Güzin Abla

Evlatlarıma minnet duymayı öğretememişim

14 Haziran 2025
İki oğlum, eşim vefat ettikten sonra evimi satıp beni huzurevine yerleştirdiler. Onlara bilgi, diploma, meslek verdim. Ama şu en temel değeri verememişim: Minnettarlığı.

Ben emekli bir eğitimciyim. Soğuk bir akşamüstünde, iki oğlum beklenmedik bir şekilde beni ziyarete geldi. Biri doktor, diğeri mühendis. İkisi de zeki, başarılı, kariyerlerinde tanınmış insanlar.
Hayatımın aşkını, sevgili eşimi kaybedeli henüz bir hafta bile olmadı. O gitti... Ve onunla birlikte içimdeki en kıymetli parça da. Hâlâ başım dönüyor bu yoklukla, içim boş, sanki hayatın anlamı ayaklarımın altından kayıp gitmiş gibi.
Mütevazı evimin sade salonunda, masanın etrafında oturuyoruz. Konuşma geleceğim üzerine açılıyor. İçimi soğuk bir ürperti kaplıyor. Çok geçmeden konuya geliyorlar: Benim için bir huzurevinde yaşamanın daha iyi olacağını düşünüyorlar.
Şöyle bir doğruluyorum yerimde. Yalnızlıktan ya da yaşlılıktan korkmadığımı anlatmaya çalışıyorum. Ama oğullarım ısrar ediyorlar. O sahte şefkat tonu... Deniz kenarındaki geniş dairenin artık bana uygun olmadığını söylüyorlar. Günlerinin ne kadar yoğun olduğunu anlatıyorlar. Eşlerinin meşguliyetini, torunlarımın derslerini… Zamanları yokmuş. Hayatları çok yoğunmuş. Yine de zayıf bir umutla öneriyorum: “Belki evde bir yardımcı tutarız, birlikte karşılarız masrafları...”
Ama oğullarım mesleklerinin ciddiyetiyle açıklıyorlar: “Günde en az iki kişi olmalı. Üstelik hepsi sigortalı…” Böyle bir şey, bu kriz ortamında, artık lüksmüş. Mümkün değilmiş. İkna olmamaya çalışıyorum. Ama sonunda başka bir öneri geliyor: “Evi satalım baba...”
Elden çıkarsa, huzurevi masrafları karşılanırmış. Herkes için kolay olurmuş. Onlar için de... Ve güya benim için de...
Sonunda kabul ediyorum. İkna olduğumdan değil, yorulduğumdan. Artık bu kadar nankörlükle, bu kadar soğuklukla mücadele edecek gücüm kalmadı. Sessizim. Tüm bir ömrün fedakârlıklarını, ödenen okul taksitlerini, onlar için iptal edilen tatilleri, onları okutmak için alınmayan arabayı hatırlatmıyorum. Neden hatırlatayım ki artık?

Yazının Devamını Oku

Babamızın çapkınlıkları bizi paramparça etti

7 Haziran 2025
Annem ve babam 27 yıllık evliler. Ancak bizim evde kavgalar, tartışmalar hatta vurup kırmalar hiç eksik olmadı. Çocukluğumuzdan beri babamın hovardalığı ve kumar tutkusu bizi perişan etti.

Sevgili Güzin Abla, biz üç kardeşiz. İki erkek ve bir kız... Annem ve babam 27 yıllık evliler. Ancak bizim evde kavgalar, tartışmalar hatta vurup kırmalar hiç eksik olmadı. Annemin gözünden yaş da eksilmedi.
Çocukluğumuzdan beri babamın hovardalığı ve kumar tutkusu bizi perişan etti. Annemle babamın arası benim ve ağabeyimin dayatmamızla düzelir gibi oldu. Ancak kısa sürede tekrar eski günlere döndük.
Babam bir ara Almanya’ya maddi durumumuzu düzeltmek ve kendini toparlamak için gitmişti. Türkiye de iş bulamamaktan şikâyetçiydi. Orada iş buldu, çalışmaya başladı ama daha çok hayat kadınlarıyla gezmeye, kumar oynayıp içki içmeye daldı... Bizi unuttu.
Ben ve ağabeyim çalışıyoruz. Ağabeyim de benden bir buçuk yaş büyük. Kız kardeşimiz ise 17 yaşında, bu yıl üniversiteye girecek inşallah. Ama evdeki gergin hava yüzünden düzgün çalışamıyor.
Babam dönüp geldiğinden beri oradaki alışkanlığını sürdürüyor. Yine çapkınlık yapıyor, arkadaşlarıyla buluşup kumar oynuyor. Ağabeyim yakında evi terk edip gidecek. Ama ben hem annemi hem de kız kardeşimi düşünüyor ve onlar için endişe ediyorum.
Sizce ben de arkama bakmadan her şeyi bırakıp gitmeli miyim? Yoksa, kalıp, evimizi, ailemizi yıkan, paramızı kumara ve kadınlara yatıran bu adama karşı ne yapayım. Çünkü hissediyorum ki, bu duruma daha fazla katlanamayacağım, elimden bir kaza çıkacak.
Kendimi tutuyorsam yine anneme acıyor, onun için endişeleniyorum. Bize de bir şey olursa annem ne yapacak bu adamla? Zaten babam yüzünden annemiz çökmüş durumda. Ben çok üzülüyorum. Lütfen bir akıl verin bana. ◊ Rumuz: Bahtsız kardeşler

YANIT

Yazının Devamını Oku

Eşim 22 yıl sonra bir maceraya sürüklendiyse hata bende mi?

31 Mayıs 2025
Eşim 22 yıldır iyi kötü çok şey paylaştığımız yuvamızı, kendince hata olarak gördüğü birkaç nedenden yıkmaktan kaçınmadı. Hiç ummadığım bir şekilde ihanete uğradım.

Sevgili Güzin Abla size gelen mektuplar arasında zaman zaman benim de yaşadığım ailevi sorunların benzerleri olduğunu görüyorum. Sonunda ben de size yazarak değerli görüşlerinizi almak istedim.
Eşim 22 yıldır iyi kötü çok şey paylaştığımız yuvamızı, kendince hata olarak gördüğü birkaç nedenden yıkmaktan kaçınmadı.
Biz yıllardır çevremizde örnek aile olarak gösterilen bir çifttik. 2 çocuğumuzla yuvamızda, kendi yolumuzda mutlu mesut birlikte yürüyorduk.
Önce eşimi rahatsız eden benim işlerimin kötüye gitmesi oldu. Genellikle rahat bir hayatımız varken, birden darlığa düştük ve eşim bunu kaldıramadı. Aslında bu olay benim elimde değildi. Tüm ülkede benim gibi çoğu esnaf zor duruma düşmüştü.
Ben yine de elimden gelen her şeyi yaparak eşime ve çocuklarıma bu sıkıntıları en az bir şekilde yansıtmaya çalıştım. Ancak sanırım eşim daha önceki hayatımızda alıştığı şekilde yaşamayı sürdüremeyince buna katlanamadı, bu yüzden evde tartışmalar çıkmaya başladı.
Öyle ki en küçük bir sorunda hakaret ve kötü sözler söylenir oldu.
Bir başka hata ise, kendini eksik ve sosyal açıdan küçük gördüğünü söyleyerek, bir şeyler yapmak istediğini ileri sürerek çalışmak istemesiydi. Bunun için de bazı kurslara gitmeye başladı. Ben bu durumu çok doğal karşılayarak pek fazla üzerine gitmedim, nereye gittiğini neler yaptığını takip edemedim. Meğer çok büyük hata yapmışım.

Yazının Devamını Oku

İşyerindeki evli adama âşık oldum

24 Mayıs 2025
İşyerinde bir bey var, ilk gördüğümden beri ondan hoşlanıyorum. Bana hep nazik davranıyor, gülümsüyor, hatrımı soruyor. Bazen de bana iltifat ediyor. Ama o evli...

Merhaba Güzin Abla, ben lise mezunu genç bir kızım. Bir işyerinde çalışıyorum. Burada bir bey var, ilk gördüğümden beri ondan hoşlanıyorum. Bana hep nazik davranıyor, gülümsüyor, hatrımı soruyor. Bazen de bana iltifat ediyor. Fakat bakıyorum benden başka kızlara karşı da böyle iyi davranıyor. Ancak ben ondan çok fazla etkilendim. Ama o evli. Aramızda bir şey gelişmesi mümkün değil, biliyorum.
Ona elimde olmadan sürekli bakıyorum, böyle bakarken o bundan rahatsız olmuş ve benim yanımda bir iş arkadaşımıza “bu kız neden sürekli bana bakıyor”, diye sordu. İş arkadaşım da “insanların psikolojisi bozuk ondandır” dedi. Gerçekten de o sırada ben psikolojik tedavi görüyordum. Bu sözü duyduktan sonra ona bakmayı kestim. Şu anda o benimle konuşsa bile yüzüne bakmadan cevap veriyorum...
Madem benimle ilgilenmiyor, neden bana bu kadar iyi ve candan davranıyor? Sırf onu unutmak için sevmediğim ve çok iyi tanımadığım biriyle evlenmek istedim, ama Allah’tan annem izin vermedi.
Şimdi sosyal medyada evlilik sitelerine bakıyorum. Ona benzeyen kişileri beğendiğimi fark ettim. Böyle sitelerden birinde ona benzeyen bir erkekle evlenmek istiyorum. Ama yine de işyerimde ona bakmadan nasıl dayanacağım bilmiyorum. Başkasıyla evlensem onu unutabilir miyim ya da onu nasıl unutabilirim, söyler misiniz?
◊ Rumuz: Sessiz âşık

YANIT

Güzel kızım, eminim sen kendi halinde, fazla bir çevresi olmayan, bugüne kadar aile baskısı nedeniyle hiç flörtü olmamış, erkeklerle bu işyerinde çalışmaya başlayıncaya kadar fazla bir araya gelmemiş birisin. İlişkiler hakkında da çok fazla bir bilgin, haliyle de tecrüben olmamış.

Yazının Devamını Oku

Son nefesimize kadar onların canlarını koruyacağız

17 Mayıs 2025
Sevgili ablacığım, Casper Barınak canları ve otoyolu yetimlerinden sıcacık ve eğlenceli anlar getirdim...

Geçen hafta Anayasa Mahkemesi’nin verdiği ret kararına rağmen.
Çok da fazla zaten bir şey beklemiyorduk mahkemeden...
Sonuçta sistem aynı. Böyle merhametsiz bir karar almalarına şaşırmadık.
Önemli olan bizlerin bundan sonra ne yapacağı.
Umutla son ana, son nefesimize kadar, son canımıza kadar onları savunmak...
Bu ülkede 25 yıldan fazladır hayvanların hakları her zaman hayvan aktivistleri ve gönüllüleri tarafından korunmuştur. Bu gerçeği unutmamak lazım. 
Çünkü kısırlaştırmasını, tedavilerini bizler yaptık. Hayvanları korumak medeniyet olarak gelişmek için büyük bir adımdı Türk halkı için, bu millet için. Ama ne yazık ki bu konuda yine, eksik puan aldık. Daha medeni, daha insani, daha inançlı bir yaklaşım sergilemelerini beklerdik.

Yazının Devamını Oku

Onlar size değer vermiyorsa kendinize sarılın

10 Mayıs 2025
Bu dünyaya bir çocuk getirmiş olsalar da bazı kadınlar, gerçek manada annelik görevini hissedemiyor. Bir annenin zalimliğinin özrü olamaz, evladını canını yakan anneleri kutsal saymak doğru olabilir mi...

Anneler Günü nedeniyle, bütün medya bu özel günü kutlama telaşı içindeyken, ben de belki birçoklarını rahatsız edecek bir yazı gönderiyorum size... Önce ben gerçek annelerin tek bir günde kutlanmalarını hiç doğru bulmuyorum.
Maalesef bu dünyaya bir çocuk getirmiş olsalar da bazı kadınlar, gerçek manada annelik görevini hissedemiyor. Ben de başta olmak üzere, anne sevgisini şefkatini yaşayamamış, hatta daha vahimi annesinden çok eziyet görmüş, sonuçta annesinin üvey olduğu düşüncesine kapılmış birçok insan var bu dünyada...
Annelerin sevgisizliğinin açmış olduğu yürek yarasını, özellikle anne sevgisinden mahrum olmamış bazı insanlar idrak etmekte zorlanıyor. Bir annenin zalimliğinin özrü olamaz Feyza Hanım, özellikle bu evlat büyüyüp, evlenip kendi dünyasını kurduktan sonra hâlâ o anne zalimlikte ısrar ediyorsa, hâlâ bu evladın canını yakmaktan vazgeç-miyorsa, bu tür anneleri kutsal saymak ne kadar doğru olabilir?
Bu özel günlerde mesajımı yayınlar mısınız bilmiyorum ama bu konuda mağdur olmuş benim gibi insanların duyguları olduğunu bilin.
Çünkü genel olarak anne, şefkat, sevgi, emek ve fedakârlık timsali olarak görülse de benim gibi anne sevgisizliği ve zulmü yaşamış insanların da sesine kulak verirsiniz diye düşünüyorum. İnanın bizim yaşadıklarımızı yaşayanların sayısı sandığınızdan çok fazla.
Özellikle kendi ayaklarınız üzerinde durmayı başardıktan sonra hâlâ sizin canınızı yakan anneler, bu zulmü sürdürüyorsa onlara izin vermeyin. Onlar size değer vermiyorsa, siz kendinize değer verin ve size iyi gelmeyen bu insanları uzak tutun kendinizden. Madem sizi sevmiyor ya da sevemiyor, sizi ağlatıyor o zaman siz de kendinizi çok sevin, gözyaşlarınızı silin, kendinize sımsıkı sarılın.
◊ Rumuz: Herkes anne olabilir mi

YANIT

Yazının Devamını Oku

Dizilerdeki gibi aşk istedim ama olmadı

3 Mayıs 2025
Yıllardır hayatıma kimseyi almadım, dizilerdeki gibi aşk hayal ettim. Karşıma beni seven dürüst bir adam çıktı. Ama hayallerimdeki gibi değildi...

Merhaba Güzin Abla, benim sorunum mutlu olmayı becerememek ya da mutlu olsam bile fark edememek...
Ben 25 yaşında bir kızım. Bugüne kadar 1-2 arkadaşlık dışında ciddi manada sevgilim olmamıştı. Sevmeyi de sevilmeyi de tam beceremedim. Gerçeği söylemek gerekirse hiç sevgilim olsun istemedim zaten. Lise yıllarında bana çocuksu ve saçma geliyordu. Hayalim 20’li yaşlara gelip ciddi bir ilişkiyle evlenmek mutlu bir yuva kurmaktı. O yüzden öyle kısa sürecek ilişkilere yaklaşmadım.
Bu süreçte sevdim de tabii ama platonik oldu hepsi. Sevildim ama onları da ben sevemedim. Yani hiç ciddi bir ilişkim olmadı. Fakat ilgiye sevgiye hep muhtaç kaldım.
Ben çok fazla dizi izlerdim. Dizilerdeki erkeklere hayranlık duyar, oradaki aşklara ise aşırı özenirdim. En basit aşk sahnesi bile gözlerimi doldururdu. Resmen dizilerle mutlu olan asosyal biri haline gelmiştim. Başta bana etki edeceğini düşünmedim ama artık büyüyüp mezun olup hayatıma biri girene kadar o toz pembe film sahnelerinde yaşadım durdum.
Ben de öyle yakışıklı, delikanlı, karakterli erkekler bekliyordum artık. Derken biri karşıma çıktı. Kendisi efendi, işi iyi, olgun, ailesine değer veren, beni seven, saygı duyan, sorumluluk sahibi, romantik bir erkek.
Hayallerimdeki gibi değildi. Ben kaçtım, o kovaladı ama hiç pes etmedi ve gerçekten sevdiğini hep hissettirdi.
Ailem de onu çok sevdi, bana baskı yaptılar. Ben yaklaşık 2 yıl kabul etmedim. En büyük sebebi tip olarak tam beklediğim gibi olmaması. O ise sakin bir şekilde pes etmeden devam etti. Aileler de herkes benim ağzımdan çıkacak evet kelimesini bekliyordu.

Yazının Devamını Oku

Evliyim ama ilk aşkımı unutamadım

26 Nisan 2025
İlk aşkımla ailelerimiz yüzünden ayrıldık, başkalarıyla evlendik. Ama yıllar sonra yeniden görüşmeye başladık, ikimiz de birbirimizi unutamadık.

Merhaba Güzin Abla, o benim ilk aşkımdı. 6 yıl boyunca görüştük, anlaştık sonra nişanlandık. Düğünümüze 1 ay kala ailelerimiz çeyiz, düğün, eşya sorunları nedeniyle kavga edince, bu baskıya dayanamayıp ayrıldık.
İkimiz de çok gençtik, tekrar bir araya gelmeye cesaret edemedik.
Zaten yeterli paramız da yoktu, gücümüz de... Ve hep kendi kendime ‘iyi ki sevdiğimle olmuşum’ dedim.
Bir süre sonra ailemin bulduğu benden yaşça çok büyük bir adamla, görücü usulü evlendim.
Kısacası mantık evliliği yaptım.
Eşim çok efendi, namazında, kişiliği çok düzgün, tam bir beyefendi. Üstelik beni deliler gibi seven, bir dediğimi iki etmeyen, üzerime titreyen biri.
Onun için dünyada bir ben olayım yeter.

Yazının Devamını Oku