Yüzyıllarla gelen felsefe

Anadolu’da yüzyıllardır yaşayan bizler hangi devleti kurmuş, hangi dini inancı benimsemiş olursak olalım, bu zengin toprakların bize bahşettiği güzelliklerden faydalanmasını bilmişiz.

Bu topraklar bize başka başka iklimler, başka başka toprak türleri ve dolayısıyla da çok çeşitli bitki örtüleri sunmuş. Anadolu insanı da kendisine sunulan bu hediyeden yararlanmasını bilmiş ve bu zengin çeşitliliğin bir parçası olarak aldığı ürünleri mutfağına, yemek kültürüne eklemiş. Hatta bu zengin mutfak kültürünü nesilden nesile geçirerek bir abideye dönüştürmüş.

İlkbaharda, doğanın uyanış mevsiminde filizlenen yüzlerce çeşit otu toplayarak bu otlardan şifalı yemekler yapmış ve bu işi yaparken de sahip olduğu tecrübeleri bilgiye dönüştürmeyi bilmiş. Çocuklara bahar mevsiminde yedirdiği bulgurlu kuzukulağının onların bünyelerini güçlendirdiğini, büyüklerin vücudunu zehirlerden arındırdığını fark ederek bu bilgiyi pratik hayata taşımayı başarmış.

Sıcak yaz günlerindeyse soğuk çorbalarla, ayranla ve tamamen Anadolu’ya has soğuk şerbetlerle serinlemenin tadına varmış, sonbaharı, toprağı nadasa bıraktıktan sonra kış için hazırlık yaparak geçirmiş. Ve soğuk kış günleri gelip çattığında vücudunu ısıtmanın önemini bilerek bol karbonhidratlı yiyecekler yemiş.

Bir Uzakdoğu felsefesi olan Zen Budizmi her şeyi olduğu gibi görebilmeyi, bir şeyin hem pozitif hem negaif taraflarını kabul edebilmeyi öğretir. İşte tıpkı Zen’de olduğu gibi kabul etmiştir Anadolu insanı, içinde yaşadığı çevreyi ve bu çevrenin kendisine sunduğu hediyeleri. Anadolu mutfağının kendine has bir felsefesi vardır ve bu felsefe pişirme teknikleriyle, yemek yaparken kullanılan malzemeyle, sunum şekilleriyle, yemek yemeye verilen değerle kendini gösterir. Belki bölge bölge farklılık gösterir bu unsurlar ama genelde hakim olan felsefe; kendini tanıma, doğayı tanıma ve doğanın insana sunduklarını tanıyarak ondan bilinçli bir şekilde faydalanmadır.

Sebzeli fava

6 kişilik

Hazırlama süresi 20 dakika

Pişirme süresi

40 dakika


Malzeme listesi

á 2 su bardağı kuru iç bakla

á 1 adet orta boy kuru soğan

á 1 adet orta boy patates

á 3 yemek kaşığı tozşeker

á 1 kahve fincanı sızma zeytinyağı

á 1 çay kaşığı tuz

á 2 su bardağı su

á 1 adet taze yeşil soğan

á 1/2 demet dereotu

Üzeri için;

á 5-6 yemek kaşığı sızma zeytinyağı

Kuru baklayı iyice yıkadıktan sonra üzerine 5 su bardağı su koyarak bir gece önceden ıslatın. Ertesi gün, yıkayıp süzdüğünüz baklayı orta boy tencere koyun. Üzerine, ayıklayarak dörde böldüğünüz soğanı ve patatesi ekleyin. Tozşekeri ve tuzu serpiştirin. Son olarak, tencereye 2 su bardağı su ilave edip, bakla iyice yumuşayıncaya kadar, 20-25 dakika kısık ateşte pişirin. Ara sıra karıştırmayı unutmayın. Bakla geceden ıslatılınca ertesi gün kısa sürede pişer. İyice yumuşayan baklayı ocaktan alıp henüz sıcakken el blenderi yardımıyla püre haline gelinceye kadar ezin. (Ezme işlemini mutfak rabotunda da yapabilirsiniz.)

Böylece koyu boza kıvamında bir bakla püreniz olacaktır. Diğer taraftan, ayıklayıp yıkadığınız yeşil soğanı ve dereotunu ince ince kıyıp; püre haline getirdiğiniz ılık favaya ilave ederek karıştırın. Baklayı koyacağınız kenarları yüksek orta boy servis tabağının içini soğuk suyla çalkalayıp ıslatın. Sonra favayı, ıslattığınız bu servis tabağına aktarıp üzerini kaşıkla düzeltin. Soğuduktan sonra buzdolabında en az 4-5 saat veya 1 gece bekletin. Servise sunmadan önce üzerine sızma zeytinyağı gezdirin. İsterseniz kapari serpiştirip, kuru soğan halkalarıyla süsleyerek soğuk olarak servise sunabilirsiniz. Favanın jöleli bir yapısı vardır. Bekledikçe katılaşır, yeterince katılaşınca dilimleyerek servise sunabilirsiniz.

İrmikli mahlepli kurabiye

Malzeme listesi

á 2 su bardağı un

á 2,5 su bardağı irmik

á 125 gr margarin (eritilip, ılıtılmış)

á 1 su bardağı zeytinyağı

á 1 çay kaşığı toz mahlep

1 su bardağı su

İçi için;

á 1,5 su bardağı ceviz veya Antep fıstığı

á 1 su bardağı pudra şekeri

á 1 çay kaşığı toz tarçın

á 1/2 çay kaşığı toz karanfil

8 kişilik

Hazırlama süresi 30 dakika

Pişirme süresi

45 dakika


Un ve irmiği derin bir kaba aktardıktan sonra, eritip soğuttuğunuz margarin, zeytinyağı ve mahlebi ilave ederek yoğurmaya başlayın. Azar azar su ekleyerek yumuşak bir hamur elde edinceye kadar yoğurun. Üzerini nemli bezle örtüp 1 saat kadar dinlendirin. İç harcını hazırlamak için; cevizi veya yeşil fıstığı dövün. Üzerine, 2 yemek kaşığı pudra şekeri, tarçın ve karanfili ilave edin. (Arzu ederseniz, hurmanın çekirdeğini çıkarıp doğrayarak bu harca ekleyebilirsiniz.) Dinlenen hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar kopararak yuvarlayın. Yuvarlakların ortasında çukurlar oluşturup bu çukurlara cevizli harçtan birer tatlı kaşığı kadar koyun.

Çukurları kapayıp hamurları tekrar yuvarlayın. Yuvarlak hamurları plastik kurabiye kalıplarına koyup kalıbın şeklini almalarını sağlayın. Şekilli kurabiyeleri yağlanmış fırın tepsisine dizin. 175 dereceye ayarlı fırında 40-45 dakika kadar pişirin. Soğuyunca üzerine pudra şekeri serpiştirerek servise sunun.

NOT: Bu kurabiye, 1 ay kadar saklanabilir. Çok zor bayatlayan bir kurabiyedir. Aslında, bu kurabiyeyi yapmak için özel tahta kalıplar kullanılır. Ama siz bu kalıplar olmadan da, elinizle bastırarak kurabiye şekli verebilirsiniz.
Yazarın Tüm Yazıları