Güncelleme Tarihi:
Okula başlamak genel olarak, zihinsel, bedensel, duygusal ve sosyal açıdan bir olgunlaşmayı gerektirir. Bu olgunluğa ulaşmış olan çocuğun, öğrenim yaşamı başarılı olacaktır. Ancak çocuğun okula başlaması için başlıca kriter takvim yaşıdır. Bu kriter okula başlama için mutlaka önemlidir. Ancak tek başına yeterli değildir. Çünkü her çocuğun gelişimi, kalıtımsal özellikler ve çevresel nedenlerle bir diğerinden farklıdır. Dolayısıyla bu çocukların okul olgunlukları da birbirlerinden farklıdır ve her çocuk bu olgunluğa aynı takvim yaşında ulaşamaz.
Çocuğun okula başlamadan önceki yaşantılarından kaynaklanan görsel olgunluk, renk ve şekil algısı, görsel hafıza, el- göz koordinasyonu, işitsel ayırt etme, sosyal ve duygusal etkenler ve dikkat süresi gibi bireysel farklılıklarını etkileyen özelliklerin bilinmesinin, çocuğun okula başlamasında takvim yaşından daha önemlidir. Çünkü öğrenme bireysel bir süreçtir ve bu süreç de, gelişimsel ve bireysel farklılıklardan etkilenmektedir.
Bir çocuğun ilkokula başlayabilmesi için birtakım becerileri kazanmış olması gerekmektedir. Çocuğun okula başlaması konusundaki kararı verirken takvim yaşına dayalı olmak şartıyla; fiziksel, sosyal, duygusal, bilişsel ve öz bakım gelişim alanlarının düzeyinin bilinmesi de gerekmektedir. Çocuğun bu gelişim alanlarına ilişkin yeterli olgunluğa erişip erişemediğini bilmeden onu yalnızca takvim yaşına bakarak okula başlatmak öğrencinin başarısızlığına neden olabilmektedir.
Çocuğun bireysel gelişim özelliklerinin yanında okul ve ailenin de bu sürece dahil edilmesi gerekmektedir. Çünkü bu dönemde görülen en önemli korku, ayrılık korkusudur. Ayrılma korkusunda, korkunun nedeni genellikle çocuk değil, annedir. Anne, çocuğunun büyüdüğünü kabul etmekte zorlandığında çocuğunun okula başlamasını istemez ve bunu farkında olmadan çocuğa hissettirir.
Çocuğa o okula gittiğinde kendisinin bütün gün onu bekleyeceğini, bunu yaparken onu çok özleyeceğini, birlikte ne kadar güzel zaman geçirdiklerini anlatmaya başladığında ve bunu uzunca bir zaman sürdürdüğünde, çocuk okula başlamayı adeta annesine ihanet etmekle eş anlamlı tutmaya başlar ve okula gitmek istemeyebilir.