GeriSağlık Hayata hazır olmak üniversiteden mi geçer?
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Hayata hazır olmak üniversiteden mi geçer?

Hayata hazır olmak üniversiteden mi geçer?

Üniversite sınavının ikinci adımı yaklaşırken ailelerdeki ve gençlerdeki kaygı, korku ve stresi bir kenara bırakarak durumun başka boyutu ile ilgili konuşmak belki biraz olsun bakış açımızı değiştirebilir. Hayata hazır olmak üniversiteden mi geçer? Uzman Klinik Psikolog Ece Göç, bu sorunun yanıtını verdi.

Baktığımızda okunacak üniversitenin ve dalın önemli olduğunu düşünenlerin sayısı tahmin edilenden çok az. Hangi üniversiteyi ve dalı istediğini kesin söyleyebilen grubun büyük bir kısmı niçin olduğunu bilmiyor, açıklayamıyor. Kiminin ailesi yapıyor tercihi, kimi ise modaya uyuyor. Seçilen yerde “Koşullar nedir, ne okunur, mezun olunca ne yapılır?” sorularının cevaplarını bilen gençlerin sayısı çok daha az. Ama herkesin inancı, hayata hazırlanmak için üniversite okumak gerektiği. Gerçekten durum böyle mi?

Başarı odaklı ailelerin, gençlere empoze ettiği “Başarılı olduğunu kanıtlaman için üniversiteyi kazanmalısın” düşüncesinin; gençlerin asıl hedef ve hayattaki değerlerinden uzaklaştıran bir düşünce olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bu noktada gençlerin hayat karşısındaki beklentilerine kulak verilmeli, fırsat tanınmalıdır.

Hayata hazır olmak üniversiteden mi geçer

HAZIR OLMAK NE DEMEK?

“Hayat” dediğimiz kavram yaşamdan ölüme kadar olan süreçtir ve dolayısıyla sadece okulda öğretilen bilgilerle sürdürülemediği, kendi içinde çeşitli kavramları da barındıran bir yaşam biçimidir.
Bilmek, öğrenmek ve onları uygulayabilmek anlamlı yaşamanın bir parçasıdır.

Bunun dışında ailelerin üniversiteyi kazanmayı “kendi ayakları üstünde durma” kavramı ile eşleştirdiklerini görebiliyoruz. Bu kavramı sadece kendi paranızı kazanmak olarak açıklamak mümkün değildir. “Kendi ayakları üzerinde durmak” diğer yandan da hayatın her alanındaki (özel, sosyal, iş) sorumlulukları yerine getirebilen, problem ve sorun çözme becerisi kazanmış, zorluklar karşısında çabayı sürdürme konusunda motivasyonu olan demektir.

Özetle hazır olmak demek, maddi ve manevi tüm yaşamsal olaylarda gerekli yetenek, sorumluluk ve gayret demektir.

Hayata hazır olmak da bunları gerektirir. Sorunlarınıza çözüm yolları bulabilmek, istekleri ve hayalleri algılayıp gerçekleştirmek için yolları saptayıp denemek, sorumluluklar alıp yerine getirmek ve bedel ödenmesi gerektiği zaman da başkalarını suçlamadan o bedelleri ödeyebilmektir.

Hayata hazır olmak üniversiteden mi geçer

OLGUNLAŞMA VE HAZIR OLMA YAŞ İLE ORANTILI OLMUYOR

Çocukları ya da gençleri bizlere getiren pek çok ebeveynden duyduğum en temel yakınma onların sorumluluk almaktan kaçındıkları oluyor.

Konuştuğumuz zaman küçüklüğünden beri her türlü gereksinimin aile tarafından karşılandığı, sorun çözmek için fırsat verilmediği, okul ve ev sorumlulukları ve bu alanlarda yaşanılan sorunlar karşısında “her zaman” ailelerin müdahil olduğu çocuklar olduklarını görebiliyoruz.

Okulda yaşanan herhangi bir sorunda, ders çalışmadığında, akran ilişkilerinde problemlerle karşılaşıldığında çocuğunu yüreklendirerek çözümü kendisinin bulmasını beklemek yerine; aileler çözüm arama eğiliminde olabiliyor. Bu problemli durum ile nasıl mücadele edebileceğini öğrenmeyen çocuktan ise belli bir yaşa geldikten sonra “Ben artık bunları kendim yapabilirim” demesini beklemek hayal kurmaktan öte bir durum olamayabiliyor.

Yaş sadece büyür. Olgunlaşma, öğrenme ise ancak alıştırma ve eğitim ile olur. Bu görev de çocuklar henüz küçük yaşlarındayken başlayarak ailelere düşmektedir. Tüm bunları “Çocuğa olan sevgimizle, ona kıyamamakla” açıklamanın arkasına sığınmamak gerekir.

Genellikle aileler bu tür yakınmalarla geldikleri zaman, çocuklarına sorumluluk kazandırmamızı ve hayata hazırlamamızı istiyorlar. Onlara bizim yapabileceklerimiz yanında, onların yapması gerekenleri anlattığımızda ise çoğunlukla “Biz bile bazen o sorunları çözmek için zorlanıyoruz, kendi nasıl halletsin ki, kendisi yapamaz” diyebiliyorlar. Aslında çocuğa öğrettikleri ve yakındıkları durumu, bizimle de yapıyorlar. “Ben bir şey yapmayayım, başkası sorunu çözsün.” Oysa hayat böyle değil; her bireyin her durum karşısında adım atması, davranış geliştirmesi gereken bir süreç. Üniversiteyi kazanmayı bu açıdan yorumlarsak çocuklarımızdaki ve en önemlisi kendi üzerimizdeki baskıyı da hafifletmiş olacağız.

Üniversite onlara bir meslek için bilgi verecektir. O mesleki bilgi ile mezun olmak ise mezun oldukları branşa ilişkin “mesleğe” sahip olmayı ve bu mesleğin gereklerini yerine getirebilmek için “hayata hazır olmayı” beraberinde getirecektir.

Özetle o meslekle ilgili mücadeleyi yaparken, özel yaşamını ve gelişimini sağlıklı sürdürebilmek, karşısına çıkan zorluklarla mücadele edebilmek, yeni yollar keşfedebilmek sizin doğduğu andan başlayarak verdiğiniz ya da veremediğiniz eğitimle sınırlı kalacaktır.

Üniversite yaşam standartları için bir koşul olarak yorumlanabilir fakat yaşamak ve hayata hazır olmak, hayatta var olmak için bir ön koşul değildir.

Çocuklarınızı önemseyin, onlar hepimizin geleceği…

False