Şehirde yeni sezon

Servisler yollara düştüğüne göre yeni sezon başlamış demektir. Her uzayan dizi gibi burada da beklenti düşük. Ama mecbur birlikte izleyeceğiz...

Haberin Devamı

Şehirde yeni sezon

Okulların açılması şehrin yeni sezonunun tamamen başlaması demektir, bunu tescil eder. Diyebilirsiniz ki bu da uzadıkça uzadı, her sezon biraz daha tadı kaçıyor. Doğrudur ama yapacak bir şey de yok. Ben de bu sezondan büyük beklenti içinde değilim. Geçen hafta dolu dolu yaşadığım ilk bölümden enstantanelerden bazılarını anlatayım, nedenini kendileri göstersin.

Elimdeki pet şişeyi yanımdan geçen okul servisine fırlattım ve vurdum. Çünkü sabahın 6.30’unda ara sokakta sapık gibi hız yapıyordu. Durup “Ne atıyorsun” deseydi, “Aracın içinde çocuk var, sokakta çocuk, kedi, köpek ve dahi yetişkin insan var, sen neyin peşindesin” diyecektim. Nasıl bir zırvalık içinde olduğunu kendi de biliyor olsa gerek durmadı.

Bir tane gayri-Türkiyeli çocuk, ailesinin elinden kopup koştura koştura gidip sokak köpeğine tekme attı. Ben de kopup koştura koştura ona tekme atacaktım, yaptırmadılar. Babasına çemkirdim, dil bariyerine rağmen “Bu senin oğlanı kaldırır çöp kutusuna atarım, hiçbiriniz de alamazsınız elimden” dediğimi anladı
az çok. Üç tane ergen gerzobaş evin önünde geçerken ellerindeki şişeleri yere atıp kırdılar. Bir posta da onlara kükredim. Birinin anlık testosteronu fazla kaçmış, cevap verdi. “Sen az dur, geliyorum aşağı” dedim. Ben inene kadar değerleri normale dönmüş olacak ki uzamıştı. Apartmandan çalı süpürgesi alıp kaldırımı süpürdüm. ‘Herkes kendi kapısının önünü süpürse’ uygulamalı versiyon oldu. Herkes kendi kapısının önünde taşkınlık yapanı da tartaklasa yeme de yanında yat.

Haberin Devamı
“Bir romantiklik yapalım, güzel bir yemeğe gidelim der, 500 lira verir, dönerdin. Şimdi iki hamburger yersin.”

Kendimi yetkili ilan edeceğim

Bir hamburger, bir tane de 33’lük biraya 200 lira verdim sonra; bu haftanın çarpıcı anlarından biri oydu. İki kişi bir çılgınlık, bir romantiklik yapalım, güzel bir yemeğe gidelim der de 500 lira verir, dönerdin. Şimdi iki hamburger yer, dönersin.

Kaldırıma park eden arabaların fotoğrafını çekip belediyeye attım. Belediye çok bildiği için “Park önleyici kontrolü için ilgili birimimizi bilgilendireceğiz. Motorlu taşıtlara cezai işlem uygulama yetkimiz olmadığından ne yazık ki hatalı park yapan araçlara da müdahale edemiyoruz” dedi ve “Bu tür durumlarda müdahale edilebilmesi için 112’den Emniyet’e iletebilir misiniz” diye de ekledi.

Ben de onlara belediye zabıtasının görevleriyle ilgili yapılan değişiklik kapsamında Kabahatler Kanunu çerçevesinde işlem yapabileceklerini, diğer ilgili birimlerle iletişmenin de yine kendi sorumluluk alanlarında olduğunu söyledim. İlgili Resmî Gazete nüshasını da ilettim. Cevap da vermediler, herhangi bir iş de yapmadılar. Aynı kaldırıma park eden araçları çekip çekip atmayı sürdürüyorum. Kendi park önleyicimi kendim almayı ve kendi kendimi ilgili birim olarak yetkilendirmeyi planlıyorum. Nasılsa yetkisi olan sosyal medyada espri kovalamaktan öteye gidemiyor.

Bir de benzincinin içinde korna çalıp duran dayı, kaldırıma çıkıp sonra tekrar yola önüme atlayan motosikletçi, ters yönden gelip bir de cazgırlık yapan çaçaron kardeş, bir tane uyduruk toplu taşıma sırasına bile dayanamayıp öne geçmek için kaynak kovalayan teyze gibi açık açık bağırdıklarım var. Ama
onları da sıralarsam bu hafta ve dahi önümüzdeki hafta bu köşeye sığamayız. Hoşgeldiniz yani şehrin yeni sezonuna...

 

Yazarın Tüm Yazıları