Türkiye’de müze mağazalarının 1 milyon 800 bin müşterisi var

Haftalık Ekonomist Dergisi’nin verdiği Garanti Bankası’nın katkılarıyla yayınlanan aylık Kobi Girişim dergisi, Ocak 2007 sayısının kapağında müze mağazacılığını konu edinmiş.

Habere göre müze mağazacılığı, girişimcilikte yeni bir trend. Umarım öyledir.

Müze mağazacılığı denen konsept, adı üzerinde müzeler varolduğu sürece ve müzeyle birlikte gelişecek bir konsept. Müşteri kitlesi, müze ziyaretçisiyle doğru orantılı. Haberdeki verilere göre geçen yıl Türkiye’de 18 milyon kişi müze gezmiş. Bu rakamın yarısını yabancı turistler oluşturuyor. Bütün bu insanların sadece yüzde 10’u gezinin sonunda mağazalara uğramış, alışveriş yapmış. Yani Türkiye’de şu anda müze mağazalarının müşteri potansiyeli toplam 1 milyon 800 bin kişi. Bu rakamın en az yarısını yabancılar oluşturuyor. Yani tek seferlik müşteriler. Pek parlak değil. Ama mağazaların mevcut durumunu düşünecek olursak şaşırtıcı da değil.

Özel müzeleri saymazsak, bizde müzelerin büyük bölümünün mağazalarını DÖSİMM (Döner Sermaye İşletmesi Merkezi Müdürlüğü) işletiyor. Genel Müdürü Enver Altıntaç, verdiği röportajda uzun uzun el sanatlarını yaşatmak için neler yaptıklarını, Anadolu’yu karış karış gezdiklerini, fiyatları düşürme politikalarını anlatmış. İnternet sitelerine girip baktım, gerçekten güzel parçalar var koleksiyonlarında. İl il dolaşmaya gerek kalmadan yerel el sanatları örneklerini bulabiliyorsunuz.

Fakat bir müze mağazası, hediyelik eşya dükkanıyla karıştırılmamalı. Zaten Enver Bey de röportajın bir yerinde, "Bizim ilgi alanımıza yabancı misafirler giriyor" demiş. Bir başka sorun da DÖSİMM mağazalarının hepsinin tek tip olması. Yani Topkapı Sarayı veya Gaziantep Arkeoloji Müzesi’ne gitmeniz fark etmez, hepsinde aynı ürünleri bulursunuz.

Kendimizi müze ile snırlamayalım, genel düşünelim. Bir mağazanın kapısından içeri neden girersiniz; ihtiyacınız olan bir şeyi satın almak, veya hoşunuza gidecek bir şeyler bakınmak için. Peki müze mağazalarından hangi ihtiyacımızı karşılayabiliriz? Buzdolabına yapıştırılan mıknatıslar, baskılı bez çantalar, ikinci kalite tişörtler, seramik vazo veya dekoratif tabaklar, kitap ayraçları arasından sizi oraya tekrar tekrar çekecek ne bulabilirsiniz?

Oysa bir müzenin sergilediği eserlere yoğunlaşmış, kaynak görevi de görecek ürünleri olmalı. Geniş bir kütüphane oluşturularak işe başlanabilir mesela. Sonra çocuklar da düşünülmeli. Oraya gelen ziyaretçiye tek seferlik müşteri gözüyle bakılmamalı. Hatta mağaza tek başına ziyaretçi çekmek gibi bir görev bile üstlenebilir. Böylece müzelerin ziyaretçi sayısı da artırılabilir.

Bir de insanların gözündeki imaj var konusu var tabii. Çoğunluk müze mağazalarını hatıra eşya satan, pahalı yerler olarak görüyor. Eminim en çok mıknatıs, kitap ayracı ve afiş gibi ürünler satılıyordur. Bu imaj pek de yanlış değil aslında.

Geçtiğimiz haftalarda Gaziantep’teki Zeugma müzesini gezdim. Mozaiklerle ilgili mitolojik hikayeler o kadar ilgimi çekti ki, zamanla unuturum elimde bir kaynak bulunsun diye çıkışta mağazaya uğradım. Bir defa ellerinde kapsamlı bir Türkçe kitap kalmamıştı. Neyse, bir tane İngilizce kitap beğendim. İçindeki fotoğraflar, sayfa kalitesi mükemmel. Hikayelere de ayrıntılı olarak yer verilmiş. Sayfa sayısını tam hatırlamıyorum ama bir parmaktan daha kalın değil. Görevli 60 lira olduğunu söyleyince inanamadım. Ekipteki pek çok kişi kitap satın almaktan vazgeçip, broşür-dergi arası ucuz yayınlara yöneldi. İçim cız etti ama kafama koymuştum bir kere, 60 liraya kıyıp kitabı satın aldım. Döndüğümde kitabı gören herkes benimle aynı fikirdeydi, kitap pahalıydı. Aynı mağazada gayet güzel tasarlanmış bez çantalar da 30 liraya satılmaktaydı. Evet müze mağazaları, müzeye gelir getirmek amacıyla da kurulur ancak gelenlere yolunacak kaz gözüyle bakılmamalı.

Müzecilik ve müze mağazacılığı gelişecekse, bunda özel müzelerin büyük payı olacak. İstanbul Modern’in mağazası buna en iyi örnektir. Son zamanlarda en az müze kadar popüler olduğu söylenebilir. Her gittiğinizde yeni bir şeyler bulursunuz, koleksiyon sürekli yenilenir. Herşey müzenin koleksiyonu ile bağlantılıdır. Kitap bakımından zengindir. Sanatı gündelik hayatınıza taşıyabileceğiniz tasarımlar satılır. Oradan satın alacağınız defter, kalem ile çocuğunuzu okula gönderebilirsiniz. Her birinin üzerinde ayrı bir eser basılı oyun kağıtları ile arkadaşlarınızla iskambil oynayabilirsiniz. Kol saati sayesinde Fikret Mualla’yı hep üzerinizde taşıyabilirsiniz. Kravat, cüzdan, kartvizitlik, bilgisayar için mouse, mouse pad, mum, fular, takı, mutfak önlüğü, kalem kutusu hep burada bulabileceğiniz eşyalardan birkaçı.
Yazarın Tüm Yazıları