Komşu tacizi

Atasözlerimiz bile demez mi “Komşu komşunun külüne muhtaçtır”, “Komşuda pişer bize de düşer” diye?
Son günlerde komşuluğun anlamı da her şey gibi değişti mi, yoksa sadece bana mı oldu?
Sizlerde de var mı böyle?
Gerçi atalarımız “Ev alma komşu al” da demişler. Doğru valla.
Ben tek kadınım evde, belki bundan bana saldırılması daha kolay oldu neticede.
Benim ev ikiye bölünmüş bir villa Acarkent’te. Üç kat ben, üç kat Yunan komşularım, mutlu mesut yaşardık bu evde. Sonraları ev sahibimizin durumu bozulmuş, olur ya her evde. Yunan komşunun evi bankaya düşünce bunu alıyor bir adam işte. Benim komşuları da 10 günde hakaret kıyametle atıyor evden, acımasızca, sorgusuz sualsizce.
O zaman anladım bağırış çağırışlardan, dedim aldık başımıza bela işte. Bir de üzüldüm Yunan arkadaşların haline.
Sonra geldi mi bu adam yan eve. Geldiğinden beri de başladı huzursuzluklar her yerde.
En fenası çocuklarına yaptıklarıydı. Ana baba bu küçük çocuklara sabah akşam bir bağırma, bir ....nokta nokta halinde.
Eh ben delirdim haliyle. Az kaldı dedim Ayşe, devlet mercilerini ara.
Sonra bir haber yolladım onlara, bizim site kollar çoluk çocukları ya...
Geçen hafta hastanedeyken ben, bu şahıs benim barınaktan aldığım köpeğime takmış kafayı.
Sabah yardımcısını yollamış evime “Bu köpeği garajdan ya alın, ya alın!” diye.
Ne yapacakmış acaba almazsak garajdan merak ettim, aradım ta hastaneden kendisini.
Vay vay vay bana telefonda bir vaazlar verdi.
Bir de tehditler...
Kapısının önünden geçersem kırılacak bacaklar!
Neler neler...
Hey komşu!
Nerede yaşıyorsun sen?
Burası Türkiye.
Benim ya da köpeğimin başına bir şey gelecek olursa Acarkent’teki yan komşum Serhat her şey senden bilinecek.
Hadi bakalım kolay gelsin bir acayip zor yarış...
Bir şarkısı var Sezen’in dinle.
Bu da suç duyurusu olsun ayrıca.
E mi?
Senin evine de sahip olacağım diye dolanıp gezme, sahip ol da o zaman konuşuruz seninle.
Neyse “Kötü komşu insanı ev sahibi yapar” da demişler, hadi bakalım hayırlısı…