Açıklaması da kabahati kadar kötü

Ermeni lobisinin baskılarına boyun eğerek, ABD’deki Ermeni diyasporası Amerika Ulusal Ermeni Komitesi’nin (ANCA) destekçilerine Atatürk’ü ‘yücelten’ diziye karşı yürüttükleri kampanya için teşekkür ettirecek noktaya gelmiştir. Türkiye’deki tepkiler üzerine özrü kabahati kadar büyük bir başka skandal açıklamaya da imza atmıştır. Neymiş efendim, “Yapım FOX TV ekranlarında ve sinemalarda yayımlanacak, böylelikle Atatürk ‘çok daha geniş kitlelere ulaştırılacak’mış...” Türkiye’de ve tüm dünyada yaşayan Türklerin kalbinde Atatürk zaten onların aklının bile alamayacağı şekilde seviliyor, sayılıyor. Bu kitle zaten Atatürk’ün hayatıyla büyüyor. Kısacası kimi kime anlatıyorsun?

RTÜK BAŞKANI: RESMİ BİR YANIT GELMEDİ

Peki Ankara ne düşünüyor? RTÜK Başkan Ebubekir Şahin ile konuştum. RTÜK söz konusu platforma tepkisini hem sözlü hem yazılı olarak dile getirdi, üstelik bir de resmi yanıt beklediğini söyledi. Kamuoyuna meselenin özünden uzak bir açıklama yapan platform, bu satırların yazıldığı saatlerde henüz RTÜK’e resmi bir yanıt vermemişti. Gelelim Ebubekir Şahin’in mesajlarına:

- Tüm Türkiye’nin son derece hassas olduğu bir konuda resmi bir yanıt vermediler, nedenini söylemediler.

- Anlaşmalar çerçevesinde Türkiye’ye bir söz vermişlerdi. Yaptıkları son açıklama tatmin edici bir açıklama değil.

- Toplumda büyük bir hayal kırıklığı yarattılar. Atatürk’ü Türkiye’ye değil, dünyaya anlatmak için yapılan bir anlaşmaydı. Kamuoyuna yaptıkları açıklamanın da bu nedenle tatmin edici hiçbir yanı yoktur.

‘OLASI İSTANBUL DEPREMİ MİLLİ GÜVENLİK SORUNUDUR’

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki adeta seferberlik ilan ederek, olası İstanbul depremine hazırlık için yapılacakları anlattı. Anlatırken de olası depremin yol açabileceği hasar konusunda şu sözleri kullandı: “İstanbul koca bir hapishaneye döner...” Özhaseki’nin sözlerinin ardından AFAD Bilim Kurulu üyesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy ile konuştum. Bakın neler dedi?

‘MİLLİ SEFERBERLİKLE ÇÖZÜLÜR’

- Olası büyük İstanbul depremi bir milli güvenlik sorunudur, milli seferberlikle çözülür.

- Yapı stoku çok yoğun.

- Marmara Bölgesi’ni de dahil ederseniz, Türkiye’nin üçte biri bu bölgede yaşıyor.

- Sanayi ve altyapı tesisleri bu bölgede.

- Asya-Avrupa arası tedarik köprüsü, bu nedenle de kıtalar arasında ve dünyada büyük sorun yaratır.

- Özel yasa çıkarılıyor olması çok önemlidir. 1999 yılından sonra geç bile kaldık!

‘6 ŞUBAT TÜRKİYE’DEKİ TÜM ZONLARI HAREKETE GEÇİRDİ’

Şükrü Hoca’nın sadece İstanbul’da değil ama tüm Türkiye genelinde gerekli önlemlerin derhal alınması konusunda uyarısı da var. Nedenlerini şöyle anlattı:

- Yaşadığımız iki büyük deprem, özellikle bölgeye komşu deprem zonlarını harekete geçirdi.

- Bu nedenle Türkiye’nin birçok yerinde yıkıcı olmasa da peş peşe depremler oluyor.

- Türkiye’de bir yıl içinde 2’den büyük deprem sayısı ortalama 24 bindi, yani her ay yaklaşık 2 bin deprem meydana geliyordu. Ancak 6 Şubat depremlerinin ardından sadece altı ayda bu rakam 50 bine yaklaştı. Bu rakamın yıl sonunda nereye varacağını düşünün.

Kısacası sevgili okurlarım, Türkiye genelinde deprem gerçeğini kabul ederek hepimizin üzerine düşen sorumlulukları bir an önce yerine getirmesi gerekiyor.

BİRAZ DA BİZİM SORUNLARIMIZ...

Ekonomideki gelişmeler malum... Hemen her sektörü ve çalışanı yakından ilgilendiriyor. Nereye gitsem, yerel medyanın karşı karşıya kaldığı sorunları dinliyorum. Oysa hem kendi illeri için hem de o illerin en ücra köşesinde ne olduğunu tüm Türkiye’nin öğrenebilmesi için hayati önem taşıyorlar. Bu nedenle yerel medyanın sorunlarını Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan’a sordum. Bakın yerel medyanın yaşayabilmesi için talepleri neler?

GAZETELER

- Tasarruf tedbirleri kapsamında kamu kurumları abonelikleri iptal etti, oysa bu destek devam ettirilmeli.

- Kâğıt, matbaa ve kargo giderleri fahiş fiyatlara ulaştı, yüzde 25 indirim uygulanmalı.

- Basın İlan Kurumu gazetelerde bölgesel denetim yapmalı ve her il bir tutulmamalı.

- İnternet haberciliğinde getirilen kriterler doğrultusunda resmi ilan alma şartları çok ağır hale getirildi, bu konuda bir düzenleme yapılmalı.

TELEVİZYONLAR

- Uydu maliyetleri çok yüksek. Türksat’a ödemeler döviz kuru üzerinden değil, TL üzerinden olmalı.

- Kamu spotları konusunda düzenleme yapılarak yerel televizyonlar da faydalanmalı.

- Sosyal medyada lisanssız yapılan yayınlar yerel medyayı zor duruma sokuyor, kontrol altına alınması gerekir.

- Televizyonlarda lisans ücretleri kaldırılmalı ve Basın İlan Kurumu tarafından desteklenmeli.

- Deprem bölgesindeki uydu kanallarının 6 ay uydu ücretleri alınmamalı.

RADYOLAR

- Telif hakları konusunda hâlâ bir karmaşa bulunuyor, bu konu yasal düzenleme ile kontrol altına alınmalı. Ulusal kanallarda sanatçılar kanallara para öderken, yereller ise telif ödemek zorunda. Bu da haksız bir rekabet ortamı oluşmasına neden oluyor.

- Reklamlara uygulanan yüzde 18’lik KDV’nin gözden geçirilmesini talep ediyoruz.

- Radyoların da yerel gazeteler gibi Basın İlan Kurumu tarafından desteklenmesi gerekiyor.