Üniversitedeki genç hocama aşık oldum

Sevgili Güzin Abla, ben 18 yaşında bir gencim.

Ben şimdi size danışacağım konuyu aslında herkese böyle açıkça anlatmak istemiyordum ama kime sorsam “Benim başıma gelmediği için bilmem” diyor. Aslında benimkine ümitsiz vaka denir. Nasıl söylesem bilmiyorum ama ben üniversitede bir hanım hocama aşık oldum ya da olduğumu sanıyorum. Aramızda 10-12 yaş fark vardır ama ben kendime hakim olamamaya başladım. Bir ara ailemle sorun yaşıyordum o sıralarda onun benimle ilgilenmesi beni ona daha da çok yakınlaştırdı. Buna bir de her gün görmem eklenince durum içinden çıkılmaz hale dönüştü. Dersini, gözlerini, esprilerini ve kalbini çok seviyorum. Ama böyle bir aşkın hayatta olmayacağını da biliyorum. Şimdi ben ne yapacağım, her geçen gün onun büyüsüne kendimi biraz daha kaptırıyorum ve sizin gölgenize sığınıyorum. Şöyle bir söz vardır “Ya çare sizsinizdir ya da çaresizsinizdir”. Ben çaresiz değil kendime çare olmak istiyorum.
RUMUZ: YILDIZ

Bu yaşlarda aşık olmak, ya da olduğunu sanmak o kadar olağan şeylerdir ki oğlum... Bir bakış, bir gülümseme, bir dokunuş hemen insanın yüreğinin pır pır etmesine yol açar. Lise çağlarında nasıl genç bir öğretmene aşık olmak pek sık rastlanan bir durumsa, üniversitede de bir genç hanım öğretmenin yürekleri çarptırması da o kadar olağan sayılabilir.
Eminim o genç hanıma senin çevrenden de aşık olanlar vardır ama gururlarına yedirip söyleyemiyorlardır. Çünkü o hocanın bilgisi, tecrübesi, tavırları, hatta zaman zaman çok doğal olan ilgisi bile siz gençlerde değişik duygulara yol açabilir. Bu bir tür hayranlıktır ama bunu sevgi zannedebilirsiniz. Bu durumu çok fazla büyütme; zamana bırak ve göreceksin, bir süre sonra ona yine hayranlık duysan bile, bu aşkın ne kadar gereksiz olduğunu kendin de anlayacaksın.

Beni terk etti canım çok acıyor

Çok sevgili Güzin Abla, yazılarınızı her gün okuyorum ve size çok saygı duyuyorum, bizim dertlerimize ortak olup bize yol gösterdiğiniz için binlerce kez teşekkür ederim.

Sevgili ablacığım, ben internette biriyle tanıştım, altı ay kadar bir beraberliğimiz oldu. Kendisinin başından daha önce kısa süreli ama üzücü bir evlilik geçmiş. Birkaç yıl önce de işlemediği bir suç yüzünden bir süre hapis yatmış, birçok kadınla beraber olmuş ve kadınlara olan güvenini yitirmiş, onunla tanıştığımda bana “Beni sev, sevilmeye ihtiyacım” var dedi.

Sevdim hem de çok sevdim; bazen bir annenin yavrusunu sevdiği gibi bazen de bir eş gibi ama ne olduğunu anlayamadım. Bana “seni seviyorum” diyen kişi birden benden vazgeçti. Hatta nefret eder oldu; beni suçlamaya, benim hakkımda yanıldığını söylemeye başladı. Onu geri kazanmak için ne yaptımsa olmadı. Bazen gururumu bile hiçe sayıp yalvardım ona çünkü onu yürekten sevdim, çok acı çekiyorum. Gece gündüz yalvarıyorum Allah’a, bana onu bağışlasın diye ama dualarım kabul olmuyor.

Niye böyle oldu; ben nerede yanlış yaptım? Niye benden nefret ediyor? Hiç anlayamadım. Oysa ki ben onu sevmekten başka hiçbir şey yapmadım. ‘Gel’ dedi geldim, ‘git’ dedi gittim; bazen arkadaş gibi derdine ortak oldum, bazen eş gibi yardımına koştum. Şimdi o beni bırakıp gitti, ne yapacağımı şaşırdım, canım çok acıyor aklım çok karışık bana bir yol göster ne olur, ama unut deme; yürek laftan anlamıyor ki.
RUMUZ: DUALARIM KABUL OLMUYOR

Canım kızım, senin sorunun işte bu son satırlarından kaynaklanıyor. ‘Gel’ dedi geldim, ‘git’ dedi gittim, ne isterse yaptım, diyorsun ya? İşte sorun burada. Bu adam zaten psikolojik olarak çöküntü içinde biri olmalı. Boş yere hapis yatmış, boş yere adına leke sürülmüş artı kadınlardan yana da belli ki pek şansı olmamış. Onlara olan güvenini kaybetmiş. Ruhsal açıdan fazla dengeli olmadığı görülüyor. İşte bu tür adamlar yani kadınlara eziyet eden, onları esir gibi kullanan, dengesiz tavırlarıyla karşılarındakini şaşkına çevirenler nedense çok seviliyor.
Kadının bir tür zaafı olmalı bu... Erkek ona ne kadar kötü davranır, küçümser, değer vermez görünürse, kadın sanki garip bir mıknatısla çekilir gibi, o erkekten vazgeçemez hale geliyor. Sana bir şey söyleyeyim mi güzel kızım. Tanıdığım birçok kadının yaşamında buna benzer bir macera olmuştur ve daha sonra kendilerine geldiklerinde, “Ne kadar saçmalamışım, ben deli miymişim?” diye o günlerine hayıflanıyorlar. Sen de öyle olacaksın, unut demesem de, şu kötü günleri atlattıktan sonra, kendiliğinden unutmuş olduğunu göreceksin. Bu kaçınılmaz, çünkü insanoğlu yapı olarak; yaratılış olarak sürekli ezilmeye ve eziyete dayanamaz. Sonuçta egosu, gururu, kendine karşı duyduğu sorumluluk galip gelir ve silkinip, bu kabustan uyanıverir. Sen de bunu mutlaka yaşayacaksın ama bu olayı takıntı yapıp da sürekli düşünür, sürekli “neden beni istemedi” diye kafanda döndürür dolaştırırsan, ruh sağlığını bozarsın bak karışmam. Bu gibi erkeklerin bir kadını terk etmek için bahaneleri çoktur kızım, hiç boş yere üzülüp durma.
Yazarın Tüm Yazıları