Uluslararası diyalog iyi de, içerdeki diyalog ne olacak?

ŞARM EL ŞEYH

KADERİN garip cilvesi bu olsa gerek?

Genelkurmay Başkanı Özkök’e sert tepki göstermesinin hemen ardından Başbakan Erdoğan’ın "diyaloğun önemine" ilişkin bir oturuma katılmasından söz ediyorum.

Şarm El Şeyh’te, Dünya Ekonomik Forumu’nun Ortadoğu Konferansı’nın ikinci günü Başbakan Erdoğan, Malezya Başkanı Badawi, Mısır Başbakanı Nazif, Lübnan Başbakanı Siniora ile aynı oturumdaydı.

CNN’den El Cezire Televizyonuna transfer olan sunucu Riz Khan panelistlere şu soruyu yöneltiyor:

"Çatışma, uzlaşmazlık dönemlerinde diyalog ve işbirliği için ne yapmak gerekir?"

Türkiye’de etrafın toz, duman olduğu, kılıçların çekildiği bir dönemde kritik bir soru.

Başbakan Erdoğan, içerdeki diyalogdan ziyade Türkiye’nin komşularıyla girdiği diyaloğu anlatıyor.

"Komşularımızla irtibatlarımız çok iyi. Çünkü amacımız düşman üretmek değil, dost kazanmak. Neticelerini başarılı bir şekilde alıyoruz."

"İçerdeki diyalog"
anlaşılan sadece bizim sorunumuz değil.

Çünkü, globalleşen dünyada diyalog için mekanizmaların gerektiğini uzun uzun anlatan Mısır Başbakanı Ahmet Mahmut Nazif’e Mısırlı bir kadın gazeteci şu soruyu yöneltiyor:

"Uluslararası diyalog iyi ama içerdeki diyalog ne olacak?"

Gazetecinin ima ettiği Mübarek Hükümeti’nin son seçimlerde büyük bir sıçrama yapan Müslüman Kardeşler’le diyaloğu.

Türkiye’deki gerilimden habersiz başka bir Mısırlı gazeteci Başbakan Erdoğan’a "Mısır için ne önersiniz" diye soruyor.

Günlerdir yaşananları bilse sormayacak.

"İran ile diyaloğunuz nasıl" sorusuna ise Erdoğan’ın verdiği cevap şöyle:

"İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad ile iki kez görüştüm, nükleer meselesini konuştum. Nükleer barışcıl amaçlarla kullanılacaksa diyecek bir şey yok. Ama kitlesel imha silahlarına yönelikse kabul edilemez. Uluslararası kurumlar bize İran ile arabuluculuk görevi verirse memnuniyetle yerine getiririz."

Başbakan bu arada Türkiye’nin de sanayide rekabet için nükleer santrala karar verdiğini söylüyor.

"Bu konuda Kanada, İngiltere, Fransa, ABD ile görüşüyoruz" diyor.

Riz Khan’ın yönettiği oturumdan, Başbakan Erdoğan’a sorulan sorulardan benim çıkarttığım sonuç şu:

Türkiye, Ortadoğu’da ağırlığı olan bir ülke. İzleniyor ve model olarak görülüyor.

Bu yüzden, komşularla diyalog iyi de içerdeki diyalog ne olacak?


Ortadoğu’da yeni neslin vaadi

DÜNYA Ekonomik Forumu’nun her yıl Ürdün, Ölü Deniz’de düzenlediği "Ortadoğu" toplantısı bu yıl Mısır’da, Şarm El Şeyh’te.

Geçtiğimiz yıl bombalı bir saldırıyla sarsılan bu tatil cennetindeki "mini Davos"un teması "Yeni Neslin Vaadi".

Ortadoğu ülkelerinde işbaşında olan genç bakanların, CEO’ların bölgeye daha güvenli, daha zengin, daha adil günleri getirme vaadlerinden söz ediyorum.

Dün bu "yeni nesil"in bazı temsilcilerine kulak verdik.

Kimler vardı bunların arasında?

Mısır’ın Yatırım Bakanı Mahmut Saffet Mohieldin, Dubailand’ın CEO’su Salem Bin Damsal, Alshaya Grubu CEO’su Muhammed Alshaya.

Beymen mağazasının Kahire’deki açılışı sırasında tanışmış olduğum Mısır Yatırım Bakanı Mohieldin, neredeyse bir yıl zarfında yabancı yatırımı 3.9 milyar dolardan 5 milyar dolara çıkartmayı başarmış.

Çoğunlukla işadamlığından gelen bakanların oluşturduğu Mısır Hükümetinin en gözde bakanlarından.

Dubailand’ın CEO’su Bin Damsal ile elinde çantası dünyayı dolaşıp Dubai’yi pazarlıyor.

Türkiye’ye de gelmiş bu arada.

Mohieldin ve Bin Damsal’ın katıldığı toplantıların birinde Ekonomi’den sorumlu Bakan Ali Babacan da Türkiye’nin yabancı yatırıma yönelik girişimlerini ve turizmini anlattı.

Turizm meselesi Şarm el Şeyh’te en fazla gündeme gelen konulardan biri.

Çünkü Mısır Cumhurbaşkanı Mübarek’in dediği gibi "Ortadoğu ekonomik ve sosyal reformlar yolunda kritik bir dönemeçte".

Turizm bir yandan, bölgenin yabancı kültürlerle kaynaşmasını, ufkunu genişlemesini sağlayabilir.

Diğer yanda, bölgedeki genç ve işsiz bir nüfusa iş olanakları sağlayacak en büyük sektör durumuna dönüşebilir.
Yazarın Tüm Yazıları