Çevreci taksi de mümkün

İstanbul Büyükşehir Belediyesi bir taksi tasarım yarışması açtı. Ay sonunda şehrin yeni taksisi belirlenecek. İstanbul sokaklarında dolaşan 18 bin taksinin çevreci olduklarını düşünün. Kadir Topbaş acaba bize bu iyiliği yapmaz mı?

Haberin Devamı

İstanbul’un dışına çıktığımda soluduğumuz havanın ne kadar kirli olduğunu daha iyi anlıyorum.
Edirne’de, Kayseri’de, Londra’da ya da Paris’te gökyüzü daha berrak ve oksijen daha bolmuş gibi geliyor.
Nüfusu 13 milyonu aşan İstanbul’da kirli havanın baş sorumlularının sayısı 3 milyona varan araçların olduğuna sanırım kimse itiraz edemez.
Sıcak bir yaz günü otomobil, kamyon, minibüslerin tıkış tıkış seyahat ettiği TEM otoyolundan geçerken cesaretiniz varsa açın aracınızın penceresini. Her gün trafiğe 500 yeni aracın katıldığını hesaplarsanız temiz hava İstanbullular için şimdilik hayal.
Tabii bu çılgın trendi yavaşlatmak da mümkün.
Geçenlerde sohbet ettiğimiz Tofaş CEO’su Ali Pandır’a göre, doğalgazla çalışan araçların çevreye zararı çok daha az. Hem de benzin ve dizele göre daha ucuz.
Benzinle çalışan araba kilometre başı 30-35 kuruş yakarken, doğalgaz 12-13 kuruş civarında yakıyor. Üstelik doğalgaz elektrikli araç gibi zor bir teknoloji gerektirmiyor. Örneğin Fiat’ın ürettiği kimi araçları gerektiği zaman benzinden doğalgaza çevirmek mümkün.

Haberin Devamı

Çevreci taksi de mümkün

ELDE KALAN DOĞALGAZIMIZ VAR

İtalya, Kanada, Pakistan, İran ve İskandinav ülkeleri doğalgazı tercih edenler. Pandır’ın verdiği bilgiye göre, ABD Başkanı Obama 2013’e kadar kamu araçlarının doğalgaza geçirilmesini talep etmiş.
Kayseri’de, Konya’da, sayıları daha düşük olmak üzere İstanbul’da doğalgazla çalışan belediye otobüsleri mevcut.
Türkiye’de doğalgazlı araçlar için sorun hem yeterli dolum istasyonunun olmaması, hem yüksek ÖTV.
Ali Pandır İtalya’daki istasyon sayısını 800, Pakistan’daki sayıyıysa 3 bin 200 olarak veriyor.
Ancak istasyon deyince kimsenin gözü korkmasın. Zira bir istasyonun maliyeti 200 bin lira civarında. “Doğalgaz özellikle yaz ayları için ideal bir çözüm zira Rusya’dan aldığımız doğalgazı kullanamıyoruz. Hem Ruslara ödediğimiz para havaya gidiyor, hem gaz elimizde kalıyor” diyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kararına göre, şehrimizin taksileri yakında değişecek.
Belediye bir taksi tasarım yarışması açtı. İstanbullulara, finale kalan dört tasarım arasında seçimlerini yapmaları için 15 Haziran-29 Haziran arası bir oylama yapmaları şansını tanıdı. Neticede ay sonunda yeni taksimiz belirlenecek.
İşte tam bu noktada Ali Pandır haklı olarak “Tasarımdan ziyade teknoloji önemli. Doğalgaza da çevrilebilen yani çevreci taksiler için fırsat önümüzde” diyor.
İstanbul sokaklarında dolaşan 18 bin taksinin çevreci olduğunu düşünün. Kadir Topbaş acaba bize bu iyiliği yapmaz mı?

Haberin Devamı

Nükleer Anne gidince kayınbirader indirimi kaçtı

/images/100/0x0/55ead7e7f018fbb8f89a494f

Fransızların nükleer devi Areva’yı tam 10 yıl boyunca bir kadın, Anne Lauvergeon yönetti. Birkaç gün önce Fransız Cumhurbaşkanı Sarkozy kendisini Elysée Sarayı’na davet edip kibarca, devletin de büyük hissedarı olduğu Areva’nın dümenini bırakmasını talep etti. Anne Lauvergeon’un yerine Areva’nın iki numarası Luc Oursel görevi devralacak.
Lauvergeon 2001’de kurduğu Areva’yı nükleer enerjinin bir lideri haline getirmişti. 50 bin çalışanıyla Areva’nın cirosu 9 milyar Euro. Peki Anne Lauvergeon neden gidiyor? Rivayet muhtelif...
Bir iddiaya göre, öteden beri Cumhurbaşkanı Sarkozy’ye kafa tutmasıyla bilinen Lauvergeon’un gitmesi Sarkozy’nın sivil nükleerde elini rahatlatacak.
Bir başka iddiaya göre, Fukuşima felaketinden sonra nükleerin gözden düşmesi Fransızları telaşlandırdı. Areva’ya yeni bir strateji, yeni bir soluk arayışına itti.
Türkiye’nin akıl almaz nükleer macerasında ikinci nükleer santralla Fransızların da ilgilendiği bir gerçek. Japonlarla pazarlık yürümezse Fransızlar devreye girecek. Dolayısıyla Türkiye pazarlık masasında bundan böyle Anne Lauvergeon yerine Luc Oursel’i bulacak.
Bir keresinde Davos’da ayak üstü sohbetimizde Anne Lauvergeon kayınbiraderinin Türk olduğunu söylemişti. Nükleer pazarlıkta belki ‘kayınbirader indiriminden’ yararlana-bilirdik. ‘Nükleer Anne’ gidince fırsatı kaçırdık.

Haberin Devamı

Venedik kanal suyunu içtim, fena değil

Venedik Bienali’nde Fiat adına Türkiye pavyonunun 2011 ve 2013 yılları için sponsorluğunu üstlenen Tofaş CEO’su Ali Pandır ile Ayşe Erkmen’in Plan B çalışması üzerine konuştuk.
Türkiye Pavyonu’nda sergilenen Plan B çalışmasının ilginç bir hikâyesi var. Sanatçı Erkmen’in ilk düşüncesi Venedik’in kanal suyunu alıp arıttıktan sonra ziyaretçilere içirmek.
Ne ki Venedik Belediyesi işi sıkı tutmuş. “Ziyaretçilere içirilecek suyun her gün tahlil edilmesi gerek” talebinde bulunmuş. Suyun her gün tahlili tabii pek mümkün değil. Dolayısıyla Ayşe Erkmen A Planı çökünce, B Planı’na geçmiş.
Çalışmasında yine kanaldan suyu alıyor, arıtma işlemiyle içme suyu kalitesine getiriyor ve tekrar kanala bırakıyor. Ali Pandır, bu suyu içmiş. “Hiç de fena değildi” diyor.

Yazarın Tüm Yazıları