ABD ile İran anlaşıyor mu? Paşinyan ne yapıyor?

Oysa dostlar düşman oluyor, düşmanlar dostluk köprüleri kuruyor. Bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi tecrübeli bir liderin Türkiye gemisinin dümeninde olması çok önemli.

Ukrayna savaşından önce Ermenistan’ın ABD ile ortak tatbikat yapacağı söylense kimse inanmazdı. Paşiyan’ın, Putin’in Ermenistan topraklarına ayak bastığı anda savaş suçlusu olarak tutuklanmasını sağlayacak,”Roma Anlaşması”nı onaylatmak isteyeceği ise rüyada görülse inanılmazdı. Hadi bir adım daha ileri gidelim. İran’ın “Büyük şeytan” dediği ABD ile gizli işbirliği içine girdiği iddia edilse hemen yalanlanırdı.

ERDOĞAN’IN DÖRTLÜ ZİRVE ÖNERİSİ

Ama tüm bunlar yaşanıyor ve kısa bir süre sonra yeni müttefikliklerin ve yeni düşmanların sahneye çıkacağı bir tablo ile karşılaşacağız.

Türkiye tüm bunların farkında. Yani bir rüyadan uyanır gibi uyanmayacağız. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Aliyev, Putin ve Paşinyan ile dörtlü zirve önerisinin altında bu yatıyor.

YENİ ZELENSKİ Mİ OLACAK

ABD, Paşinyan’dan yeni bir Zelenski yaratmaya çalışıyor. Ama Paşinyan, Zelenski’nin ve Ukrayna’nın durumunu görmüyor. NATO zirvesinde yalnızları oynayan bir Zelenski vardı. Ülkesi savaş halinde... Ve ilginç olanı bu savaşın ne zaman biteceğini Zelenski de bilmiyor. Bildiği tek şey savaşı devam ettirdiği sürece koltuğunu koruyacağı. Savaş bittiğinde Zelenski de olmayacak.

ABD, İran’a karşı 8 yıl boyunca savaştırdığı Saddam Hüseyin’i savaş bittikten sonra düşman ilan etti. Saddam nerede? Savaş bitince Zelenski de olmayacak.

PAŞİNYAN’A MESAJ

Paşinyan, ABD’nin desteğine çok güveniyor ama karşısında Putin, Aliyev ve Erdoğan gibi, bir üçlü blok olduğunu unutuyor. Paşinyan’a, “Amerika’nın aklıyla hareket etme, bölge ülkeleri olarak biz çözelim deniliyor. ABD’ye güvenip ikinci Zelenski olmaya kalkışma, bu işe müsaade etmeyiz” mesajı veriliyor.

ÇEVRELEME POLİTİKASI

ABD Çin’i, Hindistan, Japonya, Tayvan ve Güney Kore ile; Rusya’yı, Ermenistan ve İran’la çevreleme politikası yürütüyor. Hindistan’daki G-20 Zirvesi’ne Rusya ve Çin devlet başkanları katılmadı. G-20’nin hemen ardından Kuzey Kore Devlet Başkanı Kim Jong-Un Rusya’yı ziyaret etti. Çin ise Rusya ve Kuzey Kore ile bağlarını güçlendirerek bu hamleye karşılık vermeye çalışıyor.

İRAN-ABD GİZLİ GÖRÜŞMELERİ

Burada ABD ile gizli işbirliği içine giren ülke ise İran. Şimdiye kadar ABD ambargosunu Çin ve Rusya desteği ile aşmayı başaran İran’ın son dönemlerde ABD ile ilişkilerini düzeltmek için bir dizi gizli görüşmeler yaptığı ifade ediliyor.

İRAN’IN 7 MİLYAR EURO PARASI

Hatta ilişkilerin belli bir seviyeye getirildiği söyleniyor. ABD’nin, İran’ın Avrupa bankalarında olan dondurulmuş hesaplarından 7 milyar Euro’yu serbest bıraktırmayı taahhüt ettiği ifade ediliyor. 7 milyar Euro’nun Güney Kore üzerinden ve 6-7 değişik kanaldan İran’ın hesaplarına gireceği söyleniyor. Bu ilişkiler ağı Ermenistan’ı kışkırtan ve Zengezur koridorunu engellemeye çalışan İran’ın arkasında “Büyük şeytan” dediği “ABD mi var?” sorusunu gündeme getiriyor.

ÖZGÜR ÖZEL, TABANDA HEYECAN UYANDIRDI MI

Özgür Özel, CHP genel başkanlığına adaylığını ilan etti. Bu  duruma en çok sevinenlerden birisinin de Kılıçdaroğlu olduğu muhakkak. Kılıçdaroğlu bir dönemler prensi olan Özgür Özel’i yenip kendisini şampiyon ilan etmeye hazırlanıyor.

Ama Kılıçdaroğlu’nun hesap hatası yapmaması gerekiyor. Çünkü partide, Özgür Özel’i aşan bir ölçüde değişim talebi var. Kılıçdaroğlu’nun şansı Özgür Özel değişim talebini karşılayacak doğru aday değil.

Canan Kaftancıoğlu’nun işaret ettiği gibi Özgür Özel, Kılıçdaroğlu’nun uyguladığı politikaların Meclis’teki en yılmaz savunucusuydu. 8 yıllık Grup Başkanvekilliği’nde gösterdiği sadakat nedeniyle Kılıçdaroğlu, başkasını değil onu Grup Başkanı seçti. Bu nedenle Kılıçdaroğlu’nun, İmamoğlu‘nun yaptığı Zoom toplantısında, en çok Özgür Özel’e şaşırdığı söyleniyor. Kendisini gözyaşları ile uğurlayan Özgür Özel’in ‘Brütüs’ü olduğunu o zaman fark etmiş. Eee her Sezar’a bir Brütüs gerekli.

GENÇLERİ KARŞISINA ALDI

Özgür Özel, genel başkanlık yarışına çıkarken ilk hatasını yaptı. Grup Başkanlığı’ndan istifa etmedi. Böylece koltuğa yapışmış görüntüsünü verdi. İkincisi İzmir kongresinde tepkiyle karşılandı. “Gençlerin umudu Kılıçdaroğlu “sloganı atan gençlere,“Beni Süleyman Soylu susturamadı. Bu talimatı veren de susturamaz” karşılığını vererek Kılıçdaroğlu’na meydan okudu. Ama aynı zamanda parti gençliğini karşısına aldı. Her kongrede gençler karşısında olacak.

Özgür Özel,

1- Tartışmalı tüzüğü hazırlayanlardan biriydi.

2- Kılıçdaroğlu’nun helalleşme politikasını destekleyenlerin başında geliyordu.

3- 39 milletvekili verilmesine karşı çıkıyor ama milletvekili listelerini hazırlayan komisyonda yer alıyordu.

Özgür Özel bunların özeleştirisini dahi vermedi.

HANDİKAPLARI

Şimdiden iki önemli bir handikapı oluştu.

1- “Emanetçi değilim” demesine rağmen, Özgür Özel daha kürsüde konuşurken Ekrem İmamoğlu destek tweeti attı. Bu, ‘Özgür Özel benim adayım’ olarak yorumlandı. Böylece istemeye istemeye de olsa Özgür Özel’in üzerine Ekrem İmamoğlu gölgesi düştü.

2- Ecevit, İsmet Paşa’ya karşı aday olurken Genel Sekreterlik’ten istifa etmişti. Deniz Baykal, Erdal İnönü’ye karşı yarışa girerken SHP Genel Sekreterliği’nden ayrılmıştı. Muharrem İnce, Kılıçdaroğlu’na karşı aday olurken CHP Grup Başkanvekilliği’ni bırakmıştı. Özgür Özel bunları yapmayarak, CHP geleneğine ters düştü.

HEYECAN UYANDIRMADI

Peki Özgür Özel, toplumda ve CHP tabanında bir heyecan uyandırdı mı? Uyandırmadı. Ne CHP’liler, ‘Özgür Özel gelsin partiyi kurtarsın’ diyor ne de Türk halkı ona yeni umudumuz gözüyle bakıyor.

ATATÜRK BÖYLE Mİ YAPARDI?

Özgür Özel, “Atatürk’ün emanetine aday olduğunu” açıkladı. CHP’yi Atatürk’ün partisi yapmayı vaat etti. Ama Sezgin Tanrıkulu’na sahip çıkınca, takke düştü kel göründü.

Sezgin Tanrıkulu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 15 köylüyü helikopterden attığını iddia etmişti.

Peki, Atatürk başkomutanı olduğu TSK’ya bir CHP milletvekilinin dil uzatmasını kabul eder miydi? Atatürk hayatta olsaydı, Sezgin Tanrıkulu’na ne derdi? Sezgin Tanrıkulu’nu destekler miydi?

Özgür Bey, Atatürk’ün ordusuna karşı savaş açan, TSK’yı kimyasal silah kullanmakla itham eden Sezgin Tanrıkulu’nu destekleyerek mi Atatürk’ün emanetine sahip çıkacaksınız?