İtiraz edenleri de görmek isterim

Şöyle çelişkili bir durum var.

Haberin Devamı

 

Sürekli toplantılar, paneller, buluşmalar gerçekleştiriliyor ve deniyor ki...
“İzmir hak ediyor ve daha fazlasını istiyor. İzmir’in zamanı geldi...”
Bu tezi uzun yıllardır işleyenlerden biri de benim.
Çünkü bunu inanarak söylüyor, yazıyor ve bu fikrin arkasında duruyorum.
Hem konjonktür, hem potansiyel, hem de gelecek stratejilerinde İzmir’in vazgeçilmez bir yeri olduğunu düşünüyorum.
Örneğin Türkiye Genç İşadamları Derneği TÜGİAD’ın Ege Şubesi’nin önceki gün bir toplantısı vardı.
Salonda yoktum, ama notları büyük bir titizlikle okudum, katılanların listesine baktım.
Hepsi de İzmir’in geleceğine inanmış, yatırım yapan kişiler ve firmalar...
Aşağı yukarı her biri aynı yorumları yapmışlar.
İzmir’in değerlerinden, sunduklarından, vaad ettiklerinden kimsenin bir kuşkusu yok...
Hayaller ve istekler de ortak olduğuna göre bir sorun gözükmüyor değil mi?
Gelin görün ki; öyle olmuyor.
Çelişki dediğim de bu...
Planlar yapılıyor, yatırımlar sıralanıyor sonra bir kararla her şey en başa dönüyor.
İzmir’in gelişen bölgesinde yakın bir gelecekte 5 milyar dolarlık yatırım planlanıyor.
Ve bazıları 2016’ın ilk günlerinde start verecekti, ancak itiraz sonucunda mahkeme planları iptal ederek bu bölgeyi plansız hale getirdi.
Hep söylüyorum.
İzmir’deki bu kontrol mekanizması bir başka şehirde yok.
Bunun iyi yönlerini de görmüyor değilim.
Ancak bu itirazlar standart hale gelince, her plana itirazlar devam edince bu iyimserlik bile bir süre sonra karamsarlığa dönüşüyor.
Tekrar ediyorum.
Herkesin hem fikir olduğu bir konu var.
O da İzmir’in geleceğinin çok parlak olacağı yönünde...
TÜGİAD çok güzel bir başlangıç yaptı.
Ortak hayal kuranları bir araya getirdi.
Elbette kimse bu hayallerin bozulmasını istemiyor.
Ancak bu toplantılarda itiraz edenleri de, sözü olanları da görmek isterim.

Haberin Devamı


Karşıyaka’ya ne oluyor?

Karşıyaka - Akhisar maçını izlediniz mi?
Ben izledim.
Bu yıl Göztepe’nin de, Altınordu’nun da, Karşıyaka’nın da maçlarını televizyondan izledim.
Stattan izlemek isterdim, ama İzmir’in ne stadı var, ne gidildiğinde keyif alacak bir ortamı...
Neyse...
Bu konuyu yazıp çiziyoruz ancak öyle anlaşılıyor ki, daha birkaç yıl daha doğru düzgün bir stadımız olmayacak.
Kupa maçında sanki başka bir Karşıyaka vardı.
PTT Birinci Lig’in sonuncusu Karşıyaka değil de, Süper Lig’in zirvelerinde gezinen bir Karşıyaka...
Akhisar ise Süper Lig performansının çok, ama çok altındaydı.
Ya Akhisarlı futbolcular ligin sonuncusu rakiplerini küçümsediler, ya da Karşıyakalı futbolcuların ruh halini değiştiren bir şey olmuştu.
Şimdi soruyorum.
Hiç de kötü olmayan, Süper lig ayarında futbol oynayan Karşıyakalı oyuncuların para, yönetim gibi bilinen sıkıntılarının dışında başka bir şeyler mi var?
Kendilerini ispat etmiş, Süper Lig ayarındaki futbolcuların kafalarını karıştıran başka kişiler ya da olaylar mı var?
Eğer alt yapının gençleri bu kadar başarılıysa neden bu oyuncular daha önce denenmedi?
Ve gerçek Karşıyaka’nın Akhisar önünde gördüğüm Karşıyaka olduğuna inandığım için bu organizasyonu neden lig boyunca görmedik?
Gerçekten de merak ediyorum.
Bu takımla Karşıyaka’nın ligin sonunda olması mümkün değil.
Ey taraftar...
Ey yönetim...
Ey Divan Kurulu...
Ey camia...
Susma...

Yazarın Tüm Yazıları