Zeytin ve zeytinyağı denince...

ZEYTİN ve zeytinyağı denince benim için akan sular durur.

Celâl Başlangıç’ın yazıp, Tolga Sezgin’in fotoğrafladığı Hayat Ağacıyla Yaşayanlar (*) benim için hemen okumam gereken kitaplar listesinin başına geçti.
Alt başlık da şöyle:
“Trilye’den Derik’e Adatepe’den Yusufeli’ne.”
Bir ürünle uğraşan firmaların, şirketlerin o konuda bilgi veren kitaplar yayınlamasını destekliyorum.
Kitap; 6. Ayvalık Zeytin Hasat Şenliği’nde tanıtılmış. Geçen yıl 5. Şenlik’te de Nedim Atillâ’nın yazdığı, İsa Çelik’in fotoğrafladığı “Ağaçtan İnsana Zeytinyağı Anıtları” armağan edilmişti.
Başlangıç ve Sezgin, dört uçak yolculuğu yapmışlar, 7500 kilometre yol katetmişler.
“Haydi yola çıkıyoruz” yazısı kitabın neler içerdiğini, lezzetli bir üslupla yazıldığını gösteriyor:
“Türkiye’nin dört bir yanında gireceğimiz bahçelerde dokunacağımız zeytin ağaçlarının kökenini İslâmiyet Âdem’in yeryüzüne indiği günlere dek götürür. Kısas-ı Enbiya’da anlatıldığı gibi:
Âdem kendi teninde ağrı duydu, çok incindi ve ağrıdan Tanrı’ya yakındı. Bunun üzerine Cebrail zeytin ağacı indirdi ve buyurdu: Bunun yemişini ye ve sık ki bunun içinde bütün ağrılara şifa vardır.”
¡ ¡ ¡
ZEYTİNLE, zeytinyağı ile uğraşanlar, zeytin ağacıyla dostluk yapanların öyküleri bireysel değildir. İçinde tarih vardır, mitoloji sızar bir yerlerden.
Sözgelimi, Osmanlı döneminde ABD’ye ihracat yapan köyü gezebilirsiniz, Doktor Şerafeddin Mağmumi’nin 1895 yılında Mudanya’da geçirdiği geceleri okuyabilirsiniz.
Zeytincilik yapanların çoğu, aileden devralmışlardır bu işi, Şekerhanım gibi.
Sadece ticarethaneleri okumayacaksınız burada, kendi evleri için yağ sıkan yağhanelerin yerini de öğreneceksiniz.
Asırlık zeytin ağaçlarının ortasına Nâzım’ın Çınarı’nı nasıl diktiklerini Fevzi Kavuk anlatıyor.
Düğünler, dernekler neye göre yapılır? Zeytine göre. Bütün tüccarlar her şeyi verirler, söyledikleri tek kelimedir:
“Zeytine verirsin.”
Küçükkuyu’da bir zeytinyağcının kapısındaki tarih kaç, biliyor musunuz?
1852.
Zeytin deyince elbet, zeytinin kitabını yazan Zerrin Boynudelik - Mahmut Boynudelik unutulmamalı.
Kitaplarının adı; Zeytin Kitabı / Zeytinden Zeytinyağına.
Yeni kitaplarını da yakında okuyacağız:
Sanat Tarihinde Zeytin İmgesi.
“Ayvalıklı zeytinyağlıyı sıcak yer, ılık bile değil!”
Mehmet Kurt’un bu sözüyle ailemi anımsadım.
Başta anneannem, annem, teyzelerim olmak üzere. Buzdolabına konulan zeytinyağlıyı yemezlerdi.
“Ayvalık kültürünün hafızası bir gazeteci, Ahmet Yorulmaz” bölümünü okurken, Ayvalık’taki sohbetimizi anımsadım.
Zeytinin, bu kutsal ağacın ardındaki kişileri tanıdım.
Kitabın bu özelliği beni çekti.
¡ ¡ ¡
HARİTANIZ zeytin ağaçları ile bezeli yerler olsun. Tadarak gezin.

(*) Trilye’den Derik’e Adatepe’den Yusufeli’ne - Hayat Ağacıyla Yaşayanlar, Celâl Başlangıç, Fotoğraflar: Tolga Sezgin, Komili - Ana Gıda.
Yazarın Tüm Yazıları