ABD’ye kaçan Eylem Tok ve oğlu Timur Cihantimur, 14 Haziran’da yakalandı.
ABD MAHKEMESİ KARARLI
EYLEM Tok ve oğlu Timur Cihantimur’un ABD’deki dava süreçlerini takip eden gazeteci arkadaşım Mehmet Sümer’i aradım. Savcılığın 11 Eylül, 14.15’te Boston- Massachusetts Bölge Mahkemesi’nde görülecek dava sanki görülmüş de bitmiş gibi bir taslak hazırlayıp, bunu dosyaya koymasına, “Her ne kadar ‘önerilen’, taslak bir metin olsa da bu görülmüş şey değil. Sonuçta Tok’un avukatları da bunu görecek ve itiraz edeceklerdir. Ama bu, mahkemenin Tok’u iade etmekte kararlı olduğu anlamına da gelir. Tok’a yöneltilen ‘delillerin karartılması’ cezasının ABD’deki karşılığı 10 yıldır. Ki yargıç, savunmasını ‘Gönderirseniz Türkiye’de ceza almayacak’ üzerine kuran Tok’un avukatlarına da bunu iletmiş ve ‘Dünyanın her yerinde suça yataklık suçtur’ demişti. Demek ki yargıç Tok’un Türkiye’de 1 yıldan fazla ceza alacağına ikna olmuş. Ayrıca ABD ile Türkiye arasındaki iade anlaşması 1 yıldan az cezaları kapsamıyor. Bu sebeple ben Eylem Tok’un iadesine kesin gözüyle bakıyorum. Ama oğlu için aynı şeyi net şekilde söylemek mümkün değil. ABD vatandaşı ve 18 yaşından küçük. Mahkeme farklı bir karar alabilir.”
Mehmet Sümer
TASLAK METİNDE NE VAR
Savcılığın taslak metninde ise “Yukarıdaki bulgular uyarınca, kaçak Eylem Tok’un Türk Ceza Kanunu 281. maddesine aykırı olarak ‘delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme’ ve 283. maddesine aykırı olarak ‘suçluyu koruma’ suçundan Türkiye’ye iadesini onaylıyorum” ifadeleri yer alıyor.
Savcı Kristen Kearney
TÜRK VATANDAŞI OLDUĞU İÇİN İADESİ DAHA KOLAY OLUR
Astrologların dönüşü muhteşem oldu!
28 Aralık 2023’te buluştuğum astrologlar Aygül Aydın ve Hande Kazanova yerel seçimlerde Türkiye’yi büyük bir değişikliğin beklediğini, Trump’ın suikasta uğrayacağı ile Biden’ın yarıştan çekileceğini ta 6.5 ay önce anlatmışlardı.
Bugün öngördükleri o noktadayız! Ve ne tesadüf ki 2 gece önce “dönüm noktası” dedikleri bir dolunay gerçekleşti. İkisini de aradım. Yılın diğer yarısında astrolojik olarak bizi ne bekliyor sordum.
BIDEN’IN GİDİŞİ TAM BİR OĞLAK DOLUNAYI BİTİŞİDİR
Astrolojiye “çocuğum illa şu burç olsun” diye sezaryene girecek kadar, “körü körüne” inanmıyorum ancak zaman zaman, hele de yaptığım röportajlara dönüp bakınca, astrologların öngördükleri ne kadar çok şeyin nasıl da tam isabet tuttuğuna şaşırıyor ve “kadim medeniyetlerin gökyüzü ile bu kadar haşır neşir olmasının varmış bir sebebi” diyorum. Önce astrolog Aygül Aydın’ı aradım ve Biden’ın gidişinden, yerel seçimler, hatta yazılım sistemlerinin çökmesine kadar geniş bir yelpazedeki öngörülerinin nasıl olup da tuttuğunu sordum. Diyor ki: “Astroloji matematik işidir. Gök cisimlerinin konumu ve hareketlerinden yola çıkarak öngörülerde bulunulur. Altını çizmek isterim; falcı ya da büyücü değiliz. Bu, öngörüler bazen gerçekleşir bazen de gerçekleşmeyebilir.”
AŞIRI SICAK HAVA PSİKİYATRİK ANLAMDA ‘DELİRTEBİLİR!’
Salı günü İstanbul’da yağmur bekleniyor. Bu, elbette güzel haber ama hemen sevinmeyin çünkü nem baki kalacak. Bu da demek oluyor ki hissedilen sıcaklık beklenen büyüklükte düşmeyecek. Dahası var; Ağustos’un da en az Temmuz kadar bunaltıcı geçecek. Şüphesiz bu bunaltıcı havanın fizikken olduğu kadar ruh sağlığına da etkileri büyük. Psikiyatrist, Prof. Dr. Arif Verimli diyor ki: “İnsan vücudunun optimum iç sıcaklığı 36,4 derecedir. Bu, kişiden kişiye değişebilir. Ama vücut sıcaklığının iç organları koruması ve de hücrelerin iyi şekilde işlevlerini yerine getirmesi için 36- 37 derece referanstır. Bundan fazla ısınan vücut tepki veriri. Yüksek ısı, kendini önce halsizlik, baş ağrısı, kramp, uykusuzluk, kusma, baş dönmesi olarak gösterse de daha kapsamlı etkileri var:
Arif Verimli
1- Kalp, ısıdan korunmak için daha fazla kan pompalar ve atış hızını arttırır. Nabız dakikada 20 fazla atmaya başlar, 50’ise 70’e çıkar.
2- Vücudun oksijen arayışı artarken nefes ağırlaşır. Dakikada 10’dan 15’e çıkabilir, örneğin.
3- Isının azalması için kaslar kendini korumaya alır, vücut hareketleri yavaşlar. Oturduğunuz yerde, 1 saat içinde, en az 500 ml. su kaybedebilirsiniz.
‘Kalp krizi mi geçiriyorum?’
TANIDIĞINIZDAN GELSE DAHİ HİÇBİR LİNKİ TIKLAMAYIN, BİLGİLERİNİZİ VERMEYİN
3 gün önce dünya basınına da yansıyan bu haberi ilk okuduğumda pek de önemsemedim. Ama sonra bir arkadaşımın Telegram gruplarında her türlü bilginin isteyene ücret karşılığı satıldığını söylemesi ve hatta şase numarasından plaka araması yaptığı ve kendisine ait tüm kişisel bilgilere de kolaylıkla eriştiğini görünce, “Bir dakika” dedim.
DOLANDIRICILARA İNANMAYIN
Düşünsenize! Kendini bankadan arayan ve müşteri temsilcisi olarak tanıtan bir siber dolandırıcı, elinde bulunan kişisel bilgileriniz ile zaten güveninizi kolaylıkla kazanacakken şimdi ortaya saçılan yeni şifreler/ veriler sayesinde, “Şifrenizin ilk 2 hanesi şu” gibi asla tahmin edileceğini düşünmediğiniz yeni bilgilerle o güveni ikiye katlayacak. Hal böyleyken dolandırılmamak neredeyse imkânsız hale gelecek. Korkunç!
DİJİTAL ÇiLİNGİRLER İŞ BAŞINDA
Siber Güvenlik Uzmanı Osman Demircan’ı aradım hemen. Diyor ki: “Evimizin kapısını nasıl anahtar açıyor ise sanal dünyanın kapısını da şifremiz açıyor. Dolayısıyla hackerlar aslında birer ‘dijital çilingir.’ Geçmişte de benzerini yaşadık. Çalınan verilerin çoğu sahte çıksa da küçümsenemeyecek boyuttaki bir kısmı da maalesef doğru çıktı. Dolayısıyla yayınlanan 1,5 milyar yeni veri ile toplam 10 milyar verinin (parola ve erişim bilgisinin) tamamı işe yarar olmayacaktır. Ancak bu, güvendeyiz demek de değil!”
PEKİ NASIL KORUNABİLİRİZ
KUZEY EGE’DE ‘DURAKLAMA’ DÖNEMİNE GİRDİK
Çeşme Otelciler Birliği Başkanı, turizmci Yakup Demir, 9 gün Şeker, 9 gün Kurban Bayramı ile sezona hızlı giriş yaptıklarını ve sadece Çeşme’de 1 milyona yakın yerli turist ağırladıklarını belirterek, diyor ki: “Bayram beklentimizin üzerinde geçti ama Euro 2024 ve enflasyon etkisi ile Kuzey Ege; Çeşme, Foça, Ayvalık destinasyonlarına olan ilgi biraz daralmış durumda. Duraklama dönemindeyiz! Turizm keyfiyet işidir. Yerli turist açısından ekonomik anlamda durum biraz ‘keyifsiz’ olunca daralma oldu. Özellikle Almanya’dan gelecek Türk turistler de maçların bitmesini bekliyor. Doluluk oranları yüzde 50-60. Gözümüz kapıda. İnşallah gelirler de iç turizmden alamadığımız talebi gurbetçiden alırız.”
Yakup Demir
FARKIMIZ KALİTEMİZ
Çeşme’nin karşısı Sakız, Ayvalık’ın karşısı Midilli. Fiyatlar malum. Bunun bir etkisi oldu mu? Yanıtı şu: “Ben bir turizmci olarak seyahat özgürlüğünden yanayım. İsteyen adalara gider isteyen buraya gelir. Ancak burada hizmet açısından bazı farklar olduğu unutulmasın. 15 günde bir iş için Sakız’a giderim. Evlerin de otellerin de çoğu eski, ufak tadilatlar yapılmış. 4-5 yıldızlı yer yok. Otellerin, restoranların çoğu salaş, aile işletmesi, ekstra çalışan yok. Türk turizmci aynısını yapsa ve servis en ufak şekilde aksasa, temizlikte vs. sorun olsa bin tane laf eden turistimiz orada mutlu. Oysa kalite farkımız bariz. Ama bir şeyi çok doğru yapıyorlar: Plajlar ücretsiz!”
HAVLU HAREKETİNE SAHİP ÇIKILMALI
“3 yanı denizlerle çevrili ülkede denizimizle barışamadık. Plaj sıkıntımız fazla. Günlük plaj kullanım bedeli kişi başı 1500 liradan başlıyor. Böyle bir şey olmaz! Birbirinden güzel koylarımız zapt edilmiş durumda. Yerli turisti kaçıran bir neden de bu. Havlu hareketine sahip çıkmak, medeni plajlar yaratmak devlet politikası haline gelirse iç turizm biraz daha rahatlar.”
ELMALARLA ARMUTLAR TOPLANMAZ
Uzun bir aradan sonra ilk kez böylesi muhteşem bir oyunla bu kadar çok yaklaştık kupaya... Ama olmadı! “Topun da seni sevmesi lazım” denir ya...
Yapacak bir şey yok! Bundan böyle “önümüzdeki maçlara bakacağız.” Ve şu tesadüfe bakın ki bir sonraki milli maçımız 21 gün sonra, Paris’te yine Hollanda ile...
Filenin Sultanları Olimpiyatlardaki ilk maçında “portakallar” ile karşılaşıyor. Bizim çocukların yarım bıraktığı işi umuyorum Filenin Sultanları tamamlayacak. Hem Almanya hem de Paris’in nabzını tuttum.
ENSEYİ KARARTMAK YOK
Spor
EURO 2024’te Türkiye’nin Avusturya’yı 2-1 mağlup etmesi sadece rakibimiz Hollanda’yı değil tüm Avrupa’yı şaşkına çevirdi. Uluslararası haber ajansları, Türkiye’nin çeyrek finale uzandığı maçta çekilen yüzlerce fotoğrafı dünyaya servis ederken, şüphesiz o karelere Mert Günok’un son saniyedeki muhteşem kurtarışı damga vurdu. Öyle ki Ay-Yıldızlı millilerimizden Merih Demiral bile şaşkınlık içindeydi ve yanına gidip, "Oğlum Merto, nasıl çıkardın? Allah çarpsın..." dediği anları canlı izledik. Kadınların futbol bilgi ve tecrübesine şüphe ile yaklaşıp, sürekli "Ofsayt ne demek?" diye soranlara inat maçı kadınlara yorumlattım. Buyurunuz.
DENİZ SATAR: TOPSUZ ALANDA BİLE HIRS VE MÜCADELE İLE OYNADILAR
Spor yorumcusu ve spikeri Deniz Satar, turnuvayı 20 gündür Almanya’da takip ediyor ve diyor ki: "Belki turnuvaya favori gelmedik ama Avusturya maçı ile turnuvanın en genç ikinci kadrosu olarak bir peri masalı yazabileceğimizi hissettirdik. Bu turnuvada en sık fark ettiğimse şu oldu: Maçı statta izlemek ile sosyal medyadan takip etmek asla aynı değil... Söz konusu milli takım olunca olumsuza evirilebilecek tonla malzeme var ama burada millilerimizi en iyi koruyan unsurlardan biri de stattaki binlerce taraftar. Sosyal medyada eleştirilen ne varsa onu oyuncu ya da teknik ekibe unutturabilecek binlerce insan...
Son Avusturya maçında da ekrana yansımayanları görmeliydiniz... Topsuz alanda bile ne büyük hırs, mücadeleyle oynadılar bir bilseniz... Özlediğimiz, istediğimiz ruh buydu!"
Peki turnuva nasıl gidiyor? "Organizasyon tecrübesi yüksek ama ruhu biraz eksik derim" diyor, şöyle devam ediyor:
"Ciddi ekonomik gelir elde ettikleri için taraftarlara katlanıyormuş gibi bir havaları var bazen. Neyse ki hafta sonu Berlin’deyiz. Olimpiyat ruhunu da yaşatan, yüksek kapasiteli statlardan biri olan Berlin’de, Hollanda karşısında galibiyet alacağımızı hissediyorum. Rehavet olmasın, biz olalım yeter."
BANU YELKOVAN: İLK DEFA BİR KURTARIŞ GOLLERDEN ÇOK İZLENDİ
Önce İngiltere Royal Ascot, ardından Fransa Prix de Diane ve dün de Gazi Mustafa Kemal Atatürk adına 1927’den bu yana düzenlenen ve Türk at yarışçılığının derbisi 98. Gazi Koşusu. Şampiyon ‘Dragon Flame’ ile jokey Akın Sözen oldu ve Türk futbolunun en genç ve başarılı isimlerinden Arda Güler’in ikonikleşen sevinci ile selamladı tribünleri.
Safkan ‘Dragon Flame’in sahibi Emrah Agun ile de yarış sonrası buluştuk, “Bu kupa bir çift mavi göze ve Türk halkına armağan olsun” dedi. Pistte olduğu kadar tribünlerde de şıklık yarışı vardı. Ben dahil kadınların çoğu taktıkları şık şapkaları ile yarışa bir anlam kattı. Bu arada İngiltere’de de Fransa’da da önemli yarışlarda hep şapka takılır. Gazi’de de benzeri yaşandığı için “özenti” yakıştırması yapanlar var. Gelin hem koşunun detaylarına bakalım hem de size neden at yarışında şapka taktığımızı anlatayım.
AT KOŞAR BAHT KAZANIR
İstanbul Veli Efendi Hipodromu tarihinin en kalabalık günlerinden birini yaşadı. Bir yandan ağaç altlarında piknik yapanlar, diğer yanda bir etkinlikten diğerine koşturanlar, atları yakından görebilmek için padokta sıraya girenler. Sonradan öğrendim ki 50 bine yakın yarışsever oradaymış. Hele de atlar piste çıkıp ‘starting box’ın arkasına geldiklerinde adım atacak yer kalmıyordu tribünde. Ancak buraya bir parantez açayım. Futbol maçı gibi iki takım olmadığından öyle bilindik bir “taraftar grubu” da yok etrafınızda! Koşan her atın taraftarı ayrı. Bu da demek oluyor ki planlı ya da uyumlu bir kalabalık değil bu. Kendimi Kemal Sunal’ın oynadığı “Atla Gel Şaban” filminde hissediyorum bir an. Zira pek fazla hipodrom kültürü olan biri değilim. Türkiye Jokey Kulübü’nün nazik daveti ile yarışları ilk kez, şeref tribününden izleme imkânına eriştim ama inanın tribünle, giriş kat arasında bir fark yokmuş. Her yarış sonrası kuponu yatanlar üzgün, umutlar sonraki yarışa kalmış. Kazananlar mutlu, yüzlerinde kocaman gülümseme. Hipodrom kimiler için talih yuvası, kimileri için hayallerin yıkıldığı yer. Benim için önemli olansa orada olabilmek.
Gazi’den hemen önceki Anafartalar Koşusunu, sağlık sebepleri ile pistlere ara veren ve ‘Sihirbaz’ lakabıyla Türkiye’nin en meşhur jokeyi Halis Karataş “Comeback is Real” ile kazanıyor. Yaşayan bir efsaneyi hele de böyle önemli günde kupa kaldırırken görmek harika bir duygu. Ki Karataş’ın, 22 yaşında hayatını kaybeden efsane at Bold Pilot ile 1996, 70. Gazi Koşusunda elde ettiği rekor (2.26.22) hâlâ kırılabilmış değil.
HERKES TEK BAŞINA
Saatler 17.15’i gösteriyor.