Yolsuzluktan üç sıfır atılıyor

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

Refah Partisi Grup Başkanvekili Temel Karamollaoğlu'nun, Suudi Arabistan'a casusluk yaptığı iddiasıyla yakalanan kişi için yaptığı açıklama şu:

‘‘Bu bilgileri verse ne olur?’’

Refah yöneticisinin ‘‘Verse ne olur’’ dediği bilgiler arasında, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir imzalı bir yazı var.

MİT yetkilileri bu yazının sahte olduğunu söylüyor. Ancak bu belgeyi büyükelçiliğe götüren kişi acaba bunu biliyor mu?

Hayır.

BİR DAİRECİK

Yani o gerçek bir belgeyi götürdüğünü düşünerek hareket ediyor. Bir askeri belgeyi yabancı bir büyükelçiliğe veriyor.

Götürdüğü bilgiler arasında askerlerle ilgili başka şeyler de var.

Ve şimdi bir parti yetkilisi, inanılmayacak bir sorumsuzlukla çıkıp, ‘‘Verse ne olur’’ diyor.

Yabancı bir ülke temsilciliğine bilgi sızdırmanın ölçüsü nedir?

Bu bilgiler normal ise, Suudi Arabistan Büyükelçiliği niye normal yollardan gitmeyip, bir polis emeklisinden bilgi istiyor?

Demek ki Refah yöneticilerinin casusluk konusunda kendilerine ait ölçüleri var.

Aynı durum, günlerdir tartıştığımız Mustafa Kalemli olayı için de geçerli.

Bazı kişiler, ‘‘Canım bir tane apartman dairesi yüzünden bir insanın bu kadar üzerine gidilir mi’’ sorusunu soruyor.

Böyle düşünenlere, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki bazı yolsuzluk olaylarını hatırlatmakta yarar var.

Almanya'da bir bakan, kendisine belli bir görev için tahsis edilen uçağı ile yakın bir şehirde eğitim gören kızını ziyarete gittiği için bakanlıktan ayrılmak zorunda kaldı.

AMERİKAN ÖLÇÜLERİ

Clinton Ailesi ile ilgili Whitewaters olayında kendilerine düşen mali sorumluluk miktarı 50 bin dolar bile değil.

Koskoca ABD Başkanı böylesine küçük bir meblağ için Senato Komisyonu karşısında 5 saat ifade vermek zorunda kaldı ve bu ifadesi canlı olarak bütün Amerika'ya yayınlandı.

Ama ne yazık ki Türkiye'de yolsuzluğun ölçüleri son 10 yılda o kadar yükseldi ki, artık bir apartman dairesi bize küçük görünebiliyor.

Hatta böyle bir şeyi, Kalemli'nin yaptığı gibi, ‘‘Etik bir hata’’ diyerek hafifletmeye bile cesaret edebiliyoruz.

Peki etik hata, bir siyasetçi için kabul edilebilir bir ölçü müdür?

Hayır.

Ama bir ülkede yolsuzlukların boyutu, diktatörlüklerle yönetilen ülkelerinki gibi milyarlarla ölçülen dolarlara ulaştığı zaman, işte böyle 360 metrekarelik apartman dairesi, etik bir mazeret haline dönüştürülebilir.

Çünkü Engin Civan gibi bir bürokrat olayında bile beş-on milyon dolarlık rüşvetler konuşuldu.

Kalemli olayı işte bu yüzden son derece önemli.

Çünkü, Türkiye'nin son 10 yılda kaybettiği yolsuzluk ölçüsünü yeniden yerine oturtuyor.

ETİK ENFLASYONU

Olayın basında aldığı yer, kamuoyunda yarattığı etki, yolsuzluk birimindeki enflasyonu düşürerek, yeniden gerçek yerine oturtuyor.

İşte bu yüzden Kalemli'nin, ‘‘etik hata’’ kavramına sığınması başarılı olamıyor.

Bütün bunlardan sonra insan şu soruyu sormadan duramıyor:

Acaba bunda, Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit ve Hüsamettin Cindoruk gibi liderlerin bir koalisyonda buluşmasının yarattığı yeni havanın etkisi mi var?

Acaba bu hükümetin ilk başarısı, etik değer enflasyonunu indirmek mi oldu?

Yolsuzluktan üç sıfır mı atılıyor?

Galiba öyle oluyor.



Yazarın Tüm Yazıları