İzmir’in hoşgörüsünü dünya gördü

Bu yıl, ilk kez izin için İzmir Valiliği’ne yaptıkları başvuruya İçişleri Bakanlığı’ndan çok kısa sürede olumlu cevap gelmesiyle; tam 94 yıl sonra, Fota Yortusu Denize Haç Atma Töreni İzmir Körfez’inde tekrar yapıldı. İzmirli Ortodokslar, Yunanistan’dan, adalardan gelen konuklarla çok renkli bir gün yaşandı İzmir’de... İzmir Aya Fotini Rum Ortodoks Kilisesi Baş Rahibi Kyrillos Sykis ve Yunanistan İzmir Başkonsolosu Theodore Tsakiris ile hem törenin anlamını, hem de İzmir için önemini konuştuk. Görünen o ki, bu özel törenin İzmir’in tanıtımı ve inanç turizmine büyük etkisi olacak.

FOTA YORTUSU YENİLENMEDİR

İzmir Aya Fotini Rum Ortodoks Kilisesi Baş Rahibi Kyrillos Sykis

- Bu törenin anlamı ve önemi nedir?

- Bu bayram bir önceki bayramın, yani Noel’in devamı. Amacı yenilenmeyle ilgili. Her şey yenileniyor. İsa suyun içerisine girdi vaftiz oldu. Bizlere bu eylemdeki öğretisi hepimizin içimizi, ruhumuzu nasıl temizleyebileceğimizi göstermekti. Küçük insanlar olmamamız gerektiğini, günahlarla, ihtiraslarla, kötülüklerle dolu insanlar olmamamız gerektiğini gösteriyordu. Onları geride bırakıp yeni insanlar olalım. İşte bugün olayları yenileyen bir gündür.

- Haçı denize atmanızın nedeni nedir?

- Su öyle bir şey ki her yerde var, herkeste var, insanlarda var, hayvanlarda var, bitkilerde var, ağaçlarda var, gökyüzünde bulutun içerisinde var, denizlerde var. Her yerde mevcuttur su. İşte o yüzden haçı suyun içerisine atıyoruz. Su kutsansın. Tüm doğayı kutsasın. Ve her şey yenilensin.

Gördüğünüz gibi bu bayram senenin başında gerçekleşiyor. Böylelikle bütün sene sağlıklı olsun, yeni olsun, barış içinde olsun, mutlulukla olsun. İnsanlar mutlu olsunlar. Tanrı herkesin içinde olsun. Bu insanlara umut ve mutluluk veriyor. İşte o yüzden bugünü çok büyük bir gün olarak adlandırıyoruz. Sevginin, mutluluğun ve umudun günü.

BİZ EŞİT MUAMELE GÖRDÜĞÜMÜZÜ HİSSEDİYORUZ

- İzmir’de bunca yıl sonra yapılması ne hissettirdi? Sizin döneminizde tekrar başlaması?

- Öncelikle bugünü, törenimize izin veren Türk Hükümeti’ne borçluyuz. Sonrasında da buradaki tüm yerel makamlara, belediyelere teşekkür etmek istiyoruz. Çünkü törenimizi gerçekleştirebilmemiz için bütün yerel yöneticiler orada gördüğünüz platformu hazırladılar, etrafı düzenlediler, güvenlik tedbirlerini aldılar. Bugünü gerçekleştirebilmemiz için bize çok yardımcı oldular. Teşekkür etmeyi bir zorunluluk olarak görmüyorum. Tam aksine bunu hissediyorum ve içtenlikle söylüyorum. Çünkü bizler de diğerleri gibi eşit vatandaş olarak muamele gördük. Nasıl ki Cuma günü camiler Müslümanlarla dolup taşıyor, hatta insanlar yollarda bile namazlarını kılıyorlarsa, bizlere de aynı şekilde eşit davranarak Körfez’de bu etkinliğimizi, bu inancımızı, bu geleneğimizi gerçekleştirmemize izin verdiler. Bu bizim için çok önemli, çünkü geçmişimizin devamı. Çünkü neredeyse yüz yıl sonra tekrar gerçekleştirildi. Ben o anda platformun üzerindeyken bu ayini, etkinliği gerçekleştirirken biran için gözlerimi kapattım. Bu topraklardan, buralardan geçmiş olan tüm insanların ruhlarının bizimle beraber olduğunu hissediyordum. Gözlerimi açıp baktığım zaman sahili dolduran Türkleri, Müslümanları gördüm. Onlar da bizimle beraberdi. Ayinimizi izliyorlardı. Haçın suya nasıl atılacağını, çocukların denize nasıl atlayıp onu alacaklarını seyrediyorlardı. Hiçbir art niyet, kötü niyet veya dalga geçme yoktu. Tam tersine bizimle beraber coşkuyla, heyecanla o olaya şahit oldular. Bizimle birlikte o anı paylaştılar. Demek ki bu sadece Ortodokslar için değil, tüm İzmir için yapıldı.

- İzmir için nasıl bir önemi var bu törenin?

- 1922’den önce İzmir’de Yunanlı Hristiyanlar, Müslümanlar, Yahudiler, Ermeniler, Katolikler vardı. Tüm turizmin ve ticaretin geçtiği bir merkezdi burası. Bu olay hiç kimseye kötü gelmedi, tam tersine kenti gösterdi ve ön plana çıkardı. Peki, şimdi de günümüzde de niye buna benzer şeyler yapmayalım ki? Kentimizi ön plana çıkartalım, tanıtalım. İzmir tüm şehirler için, tüm dünya için örnek olsun. Ben 2,5 senedir buradayım. Burada zorluk çektiğimi hiç söyleyemem. Hiç kimse benimle dalga geçmedi veya bana zarar vermedi. Tam tersine insanlar beni seviyor. Gerek komşularım olsun gerek çevrem herkesle selamlaşırız, herkese sevgiyle yaklaşırız. Bu çok önemli ve çok özel. İnsanların yaşadıkları yalnızlıklar içerisinde ne kadar zor olduğunu ve bu yaşadıklarımızın ne kadar önemli olduğunu da görüyoruz.

İZMİR’İN İNANÇ TURİZMİNE KATKISI BÜYÜK OLACAK

Yunanistan İzmir Başkonsolosu Theodore Tsakiris

- İzmir için ve turizm açısından önemi ne?

- Bu bayramın geleneksel anlamı suların yükselmesi. Suların yükselmesiyle birlikte denizciler balıkçılar, denizden iş yapanlar ki buna turizmciler de dahildir. Hepsinin kutsanıp yeni yılın iyi geçmesidir. Hem Yunanistan’ın her yerinde kutlanıyor, hem de Yunanlıların bulunduğu her yerde yurt dışında da kutlanan bir bayram. Ortodoksların bulunduğu yerlerde hangi milletten olurlarsa olsunlar. Bu dediğim gibi çok önemli bir etkinlik. Önemli bir dini bayram bizim için. İstanbul’da ve farklı yerlerde senelerdir devam eden bir gelenekti. 1922 yılından sonra ilk defa İzmir’de yapılıyor. Bu tabi İzmir’in kültürel konularda ne kadar dinamik olduğunun da bir göstergesi. Ve bunun turizm de birçok etkisi olacaktır. Gördüğünüz üzere de bugün Ege Denizi üzerindeki birçok adadan gruplar, farklı Ortodokslar geldi. İnanç turizmi için de çok önemli bir adım olduğuna inanıyorum. Biz de buna inanıyoruz. Bundan sonrasında da devam etmesini umuyoruz. Gördüğünüz gibi bugün de gelen insanlar oldu hava çok güzeldi. Buraya gelen bu olayı yaşayan bu güzel etkinliğe katılan insanlar sonrasında İzmir’in tarihi ve kültürel yerlerini gezip dolaşma şansına da sahip olacak.

- İzmirliler de katıldı. İzmirlilerin tepkisini nasıl buldunuz?

- İzmir’de çok eski zamanlardan beri Müslümanlar, Hristiyanlar, Museviler birlikte yaşıyordu. Camiler, kiliseler, havralar yan yanaydı. Bayramları birlikte kutlarlardı. Bu yüzden bu alkışlara alışığız. Eskiden de vardı bu alkışlar. Ve bu eski geleneğin tekrar canlanıp devam ettiğini görüyoruz.