İklim krizi sanata 'sıçradı'

Son 5 aydır, iklim değişikliği ve çevresel etkilerine dikkat çekmek isteyen aktivistlerin hedefinde ‘sanat’ var. Mayıs ayında Paris, Louvre Müzesi’ndeki “Mona Lisa” tablosuna pastayla, temmuz ayında Londra’da Kraliyet Akademisi›ndeki Giampietrino’nun “Son Akşam Yemeği” tablosuna çıplak elle, geçtiğimiz hafta Londra’daki National Gallery’de sergilenen Van Gogh’un “Ayçiçekleri” tablosuna da domates çorbası ile saldırdılar. Yetmedi! Dün de Almanya’da ortaya çıktılar. Bu kez Fransız ressam Claude Monet’nin “Saman Yığınları” tablosu hedefteydi, patates püresi attılar. Tüm bu saldırılar önemli bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Bu eylemlere Vandalizm denilebilir mi? Sordum.

Haberin Devamı

MONET’YE SALDIRDILAR

LETZTE Generation (Son Kuşak) adlı çevreci grup üyesi iki aktivist, Barberini Müzesi’nde sergilenen ve değeri 110 milyon doların üzerinde olan Claude Monet’nin “Les Mueles” (Saman Yığınları) tablosuna yaptıkları patates püreli saldırı sonrası, “İnsanlar açlık çekiyor, ölüyor. Sizin tek korkunuz bir tablonun üzerinde domates çorbası ya da patates püresi olması. Yemek için kavga etmek zorunda kalırsak bu tablonun hiçbir değeri olmayacak” açıklaması yaptı.

İklim krizi sanata sıçradı

BU TÜR EYLEMLER CESARET VEREBİLİR

KÜLTÜR, Sanat ve Edebiyat yazarı İhsan Yılmaz da tüm bu eylemlerin Vandalizm olduğu inancında: “Saldırılan eserler cam koruma altında. Dolayısı ile eserlere bugüne kadar zarar gelmedi. Amaç dikkat çekmek. Ve bunu da iyi bir niyetle yapıyorlar. Ama amaç ne olursa olsun ortada bir saldırı var. Dolayıyla sanata yönelik her saldırı benim için vandallıktır. Dikkat çekmenin birçok yolu varken bunu sanat eserleri üzerinden yapmak sıkıntılı bir durum. Bu tür eylemler gerçek kötülere de cesaret verebilir. Siz dikkat çekmek için çorba atarsınız, yarın bir başkası daha uç bir örnekle gelebilir.”

Haberin Devamı

BU VANDALİZM DEĞİL DİKKAT ÇEKME EYLEMİDİR

MİMAR Sinan Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim üyesi, sosyolog, yazar ve küratör Prof. Dr. Ali Akay, bu eylemleri yapan kişilerin genç aktivistler olduğunun unutulmaması gerektiğine değinerek diyor ki: “Bu gençler iklim mücadelesi veriyorlar ve bu mücadelede de çok haklılar. Siyasetçiler bu gençlerin sesini duymuyorlar. İklim değişikliği protestoları ile adını duyuran Greta Thunberg’den, 2015’te imzalanmasına rağmen yol alınamayan Paris Anlaşması’na kadar... Ana konuyu es geçen, Antroposen (İnsanın Dünya’ya etkisinin en üst düzeye çıktığı Sanayi Devrimi’nden bugüne olan süreç) bir çağ içinde yaşıyoruz. Bizden sonraki neslin belki suyu bile kalmayacak. Bu sebeple yaptıkları eylemlere Vandalizm diyemeyeceğim, kaldı ki yağlı boya falan değil, temizlemesi çok daha kolay olan çorba, pasta atıyorlar. Vandalizm başka bir şey. Vandalizm, Fransız yazar Abbé Grégoire’nin Fransız Devrimi sonrası Louvre Müzesi’nin yağmalanması dolayısıyla tarihi eserlerin sahiplenilmeyişi üzerine kullandığı bir kavram. Dolayısı ile bu yağmalama ya da günümüz sermaye dünyasına karşı bir çıkış değil, Van Gogh, Monet gibi ikon sanatçıların tablolarına bir şeyler atıp dikkat çekme eylemidir.”

Haberin Devamı

BU BİR SANAT TERÖRİZMİDİR

İYİLİK için Sanat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Selin Bozkurt, ‘sözde’ aktivistlerin son günlerde sayısı hızla artan saldırıları karşısında üzgün olduklarını belirterek. “Bu saldırıları kınıyoruz. Bu bir sanat terörizmidir. Bu eylemleri gerçekleştirenlerse aktivist değil, sanat teröristidir. En ağır ceza ile yargılanmalılar ki bir başkası başka bir esere saldırmayı aklından bile geçiremesin. Aktivizim doğaya, insana yarar sağlar. Bu eylemlerin doğa ya da insana yararı var mı? Yok. O sebeple bunun adı olsa olsa Vandalizm olur. Ayrıca saldırıların sayısının artması, sanatseverlerin bu eserlere ulaşmasında da ciddi bir tehdit unsuru haline gelebilir. Bazı koleksiyonerler eserlerine zarar gelebileceği düşüncesi ile sergilemekten kaçınabilirler” diyor.

Haberin Devamı

İYİ BİR AMAÇ İÇİN GÜZEL OLANI YOK ETMEYE ÇALIŞMAK NE KADAR DOĞRU

AVRUPA Konseyi Müze Ödülü’ne layık görülen Baksı Müzesi’nin kurucusu, ressam ve akademisyen, Prof. Dr. Hüsamettin Koçan, ‘İyi bir amaç için iyi ve güzel olanı yok etmeye çalışmak ne kadar doğru?’ diye soruyor ve şöyle devam ediyor: “İklim ve çevresel felaketlere dikkat çekmek fevkalade önemlidir ama öte yandan uygarlığı korumak da aynı derece önemli. Dolayısıyla bu eylemlerin özünde bana kalırsa ‘çatışma’, ikircikli bir durum var. Hollandalı ressam Rembrant’ın ‘Gece Devriyesi’ tablosu 1911’de bıçaklandı, Nazi işgali sırasında bir sığınakta saklandı, 1975’te yeniden bıçakla yırtıldı ve 1990’da üzerine asit atıldı. Elbette bir esere çorba, pasta ya da patates püresi atılması verdiğim bu örnekten çok daha masum ancak amaç ne olursa olsun, ki burada iklim değişikliğine dikkat çekmek iyi bir amaç olsa bile, eylemler gün sonunda sanata saldırıdır ve eğilim sanatı örselemek üzerinden kendini duyurmaya odaklıdır. Ben bu durumu insani bulmuyorum, eylemlerin doğaya bir faydası olduğunu da düşünmüyorum. Bir amaç için başka bir değeri yok sayamazsın. Sanata özensiz davranmaya kimsenin hakkı yok. İnce düşünülmeyen, kaba bir eylem maalesef.”

Yazarın Tüm Yazıları