Boşanan erkek çocuğunu hiç umursamıyor

Merhaba Güzin Abla, cevabınızda kendi babanızda yaşadıklarınızı da dile getirdiğiniz, "Boşandığımızdan beri kızımızı arayıp sormuyor" yazınızı okuyunca kuzenimin yaşadıkları geldi aklıma ve kendi kendime "Demek sadece onun başına gelmemiş" dedim. Boşanan tüm kadınların ortak kaderiymiş bu meğer.

Benim de kuzenim geçen yıl eşinden anlaşmalı olarak boşandı. Eşi boşanmaya başlarda razı olmamıştı, sonradan kabul etti. Ama ne kuzenime ne de çocuğuna bir kuruş para vermeyeceği şartını öne sürdü. Çocuk o zamanlar dört yaşındaydı, şimdiyse beş. İnanın boşandıklarından beri bir lira vermedi. Bir ara çok sıkışınca, kuzenim ısrar etmiş, çıkarıp 50 YTL vermiş çocuğuna, kuzenim de aynen iade etmiş o parayı.

Sonra anaokuluna yazılması gerekti çocuğun. Masrafları için para isteyince eski eşi, "Boşanmadan önce düşünecektin. Okul masrafı beni hiç ilgilendirmiyor" demiş. Düşünün bir baba kendi öz kızının anaokulu masrafı için beni ilgilendirmiyor diyebiliyor. Bu mudur babalık? Bir de ona sorsanız hep çocuğunu düşünür.

Sonuçta çocuğun hiçbir masrafını karşılamıyor. Anaokulu, bakıcı ve kılık kıyafetler için gerekli olan tüm parayı kuzenim karşılıyor. Babası hafta sonları aldığında çocuğa sadece kek, çekirdek, meyve suyu gibi abur cubur şeyler alıyormuş. Ender de olsa bazen kıyafet alıyormuş. İşte bir babanın çocuğuna yaptığı bu. Zaten böyle yapmasındaki maksat kuzenimin zor duruma düşüp "Ben bakamıyorum al çocuğu" demesini sağlamak. Kuzenim çocuğunu asla bırakmayacağını söylüyor. Belki de boşanmış bütün erkeklerin ortak amacı bu: Yardım etmeyip, eski eşlerini yıldırmak. Allah, Türkiye’de boşanan kadınlara yardım etsin. Böyle babalara da Allah vicdan versin.

Rumuz: Kuzenim


Size şu kadarını söyleyeyim, ben babamdan bu kadarını bile görmedim ama bu kuzeninizin eşini iyi bir baba olarak nitelendirmeye yetmez elbette. Ne yazık ki, kocalar, eşlerini sevmemeye başladılar mı, ya da ondan intikam almaya karar verdiler mi, bunu çocuklarını kullanarak gözler önüne seriyorlar. Hatta eşlerini sevmeyince, çocuklarını da sevmez oluyorlar. Ki bu ne kadar büyük bir haksızlık...

O çocuğun kendi kanını taşıdığını, kendi soyunu devam ettirdiğini unutuyorlar. Düşünceleri sadece eski eşlerine odaklanmış olduğundan, bütün amaçları ona acı çektirmekten ibaret. Burada ne yazık ki, asıl acı çeken o masum yavrucak oluyor.

Kadın bir şekilde hayatını kuruyor, erkek de öyle... Ama çocuk bu parçalanan ailenin arasında psikolojik olarak yaralanıyor.

ARAMIZDA TAHSİL FARKI VAR

Canım ablacım, bir buçuk sene süren bir beraberliğim oldu. Ayrılığımızın üzerinden de bir buçuk sene geçti ama o beni aramaktan vazgeçmedi. Ayrılık nedenimiz, evlilik konusunu çok sürüncemede bırakmasıydı. Ben de ayrıldım. Durdu durdu, şimdi evlenme teklif etti bana. Fakat geleneklerine bağlı bir Karadeniz çocuğu o... Hırslı, dürüst, çalışkan ve mantıklı bir insan. Tüm elde ettiklerini canla başla çalışarak yapmış. Durumu iyi. Ancak o ilkokul, ben ise üniversite mezunuyum. Ben de çalışan, kendi ayaklarının üzerinde duran bir insanım.

Başımdan bir beraberlik geçti ondan önce. Bekaretimi kaybettim. Ailemin haberi yok bu durumdan. Bu konu onun için önemli değildi. Fakat arkadaşları, akrabaları beni tanıyor. Bakire olmadığımın ailelerin kulağına gitmesinden endişe duyuyorum.

"Ben seni istiyorum, gerisi önemli değil" diyor. Fakat ben bunun duyulmasından korkuyorum. Sevgisi, saygısı, güvenilirliği içten. Ona aşık değilim ama seviyorum. İlgisini mi, kendisini mi bilmiyorum. Fakat onu unutamadım. Kimse ile de beraber olmadım ondan sonra. Şimdi işler ciddiye binince "Acaba gerçekten onunla yapabilir miyim?" diyorum. Kafam karıştı. Arkadaşlarım onu bana layık görmüyor. Çevrede gördüğüm erkeklere bakınca, dürüstlüğü, sahiplenmesi, çalışkanlığı, efendiliği, anlaşılır biri olması bu zamanda üstün meziyetler, diye düşünüyorum. Yaşım 35’e yaklaştı. Beni ondan daha çok seven biri olmadı hiç. Ablacığım değerli yorumlarını yazar mısınız?

Rumuz: Alıştım


Kadın ressamların ağırlıklı olduğu resim sergisi

Sevgili Güzin Abla, size daha önce, bir kez daha yazmış ve ahşap boyama hocamız sevgili Jülide Doğu hakkında bilgi istemiştim. Eksik olmayın, bana gerekli bilgileri verdiniz.

Şimdi de ben size, değerli hocamız Jülide Doğu’nun, 28 Mart-8 Nisan tarihleri arasında, Kadıköy Moda Deniz Kulübü’nün sanat faaliyetleri içinde, Yurt Dünya Sanat galerisi tarafından düzenlenen karma resim sergisine Jülide Doğu’nun kendi eserleriyle katıldığını haber vermek istedim. Peyzaj ve özellikle İstanbul manzaralarıyla dikkat çeken bu özel sergiye ayrıca Ayşe Kalkavan, Gülsen Kazas gibi başarılı kadın ressamlar da katılıyor. Gelebilirseniz bizi sevindirirsiniz.

Rumuz: Fatma A.
Yazarın Tüm Yazıları