Orgeneral Akar’ın 15 Temmuz’daki maskeleme stratejisi

KARA Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, 15 Temmuz 2016 günü saat 17.45’te Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın yanına girdiğinde, Akar masada Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’le MİT’ten gelen hassas istihbaratı değerlendirmekteydi.

Haberin Devamı

Orgeneral Güler, kısa bir süre önce MİT’ten gelen istihbaratı elindeki not defterinden Orgeneral Çolaka okudu. Buna göre, Kara Havacılık Komutanlığı’ndan kalkacak üç helikopter o akşam MİT’e gelerek Müsteşar Hakan Fidan’ı kaçıracaktı.

Çolakın 24 Ekim 2016 tarihli ikinci savcılık ifadesine göre, bu bilgilendirmeden sonra Orgeneral Akar kendisine “Sen süratle buradan Kara Havacılık Komutanlığı’na git”der.

Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı’na şu talimatı verir:

“Giderken yanına askeri savcı, merkez komutanını (yanında beş kişi kadar adamını) ve Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanını da almamı, saat 19.00’dan önce oraya ulaşmamı, ancak olayın maskelenmesi için bir adet B-200 uçağı hazırlamalarını ve Ankara dışında bir yere gideceğimi belirterek Kara Havacılık Komutanlığına gidiş nedenini anlamamalarının sağlanmasını ifade etmiş ve şayet 19.00’da uçuş olursa uçuş yapanları derhal derdest etmemi emretmiştir.”

Haberin Devamı

Bu üçlü görüşmenin son beş dakikasına o sırada karargâha gelen MİT Müsteşarı Hakan Fidan da katılmıştır.

Orgeneral Çolak, bu ifadesinde “Sayın Komutandan aldığım görev bir darbe girişimine yönelik duyum değil, sadece izinsiz uçuşa müdahale ile ilgilidir” diyor.

Buna karşılık Orgeneral Akar, şikâyetçi sıfatıyla 18 Temmuz 2016 tarihinde verdiği ifadede, o görüşmede Orgeneral Çolaka talimat verdiğini aktardıktan sonra “Değerlendirmelerimizde gelen bilginin daha büyük bir planın parçası olabileceğini mütalaa ettik” diyor. Bu çerçevede Garnizon Komutanı Korgeneral Metin Gürak’a da Etimesgut Zırhlı Birlikler Tümen Komutanlığı’na gitmesini, hiçbir tank ve zırhlı aracın dışarı çıkmasına izin verilmemesini emrettiğini anlatıyor.

***

Orgeneral Çolak, saat 18.15 sularında Genelkurmay Karargâhı’ndan Güvercinlik’teki Kara Havacılık Komutanlığı’na doğru yola çıkar. Odadan çıktığında (sonradan darbede kilit bir rol oynayacak olan) Akar’ın emir subayı Yarbay Levent Türkkan kendisinin ağzını arar: “Sayın Komutanım, bir şey mi var?” Çolak, “Karargâha gidiyorum” diyerek durumu gizler.

Çolak, yolda önce Armada alışveriş merkezi, ikincisinde AŞTİ önünde aracını yolun sağına çektirip şoför ve emir subayını indirip birincisinde Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyarı, ikincisinde Kara Havacılık Komutanı Tümgeneral Hakan Atınç’ı arar. Uyar’a Güvercinlik’e gelmesini söyler, Akar’ın merkez komutanı ve savcıyla ilgili talimatını aktarır. Atınç’a da Güvercinlik’e intikal etmekte olduğunu bildirir, ayrıca havada uçak olup olmadığını, gece uçuşu yapılıp yapılmayacağını sorar. Çolak, ayrıca “Ankara dışında bir bölgeye gideceğimi, bunun için süratle bir B-200 uçağı hazır etmesini belirterek gidiş amacımı maskelemeye çalıştım” diye anlatıyor.

Haberin Devamı

Kara Havacılık Komutanlığı iddianamesindeki resmi kayıtlara göre, Orgeneral Çolak saat 18.36’da nizamiyeden giriş yapar, 18.37’de Tümgeneral Atınç kendisini karargâhın kapısında karşılar. Atınç’ın yanında kurmay başkanı Yarbay Mehmet Şahin de vardır. Çolak ve Atınç, Mehmet Şahin’in darbe organizasyonunun Güvercinlik ayağındaki kilit aktörlerinden biri olduğundan habersizdir.

Baş başa yaptıkları görüşmede, Çolak havada uçak olup olmadığını sorar. Atınç, verilen talimat çerçevesinde beş eğitim uçağının Temelli’deki askeri havaalanına indirildiğini söyler.*

Savcılık ifadesine göre, Çolak, uçuş planlarını getirmesi için Atınçı dışarı gönderdiğinde, B-200 uçağının karargâhın önünde pistte hazır beklediğini, meydanda herhangi bir helikopter hareketinin olmadığını, durumun çok sakin olduğunu görür .

Haberin Devamı

Saat tam 19.12’de Orgeneral Akar, Çolak’ı arar. Belli ki aklı, Çolakın yürüttüğü teftiştedir. Çolak, bu görüşmeyi “Sayın Komutana kara havacılık komutanlığında herhangi bir hareketlilik gözlemlenmediğini, B-200 uçağının çıkış için hazır beklediğini, maskelemeyi başarı ile yaptığımı, biraz sonra inceleme için hangarlar bölgesine gideceğimi söyledim” diye anlatıyor.

Çolakın anlatımına göre, Akar kendisine şu talimatı vermiştir: “Sayın Komutan Ankara havacılık personelinin savcı ve merkez komutanının gelişini anlamaması için merkez komutanı ve askeri savcının kesin olarak kışla içine sokmamamı, dışarıda bekletmemi belirterek, hangarlar bölgesinde yine görüşelim emrini verdi.”

Haberin Devamı

Çolak, hemen o sırada yolda Güvercinlik’e gelmekte olan kurmay başkanı Orgeneral Uyar’ı arayarak, askeri savcı ve merkez komutanını karargâhta tutmasını, telefon edildiğinde hemen intikal edecek şekilde hazır beklemeleri emrini verir.

Ancak bu emir Merkez Komutanı Tuğgeneral Nevzat Büyükceran’e iletilinceye kadar kendisi nizamiyeden içeri giriş yapmıştır bile. Çolak, “Biz meydan bölgesine giderken merkez komutanının beş adamı ile karargâha girdiğini gördüm” diye anlatıyor.

Önce Kara Kuvvetleri Komutanı’nın ani gelişi, ardından Merkez Komutanı derken, karargâhtaki darbecilerin de kaşları kalkmıştır.

Maskeleme yapan yalnızca Akar-Çolak ikilisi değildir. Darbecilerin de maskeledikleri pek çok şey vardır Güvercinlik üssünde o an. Aslında Güvercinlik’te karşılıklı maskeleme durumları yaşanmaktadır.

Haberin Devamı

Not: Dünkü yazımda 15 Temmuz günü Kara Havacılık Komutanlığı’ndaki odasına top mühimmatı konan helikopter pilotu Binbaşı Fatih Tiftik’i darbeci olarak göstermişim. Kendisinin 15 Temmuz günü Ankara dışında görevde olduğunu ve davada sanık olmadığını öğrendim. Düzeltir, kendisinden özür dilerim.

(*) Çolak ile Atınç arasındaki görüşmede Gülen cemaati hakkında geçen diyaloglara 23 Mayıs Salı günü çıkan yazımızda yer vermiştik.)    

YARIN: Darbeciler duruma uyanınca hangi önlemi aldılar?

Yazarın Tüm Yazıları