkale’de uzun süredir ününü duyduğum ama gitme fırsatı bulamadığım Yalova, bundan böyle Türkiye’de listeme giren az sayıdaki balık restoranından biri olacak. Üç günlük Çanakkale seyahati süresince iki gece üst üste gitmek başka türlü açıklanamaz zaten.
Ahtapot ızgara, enginar kalbi, lor böreği, ızgara kalamar, hamsi turşu, şarap soslu zargana buğulama, kılıç ızgara, deniz börülcesi her birinin malzeme kalitesi, pişirme oranları, yaratıcılığı övgüye değer.
Ertuğrul ve Didem Sürgit her daim işin başında. Mutfaktan servise çok iyi bir ekip kurmuşlar. Mutfak Recep ve Yusuf şeflere emanet, iki gece masamızla ilgilenen Dinçer Gündeş, Hayrullah Oral ve Salim Çekiç de tam anlamıyla işlerinin ehli.
Türkiye’de listeme bir lezzet durağı daha eklendi, çok mutluyum. Mayıs başında Bozcaada’daki ikinci şubelerinde sezonu açıyorlar.
Aklınızda bulunsun...

Haberin Devamı

Duyuların ötesi... Koku

Yazarın Tüm Yazıları