Bayram muhasebesi

Sırf yalan söylememek için bazen sadece duruyorum.
Benimki zaten “sosyal yalancılık”. Toplum içinde kullanıyorum, tek başıma takılmıyorum.
İnsanın en büyük yalanları kendine söylediğini bile bile...

* * *


PARA: “Tosuncuk”un Dubai’de çekilmiş fotoğraflarını gördükçe...
Sırf orta halli kaldığım, bu yaşıma kadar zengin olamadığım için suçluluk duyuyorum.
Sanki benim hatammış, herkes zengin olmalıymış gibi geliyor.
Öyle bir zenginliğin bazen bir sürü özgürlükten vazgeçmek olduğunu bile bile...

* * *

SOSYALLİK: Kimseyi hatırlamıyorum. Ya kafa tamamen gitti ya da fazla insan tanıyorum.
Sırf ayıp etmemek için sahte bir ifadem var: Mütebessim ama telaşlı ve şaşkın.
Bir yere mi gittim?
Sırıtıyorum amaaa... O kişiyi tanıyorsam mesafeli kalmayacak, tanımıyorsam da tuhaf kaçmayacak kadar.
Elde telefon, başı kalabalık görünüyorum amaaa... “Kimdi bu?” sorusunun cevabını bulana kadar hoş görülecek şekilde.
Başını hatırlatsanız, gerisi sular seller; bütün konuşmaları hatırlıyorum. Keşke daha az olsanız, o zaman herkesi şak diye tanırdım diyesim geliyor.
İnsanın kalabalığının da yalnızlığının da kendi içinde olduğunu bile bile...

* * *

DÜNYA: Cesaret bende büyük mesele. Dünya hali karşısında n’apacağımı bilemiyor; makuliyetle delilik arasında gidip geliyorum.
Sırf ortayı bulabilmek için sürekli ortalamaya oynuyorum.
Sürüden kopmamak için kendimi sürekli başkalarıyla kıyaslıyorum ama kimseleri de beğenemeyip başa sarıyorum.
Çoğu zaman aklımın vicdanıma, vicdanımın aklıma teğet geçtiğini bile bile.

* * * 

YAZILAR: Bazen şehvetine kapılıyor, parmaklarımı şeytanın ele geçirmesine izin veriyorum.
Sırf okuyan daha çok eğlensin, daha iyi vakit geçirsin diye, en kanırtıcı sözleri buluyor, en tornavida tamlamaları seçiyorum.
Bu yeni bir köşe. Daha senesi dolmadı; ilk bayramımız.
Öncelikle bir yazımda amacını aşan ifadem ve bu konuda hiç kompleks göstermediği için Kerem Bürsin’den...
Sonra farkında olmadan bile olsa, kalbini kırdığım kim varsa herkesten özür dilerim.
Bayram barışmalarının suistimal de edildiğini
bile bile...