Başın sağ olsun Nijerya...

PARİS’teki terör olayıyla aynı günlerde Nijerya’da başka bir katliamlar zinciri yaşandı.

Haberin Devamı

Boko Haram denilen şeriatçı terör örgütü 2000’e yakın insanı öldürmüştü. Bu olay, ne bizim medyamızda ne de Batı’da yeterli ilgi gördü. Gazetelerin alt köşelerinde sıradan, küçük bir haber olarak geçti, unutuldu gitti.
Paris katliamıyla ilgili her türlü laneti yağdıran yazarlar, Afrika’daki terör olayına ya hiç değinmediler ya da üstünden şöyle bir geçtiler. Ne acı! Demek ki insanlar yalnızca yaşarken değil ölürken de eşit değil.
Ortalama vatandaşın bu olayı duymamasını, tepki göstermemesini bir ölçüde anlarım ama gazete ve TV’lerde insanları yönlendiren, bir bakıma ‘kanaat önderi’ olan kişilerin bu konuya yeterince değinmemelerini kabul etmek mümkün değil.
‘Propaganda makinesi’ her alanda çalışmakta. Batı’ya olan hayranlığımız bu nokta da kendini göstermekte. Dünyanın zenginlerine, gelişmişlerine duyulan ilgi ölümlerde de izlenmekte. İster dinsel referansları kullansın, isterse dünyevi siyasal ideolojilerden yana tavır alsın yazarların yorumları pek fark etmiyor. Batılı ölürse değerli, Afrikalı ölürse sıradan, gayet doğal. Nijerya’daki terör olayına benzer bir hayvan katliamı yaşansaydı da bu kadarcık tepki çekerdi herhalde. Ölen Afrikalılar hayvanlardan çok mu yukarıda sanki?
Paris olayı haklı olarak tüm kalpleri yaralamış, üzmüş ve öfkelendirmişken, Boko Haram katliamı bir altyazıyı bile hak etmiyor. Yanlış olan Paris katliamına büyük tepki göstermek değil, Boko Haram olayını görmezden gelmek. Bu da ne yazık ki kafalarda ölümlerin bile kıyaslanmasına neden oluyor, soru işaretli öfkeli duygular uyandırıyor.
Demek ki bizler önümüze ne konuyorsa ona bakıyor, onunla ilgili ahkâm kesiyoruz. Ne verilirse onu alıyor, ne öğretilmişse onun çevresinde dönüp duruyoruz.
Şu anda dünyaya egemen maddi ve manevi güç Batı, bilincimizi, neye üzülüp neye üzülmeyeceğimizi, yasımızı da biçimlendiriyor.
İnsana insan olduğu için değer verildiğini söylemek hikâyeden başka bir şey değil o zaman. Yalnızca boş bir kuruntu. Zenginsen, güçlüysen, gelişmiş ülke vatandaşıysan daha değerlisin, ölün bile daha değerli. Yoksa sürün gitsin.
Ama ben yine de söylemeden edemeyeceğim: Başın sağ olsun Nijerya. Batı cephesinde yeni bir şey yok.

Prof. Dr. Coşkun TECİMER İstanbul Bilim Üniversitesi
Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı

Haberin Devamı


Mahkeme ‘Mem û Zîn’ yazarını haklı buldu

Haberin Devamı

İSTANBUL Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi, Mem û Zîn’deki ‘tahrifat’ davasında oyun yazarı Cuma Boynukara’yı haklı buldu. Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’nü 63 bin 600 TL maddi, 15 bin TL de manevi tazminat ödemeye mahkûm etti. Mahkeme, ‘Mem ile Zîn’ adlı eser ile sahnedeki ‘Mem ile Zin’ arasında farklar vardır. Oyunun adı, ‘Mem ile Zîn’ yerine ‘Mem ile Zin’ olarak değişmiştir. ‘î’ ile ‘i’ arasındaki fark, oyunun sahnelendiği coğrafya itibariyle bakıldığında, dilsel ve kültürel açıdan önemli bir ayrıntı ve değişimdir. Yazarın oyununda, ‘Newroz’ olarak kullandığı bayramın, sahnede ‘Nevruz’a dönüşümü, yazarın politik duruşu ve referans çerçevesi düşünüldüğünde, sosyal çevresini itibar açısından etkileme gücüne sahiptir” diyerek davacıya ait eserin izinsiz olarak ve değiştirilerek davacının mali ve manevi haklarına tecavüz edildiği kanaatine vardı.

Haberin Devamı

Kapı gitmiş, tokmağı aranıyor!

MGK toplanmış, arkasında Atatürk resmi yok. Görülmemiş, alışılmamış bir eksiklik. Hemen göze battı. Gazeteleri, yazarları sorguladılar:
“Niye asılmadı?”
Size ne canım, burada yeni Türkiye inşa ediliyor.
Malatyalıların bir sözünü hatırlatalım:
“Kapı getmiş, tokmağını arisan.”
Bak, uydu işte!

Mehmet Necati GÜNGÖR


‘Toprağımızı vermeyiz altında kalıp ölmeyiz’

KIRKLARELİ Vize’nin Topçuköy’de açılmak istenen

kömür ocağı için ÇED’in halkı bilgilendirme toplantısında diğer köy ve beldelerin katılımıyla oluşan kalabalığın “Toprağımızı vermeyiz, altında kalıp ölmeyiz”, “Bu topraklarda dedemizin kanı, babamızın alınteri, çocuklarımızın geleceği var; sizin neyiniz var?”, “Buradan size kömür çıkmaz” ve “Toprağımızla oynamayın köyümüzün havasını bozmayın” “Istranca’ya el değdirmeyiz” gibi tepkiler karşısında toplantı yapılamadı. Halkı bilgilendirme toplantısına ilçe dışından gelen belediye başkanları, il genel meclis üyeleri, sivil toplum örgütleri, TEMA ve DAYKO her platformda köylünün haklı mücadelesinde yanlarında olacaklarını beyan ettiler.
Bakanlık, kurum ve şirket yetkilileri köyü terk etmek zorunda kaldı.

Haberin Devamı


MESAJ PANOSU

İNSANLARIN öldürülmesini alkışlayacak kadar ‘İslamcı’ olanlar, hırsızların yargılanmasını isteyecek kadar ‘Müslüman’ olamıyorlar.

Celal BAŞLANGIÇ


PARİS’te cumhuriyet için yürüyeceksin, Türkiye’ye dönünce ‘Cumhuriyet’i basacaksın. “Biz, ifade özgürlüğüne ve özgür düşünmeye karşı değiliz, aksine yanındayız” söylemine kimseyi inandıramazsınız. Bunun adı dinsel faşizmin ta kendisidir.


Ş. ÇORBACIOĞLU

GAZİ Mustafa Kemal’in devrim, aydınlanma programının, kurduğu bağımsız, çağdaş Cumhuriyet’in değerini bilmek gerekir. Ülkemizdeki, bölgemizdeki ve dünyadaki gelişmeler hep onu haklı çıkarmaktadır.

Barış DOSTER



Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Enver Yücel, açıkladı; Doğu Barış Üniversitesi Hatay’da kurulacak.

Haberin Devamı

İLK kez Birleşmiş Milletler UNCA AWARDS’14 töreninde dile getirdiğim, Birleşmiş Milletler’in yanı sıra UNESCO ve CLINTON VAKFI’nın da destek vereceğini açıkladığı “Ortadoğu Barış Üniversitesi” projesi, başta ABD ve İngiltere olmak üzere dış basında büyük yankı uyandırdı.
Savaş nedeniyle Türkiye’ye göç eden 1.6 milyon Suriyelinin büyük kısmını oluşturan genç nüfusun eğitim yaşamlarının aksamamasının yanı sıra Ortadoğu’da sonsuz barışın sağlanması için çalışacak enstitülerin kurulmasına hizmet etmesini düşündüğüm ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde konumlandırılmasını düşündüğüm Ortadoğu Barış Üniversitesi’nin tüm dünyada medeniyetlerin ve kültürlerin birliğine dair çalışmasını öngörmekteyim. Projeyi aktardığım BM Genel sekreterliği, UNESCO Direktörü ve ülkemizde YÖK başkanlığı da benimle aynı yönde görüşler ifade etmişlerdir. Bu beni ziyadesi ile mutlu etmiştir.
Türkiye’de ve dünyada kanaat önderlerinin destek verdiği proje yurtdışı basınında da geniş yankı uyandırmıştır, bu haber ve yansımaları Türkçe ve İngilizce haberler eşliğinde sizlerle paylaşmak istiyorum.



HATAY’DA KURULACAK



(Yücel’in bu konuda AP’ye verdiği demeçte şunları söylüyor:
AP: Türkiye’de bulunan Suriye Mülteci Kampında 19 yaşındaki Usame İsa mühendislik bölümünde okuyabilme hayaliyle yaşıyor. Ama Usame İsa bir devlet üniversitesindeki dil yeterlilil sınavını geçebilecek derecede Türkçe bilmiyor. Ve kendisi de bu konuda yalnız değil. Ankara’da bulunan Göçmenlik Araştırma Merkezi direktörü Metin Çorabatır, Türkiye’deki 1.6 milyon Suriyelinin bir çoğunun Türkçe bilmediğini ve Türkçe dersi alabilecek paralarının olmadığını söylüyor.
Gaziantep yakınlarındaki Nizip kampında yaşıyan Usame İsa “Öğrenciler tercih ettikleri dilde eğitim görebilme şansına sahip olmalı ama tabi burada Türkçe öğrenmemiz gerekiyor” diyor. Bende Türkçe öğrenmeye çalışıyorum.
Bir Türk eğitim girişimcisi Enver Yücel’in bu problemlere çözüm getirebilecek iddalı bir planı var. Bu girişimci Suriyeli mülteciler için bir Türk Üniversitesi kurulması gerektiğini, bu üniversitede Türkçe derslere ek olarak Arapça ve İngilizce seçeneklerinin de sunulması gerektiğini savunuyor.



İLK ÜNİVERSİTE HATAY’A



Associated Press’e konuşan Yücel, Gaziantep dahil olmak üzere Türkiye’nin Suriye’ye yakın olan diğer şehirlerinde küçük kampüsler açılabileceği vizyonunu belirledi. İlk üniversiteyi Hatay’da açmayı planlayan Yücel, hükümetten gerekli izinlerin alınmasıyla birlikte 2015-2016 akademik yılında 1500 öğrenciyle eğitime başlayabilmeyi umut ediyor. Yücel aynı zamanda mülteci olan 400 Suriyeli öğretim üyesinin işe alınmasını teklif edeceklerini söyledi.
Suriyeli öğrencilerin okul ücretlerini karşılayamayacağını belirten Yücel, “üniversitenin desteklenmesi için hükümete, vakıflara ve şahıslara öneri götüreceğiz” dedi. İlk yıl için 51 milyon dolar bütçe gerekeceğini söyleyen Yücel, üniversitenin 5. yılında 290 milyon dolar bütçe ile 5500 öğrenciye ulaşabileceğini öngörüyor.


BAKAN İslam’a sitem... “Engelliyim, bakan gelsin ona bilgisayar dersi vereyim”

BEN %48 işitme ve kronik rahatsızlığımdan engel raporum var çok şükür elim ayağım tutuyor ama 7 yıldır işsizim meslek lisesi bilgisayar donanım mezunuyum. Özel sektör bizimle alay geçiyor sanki bizlere gece vardiyasında çalışırsan işe hemen başla deniliyor ya da çalışma saatleri çok ağır. 08.00-19.00 arasında 11 saat çalıştırıp asgari ücret veriyorlar. Çok zor durum buna bir çözüm üretin sesimizi duyurun.
Dilerim bizlerin ve ailemizin gözlerinden akan yaşlar başka aile ve bireylerden akmaz ama görülüyor ki, bizlere de değer verilmiyor. Çalışamayacak olan yatalak ve özür durumu tamamen işlevsiz olanlara maaş verip çalışabilecek durumdakilere iş verip çalışabilir olan engellinin aldığı engelli maaşı kesilip bu çalışamayan kardeşlerimize verilse hem çalışan kardeşlerim alın teri ile kazanır hem çalışamayan kardeşlerimiz biraz daha rahat yaşama tutunurlar.
Bakan İslam, nitelikli engelli yok diyor; gelsin ona bilgisayar dersi vereyim, gelsin bir engellinin bu hayatta nasıl mücadele gösterdiğini göstereyim... Gelsin 3 ayda engelli maaşı alan bir babanın evlatlarına nasıl baktığını göstereyim; nitelikli mi yoksa değil miyiz? O zaman karar versin bilgisayardan her konuda anlıyorum niteliksiz miyim ben, şimdi bilgisayar tamirini yapıyorum, arızasını gideriyorum. Nitelikli doktor okumakla, üniversite ile okumakla olmuyor. ‘İnsan’ olmakla oluyor.

Hüseyin EROL

h.erol01@hotmail.com


Eski TFF Başkanı Ulusu, futbol dünyasını eleştirdi

‘HANGİ Çaplık’ (13 Ocak) yazıya okurumuzun isteği üzerine imza koymamıştık. Futbol Federasyonu eski Başkanı Kemal Ulusu, yazıyı çok gerçekci buluyor ve “Bu arkadaşımız kimse neden çıkıp her platformda konuşamıyor? Çık arkadaşım konuşm, tenkit et, çalış, çabala, mücadele et, öyle adını sanını saklama. Bu işlerle bir yere varamıyoruz” diyor ve ekliyor:
“Mesela ben her platform konuşur, yazarım, korkmadan çekinmeden... Mesela 2013 yılında TFF Genel Kurulu’da yaptığım konuşmamı www.youtube.com/watch?v=bqi5kqMsAwM’den izlenebilir. Bugünlerde Fatih Terim Hocamın çıkıp söylediklerini ben daha evvel, hem de TFF’de 300 delegeye açık olarak anlatmışım. Hatta sonunda da hepsine sormuşum “Söyleyin arkadaşlar haksız mıyım? Söylesenize konuşsanıza vs...” diye hesap sormuştum. Ama tık yok!
Bence tarihe sayılması gereken bu konuşmamı dinleyen okurlarınızın görüşlerini öğrenmek isterim.
Biliyor musunuz, bu konuşmam ertesi gün ve hiçbir gün ne yazılı ne de görsel basında hiç yer almadı. Trabzon Başkanının, TFF Başkanına, FB Başkanına hakaret konuşmaları geniş şekilde gazetelerde, günlerce de TV’lerde yer buldu. Bu mu Türk medyasının Türk futboluna bakış açısı? Hadi canım sen de!..

M.Kemal ULUSU

kulusu@hotmail.com

Yazarın Tüm Yazıları