Hayat, bambaşka bir yolculuk biçimi…

Günaydın yepyeni bir haftadan hepinize…Güçlü, dinamik ve sorunlarımızın çözüme kavuştuğu bir hafta dilerim.

Haberin Devamı

 

Her sabah kalkıyorsunuz sürekli kendinize soruyorsunuz. Bugün de diğer günle aynı.

Ne değişecek hayatımda,

Ya da

Ne değişmeli bu hayatımda…

 

İnsanları sürekli gözlemliyorum. Nerede hata yapıyoruz ve neleri görmüyoruz diye…

Mesela dün gece instagram da atılan mesajları tek tek inceledim.

“AstroŞifa 2020 ajandası” kasım ayında çıktı ve astrolojiyi bu kadar seven insan olmasına rağmen bu ajandanın neye hizmet ettiğini bir türlü doğru anlatamadığımı düşündüm. Gelen sorular ışığında video çektim. Hikayeler kısmında paylaştım.

 

Bir sürü soru geldi.

 

-AAA,bu böyle bir şey miydi?

Haberin Devamı

-Bu yıl böyle bir şeye çok ihtiyacım vardı?

-Neden daha önce söylemediniz?

-Kalmış mıdır acaba?

-Nereden alacağım?

-Nasıl temin edeceğim?

-Bu inanılmaz bir iş değil mi?

-Ben çok ön yargılıydım bu ajandaya böyle detaylı anlatıldığını bilmiyordum?

 

Vb gibi.

 

Halbuki 1 kasımdan beri sürekli köşe yazılarında yazdığım, sosyal medyamda itinayla anlattığım ve nereden temin edilebileceğini defalarca söylememe rağmen durum ortadaydı. Sanki yeni çıkmış gibiydi. Halbuki 1 aydan fazla kitapçılarda bulunmaktadır. Ben acaba çok mu söz ediyorum ya da bahsediyorum diye kendi kendimi eleştiriyordum.

 

Bu deneysel durumdan şunu gözlemledim:

-Hazır olan şeylere ulaşmayı seven insanlar olduk. Hazır olmayan şeylere saygı duymuyoruz.

-Bir köşe yazısı yazıyorsam bu yazıyı eğer sosyal medyamda ekran yukarı kaydır yapmıyorsam gidip okunmuyor.

-Eğer bir kitap çıkartıyorsanız bunu buradan satın alın diye link göstermezseniz kitap alınmıyor.

-Geçenlerde bir okuyucum yazmış. Bugün ne var gökyüzünde diye? Yazdım dedim. Yok sosyal medyaya koymamışsınız dedi. Gerçekten koymamışım. Yani o gün sosyal medyada aksiyon yoksa kendinizi unutuyorsunuz.

Haberin Devamı

-Eğer popüler birine bir şeyler gönderirseniz ancak sesinizi duyurabiliyorsunuz.

 

Sonuç olarak anladığım, biz insanoğlu olarak her şeye geç kalarak kendimizi cezalandırıyoruz. Buna benzer hayatımız içinde neleri görmüyoruz veya nelerin üzerini örtüyoruz.  Bu durum sırasında kendimi sorguladım elbet.

Hangi kitaplara, hangi bilgilere ya da hangi insanlara geç kalıyorum diye baktım. Google efendiye girin sizlerde sorun ve bakın…

 

 

Dememiz o ki; Chantal Mouffe der ki, “Toplumun büyük çoğunluğunu ilgilendiren basit mücadelelerle işe başlamalıyız”

 

Chantal : Toplumsal hareketler alanlarında günümüzün en seçkin siyasi kuramcılarından biri. Neoliberalizmin krizi, siyasi kimlik ve demokratik sosyalizm konularını ele alan kapsamlı çalışmaları mevcut. Toplumsal sorunlara daha yakın olmak için bazı kuramları iyi bilmeniz gerekiyor. Kendinizi kişisel gelişim yolunda geliştirirken daha nitelikli kitaplar ve kuramcılar üzerinden geliştirin. Felsefe ve sosyoloji size sorgulama getirir. Tuval üzerine gökyüzünü çizdirir. Astrolojide bu işin bir parçasıdır. İçinde beylik laflar yoktur. Ezberden laflarda yoktur. Şu an sosyoloji öğrencisiyim ve inanın çalıştığım kitaplar üzerinde çok muhteşem bir dünya var. Bunları nasıl bilmemişim veya görmemişim diye kızdım. Her şeyin bir zamanı var biliyorum ama inanın bu dünyanın içinde kendinizi kaybetmek çok güzel.

Haberin Devamı

İnsanoğlu illaki bir yerlerde kendini kaybedecek öyle değil mi?

Neden bir insanda kaybetsin ki…

Bence bu da bir seçim…

İlla kendinizi kaybetmek istiyorsanız George Thomas “insanın özü” ve Dünyayı değiştiren düşünürler kitaplarında kaybedebilirsiniz :)

 

Bugün gökyüzünde havalar nasıl?

 

Bugün arkadaşlarınızla olan gerilimlerinize ve yanlış anlaşılmalarınıza dikkat edin. İlişkilerde dengeleri iyi sağlamalısınız. Bir anlık egonuza yenik düşmeden hareket edin. Haksızlığa uğramak ya da ben bunu hak etmedim diye düşünceler içinde dolaşmak yerine kendinize geleceğiniz için neler yapıyorsunuz diye bir sorun.

 

Mutlu günler dilerim…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları