Çok tarihi anlamlar yüklenebilir mi bilemiyorum ama Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in başlattıkları yumuşama ve normalleşme süreci de Türk siyaseti açısından önemli. Çünkü ne çektiysek kavgadan, gerilimden çektik. O nedenle iktidar ile muhalefet arasındaki diyaloğu önemsiyoruz. İki lider ezberleri bozan bir adım attılar. Ve 39 gün arayla ikinci kez bir araya geldiler.
TÜRK KAHVESİ İÇTİLER
İlk görüşme 1 saat 35 dakika sürmüştü. İkinci görüşme ise 1.5 saat sürdü. Erdoğan çifte kavrulmuş lokum hediye etmiş. Özgür Özel ise Erdoğan’a Türkiye Cumhuriyeti’nin sürekliliğini simgeleyen,”Payidar Gondol” hediye etmiş. Bu arada ‘Görüşmede ne içecekler’ diye merak ediliyordu. Cumhurbaşkanı Türk kahvesini tercih etmiş. İki lider sade Türk kahvesi içmiş. Bir kahvenin kırk yılı hatırı vardır.
KELEBEK ÖMÜRLÜ OLMASIN
Cumhurbaşkanı Erdoğan da yumuşama sürecinin “Kelebek ömürlü olmaması” dileğinde bulunmuştu. Erdoğan ile Özgür Özel aslında yeni bir siyaset inşa ediyorlar. Hem Erdoğan hem Özgür Özel açısından kazançlı olan bir siyaset. Ama asıl önemli olan Türkiye’nin temel meselelerinde iktidar ile muhalefetin bir araya gelmesi ve bu süreçten ülkemizin kazançlı çıkması.
BU KEZ TWEET ATMADI
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Özgür Özel’in görüşmesi başlamak üzereyken, bir yandan da gözüm Kılıçdaroğlu’nun sosyal medya hesabındaydı. Çünkü 2 Mayıs’taki ilk görüşme sırasında Kılıçdaroğlu, “Sarayla müzakere edilmez, mücadele edilir” diye bir tweet atmıştı. Kılıçdaroğlu’nun tavrı CHP tabanında olumlu karşılanmadı. Genel başkan görüşürken bu tavır şık olmadı şeklinde eleştiriler yöneltilmişti. Sanıyorum bunlar etkili oldu ki Kılıçdaroğlu bu kez görüşme sırasında tweet atmadı.
BAHÇELİ’NİN YÜZÜĞÜ
Özgür Özel’in makamında gerçekleşecek olan görüşmede; Erdoğan’ın arkasında ‘Cumhurbaşkanlığı Forsu’ bulunan Türk bayrağı, Özgür Özel’in arkasında ise CHP bayrağı yer alacak.
NELER KONUŞULACAK
Özgür Özel görüşme öncesinde bir gündem hazırlığı yaptı.
Asgari ücret, emeklilerin durumu, öğretmen atamaları, belediyelerin borç yükü, Şenyaşar ailesinin talebi, Hakkâri Belediyesi’ne kayyum atanması ile Can Atalay başta olmak üzere Gezi mahkûmlarının durumu yer alacak.
Sivil anayasa konuşulacak mı? En azından AK Parti kanadının beklentisi o yönde.
DİYALOG DESTEK GÖRÜYOR
İlk görüşme 2 Mayıs’ta AK Parti Genel Merkezi’nde olmuştu. İki liderin görüşmesi kamuoyundan büyük destek gördü. Çünkü millet, devletin tepesindeki kavgadan hoşlanmaz. İktidar ve muhalefetin ülkenin temel sorunlarını görüşmek üzere bir araya gelmesini destekler. Hep örnek veriyorum; Demirel ile Ecevit 1980 öncesinde cenazede bile tokalaşmıyorlardı. Sonucu hiç iyi olmadı. Kılıçdaroğlu ile Erdoğan arasında bir diyalog kurulmadı. Ülkeye bir yararı da olmadı.
KELEBEK ÖMÜRLÜ OLMASIN
Ancak yeni gelişmeler ortaya çıkınca ilgisiz kalamadım. Bu tarihi bir kenara yazın. 7 Haziran 2024 tarihinde bir kırılma yaşandı. ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından seçimlerle ilgili sorusu üzerine CNN Türk ve Hürriyet’in ABD temsilcisi Yunus Paksoy’a verilen yanıt bende alarm zillerinin çalmasına neden oldu.
TEHLİKELİ PLAN
Bir kez daha emin oldum ki, ABD’nin Suriye’de PKK üzerinden bir planı var. Ve bu plan tehlikeli bir plan.
Yunus Paksoy’un seçimlerle ilgili sorusu üzerine ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından verilen yanıtta, PKK-SDG için “Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi” tanımı yapılıyor.
KABUL EDİLEMEZ
ABD, Suriye’nin toprakları üzerinde PKK’ya sözde özerk yönetim kurmuş da haberimiz yok. Bu kabul edilemez bir durum. Türkiye’nin buna gereken yanıtı vereceğinden kuşkum yoktur.
Ben terör örgütüne sözde seçim yaptırılmasının özerk yönetime giden ilk adım olduğunu düşünüyordum. Bugün seçim yaptıranlar yarın özerk yönetimi ilan eder, bu süreç terör devletinin kurulmasıyla sonuçlanır diye endişe ediyordum. Meğer ABD seçim yaptırmadan işin adını koymuş.
Türkiye buna müsaade etmez. Bunun cevabı hem sahada hem masada verilir.
Ama tehlike tamamen ortadan kalkmış değil. Terör örgütü seçimlerin ağustos ayında yapılacağını ilan etti.
Bu sözde seçimlerin tamamen iptal edilmesi gerekiyor. Çünkü bir terör örgütünün kendine özerk bir statü elde etmek için seçim yapması kabul edilemez.
BUGÜN PKK YARIN DEAŞ
Bugün PKK yarın DEAŞ aynı yöntemle Suriye devletinin toprakları üzerinde seçim yapar, özerklik ilan eder sonra bir de bakmışsınız ki terör devleti kurmuşlar.
Sarı Öküz’ü verirsek, devamı gelir. Onun için öncelikle PKK’ya bu seçimleri yapamayacağının gösterilmesi lazım. Ama nasıl?
SURİYE, İRAN, RUSYA SUSTU
PKK terör örgütü Suriye topraklarının bir bölümünde seçim yapacağını, özerk bir yönetim ilan edeceğini açıklıyor, Suriye devletinin sesi çıkmadı. Sanki seçimler başka bir ülkede yapılacak.
PKK terör örgütü tarafından Suriye toprakları üzerinde yeni bir yönetim kurulma girişimleri karşısında Esed rejimi sustu. İran sustu. Rusya sustu. ABD, zamanı değil şeklinde bir açıklama yapmakla yetindi. Sadece Türkiye konuştu. Türkiye’nin kararlı tutumu ABD-PKK ortak yapımı olan bu oyunun bozulmasına yol açtı.
TEHLİKE GEÇMİŞ DEĞİL
Bir kez daha görüldü ki, Türkiye’ye rağmen bir oyun kurulamaz. Türkiye bitti demeden bitmez. PKK’nın 11 Haziran’da yapmayı planladığı seçimleri ertelemek zorunda kaldığı söyleniyor. Ama tehlike tam olarak geçmiş değil.
MCGURK’UN PLANI
Çünkü bu planın arkasında ABD’nin Ortadoğu Danışmanı McGurk var. Ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında da ‘Bu seçimler meşru değildir’ denilmiyor. Sadece zamanlamasının yanlış olduğu vurgulanıyor. ABD’ye göre doğru zaman ne zaman orasını bilmiyorum ama bize göre hiçbir zaman doğru zaman değil. Çünkü PKK bir terör örgütü. DEAŞ’ın Suriye topraklarında seçim yapıp, özerk yönetim oluşturacağını ilanıyla bunun ne farkı var?
İKİNCİ İSRAİL PLANI
Türkiye’nin kararlılığı sayesinde tehlike şimdilik atlatıldı ama tamamen ortadan kalkmış değil diyorum. Neden? Çünkü bu uzun vadeli bir plan. PKK’ya önce özerk bir yönetim kurdurma ardından ise terör devleti kurdurma planı. Bu planın diğer ucunda ise İsrail yer alıyor. Ortadoğu’da yalnızlaşan terörist devlet İsrail, kendisine uydu olacak terörist devletler kurdurmanın peşinde. Bunun başında da PKK geliyor. O nedenle bu plan uzun vadeli bir plan.
UYDU DEVLET
1- PKK’nın 11 Haziran’da Suriye’de yapmayı planladığı seçim için ABD Dışişleri Bakanlığı adil, serbest ve şeffaf seçim ortamının olmadığını açıkladı.
2- Dikkat edin ABD ‘Bu seçimler meşru değildir’ demedi. Aslında Suriye’yi bölme anlamına gelecek ve PKK’ya özerk bir statü sağlamayı amaçlayan seçimlerin gayri meşru olduğunu ilan etmeleri gerekiyordu. Sadece zamanlamaya ve şekline itiraz ettiler.
ABD ENGELLEYEBİLİR Mİ?
3- Peki ABD bu seçimleri engelleyebilir mi? Elbette engelleyebilir. Peki engelleyecek mi? Ya da bu seçimleri gayri meşru ilan edecekler mi? Belli değil. Sahadaki uygulamaya bakacağız.
ABD’YE DAYATMA MI
4- Peki PKK neden şimdi seçim diye ortaya çıktı? PKK’nın seçim yapmasının ABD’nin PKK’ya açtığı alanın ötesinde bir hamle olduğu söyleniyor. PKK’nın dayatması olarak görülüyor. PKK, fiili bir durum oluşturmaya çalışıyor deniliyor. Zaten PKK öyle bir örgüt değil mi? Parmağını veren kolunu kaptırır. PKK’nın bir ajandası var. Şimdi bu ajandasını dayatıyor. Suriye’de yaptıklarından daha fazlasını istiyor.
AKIL HOCASI MCGURK
5-
Bu sorunların tam ortasında ise Türkiye var.
Eğer yeni bir erteleme olmazsa haftaya bugün Suriye’de PKK terör örgütü 133 yerde sözde yerel seçim yapacak.
Bu yerler Münbiç’ten başlıyor, Türkiye sınırına kadar uzanan geniş bir alanı kapsıyor.
Bu ilk adım.
Projenin mimarı PKK’nın hamisi olan ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Brett McGurk.
ABD’nin Irak’tan çekilme kararına itiraz ettiği için Trump tarafından görevinden azledilmişti. Trump, “Onu kovdum” demişti. Biden gelince atadığı ilk isim McGurk oldu.
PLANIN MİMARI MCGURK
McGurk
Kampın teması olarak, “Türkiye’nin Ortak Aklı”nın seçilmesi yerinde bir tercihti. AK Parti’nin ortak akla olan ihtiyacının yaşamsal derecede önemli olduğu bir dönemden geçiyoruz. Çünkü yerel seçimler AK Parti’de alarm zillerinin çaldığını ortaya koydu.
BEKLENTİNİN FARKINDAYIZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizin başta değişim ve yenilenme talebi olmak üzere sandık sonuçlarıyla bize ulaştırdığı beklentinin farkındayız” dedi. Erdoğan, seçim gecesi yaptığı balkon konuşmasında da çok samimi bir özeleştiride bulunmuştu.
DEĞİŞİM ZAMANA YAYILIYOR
Seçimlerden sonra bir arayış başladı. Strateji heyetinin koordinasyonunda çalışmalar başlatıldı. Kızılcahamam kampından yansıyan bilgilere göre partideki ve kabinedeki değişim süreci 1 yıla yayılacak. Ekim ayında başlayacak olan kongre sürecinin önümüzdeki yıl tamamlanacağı söyleniyor. Kabine değişikliği de buna paralel olarak gerçekleşecek.
ÖNCE TEŞHİS
Şu ana kadar yapılan çalışmalar daha çok seçimlerin neden kaybedildiğine ilişkin tespitlerden oluşuyor. Kızılcahamam kampındaki sunumların bir kısmının da bu yönde olduğu söyleniyor. Tespit önemli. Doğru tedavi için, doğru teşhis önemli. Ama yeterli değil. Asıl soru bundan sonra ne yapılması gerekiyor noktasında düğümleniyor. 7 Haziran 2015 seçimlerindeki yenilgiden sonra AK Parti bu mekanizmayı işletmiş ve 6 ay sonra yapılan 1 Kasım seçimlerinde tek başına iktidara ulaşılmıştı.
EFKAN ALA-