Süren ben olduktan sonra limuzinin manası ne?

Gurbetçi Samet Bostancı, Paris’te aldığı limuzinle 3 bin 500 kilometre yol yaparak memleketi Kayseri’ye gelmesiyle gündemde.

Haberin Devamı

Hemen her gün bir televizyona açıklama yapıyor:

“Çocukluk hayalimi gerçekleştirmek istedim. Çocukluğumda caddeden bir limuzin geçiyordu. İlk defa böyle bir araç görmüştüm. Heyecanlanıp araca yaklaşarak bakmak istedim. Şoför inip beni sert bir şekilde azarladı. Ben de bu duruma içerledim. Orada, ‘Bu aracı alacağım ve memleketime gideceğim’ dedim. Dediğim gibi de çok şükür Allah nasip etti...”

Süren ben olduktan sonra limuzinin manası ne

Çocukluk hayalini gerçekleştirmesi güzel de limuzin olayını biraz yanlış anlamış sanki Samet Bey. Mesele limuzini satın alıp virajlı yollarda o koca araçla 3 bin küsur kilometre yol yapmak değil.

Mesele ferah ferah, konforlu konforlu içinde oturmak. Yoksa sefasını süren yerine direksiyonda cefasını çeken olursunuz.

Haberin Devamı

Masaj sevdiği için masör olmak gibi bir şey bu.

Keşke o parayla kendine daha mütevazı ve rahat bir otomobil alıp...

Artan kısımla da canı çektikçe şoförlü limuzin kiralasaymış Samet Bey.

Tam da istediği gibi oldu

Hamdi Alkan’ın boşandığı eşi Selen Görgüzel ve kızının sağlık sigortalarını iptal ettiği haberi pazar günü Kelebek’te çıktı.

Hakkı mı, hakkı. Ama bana kalırsa yanlış. Hadi boşandığın eşinin sigortasını iptal ettin. Çocuktan ne istiyorsun?

Diyeceksiniz ki “Öz çocuğu değil...”

Olabilir, 9 sene babalık yaptığın evladın, artık senin öz evladın olmuştur. Hamdi Alkan’ın bu şiarla hareket etmesini beklerdim.

Peki Selen Görgüzel’e müstahak mı?

Müstahak.

Çünkü daha çok yakın zamanda Cem Yılmaz’la nafaka sıkıntısı yaşayan Ahu Yağtu’yu sert bir şekilde eleştirmişti Selen Görgüzel.

Şöyle demişti: “Evlilik kurumu ticarethaneye döndü. Bu tarz ilişkiler çirkinleştiriyor evliliği. 10 ay, 1 sene evli kalıp adamın bütün emeği üzerinde hak iddia etmek çok ahlaksızca. Hani ‘kadın hakları’ diyorlar ya, o zaman kadın da çalışsın, kendi gücünü ortaya koysun.

Dolayısıyla şimdi...

Tıpış tıpış kendi ödeyecek sigortasını...

Murda özür dilese ne güzel olur

Haberin Devamı

Rap’çi Murda sahnede kendisine para atan izleyicisini “Fakir mi görünüyoruz sana? O paranın 200 katını suratına fırlatırım. Dansöz müyüz?” diye azarlamıştı.

O zaman da eleştirmiştim: Dansözlerin bu konuyla ne alakası var? Niçin her türlü aşağılamada bu meslek grubu akla geliyor diye...

Nitekim oryantal Didem Kınalı da tepki gösterdi Murda’ya. Hemen hemen aynı sözlerle: “Orada ‘dansöz değilim’ demesine takıldım. Aşağılayıcı bir kelime kullanacaksan farklı bir kelime kullanabilirsin. Dansöz kelimesinin bu kadar aşağılayıcı kullanılmasından çok sıkıldık. Mesleğimin etiket yapılmasından ve dışlanmasından çok sıkıldım. Zaten bu ülkede bu mesleği yapmakta çok zorlanıyorum, bizi germeyin.”

Haberin Devamı

Ben Murda’nın dansözleri kasıtlı şekilde hedef aldığını zannetmiyorum. Muhtemelen bir anlık öfkeyle böyle bir şey söyledi.

Ama çıkıp bütün dans emekçilerinden bir özür dilese ne güzel olur. Böylece bir farkındalık yaratır, bundan sonra hepimiz daha dikkatli oluruz bu konuda.

Hande Yener’in fıkrası

Meslektaşlarıyla ilgili şöyle bir açıklama yaptı Hande Yener:

“YouTube rakamlarına bakıyorum da vay be diyorum herkesin rakamları uçuyor, herkes başarılı. Sonra bir de konser takvimlerine bakayım diyorum, fıkra burada bitti.

Kimse de çıkıp “Ne demek istiyorsun sen ya?” diyemedi.

Çünkü gerçek sayılar konuşuyor. Yaz sezonu boyunca 37 konser verdi Hande Yener. Neredeyse 2 günde bir konser demek.

Haberin Devamı

Serbest piyasa bu. Demek talep var ki organizatörler, konser mekânları parayı bastırıyor, onu çıkarıyor sahneye.

Azerbaycan dahil.

Hande Yener de haklı olarak tadını çıkarıyor, esprisini yapıyor, fıkrasını anlatıyor.

Ama bunlara kim gülüyor, kim bozuluyor... Orası meçhul.

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları