Patron babasına isyan eden bir kız ve kendini kovdurmak isteyen patron

Adamın adı Reed Hastings, kadının adı ise Bianca Comparato’ydu... Biri kendi kurduğu şirketin tepesinde diğeri ise Brezilya dizilerinin yıldızıydı... İkisi de zirvedeyken kapıyı çekip, bilinmeze doğru yola çıkmışlardı... İkilinin yolu, 100’den fazla ülkede izlenen “Yüzde 3” dizisinde kesişti...

Haberin Devamı

1- 1990’lı yılların ortasında bir gün...

Otuzlu yaşlarının ortasındaki genç adam “Ben bu işi yapamıyorum. Lütfen kovun beni” dedi...

Bu sözleri şirketin yönetim kurulu üyelerine söylemişti.

Üyeler hayretle yüzüne baktılar.

Konuşan insan, şirketin CEO’suydu ama daha da önemli bir özelliği vardı...

Şirketin kurucusu ve sahibiydi...

Hayatlarında ilk defa böyle bir şeyle karşılaşıyorlardı...

Şirketin sahibi, yönetim kurulu üyelerine resmen “Beni şirketten kovun” diyordu...

“PureSoftware” adlı şirketi 90’ların başında kurmuştu. Şirket software’lerde ortaya çıkan sorunları gideren bir program geliştirmişti. Yani bir tür “software tamirciliği” yapıyorlardı.

Kurduğu şirketin CEO’luğunu da o yüklenmişti...

Ancak kendisinde yöneticilik kabiliyeti ve özelliklerinin bulunmadığına inanmıştı...

Haberin Devamı

Arkalarında 1985’te Apple’da yaşanan olay vardı.

PureSoftware yönetim kurulu üyeleri “Patronu işten kovmaları” gibi bir fikri kabul etmediler.

Patronun adı Reed Hastings’di...

O gün yöneticiliği öğrenmeye karar verdi.

Öylesine güçlü öğrenecekti ki, yıllar sonra aynı durumla karşılaştığında cevabı çok farklı olacaktı...

Patron babasına isyan eden bir kız ve kendini kovdurmak isteyen patron

KIZIN PATRON BABASINA ‘BEN GİDİYORUM’ DEDİĞİ AN

2- Otuz yaşındaki genç kadın babasına baktı ve son noktayı koydu:2015 yılı sonunda bir gün, Rio de Janeiro...

“Artık senin yazdığın türde televizyon dizilerinde oynamayacağım...”

Kadının adı Bianca Comparato’ydu kariyerinin doruğundaydı. Bir zamanlar Türkiye’de “Köle İsaura” adıyla simgeleşen telenovellarda (Brezilya dizileri) en çok tutulan ve en iyi parayı kazanan oyuncuydu...

Babası ise o en ünlü dizileri yapan şirketlerden birinin sahibiydi.

Ayrıca en ünlü dizilerin senaryolarını da yazıyordu...

Genç kadının oynadığı dizileri yayınlayan televizyon kanalları ise Globo Grubu’nun şirketleriydi.

Brezilya’nın tartışmasız kralıydı Globo...

Genç kadın, işte böyle bir patron babaya ve onun da içinde bulunduğu bir deve kafa tutarak, ayrılacağını söylüyordu.

Haberin Devamı

Bir tür mesleki intihardı yaptığı...

Bianca Comparato, 30 yaşındaydı ve bir süredir bir şeyin farkındaydı.

Çevresindeki gençler artık televizyon seyretmiyordu. Hepsi internetten film izliyordu.

Ayrıca kendisi de artık oynadığı sığ rollerden bıkmıştı.

O günlerde hem Globo yetkililerine hem babasına şunu söylemişti:

Artık daha derinlikli roller istiyorum. Breaking Bad’deki Walter White gibi, ‘Homeland’ dizisinde Claire Danes’in oynadığı Carrie Mathison gibi roller hayal ediyorum.”

Hem şirketi, hem babası hayır demişti.

Ama onun aklında babaya isyanı anlatan Yunan efsanesi vardı...

Bir noktada babayla ilişkiyi kesmeyi bilmek gerekiyordu.

O gün meslek hayatının en büyük kararını aldı ve bir daha geri dönmemek üzere Globo’nun devasa kapılarından çıktı...

Haberin Devamı

Kaderi onu, 20 yıl önce yönetim kuruluna “Beni işten atın” diyen bir patronla buluşturacaktı...

‘APOLLO 13’ KASEDİNİ İADEYE  GİDEN ADAMIN HİKÂYESİ

3- Reed Hastings o gün, Ron Howard’ın “Apollo 13” filminin kasedini iade etmek için film kiralama şirketinin kapısından girerken kendisini bir sürpriz bekliyordu.1995 yılı sonunda bir gün...

Kiraladığı kasedi zamanında iade etmediği için 40 dolar ceza ödeyecekti...

Film hastasıydı ve bu 40 dolar ona fena koymuştu.

Kurduğu PureSoftware şirketini devretmişti ve hayatı bir anda boşalmıştı...

Günlerini film seyrederek geçirirken, geçmişi gözünün önüne geliyordu.

1960’da Boston’da doğmuştu...

Bowdoin Koleji’nde eğitim yaparken, bir yandan da Amerikan deniz piyadesi eğitimine gönderilmişti... Müfreze Komutanlığı eğitimine kadar yükselmiş, oradan Quantico’daki subay adaylığı bölümüne gitmişti...

Haberin Devamı

Koleji bitirdikten sonra, yurtdışındaki Peace Corps’a (Barış Gönüllüleri) katılmıştı.

1983-85 yılları arasında Afrika’nın en güneyindeki Svaziland’da lise matematik öğretmenliği yapmıştı.

Ama dönüşte kafasına koyduğu yere, Stanford Üniversitesi’ne gitmişti...

Silikon Vadisi yıllarının başıydı ve bu üniversite dijital dinin yeni kutsal mekânıydı.

BİR DAHA KASET CEZASI ÖDERSEM NE OLSUN

3- O gün kaset kiralama şirketinin kapısından çıkarken karar vermişti.

Kendi hatasından kaynaklanan 40 dolarlık cezadan karısına hiç söz etmeyecekti.

Ama kafası daha o günden şu soruya takılmıştı:

Bu çağda gecikme için 40 dolar ödemenin mantığı yoktu.

İlk fikir o gün aklına geldi.

Haberin Devamı

İnsanlarda böyle 40 dolarlık ceza şokları yaratmak yerine, ayda 30-40 dolarlık abonelikle istediği kadar kaset kiralamak daha akıllıca bir fikir değil miydi...

O gün böyle bir kiralama şirketi kurmaya karar verdi...

1997 yılında Marc Randolph adlı arkadaşı ile birlikte film kiralama şirketini kuracaktı.

Ama o gün, ileride adı Netflix olacak ve dünya görsel eğlence tarihini değiştirecek fikrin doğduğunun farkında değildi...

Henüz kaset kiralama dönemiydi... DVD’ler henüz ticarileşmenin başındaydı. Streaming (dijital akış) henüz ufukta bile görünmüyordu.

BİR SİNEMA ÖĞRENCİSİNİN YÜZDE 3’LÜK SENARYOSU

4- 2015 yılı ortasında bir gün...

Netflix yöneticisi Erik Barmack önündeki senaryoya ve görüntülere baktı ve “Brezilya projemiz için çok ilginç olabilir” dedi...

Senaryo ve görüntüler, Pedro Aguilera isimli, Brezilyalı bir sinema öğrencisine aitti.

Rio de Jeneiro favellalarında (gecekondu) geçen bir hikâyeydi.

Her yıl düzenlenen bir yarışmaya katılıp kazanan fakir çocukların yüzde 3’ü, hayatlarının geri kalan kısmını yüksek gelirli semtlerde, zengin bir hayatla geçirme imkânı sağlıyordu. Geri kalanlar ise varoşlardaki sefil hayatlarına dönüyordu.

Genç öğrenci bu senaryo ve çektiği bazı görüntülerle devletin düzenlediği bir film yarışmasını kazanmış ve eline biraz para geçmişti.

Bununla dizisinin ilk bölümünü de çekmişti.

Biraz “Açlık Oyunları” filmini hatırlatıyordu, ama Brezilya gibi dev bir pazara girmek isteyen Netflix için çok iyi bir fırsat olabilirdi.

Şirket Brezilya pazarına girmiş ama başarılı olamamıştı.

Bunun üzerine bir yöneticisini Brezilya’ya göndermiş ve onun hazırladığı rapor üzerinde çalışmaya başlamıştı.

Teknik bazı sorunlar vardı ama en önemli sorun başka yerdeydi...

Brezilya’nın “Köle İsaura” alışkanlığına sahip “novella” seyirciyi ikna etmek zor olacaktı.

NARCOS VE ESCOBAR İMDADINA KOŞUYOR

5- 2015 yılı sonunda çok ilginç bir deneyim yaşamışlardı.

O yıl gösterime giren Narcos dizisi ABD gibi Latin Amerika’da da büyük başarı elde etmişti.

Filmde Escobar rolünü oynayan Brezilyalı sanatçı Wagner Moura’nın da bunda başarısı büyüktü.

Bu da gösteriyordu ki, yerel konulara ve yerel kişilere ihtiyaçları vardı.

İşte tam bu sırada, patron babasının yüzüne kapıyı çarparak ayrılan Bianca Comparato kapılarını çaldı...

Çok çabuk anlaştılar...

Ellerinde sinema öğrencisi Pedro Aguilera’nın senaryosu vardı...

Çok kısa süre sonra çekimler başladı...

Şu an bütün dünyada ilgiyle izlenen “Yüzde 3” dizisi doğmuştu...

Netflix 25 Kasım 2016 günü “Yüzde 3” dizisinin ilk 8 bölümünü yayınladı.

Bianca Comparato ertesi gün bir televizyon kanalının canlı yayınından çıkarken kapıda yüzlerce genç kendisini bekliyordu.

Dizi 100’den fazla ülkede daha gösterime çıkmıştı.

KENDİNİ KOVDURMAK İSTEYEN PATRONUN BU DEFAKİ CEVABI

6- O yılın son çeyreğinde Netflix 7 milyon abone daha kazanmış ve dünyadaki toplam abone sayısı 94 milyona yükselmişti... Bunun 44 milyonu ABD dışındaki ülkelerdeydi...

Şirket geçen yıl 6 milyar dolarlık içerik üretmişti.

Bu 1000 saatlik film anlamına geliyordu.

Bir kişinin 41 gün 41 gece 24 saat hiç durmadan film seyrederek bitirebileceği bir miktardı.

Ama şirket hâlâ kâra geçmemişti.

İşte tam o günlerde ilginç bir şey oldu.

Bir yıl önce Netflix, klasik video kiralama şirketini ana şirkettten ayırma operasyonunu yapmış ama bu tam bir felaketle sonuçlanmıştı... Şirketin değeri dibe vurmuştu.

Bunun üzerine Netflix yönetim kurulu, CEO ve kurucu ortağı Reed Hastings’i istifaya davet etmişti...

25 yıl önce kendisi kovulmayı isteyen Hastings’in bu defaki cevabı farklı oldu.

Artık 56 yaşındaydı ve “Kesinlikle hayır” dedi...

İkinci bir Steve Jobs olmayacaktı ve artık yöneticiliği iyi öğrenmişti...

Hesabına göre Netflix bu yıl breakeven (gelir-gider dengesi) durumuna gelecek ve 200 milyon aboneye ulaştığında ise para basan bir makine olarak Google-Facebook kulübüne katılacaktı...

Bir zamanların barış gönüllüsü, henüz kendisiyle barış yapmamıştı...

NOT: Bu yazıdaki bilgiler Business Week, Forbes dergileri, New York Times, Wall Street Journal ve Financial Times gazeteleri ile çeşitli uzman internet sitelerindeki haberlerden derlenmiştir. Senaryo her zamanki gibi bana ait.

Yazarın Tüm Yazıları