Ruh halimizi anlatan en olağanüstü cümle

Dün New York Times’ta yayınlandı.

Beyoğlu’nda bir zamanlar cıvıl cıvıl olan bir sokak...

Günlük hayatımızın nasıl boşaldığını anlatıyor.

***

Altında orada kitapçılık yapan genç bir adamın sözleri.

“Kaybolmuş hissediyoruz. Hiçbir enerjimiz kalmadı. Nereye gideceğimizi hiç bilmiyoruz. Mutlaka bir şeyler olacak diye bekliyoruz. Ama beklediğimiz şeyin ne olduğunu da bimiyoruz...”

***

Bir nefes alıyor ve devam ediyor...

“Türkiye’yi bekliyoruz...”

Ve son cümlesi...

“Tıpkı Godot’yu bekler gibi...”

***

Okurken içimden gelen ses şuydu:

“Tıpkı benim duygularım...”

***

Ülke olarak, “Yeni Türkiye” diye çıktığımız yolda geldiğimiz yer işte bu...

***

Sayın Cumhurbaşkanı...

Sayın Başbakan...

Ne olur susturun şu çevrenizi saran trolleri bir günlüğüne...

Kırın etrafınızdaki yeni yanaşma duvarını...

Bu genç adamın duygusunu anlamaya çalışın.

***

Türkiye’nin küçümsenmeyecek, ihmal edilemeyecek bir bölümünün sesi bu.

BU KADIN KİM

 SİZE küçük bir ayrıntı vereyim.

New York Times’ta bu yazıyı yazan kadın Sabrina Tavernise, gazetenin eski İstanbul muhabiri...

Bir zamanlar birçok insanı hasta edecek kadar Tayyip Erdoğan hayranıydı...

Bugün tam aksini düşünüyor.

HERKESE MUTLU BİR HABERİM VAR: ARTIK HALKIN ARASINA GİRİYORUM

EVET yanlış duymadınız...

Bu snop kardeşiniz halkın arasına iniyor.

İlk adımı attım ve “Pokemon Go” adlı yeni Nintendo oyununu indirdim.

Şu anda Batı dünyasında en çok konuşulan konu bu.

Nintendo yeni bir Pokemon oyunu çıkardı.

“Virtual reality” dediğimiz dijital teknolojinin yeni boyutunun ilk yaygın uygulaması diyebilirsiniz.

Oyun akıllı telefonlarla oynanıyor.

Google Maps üzerinden gerçek mekânlara, binalara, yerlere giriyorsunuz.

Orada Pokemon karakterleriyle oynuyorsunuz.

Büyük bir fenomen oldu.

Nintendo şirketinin hisselerini yüzde 25 yükseltti.

Bir haftada şirketin değerine 11 milyar dolar ekledi...

Umutluyum...

Belki Cumhurbaşkanı da bu oyunu indirir, öteki yüzde 50 içinde dolaşabilir...

Barışmak için güzel bir fırsat...

ÜÇ GÜNBATIMI 

ASTRONOTLAR yeni bir gezegen keşfetmişler.

Güneş her gün 3 kere batıyormuş. Üç günbatımı...

Adını “HD 131399Ab” koymuşlar.

Kötü haber şu...

Dünyadan 320 ışık yılı uzaktaymış.

Yani benim ömrüm yetmez gitmeye...

Belki Pokemon Go oyunu ile giderim.

46 YIL SONRA NEİL YOUNG’I DİNLEMEK

DÜNDEN itibaren Montreux Caz Festivali’ndeyim...

Kendimi iyi hissediyorum burada...

Bir müzik arkeolojisi okuyorum.

Dün gece hayatıma en büyük damgayı vurmuş müzisyenlerden birini, Neil Young’ı dinledim.

“Heart of Gold” şarkısını kalbimize takan adam.

1970’li yıllarda onu rahmetli Ahmet Ertegün’ün yarattığı “Crosby, Still, Nash and Young” grubu içinde tanıdım.

Konserin ilk bölümü harikuladeydi.

Kendimden geçtim...

Bu yılı hayatımda “müzik yılı” olarak ilan ettim...

Gidebildiğim her yere gideceğim...

Yenileri keşfedeceğim..

Eskileri yeniden keşfedeceğim...

Trollerin tarumar ettiği, vasatlığın da altına çektiği bu çamur deryasından kurtaracağım ruhumu...

MONTREUX TAYFASINDAN GÜNLÜK HABERLER

MONTREUX’de iyi bir ekibiz.

Mehmet Yılmaz, Çağdaş Ertuna, Fatih Altaylı, Kanat Atkaya, Levent Özçelik ve ben.

Size ekipten bazı dedikodular.

- Mehmet Yılmaz: Her zamanki gibi grubun en “cool” üyesi. İyi eğleniyor, fazla konuşmuyor, konuştuğu zaman yıkılıyoruz.

- Fatih Altaylı: Bu gezide Fatih’in pop müzik bilgisini keşfettim. Yıllarca birlikte çalıştığım arkadaşımın 1970’li yıllardan bugüne ait müziği bu kadar iyi bilmesine şaşırdım. Onu sadece araba ve saat uzmanı bilirdim.

- Kanat Atkaya: Festivallere onunla gelmek, müzik dinlemek çok yararlı bir şey. Programı en iyi o biliyor. Bizi yönlendiriyor. Shazam uygulaması gibi bir bilgisi var. Bir müzik çaldığında anında kim olduğunu, grubun nerede kurulduğunu, kaç CD çıkardığını söylüyor. 

- Levent Özçelik: Her zamanki gibi sempatik. Nereye gitsek anında bir sürü arkadaş ediniyor. Tabii çoğunun kızlar olduğunu söylememe gerek yok.

- Çağdaş Ertuna: Her zamanki gibi sempatik. Her zamanki gibi “Dayımgil” diyerek Mehmet Yılmaz’a takılıyor. Hepimizin kanaati Çağdaş çok güzelleşmiş. Sebebini mutlaka öğreneceğiz.