Adele’cilerle Ahmet Kaya’cılara bir teşekkür

‘MILLION Years Ago’ şarkısı, ‘Acılara Tutunmak’ parçasından çalıntı mıydı; aralarında şaşırtıcı bir benzerlik var mıydı, yok muydu; benzerlik vardı da kalubeladan aşina olan iki müzisyenin ruh ikizliğinden mi ileri geliyordu, yahut basbayağı esinlenmeden miydi; hepsi talidir.

Haberin Devamı

Hangisinin gerçeği yansıttığı o kadar da önemli değil. Önemli olan bu vesileyle bize aynı anda hem Adele hem de Ahmet Kaya’yı dinletmiş, karabasan gibi üstümüze çöken bu kasvetli havada müziği tartıştırmış olmalarıdır.

 

* * *

 

Burnuma bir parça PR kokusu da gelmiyor değil. Kesinlikle başarılmış bir PR faaliyeti...

Ama ister lokal düzeyde Adele lehine çalışsın, ister rahmetli Ahmet Kaya’yı sevenlerin onu gündemde tutma çabası olsun, hiç fark etmez. Bizi bu kez de Adele’ciler ve Ahmet Kaya’cılar olarak ortadan ikiye bölmüş olsalar bile.

Varsın böyle bölünelim...

PR’sa da böyle PR olsun...

İkiye ayrılacaksak Adele’ciler ve Ahmet Kaya’cılar diye ikiye ayrılalım...

Savaş, yıkım ve ölüm haberleri dinlemekten, Putin’cilerle anti-Putin’ciler arasında sıkışmaktan bitap düşmüşlere bir kaçış fırsatı oldu, bir soluk aldırdı.

Haklıya, haksıza bakılmaz. Bu tartışmada haklıdır haksız olanlar da.

 

* * *

 

Haberin Devamı

Albümü 10 gün içinde milyonlar satarak rekora koşan, üretken bir dünya starı Adele. Satışı için, Ahmet Kaya müziğini araştırıp bulup kopyalamaya ihtiyacı mı var diyebilirsiniz...

Gülten Kaya gibi, o çapta bir starın telif hırsızlığına tenezzül edeceğine ihtimal vermeyenlerden de olabilirsiniz...

Neticede Ahmet Kaya, 30 yıl önceden de gelse sesiyle, hit’leriyle bugün hâlâ milyonların yüreğine dokunmaya devam ediyor.

Ve bana sorarsanız ‘Acılara Tutunmak’la ‘Million Years Ago/Milyon Yıl Önce’nin uyandırdığı duygular farklı. Biri diğerini andırmıyor.

Yanı sıra... ‘Acılara Tutunmak’ın sözleri de müziği de gürül gürül, çok daha güçlü. Ahmet Kaya’nın yorumu, iç duyuşu ve nefesi de öyle.

Ahmet Kaya şarkısında ‘birkaç bin yıl’, Adele ‘milyon yıl önce’ diyor. Özlem, özgürlük ve gökyüzünden bahis ikisinde de geçiyor.

Fakat yine bana sorarsanız ruhlarındaki özlem ve özgürlük sızısı bir olsa bile onu terennümleri, nağmeye dökme biçimleri tamamen ayrı.

O kulakla dinlerseniz müziklerinin tınısı birbirini çağrıştırabilir belki. Evet ama, aparmadan şüphe edecek ölçüde bir benzeşme, bir esinti, bir duygudaşlık zorlasanız çıkmaz.

 

* * *

 

Haberin Devamı

Yoksa katılmıyor musunuz bana? Dediğim gibi canınız sağ, karşı karşıya geldiğimiz konu bu olsun.

Bakın şu hususta da gönül huzuruyla toplumsal yarılma yaşayabiliriz.

‘Milyon yıl önce’ sözü, bana başka bir sözü çağrıştırdı. CNN Türk’te cumartesi akşamı yayınlanan ‘Vahşi Kanada’ belgeselindeki bir sözü.

Uçsuz bucaksız Kanada düzlüklerinde serazat koşan geyikleri gösterirken o cümleyi söyledi anlatıcı ses. “10 bin sene önce bitmiş bir yarışı koşuyorlar” dedi.

Çünkü o düzlüklerde milyon sene geyikleri kovalayan çitalar, 10 bin sene önce yarıştan çekilmiş. En zalim avcılarının soyu tükenmiş, yine de av olmamak için aynı düzlüklerde, aynı çevik bacaklarla hâlâ sürgit koşuyorlar. Nesiller boyu...

 

* * *

 

Haberin Devamı

Milyon sene önce bitmiş ne yarışlar koşmuyor muyuz şu âlemde? Adele, fi tarihinde avla avcı arasında cereyan eden aynen böyle bir hadiseyi anlatmıyor mu sizce de baladında? Kalanlarla gidenler arasında vaktiyle yaşanmış bitmiş bir mazinin hüzünlü hatıraları arasında dolaşmıyor mu sanki biraz?

 

 

Hâkimle, savcıyla ödeşememek

 


3.5 yıl tutuklu kalan Balyoz davası sanıklarından emekli Korgeneral Hayri Güner beraat etmiş. Beraatı kesinleşince de, haksız tutuklama nedeniyle kendisine 870 bin lira tazminat ödenmesine karar verilmiş.

Mahkeme emrine göre para, yasal faizi ile Maliye hazinesinden alınarak Güner’e ödenecek...

Kararı Yargıtay’da bozulan ya da AİHM’den dönen hâkimlere ise bir şey yok. Açık bir kasıt unsuru bulunmadığı sürece karar ve işlemleri temyiz de edilse, düzeltmeye de uğrasa hâkim ve savcılar yanlış tutuklama kararlarından dolayı yargılanıp ceza görmüyor. Yorumları isabetsiz çıkmakla kalıyor.

Dava Adalet Bakanlığı’na açılıyor, cezaya devlet çarptırılıyor. Sonuçta isabetsizliklerinin bedeli vatandaşa ödettiriliyor. Ceza hâkim ve savcıya rücu ettirilmediği sürece adil bir ödeşmeden söz edebilir misiniz?

Yazarın Tüm Yazıları