Büyük fotoğraf derken küçüğünü de atlamayın

Türkiye Genç İşadamları Derneği TÜGİAD’ın Ege Şubesi güzel bir şey yaptı ve “Türkiye’nin ikinci büyük iş merkezi İzmir olmalı” diyerek bir dizi etkinliğe evsahipliği yapmaya başladı.

Haberin Devamı

Bu konuda sayısız yazı yazdım, yazmaya da devam edeceğim.
İzmir’in giderek artan bir marka değeri var.
Şimdi sıra sağlıklı, etkin ve sürdürülebilir bir gelişme stratejisine geldi. 
Bunun için her sivil toplum örgütünün ve İzmir için hayal kuran herkesin bu fikre ortak olmasına ihtiyaç var.
Ve beylik, hep duyduğumuz sözlerin dışına çıkarak; biraz da ezber bozarak yeni şeyler söylememiz gerekiyor.
Büyümenin, değişimin hem pozitif, hem negatif yanları var. Pozitif yanları görüp negatif olanları bir kenara itelim demiyorum.
Aksine büyük fotoğrafa bakarken küçük fotoğrafı atlamayalım; diyorum.
O yüzden İzmir’in sivil toplum örgütlerine çok önemli görevler düşüyor.


Yeni çözümler önermek için vaktimiz var

Örneğin İzmir’in 2030 vizyonunda neler olması gerektiği tartışılırken; Folkart’ın Başkanı Mesut Sancak’ın yaptığı konuşma dikkatimi çekti.
Öyle anlaşılıyor ki; Yeni Kent Merkezi’nde 500 bin kişi yaşayacak, ama 1.5 milyondan fazla kişinin hayatı burada geçecek.
Şimdilik hesaplanan 18 milyar dolarlık bir yatırım planının önümüzdeki yıllarda devreye gireceği yönünde...
Yani Bayraklı’ya yeni bir kent kurulacak.
Bu büyük fotoğrafın içinde dediğim gibi kenti motive edecek iyi yönler de, önlem alınmazsa sıkıntıya sokacak gelişmeler de var.
Ama bunun için zamanımız da var, imkanlarımız da...
Mesut Sancak’ın tespitleri önemli...
Ne de olsa; bu bölgenin en büyük ilk yatırımını yapan ve önümüzdeki yıl aynı anda birkaç projeye başlayacak olan kişi de o...
“Ulaşım konusunu yaya ve araç olarak ayrı ayrı değerlendirmeliyiz. Bakın görüntüde İzban hattının doğusunda kalan yaşam alanlarının, İzban hattının batısında kalan kıyı alanlarına ve denize fiziksel erişiminin demiryolu hattıyla kesildiğini görüyoruz. Kentlinin bu alanlara yaya veya araçla çok daha rahat erişimini sağlayacak çözümlerin üretilmesi gerekiyor. Bu noktada İzban hattının yer altına alınması gelecek için kaçınılmaz. Araç trafiği bakımından; yeni kent merkezini hem kıyı şeridine, hem de çevre yoluna kesintisiz ulaşımını sağlayacak ilave arterlerin oluşturulması da gerekiyor. Günümüzde İzmir çevre yolunun çevre yolu özelliğini yitirdiği, bu bakımdan İzmir için yeni bir çevre yolu ihtiyacının oluştuğu açıktır.”
Hepsine katılıyorum.
Aslında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı kıyı kenar düzenlemesi başladı.
Ben de herkes gibi çalışmalar bittiğinde nasıl bir İzmir olacağını merak ediyorum.
Deniz olmayan kentlerden İzmir’e dönerken hep aynı şeyi düşünürüm.
“Ben denizden bir yerde zor yaşarım” derim kendi kendime...
O yüzden İzmirlilerin denizle barışması, denizle sık buluşması bu kente yapılacak en büyük iyiliktir.

Haberin Devamı


İkinci bir çevre yolu fikri

Haberin Devamı

Görüyorsunuz; yollar yetmiyor.
Hele işe gidiş ve geliş saatlerinde İstanbul’u aratmayan bir trafik yaşıyoruz.
Denizi daha sık kullanmalıyız. 
Metroyu daha yaygın hale getirmeliyiz.
Toplu ulaşım araçlarını tercih etmeliyiz.
Hepsi doğru ama yeni alternatif yolları da planlamalıyız.
İkinci çevre yolu fikrini destekliyorum.
Mevcut yolu Çandarlı’ya kadar götürmeli ama ikincisini de yapmalıyız.
O yüzden Körfez Geçiş Projesi’ni destekliyorum.
Ve bunları yaparken kent içi trafiğini kolaylaştıracak, hızlandıracak çözümleri de hatırlatmak istiyorum.

Yazarın Tüm Yazıları