Dr. Gülseren Budayıcıoğlu
Dr. Gülseren Budayıcıoğlu
Dr. Gülseren BudayıcıoğluYazarın Tüm Yazıları

Cumhuriyetimize çok şey borçluyum

Bugün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı... Bugün bizim en büyük milli bayramımızı kutladığımız gün...

Haberin Devamı

Vatanımız düşman işgalinden kurtarıldıktan sonra, bundan tam 99 yıl önce bugün Cumhuriyet’in ilanıyla bizler nihayet kula kul olmaktan kurtulduk. Bizi kimlerin, hangi yasalar gereğince yöneteceğine, yaşlı genç, kadın erkek ayırımı olmaksızın her birimiz vereceğimiz oylarla karar verir olduk. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne, bizim adımıza karar verecek olan vekillerimizi bizler tayin ettik. Daha önemlisi, yüzlerce yıldır yaşadığımız bu topraklar üzerinde kadınımızla, erkeğimizle, çocuğumuzla, yaşlımızla hepimiz saygın birer vatandaş olduk.

UMUT, SEVİNÇ, IŞIK GELDİ

Neler neler getirmedi ki Cumhuriyet bu topraklara... Ardı ardına yapılan savaşlarla milletimiz yorgun düşmüşken... Yoksulluk, kıtlık perişanlık hepimizi kırıp geçirmişken... Türlü türlü hastalıkların pençesinde insanlarımız ölürken... Eğitim, okul, öğretmen hayal bile değilken... Kadınlarımız, kızlarımız insandan bile sayılmazken... Gelecekten beklentimiz kalmamış, umutsuzluk yüreklerimizi ele geçirmişken... Cumhuriyet bu topraklara yeniden umut getirdi, yaşama sevinci getirdi, gönüllerimize ışık getirdi...

Haberin Devamı

EĞİTİM ÇOK ÖNEMLİYDİ

Çocuklar bir toplumun geleceğinde çok önemliydi, bu yüzden en çok çocuklarımızın nasıl yetiştirileceği önemliydi...

Gazi Mustafa Kemal Atatürk bir toplumun gelişiminde öğretmenlerin önemini “Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır” diyerek öylesine güzel ifade etti ki... En ücra köylere kadar eğitimi, okulu, öğretmeni getirdi. Kadınlı erkekli eğitim gönüllüleri hiç tereddüt etmeden görev yerlerine koştular. Cumhuriyet’imizin fedakâr öğretmenleri bu ülkenin çocuklarını kız erkek ayırt etmeden yetiştirdi o okullarda...

Cumhuriyetimize çok şey borçluyum

ONLAR ÜLKENİN MİMARI

Cumhuriyet’in ilan edilmesiyle birlikte, kula kul olmaktan kurtulan insanlarımızın ruhuna öyle bir güneş doğdu ki, halkımız dört elle Cumhuriyet’e sahip çıktı ve onu yaşatabilmek uğruna hiçbir fedakârlıktan kaçmadı. Coşkuyla, sevinçle, büyük umutlarla el ele verip ilimde, teknolojide, eğitimde, kültür ve sanatta medeni ülkelerle boy ölçüşebilen, yepyeni bir ülke yarattılar; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yarattılar.

Haberin Devamı

O çocuklar doktor, hemşire, ebe oldular, milletimize şifa getirdiler.

Mühendis oldular, bu ülkeyi birbirinden güzel binalarla, demiryollarıyla donattılar, fabrikalar kurdular. Ziraatçı oldular, Anadolu’nun atıl kalmış uçsuz bucaksız bereketli topraklarına üretimi, bolluğu getirdiler.

Avukat, hâkim oldular yurdumuzdaki adaletin bekçiliğini yaptılar.

Biliminsanı oldular, milletimizi aydınlattılar, ışıklarını kendi öğrencilerine aktardılar.

Gazeteci oldular, gazetelere kendi düşüncelerini yazabildiler. Sanatçı, ressam, yazar, müzisyen oldular, bu topraklarda hepimizi sarıp sarmalayan hoş bir seda oldular.

Çocuklarımız yetişti o okullarda, bu ülkenin mimarı oldular...

Haberin Devamı

CUMHURİYET SAYESİNDE

Ben Gülseren Budayıcıoğlu...

Bu ülkenin bir vatandaşı olarak...

6 yaşıma geldiğimde babam beni elimden tutup okuluma götürebildiyse...

Küçük bir kız çocuğu olarak hiçbir ayrımcılığa maruz kalmadan sınıfıma girip eğitim almaya başlayabildiysem...

Korkmadan, ürkmeden, çekinmeden parmağımı kaldırıp öğretmenimden söz hakkı isteyebildiysem...

Ortaokula, liseye gönderirken ailem bunda hiç tereddüt etmediyse, içimde hiçbir korku taşımadan okuluma devam edebildiysem...

Doktor olma arzusu yüreğimde yer ettiğinde, endişelere kapılmadan, beyaz önlük içinde olmanın hayallerini kurabildiysem...

Kendime, “Sen yeter ki çalış, çabala Gülseren, önünde engel yok, istersen her şeyi başarırsın!” diyebildiysem.

Haberin Devamı

Zorlu sınavları aşıp Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girebildiysem...

Bir yandan da spikerlik eğitimimi tamamlayıp yayın hayatına yeni başlayan TRT Televizyonu’nda milletimizin karşısına geçme onurunu yaşayabildiysem...

Bu ülkenin en saygın üniversitelerinden olan Hacettepe’de psikiyatri uzmanlığımı tamamlayıp on binlerce insanın acısına şifa olma mutluluğunu yaşayabildiysem...

Hiç durmadan gönlümce çalışabildiysem, üretebildiysem...

Kendi istediğim kişiyle evlenip çoluk çocuk sahibi olup bir yandan evimin hanımı, çocuklarımın annesi olurken bir yandan da mesleğimi icra edip kimseye muhtaç olmadan kendi ayaklarımın üzerinde durabildiysem, çocuklarımı en iyi okullarda okutabildiysem...

Haberin Devamı

İstediğim partiye oy verebildiysem...

Vatanım dediğim bu toprağın her karışında özgürce gezebildiysem, yaşayabildiysem...

Madalyon Psikiyatri Merkezi’ni kurabildiysem... Kitaplar yazıp bir yazar olarak hiç tanımadığım yüreklere ulaşabildiysem...

Hayalini bile kuramazken, kitaplarımdan çekilen dizilerle bu ülkedeki her eve, her insana ulaşabilme şansına sahip olabildiysem...

Bu topraklarda hayallerimin ötesine geçen bir güçle insanlara hizmet edebildiysem...

Bunların hepsini sevgili Atatürk’ümüz önderliğinde kurulan Cumhuriyet’e ve yepyeni ve devrim niteliğindeki kanunlara borçluyum.

BOYNUMUZUN BORCU

Bugün halen pek çok ülkede bu hakları elde edemeyen insanların, özellikle de kadınların, ne büyük acılar içinde kıvrandıklarına tanık oluyoruz. Sahip olduğumuz bu hakların çok büyük mücadeleler sonunda kazanıldığını unutmamak, bu hakları layığıyla yaşayıp yaşatmak, koruyup gözetmek boynumuzun borcudur. 

Yazarın Tüm Yazıları